|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
08-11-2013, 22:28 | #1 |
|
Belirsiz alacak davalarında ıslah
selam;
MK 1007 maddesine dayanarak tapu iptalinden doğan zararın tazminin için 30.000 TL bedeli belirsiz alacak davası açtım.yapılan yargılama sonucunda;taşınmazın değeri 150.000 TL olarak belirlendi. İlk başta talep edilmeyen 120.000 TL için davayı miktar bakımından ıslah gerekiyor mu.Yani arttırım talebini ıslah adı altında mı yapmak zorundayım.Bilindiği gibi ıslah sadece bir kere yapılabiliyor. Bu konuda karar varmı.Teşekkür ediyorum |
11-11-2013, 16:30 | #2 |
|
evet bedel yönünden davayı ıslah edecekseniz. başka yol yok.
|
11-11-2013, 16:49 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
belirsiz alacak davası
|
11-11-2013, 16:51 | #4 |
|
Belirsiz alacak davalarında ıslah yoktur.Yargılama ile belirlenen bedel üzerinden harç tamamlama işlemi yapılır. Harcı tamamlamak üzere mahkeme size verebilir. Siz de harcı kendiliğinizden tamamlayabilirsiniz.Yapılan işlem ıslah işlemi olmadığından ileride ıslah yapılmasına engel oluşturmaz.
|
11-11-2013, 17:22 | #5 |
|
Belirsiz alacak davasında yargılama yapılıp alacak tutarı netleştiğinde 107/2 gereğince iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davacı talebini arttırabilir. Bu hüküm belirsiz alacak davası kurumunun niteliği gereği iddianın genişletilmesi yasağının bir istisnası olup ıslah olarak değerlendirilemez. Zira belirsiz alacak davası kurumunun amaçlarından biri de talep sonucunun ıslah yolu ile arttırılmasının doğurduğu sakıncaları ortadan kaldırmaktı. Gerçekten HUMK zamanında talep sonucunu ıslah ile arttıran davacı, bir kez kullanılan bu yolu talep sonucunu arttırarak tüketmekte idi. Ayrıca ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliği ve karşı tarafın beyanının alınması zorunluluğu yargılamanın uzamasına neden olmaktaydı. Bu nedenle belirsiz alacak davasında talep sonucunun arttırılması ıslah olamaz. Belirsiz alacak davasında davacının gerçek talebi zaten yargılama sırasında ortaya çıkacak olan tutardır. Mahkemelerin 107/2 maddesi gereğince talebinizi arttırma talebinizi ıslah gibi algılamasına müsaade etmeyin. Zira ileride gerçek bir ıslah yapmak zorunda kalabilirsiniz.
|
11-11-2013, 21:47 | #6 |
|
belirsiz alacak
Belirlenen rakama ulaşmak üzere Islah değil HMK 107/2 gereğince "Davanın Değer Arttırımı"na gideceksiniz.Bunu da mahkemeye açıkça bildirmeniz gerekir.Yani yapılan işlem ıslah olmayıp,değer arttırımıdır.HMK 107/2 demek lazım.Bu durum zaten davanın"belirsiz alacak davası" olmasından kaynaklanmaktadır.Kolay gelsin.Başarılar.
|
09-09-2014, 16:56 | #7 |
|
Merhaba arkadaşlar,
Açtığım bir belirsiz alacak davasının bugünkü duruşmasında, tahkikat aşaması bitip sözlü yargılamaya geçildiği ve bu aşamada talebin artırılması dilekçesi verilemeyeceği gerekçesi ile davanın dava dilekçemdeki değer üzerinden kabulüne karar verdi mahkeme. Oysa dava değerinin artırılması dilekçemi HMK107/2 maddesi gereği açıkça yazarak dava değerinin artırılması dilekçesi olarak vermiştim. Bu dilekçe bir ıslah dilekçesi değil, bu durumda ıslahın tahkikat aşamasında yapılabileceği kuralı burada da geçerli olur mu? Yani tahkikat bitip sözlü yargılamaya geçildiğinde dava değerinin artırılması dilekçesi verilemez mi? Siz ne düşünüyorsunuz? |
10-09-2014, 13:22 | #8 |
|
Belirsiz alacak davasında talebin 107/2 gereğince arttırılması ıslah değildir. dolayısıyla bu talebinizin ıslah olarak değerlendirilmesi usule aykırıdır. Bu konu hakkında İstanbul Barosu dergisinin geçmiş sayılarından birinde bir makale vardı. O makaleyi okuyabilirsiniz. Ayrıca elinizde kararın bozulması için ciddi bir gerekçeniz bulunmakta.
|
10-09-2014, 16:23 | #9 |
|
Teşekkür ederim bilgiler için. Ben de öyle olduğunu düşünüyorum. Umarım yargıtay aşamasında da böyle değerlendirilir. Ancak hakim dilekçemi ıslah olarak düşünüp süresinde vermediğiniz için reddettim avukat hanım dedi. Sonra ben açıklamaya çalışınca da avukat hanım usul kuralları çok değişti, bakalım bir yargıtaya gidip gelsin de dedi.
|
11-09-2014, 17:34 | #10 |
|
Belirsiz alacak davasında talep edilebilecek miktar "belirlendiği anda", ancak tahkikat aşamasında, sözlü yargılama aşamasına geçilmeden artırılmalıdır. Böyle olmamışsa kalan kısım için ayrı bir dava açılması gerekir kanaatindeyim. Yargıtay kararınızı onayabilir.
|
11-09-2014, 19:18 | #11 |
|
Cevabınız için teşekkür ederim Dursun bey, tabi bu ihtimal de var. Ek bir dava açmayı ben de düşündüm fakat burada da zamanaşımı itirazı ile karşılaşma durumu var. Dava katkı payı alacağına dair belirsiz alacak davası. Bir yıllık süre geçti. Belirsiz alacak davası ile alacağın tamamı için zamanaşımı kesilse de ek dava ile talep edilen kısım için bu durum geçerli olacak mı? Zamanaşımı alacağın belirli hale geldiği tarihte yani bilirkişi raporunun verildiği tarihte mi başlar gibi sorular kafamı kurcalıyor...
|
11-09-2014, 20:02 | #12 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Saygılar |
24-02-2016, 11:34 | #13 |
|
bende hüsnü gökulu gibi MK 1007 uyarınca tazminat davası açtım ancak ıslah edemedim.Çelişki nedeni ile tekrar rapor alınır diye düşünmüştük.Mahkeme talebim gibi karar verdi.Fazlaya ilişkin haklarımı saklı tutmuştum.Yerel mahkeme gerekçeli kararı yazmadı henüz.bu durumda kalan miktar yönünden ek davayı hemen açmalı mıyım?karşı taraf kararı temyiz edecektir.Yoksa karar kesinleştikten sonra mı açmalıyım ek davamı.
|
24-02-2016, 19:50 | #14 |
|
Kanaatimce; belirsiz alacak davası bir kısmi dava değildir, sonrasında ek dava açmak mümkün olmayabilir. Yeniden (ek) dava açtığınızda kesin hüküm hali ile karşılaşılabilir. Ancak; karar bir nedenle bozulursa bozmadan sonraki yargılamada tahkikat aşamasında dava değerinin artırılması mümkün olabilir, kararı bir nedenle temyiz etmelisiniz diye düşünüyorum.
|
17-02-2018, 18:57 | #15 |
|
Belirsiz Alacak Davalarında Bedel Artırım Doğru Zaman
Kıymetli Meslektaşlarım,
1. Elde belirsiz alacak davası olarak açılan bir dava mevcuttur. 2.Bilirkişi raporu neticesinde bedel artırım dilekçesi verilmiştir. 3. Davali tarafin itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmiş ve alacak miktari bu ek raporda daha düşük hesaplanmıştır. Hukuki Sorun: 1.Bedel artırım davada ancak bir kere yapılabilir. 2.Ayrıca ıslah ile dava değeri düşürülemez. 3.Bu durumda karşı vekalet ücreti doğacak gibi duruyor. Benim görüşüm : Hmk 107/2'nin dava değerinin tam ve kesin olduğu anda dava değeri yükseltilebilir ifadesinden hareketle ilk rapora itiraz vaki olduğundan aslında dava değeri tam ve kesin olarak belirlenmemiştir. Dolayısıyla bedel artırım adı altında mahkemeye sunduğumuz dilekçe esasen bedel artırım dilekçesi değildir.Zira hmk 33 gereği hakim hukuku resen uygular ve taraflardan birisinin hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. Değerli fikirlerinizi bekliyorum. Saygılarımla. |
17-02-2018, 23:01 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
|
17-02-2018, 23:05 | #17 |
|
burada ben de şunu sorayım;
250 tl üzerinden staj ücreti için belirsiz alacak davası açtık.öninceleme yapılmadan değeri 5000 tl ye çıkararak bir dilekçe verdim.yalnız mahkeme bu dilekçeyi ıslah olarak belirtmiş.şimdi ıslah anacak tahkikat aşamasında olduğuna göre bilirkişiden geldikten sonra bedel arttırımı hmk 107/2 ye göre yapılabilir mi? o olmaz ise ıslah yapılabilir mi?saygılar |
19-02-2018, 19:36 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla |
20-02-2018, 08:36 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
|
24-02-2018, 22:15 | #20 |
|
Merhaba,
Meslektaşların belirttiği üzere, HMK m. 107/2 hükmü kapsamında "ıslah kurumuna" gitmeden davanın değerini artırmak mümkündür. Anılan fıkraya göre: "Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir." Aşağıdaki içtihatta görüleceği üzere Yargıtay'da bu yönlü kararlar çıkmaya başlamıştır. Bir içtihat örneğini aşağıda paylaşıyorum: Yargıtay 11. HD., E. 2017/2457 K. 2017/4734 T. 26.9.2017 MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/02/2015 tarih ve 2014/867-2015/98 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 08/03/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalının yetkilisi olduğu ...... ve Reklamcılık Ltd. Şti. arasında 17/05/2002 tarihinde imzalanan sözleşmenin feshi nedeniyle ortaya çıkan ihtilaftan dolayı müvekkili aleyhine ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/1512 Esas sayılı dosyasında yargılama neticesinde 134.400,00 TL ile 500.000,00 USD'nin ferileri ile birlikte tahsiline karar verilip ilamın ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/110 Esas sayılı dosyasında icraya konulduğunu, müvekkilinin icra takibine 1.679.823,90 TL ödediğini, ancak karar düzeltme aşamasında hükmün müvekkili lehine bozulmasından sonra davanın reddine karar verilip kararın kesinleştiğini, paranın iadesi için .......... ve Reklamcılık Ltd. Şti'ne muhtıra gönderildiğini, ancak muhtıraya icabet edilmediğini, şirketin bankalarda herhangi bir hesabı olmadığı gibi şirket üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul malın da bulunmadığını, davalının icra dosyasına yatan parayı şirket adına bizzat tahsil ettiğini, ancak bu parayı şirket hesaplarına intikal ettirmeyip uhdesine geçirdiğini, davalının TTK'nın 309.maddesine göre zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 TL'nin zarar doğurucu eylem tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile doğrudan zarara uğrayan müvekkili şirkete, aksi halde dolaylı zarar nedeniyle davalının yetkilisi olduğu ......... ve Reklamcılık Ltd. Şti'ye verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 04/10/2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava değerini 1.584.846,90 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ...... Şirketinin % 98 paya sahip hissedarı olduğunu, bu nedenle tahsil olunan alacak üzerinde tasarruf etme yetkisinin bulunduğunu, davacının doğrudan bir zararının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı ..... ve Reklamcılık Ltd. Şti'nin ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kesinleşen 2012/1512 Esas sayılı dosyası gereğince tahsil edilen paranın davacı ...Ş. 'ne iade etmesi gerektiği, ancak ... 3. İcra Müdürlüğünün 2005/110 Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen 23/05/2011 tarihli muhtıraya rağmen paranın iade edilmediği, söz konusu paranın dava dışı şirketin ortağı ve yetkilisi olan davalı tarafından bizzat tahsil edildiği, paranın şirket kayıtlarına girmediği, ticari defterlerine de işlenmediği, davalının parayı şirkete teslim ettiğini herhangi bir şekilde de belgelendiremediği, bu nedenle paranın davalının uhdesinde kaldığı, davacının iade alması gereken parayı şirketten tahsil edemeyerek zarara uğradığı, zarara davalının sebebiyet verdiği, bu nedenle davalının TTK'nın 309-336. maddeleri gereğince davacı şirkete karşı sorumlu olduğu, icra dosyasında bulunan reddiyat makbuzlarından davacıya ödenen tutarın(tahsil edilen paradan tüm harçlar ve giderler düşüldükten sonra ) 1.493.910,20 TL olduğu, davalının uhdesine geçmiş olan bu tutardan sorumlu bulunduğu, davalının temerrüdünün ise muhtıranın tebliğ edildiği 28/05/2011 tarihinden muhtıra ile tanınan 7 günlük süre geçtikten sonra 07/06/2011 tarihinde oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 1.493.910,20 TL nin 07/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK'nın 107. maddesine göre belirsiz alacak davasında dava değerinin ıslaha gerek olmaksızın artırılabilecek olmasına ve arttırılan kısım yönünden zamanaşımı def'inin ileri sürülemeyecek olmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 76.509,31 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
24-02-2018, 22:29 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
İş davaları Basit yargılama usulüne tabidir. İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı MADDE 319. (1) İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar. |
26-02-2018, 15:36 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşlarım bu hususu bizzat tecrübe eden bir meslektaşım var mıdır ? Mesleğin henüz 4'üncü ayında bir avukat olarak ilk defa böyle bir talepte bulunacağım.Saygılarımla. |
26-02-2018, 16:44 | #23 |
|
Sunduğunuz dilekçe bedel arttırım dilekçesi değilse nedir? Hakimin hukuki nitelemesi ne yönde olmalıdır? Islah dese hiç olmayacak zaten siz de söylüyorsunuz. Bu sorulara bir cevabımız olmayınca istediğimiz sonuca varmamız da mümkün değil.
Burada bu durum karşısında bedel arttırımında kusurunuzun olmadığı ve bu nedenle karşı vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürebilirsiniz. Ancak sonuç vereceğini sanmıyorum. (Sonuç vermesi için örneğin o ana kadar ileri sürülmemiş bir takım bilgi ve belgelerin ortaya çıkması nedeniyle ek raporda değerin değiştiği, davacı tarafından bilinse dava değerinin bu şekilde arttırılmayacağı sonucuna varılması gerekir. Ancak savunmayı genişletme yasağı nedeniyle böyle bir durumun gerçekleşmesi de pek mümkün değildir. ) Olması gereken her iki tarafın ek bilirkişi raporu alınması taleplerinin reddine karar verilmesinden sonra bedel arttırımı veya ıslah için süre talep edilerek işlem yapılmasıdır ki şu an bu şekilde uygulanıyor. |
26-02-2018, 20:10 | #24 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Koyulaştırdığım bölüm olmaz. Hem hukuki niteleme olarak yanlış, hem de usulen yanlış. Zira, harcı da yatırmış durumdasınız. Bunun yerine, şartlarınız uyuyorsa Av.Can Doğanel'in belirttiği yol izlenmelidir.
Saygılarımla, başarılar ve kolaylıklar dilerim. |
26-02-2018, 21:41 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, HMK 107/2'deki "TAM ve KESİN" ibaresinin karşılığı nedir ? Bu hususu belirttiğimin aksi yöndeki bir kabulü hukuk mantığıma tam olarak oturtamadığım için soruyorum. Yani kanun koyucu niçin dava değerinin belirlenebildiği anda demek yerine dava değerinin tam ve kesin olarak belirlenebildiği anda gibi güçlü bir ifade kullanmıştır. Ben bu vurgunun bilinçli olduğu kanaatindeyim. Bir diğer husus malumunuz hukuk ya da ceza dosyalarında kesin olarak karar verilmesi itirazı mümkün olmayan anlamında kullanıldığı için 107/2'deki kesin ifadesi de bende aynı kanıyı uyandırdı. Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Saygılarımla. |
26-02-2018, 21:59 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla |
27-02-2018, 07:51 | #27 |
|
Ben http://www.turkhukuksitesi.com/showt...hp?t=101344’de yayınlan 30.11.2017 tarihli yazımda tarafların usul hukukunda dürüstlük kuralına uymak zorunda oldukları bu bağlamda HMK 107/2 ‘deki kesin talep sonucu yönünden artırma dışında 1 fıkradaki geçici talebin de gerçek değere yaklaşmak maksadı ile arttırılabileceği görüşümü ifade etmiştim.
Ne var ki, davacının dava değerinde yaptığı bu değişikliğin HMK.nun 107/2’deki kesin talep sonucunu belirlemesi ile ilgisinin bulunmadığını , geçici talep sonucunu şu veya bu zorunluluktan dolayı değiştirdiğini açıklaması veya bu hususun değişiklik dilekçesinden anlaşılması gerekir. Oysa sanırım ki, somut olayda dava değerinin arttırılması geçici talep sonucunun düzeltilmesi gayesi ile değil, kesin talep sonucunun ortaya çıktığı zannı ile yapılmış olup dilekçede aksini gösterir bir anlatım yer almış değildir. Hakimin hukuki değerlendirme yapma yetkisi varsa da , tarafların ifade ettiği anlaşılmayan bir hususu ifade edilmiş gibi kabul etmesi imkanı bulunmamaktadır.Av.Ufuk Bozoğlu'nun belirttiği gibi davacı tam ve kesin olarak belirlenmeyi beklemeyerek erken davranıp 107/2 m.deki kesin talep sonucunu belirlemiştir. Bunun gibi, Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez'de " davacı acele davranıp talep sonucunu belirledikten sonra alacağının daha fazla olduğunu düşünerek talep sonucunu artıramayacağını ( somut olayda azaltamayacağı) ,kanun talep sonucunun kesin olarak belirlenmesi için davacıya bir kere olanak tanıdığını " ifade etmektedir. (Pekcanıtez Usul,Medeni Usul Hukuku,C:2,2017, sh:1066) Ben de Av.Ufuk Bozoğlu ve Av.Can Doğanel'in görüşüne katılarak olaya olumsuz yaklaşıyorum. Ama soru sahibinin de kendine göre hukuki dayanakları vardır. Talep mahkemeye bildirilebilir. Talep ret edilirse mevcut halinden daha kötü bir sonuç meydana getirmez.Diye düşünüyorum. |
27-02-2018, 08:27 | #28 |
|
Sayın Coşgun,
Sayın Bozoğlu, Sayın Doğanel ve Sayın Kocabaş'ın görüşlerine katılıyorum. Bedel artırımı için erken davranıldığı anlaşılıyor. Belirttiğiniz şekilde, yorum yoluna gidilmesi mümkün değildir. Kök rapor sonrası hemen bedel artırımı yapmak yerine, rapora itiraz aşaması geçirilip ek rapor veya yeni bilirkişi incelemesi yapılması gibi ihtimaller değerlendirildikten sonra hareket edilmesi gerekirdi diye düşünüyorum. Saygılarımla, |
27-02-2018, 10:21 | #29 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Düşünceler..
Katılıyorum.
Sayın Av.Mustafa Coşgun için VE genel olarak karşımıza çıkan belirsiz alacak davalarına konu edilebilecek alacak türlerinde; Yapılanın gerçek değere yaklaşmak olduğu ancak talep sonucunun tam ve belirli hale henüz gelmediği alınacak bilirkişi raporu sonrası oluşacak değer için belirli hale getirme dilekçesi verileceği söylenebilir. İstinaf veya mahkeme ne şekilde değerlendirme yapar ancak uygulama ile ortaya çıkacak bir durum. Mahkeme kendisi dava dilekçesinde belirttiğiniz değer çok düşük gerçek değere yaklaşın en azından demediyse ve davacı bedel artırımı yaptıysa derdini anlatmak zorunda kalacak, anlaşılacak mı? Muamma... Davacı düşük bir bedel gösterip davasını açıkça belirsiz alacak davası olarak nitelendirdiyse; neden dürüslük kuralına aykırı davranmış olsun ki? Davalının cevabı dava konusu alacağın hiç doğmadığını belirtmesi dürüstlük kuralına aykırılık değil mi? Ki İşçi alacağı davalarında davaya verilen cevaplar çoğu zaman bu yönde oluyor. Fazla mesai yapmadı vs.. Açıkçası; Belirsiz alacak davaları usul ve esas açısından belirgin riskler içeriyor. Davacının lehine gibi görünen bu dava türü, çok bilinmeyenli bir denklem olarak Hukukta yerini almış durumda. Hepimize kolaylık ve şans diliyorum. Saygılarımla |
14-03-2018, 11:44 | #30 |
|
belirsiz alacak davası bedel arttırımı ve ıslah kurumu sorunu.
Öncelikle kolay gelsin tüm meslektaşlara.Staj alacağı olarak ilk bedeli 250 tl göstererek belirsiz alacak olarak dava açtık.Yaz stajı için özel bir istekte bulunmadık.Sonra sağlık bakanlığının dava devam ederken ödeyeceğini haricen duyduğumuzdan henüz tahkikat aşamasına geçmeden yani ön incelemeden önce bedeli 3000 tl ye çıkaran bedel arttırımı dilekçesi verdim(tam hesaplayamadım karşı vekalet yememek için yaklaşık bedel yazdım).Ön incelemede hakim bilirkişiye gönderdi.Bilirkişi raporu şimdi geldi.Bilirkişi yaz stajını da hesaplayarak yaklaşık 3.750 tl miktar hesaplamış alacak olarak.Ben talep kısmında "Fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla bilirkişi marifetiyle hesaplanacak staj yapılan kurumca ödenmeyen staj ücret alacağının işleyen faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesine" şeklinde talepte bulunmuştum.
1-Belirsiz alacak olarak açtığımız davada bu bedel arttırımı şimdi bilirkişi raporuna göre bedel arttırımı yapmamıza engel midir?Ön incelemeden önce 3000 TL ye çıkarmamız bize engel olur mu?Yoksa sadece ıslah mı yapılabilir? 2-Mahkeme talep kısmında yaz stajından özel olarak bahsetmediğimizden yaz stajı alacağımıza hükmeder mi? Saygılar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacak bir konuda belirsiz alacak davası açılması | lawyer0202 | Meslektaşların Soruları | 7 | 20-09-2019 11:33 |
Vekalet ücreti alacağına dair bir kısmi dava ıslah ile belirsiz alacak davasına dönüşebilirmi? | NİLGÜN | Meslektaşların Soruları | 7 | 01-12-2014 21:22 |
Belirsiz Alacak Mı Kısmi Alacak Mı? | aurorainci | Meslektaşların Soruları | 4 | 05-07-2012 11:50 |
iş davalarında ıslah ile talebin değiştirilmesi | uysalugurlu | Meslektaşların Soruları | 5 | 16-10-2008 10:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |