Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tedbir Nafakası-Yoksulluk Nafakasının Reddi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-07-2011, 21:43   #1
Kemosabe

 
Varsayılan Tedbir Nafakası-Yoksulluk Nafakasının Reddi

İyi akşamlar değerli meslektaşlarım;açılan boşanma davasında davalı yararına tedbir nafakası bağlanmıştı.Tarafların boşanmalarına ancak davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.Tedbir nafakası ile ilgili bir karar verilmemiştir.Tedbir nafakası da yoksulluk nafakasının reddi ile birlikte red edilmiş mi sayılmalıdır?Yoksa tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam mı edecektir?Cevap verecek olan herkese şimdiden çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla.
Old 13-07-2011, 22:20   #2
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Tedbir nafakası nitelik itibariyle boşanma kesinleşinceye kadar devam eder,yoksulluk nafakası davalının sabit geliri olması nedeniyle mi red edildi acaba?Kolay gelsin.
Old 14-07-2011, 06:47   #3
Kemosabe

 
Varsayılan

Davalının boşanmada ağır kusurlu olması nedeni ile red edildi.
Old 14-07-2011, 10:17   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2003/ 18569 Esas 2003/21654 Karar 04.11.2003 tarih :

Karar: İcra takibinin dayanağı olan ilamda tarafların boşanmalarını ve Medeni Kanunun 137. madde hükmü gereği borçlu eş yararına dava tarihinden itibaren tedbir nafakasını hükmedilmiştir. Medeni Kanunun 137. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 169. maddesi gereği hükmedilen tedbir nafakası eşlerin boşanma davası sebebiyle ayrı yaşama hakkını kazanmasının sonucu ve aile birliğini korumaya yönelik tedbir olup bu niteliği itibarıyle hüküm kesinleşinceye kadar devam eder. Hüküm kesinleşince başkaca bir hükme gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer.
Somut olayda bu nitelikte bir tedbir nafakası ilamlı icra takibine konu yapılmış olup, ilamda ayrıca yoksulluk nafakası da hükmedilmediğine göre ilamın kesinleşmesi ile birlikte tedbir nafakası da istenemez. Hükmün kesinleşmesinden sonraki dönem için de takibe devam edildiğine yönelik şikayetin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 04.11.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılar,
Old 14-05-2014, 16:24   #5
duygu orhan

 
Varsayılan

Merhaba, müvekkilin bana gelmeden önce açmış olduğu boşanma davasında, yoksulluk nafakası istemi reddedildi. Gerekçe ise bu konuda talep olmaması. Ancak dava dilekçesine bakıldığında davacı çocuklarım ve kendim için aylık 1000 tl nafaka talep ediyorum diyor. Mahkeme dava süresince tedbir nafakasına hükmediyor, ancak son celse kararında yoksulluk nafakası talebi olmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına ve çocuklara iştirak nafakasına hükmediyor. Duruşma tutanaklarında davacı nafaka talebim vardır diyor. (İmzası alınmıyor) Ancak bu taleplerde tabi ki yoksulluk kelimesi geçmiyor. Bu kararı temyiz edeceğim ancak siz değerli meslektaşlarımdan görüş almak isterim ve elinizde var ise yardımcı olabilecek yargıtay kararı paylaşabilirseniz sevinirim. Teşekkürler.
Old 14-05-2014, 16:43   #6
madlock

 
Varsayılan

MK 175. maddeye göre Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak şartıyla diğer taraftan nafaka talep edebilir. Kanun bu nafakayı yoksulluk nafakası olarak adlandırmış. 182. maddeye göre ise velayet verilmeyen eş çocukların masraflarına katılmak zorundadır denmek suretiyle çocuklar içinde nafaka yükümlülüğünden bahsedilmektedir. Olayımızda ise davacı çocukları ve kendisi için nafaka talep ettiğini dava dilekçesinde ve daha sonraki beyanlarında belirtmiş ise ayrıca yoksulluk nafakası ifadesini kullanmasının gerekmediği düşüncesindeyim. Bir davada davacı taleplerini bildirir. bu taleplerin hukuki nitelendirmesi ise hakime aittir. Sanırım bu ifade dosya okunurken atlanmış. Temyizde muhakkak dile getirin.
Old 14-05-2014, 17:44   #7
Av.Nazife Eytemiş BAŞAR

 
Varsayılan

Y2HD
Esas : 2012/25256
Karar : 2013/11098
Tarih : 18.04.2013
TEDBİR NAFAKASI
YOKSULLUK NAFAKASI
BOŞANMA SEBEBİYLE MADDİ TAZMİNAT ( Miktar Takdirinde Hata )
TMK.4, 169, 174, 175, 185, 186, 215, 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267
TBK.50
Boşanma veya ayrılık davası açılınca, dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının oluştuğu nazara alınmadan davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi ve
maddi tazminat miktarının olması gerekenden az miktarda takdiri, doğru olmamıştır.fk
DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; reddedilen nafakalar, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169).
O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

3-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı kadının ev hanımı olup, herhangi bir mesleğinin olmadığı, iş bulduğunda temizlik işlerine gittiği, sabit ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının oluştuğu nazara alınmadan davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi doğru olmamıştır.

4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır.
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle ( BOZULMASINA ), bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ( ONANMASINA ), işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi
Y2HD 18.04.2013 - K.2013/11098
____________ oOo ____________
Old 15-05-2014, 13:57   #8
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15343

Linkini verdğim kararda kadın sadece tedbir nafakası istemiş ve kararda yoksulluk ve maddi ve manevi tazminat istekleriyle ilgili bir karar verilmesine yer olmadığından kesinleşmiş ilk boşanma davası var. Açılan yoksulluk nafakası davası kesin hüküm nedeniyle reddedilmiş. Yargıtay ise yoksulluk nafakası ile ilgili bir talepte bulunulmadığından, bu konuda bir kesin hüküm oluşamayacağını, yeni açılan davanın esasına geçilmesi gerektiği şeklinde.
Alıntı:
ancak son celse kararında yoksulluk nafakası talebi olmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına ve çocuklara iştirak nafakasına hükmediyor.

Tam istediğiniz karar değil ama, yoksulluk nafakası istenmemiştir. Bu sebeple karar verilmesine yer olmadığına şeklinde verilen kararın kesinleşmesi halinde, 1 yıl içinde yeni bir yoksulluk nafakası davası açılabilir kanaatindeyim. Burada BOŞANMANIN KESİNLEŞME TARİHİNE DİKKAT ETMEK GEREKECEKTİR. Açılan davada mahkeme yoksulluk nafakasının koşullarını esastan incelemek zorundadır.

Öte yandan tedbir nafakası olarak nitelendirilmeyen talebin her iki nafaka anlamına gelebileceği, feragatın bulunmadığı ve belki de dava dilekçesindeki, duruşmadaki beyanlardan böyle bir sonucun ortaya çıkmasına neden olacak emareler varsa bunlarında temyiz gerekçesinde kullanılabileceğini düşünüyorum.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tedbir Nafakası - Yoksulluk Nafakası justicewarior Meslektaşların Soruları 15 13-10-2011 15:49
Tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüşmesi Av.Serbay Meslektaşların Soruları 1 13-12-2010 23:54
Tedbir Nafakası Nasıl Tahsil Edilir Yoksulluk Nafakasının Miktarı Ne Kadar Olur? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 22-11-2009 23:04
Tazminat - Yoksulluk Nafakası reddi/ Düşük İştirak Nafakası/ Temyiz/ Hakimin Reddi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 4 20-11-2009 14:32
tedbir ve yoksulluk nafakasının arttırılması ilamınır icrasında kesinleşme nizar Meslektaşların Soruları 1 30-12-2008 15:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04911494 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.