Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Çok acil karar arıyorum!!!!

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-04-2010, 17:43   #1
kapbana

 
Acil Çok acil karar arıyorum!!!!


Yargıtay 6. HD. 15.2.2007 T. 12679/1350

Yargıtay 6. HD. 8.5.2006 T. 3083/5038

[FONT='Times New Roman','serif']Yargıtay 12. HD. 22.9.2000 T. 12013/13382 ve Yargıtay [FONT='Times New Roman','serif']12. HD. 20.10.1983 T. 6344/7814 numaralı kararlarına çok acil ihtiyacım var.[/font][/font]
[FONT='Times New Roman','serif'][FONT='Times New Roman','serif'][/font][/font]
[FONT='Times New Roman','serif'][FONT='Times New Roman','serif']Elinde olan meslektaşlarım gönderirlerse çok sevineceğim.[/font][/font]
[FONT='Times New Roman','serif'][FONT='Times New Roman','serif'][/font][/font]
[FONT='Times New Roman','serif'][FONT='Times New Roman','serif']Teşekkür ederim.[/font][/font]
[FONT='Times New Roman','serif'][FONT='Times New Roman','serif'][/font][/font]
Old 02-04-2010, 14:44   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Merhabalar;

Maalesef, kararların hiçbiri kullandığım programda yok.

İyi şanslar...
Old 02-04-2010, 16:51   #3
Levent Cirit

 
Varsayılan

Maalesef benim kullandığım programlarda da (Corpus ve Sinerji) yok.
Old 02-04-2010, 18:13   #4
av.sebahattin

 
Varsayılan

Ben de bulamadım sayın meslektaşım.(DinamikHukuk Programı)
Old 02-04-2010, 19:05   #5
ebru örs

 
Varsayılan

Sayın kapbana bende de yok nekadar program kaldı ki zaten...
konuyu da merak ettim şimdi...
Old 05-04-2010, 15:06   #6
kapbana

 
Varsayılan

Ben de hala bulamadım...

Kararları kira sözleşmesine dayalı tahliye talepli gönderilen ödeme emirlerine karşı borçlunun itirazının "kira akdini inkar" olarak hangi durumlarda değerlendirilemeyeceğini araştırırken bulduğum Talih UYAR Hocanın bir makalesinde okudum ve ayrıntılı metinlere açtığım bir davada mahkemeye vermek için ihtiyaç duymuştum. Konularını makaleden alıp aşağıda belirtiyorum.
"
“Borçlu-kiracının ‘kira sözleşmesinin sahte olduğu’nu ileri sürmesinin, ‘imza inkarı’ olarak kabul edilemeyeceğini[1]
√ “Borçlunun itirazında ‘kiracı değilim’ demesinin, ‘imza inkarı’ olarak değerlendirilemeyeceğini, sözleşmedeki imzanın açıkça inkar edilmiş olması gerekeceğini[2]
√ “Borçlunun ‘takibin tümüne itiraz ediyorum’ şeklindeki beyanının ‘kiracılık ilişkisine açıkça karşı çıkmak olarak nitelendirilemeyeceğini[3]
√ “Kira sözleşmesindeki çıkıntıları kabul etmemenin ‘kira akdini inkar’ sayılmayacağını[4]
√ “Kiracının icra dairesine yazdığı itiraz dilekçesindeki, ‘kira kontratının dosyaya konmadığını, akit tarihinin ödeme emrine yazılmadığını, çünkü aralarında kontrat bulunmadığını’ belirtmesinin ‘kira sözleşmesinin inkarı’ niteliğini taşımayacağını[5]
√ “Kiracının ‘alacaklı ile hiçbir kontratım yoktur’ şeklindeki beyanının ‘kira sözleşmesinin inkarı’ şeklinde algılanamayacağını[6]

[1] Bknz: 6. HD. 15.2.2007 T. 12679/1350

[2] Bknz: 6. HD. 8.5.2006 T. 3083/5038

[3] Bknz: 12. HD. 22.9.2000 T. 12013/13382

[4] Bknz: 12. HD. 28.6.1984 T. 7284/8313

[5] Bknz: 12. HD. 15.11.1983 T. 9762/8994

[6] Bknz: 12. HD. 20.10.1983 T. 6344/7814 "
Old 05-04-2010, 17:23   #7
av.sebahattin

