Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

SGK, Yurt dışı tedavi giderlerinin ödenmemesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-09-2013, 13:56   #1
mduranauhf

 
Varsayılan SGK, Yurt dışı tedavi giderlerinin ödenmemesi

SGK dan emekli olan ve emekli maaşı alan müvekkilim, İsviçre 'de olduğu bir dönemde kalp krizi geçiriyor ve kalp operasyonu geçiriyor. İsviçre Hastaneleri, SGK ile anlaşması olmadığı için gayet hatırı sayılır bir meblağ olan tedavi ve operasyon masraflarını müvekkilimden talep ediyor.
Müvekkilim de, tedavinin acilen geçirilen bir kalp krizinden kaynaklanması nedeni ile tedavi giderlerinin SGK tarafından ödenmesi için kuruma başvuruyor ancak kurum başvuruyu reddediyor.
1- Elinde örnek bir dosyası olan meslektaşım var mı?
2- Tedavi giderlerinin ödenmesi için adli yargıda muarazanın men-i davası açılması gerektiğini düşünüyorum ama, Ret kararına karşı idari yargıda İptal davası mı açılmalı diye de tereddütteyim.

Konu ile ilgili bilgi sahibi meslektaşlarımın yardımcı olması umuduyla herkese iyi çalışmalar!
Not: Müvekkil İsviçre 'de oturum ve çalışma hakkı olduğundan 6 aylık periyodlar halinde gitmesi gerekiyor.
Old 03-09-2013, 09:32   #2
Lpolat

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım S5510 Sayılı Yasa gereği, görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. İş Mahkemesinde, kurum(SGK) ya karşı dava açabilirsiniz. Aşağıdaki Yargıtay Kararı umarım size faydalı olur

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/18519
K. 2010/4212
T. 23.3.2010
TEDAVİ BEDELİNİN TAHSİLİ İSTEMİ ( Hastanın Tedavisi İçin Gerekli Görülerek Reçetelendirilen Malzemenin Zorunlu Olduğunun Belirlenmesi Halinde Anılan Malzeme Bedelinin Denetlenip Faturadaki Haliyle Ödenecek Nitelikte Olup Olmadığının Belirlenmesi Gerektiği )
REÇETELENDİRİLEN MALZEME BEDELİ ( Tedavi Bedelinin Tahsili İstemi - Hastanın Tedavisi İçin Zorunlu Olduğunun Belirlenmesi Halinde Anılan Malzeme Bedelinin Denetlenip Faturadaki Haliyle Ödenecek Nitelikte Olup Olmadığının Belirlenmesi Gerektiği )
SAĞLIK YARDIMININ KAPSAMI ( Tercih Edilen Stent Türünün Hastanın Sağlık Durumu ve Tedavi Gerekleri Yönünden Çıplak Metal Stent Yerine Kullanımının Zorunlu Olup Olmadığının Belirlenmesi Gerektiği )
STENT KULLANIMI ( İlaç Kaplı Stent Olarak Adlandırılan Malzeme Kullanımının Hayati Önemiyle Bu Niteliğe Sahip Olmayan Stentin Tedavi Gereklerine Uygun Olmadığının Bilimsel Ölçütler Kullanılarak Açıkça Ortaya Konulmasının Zorunlu Olduğu )
STENT BEDELİ ( Fiyat Tespitinin Makul Süre İçerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu Tarafından Gerçekleştirilmemesi Halinde Konu Hakkında Teknik ve Mali Bilgiye Sahip Eczacı Bilirkişiden Rapor Alınması Gerektiği )
1479/m.Ek.13,Ek.18
5510/m.63

Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği/m.22

ÖZET : Dava, tedavi bedelinin tahsili istemidir. Davacının tedavisinde çıplak metal stent kullanılabilme olanağı varken, ilaç kaplı stent olarak nitelenen stent kullanılmış olduğu gözetildiğinde; tercih edilen stent türünün, hastanın sağlık durumu ve tedavi gerekleri yönünden çıplak metal stent yerine kullanımının zorunlu olup olmadığı; özellikle ilaç kaplı stent olarak adlandırılan malzeme kullanımının hayati önemiyle bu niteliğe sahip olmayan stentin tedavi gereklerine uygun olmadığının, bilimsel ölçütler kullanılarak açıkça ortaya konulması zorunludur.

