05-12-2003, 20:17 | #1 |
|
Kadınların Kalbine Giden Yol ?
""
Evet sözcükler güçlüdür. Ve eğer kadınların kalbine giden bir yol varsa,inanın bana,sözcüklerden geçer. Hatta o yol sözcüklerle döşelidir. Başka hiçbirşey doğru bir sözdizimi kadar bir kadının başını döndüremez. Tıpkı tılsımlı sözcüklerin masalların kapısını açması gibi... Yoksa Cyrano'yu unuttunuz mu?"" (Kürşat Başar-Başucumda Müzik s.121) Ne dersiniz?))) |
06-12-2003, 00:45 | #2 |
|
Savinien De Cyrano De Bergerac
-------------------------------------------------------------------------------- Küçük soylular sınıfındandır ; orduya girdi ama Arras kuşatmasında ağır bir yara aldığından 1641' de askerliği bırakamk zorunda kaldı. Kusursuz iki tiyatro oyunu yazdı: biri Moliere'in de üzerinde çok durup esinlendiği" le Pedant Joue "(1654) adlı komedi öteki "la Mort d'Agrippine " (1653) adlı trajedidir ; ayrıca Thomas More'un çizgisinde iki ütopik roman yazdı: " Histoire comique des Etats et Empires de la lune" (1657) ile "Histoire comique des Etats et Empires du Soleil " (1662). Gerek romanlarında gerekse mektuplarında Cyrano de Bergerac'ın özgürlük tutkunu olduğu görülür. Tıpkı Theophile de Viau ve Tristan L'Hermite gibi , Cyrano de Bergerac'in da siyasal tasarısı araştırıcının , hayattan tat almaya bakanların, hayalcinin kısıtlamasız özgürlüğüdür. Tarihin ya da sonsuzluğun korkularını tekrarlayıp durmaktansa,onları hayal gücünün yarattığı birer oyun gibi gösterir. İki sonsuzluk arasında yer aldığı için, kaygılanmayıda unutur. Filozofluk, bilginlik taslamaz , bilimin ve felsefenin özünü ve varolma koşullarını savunur. Alaycılığı ve dobracılığı , nüktelerindeki incelikle hem lirik hem de acımasız bir eleştirmendir. Abartma ve mecaz engelleri arasından bazen tehlikeli bir biçimde kendine yol açmaya çalışan bu başka dünyaların şairi, hareket dışı kalan hiç bir nesneden hoşlanmaz. Cyrano de Bergerac kelime oyunlarına, iğnemelere düşkünlüğü açısından ise , tam barok bir dehadır. http://www.geocities.com/SoHo/Coffee...biyografya.htm Hatırlatmak istedim saygılar. |
06-12-2003, 10:59 | #3 |
|
Sn. Başar a katılamıyorum
Sözcükler anlam kayıplarıyla ya da anlam abartılarıyla dolu olabilir, sözcüğe dökülmeyenin olduğu haliyle ve hatta mümkünse kelimelersiz anlatılabilmesi asıl baş döndürücü olan Güzel bir sözdizimini pek çok kişi ustalıkla yapabilir. Güzel bir söz dizimi fazladan özen ister, her bir fazlalık kolaylıkla sahteliğe yönelebilir. En iyisi başın dönmesi için güzel kelimelere hayranlık duymamak Bayanlara tavsiyem |
06-12-2003, 17:42 | #4 |
|
aslında kürşat başar'a katılmamak isterdim, lakin, galiba fazlasıyla pratiktekinin tanımı bu.(ama kısa bir sürelik)
kadınlar biraz radikal.yani iki uc nokta ilgisini çekiyor. ya hiç konuşmayan, 'cool','karizma' olarak adlandırılan erkekler ya da güzel sözcükleri yan yana ustalıkla dizenler. ama bi ayrıma dikkat etmek lazım. bu ancak ilk bakışta ve ilk anda dikkat edilen özellikler. ilk olarak bir erkeğin güzel konuşması veya karizma durması beni çekebilir ancak sonrasında, kesinlikle iç dünyası, dünyaya bakış açısı, duyguları, bilgi donanımı önemli. hiçbir kadın uzun süre, ya da bir ömür boyu bir 'tavus kuşu'nu seyretmez. uyum ve denge gerek, iç ve dış alemde. |
09-12-2003, 19:23 | #5 |
|
Gec oldu bılıyorum ama; Sayın Basar'ın sozlerını okuyunca delıkanlılık gunlerım geldı aklıma. Guzel sozler ya da sıırler ezberlemeye calısmak ya da ayrılık acısı yasayan bır yakınımıza 'bak soyle de. etkısı olur' gıbı tavsıyede bulunmak gıbı. Kadınları etkılemenın yolunun 'guzel soz soylemekten' ya da 'erkegın kalbıne gıden yol mıdesınden gecer' gıbı sozlerle belkı de kendımızı avuttuk ve netıcede ınsan oldugumuzu, bazen bır bakısın sayfalarca dızeden daha da etkılı oldugunu, bır dokunusun hazırlıgı saatler alan bır yemekten daha unutulmaz oldugunu anlayamadık gıbı gelıyor bana. Saygılarımla.
