|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
06-12-2010, 20:50 | #1 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Nemo iudex in sua causa karşısında Anayasa m.148/6
Nemo iudex in sua causa, bilindiği üzere kimsenin kendi davasında hakim olamayacağı ilkesidir.
Anayasanın 148. maddesinin 6. fıkrası
Kimsenin kendi davasında hakim olamayacağı ilkesi göz önünde bulundurulduğunda; Anayasa Mahkemesinin Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılaması uygun mudur? Şayet değilse, Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin hangi kurum tarafından düzenleneceği ayrı bir soru konusu olacaktır. Henüz ilk vizelerini vermiş bir hukuk öğrencisi olarak sorduğum soruda, kavramların ve kelimelerin kullanımında sürç-ü lisan ettiysem affola. Saygılarımla. |
07-12-2010, 00:36 | #2 |
|
Hmm kim sorduysa güzel sormuş (:
Doğrudan hukuki temele dayandıramayacağım üzgünüm ancak mantık çerçevesinde düşünüldüğünde bahse konu AY Mahkemesi üyesinin kendisi ile ilgili davaya hakim sıfatıyla değil de sanık sıfatıyla katılacağını, yani kendi kendisini değil görevli olduğu mahkeme başkanlığının onu yargılayacağı düşüncesine varıyorum... "Ha mahkemede onun yerine kim geçecek diye sorarsanız; bilmiyorum" diyordum ki AY Mahkemesi hakkındaki 2949 sayılı kanuna bakmak geldi aklıma(her ne kadar değiştirilecek olsa da) Kanun buyuruyor ki: Çekinme Madde 49.- Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin, 46 ncı maddede yazılı sebeplere dayanarak davaya veya işe bakmaktan çekinmeleri halinde, Anayasa Mahkemesi çekinme isteğinde bulunan Başkan veya üyenin de iştirakiyle konu hakkında kesin karar verir. Ancak, çekinme isteğinde bulunan oylamaya katılamaz. Kurulun toplanmasına mani olacak sayıda üyelerin çekinme istekleri dinlenmez aşkan ve üyelerin şahsî ve görevle ilgili suçları Madde 55.- Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarla şahsî suçları için soruşturma açılması Anayasa Mahkemesinin kararına bağlıdır. Başkan, gereken hallerde işi Anayasa Mahkemesine götürmeden önce bir üyeye ön inceleme de yaptırabilir. İmzasız, adressiz yahut takma adla yapılan veya yapıldığı anlaşılan ya da belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetler Başkanlıkça işleme konulmaz. Anayasa Mahkemesince, soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde gerekli soruşturmayı yapmak, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre gereken kararı vermek ve sözkonusu Kanunun sorgu hâkimine tanıdığı yetkileri kullanmak üzere üç üye görevlendirilir. Bu kurulun vereceği kararlar kesindir. Ön inceleme yaptırılmasına, kurul üyelerinin seçilmesine, soruşturmanın yapılmasına ve gereken kararların verilmesine dair esaslar Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünde gösterilir. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde hazırlık soruşturması ve ilk soruşturma genel hükümlere tabidir. Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin şahsî suçlarında, Yargıtay üyelerinin şahsi suçlarına ilişkin hükümler uygulanır. Anayasa Mahkemesi üyeleri açısından Sıkıyönetim Kanununda sözü edilen izin mercii Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesinin, sıkıyönetim komutanlığınca kovuşturma yapılmasına izin vermemesi halinde o üye hakkında yapılacak işlemler İçtüzükte gösterilir. ----------- Siz de bir içtüzüğe gözatın isterseniz... Saygılarımla |
19-12-2010, 21:54 | #3 |
|
Bu konuda görüşlerini aldığım değerli hocam Tunçer Karamustafaoğlu;
