|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
17-04-2008, 11:49 | #1 |
|
durmuş bir icra takibi varken aynı alacak için ikinci bir takip yapılması
borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış ve itiraz üzerine takip
durmuş.Yaklaşık bir yıl sonra aynı borçtan dolayı ikinci takip yapılmış ve borçlu kısmen borcu kabul etmiş.Şimdi 2.dosyadan açılan itirazın iptali davasında davalı vekiliyim. Bu durumda ne yapabilirim?İlk dosya durmuş olduğundan ikinci takibin iptalini isteyebilir miyim?Takibin iptaline karar verilirse davaya alacak davası olarak mı devam edilir?Ancak borçlunun ilk takipte borcun tamamına ikincisinde bir kısmına itiraz etmesi durumu değiştirir mi?saygılarımla. |
17-04-2008, 13:17 | #2 |
|
Öncelikle durmuş icra takibinin devamına ilişkin bir mahkeme kararı olması gerekir.Eğer böyle bir karar yoksa, ki anladığım kadarıyla yok, Derdestlik itirazında bulunabilirsiniz. Ayrıca İİK'nunda geçerli olan şikayet mekanizmasını da işletebilirsiniz.
|
17-04-2008, 13:22 | #3 |
|
Kısmi itiraz borcun bir kısmının kabulü anlamına gelir ki, bu durumda yapacak bir şey yok, takibin devamına karar verilirse dosya açılmış icra dosyası üzerinden devam eder. Dikkatinizi çekerim. Karar......takibin devamına... şeklindedir.saygılarımla İyi çalışmalar
|
17-04-2008, 13:43 | #4 |
|
ikinci takibi iptal ettirememezin tek nedeni kısmi kabul olabilir.Ama borcun kısmen kabul edilmesi aynı borç için iki defa takip yapılmasını haklı kılmaz.
Tamamen fikir yürütüyorum : Şikayetimiz üzerine İTM'nin ikinci takibi iptal etmesi gerekir.Takibin iptali için bu konuda süre sınırı yok diye biliyorum.Bu durumda borçlunun kısmi kabulle ödediği miktar ilk dosyadaki borca mahsup edilmeli.Bu arada itirazla duran ilk dosya için itirazın iptali davası açma süresi geçtiğinden şu anki davaya itirazın iptali değil alacak davası olarak devam edilmelidir. ** Ancak, iTİRAZIN İPTALİ DAVASI NDA BİR YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ALACAKLIYA İTİRAZIN TEBLİĞİNDEN BAŞLAYACAĞINA GÖRE VE BORÇLU İTİRAZ DİLEKÇESİYLE MASRAF VERMEDİĞİNDEN ALACAKLININ İTİRAZIN İPTALİ İSTEMEK HAKKI DEVAM EDECEKTİR.BU DURUMDA İLK DOSYA BİR YIL İŞLEM YAPILMADIĞINDAN İŞLEMDEN KALKMIŞTIR . İşin içinden çıkamadım Görüşlerini paylaşak meslektaşlarımın cevaplarını bekliyorum. şimdiden teşekkürler. |
17-04-2008, 16:33 | #5 |
|
Sayın Olguner görüşlerinizi paylaşmam mümkün değil.
