Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Kararı Arıyorum-Tapu İptali-Ecrimisil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-08-2011, 15:45   #1
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan Yargıtay Kararı Arıyorum-Tapu İptali-Ecrimisil

Değerli meslektaşlar,
Yargıtay 3. HD. 01.05.1990 t.li 1990/2548-3793 K. sayılı Yargıtay kararının tam metnini arıyorum. Kazancı'da ve Yargıtay'ın resmi web sayfasında bulamadım.
Old 24-08-2011, 15:15   #3
De jure

 
Varsayılan

Duygu hanım maalesef sinerjide de yok.iyi çalışmalar.
Old 24-08-2011, 15:36   #4
figen çankaya

 
Varsayılan

Duygu hanım,karar yılı kaç acaba?1990 mı?yargı dünyasında 1990 karar yılı olarak yok,ancak 91-92 yıllarına bakıldığında da bulunmamaktadır.
Old 24-08-2011, 15:43   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Işık
Değerli meslektaşlar,
Yargıtay 3. HD. 01.05.1990 t.li 1990/2548-3793 K. sayılı Yargıtay kararının tam metnini arıyorum. Kazancı'da ve Yargıtay'ın resmi web sayfasında bulamadım.

Sayın meslektaşım, kıymetli Yöneticim

Aşağıdaki kararın kocaman yazdığım kısımları aradığınız karar metninden yapılan alıntıyı içermektedir. Umarım işinize yarar.

Saygılarımla.

Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1990/3-645

K. 1991/75

T. 13.2.1991

• ECRİMİSİL TALEBİ ( Tapudaki Tescilin Muris Muvazaası Nedeniyle Geçersiz Olması Durumunda Temlik Edilenlerden )

• MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE GEÇERSİZ SATIŞ ( Kötüniyetli Temlik Alacaklısının Ecrimisil Ödeme Yükümlülüğü )

• SÜRE ( Muris Muvazaası Nedenine Dayalı Tapu İptal Davasında )

• ECRİMİSİL ( Muris muvazaası )

• MURİS MUVAZAASI ( Ecrimisil )

• TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN İKTİSABI ( Muris muvazaasında zamanaşımı )

• MURİS MUVAZAASINDA ZAMANAŞIMI ( Taşınmaz mülkiyetinin iktisabı )

818/m.18

743/m.633,908


ÖZET : Tapudaki tescilin geçerliliği için, hukuken geçerli bir sebebe dayanması gerekir. Temliki sağlayan satış sözleşmesinin muvazaa sebebiyle geçersizliği gözetilerek miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren davalıların ecrimisille sorumlu tutulmaları doğrudur. Ancak, ecremisil istenilen taşınmazın, murisin sağlığından beri kirada bulunduğu ve bu yerden kira parası alındığı anlaşılmaktadır. Taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin davacının zararına ve muvazaalı olarak düzenlendiği ileri sürülmediği gibi bu husus kanıtlanmış da değildir. Ecrimisili bir yerde en az kira bedeli olarak anlamak gerekir. Bu itibarla taşınmazdan elde edilen kira geliri gözetilerek davacı yararına payı oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken taşınmaz boş vaziyette kabul edilip, emsalleri gözetilerek getirebileceği gelirin hesaplanması suretiyle tayin edilmesi isabetsizdir. DAVA : Taraflar arasındaki "ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 4. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.12.1989 gün ve 1989/617-1077 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 1.5.1990 gün ve 1990/2548-3793 sayılı kararı; ( ... Davalılar ile tarafların murisi arasındaki satış akdi muvazaa sebebiyle iptal edilmiş ise de, satış aktine taraf olanların kötü niyetle hareket ettikleri saptanmamış ve tapu iptaline dair kesinleşen hükümde de bu konuda gerekçeye yer verilmeyerek bozmaya uyularak verilen nihai hükümde aslında bağış olan işlemin satış olarak gösterilmesinden ve bu suretle bağışın şekli şartının yerine getirilmemesinden dolayı tapu iptal edilmiş bulunduğuna göre, davalıların tapuya dayanan işgallerinin kötü niyetli olduğu kabul edilemez. Muvazaa ancak üçüncü tarafı zarara sokmak ( olayımızda davacıyı mirastan yoksun kılmak ) amacıyla yapıldığı takdirde muvazaaya murisle birlikte taraf olan davalı kötü niyetli kabul edilebilir ve ancak bu halde ecrimisile ölüm tarihinden itibaren hükmedilebilir. Oysa, murisle davalı arasında varlığı saptanan muvazaa, davacıyı mirastan mahrum kılmak için değil, iptale ilişkin hükümden de anlaşılacağı üzere ana taşınmazı bağışlamak amacıyla yapılmıştır. Davalının murisin bağışından yararlanması bir kötü niyet belirtisi olamaz. Kötü niyet olmadıkça Medeni Kanunun 908. maddesinde esaslı unsur gerçekleşmiş olamayacağından ecrimisile de hükmedilemez.
Muvazaa nedenine dayalı iptal kararı, geriye doğru da hüküm ifade eden kararlardan olmakla beraber, iptal edilen mülkiyetin karinesi olan tapudur. Oysa iyi niyetli zilyetlikle taşınmaz işgali ve ondan yararlanmak için geçerli ve hukuken korunan bir olgudur.
Bu nedenlerle ecrimisile tapu iptali davası sonunda verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren hükmedilmesi gerekirken murisin ölüm tarihinden itibaren hükmedilmesi doğru değildir.
Bundan ayrı kabul şekline göre de, davalıların dava konusu taşınmazı kiraya vererek gelir elde ettikleri anlaşılmakta olup bu konuda ibraz ettikleri kira sözleşmesinin muvazaaya davalı bulunduğu ya da davalıların aldıkları gerçek kiranın bundan fazla olduğu iddia ve isbat edilmediğine göre davalıların ancak aldıkları kira miktarı ile sorumlu tutulmaları gerekir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar müşterek miras bırakanın, dava konusu taşınmazları tapuda satış göstermek suretiyle davalılara yaptığı temlik, davacının muris muvazaası sebebine dayanarak açtığı dava sonunda temlikte gerçek satış değil davacı mirasçıdan mal kaçırma amacını sağlamaya yönelik bağışın üstün tutulduğu görünürdeki satış akdinin muvazaa ile illetli olduğu gibi geçerli olan ancak örtülü bırakılan bağışın da yasal biçim koşullarını içermediğinden geçersiz bulunduğu gerekçesiyle iptale karar verilmiş, karar Yargıtay`ca da onanarak kesinleşmiştir. Medeni Kanunumuzda ayrık hükümler saklı kalmak kaydıyla gayrimenkul mülkiyetinin edinilmesinde tapuya tescil asıldır. Ancak, tescilin geçerliliği için de hukuken geçerli bir sebebe dayanması gerekir. Olayda davalılar adına olan tapu kaydının oluşmasının muvazaa ile illetli bulunduğu mahkeme ilamı ile belirlenmiştir. Muvazaa, en kısa olarak irade ile beyan arasında üçüncü şahısları aldatmak amacıyla kasden yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Doktrinde benimsenen ağırlıklı görüşe göre de muvazaanın müeyyidesi sözleşmenin butlanıdır. O itibarla da sözleşmenin icra olunduğu tarihten itibaren muayyen bir sürenin geçmiş olması veya sözleşmeye icazet verilmesi, yahut akitlerin yükümlülüklerini ifa etmeleri muvazaalı sözleşmeye geçerlilik kazandıramaz. Bu nedenledir ki muvazaa hukuksal sebebine dayalı tapu iptal davaları açılması herhangi bir süreye tabi değildir. Belirtmek gerekir ki muvazaa sebebine dayalı iptal davaları da temelde geçersiz olan sözleşmelere karşı ileri sürülür. Olayda miras bırakan 1984 Kasım ayında vefat etmiş davacı evlat tarafından, davalılar yeğenlerine karşı muris muvazaası nedeniyle iptal davası 22.5.1985 tarihinde açılmış ve temyize konu davada da muresin ölüm tarihinden itibaren pay oranında ecrimisel talep edilmiştir.
Davacı mirasçının, miras bırakanı ölmedikçe bu hakkını kullanamayacağı kuşkusuzdur. Davacının engeç dava açtığı tareh itibariyle davalıları temerrüde düşürdüğünün kabulü gerekir. Yine dava konusu taşınmazın tamamının kiraya verilmek suretiyle davalıların tasarrufunda bulunduğu, davacıyı intifadan men ettikleri hususu da saptanmış durumdadır. Olayın açıklanan oluş biçimine göre davalıların kötü niyetli bulundukları da aşikardır. Hal böyle olunca temliki sağlayan satış sözleşmesinin muvazaa sebebiyle geçersizliği gözetilerek miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren davalıların ecrimisille sorumlu tutulmaları doğrudur. Ancak, ecremisil istenilen taşınmazın, murisin sağlığından beri kirada bulunduğu ve bu yerden kira parası alındığı anlaşılmaktadır. Taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin davacının zararına ve muvazaalı olarak düzenlendiği ileri sürülmediği gibi bu husus kanıtlanmışta değildir. Ecrimisili bir yerde en az kira bedeli olarak anlamak gerekir. Bu itibarla taşınmazdan elde edilen kira geliri gözetilerek davacı yararına payı oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken taşınmaz boş vaziyette kabul edilip, emsalleri gözetilerek getirebileceği gelirin hesaplanması suretiyle tayin edilmesi isabetsizdir.
O halde direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZlSI
Muaraza nedeni ile tapu iptal kararının hüküm ve sonuçları, mirasın açıldığı ana kadar geriye yürür. Çünkü Medeni Kanunun 517. maddesi hükmüne göre, miras ölüm ile açılır. Murisin ölüm tarihinden itibaren, ecrimisil hesaplanarak yerel mahkemece hüküm kurulması yasaya uygundur.
Ecrimisll davalarında, davacı hakkının kapsamı taşınmaz bir mesken olduğuna göre bu taşınmazın ecrimisili; raice göre getirebileceği kira parasıdır. Her ne kadar davalılar bu taşınmazı kiraya vererek kira parasını almışlar ise de davacı, o kira parası miktarı ile bağlı değildir. Çünkü ecrimisil, aslı işgal tazminatına dayanan bir zarar giderinin biçimidir. Taşınmazın kötü niyetle işgali nedeni ile zarara uğrayan kişi, tam zararını istemeye hakkı vardır ( MK.908 ). Bu zarar da raiç kira parasına göre hesaplanmalıdır. Mahkemece de bu dorultuda bilirkişi aracılığı ile saptadığı ecrimisile hükmetmiştir ki bu yönden de karar doğrudur.
Yukarıda izah olunduğu üzere yerel mahkeme kararı bütünü ile kanuna uygun olduğundan Onanması görüşündeyim. 13.2.1991
Üye
Yusuf Yılbaş
yarx
</H4>
Old 24-08-2011, 15:44   #6
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Karar yılı 1990'dır. Hiçbir yerde tam metni bulamadım. Sadece Yargıtay HGK'nın 13.02.1991 t.li 1990/3-645 E. 1991/75 K. sayılı kararının içinde bu karar da alıntılanarak konu tartışılmış, Sn. Zeytinn de sitemizde ilgili linki göstererek bu konuda bana yardımcı oldu. Orada alıntılanan kadarı ile değerlendirip dilekçemi verdim.

İlgilenen tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. İyi çalışmalar dilerim.
Old 05-12-2011, 15:53   #7
av_mkaraman

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım;

Muris muvazası nedeniyle açmış olduğum bir dava yakın zamanda lehimize karara çıktı. Dava konusu yer halen bir banka şubesine kiraya verilmiş durumda. Davalı her ay yaklaşık 10.000TL kira almakta. Dedest davada ihtiyati tedbir talebimizde reddedildi. Gerekçeli karar da halen çıkmadığından -yukarıdaki açıklamalar vede kararlar uyarınca- ecrimisil davası açıp açmamakta tereddüt etmekteyim. Yani gerekçeli kararın şekil eksikliğine mi, mirasçılardan mal kaçırma gayesine mi dayanacağını bilemediğimden beklemekteyim. Bu konuda varsa bir gelişme, karar ve yorumunuzu iletmenizi rica ediyorum. İyi çalışmalar
Old 05-12-2011, 16:04   #8
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım,

Ben gerekçeli karar henüz kesinleşmeden ecrimisil davamı açtım. Yalnız bizde şöyle farklı bir durum da var onu belirtmek isterim.

Benim dosyamda, karar bir kere Yargıtay'dan bozulup geldi. Yalnız bu bozma sadece vekalet ücreti yönünden bir bozmaydı ve karşı yanca duruşmada "bozmaya uyulsun" şeklinde beyanda bulunuldu; Mahkemece de bozma kararına uyularak karar, sadece vek. üc. yönünden bozuldu.

Böylece kararın tapu iptaline ilişkin bölümü açısından lehimize usuli kazanılmış hak doğdu. Yani şu an kararın sadece vekalet ücreti kısmı tartışılabilir, onun dışındaki itirazlar dinlenemez. (Bu arada dosyam 2. kez de vek. ücr. yönünden bozuldu ve son olarak bir kaç hafta önce 3. kez karara çıktı!!!)

Kararın tapu iptaline yönelik kısmı açısından bozma ihtimali artık hiçbir şekilde kalmadığı için ben ecrimisil davamı açarken rahattım. Ancak siz daha gerekçenizi dahi bilemiyorsunuz. O nedenle mutlaka beklemenizi tavsiye ederim.

Ben ecrimisil davası açısından, tapu iptaline ilişkin davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü o karar kesinleşmeksizin, ecrimisil yönünden karar verilebilmesi mümkün olamaz, burası net. Ancak benim davamda karşı yanın savunması bu karar kesinleşmeden ecrimisil davasının açılamayacağı yönünde, bu savunmalarına dayanak edecek herhangi bir düzenleme yok yahut bu savunmayı herhangi bir Yargıtay kararı ile de destekleyemediler.

Bu nedenle tapu iptaline ilişkin davanın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiğini ancak kararın kesinleşmesinin ecrimisil davası açmak için bir şart olmadığını düşünüyorum.

Saygılar,
Old 05-12-2011, 16:07   #9
av_mkaraman

 
Varsayılan

esasen bir an evvel dava açıp, ihtiyati tedbir kararı almak istiyorum. Zira yazdığım gibi her ay 10 bin tl kira gelirini mevcut davalı almakta. Kararın kesinleşmesi de uzun zaman alacağından müvekkillerin kaybı da büyük olacaktır. Kaldı istirdatla davalıdan geçmiş kira bedellerini almakta neredeyse imkansız gibi görünüyor.
Old 05-12-2011, 16:12   #10
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Gerekçeli kararınız yazıldıktan sonra yeniden görüşelim.
Ecrimisili geriye dönük 5 yıllık istediğiniz için sorun yaşayacağınızı sanmıyorum. Dava açarken taşınmaz üzerine ihtiyati haciz talep edersiniz. (çok büyük ihtimal verilmez.) Bu talebiniz kabul edilmez ise iht. tedbir olarak talep edersiniz.

Nasılsa her ay gelen belli bir gelir varmış. Dolayısıyla tahsil edilemeyecek bir para değil. Kendinizi riske atmayın, gerekçeyi bekleyin.

Zira ecrimisil talebinde süre yönünden de ikili kararlar var. Bir kısım kararda, muvazaa olduğu için işlemin baştan itibaren geçersiz olduğu ve bu nedenle de murisin ölüm tarihinden itibaren sorumlu olunacağı belirtilirken bir kısım kararda aksini söylüyor.

Ben murisin ölüm tarihinden itibaren geçerli olmak üzere talep ettim. Dosyanın karara çıkmasına daha uzun vakit var, henüz keşif ve b.kişi incelemesi dahi yapılmadı. Ama yine de gelişmelerden haberdar ederim.
Old 14-12-2011, 17:47   #11
av_mkaraman

 
Varsayılan

"Muvazaa ancak üçüncü tarafı zarara sokmak ( olayımızda davacıyı mirastan yoksun kılmak ) amacıyla yapıldığı takdirde muvazaaya murisle birlikte taraf olan davalı kötü niyetli kabul edilebilir ve ancak bu halde ecrimisile ölüm tarihinden itibaren hükmedilebilir. Oysa, murisle davalı arasında varlığı saptanan muvazaa, davacıyı mirastan mahrum kılmak için değil, iptale ilişkin hükümden de anlaşılacağı üzere ana taşınmazı bağışlamak amacıyla yapılmıştır. Davalının murisin bağışından yararlanması bir kötü niyet belirtisi olamaz. Kötü niyet olmadıkça Medeni Kanunun 908. maddesinde esaslı unsur gerçekleşmiş olamayacağından ecrimisile de hükmedilemez."

Değerli Meslektaşım Duygu Hanım;

Tartışılan ve bir kısmını alıntıladığım Yargıtay kararı nedeniyle daha önce bahsettiğim ve açmayı düşündüğüm ecrimisil davasında yoğun tereddüt yaşıyorum. Muris muvazaasına ilişkin aldığım kararın gerekçesi çıktı. Uzun delil değerlendirmesinden sonra "..yapılan hisse devrinin gerçek bir satış işlemi olmadığı kanaatine varılmıştır..." şeklinde gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
Şimdi;

Yargıtayın ortya koyduğu ölçüt açısından karardaki bu gerekçeyi davalının kötüniyetle hareket eden ve kendisine ecrimisil davası açılabicek bir kişi olarak mı, yoksa davalının iyiniyetli olması nedeniyle ecrimisil davası açılamayacak biri olarak mı niteleyelim. 1. önerme doğru ise murisaimizin ölüm tarihinden itibaren ecrimisil davası açacağız. Ki düşündüğüm budur. 2. önerme doğru ise aldığımız bu iptal kararı kesinleşinceye kadar herhangi bir talebimiz olmayacak demektir. Ne dersiniz, ne yapmalıyız? Saygılar.
Old 15-12-2011, 10:28   #12
Av.Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

Konuya katkısı olması açısından benzer mahiyette daha yeni tarihli Yargıtay 3. HD nin 2008/17351 E. - 2008/20300 K. sayılı kararından da istifade edebilirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay kararı arıyorum brcgl Meslektaşların Soruları 3 17-12-2010 16:30
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00
yargıtay kararı arıyorum sevda acarözmen Meslektaşların Soruları 1 04-03-2010 16:33
Yargıtay Kararı Arıyorum revan Meslektaşların Soruları 2 04-01-2010 16:35
Yargıtay kararı arıyorum Av.Yücel Tamtürk Meslektaşların Soruları 2 30-04-2009 18:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06321812 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.