Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Resmi evrakta sahtecilikte kasıt unsurunun etkisi üzerine

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-04-2012, 22:41   #1
Ali Özdel

 
Varsayılan Resmi evrakta sahtecilikte kasıt unsurunun etkisi üzerine

Merhabalar Sayın Meslektaşlarım. Genç bir meslektaşınız olarak bir hususta bilgilerinize başvurmak istiyorum. Müvekkil Resmi evrakta sahtecilikten Ağır ceza mahkemesinde yargılanacaktır. Olay şu şekilde olmuştur. Diş hekimi olan müvekkil hastasının tedavisini bitirmemesine karşın bitirdiğini zannederek sisteme girmiştir. Buna mukabil aradan geçen zamandan sonra hasta bunu öğrenince müvekkili şikayet ediyor ve yargılama başlıyor. Şöyle bir durum var. Müvekkil sisteme bu girişi kasıt ile yapmıyor. Bunun ispatı ise şu şekildedir.
1- Müvekkilin böyle bir işlem yapmaya hiçbir nedeni yoktur. Döner sermayaden çalıştığı hastane 30.000 işlem puanına kadar doktora pay vermektedir. Bahsi geçen hatalı işlemin olduğu ayda müvekkil 58.000 puanlık tedavi gerçekleştirmiş. Yani zaten 28.000 puanlık fazladan puanı var.
2- Müvekkil unutkanlık ve dalgınlık yapan bazı ilaçlar kullanmaktadır. (Rahatsızlığından ötürü)

SONUÇ OLARAK MEVCUT DURUM BÖYLEYKEN. BU SUÇUN OLUŞUMU İÇİN KASIT UNSURUNUN OLUP OLMAMASININ ÖNEMİ KONUSUNDA DEĞERLİ BİLGİLERİNİZİ PAYLAŞIRSANIZ SEVİNİRİM...
Old 22-04-2012, 01:23   #2
preator44

 
Varsayılan

Sanırım müvekkiliniz aleyhine kamu kurumunun zararına olarak dolandırıcılık suçundan dava açılmış. Bu suçun oluşumu için en önemli unsurlardan birisini " menfaat temini" oluşturur. siz de yukarıda bahsettiğiniz gibi müvekkilinizin bu durum nedeniyle herhangi bir menfaat elde etmediğini delillendirmelisiniz. ayrıca gerek resmi belgede sahtecilik, gerekse de dolandırıcılık suçları ancak ve ancak kasten işlebilen suçlardır. Bu suçların taksirli halleri kanunda düzenlenmemiştir. Ayrıca TCK' nın Ceza Sorumluluğunu azaltan ve kaldıran nedenler başlığı altında düzenlenen tck 30. maddesini de gözden uzak tutmamanız gerekir. Somut olayda müvekkilinizin o ay içerisinde almış olduğu 30.000 işlem puanının suça konu eylemden öncemi yoksa sonramı tamamlandığı hususuda sizin çok önemli bir delil oluşturabilir.İyi geceler.
Old 23-04-2012, 01:58   #3
AV Sezin

 
Varsayılan

Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşması için, sanıkta zarar vermek bilinci ve iradesinin olması gerekir. Sanığın, mağdur veya müştekiye zarar vermek bilincinin olmaması, sonucunda da zararın oluşmaması ve her hangi bir menfaat elde edilmemesi durumunda resmi belge sahtecilik suçunun manevi unsurunun oluşmayacağı kanısındayım..
Old 23-04-2012, 11:07   #4
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV Sezin
Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşması için, sanıkta zarar vermek bilinci ve iradesinin olması gerekir. Sanığın, mağdur veya müştekiye zarar vermek bilincinin olmaması, sonucunda da zararın oluşmaması ve her hangi bir menfaat elde edilmemesi durumunda resmi belge sahtecilik suçunun manevi unsurunun oluşmayacağı kanısındayım..

Katılıyorum.
Old 23-04-2012, 12:19   #5
iemrah

 
Varsayılan

Bir eylemin suç olarak tanımlanması için maddi ve manevi unsurun birlikte gerçekleşmesi gereklidir. Maddi unsur eylemin kanunda suç olarak tanımlanmış olması, manevi unsur ise kişinin bu eylemi kasıt veya taksir ile işlemiş olmasıdır.

Belgede sahtecilik suçlarında kast ise, zarar vermek bilinç ve iradesidir. Öncelikle Müvekkilinizin olayda zarar verme bilinç ve iradesiyle hareket etmiş olduğunun kanıtlanmış olması gereklidir. Aksi halde şüpheden sanık yararlanır.

Yargıtay bir kararında şöyle der; suçun manevi unsurunun oluşması için failde zarar verme bilinci bulunması gerekir.
‘sahtecilik suçlarında; suçun oluşması için suçluda zarar verme bilincinin bulunması ve bunun ispat olunması gerekir. Zarar verme bilinci ise, sahtecilikte başkasının hak ve menfaatine zarar verebileceğinin tahmin edilmesidir.’’

Suçun Maddi Unsurlarında Hata
Bilindiği gibi kast suçun kanuni tanımındaki unsurları bilmek ve bunları istemekten ibarettir.Dolayısıyla hata kastın bilme unsuru ile ilgili olduğu için suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların bilinmemesi halinde kasten işlenen bir haksızlıktan bahsedilemez.

OKUYUNUZ---- http://www.turkhukuksitesi.com/makale_987.htm
Old 23-04-2012, 20:44   #6
Ali Özdel

 
Varsayılan

Cevaplar için tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Old 24-04-2012, 09:37   #7
Av.Fatih Davran

 
Varsayılan

peki hakimlerimizin kast yani manevi unsur yokluğunu dikkate alıp, sanığı beraat ettirdiği ne sıklıkla görülür?
Old 03-05-2012, 00:24   #8
Ali Özdel

 
Varsayılan

Resmi evrakta sahteciliğin oluşabilmesi için kasıt ve menfaat teminin gerektiğine dair yargıtay kararınız varsa paylaşmanız çok işime yarar. şimdiden teşekkürler
Old 03-05-2012, 08:57   #9
iemrah

 
Varsayılan

YARGITAY
Ceza Genel Kurulu 2004/6-221 E.N , 2005/38 K.N.

İlgili Kavramlar

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI

İçtihat Metni

Sahtecilik ve dolandırıcılık suçu sanıklarından Sadık C.....'un TCY.nın 342/1 ve 59. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay ağır hapis, TCY.nın 503/1, 522, 59/2 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 362.736.110 lira ağır para cezası, sanık Bekel C.....'un zincirleme biçimde sahtecilik suçundan TCY.nın 342/1, 80 ve 59/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 10 gün ağır hapis, zincirleme biçimde dolandırıcılık suçundan TCY.nın 503/1, 80, 522 ve 59/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 19 gün hapis ve 1.128.472.221 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 19.7.2001 gün ve 381-308 sayılı hüküm sanıklar ve vekilleri ile C.Savcısı tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 21.04.2003 gün ve 13489-1969 sayı ile;

"1- Şirket temsilcisi tanık Hacı C.....'un sözlü talimatı uyarınca ve kendi imzalarıyla dava konusu çekleri düzenleyen sanıkların suç kastıyla hareket etmedikleri gözetilmeyerek, yüklenen sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından beraati yerine, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,

2- Kabule göre de;

Sanık Bekel C.....'un aynı borç için aynı anda yakınana birden fazla çek vermekten ibaret eyleminde tek dolandırıcılık suçunun oluştuğu gözetilmeyerek, sanık hakkında TCY'nın 80. maddesinin uygulanması," isabetsizliklerinden bozulmuştur.

