Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

BİlİŞİm SuÇlari/Yargıtay Kararı

Yanıt
Konu Notu: 3 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-07-2006, 12:16   #1
Av.Ceylan Pala Karadağ

 
Varsayılan BİlİŞİm SuÇlari/Yargıtay Kararı

T.C. YARGITAY
6.Ceza Dairesi
E:2001/15823
K:2002/883
T:31.01.2002
• BİLİŞİM SUÇLARI
ÖZET: Sanığın sahte olarak oluşturulan banka kredi kartlarına yabancı ülke banka kredi kartı, sahibi kişilere ait bilgileri, bilişim sisteminde yer alan program ve verilerden yararlanarak zarar vermek ve haksız çıkar sağlamak için nakletme eyleminin bir bütün olarak TCK.nun 525/a2 ve 80. maddelerine uygun zincirleme tek suç oluşturduğu gözetilmelidir.
(765 s. TCK. m. 80, 523/1, 525/a2)
Sahtecilik ve dolandırıcılıktan sanık ve tutuklu Çağatay hakkında yapılan yargılama sonunda: Mahkumiyetine dair (İzmir Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 5.7.2001 tarihli hükmün YARGITAY ca incelenmesi katılan vekili ile duruşmalı olarak sanık savunmanları tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından bozma isteyen 6.11.2001 tarihli tebliğname ile 12.11.2001 tarihinde Daireye gönderilmekle tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Soruşturmanın sonuçlarını içeren , tutanaklar, belgeler ve duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunma doğrultusunda yapılan incelemede;
Bankaların zararı giderilmediği ve katılan İlyas ile yakınan Vedat'tan alınan altınlar kollukça yapılan aramada ele geçirilip el konulmuş olduğu halde, yasal koşulları oluşmayan TCK.nun 523/1. maddesinin uygulanması, bu konuda karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığa yükletilen dava konusu nitelikli dolandırıcılık eylemlerinin yasada öngörülen suç tipine uygun olarak nitelendirildiği,
İddiaya, savunmalara ve toplanıp karar yerinde gösterilen yeterli delillere göre belirtilen suçların sanık tarafından işlendiği,
Soruşturma aşamalarında ileri sürülen iddia, itiraz ve savunmaların incelenip tartışıldığı ve delilere uygun olarak değerlendirildiği,
Duruşma sonunda oluşan vicdani kanı ve uygulama maddeleri uyarınca eleştiri dışında cezanın doğru olarak belirlendiği,
Anlaşıldığından, katılan İlyas vekili ile sanık ve savunmanlarının temyiz itirazları ile Av. Okan'ın duruşmada ileri sürdüğü savunma yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle anılan suçtan kurulan ve eleştiri dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün tebliğname gibi (ONANMASINA),
Bilişim sistemine ilişkin program ve verilere yönelik eylemden kurulan hükme yönelen temyiz itirazlarına gelince;
Sanığın sahte olarak oluşturulan banka kredi kartlarına yabancı ülke banka kredi kartı sahibi kişilere ait bilgileri, bilişim sisteminde yer alan program ve verilerden yararlanarak zarar vermek ve haksız çıkar sağlamak için nakletme eyleminin bir bütün olarak TCK.nun 525/a2 ve 80. maddelerine uygun zincirleme tek suç oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde uygulama yapılması.
Bozmayı gerektirmiş, sanık Çağatay savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle istem gibi (BOZULMASINA), 31.1.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-02-2007, 15:00   #2
Hekimbaşı

 
Varsayılan Bana pek yerinde görünmedi

Sn.avceylanpala,

Bundan benim anladığım, ceza kanununda belirtilmiş olan bir suçu işlemek amacıyla hareket eden sanığın, bu şuçu işlerken kullandığı araçlar ve yollar (bilgisayar kayıtlarını çalma veya izinsiz yararlanma) nedeniyle ayrıca cezalandırılmasının gereksiz olduğu; bunun zincirleme tek suç olarak nitelenmesi gerektiği.

Bir açıdan doğru, bir açıdan yanlış buldum açıkçası. Doğru, çünkü sonuçta sanığa yarar sağlayan suç tek. Yanlış, çünkü (en azından potansiyel olarak) başka yarar sağlayabileceği veya zarar verebileceği şeyler varken, bunları gerçekleştirecek zamanı ve fırsatı olmadığı için gerçekleştirememiş olabilir.

Varsayalım ki, ben bir hırsızım. Hırsızlık yapmak üzere bir eve giriyor ve birşeyler çalıyorum. Eve girdiğim (haneye tecavüz) için ayrı, hırsızlık yaptığım için ayrı ceza verilmiyor mu? Sokaktaki bir tezgahtan çalanla aynı cezaya mı hükmediliyor? Bunlara ayrı ayrı cezalar veriliyorsa, burada da verilmelidir diye düşünüyorum. Eğer zincirleme tek suç sanık lehine bir şeyse, biraz hatalı olmuş bence. (Yanlış anlamadıysam elbette)

Saygılarımla,
Old 08-04-2007, 01:56   #3
niles82

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas: 2001/6-30
Karar: 2001/57
Karar Tarihi: 10.04.2001

ÖZET:Sanığın haksız olarak ele geçirdiği bir başkasına ait kart ve şifreyi kullanarak bir bankanın iki farklı şubesindeki ATM makinesinden para çekip hukuka aykırı yarar sağlaması eylemi, TCK.nun 493/2. madde ve fıkrasındaki suçu değil aynı Yasanın 525/b-2. madde ve fıkrasında düzenlenen, bilgilen otomatik isleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak hukuka aykırı yarar sağlamak suçunu oluşturur.

(765 S. K. m. 59, 493, 522, 525/B, 525/A, 525/C) (YCGK 2000/6-62E 2000/72K 11/4/2000)

Dava: Sanığın TCY'nin 493/2, 522 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin (Kadıköy İkinci Ağır Ceza Mahkemesi)nin 8.9.2000 gün ve 132/215 sayılı hükmü sanık vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi'nce 22.1.2001 gün ve 110/56 sayı ile tebliğnamedeki isteme aykırı olarak onanmıştır.

