Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muvazaalı İcra Takibinin Suç Teşkil Edip Etmeyeceği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-01-2016, 12:53   #1
serkankagan

 
Varsayılan Muvazaalı İcra Takibinin Suç Teşkil Edip Etmeyeceği

Borçlu maaş ve diğer mal varlığı hacizlerini önlemek amacıyla 3.kişi ile anlaşarak kendi aleyhine kambiyo senedine dayanılarak icra takibi yapılmasını ve yapılan muvazaalı takip neticesinde muvazaalı hacizlerin yapılmasını sağlamıştır.

Gerçeğe aykırı bono düzenlenmesi ve bononun icra takibine konu edinmesi TCK kapsamında resmi belgede sahtecilik suçunu veya başkaca bir suç teşkil eder mi? Konuyla ilgili emsal içtihat veya tecrübesi bulunan meslektaşlardan bilgi rica ederim.
Old 30-01-2016, 13:44   #2
Av. Kürşad MERCAN

 
Varsayılan

Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası:
Madde 331- (Değişik: 31/5/2005 - 5358/1 md.)
- Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak
maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette
yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni
surette eksiltirse
, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla
kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu
hakkında da bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.
- Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya
iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.
- Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması
halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur
Old 30-01-2016, 14:29   #3
serkankagan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Kürşad MERCAN
Alacaklısını zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası:
Madde 331- (Değişik: 31/5/2005 - 5358/1 md.)
- Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak
maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette
yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni
surette eksiltirse
, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla
kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu
hakkında da bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.
- Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya
iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.
- Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması
halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine takip olunur

Üstadım cevabınız için teşekkür ederim. Ancak benim sorum, söz konusu muvazaalı işlemlerin TCK kapsamında suç teşkil edip etmeyeceği hususundadır.
Old 01-02-2016, 11:20   #4
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

''..Ceza Hukuku yönünden varaka, olayları nakleden veya irade beyanlarını içeren ve bir kimse tarafından oluşturulan her türlü yazılı belge olarak tanımlanabilir. Varakanın esas işlevi ise, hukuki faaliyetlerde kanıtlamaya hizmet etmektir. İşte bu nedenledir ki, belgelere duyulan ihtiyaç ve güven, bunlar üzerindeki sahteciliğin suç olarak düzenlenmesini sağlamış ve böylelikle hukuki ilişkilerde ispat aracı olan belgelerin doğruluğu ve gerçekliğine duyulan güven korunmak istenmiştir. Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşması için, belgenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte bulunması gerekir. Yine bu suçun oluşumu bakımından belgenin sahte olarak düzenlenmesi yeterli olup, kullanılması zorunlu değildir. Bu nedenle zarar olasılığının bulunması için belgede yapılan sahteciliğin çok sayıda kişiyi aldatacak nitelikte olması, bir başka anlatımla belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması gerekir. Aldatma keyfiyeti belgeden objektif olarak anlaşılmalıdır. Muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfal, aldatma yeteneğinin varlığını göstermez..T.C.YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2003/6-232 K. 2003/250 T. 14.10.2003

Nasıl ki gerçekte olmayan ticari ilişkiye dayalı kesilmiş faturalar için( naylon fatura) cezai müeyyide uygulanıyor ise yukarıda YCGK. karar içeriğinde belirttiği gerekçeler dikkate alındığında da olmayan bir ticari ilişkinin vs. sebebi olarak muvazaalı bono düzenlenmesinin de sahtecilik ve dahi dolandırıcılık olarak cezai müeyyidesi olması gerekir diye düşünüyorum hele ki hukuk sistemimizde hatır çeki- veya hatır bonosu adı altındaki uygulamanın da yeri olmadığı düşünüldüğünde belgenin doğruluğuna olan güvenin zedelenmesi dahi sahtecilik için yeterli kabul edilmelidir.
Old 01-02-2016, 19:52   #5
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

yaklaşık 15 yıl önce muvazaalı icra takibi yapanlar aleyhine kamu kurumu aracı kılınarak nitelikli dolandırıcılık suçundan ceza verildiğine tanık olmuştum duruşma sırası beklerken. Daha sonraları aynı eyleme aynı suçtan ceza verilmeye devam etti. Başkaca dosyalara da rastladım. Son uygulamayı bilmiyorum ama değiştiğini de zannetmiyorum.
Old 02-02-2016, 13:26   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Konu ile ilgili bir Yargıtay Kararı :

11. Ceza Dairesi 2006/2432 E., 2008/2863 K.

DOLANDIRICILIK
İCRA TAKİBİ
MUVAZAALI SENET

Dolandırıcılık suçundan sanıklar Duran ve A.Duran'ın yapılan yargılamaları sonunda: 5237 sayılı Kanun'un 158/1-D, 62, 52, 53 ve 63. maddeleri gereğince mahkumiyetlerine dair (Tokat Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 21.09.2005 gün ve 2004/312 Esas, 2005/218 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığı'nın bozma isteyen 21.03.2006 tarihli tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:

Katılanın satın aldığı aracın trafik sicil kaydını henüz üzerine geçirmemesi üzerine, sanıklar arasında muvazaalı olarak düzenlenen senetle bir diğerine borçlanıp icra takibi yoluyla aracın ele geçirilmesinden sonra 3. kişiye ikinci kez satılarak haksız yarar sağladıkları parayı da katılana iade etmeyen sanıkların dolandırıcılık kastı ile hareket ettiklerini kabul ederek mahkumiyet hükmü kuran mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden teb-liğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticesine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanıklar müdafiinin hukuki ihtilaf olduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;

Ancak; 5237 sayılı Yasa'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye, diğer bentlerde yazılı hak yoksunluklarının cezanın infazının tamamlanıncaya kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 sayılı Yasa'nın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında yer alan TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak yerine "sanığın 53. maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklarda koşullu salıverme tarihine, diğer bentlerde yazılı haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün (DÜZELTİLEREK ONANMASINA), 16.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 09-02-2017, 09:16   #7
sibelokandan

 
Varsayılan

savcılık araştırmayı ne şekilde yapıyor peki,borç ilişkisinin gerçek olup olmadığını nasıl tespit ediyor
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tedbirin satışa engel teşkil edip etmeyeceği lawyergirl Meslektaşların Soruları 4 23-10-2018 07:55
sözleşmedeki özel şartların kanun maddelerini bertaraf edip etmeyeceği av.kamil yıldırım Meslektaşların Soruları 5 14-03-2012 17:29
muvazaalı kambiyo takibinin iptali harkan Meslektaşların Soruları 1 10-08-2011 18:51
Borçlunun ölümü halinde kefaleten verilen ipoteğin devam edip etmeyeceği. AVUKATATAŞ Meslektaşların Soruları 3 28-08-2009 11:12
sigortasız çalışan işçinin ölen babasından aldığı maaşı iade edip etmeyeceği? avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 0 03-11-2008 13:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05788994 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.