Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tmk6 İik 190 ispat yükü, boş havale dekontu, güncel yargıtay kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-06-2022, 08:32   #1
umutlaw

 
Varsayılan Tmk6 İik 190 ispat yükü, boş havale dekontu, güncel yargıtay kararı

Sayın meslektaşlarım
Baba öz oğluna borç verdim diye ilamsız icra yoluna başvurmuştur, ancak yapılan borca itiraz neticesinde baba tarafından açılan itirazın iptali davasında, babanın göndermiş olduğu banka havale dekontlarında herhangi bir şey yazılmadığı görünmektedir, babanın iddiası oğluna araç almak için borç verdiği yönündedir, ancak oğlunun araç satın almak için yeterince maaşı olup, krediyi kendi üzerine aldığı gibi, davacı baba 8 ay sonra parça parça oğlunun hesabına paralar yatırmıştır, davalı aracını satın alırken bile 50.000 TL nakit birikimi banka dekontu ile sabittir, öte yandan davalı müslüman olmayan bir kadınla evlenmek istediğinden bu baskılara maruz kaldığı şahitlerin başka bir mahkemedeki ikrarlarıyla sabittir,
Tmk 6 ve iik 190 a göre davacı baba iddiasını ispatla yükümlüdür, davacı gösterdiği şahitlerden biri davalıyı daha önceden tehdit ettiğinden uzaklaştırma kararı almış biri olup diğer şahit ise davalının eski patronudur ve her ikiside davalıya hasımdırlar!

Yargıtaymız boş gönderilen havaleler için değişik kararlar vermiştir güncel kararlar ve yorumlarınızı paylaşmadı saygıyla dilerim.
Teşekkür ederim
Old 06-06-2022, 13:16   #2
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Merhaba,

Açıklamasız gönderilen havalenin "borç ödeme" iradesini ortaya koyduğuna dair kararlar mevcuttur. Bende aynı fikirdeyim.

YARGITAY 13. HD, T. 28.6.2016, E. 2015/21818 K. 2016/15691
Yargıtay 3. HD, 21.02.2018 tarih E. 2015/27484, K. 2018/2268
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No:2014/35352 Karar No:2015/34495
Old 10-06-2022, 14:31   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

HMK ya göre tanık, kesin delil değildir.
Tanık, takdiri delildir.
İşini doğru yapan hakim, yalan söyleyen tanığın yalanını bir şekilde yakalayacaktır.
Bunu hakim yapmaz ise taraf avukatı soruları ile tanığı sıkıştırarak bunu yapmak zorundadır.
Ayrıca husumetli olan tanık beyanlarına göre karar verilemez.

T.C.
YARGITAY
13.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2014/35352
KARAR NO:2015/34495
KARAR TARİHİ.25/11/2015

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukat/ictihatlari/" title="avukat içtihatları">avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.


Davacı, davalı C.. Y..'ın eniştesi yani ablasının eşi olduğu sırada araba almak için kendisinden ödünç para istediğini, 12.07.2010 tarihinde banka hesabından davalının banka hesabına ödünç olarak 5.000.00.TL havale ettiğini, 2 yıldan fazla süre geçmesine rağmen davalının borcunu ödemediğini ileri sürerek 5.000.00.TL'nın 12.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacı tarafından gönderilen havalede borç olarak gönderildiğine dair herhangi bir açıklamanın bulunmadığını, havalenin daha önce müteaddit olarak davacı ve ailesine verdiği ödünç paraların bir kısmını ödemek için gönderildiğini, davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile 5.000.00.TL'nın 12.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Mahkemece, "davacı tarafından davalıya 12.07.2010 tarihinde gönderilen 5.000.00.TL havale ile ilgili olarak tarafların yakın akraba olmaları nedeniyle taraf tanıklarının dinlendiği ve havalenin borç olarak gönderildiği ancak iade edilmediği" gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Davacı ile davalının baldız-enişte olduğu ve davacı tarafından 12.07.2010 tarihinde banka aracılığıyla havale yoluyla davalıya 5.000.00.TL gönderdiği hususu uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık; havalenin borç olarak gönderilip gönderilmediği noktasında toplanmaktadır. Havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Tarafların delil olarak dayandığı banka havalesinde paranın gönderiliş nedenine ilişkin herhangi bir şerh bulunmamaktadır. HMK.'nun 203/a. madde ve fıkrasında belirtilen yakın akrabalar arasında baldız-enişte sayılmamaktadır. Yani davalı açıkça tanık dinlenmesine muvafakat etmedikçe olayda tanık dinlenemez. (Bu ibarenin muhalifinden HMK daki sayılan kimseler arasındaki işlemlerde havalenin nedeni için tanık dinlenebilir sonucu çıkmaktadır) Hal böyle olunca TMK.’ nun 6. maddesi ve HMK.’ nu hükümleri gereğince, paranın ödünç olarak verildiğini ispat yükü davacıya ait olup, davacı ödünç ilişkisini müddeabihin miktarı itibariyle kesin delillerle kanıtlamakla yükümlü iken davacı bu iddiasını ispat edecek yazılı belge ibraz edememiştir. O halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 13-12-2022, 00:18   #4
Av.Serhat Doğan

