Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yargıtay kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-07-2012, 11:35   #1
egemen48

 
Varsayılan yargıtay kararı

mrb.Kocanın ayrı ev tutmayarak eşinin ailesi ile beraber yaşamasına sebep olması ve ailenin kadına karışması nedeniyle kocanın kusurlu olduğuna ilişkin bir Yargıtay kararı mevcuttu fakat şu an bulamıyorum.Yardım edebilir misiniz
edit:kararı buldum fakat önceki mk dönemine ait kararlar.Acaba bu kanun döneminde de kocanın aynı şekilde bağımsız ev tutması yükümlülüğü,Yargıtay kararlarına göre bulunmakta mıdır?
Old 11-07-2012, 11:54   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan egemen48
mrb.Kocanın ayrı ev tutmayarak eşinin ailesi ile beraber yaşamasına sebep olması ve ailenin kadına karışması nedeniyle kocanın kusurlu olduğuna ilişkin bir Yargıtay kararı mevcuttu fakat şu an bulamıyorum.Yardım edebilir misiniz
edit:kararı buldum fakat önceki mk dönemine ait kararlar.Acaba bu kanun döneminde de kocanın aynı şekilde bağımsız ev tutması yükümlülüğü,Yargıtay kararlarına göre bulunmakta mıdır?

Bu konu ile ilgili Yargıtay kararlarının bir kısmını aşağıdaki adreslerde bulabilirsiniz:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=27779
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=10903
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=75260
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=55967
Old 11-07-2012, 15:28   #3
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/1971
Karar: 2003/3165
Karar Tarihi: 10.03.2003


BOŞANMA DAVASI - BOŞANMAYA NEDEN OLAYLARDA BAĞIMSIZ EV TEMİN ETMEYEN DAVACI KOCANIN DA EŞİT KUSURLU OLDUĞU - DAVALI KADININ BOŞANMAYLA BİRLİKTE YOKSULLUĞA DÜŞECEĞİ - KADIN YARARINA UYGUN YOKSULLUK NAFAKASI TAKDİRİ GEREĞİ

ÖZET: Boşanmaya neden olan olaylarda bağımsız ev temin etmeyen davacı kocada eşit kusurludur. Davalı kadının boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği toplanan delillerle sabit olduğuna göre kadın yararına uygun yoksulluk nafakası takdiri gerekir.

(743 S. K. m. 144) (4721 S. K. m. 175) (4722 S. K. m. 1)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir.

2- Boşanmaya neden olan olaylarda bağımsız ev temin etmeyen davacı kocada eşit kusurludur. Davalının (kadının) boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği toplanan delillerle sabit olduğuna göre kadın yararına uygun yoksulluk nafakası takdiri gerekirken bu isteğin reddi doğru değildir.(TMK. 144. md) (*4721 S. TMK. 174*)

Sonuç: Temyize konu kararın 2.bentte gösterilen sebeplerle yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışındaki temyize konu diğer bölümlerinin ise 1.bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliği ile karar verildi. 10.03.2003

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 11-07-2012, 15:32   #4
tiryakim

 
Varsayılan

Yargıtay
2. Hukuk Dairesi
Esas : 2005/8069
Karar : 2005/10395
Tarih : 30.06.2005

*ZİYNET EŞYASINA DAYALI TAZMİNAT
*MADDİ TAZMİNAT

(4721 s. MK. m. 175)

Özet : Somut davada davalı-davacı kadının talep etmiş olduğu ziynet eşyalarına dayalı maddi tazminat boşanmanın eki niteliğinde değildir. Davalı-davacı kadın tarafından harcı verilerek usulüne uygun bir dava ve karşı davada açılmamıştır. Bu konuda usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekir.


YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya neden olan olaylarda kocasına karşı ağır hakaretlerde bulunan kadın kadar, bağımsız ev temin etmeyen karısını evden kovan kocada kusurlu olup, tarafların birinin kusurunun diğerinden üstün tutulmasının da mümkün bulunmamasına göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Toplanan delillerden kocanın karısını evden kovduğu bağımsız ev temin etmediği anlaşıldığından davalı-davacı kadın ayrı yaşamakta haklıdır. Kadının birleşen nafaka davasının kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

3- Davalı-davacı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluşmuştur. Davalı-davacı kadın yararına uygun yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

4- Davalı-davacı kadının talep etmiş olduğu ziynet eşyalarına dayalı maddi tazminat boşanmanın eki niteliğinde değildir. Davalı-davacı kadın tarafından harcı verilerek usulüne uygun bir dava ve karşı davada açılmamıştır. Bu konuda usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde bu isteminde reddi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün 2, 3. ve 4. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.06.2005

Kaynak:Corpus Arşiv
Old 11-07-2012, 15:40   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan egemen48
mrb.Kocanın ayrı ev tutmayarak eşinin ailesi ile beraber yaşamasına sebep olması ve ailenin kadına karışması nedeniyle kocanın kusurlu olduğuna ilişkin bir Yargıtay kararı mevcuttu fakat şu an bulamıyorum.Yardım edebilir misiniz
edit:kararı buldum fakat önceki mk dönemine ait kararlar.Acaba bu kanun döneminde de kocanın aynı şekilde bağımsız ev tutması yükümlülüğü,Yargıtay kararlarına göre bulunmakta mıdır?


T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/20387

K. 2010/21401

T. 20.12.2010

• BOŞANMA ( Taraflar Arasında Ortak Hayatı Temelinden Sarsacak Derecede ve Birliğin Devamına İmkân Vermeyecek Nitelikte Bir Geçimsizlik Olduğundan Kabulü Gereği )

• ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK ( Taraflar Arasında Ortak Hayatı Temelinden Sarsacak Derecede ve Birliğin Devamına İmkân Vermeyecek Nitelikte Bir Geçimsizlik Olduğundan Boşanma İsteminin Kabulü Gereği )

• ZİYNET EŞYALARI ( Kasada Muhafaza Edildiği ve Davacının Evden Ayrılması Sırasında Götürülmediğinin Anlaşılmasına Göre Ziynet Eşyaları İle İlgili Davanın Kabulü Gerektiği )

4721/m.166/1

ÖZET : Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilmelidir.



Davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekir.



DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:



KARAR : 1-Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının, davacı kadının bağımsız konut sağlanması isteğine olumlu yaklaşmayarak, ailesiyle birlikte yaşamak durumunda bıraktığı, kayınvalidenin davacı kadına müdahalesine kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya ( TMK.md. 166/1 ) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.



2-Davacının ziynet eşyalarına yönelik temyizine gelince;



Toplanan delillerden; davacı kadına ait ziynet eşyalarının kasada muhafaza edildiği ve davacının evden ayrılması sırasında götürülmediğinin anlaşılmasına göre ziynet eşyaları ile ilgili davanın kabulü gerekirken davanın reddedilmesi doğru görülmemiştir.



SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2.bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.12.2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.



KARŞI OY :



Davacı Emine, dava dilekçesinde, altın ziynet eşyalarının kocasında kaldığını ve kendisine iade edilmediğini ileri sürerek iade/alacak davası açmıştır. Altın ziynet takı eşyalarının kadına özgü ve kim tarafından takılırsa takılsın kadına ait olduğu ve kural olarak kadın elinde olduğu ve kadın tarafından taşınacağı karinedir. Bir karinenin aksini ispat; karine lehine olmayan tarafa düşer. Davacı kadın evinden normal koşullarda ayrılmış, düğün için baba evine gelmiştir. Normal olan, normal koşullarda evden ayrılmış kadının ziynet takı eşyalarını yanında götürmesidir. Bu durumda davacı kadının ziynet takı eşyalarının koca tarafından elinden alınıp, iade edilmediğini kanıtlaması gerekir. Bu nedenle, ziynet, takı eşyası davası için ispat yükü davacı kadın üzerindedir. Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet takı eşyalarının evde kasada saklandığı ve kasa anahtarının kocada olduğundan hiç söz etmemiştir. Buna rağmen, tanıklardan birinin beyanında geçen ve duyuma dayanan ziynetlerin evde kasada saklandığı ve koca tarafından kadına iade edilmediği şeklindeki soyut sözlerine değer verilerek; dolaylı yoldan davada ispat yükünün davalı kocada olduğu ve kocanın iade edilmediğini ispat edemediğini, bu yüzden ziynetler yönünden davanın kabulü ile hükmün ziynetler yönünden bozulması gerektiği yolundaki, değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. Davada, ziynetler yönünden ispat yükü kendi üzerinde olan davacı kadın iddiasını gösterdiği delillerle usulünce kanıtlayamamıştır. Boşanma isteği yönünden bozma görüşüne katılmakla birlikte; hükmün ziynetlere yönelik bölümünün onanması gerektiğini düşünüyorum.



Üye
İrfan Okur







T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/1324

K. 2003/2577

T. 27.2.2003

• EŞE MÜSTAKİL EV TEMİN ETMEMEK ( Boşanma-Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması )

• BOŞANMA ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması-Eşe Bağımsız Ev Temin Etmeyip Sorumluluklarını Yerine Getirmemek )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Eşe Bağımsız Ev Temin Etmeyip Sorumluluklarını Yerine Getirmemek )

4721/m.166, 186, 194

ÖZET : Karsına müstakil bir ev sağlamayan, onun geçimi ile ilgilenmeyen, arayıp sormayan koca aleyhine açılan boşanma davasında aile birliğinin temelinden sarsıldığının kabulü ve boşanmaya karar verilmesi gerekir.



DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:



KARAR : 4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.



Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının eşine bağımsız ev temin etmediği, arayıp sormadığı, evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.



SONUÇ : Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-10-2016, 12:24   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Özet:
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanma istemine ilişkin eldeki davada, davalı kocanın, asgari yaşam olanaklarına sahip ayrı bir konut tesis etmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olup olmadığı NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacı kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen davalı kocanın asgari yaşam olanaklarına sahip bir konutta oturma konusundaki davacının bu isteğini karşılamada yeterli çabayı sarf etmediği, eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı anlaşıldığına göre, boşanmaya karar verilmesine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi YERİNDE DEĞİLDİR.






Kanun No:4721 Madde No:166 Fıkra:Tümü-0




T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu

Esas No:2014/725
Karar No:2016/280


Taraflar arasındaki "Boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Düziçi Asliye Hukuk Mahkemesince (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 05.04.2012 gün, 2011/423 E. - 2012/157 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, YARGITAY 2. Hukuk Dairesinin 02.04.2013 gün, 2012/23051 E.-2013/9064 K. sayılı ilamı ile;

(...Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının eşinin asgari yaşam olanaklarına sahip bir konut da oturma konusundaki isteğini karşılamada yeterli çabayı sarfetmediği" anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut VE SABİTTİR. Olayların akışı karşısında davacı dava AÇMAKTA HAKLIDIR. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçeyle davanın reddi DOĞRU BULUNMAMIŞTIR...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki KARARDA DİRENİLMİŞTİR.

TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

I-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Öncelikle davalının temyiz isteminin süresinde olup olmadığının DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

Bilindiği üzere, 6217 s. Kanunun 30. maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432/1 inci maddesi gereğince temyiz süresi ilamın usulen taraflardan her birine tebliğ tarihinden itibaren 15 (onbeş) gündür.

Düziçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) ait direnme kararı, davalıya 16.01.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, karar 1086 sayılı HUMK'nun 432/1 inci madde hükmünde yazılı 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 19.08.2014 günü TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Aynı Yasa'nın 432/4 üncü maddesi uyarınca, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. ve 1990/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince YARGITAY tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar VERMEK GEREKMİŞTİR.

II-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Dava boşanma İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.

Davacı vekili; tarafların iki ay önce evlendiklerini, çocuklarının bulunmadığını, müvekkilinin davalıyla aile arası görüşmeler sırasında tanıştığını, daha sonra kaçarak evlendiklerini, davalıyı ve ailesini tanıma fırsatı bulamadığını, evlilik sırasında davalının işinin ve ayrı evinin olmadığını öğrendiğini, birlikte yaşadıkları ve davalının babasına ait evin oturulamayacak durumda olduğunu, müvekkilinin kandırıldığını anladığını, ayrı evlerinin olması gerektiğini söylediğinde davalının müvekkilini oyaladığını, bu nedenle aralarında huzursuzluk ve anlaşmazlık çıktığını, bu nedenle müvekkilinin babasının evine döndüğünü belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.

Davalı; davacıyla iki ay önce tanıştıklarını ve anlaşarak evlendiklerini, ancak davacının ailesinin kendisini işsiz, mağdur ve kızlarına bakacak durumda olmadığı konularında kötülediğini, kendisinin işi olan ve ailesini en iyi şekilde koruyabilecek meziyetlere sahip biri olduğunu, eşinden memnun olup boşanmak istemediğini belirterek davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.

Mahkemece; tanıkların sadece düğün de tarafların kalacakları ev ile ilgili görgüye dayalı beyan verdikleri, ancak tarafların arasında geçen herhangi bir görgüye dayalı olumsuz olaylarla ilgili beyanlarının olmadığı, TMK’nın 166/1 ve 2 nci maddeleri uyarınca boşanmaya hükmedilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği, oysa dinlenen tanık beyanlarının 4721 sayılı Yasanın 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup bir kısmının ise sebebi ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret beyanlar olduğu gerekçesiyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda belirtilen bozma ilamında açıklanan nedenlerle KARAR BOZULMUŞTUR.

Yerel mahkemece , önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanma istemine ilişkin eldeki davada, davalı kocanın, asgari yaşam olanaklarına sahip ayrı bir konut tesis etmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olup olmadığı NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle davacı kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen davalı kocanın asgari yaşam olanaklarına sahip bir konutta oturma konusundaki davacının bu isteğini karşılamada yeterli çabayı sarf etmediği, eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı anlaşıldığına göre, boşanmaya karar verilmesine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi YERİNDE DEĞİLDİR.

Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından davacı kadının davalıyla kaçarak evlendiği, davalının ve ailesinin ekonomik durumunun çok kötü olduğunu bildiği, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararının onanması yönünde görüş beyan etmiş iseler de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu TARAFINDAN BENİMSENMEMİŞTİR.

Hal böyle olunca; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve YASAYA AYKIRIDIR.

S O N U Ç : 1-Yukarıda (I) numaralı bentte belirtilen nedenlerle, davalı Hasan Uzma’nın direnme hükmüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, 26.02.2016 tarihinde yapılan ilk görüşmede oybirliğiyle,

2-Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 09.03.2016 tarihinde yapılan ikinci görüşmede OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.

Kaynak:Corpus
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İpotekli Taşınmazın satışı sonrası mahkemeden konulan tedbir kararı geçerli mi? Yargıtay kararı? zlm Meslektaşların Soruları 3 19-04-2012 18:27
İpotekli Taşınmazın satışı sonrası mahkemeden konulan tedbir kararı geçerli mi? Yargıtay kararı? zlm Meslektaşların Soruları 2 11-02-2012 21:40
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00
yargıtay kararı 5237 SY TCK 136.maddesi ile igili yargıtay kararı ? zlm Meslektaşların Soruları 1 30-03-2010 12:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07481599 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.