Yargıtay C. Başsavcılığı ise 18.2.2001 gün ve 165472 sayı ile şifresini haksız bir şekilde ele geçirerek Y... Bankasının ATM'sinden 600 milyon lira çekmesi şeklinde gelişen olayın, hemen aynısı sayılabilecek benzer olay yargılama konusu olmuş ve başsavcılığımızın itiraz başvurusu üzerine Ceza Genel Kurulu 11.4.2000 gün ve 6-62-72 sayılı kararı ile "sanığın haksız olarak ele geçirdiği bir başkasına ait kart ve şifreyi kullanarak bir bankanın üç farklı şubesindeki ATM makinesinden para çekip haksız mal edinme eylemi TCK'nın 493/2. madde ve fıkrasındaki suçu değil aynı yasanın 525/b-2. madde ve fıkrasında düzenlenen suçu oluşturduğundan Yargıtay C. Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmelidir" şeklinde içtihat etmiştir.

İtiraza konu olayımızda sanık müştekiye ait banka kredi kartını haksız olarak ele geçirmiş, şifresini de öğrenerek Y... Bankasına ait ATM'den para çekmiştir. Dolayısıyla da bilgileri otomatik olarak işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak kendisi lehine hukuka aykırı yarar sağlamıştır. Sanığın TCK'nin 525/b-2, 59. maddeleri yerine TCK'nin 493/2, 522, 59. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi bu nedenle yasaya aykırıdır" düşüncesiyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kaldırılıp Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Y... Bankasının Çiftehavuzlar şubesindeki ATM'nin kart konulan bölümüne önceden kâğıt yerleştiren sanığın, işlem yapmak isteyen şikâyetçinin kartının sıkışmasını sağlayıp, böylelikle sistemle iletişimi ve işleme geçilmesini engellediği, yardımcı olmak bahanesiyle kredi kartları merkezini arıyor izlenimi verip önceden anlaştığı arkadaşını cep telefonu ile arayarak şikâyetçi ile görüşmesini sağladı, kartını geri alabilmek, olmazsa kartın kullanımını iptal ettirebilmek umuduyla görüşen şikâyetçiye banka görevlisi gibi davranan arkadaşının yaptırdığı şifre kodlama işlemi sırasında şikâyetçinin şifresini öğrendiği, onun ayrılmasından sonra da kredi kartını yuvadan çıkartıp Y... Bankasının anlaşmalı olduğu P...'nin iki ayrı şübesindeki ATM'lerinden farklı tarihlerde toplam altıyüz milyon lira nakit kredi çektiği dosyadaki belge ve kanıtlardan anlaşılmaktadır.

Bu oluşa göre, Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki görüş uyuşmazlığı suç vasfının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümlenmesinde sağlıklı bir hukuki sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle bilgisayar suçluluğunun tarihsel gelişimi ile ceza yasamızdaki konuya ilişkin düzenleme üzerinde durulmalı, sonra da sistemin işleyiş biçimi ile öğretideki görüşler ele alınıp birlikte değerlendirilmelidir.

Bilgisayar kullanımının ağırlıklı olarak ekonomi alanına girmesi nedeniyle Amerika'da 1960'lı, Avrupa'da ise 1970'li yıllarda kuramsal ve uygulama boyutlarında (bilgisayar suçları) ile ilgilenilmeye başlanmış, birçok devlet iç hukuklarında bu konuya ilişkin yasal düzenlemeler yapmış, ancak gelişen teknoloji ve konunun karmaşıklığı karşısında düzenleme biçiminde ortak bir sisteme ulaşılamamışsa da başlıca 2 sistem izlendiği görülmektedir.

Bunların birincisinde, bilgisayar suçları koruduğu hukuki yarar itibarıyla, geleneksel suç tipi olarak tanımlanan (örneğin; hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik ve nas-ı ızrar gibi) belirli suç tiplerinden hangisiyle benzeşiyorsa, o geleneksel suç tipleriyle aynı bölüme yerleştirilmiştir. Başka bir deyişle bilgisayarla işlenen dolandırıcılık suçu geleneksel dolandırıcılık suçu ile bilgisayarla işlenen sahtecilik suçu ise geleneksel sahtecilik suçları ile aynı bölümde düzenlenmiştir.

İkinci sistemde ise hızla gelişen sibernetik evrimi dikkate alınmış, bilgisayar yoluyla yahut bilgisayara karşı gerçekleştirilen ve zaman içinde sayı ve nitelik olarak geliştiği ve önceden öngörülmesi zor biçimde çeşitlendiği görülen hukuka aykırılık yöntemleri de göz önünde tutalarak, bilgisayar suçlarının geleneksel suç tiplerinden bağımsız ve tamamen ayrı suç tiplerini oluşturduğu kabul edilmiş, bunların ayrı yasalarda yahut ana kod niteliğindeki genel ceza yasalarında, ancak geleneksel suç tiplerinden farklı bölümlerde düzenlenmesi yoluna gidilmiştir.

İkinci sistemden etkilenen Ceza Yasamıza, 14.6.1991 tarihinde yürürlüğe giren 3756 sayılı yasa ile 525. maddeden sonra gelmek üzere "BİLİŞİM Alanında Suçlar" başlıklı onbirinci bab eklenmiş olup, bu husus yasanın gerekçesinde "suçların uygulamada kolaylık sağlamak üzere ayrı bir bölümde toplanması tercih edilmiştir" şeklinde açıklanmıştır.

Ceza Yasamızın bu bab'da yer alan 525 a maddesinde program veri ve diğer unsurları hukuka aykırı olarak ele geçirmek, bunları başkasına zarar vermek amacıyla nakil ve çoğaltmak, 525 c maddesinde sahte bir belgeyi oluşturmak amacıyla sisteme veri veya unsur yerleştirmek yahut var olan veri veya unsuru tahrif etmek, tahrif edilmiş olduğunu bilerek kullanmak, 525 b maddesinin birinci fıkrasında başkasına zarar vermek veya kendisi ya da başkasına yarar sağlamak amacıyla sistemi veya verileri tahrip etmek, sistemin işlemesine engel olmak veya yanlış işlemesini sağlamak, konumuzu ilgilendiren ikinci fıkrasında ise; bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlamak eylemleri cezai yaptırım altına alınmıştır.

TCY'nin geleneksel nitelikli hırsızlık suçuna ilişkin 493/2. maddesinde de taklit anahtar, sair alet veya sahibinin terk ettiği veya kaybettiği anahtarı elde ederek yahut haksız yere elde bulundurulan asıl anahtarla bir kilidin açılması suretiyle hırsızlık suçunun işlenmesi yaptırım alma ve öğretide bir kilidi açan her türlü aletin (görünümü ve özelliği ne olursa olsun) sair alet olarak değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir.

Kısaca ATM olarak da adlandırılan Automated Teller Machine sistemi ise önceleri yalnızca hafta sonları ve bankaların kapalı olduğu zamanlarda kişilerin para çekmelerini sağlamak üzere tasarlanmış "otomatik vezne" olarak adlandırılan bir makine iken, teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüzde bankacılık faaliyetlerinin hemen tümünün gerçekleştirilmesine olanak sağlayan, ana sisteme bağlı ve çok geniş bir alana yayılmış olan bilgi işlem biriminin parçası haline gelmiştir. Öyle ki, ATM'ler aracılığıyla onun bağlı bulunduğu sisteme ulaşılarak döviz, fon, hisse senedi, devlet tahvili, bono, kıymetli maden alım satımı, repo, havale ve virman işlemleri mevduat ve yatırım hesaplarının sorgulanması ve hesaplar arası aktarım ile kredi kullanımı v.b. bankacılık işlemleri yapılabilmektedir. Sistemin işleyiş biçimine gelince, teknolojideki gelişmelere paralel olarak karta ihtiyaç göstermeyen, örneğin banka mudisi, müşterisi veya kredi sözleşmesinin tarafı olan kişinin ekrana dokundurduğu parmağının izini yahut onu diğer insanlardan ayıran ses ve göz özelliklerini tespit ederek sistemin merkezine aktaran, sistemin tanıyarak algılaması sonrasında yine sistemce verilen uygun komutlar ve izin doğrultusunda sisteme giriş ve işlem olanağı sağlayan ATM tasarımlarının geliştirilmeye çalışıldığı bilinmektedir. Ancak günümüzde yaygın olup ülkemizde de kullanılan tasarım modelinde ATM'lerin kullanılabilmesi için iki unsura ihtiyaç vardır. Bunlardan biri kart diğeri kullanıcı şifresidir. Bu iki araca sahip olmadan, bir bilgi işlem biriminin parçası olan ve ana sisteme bağlı bulunan ATM makinelerini kullanma olanağı yoktur. Belirtilen karta sahip olup, önceden sisteme tanıtılmış olan şifreyi de bilen kişi, kartı makineye takip şifreyi kodlayarak işlem sürecini başlatabilir. Ancak, kartı elinde bulunduran kişinin makine vasıtasıyla sisteme verdiği komutların yerine getirilebilmesi için ana kumanda merkezinin de bu komutları onaylaması gerekmektedir. Örneğin nakit para çekilmek istendiğinde hesapta para yoksa veya günlük çekme limiti dolmuş ya da herhangi bir nedenle hesap ana merkez tarafından kullanıma kapatılmışsa, komut onaylanmayacağından işlem yapılamaz. Bu olgu da gösteriyor ki ATM makineleri bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemin ünitesidir.

Yine, sistemi harekete geçirmede kullanılan kartların geleneksel hırsızlık suçları bakımından "sair alet" olarak kabul edilmesi de olanaklı değildir. Gelişen teknoloji ürünü olsalar da bu kartlar şifre olmadan kullanılamazlar, diğer bir söylemle sistemi tek başına harekete geçiremezler. Sistem harekete geçirilemeden bundan bir yarar sağlanması da söz konusu edilemez. Burada bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi harekete geçirebilen kartlar ile belirli bir yere girilmesi için kullanılan diğer kartların, fonksiyonları itibarıyla yek diğerine benzemediği de belirtilmelidir. Ayrıca anahtar benzeri sair bir aletten söz edebilmek için mantıken bir kilidin de bulunması gereklidir. Bu bakımdan da ATM makinelerinde kullanılan kartları sair alet olarak saymaya olanak yoktur.

Konu öğretide de incelenmiş, Prof. A. Önder, suç tipleri bakımından herhangi bir ayrım yapılmadan, bilgisayar sisteminin kullanılması ile mal varlığına karşı işlenen suçların TCY'nin 525 b maddesi hükmü ile yaptırım altına alındığını belirttikten sonra maddenin 2. fıkrasının uygulanabileceği olasılıkları, a- Kompütür hizmeti veren bir müessesenin sistemi kullanılarak gerek bu müessesede çalışanlar gerekse dışardan herhangi bir kimse tarafından haksız yarar sağlanması, b- Bilgisayar sistemi kullanılarak manipülasyon yapılmadan haksız yarar sağlanması, c- Bilgisayara verilen gerçek dışı bilgiler veya program düzenlemeleri ile veya yeterli olmayan bilgiler verilmek suretiyle veya yetkili olunmadığı halde bazı bilgilerin sisteme sokulması ile haksız yarar sağlanması şeklinde sıralamıştır. (Prof. A. Önder, Şahıslara ve Mala Karşı Cürümler. Sh. 504 vd).

Ord. Prof. S. DÖNMEZER ise bilişim suçlarına ilişkin olarak ayrı bir düzenlemeye gidilmesi zorunluluğunun, hırsızlık, dolandırıcılık gibi geleneksel suçların oluşması için alınacak veya elde edilecek şeylerin bulunması, yerine göre bir mal olması gerektiği halde, bilgisayar suçları bakımından durumun farklı olmasından kaynaklandığını ileri sürmüştür (Kişiler ve Mala Karşı Cürümler, 14. Bası Sh. 506).

Konunun Roma'da 1986 yılında yapılan Elektronik Dokümantasyon Merkezinin düzenlediği Enformatik Suçluluk kongresinde de ele alındığı, para otomatlarının kötüye kullanılması fiillerinin de diğer bilgisayar suçları gibi inceleme konusu yapıldığı belirtilmektedir (Nakleden, Öykü Didem Aydın, Bilişim 93, Bildiriler Sh. 73).

Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın haksız olarak ele geçirdiği bir başkasına ait kart ve şifreyi kullanarak bir bankanın iki farklı şubesindeki ATM makinesinden para çekip hukuka aykırı yarar sağlaması eylemi TCY'nin 493/2. madde ve fıkrasındaki suçu değil aynı yasanın 525 b/2 madde ve fıkrasında düzenlenen bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak hukuka aykırı yarar sağlamak suçunu oluşturduğundan Yargıtay C. Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul başkanı; teknolojik gelişmeler sonucu enformatik sistemin kötüye kullanılması ile bilgisayar (bilişim-enformatik) suçları olarak adlandırılan yeni bir suç tipi ortaya çıkmıştır. Bu nitelikteki suç faillerinin suçun komplike işleniş, metot ve usulleri karşısında ancak çok uzun süreler sonra ve çok büyük uğraşlar sonucu yine çok büyük haksız çıkarlar elde ettikten sonra yakalanabilmesi nedeniyle, bu suçlulukla mücadele için yeni yasal düzenlemeler yapılmış, suçun işlenişindeki yukarda değinilen olgular dikkate alınarak bu suçlar diğer klasik suç tiplerine göre daha ağır yaptırıma bağlanmıştır. Ülkemizde de bu zorunluluk nedeniyle 14.6.1991 tarihinde yürürlüğe giren 3756 sayılı yasa ile TCY'nin ikinci kitabına "Bilişim Alatınanda Suçlar" başlıklı 11. bab eklenmiş, bilgisayar veri, program ve diğer unsurlarını hukuka aykırı olarak ele geçirme, başkasına zarar vermek üzere kullanma, nakletme, çoğaltma, silme, tahrip etme, bunları kullanarak haksız yarar sağlama, sahte bir belge oluşturmak için kullanma eylemleri yaptırım altına alınmıştır. Ancak ne var ki bu yaptırımların tür ve süreleri geleneksel suçların bazılarının nitelikli hallerindeki yaptırımların altında belirlenmiştir.

Bu yasal düzenlemenin yetersiz kalması nedeniyle, yeni Türk Ceza Yasası Ön Tasarısı'nın 347-352. maddeleri arasında bilişim suçları yeniden ele alınmış, yürürlükteki düzenlemenin yetersiz kaldığı yasa koyucu tarafından da kabul edilmiştir.

Her ne kadar bilişim suçlarının tanım ve tarifi üzerinde ulusal ve uluslararası hukuk alanlarında çok farklı ve değişik düşünceler ileri sürülmüş, bu suçları geleneksel suçlardan ayıracak kriterler bakımından dahi görüş birliğine ulaşılmamışsa da enformatik sistemin kötüye kullanılması olarak adlandırılan ve bir bilgisayar sisteminin kullanılmasını zorunlu kılan bilişim suçlarının ancak enformatik teknoloji hakkında bilgi sahibi olan kişiler tarafından işlenebileceği kabul edilmelidir. Bu itibarla bilişim suçundan bahsedebilmek için sisteme yanlış veriler yükleyerek ya da bilgi işlem sürecinin aşamalarından birine müdahale edilerek sistemin yönlendirilmesi gerekmektedir, ATM'lerinkullanılmasında ise bilgi işlem sürecinin aşamalarından birine müdahale edilmeden, başkalarının sahip olduğu ve bilgi işlem sürecini başlatmayı sağlayan bir kart ve şifreden yararlanılarak basit bir manipülasyonla eylem gerçekleştirilmektedir, bu nedenle ATM'lere yönelik eylemleri bilişim suçu kapsamında değerlendirme olanağı bulunmamaktadır.

Kısaca, sanığın haksız olarak elinde bulundurduğu kart ve şifre ile ATM makinasından para çekme eylemi, teknolojik bilgi kullanılmayı gerektiren bir hareket değildir. Somut olayda bir mal varlığına yönelik eylemde kart sair alet olarak kullanılmış olduğundan bu eylem TCY'nin 493/2. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturmaktadır görüşüyle,

Kurul üyelerinden C. Yelbaşı; "Dava konusu olay; ATM makinasının kart konulan bölümüne tuzaklama yaparak yakınanın kartının sıkışmasını sağlayan ve yardım etme görüntüsü altında önceden anlaştığı arkadaşını banka görevlisi gibi takdim edip yakınanla cep telefonu aracılığıyla görüştürerek bu şekilde şifresini de öğrenen sanığın sonradan makinadan çıkardığı kartı ve öğrendiği şifreyi de kullanarak-bankomat, bankamatik de denilen, otomatik vezne adı da verilen - ATM makinasından 600.000.000 lirayı çekip, haksız olarak edindiği - çaldığı - bu parayı kişisel gereksinmesi için tüketmesi biçiminde gerçekleşmiştir.

Banka içerisindeki vezneden veya dışındaki otomatik vezneden - ATM makinasından - para çalmanın birbirinden ayrılığı yoktur. Örneğin; ATM makinasının para konulan bölümünün açık bırakılmış olması, kilidinin açılması, makinanın kırılması, kesilmesi yöntemlerinden birisiyle içerisinden para alınması, makinanın tümden götürülmesi gibi haksız biçimde ele geçirilen banka kartı ve şifre kullanılmak suretiyle bir miktar para çekilmesi de hırsızlık suçunu oluşturur.

Sorun, bu hırsızlığın niteliğinin saptanması ve uygulanacak yasa maddesinin belirlenmesi, bir başka anlatımla TCK'nın 493/2. ile 525 b/2. maddelerinden hangisiyle hüküm kurulması gerektiğidir.

TCK'nın 525 b/2. maddesi, bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi - bilişim sistemini kullanarak kendisi veya başkası yararına hukuka aykırı çıkar sağlamayı yaptırıma bağlamıştır. Burada öne çıkan "bilişim sistemini kullanmak" maddi öğesidir. Öğreti bunu, sisteme, gerçeğe uygun olmayan bilgi-program-, veri veya diğer unsurları yerleştirme, mevcut verileri veya diğer unsurları değiştirme, yanlış biçimde işlemesini sağlam olarak açıklıyor.

TCK 1997 tasarısının bilişim alanında suçlarla ilgili gerekçesinde "Türk Ceza Kanunu'nun 525 a ila d maddelerinde yer alan bilişim suçları, 1989 Öntasarısından çok küçük değişikliklerle alınıp 1991 yılında kanunlaştırılmış ve Türk Ceza Kanunu'na sokulmuştur. Aradan geçen süre içinde bu suçlar konusunda Batı hukukunda da değişiklikler olduğu gibi bizde de metinler ve suçların oluşması yönünden bazı tereddütler hasıl olmuştur. Bu nedenle Öntasarıdaki maddelerin bütünüyle yeniden ele alınması uygun mütalaa edilmiştir" denilmekte, böylece TCK'nın 525 a-525 d maddelerinin uygulanma yeteneğinin sınırlı olduğu, amaçlanan çözümü getirmediği vurgulanmaktadır.

Bu nedenle TCK 1997 tasarısında, yürürlükteki 525 b maddesinin karşılığı olan 348. madde "bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kimseye... cezası verilir.

Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak veriler sokan veya sistemin içerdiği verileri yok eden veya değiştiren kimseye... cezası verilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen eylemlerle fail, başkasının zararına ve kendisinin veya başkasının yararına haksız menfaat sağlarsa... cezasına hükmedilir" biçiminde düzenlenmiştir.

Bu düzenlemenin ve öğretinin ışığında bilişim sistemini kullanmanın, ancak, sistemin işleyişini engelleme, bozma, hukuka aykırı veri sokma, sistemin içerdiği verileri yok etme veya değiştirme olarak anlaşılması zorunludur. Bunlar sistemin tamamına ve içeriğine yönelik olup dışta kalan ve olağan işleşişi değiştirmeyen basit işlem bu kapsamda değerlendirilemez.

Diğer yönden yasa koyucu TCK'nın 493/2. maddesindeki suçun oluşması için; cürmü işlemek veya çalınmış malı başka yere kaldırmakta kullanılan taklit anahtar veya "sair aletler" yönünden bir sınırlama koymamış, her somut olayda kullanılan şeyin bu kapsamda oluş olmadığının saptanması ve değerlendirilmesini uygulayıcılara bırakmıştır.

Kart biçimindek anahtarlar bulunduğu gibi kartın, tek başına veya şifreyle birlikte kullanılması olanaklı ve "sair alet" olarak kabul ve değerlendirilmesi de olağandır.

Banka kartı ve şifre; ATM makinalarındaki-otomatik veznelerdeki- parayı elde etmeyi sağladığından ve bunlar kullanılmadan diğer işlemlerin yapılması olanağı bulunmadığından, sistemin kilidini açan anahtar işlevini gördüğünden "sair alet" hükmünde ve suç TCK'nın 493/2. maddesine uygun niteliktedir.

Banka kartı ve şifrenin kullanılmasıyla başlayan, paranın ele geçirilmesiyle sonuçlanan ve birden çok davranıştan oluşan eylemin hem TCK'nın 493/2. ve hem de 525 b/2. maddelerine aykırılık oluşturduğu, her ikisini de ihlal ettiği düşünüldüğünde de anılan yasanın 79. maddesine uygun niteliktedir.

Banka kartı ve şifrenin kullanılmasıyla başlayan, paranın ele geçirilmesiyle sonuçlanan ve birden çok davranıştan oluşan eylemin hem TCK'nın 493/2. ve hem de 525 b/2. maddelerine aykırılık oluşturduğu, her ikisini de ihlal ettiği düşünüldüğünde de anılan yasanın 79. maddesinin yollamasıyla uygulamanın 493/2. maddeyle yapılması yasal zorunluluktur" gerekçeleriyle;

Diğer altı kurul üyesi ise kart kullanmanın teknolojik bir bilgi gerektirmeyen basit bir işlem olduğu, kartın bu olayda sair alet olarak kullanılarak hırsızlık eyleminin gerçekleştirildiği, açıklamasıyla itirazın reddi yönünde oy kullanmışlardır.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün (BOZULMASINA), 27.3.2001 günü yapılan birinci müzakerede yasal oyçokluğunun sağlanamaması nedeniyle, 10.4.2001 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
Old 27-07-2007, 11:36   #4
Av.VildanYirmibeşoğlu

 
Varsayılan

İNTERNET VE BİLİŞİM SUÇLARI

BİLİŞİM SUÇLARI İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

IP NUMARASI: İnternet Protokol Numarası adına gelir. İnternette bulunan her bilgisayarın kendine ait bir adresi vardır. Bu adres internet üzerinde bilgisayarların birbirlerini tanımaları ile iletişim kurmalarını sağlar ve numaralarla ifade edilir.

SERVER : Hazırlanan internet sitesi veya diğer bilişim sistemi yapılanmalarına sunuculuk hizmeti veren fiziksel bir birimdir.

HOSTİNG : Hazırlanan her hangi bir web sitesinin internet üzerinde yayınlandığı, server yapılanmasının bulunduğu fiziki birimdir.

DOMAİN : İnternet alan adı, her hangi bir internet sitesinin adresi anlamına gelmektedir.

BASINA YANSIYAN ÖNEMLİ BİLİŞİM SUÇLARI HABERLERİ


http://kelebek.hurriyet.com.tr/yazarlar/6826989.asp?m=1

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6767931.asp?yazarid=12&gid=61


1-BİLİŞİM SUÇLARININ TANIMI

Bilişim kelimesi muhtelif sözlüklerde; “İnsanların teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin, özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akılcı biçimde işlenmesi, bilginin elektronik cihazlarda toplanması ve işlenmesi bilimi, informatik” olarak açıklanmaktadır.
Teknolojinin gelişmesi ile beraber artış gösteren bilişim suçları, “teknolojinin yardımı ile genellikle sanal bir ortamda kişi veya kurumlara maddi veya manevi zarar vermek” olarak tanımlanabilir.
Bu alanda yapılan ve suç olarak tanımlanan ihlaller; Bilgisayar suçu, Bilgisayarla ilgili suç, Bilgisayar suçluluğu, Elektronik suç, Bilgisayar vasıtası ile işlenen suçlar, Bilişim suçları ya da suçluluğu, Bilişim ihlali gibi değişik terimlerle ifade edilmeye çalışılmaktadır.


2-BİLİŞİM SUÇLARININ SINIFLANDIRILMASI


a) Bilgisayar Sistemlerine ve Servislerine Yetkisiz Erişim

Daha modern bir yapıya ulaşan iletişim kavramı artık bilgisayar vasıtasıyla yapılmakta ve çoğu insan artık önemli bilgilerini (banka, kişisel v.s. gibi bilgiler) bilgisayarlarda saklamaktadırlar. Bunlara ek olarak birde Bankaların, Hastanelerin, birçok özel şirketlerin hatta ve hatta güvenlik ve istihbarat birimleri bile hizmete özel bilgilerini bu ortamda muhafaza etmektedirler.
* Kişisel bilgisayarlar ya da kurumsal bilgisayarlara yetkisiz erişim ile bilgilerin çalınması ve karşılığında tehdit ederek maddi menfaat sağlanması
* Kişisel bilgisayarlara yetkisiz erişim ile insanların banka, kişisel v.s. bilgilerine ulaşılabilmekte ve insanlarımız mağdur olmaktadır.

b) Bilişim Sistemleri Engelleme Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme

Bu suç türü iki şekilde karşımıza çıkmaktadır.

1. Bilgisayar teknolojisi kullanarak sistemine sızılan bilgisayardaki bilgilerin silinmesi, yok edilmesi ve değiştirilmesi.

2. Hedef alınan sisteme uzaktan erişerek değil de bilakis fiziksel zarar vererek ya da sistem başında bulunarak bilgisayardaki bilgileri silmek, yok etmek veya değiştirerek zarar verilmesi.

Burada önemli olan mala verilen zarar değil de içindeki bilgilerdir, çünkü bilgi her zaman için çok değerlidir hele ki telafisi mümkün değilse.
Bu suç türü Türk Ceza Kanununun 244. maddesinde düzenlenmiştir.

c) Kanunla Korunmuş bir yazılımın İzinsiz kullanılması

Telekomünikasyon araçlarını veya bilgisayarları yetkisizce kullananlar, hazırlanması yüksek meblağlar tutan gelişmiş programlan şahsi işlerinde kullanmak veya diğerlerine satmak üzere çalarlar. İşletim sistemleri, Hesaplama programları, Mühendislik programları örnek yazılımlardır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda eser olarak kabul edilen bilgisayar yazılımlarının lisans haklarına aykırı olarak kullanılmasıdır. Bilgisayar yazılımları satın alınırken üzerinde gelen lisans sözleşmesine göre bir yazılımın bir adet kopyası ancak satın alan kişi tarafından yapılacağı ve bu yazılımın başka bir kişi tarafından kopyalanamayacağı ve kiralanamayacağı belirtilmektedir.

d) Yasadışı Yayınlar

Yasadışı yayınlar karşımıza 3 şekilde çıkmaktadır.
1- Vatanın Bölünmez bütünlüğüne aykırı olarak hazırlanmış terör içerikli internet sayfalarıdır. Özellikle Terör Örgütleri tarafından hazırlanan bu sayfalarda Türkiye içerisinde yayınlayamadıkları bölücü fikirlerini internet ortamında çok rahat teşhir edebilmektedirler.
2- Halkın ar ve hayâ duygularını incitecek şekilde genel ahlaka aykırı pornografik görüntüler içeren internet sayfaları da yayınlanabilmektedir. Yurtdışında genel itibariyle çocuk pornografisi üzerine yoğunlaşmıştır. Ülkemizde ise böle bir ayrım yoktur. Gerek çocuk pornografisi gerek Büyük pornografi ülke çapında yasaktır.
3- Kişi ve kurumlara karşı işlenen hakaret ve sövme içerikli sayfalar mevcuttur.

e) Müstehcenlik - İnternette Çocuk Pornografisi
Müstehcenlik TCK’nin 226. Maddesinde düzenlenmiştir.
Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Çocuk pornografisi ülkemizde yeni bir kavram olmasına karşın başta Amerika, Almanya, İspanya gibi Ülkelerin üzerinde önemle durduğu tahkikatlarını İnterpol Dairelerince yapıldığı önemli bir suç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bugün için Türk sitelerinde çocuk pornografisi kaldırılmıştır. Çocuk pornografisi açısından mağdur çocuklar arasında Türk mağdur bulunmamıştır. Bu sitelerin %60’ı ABD üzerinden yapılmakta olup kendi tespitlerine göre listede görüntü indiren 100 yabancı varsa ancak 2’si Türk çıkmıştır. Haber verildiği an operasyon yapılarak kişiler yakalanmıştır. Genelde bu sitelerden yalnızca meraktan birkaç resim indirene işlem yapılmamaktadır. Çocuk pornografisi ile ilgili 5000–100000 koleksiyon yapan bağımlıların tespiti ile yakalanması yoluna gidilmektedir. Aşağıda ayrıntılarıyla açıklanacağı üzere TCK’da bu suçların cezaları yeterli olmakla birlikte bunun bağımlılık yaptığı düşünülerek bu konuda periyodik kontroller ve terapilerle suçluların denetimine ilişkin mekanizmalar kurulmalıdır.

f) Bilişim Yolu ile Nitelikli Dolandırıcılık

Klasik olarak bildiğimiz ve karşılaştığımız dolandırıcılık suçunun bilgisayar ve iletişim ortamları üzerinden yapılıyor olmasıdır. Bilgisayar Yoluyla Dolandırıcılık en çok kredi kartlarının kullanımıyla yapılmaktadır. Bunun için üretilmiş birçok “Cart Generator” programı bulunmaktadır. Bunlar sayesinde internet üzerinden alışveriş yapılırken, istenilen kredi kartı şirketi için mantıksal olarak olası kredi kartı bilgileri üretilmekte ve bu olaydan kredi kartı sahibinin haberi bile olmamaktadır.
TCK MADDE 158. - (1) Dolandırıcılık suçunun;
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, …
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.


g) Bilişim yoluyla Hakaret, Sövme ve Şantaj

Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

h) Elektronik İmza Kanununa Muhalefet

3-ÜLKEMİZDE BİLİŞİM SUÇLARI

Bilgisayar ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler günümüzde insanlık tarihi acısından çok önemli bir devrim olarak kabul edilmekte hatta sanayi devrimi ile mukayese edilmektedir. Eğitimden ticarete, devlet sektöründen özel sektöre, eğlenceden alış-verişe kadar birçok alanda klasikleşmiş anlayışları değiştirmiş ve insanlara yeni bir anlayış yeni bir hayat tarzı kazandırmıştır. Günümüzde bilgisayar kavramı sadece hayatımızı kolaylaştıran bir devrim olmaktan çıkmış suç kavramı ile birlikte anılan bir araç haline de gelmiştir.

Bu tür suçlar özellikle dijital ortamdaki değerlere yapılan saldırılardır ve genellikle bankalardaki finans kayıtları, hastane kayıtları, askeri bilgiler v.b. bu saldırılara maruz kalma potansiyeli taşımaktadır ve bildiğimiz klasik suç tiplerinin; hırsızlık, soygun, terörizm, sabotaj, kaçakçılık ve birçoğunun dijital ortamda yerini alacağı anlamına gelmektedir.


İnternet üzerinde oluşturulan sistemler ile;

1- Kumar oynatılabilmekte, ciroları günlük milyon dolarları aşan siteler vardır.
2- Kişilerin e-mail bilgileri çalınmakta (Hacklenmekte),
3- Çalınan e-mail bilgileri kullanılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu işlenmekte,
4- Pornografik (özellikle çocuk pornosu) izlenmekte, yabancı ülkelerde faaliyet gösteren çocuk pornosu ile ilgili sitelerin arşivlerinden download edilmek suretiyle çocuk pornosu ile ilgili veriler (jpg – resim, video görüntüleri) ülkeye sokulmakta ve bu veriler arşivlenerek suç işlenmekte,
5- Gerçek veya tüzel şahıslar ve devlet aleyhine karşı hakaret, sövme ve tehdit suçları işlenmekte,
6- Yasadışı örgütlerin propagandaları ve yayınları yapılabilmektedir.

4-BİLİŞİM SUÇLARININ TAHKİKAT AŞAMASI

Bilişim suçlarının tahkikat aşamasını maddeler halinde sıralayacak olursak;

1- Suçun Oluşması
2- Müşteki/Mağdurun Savcılığa müracaat etmesi
3- Savcılık Tarafından İlgili Birime (Emniyet / Jandarma) Havale
4- Müşteki / Tanıkların İfadelerin Alınması
5- Suç Hakkında Teknik İnceleme Yapılarak Tespitlerin Yapılması
6- Tespit Edilen Bilgilerin İlgili Kuruluşlara Savcılık Havaleli Sevk Edilmesi
7- İlgili Kurumlardan Gelen Bilgilere İstinaden Şüpheli Adres Tespitlerinin Yapılması
8- Adres Araması ve Bilgisayar İncelemesi
9- Suç Delillerinin Tespiti Halinde Şüphelinin Yakalanması
10- Şüphelinin İlgili Savcılıklara Alınacak Talimata İstinaden Sevk Edilmesi

TÜRK CEZA KANUNUDAKİ BİLİŞİM SUÇLARI



SIRA NO SUÇ ADI TCK CEZASI AÇIKLAMASI
1 BİLİŞİM SİSTEMİNE GİRME 243/1 1 yıla kadar hps. Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye
243/2 6 aya kadar hps. Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde,ceza yarı oranında indirilir
243/3 6 ay-2 yıla kadar hps. Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse,
2 SİSTEMİ ENGELLEME, BOZMA, VERİLERİ YOK ETME VEYA DEĞİŞTİRME 244/1 1-5 yıla kadar hps. Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi,
244/2 6 ay-3 yıla kadar hps. Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi,
244/3 Yarı oranında artırılır 1.5-7.5 yıla kadar hps. Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde,
244/4 2-6 yıla kadar hps. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde,
3 BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI 245/1 3-6 yıla kadar hps. Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa,
245/2 4-7 yıla kadar hps. Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde,
4 MÜSTEHCENLİK 226/1 6 aydan 2 yıla kadar hps. Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten
226/4 1-4 yıla kadar hps Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi
5 NİTELİKLİ DOLANDICILIK 158/1 2-7 yıla kadar hps. Dolandırıcılık suçunu, Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işleyen kimse,
6 HAKARET, SÖVME VE ŞANTAJ 125/3 3 aydan 2 yıla kadar hps Hakaret suçunun, Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, üçte biri oranında artırılır.
5-BİLİŞİM SUÇLARINDAN MAĞDUR OLMAMAK İÇİN YAPILACAKLAR


1- İnternet ortamında %100 güvenliğin hiçbir zaman sağlanamayacağını unutmayın!
2- Şirketinize veya şahsınıza ait önemli bilgilerinizin yer aldığı bilgisayarınız ile özel güvenlik önlemleri
almadan internete bağlanmamalı,
3- Özellikle Chat (Messenger) ortamında bilgisayarınıza sanal âlemden saldırılabileceğini;
4- Chat de tanıştığınız kişilere şahsınız, aileniz, adres, telefon, işiniz v.s. konularda şahsi bilgilerinizi vermemeniz gerektiğini unutulmamalı
5- İnternet ortamında tanıştığınız kişilere kredi kartı bilgilerinizi verilmemeli,
6- İnternet üzerinden yapılan yazışmalarınızda karşınızdaki kurumlarla özel bir yöntemle yazışmanızda
fayda olacaktır.
7- Kimliğini verdiği, kendini tanıttığı kişi olmayacağı düşüncesiyle tedbirli olmalıdır.

6-İNTERPOLLE İLE ULUSLAR ARASI YAPILAN ÇALIŞMALAR

İnternet ortamında diğer ülke polis birimleri tarafından suçların önlenmesi amacıyla gerekli kontroller yapılmakta ve suç unsuru bulunması halinde gerekli soruşturma izini Yasal organlardan alınarak soruşturmaya başlanılmaktadır.
Suçluların tespit edilmesi için gerekli çalışmaların yapılmasından sonra, ilgili internet suçuyla tespiti yapılan bilgisayar kullanıcıları dünya bazında IP, Tarih ve Saat bilgileri belirlenmek suretiyle tespit edilmektedir. (Örneğin;İnternette yurt dışı kaynaklı bulunan çocuk pornografisi ile ilgili yapılan operasyonlarda bu şekil bir ortak çalışma yapılmaktadır.)
Tespiti yapılan bilgisayar kullanıcıları ülkelerine göre sınıflandırılmakta ve kendi ülkelerinde yasal mevzuata göre tahkikatının yapılabilmesi ve eğer ilgili suç o ülkede de suç olarak tanımlanması halinde yargılanmanın yapılabilmesi için İnterpol Daire Başkanlıklarınca ilgili ülkelere sevk edilmektedir.




7-BANKALARARASI KOORDİNASYON MERKEZİ İLE ÇALIŞMALAR

İnternet ortamında işlenen suçların büyük çoğunun amacı hiçbir emek harcamadan kısa sürede haksız kazanç ve menfaat elde etmektir.
Şahıs ya da şahıslar internet ortamında bu suçları işlerken genellikle başka insanların bilgileri ve rızaları dışında elde etmiş oldukları bilgileri (ad, soyad, telefon, kredi kartı bilgileri gibi) kullanmak suretiyle suç işlemektedirler.
Örneğin (A) isimli şahıs önceden bir şekilde tespit ettiği ve başka insanlara ait olan kredi kartlarının bilgilerini kullanarak internet ortamında kumar, pornografik vb. içerikli sitelere üye olmakta ve işlem yapmaktadır.
Tespiti yapılan kredi kartları numaralarının gerçek kullanıcılarını belirlenebilmesi için Bankalar arası Koordinasyon Merkezi Müdürlüğü ile yazışma yapıldığı takdirde, internet üzerinde verilen kredi kartlarının gerçek sahipleri tespit edilmekte ve varsa önceden suç duyurusunda bulunup bulunmadığı tespit edilebilmektedir.

8-PRATİK SORUŞTURMA ÇÖZÜM YOLLARI

Kurumlar arası yazışmalarda Savcılık Havalesi yapılmadan hızlı bir şekilde yazışmaların takip edilmesi,

Kurumlara en azından sadece Bilişim Suçları Bürolarına mahsus olmak üzere istenilen bilgilere hızlı bir şekilde ulaşılıp delillerin yok edilmeden ele geçirilmesi amacıyla bir talimat yazılması, (Örneğin işlenmiş her hangi bir soruşturma dosyası ile ilgili olarak Türk Telekomünikasyon Müdürlüğüne gönderilen IP tespit yazısının cevabı en az 10-15 gün arasında gelmektedir.

Tüm Cumhuriyet Başsavcılıklarında İnternet ve Bilişim Suçları ile ilgili soruşturma dosyalarını yürütecek Savcıların ayrılması ve konu ile ilgili kendilerine eğitimler düzenlemek suretiyle bilgilendirilmeleri gerekmektedir.


9-İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ İNTERNET VE BİLİŞİM SUÇLARI KISMININ YAPILANMASI


Şube Müdürlüğünde 2006 yılının Şubat ayından itibaren aktif olarak görev yapan İnternet ve Bilişim Suçları Kısmı, İstanbul ili genelinde konusu itibariyle kendi görev sahası içine giren tüm bilişim suçları soruşturmalarını yürütmektedir.
Kısıma çoğunlukla Savcılık Havaleli soruşturma dosyaları gelmekle birlikte, eğer talep edilmesi durumunda diğer Şube Müdürlükleri ile İstanbul dışındaki Resmi Kurumlara da gerek bilgisayar incelemesi gerekse teknik konularda yardımcı olmaktadırlar.
İnternet ve Bilişim Suçları Kısmımızda 1 Başkomiser, 1 Komiser Yrd. İle 9 Polis Memuru olmak üzere toplam 11 personel görev yapmaktadır.
Gerek personel gerekse teknik araçlar bakımından eksik olmasına rağmen görevlerini özveriyle yapmaya çalışmaktadırlar.

10-2006 YILI İCRAAT

2006 Şubat Ayından – 31.12.2006 tarihine kadar kısmımızda yapılan çalışmalarda;

Savcılık Havaleli : 181 Dosya
Resen Açılan : 5 Dosya
Büro Amirlikleri : 87 Dosya
Şube – İlçeler : 21 Dosya
İl Dışı : 13 Dosya
EGM : 30 Dosya
Jandarma : 4 Dosya

Olmak üzere toplam 341 dosya gerekli teknik inceleme yapılmak üzere İnternet ve Bilişim Suçları Kısmımıza gönderilmiştir.
(160) adet bilgisayar görevlilerimiz tarafından incelenmiş, (87) şahıs hakkında şüpheli olarak işlem yapılmış, bu şahıslardan (12)’si tutuklanarak Cezaevi Müdürlüğüne teslim edilmiştir.


11-2007 YILI İCRAAT


01 Ocak 25 Mayıs 2007 tarihleri arasında kısmımızda yapılan çalışmalarda;

Savcılık Havaleli: 328 Dosya
Şube – İlçeler : 86 Dosya
İl Dışı : 22 Dosya
EGM : 11 Dosya
Jandarma : 5 Dosya

Olmak üzere toplam (452) dosya gerekli teknik inceleme yapılmak üzere İnternet ve Bilişim Suçları Kısmımıza gönderilmiştir.
(178) adet bilgisayar görevlilerimiz tarafından incelenmiş, (38) şahıs hakkında şüpheli olarak işlem yapılmış, bu şahıslardan (7)’si tutuklanarak Cezaevi Müdürlüğüne teslim edilmiştir.


KAYNAKÇA:

1- ASAYİŞ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ AR-GE BİLGİ İŞLEM BÜRO AMİRLİĞİ İNTERNET VE BİLİŞİM SUÇLARI KISMI

2- GAZETE HABERLERİ

3- TÜRK CEZA KANUNU


Av. Vildan YİRMİBEŞOĞLU








Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayıplı Mal (Yargıtay Kararı) Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 8 10-03-2012 21:23
Bir Yargıtay Kararı arıyorum Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 3 09-12-2006 16:33
Bir Yargıtay Kararı arıyorum Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 3 29-11-2006 18:08
Bir Yargıtay Kararı arıyorum... nephilis Meslektaşların Soruları 2 08-09-2006 21:02
Bilişim AĞI HİZMETLERİNİN DÜZENLENMESİ VE BİLİŞİM SUÇLARI HAKKINDA KANUN TASARISI kağanulaş Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 1 19-08-2006 14:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12017608 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.