 
Varsayılan

Sayın Kapbana, borçlunuzun itiraz şeklini yazabilir misiniz? Hem değerlendirme şansımız olur, hem de itirazı üzerinden Yargıtay kararı ararız.
Saygılarımla.
Old 05-04-2010, 18:57   #8
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Sadece 1 karara ulaşabildim.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 1983/9762
Karar: 1983/8994
Karar Tarihi: 15.11.1983

ÖZET: Borçlu itirazında kira akdini inkar etmiş değildir. İcra dairesine kira kontratının dosyaya konmadığı, akit tarihinin ödeme emrine yazılmadığını bildirmiş ve bunun nedeninin de aralarında kontrat bulunmadığına, bağlamıştır. Bu itiraz maddedeki akdin reddi anlamında değildir. Başka bir merciin buna yanlış anlam vermesi Yargıtayca da o şekilde kabul edilip kararın onanması tetkik konusu olaya etkili olamaz. Ayrıca itirazın kaldırılması için ihtar süresini beklemeye lüzum yoktur.

(2004 S. K. m. 269/b)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının onanmasını mutazammın 19.8.1983 tarih ve 4609-6061 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 17.10.1983 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu itirazında İİK.nunun 269/B maddesinde açıklandığı gibi kira aktini inkar etmiş değildir. İcra dairesine kira kontratının dosyaya konmadığı, akit tarihinin ödeme emrine yazılmadığını bildirmiş ve bunun nedenininde aralarında kontrat bulunmadığına, bağlamıştır. Bu itiraz maddedeki aktin reddi anlamında değildir. Başka bir merciin buna yanlış anlam vermesi Yargıtayca da o şekilde kabul edilip kararın onanması tetkik konusu olaya etkili olamaz. Ayrıca itirazın kaldırılması için ihtar süresini beklemeye lüzum yoktur.

Sonuç: Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan merci kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HYUK.440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK.nun 366 ve HYUK. 442. maddeleri uyarınca (Reddine), kararın düzeltilmesini isteyenden 500 lira para cezası ile 1000 lira harcı alınarak hazineye gelir yazılmasına, 15.11.1983 gününde oybirliği ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Muteriz borçlunun 2.12.1982 tarihli itirazı açıkça kira aktini, kiracılık sıfatını inkar niteliğindedir. Davalı kira akdini, kiracılık sıfatını inkar ettiğine aksi kanıtlanmadığına göre itirazın kabulü ile itirazın kaldırılması isteğinin reddine karar verilmek gerekirken yazılı şekilde takibin devamına karar verilmesi isabetsiz olup 6.4.1983 tarihli merci kararının bozulmasına karar verilmek gerekir iken onanması isabetsizdir.

Karar düzeltme isteğinin kabulü ile 6.4.1983 tarihli merci kararının bozulması gerektiği düşüncesindeyim.

Üye
M. Tekinöz

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 06-04-2010, 11:28   #9
kapbana

 
Varsayılan

Sn Av. Sebahattin, ilginiz için çok teşekküğr ederim. Konuyu daha önce foruma taşımıştım; olay biraz tartışıldı aşağıda linkini veriyorum. daha açık olması için borçlunun itirazını açıkça buraya yazıyorum: "...İlgili kira sözleşmesi başlamadan önce ....Noterliğinin.....nolu ihtarnamesi ile belirtilen kira sözleşmesinin başlamayacağını tarafımızdan feshedildiği bildirilmiştir." sonuç kısmında da :"kira ilişkisi başlamadan sona erdiği için takibe itiraz ediyorum" denilmiş. Aşağıdaki adreste davanın sulh hukuk-icra hukuk mahkemesinde görülmesi konusu tartışıldı ama aradığım bu yargıtay kararları ile icra hukuk mahkemeside davamı açtım, duruşma gününü bekliyorum; sonucunu foruma aktaracağım.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=30592

Ayrıca, Sn. Bülent Akçadağ cevabınız için çok teşekkürler. Ben de sinerji mevz. kullanıyorum, sistemde bulamayınca görevlilerle dahi görüştüm; maille kendilerinin de bulamadığını bildirdiler; sizi ayrıca tebrik etmek lazım..
Old 07-04-2010, 13:33   #10
av.sebahattin

 
Varsayılan

Aklıma takılan bir kaç soru sayın meslektaşım.
12.11.2009 tarihi sözleşme tanzim tarihi mi yoksa başlangıç tarihi midir?
önceki dönemde mecurda, yazılı kira sözleşmesi ile mi kalıyorlardı? Doğalgaz v.s. aboneliklerini nasıl yapmışlardı?

Eski kontratta 15 günden daha uzun bir fesh-i ihbar süresi öngörülmüş müdür?

Bir diğer nokta da, kiralananı tam ve eksiksiksiz ve usulünce teslim etmek kiracının sorumluluğundadır ve bunu sadece YAZILI belge ile ispat edebilirler.

Birkaç Yargıtay Kararı Sayın Meslektaşım;(dinamikhukuk programından)

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No.
2005/6-192
Karar No.
2005/224
Tarihi
06.04.2005

İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/169.A/269.C/68

KAVRAMLAR
KİRA ALACAĞINA MÜSTENİT TAKİP
TAHLİYE
İTİRAZIN KALDIRILMASI
KİRACININ MECURU TAHLİYE ETTİĞİ İDDİASI
AKTİN FESHİ İDDİASI

ÖZET
BORÇLU/KİRACI HERHANGİ BİR BELGEYE DAYANMAKSIZIN TAKİBE İTİRAZ EDEREK BORCU OLMADIĞINI VE KİRALANANI KİRA AKDİ BİTMEDEN KARŞILIKLI ANLAŞMA İLE ERKEN TAHLİYE ETTİĞİNİ İLERİ SÜRMÜŞTÜR. TAKİBE KONU KİRA SÖZLEŞMESİNE DAVALI/KİRACI/BORÇLUNUN KARŞI ÇIKMASI OLMAMIŞTIR. BORÇLU/KİRACININ, AKDİN KARŞILIKLI ANLAŞMA İLE FESHEDİLDİĞİ OLGUSUNU VE KİRA BEDELLERİNİN ÖDENDİĞİ VEYA TAHLİYENİN KİRALAYANIN BİLGİSİ DAHİLİNDE GERÇEKLEŞTİĞİ OLGUSUNU DA ORTAYA KOYACAK, DOLAYISIYLA İCRA VE İFLAS KANUNU'NUN 68. MADDESİ ANLAMINDA İTİRAZINI VARİT GÖSTERECEK BİR BELGE İLE İSPATLAMASI GEREKİR

Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması ve tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Dokuzuncu İcra Mahkemesince isteğin kısmen kabulü ve tahliyeye dair verilen 18.3.2004 gün ve 2003/1798-2004/320 sayılı kararın incelenmesi kaşı taraf/borçlu tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 25.5.2004 gün ve 2004/4190 - 4138 sayılı ilamı;
( ...Davacı vekili davalının birikmiş kiralarını ödemediğini, kira sözleşmesinin devam ettiğini ve yapılan takibe itiraz edildiğini iddia ederek takibin devamını ve kiralananın tahliyesini istemiştir.
Davalı icra takibine yaptığı itirazında, kira sözleşmesinin Mayıs 2003'de tarafların anlaşmasıyla feshedildiğini ve kiralananın o tarihte tahliye edildiğini belirtmiştir. İtiraz dilekçesindeki bu açıklamalara göre uyuşmazlığın halli yargılamayı gerektirir. Karar bu nedenle bozulmalıdır... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece Önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İstek, adi kiraya dayalı takibe itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkindir.
A- ALACAKLI İSTEMİNİN ÖZETİ:
İstekli/alacaklı/kiralayan vekili 19.12.2003 tarihli dava dilekçesinde; davalının, 1.10.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kendisine ait mecurda kiracı bulunduğunu, Mayıs - Haziran - Temmuz - Ağustos - Eylül 2003 aylarına ait kira bedellerini ödemediği için aleyhine, İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2003/14651 esas savcılık dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının 51. örnek ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra takibine konu borca İtiraz ederek, 30 gün içerisinde de ödeme yapmadığını; borca itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının itirazında mecuru tahliye ettiğini iddia etse de kira sözleşmesi feshedilmediği gibi mecurun kiralayana tahliye ve teslim de edilmediğini, Mayıs - Haziran - Temmuz - Ağustos - Eylül 2003 kira bedellerinin ödenmeyip, 160.000.000.- TL. yönetim giderinin de müvekkili tarafından yönetime ödendiğini, ifadeyle, itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, akdin feshi, mecurun tahliyesine ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
B- BORÇLU TARAFIN CEVABININ ÖZETİ:
Karşı taraf/borçlu/kiracı vekili cevap dilekçesinde: taraflar arasında, adi kira ve hasılat kiralarına ait 51 örnek ödeme emrine, konu olmak niteliğini haiz bir borç bulunmadığını, takibe konu kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde taraflarca kararlaştırılmış olan şekilde müvekkiline mecur adresinde tebligat da yapılmadığını, zira tahliye hususunun bilindiğini, yine sözleşmede fesih için noter kanalı ile ihbar şartı varsa da ev sahibinin buna elverişli adresinin bulunmayıp, sadece telefon numaralarına yer verildiğini, mecurun tahliye edileceğinin ev sahibine telefonda ihbar edilmesi üzerine İstanbul'a gelerek konutu dolaştığını, satılık ilanları asarak, emlakçıya da bu konuda talimat verdiğini, kendisinden adresi istendiğinde buna gerek olmadığını söyleyip, tarafların bu şarttan vazgeçme ve ödedikleri depozitonun da son kiraya sayılması konularında anlaştıklarını, sonuçta kira sözleşmesinin de anlaşmayla feshedildiğini ve mecurun Mayıs 2003 tarihinde boşaltıldığını, davalının o tarihten beri başka bir konutta ikamet ettiğini, davacının yaptığı haksız takip ve açtığı bu mesnetsiz dava ile mecurun tahliye edildiği ve kullanılmadığı dönemlere ilişkin kira bedelini de talep ettiğini, kötüniyetli olduğunu, ifadeyle, haksız davanın reddi ile takibin iptaline, davacı aleyhine %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini savunmuştur.
C- YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:
İcra Mahkemesi; "Davalı itirazında, sözleşmenin feshedilerek mecurun tahliye edildiğini bu nedenle borcunun bulunmadığını belirtmişse de, sözleşmenin feshedildiği ve mecurun tahliye edildiğine dair yazılı anlaşma ibraz etmesi gerekirken, böyle bir belgenin ibraz edilmediği, ayrıca borcun ödendiğini İİK. 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatlaması gerekir. Bu durumda borçlu itirazının kaldırılması ile mecurun tahliyesine karar vermek gerekmiştir." Gerekçesiyle, dava 11. borçlunun İstanbul 9. İcra Müdürlüğünün 2003/14651 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının 2.000.000.0000.- TL. üzerinden kaldırılması ile takibin devamına, İİK. 269/a maddesi gereğince, temerrüt nedeni ile davalının mecurdan tahliyesine, karar vermiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:
Karşı taraf/borçlu vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde de yer aldığı üzere, karar konunun çözümünün yargılamayı gerektirdiğinden bahisle bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılamada davacı vekili direnme kararı verilmesini istemiştir.
İcra Mahkemesi: önceki gerekçelerini tekrar yanında "Davacı kiralayan tarafından kiracı hakkında 51. örnek ödeme emri gönderilerek 1.10.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile takip yapıldığı, davalı tarafından verilen 7.11.2003 tarihli itiraz dilekçesinde kira kontratı ve kira bedeline itiraz edilmeksizin taşınmazın davacı kiralayan ile anlaşma sonucunda tahliye edildiğinden itiraz edildiği, kiralayan tarafından tarafların anlaşması ile taşınmazın tahliye edildiği hususunun kabul edilmediği, inkar edilmeyen kira kontratı ve kira bedelinin davalı borçlu tarafından İİK. 68 Maddesi anlamında belge olduğu, davalı kiracı borçlunun taşınmazın tahliye edildiğini artık kiralayan tarafından imzası ikrar edilmiş veya resmi merciler önünde yapılmış bir belge ile buna karşı çıkabileceği, takip hukuku yönünden kesinleşen İİK. 68. madde anlamındaki belgeye dayalı olarak yapılan takipte borçlunun itirazının yerinde olmadığı, faiz talebinden alacaklı tarafından vazgeçildiği, sonuçta çözümün yargılamayı gerektirmediği' gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir.
Direnme kararını karşı taraf/borçlu/kiracı vekili temyize getirmiştir.
E- GEREKÇE:
İstek, adi kiraya dayalı takibe itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkindir.
Davacı/kiralayan/alacaklı taraf; davalı/kiracı/borçlunun birikmiş kiralarını ödemediği, kira sözleşmesinin devam ettiği iddiasıyla ve kira sözleşmesine dayanarak adi kiraya dayalı takibe girişerek kira ve aidat alacaklarının tahsili ile temerrüt nedeniyle mecurun tahliyesini istemiş; borçlunun itirazı üzerine eldeki itirazın kaldırılması, takibin devamı ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, belgeye dayalı takipte ödeme ve tahliye hususlarının yazılı belge ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle itirazın kira alacağı yönünden kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmiş; hüküm davalı/borçlu/kiracının temyizi üzerine Özel Dairece "itiraz dilekçesindeki açıklamalara göre uyuşmazlığın halli yargılamayı gerektirir." Gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takibin şekli ve itiraz kapsamına göre uyuşmazlığın hallinin yargılamayı gerektirip gerektirmediği, noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, uyuşmazlığın çözümüne etkili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "itirazın kesin olarak kaldırılması" başlıklı 4949 sayılı kanun ile değişik 68. maddesinin ilk üç fıkrasında;
"Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden İtibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.
Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii İtirazın kaldırılmasına karar verir.
İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddolunur."
Hükmü yer almakta;
Aynı maddenin son fıkrasında da;
"İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü hâlinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi hâlinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa, yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar."
Denilmektedir.
Yine, aynı Kanunun "Kira akdi dışındaki itirazlar ve tahliye" başlıklı 269/c maddesinde; "Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeğe mecburdur.
Senet veya makbuzun alacaklı tarafından inkarı halinde 68 inci madde hükmü kıyasen uygulanır. Merciin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için, kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren ongün geçmesi lazımdır. Borçlu tahliye kararı hakkında 36 ncı madde hükmünden faydalanabilir."
Hükmüne yer verilmiştir.
Bu açık hükümler gözetilerek somut olay ele alındığında;
İtirazın kaldırılması istemine konu takibin dayanağı yazılı kira sözleşmesidir. Takip talepnamesinde alacaklı ödenmeyen kira bedellerini ve aidat giderini İstemekte, ayrıca tahliye isteminde de bulunmatadı.
Borçlu/kiracı herhangi bir belgeye dayanmaksızın takibe itiraz ederek borcu olmadığını ve kiralananı kira akdi bitmeden karşılıklı anlaşma ile erken tahliye ettiğini ileri sürmüştür.
Takibe konu kira sözleşmesine davalı/kiracı/borçlunun karşı çıkması olmamıştır. Böylece talebine itiraz edilen alacaklının takibi İcra ve İflas Kanunu'nun 68/1. maddesi anlamında "imzası ikrar edilen ve borç ikrarını içeren bir belgeye" dayanmaktadır.
Borçlunun karşı çıkmadığı kira sözleşmesinde akdin feshedilme biçimi özel şartlar bölümünde açıkça düzenlenmiş olup; borçlu/kiracının, akdin karşılıklı anlaşma ile feshedildiği olgusunu yukarıda içeriği ayrıntısıyla açıklanan İcra ve İflas Kanunu'nun 269/c maddesi anlamında bir belge ile kanıtlaması gerekmektedir.
Diğer taraftan borçlu, kira bedellerinin ödendiği veya tahliyenin kiralayanın bilgisi dahilinde gerçekleştiği olgusunu da ortaya koyacak, dolayısıyla İcra ve İflas Kanunu'nun 68. maddesi anlamında itirazını varit gösterecek bir belge de ibraz etmelidir.
Her iki halde de uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirmemekte; borçlu/kıracının bu belgeleri ibraz edip etmemesi olgusuna dayalı olarak sorunun çözümlenmesi olanağı bulunmaktadır.
Dosya kapsamında borçlu, itirazlarını belgeye dayandırmamış ise de bu husus Özel Dairece irdelenmemiş, işin esasına yönelik bir saptamada bulunulmamıştır.
Durum böyle olunca, icra mahkemesinin işin yargılamayı gerektirmediği yönündeki kabulü ve buna ilişkin direnmesi usul ve yasaya uygundur.
Ne var ki, Özel Dairece "uyuşmazlığın hallinin yargılamayı gerektirdiği" gerekçesi ile karar bozulup; işin esası ve buna yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden, bunların incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı direnme kararı uygun olup, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için DOSYANIN 6. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6.4.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.



T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
2001/10698
Karar No.
2001/11764
Tarihi
29.06.2001

İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/269.D/68.SON

KAVRAMLAR
TAZMİNAT
KEFİLİN SORUMLULUĞU
KİRA SÖZLEŞMESİNDEKİ ÖZEL ŞART
FESİH NEDENİ

ÖZET
KİRA SÖZLEŞMESİNİN ÖZEL ŞARTLAR BÖLÜMÜNDE ÖNGÖRÜLEN "DEPOZİTONUN YATIRILMASI" KOŞULU, ALACAKLI YARARINA TANINMIŞ BİR FESİH NEDENİ OLDUĞUNDAN, FİİLEN TAŞINMAZI KULLANAN BORÇLU, KENDİSİNE AİT YÜKÜMLÜLÜĞÜ YERİNE GETİRMEYEREK VE KENDİ KUSURU SEBEBİYLE ANILAN KOŞULA DAYANIP AKDİN OLUŞMADIĞINI İLERİ SÜREMEZ. BU DURUMDA 2 YIL SÜRELİ SÖZLEŞME NEDENİYLE BU DÖNEM İÇİNDEKİ İSTEKLER YÖNÜNDEN KEFİLLERİN SORUMLULUĞU DEVAM EDER. O HALDE BORÇLU-KEFİLLER YÖNÜNDEN DE İTİRAZIN KALDIRILMASININ REDDİ HATALIDIR. AYRICA İTİRAZI KALDIRILAN BORÇLUNUN TALEP OLDUĞU HALDE TAZMİNATLA SORUMLU TUTULMAMASI DA İSABETLİ DEĞİLDİR.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Kira sözleşmesinin özel şartlar 21. maddesinde öngörülen "depozitonun yatırılması ,, koşulu alacaklı yararına tanınmış bir fesih nedenidir. Fiilen taşınmazı kullanan borçlu, kendisine ait yükümlülüğü yerine getirmeyerek ve kendi kusuru sebebiyle anılan maddeye dayanıp akdin oluşmadığını ileri süremez. Bu durumda 01/11/1999 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli sözleşme nedeniyle bu dönem içindeki istekler yönünden kefillerin sorumluluğu devam eder. O halde borçlu-kefiller M.Aslanoğlu ve GMA Tekstil Ltd.Şti.yönünden de itirazın kaldırılması yerine bu istemin reddi doğru olmadığı gibi, İİK.269/d maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanunun 68/son maddesi gereğince itirazı kaldırılan borçlunun talep olduğu halde tazminatla sorumlu tutulmaması da isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 29/06/2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
1994/14633
Karar No.
1994/14748
Tarihi
22.11.1994

İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/269

KAVRAMLAR
KEFİLİN SORUMLULUĞU
KİRA SÖZLEŞMESİNİN YENİLENMESİ
KİRA SÖZLEŞMESİ KEFİLİNİN SORUMLULUĞU

ÖZET
KİRA SÖZLEŞMESİ KEFİLİNİN SORUMLULUĞU KİRA SÜRESİ İLE SINIRLIDIR. BELLİ BİR BEDELİ İÇERMEDİĞİNDEN AKTİN YENİLENMESİ HALİNDE KEFALETİN DEVAM EDECEĞİNE DAİR HÜKÜM GEÇERSİZDİR.

DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 14.11.1994 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR: 1 - Kira sözleşmesi alacaklı ile borçlulardan O.K. arasında yapılmış olup 1.06.1993 başlangıç tarihi ve bir yıl sürelidir. Diğer borçlu S.T. sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Sözleşmenin 8-2. maddesinde kira sözleşmesi kira süresinin bitiminden bir ay önce taraflarca uzatılamayacağı bildirilmediği takdirde aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılır, denilmektedir. Borçlunun gönderdiği fesih ihbarı 11.5.1994 tarihli olup, fesih ihbar süresine riayet edilmediğinden kira süresi aynı şartlarla bir yıl uzamıştır. Kiralayan da kira aktini tek taraflı olarak feshine razı olmadığını cevabi ihtarında bildirilmiştir. Bu itibarla haziran ayı kirasının istenmesinde bir usulsüzlük yoktur. Depozito olarak alınan para muhtemel zararlara karşılık olup kira borcuna mahsup edilmesi de mümkün değildir. Bu bakımdan borçlu O.K. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2 - Borçlu S.T. vekilinin temyizine gelince, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Her ne kadar sözleşmede kiracının kiracılığı devam ettiği sürece S.T.`nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu yazılmış ise de kefilin sorumluluğu kira süresi ile sınırlıdır. Belli bir bedeli içermediğinden aktin yenilenmesi halinde kefaletin devam edeceğine dair hüküm geçersizdir. Mercice bu yön gözetilerek alacaklı vekilinin 1994 yılı Haziran ayına ilişkin itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmek gerekirken alacağın tamamını kapsar biçimde talebin kabulü isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu S.T. vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile merci kararının yukarıda 2. bentte yazılı nedenle borçlu yararına İİK`nın 366 ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA 22.11.1994 gününde, oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No.
1977/12-499
Karar No.
1978/212
Tarihi
08.03.1978

İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/269

KAVRAMLAR
FUZULİ İŞGALDEN KAYNAKLANAN ALACAK
İLAMSIZ TAKİP KONUSU OLAMAYACAK ALACAKLAR
KİRA AKDİNİN FESHİNE RAĞMEN TAŞINMAZIN GEÇ TAHLİYE EDİLMESİ

ÖZET
KİRA SÖZLEŞMESİ BOZULDUĞUNA GÖRE BU TARİHTEN SONRA ALACAK KİRA ALACAĞI NİTELİĞİNDE DEĞİLDİR. BU HALDE HAKSIZ İŞGALDEN DOLAYI ALACAK SÖZKONUSU OLDUĞUNDAN İLAMSIZ TAKİP KONUSU YAPILAMAZ.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 11. İcra Tetkik Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.12.1975 gün ve 767/847 sayılı kararın incelenmesi borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 23.3.1976 gün ve 1213/3228 sayılı ilamı ile, "6570 sayılı Yasanın 11 inci maddesine uygun olarak kiracı sözleşmeyi uzatmıyacağını ve mecuru tahliye edeceğini kiralayana bildirmiştir. Bu suretle akit, sözleşmenin bitim tarihinde fesih edilmiştir.
Kira akti fesih edildiğine göre bu tarihten sonraki alacak kira alacağı değildir. İlamsız takip konusu yapılamaz. Geç tahliyeden dolayı alacaklının bir hakkı varsa fuzuli işgalden dolayı alacak söz konusu olup ilamsız takibe konu yapılamaz.." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Borçlu vekili
KARAR : Kira akdi 6570 sayılı Yasa uyarınca feshedildiğine göre bu tarihten sonraki alacak kira alacağı niteliğinde değildir. Ve bu itibarla da ilamsız takip konusu yapılamaz. Bu nedenlerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı bozulmasına 8.3.1978 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 02-04-2011, 21:46   #11
tiryakim

 
Varsayılan

Yargıtay 12. HD. 22.9.2000 T. 12013/13382
Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 10.7.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

İİK ‘ nun 269/2. maddesinin 2. cümlesine göre (borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını AÇIK ve KESİN olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır.) Somut olayda borçlu icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde "kiracılık ilişkisine" karşı çıkmamıştır. Yukarıda yazılan madde hükmü kira akdinin inkarının açık ve kesin olarak itirazen ileri sürülmesini öngörmektedir. Borçlunun ( takibin tümüne itiraz ediyorum) şeklindeki beyanı kiracılık ilişkisine açıkça karşı çıkmak olarak nitelendirilemez. Borçlunun itirazı sadece borçlu bulunulmadığına yöneliktir. Bu iddianın da İİK.nun 269/c maddesinde yazılı bir belge ile kanıtlanamaması karşısında alacaklı istemi doğrultusunda karar verilmek gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.9.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
karar arıyorum Av. Tevrat DURAN Meslektaşların Soruları 1 19-10-2009 00:13
Karar Arıyorum+Acill hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 7 13-11-2008 17:41
karar arıyorum Av.MB Meslektaşların Soruları 3 24-07-2008 11:41
bir karar arıyorum Batu Han Meslektaşların Soruları 3 25-11-2007 23:06
karar arıyorum av.mgul Meslektaşların Soruları 1 25-11-2007 00:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08389091 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.