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:2004/4-362
K:2004/347
T:9.6.2004
• MEVSUF İKRAR NİTELİĞİ VE İSPAT KÜLFETİ
• BÖLÜNMEZLİK
• İSPAT YÜKÜNÜN BÖLÜNEMEMESİ
• İKRARIN MEVSUF İKRAR NİTELİĞİ
• BAĞLANTISIZ BİLEŞİK İKRAR NİTELİĞİNİN BULUNMAMASI


Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde:
Davacıların, her iki havalenin de ödünç olarak davalılara gönderildiği yönündeki iddiası davalılarca kabul edilmemiş, tersine, bu paraların, daha önce davacıların murislerine borç olarak verilen paraların geri ödenmesi için gönderildiği savunulmuştur. Böylece davalılar, davaya konu paraların kendilerine gönderildiğini ( maddi vakıayı ) ikrar etmiş, ancak, bunların davacı tarafından ileri sürülen nedenle ( ödünç olarak ) değil, başka bir nedenle ( mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla ) gönderildiklerini savunmak suretiyle, vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmişlerdir.
Davalıların, ikrar ettikleri maddi vakıanın hukuki vasfının ileri sürülenden farklı bulunduğunu bildirmeleri karşısında, somut olayda, basit ( adi ) veya bileşik ikrarın söz konusu olamayacağı çok açıktır. Zira, her ikisinin de temel koşulu, ileri sürülen maddi vakıanın ve onun hukuki vasfının birlikte kabul edilmiş olmasıdır. Bu nedenle, Yerel Mahkemenin, davalıların savunmasının bağlantısız bileşik ikrar niteliğinde bulunduğuna ilişkin kabulü isabetli değildir.
Vakıa kabul edilmekle birlikte, onun farklı bir hukuki vasıfta olduğunun ileri sürülmesi durumunda, vasıflı ikrardan söz edilmesi gerektiği ve vasıflı ikrarın bölünemeyeceği yukarıda açıklanmıştır.
O halde, somut olayda davalıların savunmaları, vasıflı ikrar ( gerekçeli inkar ) niteliğindedir ve bu ikrar bölünemez. Çünkü, vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa ( davalılara ) değil, vakıayı ileri süren tarafa ( davacıya ) aittir.
Bu durumda, davacı taraf, davaya konu paraların ödünç olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalıların ödünç ilişkisini kanıtlama yükümlülükleri bulunmamaktadır.
...


Nihayet, somut olay bakımından şu özel yönün de belirtilmesi gerekir: DAVACILARIN MURİSLERİNDEN UĞUR FAZILA DAVALILARIN KIZI, DAVUT YEKTA DA DAMATLARI OLDUĞUNDAN HUMK. NUN 293/1. MADDESİNİN TANIK DİNLETİLMESİNE MUVAFAKAT ETTİĞİ HALLERDEN BİRİ MEVCUT OLUP, davacılar eldeki davayı bu murislerinin külli halefleri sıfatıyla açtıkları için, anılan yasa hükmü çerçevesinde ödünç iddiasını tanıkla ispat hakkına sahiptirler. Nitekim, bu yön Yerel Mahkemece de kabul edilmiş ve her iki tarafın bildirdiği tanıklar dinlenmiştir. Ne var ki, yine Yerel Mahkemece de kabul edildiği üzere, dinlenen tanıklar, kendilerini bildiren tarafı doğrulayacak şekilde beyanda bulunmuşlardır. Davacı tanıklarının beyanları zaman, yer ve olgular itibariyle ödünç iddiasını tam bir açıklıkla ve kuşkudan uzak şekilde ortaya koyamamıştır. Dolayısıyla, davacı taraf, ödünç iddiasını tanık deliliyle kanıtlayamamıştır. Ancak, dava dilekçesinde, "Sair kanuni delail" denilmek suretiyle, diğer deliller yanında yemin deliline de dayanılmış olduğunun kabulü gerektiğinden; ödünç iddiası hakkında yazılı delil sunamayan ve bu iddiasını tanık deliliyle de kanıtlanamayan davacı tarafın, bu yönden davalılara yemin teklif etme hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla, Özel Daire bozma kararında, davacı tarafın ödünç iddiasını kanıtlayamadığının kabul edilmiş olması yerinde değildir. O halde, Yerel Mahkemece, davacı tarafa, iddianın kanıtlanması bakımından davalılara yemin teklif etme haklarının bulunduğu hatırlatılıp, hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; ispat yükü konusundaki yanılgılı değerlendirmeye dayalı önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.6.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 17-12-2022, 17:21   #5
E.YILMAZ

 
Varsayılan

1- Yargıtay: Açıklamasız havale borç ödemesi hükmündedir.
2- Husumetli Tanık beyanı “tek başına” hükme esas olmaz.

Muhtemelen dava reddedilecektir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
havale dekontu rüşvette delil olur mu? St.Av.Osman Erdal Meslektaşların Soruları 1 09-05-2015 16:43
ispat yükü ozlm Meslektaşların Soruları 4 05-02-2013 13:57
ispat yükü Av.İsa UYSAL Meslektaşların Soruları 3 22-03-2010 17:49
ispat yükü cmuk Meslektaşların Soruları 3 15-05-2008 16:50
ispat yükü ADVOCATEHAKAN Meslektaşların Soruları 1 22-02-2008 19:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,20240593 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.