Anayasa Mahkemesinin yargılamayı "yüce divan sıfatıyla" gerçekleştireceğinden (en azından biçim olarak) ilke ile anayasa maddesi arasında bir aykırılık olmadığı görüşünde. Ancak, Yüce Divan yargılamasının bir ceza davası olması sebebiyle Anayasa Mahkemesinin ne kadar yetkili olabileceği konusuna dikkat çekiyor. Yüce Divana Yargıtaydan üyelerin katılımıyla da söz konusu aykırılığın giderilebileceği de kabul edilebilir bir çözüm. Sayın Kemal Gözler ise Anayasa Hukukunun Genel Esasları kitabında hukukun genel ilkelerinin pozitif hukukta yer aldığı ölçüde değerlendirmeye tabi tutulabileceğini; söz konusu ilkelerle mevcut bir hükmün değerlendirilemeyeceği fikrinde. (Bu görüşü en kısa zamanda kendi cümleleri ile kaynak belirterek tekrar başlık altında paylaşacağım) |
21-12-2010, 20:18 | #4 |
|
Değerli meslektaşım, Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu (2949):
Dava ve işlere bakmanın caiz olmadığı haller Madde 46.- Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyeleri : 1. Kendilerine ait olan veya kendilerini ilgilendiren dava ve işlere; Bakamazlar. Başkan ve üyelerin şahsî ve görevle ilgili suçları Madde 55.- Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarla şahsî suçları için soruşturma açılması Anayasa Mahkemesinin kararına bağlıdır. Başkan, gereken hallerde işi Anayasa Mahkemesine götürmeden önce bir üyeye ön inceleme de yaptırabilir. İmzasız, adressiz yahut takma adla yapılan veya yapıldığı anlaşılan ya da belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetler Başkanlıkça işleme konulmaz. Anayasa Mahkemesince, soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde gerekli soruşturmayı yapmak, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre gereken kararı vermek ve sözkonusu Kanunun sorgu hâkimine tanıdığı yetkileri kullanmak üzere üç üye görevlendirilir. Bu kurulun vereceği kararlar kesindir. Ön inceleme yaptırılmasına, kurul üyelerinin seçilmesine, soruşturmanın yapılmasına ve gereken kararların verilmesine dair esaslar Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünde gösterilir. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde hazırlık soruşturması ve ilk soruşturma genel hükümlere tabidir. Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin şahsî suçlarında, Yargıtay üyelerinin şahsi suçlarına ilişkin hükümler uygulanır. Anayasa Mahkemesi üyeleri açısından Sıkıyönetim Kanununda sözü edilen izin mercii Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesinin, sıkıyönetim komutanlığınca kovuşturma yapılmasına izin vermemesi halinde o üye hakkında yapılacak işlemler İçtüzükte gösterilir. Saygılarımla... |
21-12-2010, 20:25 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Av. Oğuzhan Dayar, ilgili yasa hükmünü belirtince ben de Yargıtay Kanunu'nu inceledim. İlgili hükümler aşağıdadır. Yargıtay Kanunu'nun İlgili Hükümleri Birinci Başkanlık Kurulu üyeleri kendileri ile ilgili konularda kurul toplantılarına katılamazlar. (Madde 33/5) Başkanlar kendileriyle ilgili konuların görüşülmesinde, Başkanlar Kuruluna katılamazlar. (Madde 9/4) Görüldüğü gibi Yargıtay üyeleriyle ilgili konuların görüşülmesinde kurula katılamayacakları öngörülüyor, aynı ilkenin Anayasa Mahkemesi üyelerinin yargılanmasıyla ilgili olarak uygulanması Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yasasında öngörülüyor. Ancak bu hükümler olmasaydı örnekseme yoluyla aynı sonuca varılabilmesi gerekir diye düşünüyorum. Aşağıda örnekseme bakımından göz önüne alınabilecek düzenlemeler bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu Hiçbir dernek üyesi, dernek ile kendisi, eşi, üstsoyu ve altsoyu arasındaki bir hukuki