Hastanın tedavisi için gerekli görülerek reçetelendirilen malzemenin, değerlendirme sonucunda zorunlu olduğunun belirlenmesi halinde; anılan malzeme bedelinin denetlenip, faturadaki haliyle ödenecek nitelikte olup olmadığının ve buna bağlı olarak Kurum tarafından karşılanabilir miktarının belirlenmesi gerekecektir. Kullanılan stent bedelinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yukarıda sıralanan düzenlemeler çerçevesinde belirlenmesinin sağlanması, fiyat tespitinin makul süre içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gerçekleştirilmemesi halinde ise, konu hakkında teknik ve mali bilgiye sahip eczacı bilirkişiden, piyasa değerleri ve ilgili kuruluşların görüşü ışığında fiyat tespitine ilişkin rapor alınarak, tüm kanıtlar ışığında yapılacak değerlendirmeyle bir sonuca varılmalıdır.

DAVA : Davacı, 2004 yılında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde, 2005 yılında ise Ankara Yüksek İhtisas Hastanesinde gerçekleştirilen tedaviler sırasında kullanılan stentlerin ( Taxus Expres 8.8 ) bedeli olan 15.817,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, 6.619,96 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.

Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : 1-1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı nedeniyle sağlık yardımlarından yararlanma hakkı çekişmesiz bulunan davacının, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki tedavisinde, 30.08.2004 tarihinde, daha sonra Ankara Yüksek İhtisas Hastanesindeki tedavisinde 30.06.2005 tarihinde ilaçlı stentler kullanılmış olup; stentler sigortalı tarafından hastane dışından faturalı olarak temin edilmiştir.

Hayati önemi haiz olduğu gerekçesiyle, malzeme bedelinin tümünün karşılanması istemiyle açılan davanın yargılaması sürecinde düzenlenen ve karara dayanak alınan bilirkişi raporu, avukat, eczacı ve ( dosya teslim tutanağındaki ifadeyle ) tedavi giderleri hesabı doktorundan oluşan kurul tarafından düzenlenmiş ve Ankara Ticaret Odası tarafından bildirilen değerleri esas alarak, Kurum tarafından karşılanması mümkün miktar belirlenmiştir.

Davacının tedavisinin gerçekleştirildiği dönemde yürürlükte olan, 1479 sayılı Yasanın, sağlık sigortası yardımlarına ilişkin Ek 13. maddesi, tedavi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme vasıtalarının sağlanması olanağına yer vermiştir. Ancak; "Sağlık sigortası yardımlarının şekil ve şartları... diş hastalıkları tedavisi, gözlük, işitme cihazı, ortez, protez ve iyileştirme vasıtaları ve benzeri yardımların yapılması ile bunların cinsi, evsafı, miktarı, kullanma süresi ve Kurumca ödenecek bedel tespitine ilişkin esaslar yönetmelikle..." düzenleneceği de anılan Yasanın Ek 18. maddesinde yer almıştır. Yasayla tanınan olanağın, yasal düzenlemeye dayalı olarak çıkarılan Yönetmelikle ortadan kaldırılması olanağı bulunmadığı gibi, Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardımları Yönetmeliğinde bu yönde bir hüküm de yer almamıştır. 5510 sayılı Yasa ve Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği de aynı içeriğe sahip bulunmaktadır.

Davacının tedavisinde gerekli görülerek, tıbbi yetkililer tarafından reçetelendirilen tıbbi malzeme bedelinin davalı Kurum tarafından sağlanması konusundaki yasal yükümlülüğe karşın; malzemenin nitelik ve bedelinin belirlenmesi konusundaki yasal yetki de gözetilerek, tedavi gereklerini sağlama konusunda aynı sonucu doğurabilecek birden fazla malzeme türü arasından, insen yaşamının kutsallığı ve temel insan haklarından olan, sosyal güvenlik hakkının özüne dokunacak sınırlamalar getirilemeyeceği konusundaki ilkeler ışığında, Kurumun düzenleme yetkisinin olduğu ve eldeki davada da, bunun yargısal denetiminin olanaklı bulunduğunun kabulü zorunludur.

Davacının tedavisinde çıplak metal stent kullanılabilme olanağı varken, ilaç kaplı stent olarak nitelenen stent kullanılmış olduğu gözetildiğinde; tercih edilen stent türünün, hastanın sağlık durumu ve tedavi gerekleri yönünden çıplak metal stent yerine kullanımının zorunlu olup olmadığı; özellikle ilaç kaplı stent olarak adlandırılan malzeme kullanımının hayati önemiyle bu niteliğe sahip olmayan stentin tedavi gereklerine uygun olmadığının, bilimsel ölçütler kullanılarak açıkça ortaya konulması zorunluluğu vardır.

Mahkemece, davacının tedavisinde kullanılan stent türünün, yukarıda belirtilen açıklama ışığında zorunlu olup olmadığının tespiti amacıyla yapılacak bilirkişi incelemesi için oluşturulacak kurulda, kardiyoloji ve kalp cerrahisi alanında uzmanlara yer verilerek; anılan kuruldan alınacak raporda, çıplak metal stent yerine, reçetede belirtilen stent türünün kullanımının, hastanın sağlığına kavuşması yönünden, faydalı olma durumundan öteye, zorunlu olup olmadığı, reçetede belirtilen stent türünün kullanılmamasının yaratacağı sağlık riskleri, yargısal denetime elverir biçimde bilimsel gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.

2-Hastanın tedavisi için gerekli görülerek reçetelendirilen malzemenin, yukarıdaki bent kapsamındaki değerlendirme sonucunda zorunlu olduğunun belirlenmesi halinde; anılan malzeme bedelinin denetlenip, faturadaki haliyle ödenecek nitelikte olup olmadığının ve buna bağlı olarak Kurum tarafından karşılanabilir miktarının belirlenmesi gerekecektir.

5510 sayılı Yasanın 63. maddesinde yer alan "Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile ( f ) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Kurum, bu amaçla komisyonlar kurabilir, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir. Komisyonların çalışma usûl ve esasları Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurumca belirlenir." düzenlemesi ile Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği'nin 22. maddesindeki, "Kurum, finansmanı sağlanan ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerini ve bu malzemelerin temini, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri ile ödeme usul ve esasları Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir." hükmü gözetilerek; kullanılan stent bedelinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yukarıda sıralanan düzenlemeler çerçevesinde belirlenmesinin sağlanması, fiyat tespitinin makul süre içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gerçekleştirilmemesi halinde ise, konu hakkında teknik ve mali bilgiye sahip eczacı bilirkişiden, piyasa değerleri ve ilgili kuruluşların görüşü ışığında fiyat tespitine ilişkin rapor alınarak, tüm kanıtlar ışığında yapılacak değerlendirmeyle bir sonuca varılmalıdır.

Mahkemece, sıralanan maddi ve hukuki olgular ışığında inceleme yapılmaksızın, yöntemince oluşturulmayan bilirkişi kurulundan alınan, yetersiz inceleme içeren rapordaki görüşten hareketle karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-09-2013, 10:25   #3
mduranauhf

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, cevabınız için çok teşekkürler.
Sunduğunuz emsal davaya benzer bir konuda ben de daha önce iş mahkemesinde muarazanın men-i davası açarak kazanmış ve tahsil etmiştim.
Benim buradaki tek tereddütüm, tedavinin yurt dışında, (İsviçre 'de) gerçekleştirilmiş olması ve İsviçre ile SGK arasında bildiğim bir anlaşmanın olmaması. Bu husus bana sorun çıkarır mı diye tereddütteyim sadece. Ancak, zorunlu ve acil bir tedavi olduğu için anlaşma olmasa da ödeme yapmak zorunda diye düşünüyorum ve dava açacağım.

Bir de yeri gelmişken bir hususu daha tartışmak isterim.
Tedavi giderleri yaklaşık 90.000 Frank civarında tutuyor. Bunun yaklaşık 10.000 franklık kısmı müvekkilimce ödeniyor. Kalan kısım da müvekkilime fatura ediliyor ancak ödeme yapılamıyor tabi.
Burada, tedavi giderlerinin tamamı açısından mı yoksa sadece ödenen kısım için mi dava açmalıyım?
Old 03-09-2013, 12:45   #4
FYLOZOF

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, aynı konuda ben dava açtım, müvekkilim, İniltere de, tedavi olmuştu, tedavi masraflarını karşılamayan sgk ya karşı dava açtık, yerel mahkeme, Türkiyede dedavi olsaydı, ne kadar masraf olacaktı şeklinde bilirkişi incelemesi yaptı, yurtdışında, yaklaşık, 25.000 TL tedavi masrafı yapmasına rağmen, Türkiyede tedavi olması halinde, yaklaşık, 3.500 TL masraf olacağı şeklinde rapor geldi.
mahkemede o şeklide davayı kesmen kabul etti, temyiz etttik yargıtay onadı kararı.
Bu hususa ilişkin hukuk genel kurulu kararı var, yerel mahkeme o kararı esas alarak hüküm kurdu. saygılar.
Old 03-09-2013, 14:15   #5
avukatselvi

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa, koruyucu ve tedavi şeklindeki sağlık yardımını teminat altına alıyor.5510 sK m73 devamı( Acil haller dışında sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından kişilerce satın alınan sağlık hizmeti bedelleri Kurumca ödenmez.)acil hallerde hizmet bedeli ödenir şeklinde yorumlanabilir. Bu durumda 66. maddedeki sınırlama (Yukarıdaki haller dışında, yurt dışında sağlık hizmetlerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez.)hakkın özüne dokunan bir sınırlamadır.


T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 2002/979
K. 2003/90
T. 7.3.2003
• YURTDIŞI TEDAVİ GİDERİ ( Acil Sağlık Müdahalesi Nedeniyle Oluşan Sağlık Harcaması/By Pass Ameliyatı Gideri - Yurtiçi Sağlık Gideriyle Kıyaslanıp Ödenmesi )
• TEDAVİ YARDIMI ( Yurtdışında Acil Sağlık Müdahalesi Nedeniyle Oluşan Sağlık Harcaması/By Pass Ameliyatı Gideri - Yurtiçi Sağlık Gideriyle Kıyaslanıp Ödenmesi )
• YURTDIŞINDA ACİL SAĞLIK MÜDAHALESİ NEDENİYLE OLUŞAN SAĞLIK HARCAMASI ( By Pass Ameliyatı Gideri - Yurtiçi Sağlık Gideriyle Kıyaslanıp Ödenmesi )
• BY PASS AMELİYATI GİDERİ ( Yurtdışında Acil Sağlık Müdahalesi Nedeniyle Oluşan Sağlık Harcaması - Yurtiçi Sağlık Gideriyle Kıyaslanıp Ödenmesi )
• YILLIK İZİN ( Yurtdışında Acil Sağlık Müdahalesi Nedeniyle Oluşan Sağlık Harcaması/By Pass Ameliyatı Gideri - Yurtiçi Sağlık Gideriyle Kıyaslanıp Ödenmesi )
657/m.187,213,209,210
2709/m. 17,56
Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği/m.3,15,25,29,30
ÖZET : Yurtdışında yıllık izin kullandığı sırada tedavi gören davacının yaptığı giderlerden Türkiye'de aynı tedavi için öngörülen kısmının ödenmesi yolundaki dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı hk.

İstemin Özeti: ... Üniversitesi ... Anabilim Dalı Başkanı olan davacının, yıllık iznini kullanmakta olduğu 30.10.1996-30.11.1996 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletlerinde rahatsızlanması üzerine bu ülkede yapılan cerrahi müdahale ve tedavi giderleri için ödediği 35.642- Amerikan Doları 38 sentin tamamının karşılanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 18.02.1997 günlü, 252 sayılı işlemin iptali ile yapılan harcamalardan kendisine ödenmeyen 31.006- Amerikan Doları 88 sentlik kısmın fiili ödeme günü Merkez Bankası döviz kuru üzerinden Türk Parası olarak yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açtığı davada; Ankara 2. İdare Mahkemesinin Danıştay Beşinci Dairesinin 23.02.2000 günlü, E: 1999/3485, K: 2000/916 sayılı esas yönünden bozma kararına uyulmayarak, dava konusu işlemin iptali, davacının acil müdahale ve tedaviler için yaptığı harcamalardan kendisine ödenmeyen 31.000, 88 Amerikan Dolarının ödenmesi isteminin kabulü ile, bu tutarın 29.04.1999 tarihinden ödeme tarihine kadar işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddi yolundaki ilk kararında ısrar edilmesine ilişkin bulunan 30.04.2002 günlü, E: 2002/485, K: 2002/590 sayılı kararını, taraflar karşılıklı olarak temyiz etmektedirler.

Hacettepe Üniversitesi ile Müdahil Sağlık Bakanlığının Savunmalarının Özeti: Davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Maliye Bakanlığı ve Davacının Savunmalarının Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Aylin Bayram'ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesinin ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Saadet Ünal'ın Düşüncesi: İdare Mahkemesince, Danıştay Beşinci Dairesinin esas yönünden bozma kararına uyulmayarak verilen ısrar kararının Daire kararında belirtilen gerekçe ile bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı ... Üniversitesi Rektörlüğünün yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek, dosya esası incelendi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17. maddesi uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmedi, gereği görüşüldü:

Dava, ... Üniversitesi ... Anabilim Dalı Başkanı olan davacının, yıllık iznini kullanmakta olduğu 30.10.1996-30.11.1996 tarihleri arasında Amerika Birleşik Devletlerinde rahatsızlanması üzerine bu ülkede yapılan cerrahi müdahale ve tedavi giderleri için ödediği 35.642- Amerikan Doları 38 sentin tamamının karşılanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 18.02.1997 günlü, 252 sayılı işlemin iptali ile yapılan harcamalardan ödenmeyen 31.006- Amerikan Doları 88 sentlik kısmın fiili ödeme günü Merkez Bankası döviz kuru üzerinden Türk Lirası olarak yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Ankara 2. İdare Mahkemesi, 29.04.1999 günlü, E: 1998/1167, K: 1999/362 sayılı, Danıştay Beşinci Dairesinin 16.09.1998 günlü, E: 1998/379, K: 1998/2150 sayılı davanın ihbarı yönünden bozma kararına uyarak verdiği kararıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 187-213. maddelerinde Devlet Memurlarının sosyal hak ve yardımlardan ne şekilde faydalanacaklarının hükme bağlandığı; bu kanunun 209. ve 210. maddelerinin uygulanmasını teminen hazırlanan "Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinin 3/B maddesinin ( c ) bendinin son paragrafında, kanuni izinlerini geçirmek üzere yurtdışına giden memurların yurtdışında yapılan tedavi giderlerinin, yurtdışında tedavi için yönetmelikle öngörülen usullere uyulmak, Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Fiyat Tarifesinde aynı tedavi için belirlenen tutar ile sınırlı olmak şartıyla Türkiye'de ve Türk parası olarak kurumlarınca ödeneceği kuralına yer verildiği; 15. maddesinde, acil vakalarda hastanın bizzat kendisi veya hasta ile ilgili biri tarafından muayene ve tedavisinin derhal yaptırılacağının, bu muayene ve tedavinin, mümkün olduğu takdirde memurun bağlı olduğu kurum tabibine bu da mümkün olmadığı takdirde serbest tabibe veya özel sağlık kurumuna başvurulmak suretiyle yaptırılacağının, gerekli işlemlerin sonradan tamamlatılacağının, 25. maddesinde ise, vakanın acil olması nedeniyle gerekli başvurma ve yollama işlemleri yaptırılmadan tedavi sağlandığı takdirde tedavi giderlerinin ödenebilmesi için lüzumlu işlem ve belgelerin usulü dairesinde tamamlanmasının, bu tedavi resmi sağlık kurumları veya kuruluşlarına başvurmaya imkan bulunmadan özel sağlık kurumları veya kuruluşlarında yaptırılmışsa, ayrıca vakaya elkoyan ilk müdahaleyi yapan tabip tarafından, vakanın acil nitelikte olduğunun ve derhal müdahaleyi gerektirdiğinin raporla belgelendirilmesi gerekeceğinin, gerekli işlem ve belgeler tamamlanmadan yapılmış olan giderlerin bedelinin, bunların tamamlanmasından sonra faturalar verilmek suretiyle kurumdan alınacağının öngörüldüğü; buna göre, kanuni izinlerini kullanmak üzere yurtdışına giden devlet memurlarının yurtdışı tedavi giderlerinin karşılanmasında kural olarak resmi sağlık kurumlarında geçerli tarifeler esas olsa da, acil hallerde yurtdışında uygulanan müdahale ve tedavi giderlerinin bu kuralın istisnası olduğunun açık bulunduğu; kişilerin sağlıklı yaşama haklarının Anayasayla ve Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle teminat altına alındığı; Anayasanın 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunun, 56. maddesinde, Devletin herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla görevli olduğu yolunda hükümlere yer verildiği, acil hallerde yapılacak bütün tıbbi müdahale ve tedavilerin doğrudan doğruya insanların yaşama ve sağlıklı yaşama hakkına ilişkin bulunduğunda kuşkuya yer olmadığı; acil hallerdeki müdahale ve tedavilerin coğrafi sınırlarla sınırlı olduğu da düşünülemeyeceğine göre ilgililerin acil müdahale ve tedavileri için yaptığı tüm masrafların faturalı karşılığının ödenmesi gerektiği; ... Üniversitesi Tıp Fakültesi ... Anabilim Dalı Başkanı olan davacının, Amerika Birleşik Devletleri'nde yıllık iznini kullandığı sırada şiddetli göğüs ağrısı ve nefes kesilmesi şikayeti nedeniyle acilen kardiak anjiografiye alındığının, yapılan kardiak anjiografi sonucu durumunun ciddi olduğu ve kısa sürede anjioplasi ( By Pass ) ameliyatı olması gerektiğinin bildirilmesi üzerine acilen 14.11.1996 tarihinde ameliyata alındığının ve ameliyat sonrası tedavi olduğu Cleveland Clinik'e fatura karşılığı 35.642, 38 U.S.A. Doları ödediğinin, buna karşın davalı idarece Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca Bakanlığa bağlı hastanelerde aynı ameliyatın 500.000.000- TL.'na yapıldığının bildirildiğinden bahisle davacıya 500.000.000-TL ödendiğinin, davacının tedavi giderlerinin tamamının kendisine ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine de bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; davalı idare, Yönetmeliğin 3/B maddesindeki"kanuni izinlerini geçirmek üzere yurtdışına giden memurların yurtdışında yapılan tedavi giderleri, yurtdışında tedavi için Yönetmelikte öngörülen usullere uyulmak, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Resmi Fiyat Tarifesinde aynı tedavi için belirlenen tutar ile sınırlı olmak şartıyla Türkiye'de ve Türk parası olarak kurumlarınca ödenir" hükmünden hareketle, acil hallerde de tarifelere göre ödeme yapılacağını iddia etmekte ise de, acil hallerde yapılacak ödemenin esasları anılan Yönetmeliğin 15 ve 25. maddelerinde açıkça düzenlendiğinden ve ayrıca sınırlayıcı hüküm getirilmediğinden bu iddianın hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu; Yönetmeliğin 25. maddesinde öngörülen acil hallerde resmi sağlık kuruluşları dışındaki bir sağlık kurumunca uygulanacak müdahale ve tedavi giderinin faturalı karşılığının kurumundan alınacağı yolundaki düzenlemenin yurtdışında acil müdahale ve tedavi gören kişiler için de geçerli olması zorunlu olup, izinli olduğu sırada yurtdışında acilen tedaviye alındığı ve ameliyat olduğu açık olan davacının, acil olarak kaldırıldığı 14.11.1996 tarihinden, taburcu edildiği 18.11.1996 tarihine kadar yapılan bütün müdahale ve tedavi giderlerinin faturalı karşılığının, hiçbir sınırlamaya tabi tutulmaksızın istemiyle bağlı kalınarak ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline; davacının acil müdahale ve tedaviler için yaptığı harcamalardan kendisine ödenmeyen 31.006, 88 Amerikan Dolarının ödenmesi isteminin kabulüne, 14.11.1996-18.11.1996 tarihleri arasında yapılan müdahale ve tedaviler için harcandığı belgelendirilen toplam 35.642, 38 Amerikan Dolarından kendisine ödenmeyen 31.006.88 Amerikan Dolarlık kısmının 29.4.1999 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Merkez Bankası kurlarında 1 Amerikan Dolarının döviz satış fiyatı olan 388.110- TL. üzerinden 12.034.080.196- TL. karşılığının 29.04.1999 tarihinden ödeme tarihine kadar işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce tazminine, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine karar vermiştir.

Bu karar, temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay Beşinci Dairesinin 23.03.2000 günlü, E: 1999/3485, K: 2000/916 sayılı kararıyla; Sağlık Bakanlığının müdahil olarak davada yer aldığı hususu gözönüne alınmaksızın ihbar eden ... Üniversitesi Rektörlüğü yanında taraf ( davalı ) olarak mahkeme kararında yer almasında hukuka uyarlık görülmediğinden, davadaki tarafların durumunun yeniden belirlenmesinin gerektiği ve müdahilin sadece müdahale masrafından sorumlu tutulacağı, işin esasına gelince, davacı tarafından ileri sürülen hususların 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinde belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı, davalı idarelerin temyiz istemlerine gelince; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Sosyal Haklar ve Yardımlar kısmında yer alan 209. maddesinde tedavi yardımları konusunun düzenlendiği, maddenin "Yurtdışında" başlıklı dördüncü fıkrasında getirilen "a ) Sürekli görede bulunan memurlarla eşlerinin, bakmakla yükümlü oldukları ana, baba ve aile yardımına müstehak çocuklarının, b ) Geçici görev, bilgi ve görgülerini artırmak veya staj yapmak üzere, yurtdışına gönderilen memurların, hastalanmaları ve mahalli usule göre tedavilerine lüzum gösterilmeleri halinde tedavi giderleri kurumlarınca karşılanır." hükmü ile yurtdışında yapılan tedavi giderleri yönünden bir sınırlama getirildiği ve ancak yurtdışında sürekli görevde bulunan, veya geçici görev, bilgi ve görgülerini arttırmak veya staj yapmak üzere yurtdışına gönderilen memurların ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri için tedavi giderlerinin kurumlarınca karşılanmasının kabul edildiği, sözkonusu Yasanın 210. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 27.07.1973 günlü, 7/6913 sayılı kararı ile yürürlüğe konulan ve 11.08.1973 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan Devlet Memurlarının Tedavi Yardım ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinin 3. maddesinde yurtdışında tedavi giderlerinden yararlanacak olanların kurumda çizilen çerçeve esas alınarak belirlendiği; son fıkrasında yasada yer almayan bir kural daha getirilerek geçici görev, bilgi ve görgülerini arttırmak veya staj yapmak üzere yurtdışına gönderilen memurların bakmakla yükümlü oldukları kimseler ile kanuni izinlerini geçirmek üzere yurtdışına giden memurların yurtdışında yapılan tedavi giderlerinin Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Resmi Fiyat Tarifesinde aynı tedavi için belirlenen tutar ile sınırlı olmak şartıyla Türkiye'de ve Türk parası olarak kurumlarınca ödenme olanağının sağlandığı, Yasada yer almamakla birlikte yönetmelikle getirilen ve ancak Türkiye'de aynı tedavi için öngörülen tedavi gideri ile sınırlı bir ödemeyi öngören bu hükmün, devlet memurları ile bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin hastalanmaları halinde tedavilerinin kurumlarınca sağlanacağı yolundaki yasal düzenlemenin amacına uygun olduğu, anılan Yasa kuralları uyarınca devlet memurlarının yurtdışında yapılan tedavilerinin kurumlarınca ödenmesi usul ve esasları ile ödemenin sınırlarının gerek yönetmelikte, gerekse kanunda ayrı bir başlıkta ve bir bütün olarak düzenlendiği, statüleri Yasa ile düzenlenmiş bulunan memurların hak ve yükümlülüklerinin yasada belirtilen sınırlar dışına çıkarılarak yorum yolu ile genişletilmesinin mümkün olmadığı, Yönetmeliğin 15. maddesinde acil vakalarda muayene ve tedavi usulleri; 25. maddesinde tedavi giderlerinin ödenebilme esas ve usulleri düzenlenmiş olup, bu kuralların tümüyle yurtiçinde yapılan tedavi ve giderlerinin ödenmesi ile ilgili olduklarının hem yönetmeliğini düzenlenme yönteminden, hem de söz konusu maddelerin içeriğinden ve kullanılan sözcüklerden açıkça anlaşıldığı, nitekim Yönetmeliğin Tedavi giderlerini düzenleyen V. Bölüm I. kesiminde yurtiçinde tedavi giderlerinin düzenlendiği ve acil vakalar başlıklı 25. maddenin bu kesimde yer aldığı; yurtdışı tedavi ile ilgili gider belgeleri ve tedavi giderlerinin ödenmesi hususunun aynı bölümün 2. kesiminde yer alan 29. ve 30. maddelerinde özel olarak düzenlendiği, bu düzenleme yönteminin de yukarıdaki görüşü doğruladığı, Yönetmeliğin 25. ve 15. maddelerinin yurtdışında yapılan tedavilerle ilgili olmadığını açıkça ortaya koyduğu, açıklanan hukuki durum karşısında, yıllık iznini kullandığı sırada yurtdışında tedavi gören davacının yaptığı tedavi giderlerinden ancak, Türkiye'de bu tedavi için öngörülen miktarının ödenmesi yolundaki işlemde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarelerin temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiş ise de; İdare Mahkemesi, usul yönünden bozma kararına uymakla birlikte esas yönünden uymayarak, ilk kararında ısrar etmiştir.

Ankara 2.İdare Mahkemesinin 30.04.2002 günlü, E: 2002/485, K: 2002/590 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını davalı idareler ve müdahil, düzeltilerek onanmasını da davacı istemektedir.

Davacı, İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının, acil müdahale ve tedaviler için yaptığı harcamalardan kendisine ödenmeyen 31.000, 88 Amerikan Dolarının ödenmesi isteminin kabulü ile ödenmeyen bu kısmın 29.04.1999 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Merkez Bankası döviz kuru üzerinden Türk parası karşılığının bu tarihten ödeme tarihine kadar işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine ilişkin kısmının, yapılacak ödemenin fiili ödeme günü Merkez Bankası döviz kuru üzerinden hesaplanacak Türk parası karşılığının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiğini öne sürerek düzeltilerek onanmasını istemekte ise de, İdare Mahkemesince verilen 29.04.1999 günlü, E: 1998/1167, K: 1999/362 sayılı kararda da aynı şekilde hüküm verildiği ve davacının temyiz ve karar düzeltme istemlerinin Danıştay Beşinci Dairesince reddedilmesi suretiyle Mahkeme kararının bu kısmının kesinleştiği, İdare Mahkemesinin ısrar kararının bu hususa ilişkin olmadığı anlaşıldığından, davacı isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

Davalı idareler ve müdahilin temyiz istemine gelince;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve Devlet Memurlarının Tedavi Yardım ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği ile yurtdışındaki tedavi yardımlarının usul ve esasları ile ödemenin sınırları Yasanın amacına uygun şekilde belirlenmiş ve yurtdışında yapılan tedavi giderlerinin Sağlık Bakanlığı Yataklı Tedavi Kurumları Resmi Fiyat Tarifesinde aynı tedavi için belirlenen tutar ile sınırlı tutulmuş bulunduğuna ve bu kurala bir istisna getirilmemiş olduğuna göre; yurtiçinde yapılan tedavi giderlerinin ödenmesine ilişkin olarak düzenlemeler içeren Yönetmeliğin 15 ve 25. maddelerindeki acil vakalara ilişkin hükümlerin Yasanın amacı aşılarak yurtdışındaki tedaviler için de uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.

SONUÇ : Bu nedenle yurtdışında yıllık iznini kullandığı sırada tedavi gören davacının yaptığı giderlerden Türkiye'de aynı tedavi için öngörülen kısmının ödenmesine ilişkin işlemde Yasa hükümlerine aykırılık bulunmadığından, ısrar kararında isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin incelenmeksizin reddine oybirliği ile davalı idareler ile müdahilin temyiz istemlerinin kabulü ile Ankara 2. İdare Mahkemesinin 30.04.2002 günlü, E: 2002/485, K: 2002/590 sayılı ısrar kararının, Danıştay Beşinci Dairesi kararı doğrultusunda BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine 07.03.2003 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY : Ankara 2. İdare Mahkemesinin temyize konu ısrar kararının hukuk ve usule uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı idareler ve müdahilin temyiz istemlerinin reddi ile kararın onanması oyuyla, bozulmasına ilişkin karara karşıyız.
Old 03-09-2013, 15:26   #6
Lpolat

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım öncelikle müvekkilinizin ödediği miktarı dava konusu yapabılırsınız.

Davada araştırılacak husus tedavinin Türkiyede yapılıp yapılamayacağıdır.Şayet tedavi türkiyede yapılabilirse bu durumda ikinci değerlendirme devreye girecektir. Bu da Kişinin Türkiyeye getirilmesi durumunda zaman kaybı sağlığı etkilermi etkilemezmi araştırmasına girişilecektir .
Tedavi acilen ve derhal yapılması gereken bir tedavi ise bence bu tedavinin masraf araştırmasına (yurt dışında kaça mal olur türkiyede kaça mal olur ) araştırmasına girişilemez çünkü hiç bir değer insan yaşamının üstünde değildir.

kalan miktar açısında müvekkiliniz ödeme yaparsa ek dava açarsınız .Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Faizin Avukatlık Ücretinin İcra Giderlerinin Vb... Ödenmemesi Yeni Borçlar Kanununa Göre Tahliye Nedeni Sayılır Mı? tiryakim Meslektaşların Soruları 7 02-07-2013 12:31
Özel sağlık Kuruluşlarınca yapılan tedavi giderlerinin memurlara ödenmesi Muhsin KOÇAK Mali Hukuk Çalışma Grubu 0 11-10-2009 08:31
Yurt dışında yapılan acil sağlık giderlerinin bağkur tarafından ödenmesi. amorisimo Meslektaşların Soruları 0 29-04-2009 16:34
karar harcının ödenmemesi/ yurt dışına çıkış yasağı erdobal Meslektaşların Soruları 1 22-10-2008 21:20
Bağ-Kur 'un Yurt Dışı Ödemesi kmola_yargi Meslektaşların Soruları 3 11-12-2006 20:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07975292 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.