|
10-12-2003, 23:30 | #6 |
|
Kürşat Başar'ınbu kitabı bana hediye geldi..Okumaya başlamadım henüz.
Ama; "aşkı aramanın ve bulmanın yolları" isimli bir kitabı daha vardı onu da bitirememiştim(bu tarz kitapları okuyamıyorum..) Bence sorun hala aynı..! Kadınlar "anlaşılmaz "varlıklar) |
11-12-2003, 18:16 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Bugün arkadaşımdan konumuza çok uygun bir mesaj geldi. Hemen sizlerle paylaşayım dedim. İlgilenen meslektaşarım, Cyrano De Bergerac'ın tiyatro oyununun son sahnesindeki konuşmasına yer verebilirlerse çok sevineceğim.
Katıldığı bir nokta var ki o da aşağıda ifade edilmiş. Kadınları Anlamak Zor Öperseniz beyefendi degilsinizdir, Öpmezseniz adam degilsiniz. Iltifat edersiniz yalan der Etmezseniz birakir gider. Her istegine evet derseniz karaktersiz olursunuz Karsi çikarsaniz anlayissiz. Çok yanina giderseniz sıkıldım der Az giderseniz küser. Iyi giyinirseniz çapkinsin der Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar. Kiskanirsiniz huyun kötü der Kiskanmazsiniz sevmiyorsun der. Siz bir dakika geç kalin kiyamet kopar Kendisi bir saat gecikirse bunda ne var. Arkadasinizla bulusursunuz adi ihmal olur O bulusur "Bizim kizlar" olur. Siz baska kadina bakacak olsaniz gözleriniz oyulur Baska bir adam ona baktiginda adi hayranlik konur. Konustugunuz anda dinlemenizi ister Dinlediginiz anda "Neden konus muyorsun?" der Kisacasi... Sade ama çok karisik. Zayif gibi ama çok güçlü. Akil karistiran ama hayranlik uyandiran. Insani çildirtan ama mükemmel! Bu arada tercümelerin de kadin gibi oldugunu belirtmek isterim... Çok güzelse nadiren sadiktir. Çok sadiksa da nadiren güzel. Hoşçkalın, |
11-12-2003, 22:17 | #8 |
|
kadınlar anlaşılmaz varlıklar diyen arkadaşlarıma, erkeklerin de kolay anlaşılır varlıklar olmadıklarını hatırlatmakta fayda görmekteyim
en iyisi anlaşılmaya çalışılan olmaktan çıkarması insanın kendini.. ne ise öyle olması, yani kendisini de karşısındakini de yanıltmaması.. yani karşısındaki insanın gerçeklik duygusuyla (sevgili h.lerner in deyimiyle) alay etmemesi. güzel bir söz dizimi... doğru seçilmiş kelimeler... cepteki, dildeki kelimeler... bilmem ki neden büyüleyici kelimelere ileri bir anlam izafe ettiğinizde aldanmak daha kolaydır sn.paulus, bence tabii.. davranışlarsa daha kolay ele verir, sahteliği gerçekliği biraz daha kolay anlaşılır gibime geliyor.. sahte davranısşlara genelde sahte ve abartılı sözler de eşlik eder mesela... aman ne bileyim, herkesin sahtelikten ve sahte insanlardan uzak günler yaşamasını diliyorum ve pes ediyorum |
11-12-2003, 22:22 | #9 |
|
sözlerim şiire ve şairlere olan saygıma sevgime ilgime gölge düşürmesin... bu ayrı, kalbe giden yol için söylenen söz dizimleri ayrı
|
12-12-2003, 13:20 | #10 |
|
Sözcüklerden bahsederken her bayanın duymak isteyeceği türden vaadleri ya da sevgi sözcüklerini içeren basit cümleleri kastetmedim başından beri. Kasttetiğim ya bir şairin dizesinden çıkanlar ya da bir şairin dizesi olabilecek ahengi taşıyanlardı.
Bizim de kolay anlaşılır varlıklar olmadığımızda şüphe yok ama galiba bu konuda bayanlar biraz daha öndedir. Lakin bunu tartışmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Kim bilir belki de: Sade ama çok karisik. Zayif gibi ama çok güçlü. Akil karistiran ama hayranlik uyandiran. Insani çildirtan ama mükemmel! olmanızın sebebi budur. Sebep bu ise varsın biz sizi anlamayalım |
12-12-2003, 19:05 | #11 | |||||||||||||||||||
|
Paulus şu yukardaki söz dizimlerinizin de bir tuzak olduğunu görmezden gelemiyoruz sonuç yine aynı; "anlaşılmazız" |
14-12-2003, 18:08 | #12 |
|
Sn.Zeki Yaşar,
Forum :Hukuk Forumları ve Site Forumları olarak iki bölümdür. Site Lokali hukuku konu edinen bir forum alanı değildir. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz (Edebiyat, Müzik, Sinema, Bilgisayar) her konuda sohbetleri için ayrılmış bölümdür,Lütfen üzülmeyiniz,)) Hukuk konulu sohbetleri Hukuk Forumları bölümünde bulabilirsiniz. Saygılar)) |
15-12-2003, 09:05 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bu konuda herhalde latife yapıyorsunuz, Zeki Bey.Hukuk hayattan bu denli kopuk mu ki bu site kopuk olsun. Kaldıki bizim tartıştığımız bu konu yüzyıllardır güncelliğini hiç yitirmedi ki. Bu kadar güncel bir konuyu tartışmamamız abes olurdu.
Ah, keşke çözüm bu kadar basit olsaydı. Hoşçakalın, |
15-12-2003, 22:46 | #14 |
|
Bir bilen var mı ???
Sayın Hykayar,
“Ve eğer kadınların kalbine giden bir yol varsa inanın bana sözcüklerden geçer.Hatta o yol sözcüklerle döşelidir.” Kürşat Başar’ ın bu görüşlerinin kadınlar tarafından değerlendirilmesinden yanayım.( Burada ifade edilen görüşler biraz olsun bilgilenmemize yardımcı olacak.Teşekkür ederim. ) Ama acaba asıl önemli olan bu mu ? Öyle ya da böyle bir yol bulduk ta….. Yolun sonuna geldik “Kadın kalbi” İşte bilinmeyen bir büyük evren, keşfet edebilirsen, bir ömür mü yeter, bin ömür mü… Orada nasıl kalınır, önce barınma sorununu çözmek lazım, ama nasıl ? Orada kaç mevsim vardır, hava durumu değişikliklerini haber veren bir meteoroloji istasyonu var mı ? ( tedbirli olmaya yardımcı olsun ) Oradaki bilmem kaç yüz mevsimin her birinin bilmem kaç bin çiçeğine soldurmaksızın nasıl bakılır, nasıl sulanır, nasıl koklanır ? Oradaki denizler durgunken nasıl yüzülür, ve en beklenmedik zamanlarda çıkacak amansız fırtınalarda en yakın kıyılar nerededir, o kıyılara nasıl ulaşılır ? Oradaki yıldızlar arasında boşluklarda yitmeden nasıl yolculuk yapılır ? Oradaki dağ uçurumlarından yuvarlanmadan zirveler nasıl fethedilir ? Oradaki yağmur ormanlarında arslanlardan kaplanlardan korunarak nasıl gezilir ? Oradaki binlerce çocuk parkında her biri farklı dilleri konuşan binlerce çocukla nasıl tanışılır, nasıl oynanır ? Oradaki binlerce enstrümanın çaldığı, notalarla bile yazılamayan müziğin ritmi nasıl yakalanır, hangisinde dansedilir, nasıl edilir, hangisi hüzünle ya da neşeyle dinlenir, nasıl dinlenir ? Oradaki binlerce …..binlerce…….??? ……………………………………… “Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne istiyor? “ (Sigmund Freud) Bir bilen var mı ? Saygılarımla Merhaba |
16-12-2003, 09:00 | #15 |
|
Bu konuyu böyle dallanıp budaklandırdıkça, kadınları anlaşılması bu kadar güç ve karmaşık olarak niteledikçe bir erkek olarak kendimi tek hücreli basit bir yaratık olarak hissetmeye başladım.
Lütfen biri öyle basit varlıklar olmadığımızı, biz erkeklerin de kadınlar kadar olmasa da anlaşılmaz ve karmaşık olduğunu söylesin |
16-12-2003, 22:39 | #16 |
|
Paulus))))
kesinlikle sana katılıyorumm çünkü; ama ÇÜNkü..; nasıl oluyorda şu kadınları bir türlü "anlayamıyorsunuz" anlamıyorum |
16-12-2003, 22:44 | #17 |
|
"İşte bilinmeyen bir büyük evren, keşfet edebilirsen, bir ömür mü yeter, bin ömür mü… "
Sevgili Merhaba; ben küçük bir sır vereyim kolaylık olsun. "suyu hangi kaba koyarsanız o şekilde görürüsünüz.." değil mi?) |
17-12-2003, 17:04 | #18 |
|
Bilen beri gelsin!
DİALOG (Mealen);
Alaaddin'imiz,karşısına çıkana sorar; -Dile benden ne dilersen? İstek şu; -Karşı kıyıdan Şİkago'ya havadan ulaşmamı sağlayacak bir yol isterim. Alaaddin'in yüzü asılır ve -Bu isteğini yerine getirmem imkansız,başka bir şey iste der. -Kadınları anlamamı sağla o halde. Alaaddin ; - Şikago'ya seni götürecek hava köprüsü kaç şeritli olsun? |
17-12-2003, 22:17 | #19 |
|
Merhaba,
Sayın Ege,
Verdiğiniz ipucu için teşekkür ederim. Ne ölçüde doğru algıladığım konusunda tereddütlerim var. Ama algıladığım şekliyle değerlendirdiğimde, bunun temel gerçekliği değiştirmediğini düşünüyorum. Elbette, suyu hangi kaba koyarsanız onu o şekilde görürsünüz, ama aslında gördüğünüz, yalnızca değişen kabın şeklidir ve içindeki su, kabın şeklinden bağımsız olarak tek gerçeklik, yani hep sudur. Bir önceki yazımı, biraz da espri boyutunu ön planda tutarak, belki biraz abartılı ifadelerle yazmış olabilirim. Ama şimdi burada açık yüreklilikle ve cesaretle söylemek istiyorum ki, o yazımın özünde anlatmak istediğim, kadın duygu ve düşünce derinliğinin, düş gücünün, daha da genelleştirerek, varlığını şekillendiren tüm unsurların zenginliğinin, erkeklere göre çok daha fazla ve yoğun olduğudur. Biliyorum, bu değerlendirmem hemcinslerimin bazıları tarafından kadınlara iltifat, ya da bizler cephesini küçümsemek şeklinde algılanacak ve tepki toplayacaktır. Ama bu, konuyu yalnızca ego tatmini boyutunda düşünmek anlamı taşır ki, gerçeğin kendisi karşısında hiçbir değer ifade etmez. Çünkü bu tutum, binlerce yıldır kadın ve erkeğe yüklenen geleneksel toplumsal misyonuna dayalı, neredeyse genlerimize işlenmiş ve temelde varoluş gerçeğiyle hiç te uyuşmayan, doğal reaksiyonlara dönüşmüş düşünce aksiyonlarının sonucu olarak ortaya çıkar. Aynı zamanda bu, hakimiyet ve üstünlük duygusunun verdiği ilkel, fakat muazzam tatmin duygusundan vazgeçemeyişin dayattığı bilinçsiz bir kendini kandırmadır. Kadınların, anlaşılması çok zor bir iç dünyaları olduğu, tarih boyunca birçok felsefeci, edebiyatçı ve hatta bilim adamı tarafından veciz sözlerle dile getirilmiştir. Ama bu, temelde kadınlara bu konuda bir olumsuzlama ve yüklem anlamı taşımıyor olmalı. Olsa olsa, onları anlama konusunda, olması gereken duygu ve düşünce derinliğinden yoksun olanlara yönelik bir yüklem olabilir. Aşağıda, kadınlara yönelik söylenmiş, yüzlercesi bulunabilecek özlü sözlerden bazılarını sunuyorum. Saygılarımla. Merhaba Tanrı kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti. Kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar. (Ahmet Atlan) Erkekler yaşlanır, kadınlarsa değişir. (Goethe) Kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele her zaman yepyenidir. (Tolstoy) Kadın kendi başına ne gül goncasıdır, ne de diken. Koklamasını bilirsen gül, tutmasını bilmezsen diken olur. (Refik Halid Karay) Kadınların gözleri keskin, zekaları uyanık, düşünceleri vesveseli olur. (Guy de Maupassant) Bir sürü erkek başarısını ilk karısına borçludur. İkinci karısını da başarısına. (Jim Backus) Tarihi yazanlar erkeklerdir, ya şekillendirenler ? (Merhaba) Erkekler, bir an için düşünün; yeryüzünde var olan tüm zenginliklerin, kadınlar olmaksızın nasıl bir anlam ve değer değişikliliğine uğrayacağını hayal edebiliyormusunuz ? (Merhaba) Kadınlarımız Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişemeyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık kısacıktılar ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında ve ayakları altından akan toprak, toprak, ve topraktı. Gece aydınlık ve sıcak ve kağnılarda tahta yataklarında koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı. Ve kadınlar birbirlerinden gizleyerek bakıyorlardı ayın altında geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine. Ve kadınlar bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız şimdi ayın altında kağnıların ve hartuçların peşinde harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi aynı yürek ferahlığı, aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. Ve onbeşlik şarapnelin çeliğinde ince boyunlu çocuklar uyuyordu. Ve ayın altında kağnılar yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru. Nazım Hikmet Ran (Not: Şiir Köşesinde yer alması gereken bu muhteşem şiiri, konuyla ilgisi nedeniyle buraya taşımış olmamın, bir kural ihlali olarak değerlendirilmeyeceği inancımı bildirmek istiyorum.) |
20-12-2003, 09:20 | #20 |
|
çocuk, köpek. kelebek ve erkek
İnsanları seviyorum. Ama bir baba ile çocuğu oynarken görünce, çocuğa sempati duyuyorum.
Çocukları seviyorum. Ama bir çocuk ile köpeği oynarken görünce köpeğe sempati duyuyorum. Köpekleri seviyorum . Ama bir köpek ile kelebeği oynarken görünce kelebeğe sempati duyuyorum. Kadınları seviyorum. Ama bir kadın ile erkeği kavga ederken görünce erkeğe sempati duyuyorum. Sempatilerimle Bir Dost |
20-12-2003, 15:41 | #21 |
|
Sayın bir dost
teşbihte hata olmaz tabi ama, mantıkta hata neden yaptınız ki önceki örnekler biribiriyle oynarken, kadınla erkeği kavga ettiriyorsunuz? kavgada taraf tutmayın bence, herkes "bulunduğu yerde" anlaşılmadığını sandığı için kavga eder sonunda. güçsüz olana sempati duyuyorum diyorsanız, bu da yine erkek egemen dünyanın "vergisi") |
20-12-2003, 15:59 | #22 |
|
Yayılma ile sıkışma
Kadındaki huzursuzluğu yayılmaya (geniş bir zaman demiş ama bu genişlik zamanla sınırlı mı) ,erkekteki anlayışsızlığı da sıkışmağa (bu darlık da zamanla sınırlı değil gibime geliyor) bağlayan Ahmet ALTAN isabet kaydediyor mu sizce?
Yayılan ve sıkışılan başka şeyler de yok mu? Peki erkek huzursuzluğunun ve kadın anlayışsızlığının kaynağı ne ola ki? |
30-05-2006, 08:20 | #23 |
|
Teşekkürler..
Teşekkürler..sn.KAYAR..
Gerçekten de bu siteye üyeliğim kabul edildiği andan itibaren ...bu sitedeki paylaşımlar ve bizlere yaşattığınız nezih ve samimi ortam için size müteşekkirim.. Kadın olarak..,eşimden beklediğim şeyler..pırlanta taşlı yüzükler..,kürkler mücevherler..,yatlar, katlar ,arabalar vs.olmamıştır hiçbir zaman..Bilakis hayatı kolaylaştırmak adına;.. daima onunla yan yana olmaya özen göstermişimdir daima.. Eline uzun listeler vererek ,..bunlar alınacak..asla dememişimdir. Hayat mücadelesine.dış dünyada verdiği savaşa destek olarak onu için iyi bir - DİNLEYİCİ-olmaya gayret sarfetmişimdir.. Daima eşimin 15-20 adım arkasında parazit,pasif,sığıntı bir eş olmaktan kaçınmış..yıllardır babacığımdan kalan bir süs atolyesinde gece 3'lere kadar koli yapmış..kazancımı da müşterek yaşamımıza adamışımdır.. Kabül günleri,tv.başında rayından çıkmış içiboş yayınların müptelası gibi kötü huylarım da olmamıştır.. ************************************************** ********************** Buraya kadar tamam... Karşılığında tek beklentim ..-HARFLER VE SICAK BİR SÖZ-olmuştur.. İçinde -sevgi olan..samimiyet olan.. şefkat olan..-! Parayı ve maddiyatı aşmış bir kadın olarak diyebilirim ki.. İÇTENLİKLE SÖYLENEN O 2 KELİMENİN YERİNİ... hiçbir ev tapusu..hiçbir ORKİDE ..hiçbir mücevher...ve hiçbir kontak anahtarı tutamaz.. ************************************************** ****** Belki beyler bana şiddetle kızacak ama..o seni çok seviyorum sözcüğünü yan yana getirerek kullanmak sanki kişiliklerinden -ÖDÜN -gibi mi gelmektedir nedir...? Çok nadir duyarız çooooooooooooook.! Oysa biz kadınlar sık sık bu 2 kelimeyi duymak isteriz.. .....S*E*N*İ...S*E*V*İ*Y*O*R*U*M..... tekrar teşekkürler sn.Habibe Kayar BU KONUYU BEYLERE ANIMSATTIĞINIZ İÇİN...! Ayrıca bir teşekkür de MERHABA'ya NAZIMIN bu ŞİİRİ çok uyumlu oldu bu yazılanlara.. SEVGİYLE KALINIZ 30.05.2006 09.19 B*U*R*S*A |
28-06-2006, 17:20 | #24 |
|
Kadınlar.............Kadınlar.............Kadınlar
çözülmesi zor bir bulmaca kadınlar çözene ne mutlu |
14-01-2010, 23:44 | #25 |
|
bütün kadınlar bir değildir bence.her kadın kalbine giden yolu ancak kendi bilir.
|
21-05-2012, 20:46 | #26 |
|
Her ne kadar bütün kadınlar bir olmasa da; genel olarak kadınların kalbine giden yol.
Onlara iyi bir maddi olanak sağlamak, Onlarla ilgilenmek Ve onlara şefkat ve sevgi göstermekten geçiyor diyebiliriz. Erkeklerin kalbine giden yolun ne olduğunu bilmiyorum, ama bence 'mide'den geçmiyor. |
22-05-2012, 21:20 | #27 |
|
Kadınların kalbine giden yol kişiden kişiye değişir ama, çıkış yollarından birkaç tanesini meraklısına söyleyebilirim.
|
22-05-2012, 22:10 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
|
22-05-2012, 22:59 | #29 | |||||||||||||||||||
|
Kadınların kalbi de mi var? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kadınların Cinsel Hak ve Özgürlükleri | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 134 | 13-08-2012 12:21 |
Tüm Kadınların Dikkatine | şenay | Site Lokali | 4 | 03-07-2009 10:20 |
ava giden avukat ölü bulundu | ISIL YILMAZ | Hukuk Haberleri | 1 | 10-10-2006 19:52 |
KKTC'deki gayrimenkuller için AİHM’ye giden Rumlara karşı, Türkiye Strateji değiştirdi. | Arif Aydın | Hukuk Haberleri | 0 | 23-09-2006 10:56 |
duruşma beklerken geçip giden zamanın, yok olan savunma hakkının hesabını kim verecek | Av.Engin Özoğul | Hukuk Sohbetleri | 3 | 04-05-2006 16:22 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |