ACİLYurtdışındaki Yerleşik Türk Vatandaşının Türkiye'deki Malları Ve Sair Tasarruflar

Almanyada yaşayan 90 yaşında bir kişi, yaşlılıktan dolayı Alman makamlarından vasi atanmasını talep etmiş ve talebe uygun karar verilerek kendisine vasi atanmıştır. Fakat aynı kişinin Türkiyede de malları ve yüklü miktarda mevduatı bulunmaktadır. Bu durumda ilgili karara ilişkin şu hususlarda fikrinizi almak isterim:
1. Yabancı vasilik kararının tenfiz edilmesi mümkün müdür? Yoksa MÖHK 9 madde uyarınca doğrudan Türk mahkemelerinden vasi talebinde mi bulunulmalıdır? ( Not: Vasi veya kayyım tayini için kişinin Türkiye'de dinlenmesi yaşlılığından ötürü mümkün değildir, Kişinin Türkiye'de de ikametgahı vardır, )
2. Türkiyede doğrudan bir dava açmamaız halinde yabancı ülkedeki kişinin yaşlılıktan buraya gelemediğini belirtmemiz dinlenmeden karar verilebilmesini sağlar mı?
3. Merkez Bankası nezdindeki mevduatını ve mallarını alabilmesi/satabilmesi için vasi tayini talebinde bulunurken bunlara ilişkin özel talepleri beyan etmemiz gerekir mi? Yoksa genel vasilik ile tüm bu işlemeler yapılabilir mi?
4. Kişinin tarafımızı vekil ataması Almanya'da tayin ettiği vekil aracılığı ile mi yoksa doğrudan kendisi aracılığı ile mi sağlanır?
4. Kayyım atanmasını mı vasi tayinini mi tavsiye edersiniz?
5. Uygulamada ne şekilde sorunlarla karşılaşabiliriz?
Teşekkür ederim...

2675 S. MÖHOK, madde 9 ile ilgili araştırma yapın.

Sayın ad-hoc,

benim anladığım kadarı ile MÖHK 9 madde sadece Türk Hukuku'nun uygulanacağını belirtiyor, karar almanın münhasıran Türk Mahkemeleri'nin tekeli altında olduğunu değil. Eğer Almanyada'ki mahkeme karar alırken Türk Hukuku'nu uyguladıysa, karar alınırken var olan koşullar değişmeden, sizin Türkiye'de bir dava hakkınız olabileceğini sanmıyorum.

Türkiye'de dava açabilmek için birçok sorunun çözülmesi gerekir. Sözü geçen kişi medeni haklarını kullanmada kısıtlı ise ve Türkiye'de değilse, kimden vekaletname alacaksınız? Kayyım veya vasi tayin etmek için sizi kim yetkili kılacak? Bu konumda Alman mahkemesinin hangi konularda kayyım veya vasi tayin ettiğini bilmek çok önemli.

Konu ile ilgili olarak 13.01.2000 tarihli 'Yetişkinlerin Korunması Hakkında Milletlerarası Anlaşma' adı altında Lahey'de imzalanan bir anlaşma var. Türkiye'nin imzaladığına dair herhangi bir kayda rastlamadım, ama konu hakkında bir fikir sahibi olmak ve probleminizi çözmek için ne gibi olanakların olduğunu öğrenmek bakımından anlaşma Size faydalı olur diye düşünüyorum. Anlaşmanın Almanca, Fransızca, İtalyanca dillerindeki başlıklarına şu linkten ulaşabilirsiniz. Linkteki başlıkları Googl'a verdiğinizde anlaşmanın istediğiniz dildeki metnini bulabilirsiniz.

http://amb-suisse.fr/eda/de/home/top..._99991955.html

Saygılarımla

Almanya'da vasi atanmış kişinin, kısıtlının Türkiye'deki işleri için vekil tayin etmesi suretiyle burada da vasi tayini talebinde bulunamaz mıyız? Kısacası vasi bizi vekil tayin edemez mi?

Bana olur gibi geliyor. Anlaşılan konu ile ilgili fazla bilgi çıkmayacak buradan. Denemekten ne kaybedersiniz?

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/14443

K. 2005/17022

T. 6.12.2005

• YABANCI VESAYET KARARI ( Gösterilen Vesayeti Gerektiren Sebep Türk Hukukuna Göre de Vesayeti Gerektirir Nitelikte İse Yabancı Karar Bu Yönde Türk Mahkemesinde Delil Olabileceği )

• DELİL NİTELİĞİ ( Yabancı Vesayet Kararında Gösterilen Vesayeti Gerektiren Sebep Türk Hukukuna Göre de Vesayeti Gerektirir Nitelikte İse Yabancı Karar Bu Yönde Türk Mahkemesinde Delil Olabileceği )

• TANIMA KARARI ( Yabancı Vesayet Makamının Milli Hudutlar İçerisinde Vesayet İşlerinde Yetkisi Kabul Edilmiş Olacağı )

2675/m.8/1,9/1


ÖZET : Yabancı vesayet kararında gösterilen, vesayeti gerektiren sebep, Türk Hukukuna göre de vesayeti gerektirir nitelikte ise, yabancı karar, bu yönde Türk Mahkemesinde delil olabilir. Ama vesayet kararını verecek olan yine Türk mahkemesidir. Zira, vesayet kararı ile kararı veren vesayet makamı belirlenmekte ve vesayet işleri belirlenmiş olan bu makam tarafından yerine getirilebilmektedir. O bakımdan, alınacak bir tanıma kararı ile, yabancı vesayet makamının milli hudutlar içerisinde vesayet işlerinde yetkisi kabul edilmiş olur. Bu nedenle, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmiş sayılamaz. Bozma doğrultusunda işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Hak ve fiil ehliyeti, ilgilinin milli hukukuna tabidir. ( 2675 Sayılı K. m.8/1 )
Vesayet veya hacir kararı verilmesi veya sona erdirilmesi sebepleri, hakkında vesayet veya hacir kararının verilmesi veya sona erdirilmesi istenen kişinin milli hukukuna tabidir. ( 2675 Sayılı K. md.9/1 )
Davalı, Türk vatandaşıdır. Türk vatandaşlarına, yabancı bir ülkede vasi tayin edilmesi durumunda, bu karar ancak verildiği ülkede sonuç doğurur. Vesayet işleri kamu düzenini ilgilendirdiğinden bir Türk vatandaşı hakkında yabancı vesayet kararının Türkiye'de tanınması veya tenfizi mümkün değildir. Tanıma veya tenfiz kararı, sonuçta bir tespit hükmüdür. Böyle bir tespit hükmünü veren mahkemenin, vesayet makamı olamayacağı açıktır. Bu bakımdan, yabancı vesayet kararlarının tanınması veya tenfizine hukuken olanak yoktur. Yabancı vesayet kararında gösterilen, vesayeti gerektiren sebep, Türk Hukukuna göre de vesayeti gerektirir nitelikte ise, yabancı karar, bu yönde Türk Mahkemesinde delil olabilir. Ama vesayet kararını verecek olan yine Türk mahkemesidir. Zira, vesayet kararı ile kararı veren vesayet makamı belirlenmekte ve vesayet işleri belirlenmiş olan bu makam tarafından yerine getirilebilmektedir. O bakımdan, alınacak bir tanıma kararı ile, yabancı vesayet makamının milli hudutlar içerisinde vesayet işlerinde yetkisi kabul edilmiş olur. Bu nedenle, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmiş sayılamaz. Bozma doğrultusunda işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.