|
Ben de bu konuyu araştırıyorum. İş kazasından kaynaklı davada dava dilekçesinin sonuç kısmında, yalnızca maddi tazminat denmiş ve maluliyet raporlarında başkasının sürekli bakımına muhtaç olduğu belirtilmişse bu bakıcı giderini de kapsar mı?
Aşağıdaki gibi bir karar buldum.
"Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddi tazminat kalemlerinden olan bakıcı gideri talebinin reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde istenen 1000 TL maddi tazminat olduğundan, bakıcı gideri de maddi tazminat alacağı olduğundan alacak kalemlerinin 02.10.2017 tarihinde dilekçe ile Mahkemeye açıklandığından ve ayrıca ıslah dilekçesi ile de ıslah edilerek harcı ödendiğinden maddi tazminat alacak kalemlerinden olan bakıcı gideri tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bakıcı gideri yönünden düzelterek onama kararı verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde 1000 TL maddi tazminat ve 30.000 TL manevi tazminatın tahsili talep edilmişse de dosyada bulunan 02.10.2017 tarihli beyan dilekçesinde de belirttikleri üzere 1000 TL maddi tazminatın 500 TL bakıcı gideri ve 500 TL de iş gücü kaybı tazminatından oluştuğunu bildirdikleri alacak kalemlerinin açıklanması niteliğindeki dilekçeye göre alacak kalemlerinin açıklandığını ve akabinde alınan raporlar da dikkate alınarak daha sonra da hesaplanması yapılan işbu iş gücü kaybı ve bakıcı gideri alacakları yönünden ıslah yapılarak ıslah harcının da ödendiğini, Mahkemenin alacak kalemlerinin açıklanması yönünde istem ve açıklanması için süre de vermemişken alacak kalemlerinin açıklanması için süre ve şartlar geçtikten sonra alacak kalemlerinin açıklandığını belirttiğini, oysa ki taraflarına alacak kalemlerinin açıklanması için süre ve ihtarda da bulunmadan hüküm verilmesinin ekteki emsal Yargıtay kararına göre de hukuka ve usule aykırı olduğunu, bu durumla ilgili olarak uygulamada çok sayıda Yargıtay kararının bulunduğunu, alacak kalemlerinin açıklanmasının karşı tarafın muvafakatine bağlı bir durum olmadığını, uygulamada bir sürü dosyada özellikle trafik kazalarında da bu prosedürün uygulanmakta olup maluliyet raporu alındığında müvekkilinin geçici ve sürekli işgücü kaybı, bakıcıya muhtaç olduğu anlaşıldığında bakıcı gideri sair talepleri yönünden alacak kalemlerinin açıklanması ile dosyanın hesaba gönderilmekte ve akabinde ıslah ile tüm açıklanan alacaklar yönünden kabul kararı verilmekte olduğunu, eğer Mahkemenin alacak kalemlerinin açıklanmasının belirli bir süre ve koşula bağlı olduğunu iddia ediyorsa bunu hangi HMK maddesine dayandırdığını açıkça belirtmesi gerektiğini, Yasa'da alacak kalemlerinin açıklanması için belirli bir süre ve koşulun olmadığını, kaldı ki varsa bile bunun duruşma zaptı ya da ihtarla süre ve koşullarının taraflarına bildirilmesi gerektiğini, müvekkilinin bakıcıya muhtaç olup olmadığı anlaşılmadan (kesin maluliyet raporu alınmadan) alacak kaleminin açıklanmasını beklemenin yani müvekkilinin bakıcıya kesin muhtaç olduğunu ve herkesçe bilinmesini öngörmenin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, bakıcı gideri reddedilirken de bunun ayrı bir dava ile açılabileceğinin dahi belirtilmediğini, kaldı ki başka bir dava ile istenilse bile bunun usul ekonomisine de aykırı olduğunu, ayrıca karşı tarafın zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi gibi bir durumla karşılaşılabileceğini, her ne kadar Yargıtay'ın maluliyete bağlı tazminatların (işgücü kaybı - bakıcı gideri sair) yargılama esnasında alınan kesin maluliyet raporunun taraflara tebliği ya da duruşmada okunmasından itibaren zamanaşımının işleyeceğini belirtse de bu durumun herkes tarafından bilinemeyeceğinden gereksiz itiraz ve usul ekonomisine aykırı işlemler nedeniyle yargılama sürecinin uzamakta ve adil ve makul sürede yargılanma - yargılama hakkı ihlali nedeniyle AYM'den tazminat ödenmesine yönelik kararlar verilmesine sebebiyet verilmekte olduğunu, ayrıca böyle ağır sonuçları olan iş kazasında 30.000 TL yerine 20.000 TL manevi tazminata karar verilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğunu, ancak öncelikli istemlerinin bakıcı gideri yönünden düzelterek bakıcı gideri alacağının da kabulüne karar verilmesi, bakıcı giderine karar verilmesi durumunda usul ekonomisi gereği İlk Derece Mahkemesinde yeniden yargılama yapılmaması için manevi tazminat bakiye alacağından vazgeçecekleri beyanı ile bakıcı giderine yeniden İlk Derece Mahkemesince karar verilmesi görüşünde olunması durumunda ise bakıcı gideri ve 30.000 TL üzerinden manevi tazminata karar verilmesini talep ettiklerini iddia ederek kararın alacak kalemlerinde açıklanılan ve hesap neticesi ıslah harcı da önenen bakıcı gideri tazminatı da eklenerek adil sürede yargılama hakkı ve usul ekonomisi gereği düzelterek onanması, aksi görüşte olunması durumunda mümkünse yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda bakıcı gideri yönünden de davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile … dava dilekçesinde 1.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu ve Mahkemece de hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında talebin özgülenmesi hususunda kesin bir önel de verilmediğinden, davacının ıslah dilekçesi ile harcını da yatırmak suretiyle maddi tazminat kalemlerinden olan bakıcı gideri talep etmesinde Kanun'a aykırılık bulunmadığı, davacının sürekli iş göremezlik oranının %92 olduğu ve bir başkasının yardımına muhtaç olduğu sabit olmakla ayrı bir kalem olarak bakıcı giderinin de hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile bu isteğin reddinin doğru görülmediği, davacının maddi tazminat talebini ıslah ettiği 20-06-2018 tarihli hesap raporundaki veriler esas alınarak işlemiş (bilinen) devre olarak 20.06.2018 tarihini ileri çekmemek ve bu tarihten sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki değişiklikler yansıtılmayarak davacının bakıcı gideri alacağına hak kazandığı gözetilerek, SGK tarafından sürekli iş göremezlik oranı üzerinden bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri ile geçici iş göremezlik ödeneğinin rücuya tabi kısımları davalı ve sigorta tarafından yapılan ödemelerin mahsubu ile sonuca gidilmesi gerekirken davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin 27.11.2018 tarihli raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, yapılan hesaplamaya göre; davacı ...’ın 30.04.2007 tarihinde maruz kaldığı iş kazası sonucu %92 maluliyeti sebebiyle uğradığı maddi zararının (20.06.2018 hesap raporu tarihi itibariyle) 114.400,89 TL, bakıcı giderinin ise 375.744,54 TL olmak üzere toplam 490.145,43 TL olduğunun tespit edildiği… HMK'nın 353-1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 114.400,89 TL maluliyetten kaynaklanan zarar ile 375.744,54 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 490.145,43 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 30.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine… karar verilmiştir…
Davalı vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Yargıtay 10.HD. 02.07.2024 T, 2022/9459 E, 2024/7512 K."
|