|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
09-06-2007, 15:55 | #1 |
|
Sağlık Hukuku ile ilgili bir tartışma.
Sevgili meslektaşlar somut bir olay değil ama benimkisi biraz felsefik bir soru olacak.
Şimdi bir doktor ile hastası arasındaki ilişki vekalet ilişkisidir malum olduğu üzere. Yani doktor hastasını tedavi ederken tıbbi gerçeklere ve bilime aykırı bir hareket eder, kusurlu olarak hastasına bir zarar verise vekalet akdi hükümlerine göre sözleşmeye aykırılıktan dolayı sorumlu olur. Yargıtay da yıllardır istikrarlı bir şekilde bu tip kararlar vermekte. Gelelim tartışmak istediğim konuya; bir hasta acil bir durumda doktora gelirse, doktor da bu hastaya acil olarak müdahale ederse bu müdahale esnasında doktor kusurlu bir harekette bulunur ise bu durumda sorumluluk nasıl olacak? akde aykırılık mı yoksa haksız fiil mi? bu durumda vekalet akdi kurulmuşmudur yoksa doktor kanunların kendisine yüklediği öncelikle hayat kurtarma ödevi ile mi hareket etmiştir? ya da şöyle sorayım;BK md 1 iki taraf karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde akit tamam olur. Rızanın beyanı sarih olabileceği gibi zımni dahi olabilir demektedir. acil olarak gelen bir hastanın tedavisini yapan doktor akdin kurulmasına zımni olarak muvafakat etmiştir denilebilir mi? Bu konu hakkında sayın meslektaşlarımın görüşlerini öğrenmek beni çok mutlu edecektir. Zira doktrinde pek fazla üzerine kafa yorulan bir konu değil bu konu. |
09-06-2007, 17:48 | #2 |
|
Merhaba,
1. Hasta ve doktoru arasında vekalet sözleşmesi vardır. 2. Sözleşme icap ve kabulle kurulur.Bu icap ve kabulün, görünümü açık irade beyanı şekilde olabileceği zımni irade beyanları şekilde de olabilir. 3. Acil durumlarda hem de sağlık ile ilgili acil durumlar da doktor ettiği yemini unutmamalı ve her zaman kendisine yöneltilen icapları kabul etmelidir. Hatta icabı, bu durumlarda, doktor yöneltmelidir. 4. Borçlu Doktorun,Vekalet sözleşmesine aykırı şekilde davranıldığı iddia ediliyorsa, Doktor,BK.m.96 uyarınca kusursuzluğunu ispatla yükümlüdür. |
09-06-2007, 22:31 | #3 |
|
Vekaletsİz İŞgÖrme?
Böyle ilginç bir soru için sağolun.
Acil olarak hastaneye gelen biri bilinci yitik bir halde, yani İRADESİ OLMADIĞI BİR HALDE de gelebilir. Böyle bir durumda bu tür bir hastanın iradesi olmadığı için bir icaptan, dolayısıyla bir sözleşmeden de bahsedilemez. Burada doktor müdahale etmekle başkasının yerine bir iş görmektedir. Bundan doğacak uyuşmazlıkların VEKALETSİZ İŞGÖRME hükümlerine göre çözümlenmesi akla gelebilir. e M R e |
09-06-2007, 23:05 | #4 |
|
soru güzel
doktor ile hasta arasında bağımsız ve tedaviyi üstlendiricek bir irade yoktur. en azından anlatılan olayda acil bir durumda doktorun "ben seni tedavi etmek istemiyorum" yada "şu şartlarda tedavi ederim" deme şansı yok. bu durumda bir vekil olma durumundan da bahsedilemez. hasta ise özgür iradesi ile değil apar topar acil servisteki herhangi bir doktora gitmiştir. yada götütürülmüştür.vekil tayin etme iradesi de yoktur. bu durumda hasta da irade beyan etmemiştir. vekaletsiz iş görme hükümleri daha baskın gibi iyi geceler. |
09-06-2007, 23:38 | #5 |
|
Merhaba,
Kanaatime göre, varması gereken bir irade beyanı aramak, işlevsel açıdan sosyal anlayışa uygun bir yaklaşım olmayacaktır. Çoğumuz,hatta hepimiz, hastalandığımız ve acil tedavi ihtiyacımız olduğunda hangi doktor olursa olsun, bizi tedavi etmesini isteriz.(istisnalar olabilir) Yani umuma yönelmiş bir icap vardır,sanki. Yani nasıl mağazada fiyatını üzrindeki bir palto için mağaza sahibinin ayrıca bir icapta bulunması gerek olmadan müşterinin "alıyorum" demesiyle sözleşme kuruluyorsa; burada da doktorun hemşireye " eks oluyor, çabuk malzemeleri getirin" demesiyle de vekalet sözleşmesi kurulmuş olur. Saygılarımla |
10-06-2007, 13:29 | #6 |
|
Sn. Korayad, görüşünüze saygılı olmakla birlikte sosyal anlayış kavramını soyut buluyorum.
Burada mutlaka sözleşme vardır demek gerekiyorsa, irade beyanı olmayan acil durumdaki bir hastanın hangi hareketinin icap anlamına geldiğini açıklamak gerekir. Sedye üzerinde baygın yatarken farazi bir icapta mı bulunuyor? Bu haldeki her insanın icapta bulunmuş sayılacağına dair bir hukuk kuralı mı var? Bu durumda istisnaen icap gerekmeden akdin kurulmuş sayılacağına dair bir hukuk kuralı mı var? Hasta yine tedavi görecektir, doktor yine tedavi etmekle yükümlüdür. Mutlaka temel hukuk kurallarına aykırı bir sebep ihdas etmek zorunda değiliz. emre |
10-06-2007, 20:53 | #7 |
|
Bu durumda her iki tarafında (hasta ve doktor) iradelerinin sakatlandığı anlaşılıyor. Sosyal anlayış gereği hasta lehine yöneltilmiş bir icap olduğu fikrine bende iştirak etmiyorum. Zira iradesi sakatlanan tek taraf değil her iki tarafında iradesinde sakatlık var. Ancak ortada bir sözleşmenin kurulmuş olduğunu kabul edersek sözleşmeye aykırılıktan dolayı doktor nasıl sorumlu tutulacak? Bir hastanın hastanenin acil servisine geldiğini düşünün örneğin kalp kirizi nedeniyle gelmiş olsun. Bu hasta için saniyelerin hatta saliseler bile çok önemlidir. Bir kaç saniye içinde hasta için karar verip uygulamaya geçmek zorunda olan doktorun bu müdahalesinde bir hata yapması sonucu hastada başka bir rahatsızlık meydana geldiyse sorumluluk nasıl paylaştırılacak? bu örnekten devam edelim kalp kirizi geçiren hastaya acilen bir iğne yapan doktor bu iğneyi yanlış biryere yapmış olsun ve bu yanlışlık sonucu hastanın kolunda his kaybı meydana gelsin mesela şimdi burada doktor bir vekil gibi meydana gelen zararın tamamından mı sorumlu olacak yoksa olaydaki kusuru oranında mı?
|
11-06-2007, 10:59 | #8 |
|
Acil seviste çalışan bir doktorun gelen hastasını seçerek tıbbi müdahalede bulunma hakkı yoktur.Tıbbi müdahalede bulunmak zorundadır.Bu durumda ''GÖREV '' gereği tıbbi müdahale yapıldığından ,Doktor devlet memuruysa idarenin sorumluluğunu gidilebilecektir.Ayrıca HAKSIZ FİİL Sorumluluğu söz konusu olacağından bizzat doktordan da talep de bulunulabilir.Acil müdahalelerde vekalet ilişkisinden söz edilemez.Ancak şuursuz olan bir hastanıın gireceği ameliyatla ilgili ailenin onayının alınması gerekir.Onaylama işlemi açık ve net bir şekilde ameliyatın yapılış nedeni ve sonuçlarını,gelişebilecek yeni komplikasyonları kapsayan bir belge üzerine yapılırsa bu durumda doktorunun kusurlu olduğunun ispatı da güçleşir.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Deniz Hukuku ile ilgili bilgisi olan var mı? | dalinn | Hukuk Lisans Eğitimi | 2 | 21-05-2007 16:57 |
Deniz ticaret hukuku ile ilgili | Seyda | Meslektaşların Soruları | 1 | 15-01-2007 14:13 |
2.Ulusal Sağlık Hukuku Sempozyumu | kezzy | Adliye Duvarı | 0 | 05-09-2006 08:48 |
usul hukuku ile ilgili bir soru | iyas | Hukuk Soruları Arşivi | 4 | 22-08-2006 20:58 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |