THS İtiraf.com

Alıntı: Yazan Av.Uygar Kiminin gözünde, TC Kimlik NUMARANIZLA varsınızdır, Kiminde, Baro Sicil NUMARANIZLA, Kimi için, Sizi ayırt eden, SSK NUMARANIZDIR sadece... 07 Eray'ı, 09 Melih'i anmak gerek bu vesileyle

Değil mi? Aslında öyle veya böyle numara değiliz! Numara yok bizde! Millet habire numara veriyor.

345 Kemal, kalk oğlum söyle: 1071 yılında hangi zaferi kazandık?

Ama lakap ve isim konusunda bir Ünlü Adana'lı avukat olan Sn.Uygar'dan bunu beklemezdim. Teessüf ederim. Yemekte konuşalım bunları.

Alıntı: Alıntı: Av.Hatun Olguner Ben,bana Sayın Olguner olarak hitap edilmesinden kişisel olarak rahatsız oluyorum ve bunu birçok defa birebir veya genel olarak dile getirdim

Evet, doğru valla. Ben hele bir de yanlışlıkla Sayın Hatuner demiştim. İlk zılgıttan sonra cevap verirken şaşkınlıkla yine Sn.Hatuner deyince, zaten olan oldu. )

Sayın Hatun'a ben hak veriyorum. İnsan ismi ile anılır. Bakın ben soyadımı attım Sayın Saim oldum. Ferahlık oldu.

Alıntı: Ferahlık oldu.

Bence Sayın Dikici demek daha güzeldi. Çünkü Bir çok saim var ama Mehmet Saim Dikici Her halde Türkiye'de bir tanedir.

Bu tartışma ilk kez; Büyük Önder’in Türkçe savaşını yürüttüğü dönemde, Türk Dili Cemiyeti’nin davetlisi olarak ülkemize gelen Türkolog Rasony'nin, “Türk Has İsimleri” konulu konferansta söylediklerinden sonra yaşanmıştı. Rasony'nin, İslâmiyetle birlikte soyadı geleneğinden uzaklaşıldığını söylemesi ortalığı karıştırmış, oradakileri heyecanlandırmıştır. Konferans 18 Ağustos 1934 Cumartesi günü Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün himayesinde toplanmış, 23 Ağustos 1934 Perşembe günü sona ermiştir. Gazi, tüm bu tartışmaları Türkçe savaşının birer adımı kabul etmiştir. Nihayet; 24 Kasım 1934 günü, TBMM aldığı bir karar ile Gazi Mustafa Kemal Paşa da, Atatürk soyadını kabul etmişti.

Türkçe konusunda 1934-1936 yılları arasındaki dil alanında bazı kontrollü denemeler (aşırılıklar) dışında Atatürk döneminde "Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet ve kültür politikasına paralel bir millî dil politikası takip edilebilmiştir. Dayandığı fikir temeli ve felsefesi sağlamdır. Uygulamadaki bir kısım yanlışlıklar, işin fikir temeli ile değil, yöntemi ve uygulayıcıların hazırlık durumlarındaki yetersizlikle ilgilidir". Şahsen, soyadı kullanılmasını bu emanete sadakat olarak görüyorum. Soyadımla hitap edilmiş olması hoşuma gidiyor, muhatabıma soyadı ile (ya da soyadını da ekleyerek) hitap etmeyi de –kendimce- saygılı bir hitap olarak benimsiyorum.
Saygılarımla

(Bu mesajın Türkçe Çalışma Grubu alanı ile ilgili olduğunu , bu nedenle Sn Av.S.ERGİN'in gazabına ( )baştan razı olduğumu i.e.)

Alıntı: Sn Av.S.ERGİN'in gazabına ( )baştan razı olduğumu i.e.)

Sn. Ergin bir melek bence. Siz ne diyorsunuz üstadım!? Neler var neler...

Alıntı: Yazan Saim 345 Kemal, kalk oğlum söyle: 1071 yılında hangi zaferi kazandık?

Malazgirt Zaferi örtmenim(!)

Alıntı: Yazan Kemal Yıldırım Malazgirt Zaferi örtmenim(!)

Numarayı tutturdum galiba...

Maalesef... İlkokul numaram 4, ortaokul numaram 429(o zamanlar ilköğretim 8 yıl olmamıştı daha), lise numaram 20 ve üniversite .......244

Alıntı: Yazan Saim Sn. Ergin bir melek bence. Siz ne diyorsunuz üstadım!? Neler var neler...

Korktum valla. Başka gazabı kaldıramam üstadım.

Alıntı: Yazan Av.S.Karaca (Bu mesajın Türkçe Çalışma Grubu alanı ile ilgili olduğunu , bu nedenle Sn Av.S.ERGİN'in gazabına ( )baştan razı olduğumu i.e.)

Ne demek üstadım. Olsa olsa Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubuna daha fazla desteğizi beklediğimi itiraf edebilirim.

Alıntı: Yazan Saim Sn. Ergin bir melek bence.

üstelik übermelek.

Son mesajlardan sonra,

"Devrim kanunlarına muhalefet"den ............... için ve ortalık durulana kadar alıntı yaparken üye ismi yazmayacağımı... i.e.

Silgisi olan var mı?

Fabrika kurmak lazım

Ben biraz karıştırdığımı i. e.

Benim bildiğim soyadı yasası da devrim yasalarından biridir. Nesebi belirlemekte rol oynar. Asaleti değil.

Şimdi bana muzaffer ibn'ü cafer denmesi mi gerekiyor? Muzaffer bir biçimde diğerlerinden ayrılacaktır. Ama nasıl?

Ben soyadı yasasının doğru olduğunu düşünüyorum.

Bana Muzaffer ibn'ü Cafer denilmesinden de hiç hoşlanmayacağımı i.e.

(Bu babamı sevmediğimden değil, babamı çok severim. Ama Caferin oğlu muzaffer denilmesi yerine Muzaffer Erdoğan denilmesini tercih ederim)

Alıntı: Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL Fabrika kurmak lazım

Silgi fabrikası mı?

Alıntı: Yazan Saim Silgi fabrikası mı?

küçük çaplı imalat atölyesi açalım

Alıntı: Yazan Saim Kalmlerimizi de kırıp atalım. Ayıp olyor böyle valla...

yok bunu da yapmayalım ayıp olur kalemler lazım herzaman

ayrıca itiraf ediyorum(olmadı ama neyse)

Alıntı: Yazan Av.Muzaffer ERDOĞAN

Alıntı: Yok yahu Sn. Karaca;

Sayın ERDOĞAN,

Ayrı ayrı çok soğuk duran
Yok
Yahu
Sn.
Karaca sözcüklerinden oluşan cümlenizdeki sözcüklerin tümünü tartışmaya açıp, biraz daha ileri giderek sizinle bozuşma sebebi sayabileceğimi , fakat komşuluk hukukumuzdan dolayı bunu yapmayacağımı , amellerin niyete göre olduğunun farkında olduğumu, sonuç olarak dört sözcüğü yan yana
getirdiğimizde bu hitabınızda belirgin bir içtenlik gördüğümü, açıkçası bu hitap şeklinin bana sevimli geldiğini i.e

Biraz sonra sigarasızlıktan çatlayacağımı itiraf ediyorum.

Sn. Karaca;

Yok yahu böyle düşünmeyelim, böyle olmaz anlamında kullanılan bir deyimdir. Ben de bu anlamda kullandım. Neden kırgınlık nedeni olabileceğini düşündüğünüzü halen de anlamış değilim. Ancak özür diliyor, bundan sonra daha özenli (resmi) olacağımı itiraf ediyorum.

Saygılar.

Alıntı: Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN Sn. Karaca; Yok yahu böyle düşünmeyelim, böyle olmaz anlamında kullanılan bir deyimdir. Ben de bu anlamda kullandım. Neden kırgınlık nedeni olabileceğini düşündüğünüzü halen de anlamış değilim. Ancak özür diliyor, bundan sonra daha özenli (resmi) olacağımı itiraf ediyorum. Saygılar.

Özüre ne hacet Sn ERDOĞAN. Kırılmamıştım ki . Aksine içten bulmuştum. Neyse.
Yanlış anlama ve anlaşılmanın; ve de karşılıklı alınganlığın ihtiyarlamış olmaktan (başka söyleyişlerle, yaşlanmaktan ve kıdem almaktan) kaynaklandığını i.e

Sigara yasağının belli yerlerde kullanımının yasaklanmasının,yasaklanan yerlerde kullanım alanı teşkil ettirilmeden uygulamaya geçilmesinin , sigara kullanmayanlara bariz bir iltimas olduğunu düşünüyorum.

Toplu taşım araçlarında hamile kadın ve yaşlılara yer vermeyen yeni nesil bebelere sinir olduğumu, bu konuda duyarlılık gösteren özellikle 35 yaş ve üstü tüm kadın ve erkekleri alkışladığımı… i.e.

Alıntı: Yazan Nur Deniz Zeki bir insan olmama rağmen avukatları kıskandığımı itiraf ediyorum. (Nasip)

Yaşlarımız yakınmış, daha yolun başındasınız sayın Nur Deniz Hukuk fakültelerinin yaş ortalamaları yüksektir.

sigaraya verdiğim paraya acıdığım için ve kendimi kül tablası olarak hissettiğim için -üstelik birçok kişi beni bıraktı diye biliyorken- bu sefer sahiden de bırakma kararı aldığımı itiraf ediyorum....((( fabrikaları kapanasıca...

Alıntı: Yazan Atasagun Toplu taşım araçlarında hamile kadın ve yaşlılara yer vermeyen yeni nesil bebelere sinir olduğumu.....

Bugün bahsedilen olaya şahit olduğumu, içimden bayana yer verir misiniz diye geçirmeme rağmen hareketsiz kaldığımı i.e.

Gerçekten ciddi içeriğe sahip, ve en az içeriği kadar ciddi tartışma, tahlil ve değerlendirmelere ihtiyaç duyulan bazı forumlarda kimi mesajların içinde sırıtan,kafa sallayan,tek kaşını kaldırıp indiren, gözlüklü,mavi ya da sarı suratlar görünce gıcık olduğumu itiraf ediyorum.

Bu sitede hukukçuların(hem de hukukçuluğuna güvendiğimiz kişilerin) "şerefsiz" nitelendirmesini kullanmasını doğru görmediğimi itiraf ediyorum.

Hukukçu olmak işte bu yüzden zor ama önemli. Doğru değerlendirme yapmak için kendi duygularımızdan, içinde yaşadaığımız toplumun doğrularından uzaklaşıp bağımsızlaşmış bir değerlendirme yeteneğini geliştirmek ve "değer biçme"den değerlendirme yapmayı gerektirir.

Mesela,Bebeğe yapılan tecavüzü, vahşice yapılan cinayeti, ensest ilişkilerden doğan tecavüzleri ve diğer okumak bile istemediğimiz kötü olaylar hakkında bir hakim ya da avukat olarak kararr vermek için daha sabırlı ve dikkatli olmalıyız.

En azından herkese açık olan bir site bir arkadaşımızla konuşur gibi konuşmamalıyız, diye düşünüyorum.

Zaten yaptığımız iş hep sorunlu olayları içinde barındırıyor. Sorun olmasa zaten bize ihtiyaç olmayacak.Sorun var ki hukuk var.İşte mesele sorunu çözecek kişilerin, sorun çözecek hukukçu kişiliğine sahip olmalarıdır.

Bir kaç gündür itirafa hazırlandığımı ama işlerin yoğunluğundan yazmayı unuttuğumu daha sonra unuttuğumu da unuttuğumu itiraf ediyorum....

Batı sıcaktan yanarken doguda suyun donmasını ilginç bulduğumu itiraf ediyorum....

Cuma gunu katılmayı çok istediğim komisyon toplantısına şehir dışından yetişemediğim için katılamadığımı ve üzüldüğümü itiraf ediyorum...

Sabah borçlunun yollaması gereken evrakı "ödemeli" olarak yolladığını ve "pes" dediğimi itiraf ediyorum...

Yüksek miktardaki çekleri takip için bana ulaşan borçluyu aradığımı ve borçlunun "ödemiyorum ,işte buradayım .takip yapın maharetinizi göreyim" dediğini ve telefon elimde hayretten kalakaldığımı itiraf ediyorum....
Toplu itirafıma tahammül gösterdiğiniz için teşekkür ettiğimi i.e....

İnsanlar "nasılsın" diye sorduklarında "iyiyim" karşılığını duymaya öyle alışmışlar ki ben "çok iyiyim" diyince altında hemen özel bir neden aramaya başlıyorlar.İtiraf ediyorum "çok iyiyim" demeyi bugünlerde çok seviyorum

Ve yine itiraf ediyorum cümlenin sonundaki yüzü itirafa uyumlu olduğunu düşündüğüm için koydum.Oysa şu anda tepemizde her nedense uçan askeri uçakların gürültüsünden değil gülmek iyi olmak bile mümkün değil. İnsanı gerçekten geriyor.