işlem veya uyuşmazlık konusunda alınması gereken kararlarda oy kullanamaz. (Madde 82/1) Türk Ticaret Kanunu Pay sahiplerinden hiçbiri, kendisi veya karı ve kocası yahut usul ve füruu ile şirket arasındaki şahsi bir işe veya davaya dair olan müzakerelerde, rey hakkını kullanamaz. Şirket işlerinin görülmesine her hangi bir suretle iştirak etmiş olanlar, idare meclisi azalarının ibrasına ait kararlarda rey hakkını haiz değildirler. Bu yasağın murakıplara şümulü yoktur. (Madde 374) Sayın Hocamız Kemal Gözler'in hukukun genel ilkelerinin pozitif hukukta yer aldıkça uygulanacağı görüşüne katılamıyorum, o zaman hukukun kaynağını pozitif düzenlemelere ve hatta egemenin emrine indirgemiş olmuyor muyuz? Oysaki hukukun genel ilkeleri de hukukun kaynağıdır ve hukuk boşluklarının doldurulmasında yargıç tarafından dikkate alınması gereken ilkelerdendir. |
21-12-2010, 22:46 | #6 |
|
2949 sayılı yasanın 55.maddesinin 4.fıkrasının işaret ettiği 2797 sayılı Yargıtay kanununun "şahsi suçlara ilişkin" ana maddesi olan 46. maddesini de belirtelim:
KİŞİSEL VE GÖREVLE İLGİLİ SUÇLAR: Madde 46 - Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları, üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci Başkanlık Kurulunun kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinin hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir. Birinci Başkanlık Kurulu kendisine intikal eden veya ettirilen ihbar ve şikayetleri inceleyerek soruşturma açılmasını gerektirir nitelikte gördüğü takdirde, ilk soruşturma yapılması için ceza dairesi başkanlarından birini görevlendirir. Aksi takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir. Bu karar kesindir. Soruşturma ile görevlendirilen başkan, soruşturmayı ikmal ettikten sonra evrakı Birinci Başkanlık Kuruluna gönderir. Soruşturmayı yapan ceza dairesi başkanı sorgu hakiminin yetkisini haiz olup Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilk soruşturmaya ait hükümlerini uygular. Vereceği tutuklama ve tutuklamanın kaldırılması veya kefaletle salıvermeye ait kararları Birinci Başkanlık Kurulunun onaması ile tekemmül eder. Birinci Başkanlık Kurulu, incelediği evrakı eksik bulursa soruşturmayı yapan başkana tamamlattırır. Son soruşturmanın açılmasına gerek görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına, aksi halde son soruşturmanın açılmasına karar verir ve görevle ilgili suçlarda Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Evrakın işlemden kaldırılmasına dair verilen kararlar kesindir. Sanık, Ceza Genel Kurulunca verilen kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yeniden incelenmesini isteyebilir. Haklarında inceleme ve soruşturma yapılacakların, inceleme ve soruşturma mercilerinin tayininde son görev ve sıfatları esas alınır. Sıkıyönetim Kanununda sözü edilen yetkili izin mercii, Yargıtay Büyük Genel Kuruludur. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk Felsefesi insanlığın geriliği karşısında ne yapabilir? | Armağan Konyalı | Hukuk ve Felsefe | 68 | 13-03-2015 04:38 |
ödeme emri karşısında yapılacak işlemler | armani | Meslektaşların Soruları | 1 | 19-11-2009 20:48 |
apartman yöneticiliği karşısında ciranatanın durumu | av.adige | Meslektaşların Soruları | 3 | 27-01-2009 12:17 |
Şiddet Karşısında Ne Yapmalı? | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 26-09-2007 15:30 |
Anayasa Deişikliklerinin Anayasa Mahkemesince Denetlenmesiyle İlgili Bir Soru | Batu Han | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-01-2007 13:22 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |