|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
08-12-2011, 15:21 | #1 |
|
görevli mahkeme
selamlar...tanzim edilen bir kira sözleşmesinde müvekkilim kefildir.sözleşme süresi 1 yıldır. ilk yılın kira alacakları müvekkilimden tahsil edilmiştir.ikinci yıl için de sözleşmede açıkça yazmamasına rağmen kefil olan müvekkilimde kira alacağı icra yoluyla talep edilmiştir.buna karşılık menfi tespit davası açılması gerektiğini düşünmekteyim. fakat görevli mahkeme kira ile ilgili olan bir menfi tespit olduğu için sulh hukukta mı açılmalı yoksa asliye hukuk mu?şimddiden tesekkür ederim..
|
08-12-2011, 15:37 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
malvarlığının aynına ilişkin olsaydı asliye hukuk olabilirdi ancak kira ilişkisinden kaynaklanmış olacağı için tartışmasız sulh hukuk mahkemesidir. |
08-12-2011, 21:56 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Dava tarihinden itibaren müddeabih belirlenip, sulh veya asliye hukuk mahkemesinin yetkili olup olmadığına bakılmalıdır kanaatimce.. |
08-12-2011, 22:13 | #4 | |||||||||||||||||||
|
6100 sayılı kanun 4. maddesi çok açık ; '' kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıklar '' sulh hukuk mahkemesinde görülür, denmektedir. Yani ; 1-) Kira ilşkisi olacak 2-) Uyuşmazlık Olacak 3-) Alacak olacak... Sizin olayınızda bu 3 maddenin hepsi olduğuna göre.. görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. |
08-12-2011, 22:18 | #5 |
|
müvekkilinizin durumu kira akdinden değil, kefaletten kaynaklanmakta. bu sebepten asliye hukukun görevli olduğunu düşünüyorum.
çünkü kredi kartından çıkan uyuşmazlıkta taraflar için tüketici mahkemesi görevli iken,kredi kartı kefili açısından BK hükümleri ile genel görevli mahkemelerin görevli olacağına ilişkin birçok Yargıtay kararı mevcut. |
08-12-2011, 22:57 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Katılıyorum, neticede temel olarak kefalet sözleşmesinden doğan bir takım haklar nedeniyle borçlu olunmadığı iddia edilecek. Dolayısıyla temel alınacak sözleşme kira sözleşmesi değil, kefalet sözleşmesi olduğundan asliye hukuk mahkemesinde dava açmak gerekecektir. Zira görev ayrımında artık müddeabihin değerine de bakılmıyor. Malvarlığına giren davalarda asliye hukuk mahkemesi görevlidir. |
09-12-2011, 00:06 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Meslektaşım, kira sözleşmesinde , kefalete ilişkin maddede, sözleşmenin yenilenmesi halinde kefaletin devam edeceği, kefilin kefalet ettiği bedelin belirlenmiş ve/veya belirlenebilir olma şartları var ise müvekkilinizin kefaletinin devam ettiğinden söz edilebilir. Eğer bu yönde özel ve ayrıntılı bir düzenleme yok ise müvekkiliniz hakkındaki takibe itiraz ederek, kefalet bir yıllık sözleşmenin bitimi ile son bulduğundan borcu ve yeni sözleşmede kefaleti yoktur diye itiraz edin. Genel Mahkeme (6100 hmk gereği sulh hukuk mahkemesi) gibi icra hukuk Mahkemesi de bu itirazı değerlendirebilir. Bu yönde Yargıtay kararına ihtiyaç duyarsanız bilhare gönderiririm. |
09-12-2011, 00:22 | #8 |
|
T.C.
YARGITAY Altıncı Hukuk Dairesi Esas No : 2006/5059 Karar No : 2006/7401 Tarih : 26.6.2006 KEFİLİN SORUMLU OLDUĞU AZAMİ SÜRENİN BELLİ OLMASI ( Ne Kadar Uzayacağı Belirsiz Bir Kira Süresine İlişkin Olan ve Kefili Sınırsız Bir Sorumluluk Altına Sokan Sözleşme Hükümleri Geçerli Olmadığı ) KİRA SÖZLEŞMESİNDE KEFALET ( Süresi ve Ödenecek Kira Parasının Miktarı Açıkça Gösterilmiş Kira Sözleşmesini Kefil Sıfatıyla İmzalayan Kişi Sözleşmede Gösterilen Kira Süresi Boyunca Kiracının Ödemekle Yükümlü Bulunduğu Kira Paralarından Sorumlu Olduğu ) KİRA SÖZLEŞMESİNİN UZAMASI HALİNDE KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Kefilin Sorumluluğunun Devam Edebilmesi İçin Öncelikle Bu Hususun Sözleşmede Açıkça Kararlaştırılmış Olması Gereği ) Takibe itiraz edilebilir bu konuda uyuşmazlık yok ancak olayın izahına göre menfi tespi davasının dayanağı kefalet ilişkisidir, kefil kira ilişkisine değil kefalet ilişkisine dayanarak borçlu olmadığını iddia etmektedi. Sormak istediğim bir soru şudur:kefil olan şahıs kira sözleşmesini hangi sıfatla imzalamıştır, müteselsil kefil - müşterek borçlu sıfatıyla mı? |
09-12-2011, 00:31 | #9 |
|
Kefaletin adi veya müteselsil olması, kefilin defilerini farklılaştıracaktır malumunuz...
|
09-12-2011, 00:34 | #10 |
|
kira akdinin yenilenmesinde kefilin durumu
müşterek müteselsil kefil ayrıntısı da önemli YArgıtay diğer unsurların yanında bu hususu da dikkate alıyor.
Burada kefalet sözleşmesinden bahsedilmiyor, soruda açıkça kira sözleşmesine kefil olunduğundan bahsediliyor. O halde Kübra arkadaşımızın gönderdiği karar sorunun yanıtına dair örnek kararlardan biridir. |
09-12-2011, 12:04 | #11 |
|
Görevli mahkeme yönünden tam bir birlik sağlanamadığını görüyorum. Dava Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmalıdır. Kefalet sözleşmesi değil aslında kira akdidir dayanağımız. Dolayısıyla 6100 sayılı kanunun 4. maddesine göre sulh hukuk mahkemesi olması gerekiyor. Yardımlarınız için teşekkürler.
|
09-12-2011, 12:08 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben de "kira sözleşmesine kefaletten" kaynaklanan bir menfi tesbit davası olacağından, bu davanın ilgili kira sözleşmesi hükümleri, ödeme, adi veya müteselsil kefalet noktalarından sağlıklı tetkiki için, HMK.m.4 kapsamında "kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar" kapsamında mütalaa edilmesi gerektiği ve sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanısındayım. Saygılar. |
09-12-2011, 13:30 | #13 |
|
YAVUZ, Cevdet, Borçlar Hukuku Dersleri, 3. Baskı, Sayfa 496 vd
“Kefilin borcu esas ve şekil bakımında özel bir borç olup asıl borçla aynı değildir. Edimde bulunan kefil, asıl borcu değil ondan başka olan kendi kefalet borcunu ödediği için, onun edimi ancak kendi borcunu sona erdirir(s 496). Kefalet sözleşmesi asıl borcu doğuran hukuki ilişkiden ayrı muhtevası ve hukuki illeti olan tamamıyla bağımsız bir sözleşmedir.(s 497-498)" Asıl borç: Kira sözleşmesinden doğan kiracının ödemekle yükümlü olduğu borç. Kefilin borcu: Kefalet sözleşmesinden doğan borç. Talep kefilin kefalet sözleşmesinden doğan yükümlülükleri sona erdiğinden artık -her ne kadar kiracının kira borcunu ödeme yükümlülüğü devam etmekte ise de- kefaletten doğan borcunun bulunmadığına ilişkindir. Fikrim hala aynı. Kira sözleşmesine yer alan kefalete ilişkin madde dayanaktır ancak kira sözleşmesinin içine derc edilmiş olması, ayrı bir "kefalet sözleşmesi" adı altında yer verilmemiş olması durumu değiştirmez. Ancak uygulamada bu detaya dikkat edileceğini sanmıyorum, kanaatimce Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görev konusunda uyuşmazlık çıkmayacaktır. İyi çalışmalar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
görevli mahkeme | Av.Gamze Korkmaz | Meslektaşların Soruları | 14 | 08-03-2013 00:15 |
görevli mahkeme | Av.Mehmet_Ali | Meslektaşların Soruları | 15 | 07-07-2011 09:24 |
görevli mahkeme | arge | Meslektaşların Soruları | 2 | 30-12-2010 23:11 |
Görevli mahkeme? | Avukat Kamer Akgül | Meslektaşların Soruları | 2 | 30-05-2007 13:36 |
Soybağının Reddine İlişkin Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması - Görevli Mahkeme | seyitsonmez | Meslektaşların Soruları | 3 | 05-01-2007 10:22 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |