kesin süreye uymama-davanın müracaata bırakılması

tüm üyelerimize iyi çalışmalar

davalı olarak yer aldığım bir davada bir celse önce davacı tarafa bilirkişi ücretleri yatırması için kesin süre verildi.
ara kararda ücretlerin verilen sürede yatırılmaması durumunda davacının davasını takip etmekten vazgeçmiş sayılacağına ve davanın müracaata bırakılacağına dair ihtar verildi.
bir celse sonra ben ispatlanamayan davanın reddini talep ettim, diğer davalının vekili meslektaşım ise daha önceki ara karar uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etti.
neyse başkan olmadığı için bu celse dosyanın incelemeye alınmasına kararı çıktı.
sonraki celse başkan bana davanın reddini mi istiyorsunuz, bu durumda bilirkişi ücretlerini siz yatıracaksınız takip etmezseniz davayı müracaata bırakacağım dedi. ben de diğer meslektaşım gibi takip etmedim tabi.
sonuç olarak; davacının davasını takip etmediğinden bahisle(davacı vekili bizzat duruşmada hazırdı) HUMK 409'a göre davanın yenileninceye kadar müracaata bırakılmasına karar verildi.
davacı vekili duruşma sonrasında usulde böyle bir kural olmadığını, yeni bir hukuk kuralı yaratıldığını, mevcut delillerle karar verilmesi gerektiğini savundu.

konuyu açmaktaki asıl amacım bir tartışma ortamı yaratmak. sohbet bölümü ya da meslektaş soruları bölümleri arasında kararsız kaldım ama burada açmayı uygun gördüm.

yaptığım araştırmalarda da bu tip durumlarda davanın reddi kararları verilmiş. bana da mantıklı olan bu gibi geldi. müracaata bırakma ilgili Yargıtay'ın içtihatı var mı bilmiyorum ben rastlayamadım.

1-usulde böyle bir kural var mıdır?
2-hakimin bir önceki celse ihtarda bulunmuş olması böyle bir kararı usule uygun hale getirir mi?
3-sizce de burda bir usul kuralı mı yaratılmış?

saygılarımla;

Hakim davacıya usulüne uygun olarak kesin süre vermiştir. Verilen bu süre gereken tüm unsurları taşıdığı için bence geçerlidir ve süresinde ara karar yerine getirilmediğinden ve sonuç olarak dava ispat edilemediğinden davanın red edilmesi gerektiğini düşünüyorum.Usulen böyle bir kararın verilebilmesi için son duruşmaya davacının girmemesi gerekirdi.Bİraz araştırdım ama böyle bir kararın bir örneğine rastlıyamadım.Hakim karar verirken hataya düştüğü kanısındayım. Saygılar

Alıntı: Yazan Av.Çağlar Şener tüm üyelerimize iyi çalışmalar davalı olarak yer aldığım bir davada bir celse önce davacı tarafa bilirkişi ücretleri yatırması için kesin süre verildi. ara kararda ücretlerin verilen sürede yatırılmaması durumunda davacının davasını takip etmekten vazgeçmiş sayılacağına ve davanın müracaata bırakılacağına dair ihtar verildi. bir celse sonra ben ispatlanamayan davanın reddini talep ettim, diğer davalının vekili meslektaşım ise daha önceki ara karar uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etti. neyse başkan olmadığı için bu celse dosyanın incelemeye alınmasına kararı çıktı. sonraki celse başkan bana davanın reddini mi istiyorsunuz, bu durumda bilirkişi ücretlerini siz yatıracaksınız takip etmezseniz davayı müracaata bırakacağım dedi. ben de diğer meslektaşım gibi takip etmedim tabi. sonuç olarak; davacının davasını takip etmediğinden bahisle(davacı vekili bizzat duruşmada hazırdı) HUMK 409'a göre davanın yenileninceye kadar müracaata bırakılmasına karar verildi. davacı vekili duruşma sonrasında usulde böyle bir kural olmadığını, yeni bir hukuk kuralı yaratıldığını, mevcut delillerle karar verilmesi gerektiğini savundu. konuyu açmaktaki asıl amacım bir tartışma ortamı yaratmak. sohbet bölümü ya da meslektaş soruları bölümleri arasında kararsız kaldım ama burada açmayı uygun gördüm. yaptığım araştırmalarda da bu tip durumlarda davanın reddi kararları verilmiş. bana da mantıklı olan bu gibi geldi. müracaata bırakma ilgili Yargıtay'ın içtihatı var mı bilmiyorum ben rastlayamadım. 1-usulde böyle bir kural var mıdır? 2-hakimin bir önceki celse ihtarda bulunmuş olması böyle bir kararı usule uygun hale getirir mi? 3-sizce de burda bir usul kuralı mı yaratılmış? saygılarımla;

Davanın müracaata bırakılmasına karar vermişse böyle bir durumda, davacı davasını yenilerse, hakim ne yapmalıdır sizce? Tekrar Bilirkişi ücretini yatırması için süre mi vermelidir? Madem yeni süre verecekse, müracaata bırakmanın manası nedir?

Şahsi görüşüm verilmesi gereken ihtar kesin sürede bilirkişi ücretinin yatırılmaması halinde bu delilden vazgeçilmiş sayılacağı olmalıydı.

Mahkeme tarafları delil getirmeye zorlayamaz. Mevcut delillere göre kabul yada red kararı vermelidir.

Değerli meslektaşım,ara karar gereği verilen kesin sürede bilirkişi ücretinin yatırılmaması durumunda bilirkişi delilinden vazgeçildiği anlaşılır,bu durumda hakim bilirkişi delili hariç mevcut diğer delillerle(eğer varsa) değerlendirme yapıp, yargılamayı sürdürüp ona göre karara vermeliydi düşüncesindeyim...

Davacının davasını ispatlayamamasından ötürü davanın reddi gerekir.Uygulamada sıkça yapılan ve aslen hakimlerinde kolayına geldiğini düşündüğüm bir teamüldür.Hakim hata yapmış görünüyor.