Yerel Mahkeme 16.10.2003 gün ve 307-395 sayı ile;

"C.....oğlu D.... Çelik İnş. Mlz. San ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi Hacı C..... yerine sanıkların imzaladıkları çekleri alış veriş yaptıkları müştekiye verdikleri, çeklerin ödenmemesi üzerine, icra takibi yapıldığı, şirket adına sanıkların babası Hacı C.....'un borca ve imzaya itiraz ederek dava açtığı, sanıkların keşide ettikleri çeklerdeki imzaların şirket yetkilisi Hacı C.....'un eli ürünü olmadığının tesbit edilmesi üzerine Pendik İcra Tetkik Merci Hakimliğince, dava takip edilmediği için dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesine rağmen çeklerdeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edildiğinden, alacaklı şirketin takibinin sonuçsuz kaldığı anlaşılmaktadır. Olayda, sanıklar ve şirketi temsile yetkili babaları Hacı C.....'un iyi niyetli olmadıkları açıktır. Ayrıca, müştekinin bu çeklerin şirket yetkilisi tarafından değil de, çocukları tarafından keşide edildiğini bildiğine dair dosyada bir delil de yoktur. Eğer sanıklar ve sanıkların babası olan şirket yetkilisi Hacı C..... iyi niyetli olsalardı, takip aşamasında durumu alacaklı tarafa bildirirler ve sanıkların babası borca ve imzaya itiraz etmezdi. Kişilerin resmi belge niteliğindeki çeklere güvenlerinin sağlanması kamu düzenini ilgilendiren bir husustur. Sanıkların bu eylemlerinin sahtecilik ve dolandırıcılık olarak kabul edilmemesi halinde, resmi belge niteliğindeki çeklere duyulan güven bozulacak, bu durum şirketlerle ilgili alım satımlarda kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilebilecektir. Somut olayda sanıkların sahte çek keşide edip, aldıkları malzeme karşılığında müşteki şirkete vererek sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işledikleri anlaşılmaktadır" gerekçesi ile önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de sanıklar ve C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 13.12.2004 günlü tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanıkların resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanıklara yüklenen suçların manevi unsuru itibariyle oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

Konunun esasının incelenmesine geçilmeden önce bir Kurul Üyesinin; toplanan kanıtların hüküm kurmaya yeterli bulunmadığını belirterek, esasen şirket adına çek düzenleme yetkisi bulunmayan sanıkların imzasını taşıyan çeklerin ödeme aracı olarak verilmesi uygulamasının, sanıkların şirketi ile şikayetçi şirket arasındaki ticari ilişkilerde önceden de mevcut olup olmadığının ve bunların icra takibine konu edilip edilmediğinin belirlenmesi bakımından soruşturmanın genişletilmesi gerektiğini ileri sürmesi üzerine, öncelikle bu husus tartışılarak oylanmış, bir Kurul Üyesinin karşı oyu ve oyçokluğu ile soruşturmanın genişletilmesine gerek bulunmadığı kararlaştırılarak, mevcut kanıtlar kapsamında işin esası görüşülmüştür.

İnceleme konusu olayda;

C.....oğlu D.... Çelik ve İnşaat Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şirketi'nin kurucu ortaklarının kardeş olan sanıklar Bekel ve Sadık C..... olduğu, şirketin müdürlüğünü ise Hacı C.....'un yaptığı, sanıkların şirketi ile şikayetçi H..... Metal San. ve Tic. Ltd. Şirketi arasında uzun yıllara dayanan ticari ilişki bulunduğu, bu süreç içinde sanıkların şirketince satın alınan D.... bedelinin kısmen peşin ödenip kalan kısımlar için de çekle ödeme yapıldığı, son olarak 1998 yılında alınan bir kısım D.... bedeli olarak sanıkların gerçekte şirket adına çek keşide etme yetkisi şirket müdürü babaları Hacı C.....'a ait bulunmasına karşın, şirkete ait çok sayıda çeki düzenleyip kendileri imzalamak suretiyle şikayetçi şirkete verdikleri, ancak şirketin ödeme güçlüğü içine düşmesi nedeniyle çek bedellerinin başlangıçta ödenemediği, karşılıksız çıkan çeklerden beş tanesi nedeniyle icra takibine girişildiği, bu kez şirket vekili tarafından borca ve imzaya itiraz edildiği, Pendik İcra Tetkik Merciinin 1999/53 Esas sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda çeklerdeki imzaların şirket müdürü Hacı C.....'a ait olmadığının saptandığı, sanıkların sahibi oldukları şirket tarafından açılan bu davanın takipsiz bırakıldığı ve işlemden kaldırıldığı dosyadaki kanıtlardan anlaşılmaktadır.

Şikayetçi H..... Metal San. ve Tic. Ltd. Şirketi'nin ortağı ve temsilcisi olan Ferdane U.... duruşmada; çeklerin bir kısmını icraya koyduğunu ifade etmiş, 1.5.2001 günlü oturumda ise; sanıklar ve babalarının paranın bir kısmını ödediklerini, kalan kısmı ödeyecekleri konusunda da söz verdiklerini belirtmiştir.

Sanıklar ise; sahibi oldukları şirketin şikayetçi şirket ile uzun yıllardır ticaret yaptığını, şikayetçi şirketten aldıkları malın bedelinin bir kısmını ödediklerini, kalan kısım için ise şirketin çeklerinden düzenleyip verdiklerini, şirket müdürü olan babalarının o tarihte hasta olması nedeniyle çekleri kendilerinin imzaladıklarını, suça konu beş çekten 6.11.1998 tarihli çekteki imzanın sanık Sadık'a, diğer dördünün ise sanık Bekel'e ait olduğunu, ancak babalarının yokluğunda imza atmaları yönünde muvafakatının bulunduğunu, esasen daha önce de aldıkları mal karşılığında şirket çeklerinden düzenleyip verdiklerini, alacaklı şirketin bu durumu bilmesine karşın çekleri imzalamalarına itiraz etmediklerini, son çekleri ise şirketlerinin mali durumunun bozulması nedeniyle zamanında ödeyemediklerini belirtmişlerdir.

Tanık Hacı C..... da kolluk anlatımında; aldıkları mal karşılığında verilen çekleri kendisinin yerine çocuklarının imzaladığını, karşı tarafla görüşmelerinin sürdüğünü, onların belirleyeceği şartlarda ödeme yapmaya hazır olduklarını belirtmiş, duruşmadaki anlatımında da; hastalığı nedeniyle uzun süre tedavi gördüğünü, yokluğunda imza atmalarını şirketin ortağı olan çocuklarına sözlü olarak bildirdiğini, çocuklarının şikayetçi şirkete çek verdiklerini bilmediği için başlangıçta itirazda bulunduğunu ifade etmiştir.

Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80-98 sayılı kararında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere; belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılamazsa da, failin, belgede sahtekârlıkta bulunmak kastına etki yapmaktadır. Belgede sahtecilik suçlarında kast ise, zarar vermek bilinç ve iradesidir.

Somut olayda, sanıklar sahibi oldukları şirketin satın aldığı mal karşılığında şirketi temsile yetkili müdür olan babaları Hacı C.....'un verdiği sözlü izin üzerine şirkete ait çekleri düzenleyip imzalayarak aralarında ötedenberi ticari ilişki bulunan şikayetçi şirkete vermişler, başlangıçta ödeyemedikleri çek bedelinin bir kısmını sonradan ödemişlerdir. Kendi imzalarını taşıyan şirket çeklerini önceki ticari ilişkiler sırasında da şikayetçi şirkete verip kullandıkları anlaşılan sanıkların zarar verme bilinç ve iradesiyle hareket ettikleri kanıtlanamamıştır.

O halde, sanıklara yüklenen belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının manevi öğesi oluşmadığından, direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,

Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

Dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 19.04.2005 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Resmi Evrakta Sahtecilikte İğfal Kabiliyeti Av. Abdulselam DURAN Ceza Hukuku Çalışma Grubu 39 19-03-2023 10:42
resmi evrakta sahtecilik KILIÇ&KILIÇ Meslektaşların Soruları 1 02-10-2009 09:47
resmi evrakta sahtecilik nyd Meslektaşların Soruları 1 07-10-2008 18:53
Dolandırıcılık ve Resmi Evrakta Sahtecilikte Şikayet Hakkı Av. Mesut Meslektaşların Soruları 0 06-06-2008 16:35
resmi evrakta sahtecilik Av.Aylin ARIKAN Meslektaşların Soruları 3 15-06-2007 08:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03241491 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.