Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Nafaka takibine itiraz.

Yanıt
Old 06-05-2007, 14:22   #1
empas

 
Varsayılan Nafaka takibine itiraz.

Merhaba…

Bir boşanma davası,2005 yılında boşanma hükmüyle neticeleniyor ve kesinleşiyor.Tarafların iki tane müşterek çocuğu vardır.Ve her ikisinin de velayeti kadına bırakılıyor.Kocanın çocuklara iştirak nafakası ödemesine hükmediliyor.Ancak, ilamda kadının kocaya 20.000 YTL. Maddi tazminat ödeyeceği de hüküm altına alınmış.Koca,tazminat alacağının tahsili için kadına karşı derhal ilamlı icra takibine geçiyor.Bu takip halen derdest.Öte yandan,velayet her ne kadar anneye verilmişse de,çocuklarla fiilen baba daha çok ilgileniyor.Çocuklardan biri 15 yaşında.Bu çocuk adına baba bir bankada hesap açtırıyor ve çocuğuna bankamatik kartı alıyor ve çocuğa veriyor.Baba,zaman zaman para yatırıyor çocuğun hesabına ve çocuk da ihtiyacına göre bu hesaptan para çekiyor.Baba,çocuğun eğitimiyle de ilgileniyor.Örneğin sıklıkla çocuğun okuluna gidip öğretmenleriyle görüşüyor,sınavlara hazırlık için etüd merkezlerine gönderiyor ve ücretlerini baba ödüyor.Hatta çoklukla kılık kıyafet de alıyor her iki çocuğa. Ve kadın da çalıştığı için,çocuklar sıklıkla babanın uygun gördüğü lokantadan yemeklerini yiyorlar.Çünkü anne bazen işi gereği yurt dışına çıkmaktadır.Anne, iştirak nafakasını babadan iki yıldır talep etmiyor.Anne,sanki babanın çocuklara yaptığı harcamalar karşısında babadan iştirak nafakasını talep etmeyi vicdanen uygun görmüyor gibi… Ve adeta kadınla koca arasında zımni bir anlaşma söz konusu bu konuda.Ama aradan iki yıl geçtikten sonra kadın,birikmiş nafaka alacaklarının tahsili ve cari nafakalar için babaya karşı icra takibine geçiyor. Baba, tabii tuhaflaşıyor.Baba,nafaka alacağının tahsili için,annenin icra takibine karşı itirazda bulunmak istiyor.Bu mümkün müdür ?Neler önerebilirsiniz.? Saygılarımla…
Old 06-05-2007, 15:47   #2
muhatap

 
Varsayılan Birikmiş nafaka borcunun tahsili ve borçlunun çocukların bakımıyla ilgilenmesi...

Bu durum uygulamada bir çok kez başıma geldi. Nafaka alacaklısı, baba çocuklar için her türlü bakım borcunu değişik şekillerde yerine fazlasıyla getirse de, nafaka alacaklısı, birikmiş (vadesi gelmiş) ve zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla (borcun vadesinden itibaren 5 yıl) konusu para olan nafaka alacağını, her zaman borçlusu eski eşinden icra yoluyla talep edebilecektir. Alacaklının elinde nafaka hükmünü de içeren kesinleşmiş bir ilam bulunmaktadır, nafaka her ay doğan ve süreklilik arz eden, kanundan doğan bir alacaktır. Borçlu baba, çocuklarına 30.000.-YTLlik bir araba da alsa, onları yurtdışında da okutsa, nafaka borcu ortadan kalkmamaktadır. Zira, nafaka borçlusu babanın, çocukları için yaptığı tüm harcamalar kanunda "Ahlaki bir görevin ifası..." olarak değerlendirilmekte ve ahlaki bir görevin ifası için verilen bedellerin geri istenemeyeceğini" belitmektedir. Ben nafaka davaları ve nafaka takipleri ile sık ilgilenen biri olarak; kadın aleyhinde genel mahkemede açılan "nafaka borcunun bulunmadığına, ödendiğine" dair bir davada, nafaka alacaklısının borcun ödendiği iddiasını "inkar" etmesi halinde, tanık dinlenemeyeceğini ve davanın reddedileceğini belirtmek isterim. Ancak, nafakanın ait olduğu aylarda babanın çocukalarına kendi yanında baktığını ve yükümlülüklerini yerine getirdiği konusunda tanık dinlenebildiğini biliyorum, Bu konuda yargıtay kararları var. İsterseniz kaynak gösterebilirim. iyi çalışmalar...
Old 06-05-2007, 15:56   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
nafaka alacaklısı, birikmiş (vadesi gelmiş) ve zamanaşımına uğramamış olması koşuluyla (borcun vadesinden itibaren 5 yıl) konusu para olan nafaka alacağını, her zaman borçlusu eski eşinden icra yoluyla talep edebilecektir

Sayın muhatap'ın yazdıklarına, zamanaşımı konusunda alıntısını yaptığım bölüm hariç katılmaktayım. İlamlarda zamanaşımının 10 yıl olduğunu biliyorum. Yanılıyor muyum?

Saygılarımla
Old 06-05-2007, 16:09   #4
muhatap

 
Varsayılan B.K.md.126...

2 - Beş senelik müruru zaman

Madde 126 - Aşağıdaki alacak veya davalar hakkında beş senelik müruru zaman cari olur;

1 - Alelümum kiralar ile resülmal faizleri ve muayyen zamanlarda tediyesi meşrut aidat hakkındaki davalar.

2 - Erzak bedeli ve nafaka ve otel ve lokanta masraflarına müteallik davalar.

3 - (Değişik bent; 29/06/1956 - 6763/41 md.) Sanatkarların veya esnafın emeklerinin karşılığı, perakendecilerin sattıkları malların parası, noterlerin mesleki hizmetleri karşılığı, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki davalar;

4 - (Ek bent; 29/06/1956 - 6763/41 md.) Ticari olsun olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün davalar ile bir şirketin müdürleri, temsilcileri, murakıplariyle şirket veya ortaklar arasındaki davalar, vekalet akdinden, komüsyon aktinden, acentalık mukavelesinden, ticari tellallık ücreti davası hariç, tellallık akdinden doğan bütün davalar, mütaahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün davalar.

İyi çalışmalar dilerim.
Old 06-05-2007, 16:48   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın muhatap,

Mesajınızı normalden büyük yazdığınıza göre,gözlerimin bozuk olduğunu biliyorsunuz diye düşündüm.

Soru sahibi, boşanma ilamıyla birlikte nafakaya da hükmedildiğini ve kararın kesinleştiğini yazmış...Alıntısını yaptığınız B.K.nun maddesi soruyla ilgili değildir.

Ben soruyla ilgili maddeyi alıntıladım ve 1 adet de Yargıtay kararı ekledim.

Saygılarımla

Alıntı:
MADDE 135 - Müruru zaman katedilmiş olunca katıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeğe başlar.

Borç bir senette ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olunmuş ise yeni müddet daima on senedir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1976/12-2825
K. 1977/515
T. 1.6.1977
• ZAMANAŞIMI ( Mirasçıların Nafaka Borcundan Sorumluluğu )
• MİRASÇILARIN NAFAKA BORCUNDAN SORUMLULUĞU
• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Nafaka Alacağının Borçlunun Ölümü Nedeniyle Mirasçılarından İstenmesi )
• BORÇLARDA ZAMANAŞIMI ( Müteveffa Borçlunun Ölümünden İtibaren On Senelik Süre Olması )
• MİRAS ( Müteveffanın Nafaka Borcundan Dolayı Mirası Reddetmeyen Borçluların Sorumlu Olması )
818/m.135
2004/m.62,32,39
743/m.539
ÖZET : İcra takibi, 15.3.1962 tarihli kesinleşen nafaka ilamına göre yapılmıştır. Bu ilamda, ayda 200 lira nafakanın, takip yapan ( Ş )`ye ödenmesi öngörülmüştür. İlam borçlusu öldüğüne ve mirasçılar mirası reddetmediklerine göre, bu borçtan, alacaklının mirastaki payı düşüldükten sonra kalanla mirasçılar sorumludur. İİK`nin 39 ve BK `nin 135. maddelerine göre, borç ilama bağlandıktan sonra borçlunun ölüm tarihine değin gerçekleşen nafaka borcu on yıl süre ile zamanaşımına uğramaz.

DAVA : Taraflar arasındaki itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ( İstanbul 10 İcra Hakimliği)nce davanın reddine dair verilen 1.7.1974 gün ve 1974/404-974/520 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 8.12.1975 gün ve 8031-10605 sayılı ilamiyle, ( ...Bozmaya uyulmuş olduğuna göre, alacaklı lehine meydana gelen kazanılmış hakkın ihlali ve direnmeyi kapsayan şekilde karar tesisi isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İcra takibi 15.3.1962 tarihli kesinleşen nafaka ilamına göre yapılmıştır. Bu ilamda, ayda 200 lira nafakanın takip yapan ( Ş) lehine ödenmesi öngörülmüştür. İlam borçlusu öldüğüne ve mirasçıları mirası reddetmediklerine göre, bu borçtan alacaklının mirastaki payı düşürüldükten sonra kalanla mirasçılar sorumludur. İİK.nun 39. maddesi ve Borçlar kanunun 135. maddesi hükümlerine göre, borç ilama bağlandığından 10 senelik süre içerisinde müteveffa borçlunun ölümü tarihine kadar tahkkuk eden nafaka alacağının zaman aşımına uğramadığı düşünülerek mahkeme Hukuk Genel kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.6.1977 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Old 06-05-2007, 20:52   #6
empas

 
Varsayılan nafaka (devam)

selam,

Sayın Muhatap'a ve diğer düşüncelerini paylaşan arkadaşlarıma ilgilerinden dolayı çok teşekkür ederim.

Sayın Muhatap'tan sözünü ettiği Yargıtay kararlarını rica etsem....saygılarımla...
Old 07-05-2007, 16:08   #7
av.adnan

 
Varsayılan

Arkadaşlar , icraya konulan iştirak nafakası alacağı. Yani çocuklar için bağlanan nafaka. Mahkemece her ne kadar iştirak nafakası bağlanmış ise de, bu kağıt üzerinde kalmıştır. İştirak nafakasını talep etmenin şartı çocukların anne yanında bulunmasıdır. Anne hiç çocuklara bakmamış ki nafakasını istesin. kendisine bağlanan yoksulluk,tedbir gibi nafaka varsa bunu ancak ister. İştirak nafakasını kesinlikle talep edemez. İcra takibinin iptali ve menfi tespit davası açılmasını şiddetle tavsiye ederim.
Old 07-05-2007, 16:11   #8
av.adnan

 
Varsayılan

Bu arada zamanaşımı ile uğraşmanın bir yararı yok.Çocukların baba yanında olduklarını, annenin ilgilenmediği ve çocukları babadan teslim almadığını ispatlayın.gerisi kendiliğinden gelecektir.
Old 07-05-2007, 16:44   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.adnan
Arkadaşlar , icraya konulan iştirak nafakası alacağı. Yani çocuklar için bağlanan nafaka. Mahkemece her ne kadar iştirak nafakası bağlanmış ise de, bu kağıt üzerinde kalmıştır. İştirak nafakasını talep etmenin şartı çocukların anne yanında bulunmasıdır. Anne hiç çocuklara bakmamış ki nafakasını istesin. kendisine bağlanan yoksulluk,tedbir gibi nafaka varsa bunu ancak ister. İştirak nafakasını kesinlikle talep edemez. İcra takibinin iptali ve menfi tespit davası açılmasını şiddetle tavsiye ederim.

Sayın av.adnan,

Soruda "annenin çoçuklara hiç bakmadığı" gibi bir ifade bulunmamaktadır. Aksine şöyle denilmektedir:
Alıntı:
Öte yandan,velayet her ne kadar anneye verilmişse de,çocuklarla fiilen baba daha çok ilgileniyor


Alıntı:
Bu arada zamanaşımı ile uğraşmanın bir yararı yok.

Yine zamanaşımı konusunu cevap veren üye açınca; forumu okuyanlar yanlış bilgilenmesin diye yanıt vermek zorunluluk haline gelmiştir.

Sayın empas,

Konuyla ilgili 2 adet Yargıtay kararı sunuyorum.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/23047
K. 2004/349
T. 16.1.2004
• İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEBİ ( Nafaka Alacağına Dayalı İcra Takibine Vaki İtiraz Nedeniyle )
• NAFAKA ALACAĞINA DAYALI İCRA TAKİBİ ( Lehine Nafakaya Hükmedilen Çocuğun Borçlunun Yanında Kaldığı Süredeki Nafaka Alacağının Toplam Nafaka Borcundan Düşürülmesinin Gerekmesi )
2004/m.68
ÖZET : Lehine nafakaya hükmedilen, tarafların müşterek çocuğu, borçlu baba yanında kaldığı sürelerdeki nafaka alacağının, toplam borçtan düşürülmesi yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yapılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,Lehine nafakaya hükmedilen, tarafların müşterek çocuğu Ali'nin Temmuz 2001 tarihinden itibaren borçlunun yanında kaldığı tanık beyânı ile doğrulandığı gibi alacaklı vekilinin 11.3.2003 tarihli oturumundaki kabulü ile de sabit olmuştur. Bu durumda küçük Ali'nin baba yanında kaldığı sürelerdeki nafaka alacağının, toplam borçtan düşürülmesi yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususa ilişkin istemin de reddi yolunda hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.01.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/18852
K. 2005/23069
T. 24.11.2005
• NAFAKA BORCU ( İcranın Geri Bırakılması Koşulları - Bu Özelliği Taşımayan Ödemelerin "Ahlaki Bir Borcun Yerine Getirilmesi Niteliğinde" Olduğu ve Nafaka Borcundan Düşülmeyeceği )
• İCRANIN GERİ BIRAKILMASI ( Koşulları - Bu Özelliği Taşımayan Ödemelerin "Ahlaki Bir Borcun Yerine Getirilmesi Niteliğinde" Olduğu ve Nafaka Borcundan Düşülmeyeceği )
• AHLAKİ BORÇ ( İcranın Geri Bırakılması Koşulları - Bu Özelliği Taşımayan Ödemelerin "Ahlaki Bir Borcun Yerine Getirilmesi Niteliğinde" Olduğu ve Nafaka Borcundan Düşülmeyeceği )
2004/m. 33
ÖZET : İlama bağlı alacaklara karşı itiraz edilmesi halinde, icranın hangi belgelere dayanılarak geri bırakılacağı İİK'nun 33 ve sonraki maddelerinde belirlenmiştir.

Bu özelliği taşımayan ödemelerin "ahlaki bir borcun yerine getirilmesi niteliğinde" olduğu ve nafaka borcundan düşülmeyeceği Yargıtay'ın yerleşik görüşüdür.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı vekili tarafından Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08.12.2003 tarih ve 2003/436-790 sayılı kararı dayanak yapılarak borçlu hakkında ilamlı takibe geçildiği ve adı geçene toplam 44.198.461.886 TL alacağın tahsili için icra emri gönderildiği tespit edilmiştir.

İlama bağlı alacaklar ile ilgili olarak başlatılan takibe itiraz edilmesi halinde, icranın geri bırakılması isteminin hangi belgelere dayalı olarak ileri sürülebileceği İİK'nun 33 ve sonraki maddelerinde hükme bağlanmıştır.

İcra dosyasına takiple ilgili bir ödeme yapılmadığı gibi, sunulan belgelerinde İİK'nun 33. maddesinde yer alan niteliği taşımadıkları saptanmış, nafaka borcu için ödeme yapıldığı yönünde bir açıklamaya rastlanılmamıştır.

Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre yukarıdaki özelliği taşımayan ödemelerin "ahlaki bir borcun yerine getirilmesi niteliğinde olduğu" kabul edilmekte ve nafaka borcundan düşülemeyeceği sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda, mahkemece 25.07.2005 tarihli temyiz dilekçesinin 3 numaralı bendinde yer alan 19.947.000.000 TL ile ilgili borçlu beyanı açıklattırıldıktan sonra incelemenin yukarıdaki kurallara göre sonuçlandırılması gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'un 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 24.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
acılmış kambiyo takibine yeni boçlu ekleme erdobal Meslektaşların Soruları 12 03-11-2011 15:39
Cezai Şartın İcra Takibine Konu Edilmesi Av.Turan Meslektaşların Soruları 17 07-10-2011 11:56
İcra Takibine İtirazın Yanlışlıkla yetkisiz merciye gönderilmesi İc.Md.Volkan Savaş Meslektaşların Soruları 10 03-04-2007 17:04
İcra takibine ne şekilde devam etmeliyim Fishman Meslektaşların Soruları 3 20-11-2006 14:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07050991 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.