Sizin dediğiniz şekilde olursa bir şahıs icra takibi yapar ve itiraza uğrarsa aynı alacak için sayısız kere takip açabilir?;Bu ''ya tutarsa'' mantığından başka birşey değildir.Borçlu şahıs sürekli tebligatlara maruz kalacak,itiraz edecek,memur muamelesini şikayet edecek.Böyle bir şey söz konusu olamaz.Takibi itiraza uğrayan alacaklı için kanunun öngördüğü hak,altı ay içinde itirazın kaldırılması veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açılmasıdır.Bunları yapmadıysa bir daha ilamsız takip yapamaz.Aşağıdaki karar da benim görüşümü teyit etmektedir. T.C. YARGITAY 15.Hukuk Dairesi Esas: 2004/1784 Karar: 2004/4153 Karar Tarihi: 14.09.2004 ÖZET : İİK.nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklı aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacaktır. Bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre zamanaşımı süresi içinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (2004 S. K. m. 67) Dava : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Davacı alacaklı, U. 1. İcra Müdürlüğü'nün 2003/110 sayılı dosyası ile 14.1.2003 tarihinde davalı Şahin aleyhine ilamsız icra takibine girişmiş, borçluya ait 64.FA.904 plakalı aracın parça ve işçilik bedeli olarak 4.9.2000 tarihli faturaya dayalı 214.695.000 TL. asıl alacak, 346.680.000 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 561.375.000 TL.nın tahsilini talep etmiştir. Borçlunun takibe itirazı üzerine duran takip nedeniyle itirazın iptali ve takibin devamı için süresinde iş bu dava açılmıştır. Davalı borçlu tarafından dosyaya ibraz olunan belgelerden davacının daha önce 27.6.2001 tarihinde 4.9.2000 tarihli olan aynı faturaya dayanarak borçlu aleyhine U 2. İcra Müdürlüğü'nün 2001/3756 sayılı dosyası ile yine ilamsız icra takibine giriştiği, borçlunun 11.7.2001 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itiraz üzerine duran ilamsız icra takibine karşı İİK.nun 67/VI. maddesine göre 6 aylık yasal süresi içinde itirazın kaldırılması yoluna başvurmadığı gibi İİK.nun 67/I. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içinde itirazın iptali davası da açmamıştır. İİK.nun 67/I.maddesindeki bir yıllık sürenin geçmesi ile ilamsız takibin düşeceği kuşkusuzdur. İİK.nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklı aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacaktır. Davacı alacaklının 14.1.2003 tarihinde aynı alacakla ilgili olarak yaptığı ikinci icra takibine karşı yapılan itirazın iptali için açılan dava dinlenemez. Bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre zamanaşımı süresi içinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır ( İİK. madde 67/V ). Bu itibarla açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeyerek yazılı şekilde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve %40 icra inkar tazminatına hükmolunması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 14.9.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. |
17-04-2008, 17:10 | #6 |
|
yaptığımız fikir jimnastiğiyle şöyle bir sonuca vardım:
Müvekkil ilk takibi yeni bildirdi.Bu durumda cevap dilekçemizi ıslah edip ilk icra takibindeki itirazın iptali davası açma süresi geçtiğinden davanın reddini talep edeceğim ve terditli olarak cevap dilekçemizdeki diğer beyanlarımızı tekrar edeceğim.Bu durumda mahkemenin, yargıtayın aşağıdaki kararında belirttiği üzere davanın reddine karar vermesi gerekir.Ancak davacı taraf da dava dilekçesini ıslah eder ve davaya alacak davası olarak devam edilmesini talep ederse davaya alacak davası olarak devam edilecektir. Ama öncesinde ikinci takibin iptalini talep etsem ve iptaline karar verilirse zaten dava konusuz kalacak. En pratik ve doğru yol hangisidir? T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 1997/19-761 Karar: 1997/999 Karar Tarihi: 26.11.1997 ÖZET: Dava dilekçesinde açıkça istemini "itirazın iptali" davası olarak belirtilmiştir. Ayrıca dava dilekçesindeki açıklamalarda kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ve özellikle bir yoruma hacet kalmaksızın, davanın itirazın iptali davası olduğunu göstermektedir. Şu durum karşısında, davayı ıslah, istemi olmaksızın salt dava ekonomisi kurallarına dayanılarak itirazın iptali davasının alacak (tahsil) davası olarak görülüp karara bağlanması kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararı onanmalıdır. (2004 S. K. m. 67) (1086 S. K. m. 74, 409) Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Adana Asliye Ticaret Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.12.1995 gün ve 1995/633-1098 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay On dokuzuncu Hukuk Dairesi'nin 20.6.1996 gün ve 1996/3445-6376 sayılı ilamiyla; (...Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu, bu konuda daha önce davalı hakkında icra takibi yaptıklarım, davalının bu takibe itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açtıklarını ancak bu davanın da takip edemedikleri için açılmamış sayılmasına karar verildiği ve 21.6.1995 tarihinde bu kararın kesinleştiğini beyanla yeniden aynı takibe karşı yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı cevabında, İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptali davasının bir süre içerisinde açılması gerektiği, davacının daha önce açtığı itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği, itirazlarının davacıya 4.3.1992 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına göre, aynı takiple ilgili bu ikinci davanın bir senelik sürede açılmadığı gerekçesiyle reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının davalı hakkında yaptığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine, davacının 14.1.1993 tarihinde ilk itirazın iptali davası açtığı, bu dava takip edilmeyerek 23.5.1995 tarihinde HUMK. nun 409/son maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının bu defa aynı itirazın iptali için bu davayı 12.7.1995 tarihinde açtığı bu davanın İİK'nun 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık sürede açılmadığı, bu sürenin zamanaşımı değil hak düşürücü süre olduğu, herhangi bir nedenle kesilmesi veya durmasının söz konusu olmadığı bu süreyi geçiren davacının koşulları varsa tahsil davası açması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. İİK. nun 67/1. maddesi hükmüne göre itirazın iptali davasının; itirazın davalıya tebliği tarihinden itibaren 1 sene içerisinde açılması gerekir. Davacı tarafından önce açılan davanın HUMK.nun 409. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmakla anılan dava hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kalktığından ve bu davanın da 1 yıllık yasal süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, itirazın iptali davası olarak görülmesi olanaksız ise de, Yargıtay’ın yerleşik uygulaması da gözetilerek alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde reddinde isabet görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davacı vekili Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava hukuksal nitelikçe İİK. nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık İİK. nun 67. maddesine göre 1 yıllık süre içerisinde açılmamış bir itirazın iptali davasının yargılamasının alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesinde toplanmaktadır. Hemen belirtelim ki İİK. nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davası, açılış şekli ve süresi ile doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından alacak (tahsil) davasından farklılıklar içermektedir. En önemlisi itirazın iptali davası İcra İflas Hukukunun kendine özgü kuralları içerisinde açılır, özellikle icra takip hukuku ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. O nedenle, İİK. nun 67. maddesine göre itirazın iptali davası açılabilmesi için; 1- İlamsız takip yapılmış olması 2- Borçlunun bu takibe itiraz etmesi 3- Alacaklının, itirazın kaldırılması için İcra Tetkik Merciine başvurmaması 4- İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren 1 yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması şeklinde yasal koşulların gerçekleşmesi gerekir. Hemen belirtelim ki, bu süre hakim tarafından doğruca araştırılır. İtirazın iptali davası bu bir yıllık süre içinde açılmamış ise sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi zorunludur. Görüldüğü üzere davanın açılabilmesi koşulu süreye bağlanmış olup Hakim, süre geçtikten sonra açılmış bir itirazın iptali davasını tahsil davasına dönüştürüp görmesi hukuken kabul edilmez (HUMK. md. 74). Ayrıca böyle bir kabul, açılmış bir davada korunması gereken "menfaatler dengesi" kuralına da aykırılık oluşturacağında duraksama olmamalıdır. Öte yandan her dava, açıldığı tarihte tespit edilen durum ve koşullar esas alınarak hüküm kurulur (28.11.1956 T. 1956/15 E. 1956/15 K. sayılı Yargıtay Tevhidi İçtihadi). Davacı dava dilekçesinde açıkça istemini "itirazın iptali" davası olarak belirtilmiştir. Ayrıca dava dilekçesindeki açıklamalarda kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde ve özellikle bir yoruma hacet kalmaksızın, davanın itirazın iptali davası olduğunu göstermektedir. Şu durum karşısında, davayı ıslah, istemi olmaksızın salt dava ekonomisi kurallarına dayanılarak itirazın iptali davasının alacak (tahsil) davası olarak görülüp karara bağlanması kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararı onanmalıdır. Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.11.1997 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. |
18-04-2008, 14:08 | #7 |
|
T.C.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 1996/5916 K. 1996/6380 T. 14.5.1996 • AYNI ALACAK İÇİN İKİNCİ TAKİP ( Tahsilde Tekerrür Olmamak Kaydıyla Mümkündür ) • DERDESTLİK ( İtiraz Olarak İleri Sürülmesi Gerektiği ) 2004/m.269 ÖZET : Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve ayrıca derdestlik itirazında da bulunulmamışsa ikinci bir takip yapılmasında yasal bir engel yoktur. DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 18.4.1996 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR: Takip talepnamesinde 1993 yılı Haziran ayından 1995 yılı Mart ayı sonuna kadar işlemiş 50.160.000 lira kira alacağının faiz ve icra masraflarıyla birlikte tahsili istenilmiştir. 51 örnek ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde alacaklı idarenin 1993/2126 sayılı dosyadaki alacağın yeniden talep edildiğini, alacaklının fazladan bu döneme takip yapmakla bariz bir hataya düştüğünü ileri sürmüştür. Tekirdağ 2. İcra Müdürlüğünün 1993/2126 sayılı takip dosyasında 1993/Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları kira bedelinin tahsili istenilmiş, borçlu süresi içerisinde itiraz ettiğinden takip durmuş, alacaklı idare vekiline itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiş, bu dosyada takipsiz bırakılmıştır. Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ikinci bir takip yapılmasında yasal bir engel yoktur, ayrıca derdestlik itirazında da bulunulmamıştır. Borçlunun 1993 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları dışındaki kira bedelleri hakkında itirazı yoktur ve bu aylara ait takip kesinleşmiştir. Borçlu ilk takip konusu aylar kira bedellerini ödediğini kanıtlayamadığından 9.120.000 lira hakkındaki itirazın kaldırılması ve tazminatın bu miktar üzerinden hükmedilmesi ve fazlaya ilişkin talebin reddedilmesi gerekirken bütün alacağı kapsar şekilde itirazın kaldırılmasına karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi takip talepnamesinde tahliye istemi bulunmadığı halde tahliyeye karar verilmesi de doğru değildir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 14.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
18-04-2008, 14:17 | #8 |
|
Aktardığınız karara katılmıyorum.İ.İ.K mad.67/4 ve 269/4 açıkça itirazın kaldırılmasını istemeyen AYNI ALACAKTAN DOLAYI İLAMSIZ TAKİP YAPAMAZ demektedir.Kanun hükmü çok açıktır.
|
18-04-2008, 16:28 | #9 |
|
Yukarıda yazılı karar ile aşağıda yazılı HGK ve 12. HD.kararlarının dayandıkları genel hukuki ilke,aynı alacak için,tahsilde tekerrür olmamak üzere iki ayrı takip açılabileceğidir. Aslında,derdestlik HMUK na tabi bir kavram olduğu ve aynen ıslah kurumunda olduğu gibi,HMUK na göre davalar için sözkonusu olan bu usuli kurumların,mahiyeti icabı dava olmayan,şekli takip olan icra takiplerinde uygulama alanı bulunmaması esasından hareketle itirazla duran takipten sonra,itirazın iptali davası açılmadan,yeni bir takip açılması ve takip talebinde tahsilde tekerrür olmaması kaydının bulunması halinde ikinci takibin,icra hukukuna özgü olmayan, derdestlik itirazıyla karşılaşmaması genel hukuk mantığına ve icra takiplerinin niteliğine göre daha uygun görünmektedir. Yine de bu konuda iki ayrı uygulama vardır ve ancak,derdestlik itirazını kabul etmeyen görüş ve uygulama hukuka daha uygundur kanısındayım. Konu çok işlenmeyen ve ilkelere dayalı uygulaması olmayan,yorumlara ve gelişmeye açık bir konu.
-------------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------------------------------------------------------------- T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 1995/12-409 K. 1995/592 T. 7.6.1995 • TAHSİLDE TEKERRÜR ( Aynı Alacak İçin Değişik Takip Yollarına Başvurma ) • AYNI ALACAK İÇİN DEĞİŞİK TAKİP YOLLARINA BAŞVURMA ( Tahsilde Tekerrür ) • TAKİP ( Aynı Alacak İçin Değişik Yollara Başvurma ) 2004/m.45,167 ÖZET : İİK. 167'nci maddede alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yoluyla veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yoluyla takipte bulunabileceği hükme bağlanmıştır. Aynı alacak için değişik takip yollarına başvurulmasında Yasal bir engel mevcut değildir. Asıl olan tahsilde tekerrür olmamasının sağlanmasıdır. DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "takibin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun İcra Tetkik Merciince davanın kabulüne dair verilen 19.10.1994 gün ve 1994/341 E - 537 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 28.11.1994 gün ve 1994/14993 E - 15124 K. sayılı ilamı: ( ... Alacaklı ipotek belgesine dayanarak borçluyu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip etmiştir. İİK.`nun 45 ve 167. maddeleri uyarınca ayrıca alacak için çek, poliçe emre muharrer senet verilmişse bunlara özgü yolla da takip yapılabilir. Önemli olan tahsilde tekerrür olmaması olayıdır. Mercice bu duruma rağmen aynı alacak için mükerrer iki takip olduğundan bahs ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, rehin ve ipotekle temin edilmiş alacaklarla ilgili takip hakkında düzenleme getiren İİK.`nun 45. maddesinde, izlenecek yol maddenin 1. fıkrasında vurgulanmış, 2. fıkrasında ise poliçe ve emre muharrer senetler hakkındaki 167. madde hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Anılan 167. maddede de alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yoluyla veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yoluyla takipte bulunabileceği hükme bağlanmıştır. Aynı alacak için değişik takip yollarına başvurulmasında Yasal bir engel mevcut değildir. Asıl olan tahsilde tekerrür olmamasının sağlanması olduğuna göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken; önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oyçokluğu ile karar verildi. ---------------------------------------------------------------------------------------- Borçlular U Turizm Tic.A.Ş. ile Y Otelcilik Turizm AŞ. nin dahil olduğu 4 borçlu için İstanbul 5. İcra Müd.nün 1999/13206 sayılı dosyasında protokole dayalı ilamsız takipte ................DM talep edilmiştir.Sözü edilen bu alacak içinde İstanbul 3. İcra Müd.nün 2001/12255 sayılı dosyasında senede dayalı talep edilen ..........DM alacağın da bulunduğu taraflar arasında tartışmasızdır.Nitekim protokolde senetlere atıf olduğu gibi alacaklı vekili beyanlarında ilamsız takibe konu alacağı temin için borçludan iki adet senet alındığını bildirmiştir.İlamsız takibe konu alacak için itirazın iptali davasının devam ettiği,bu dava devam ederken,anılan takipten yaklaşık iki yıl sonra kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda borçluların mükerrer takip yapıldığı hususundaki itirazları mercice değerlendirilmeden sonuca varılması doğru olmadığından,borçlular vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. 12 HD 11.2.2002 1660-2871 --------------------------------------------------------------------------------------- 12. HD nin bu kararını irdelersek,aynı alacak için iki farklı takip açılmasının,ancak ilk takip için itirazın iptali davası açılmış ve devam ediyor olması halinde mükerrerlik teşkil edeceğinin,itirazın iptali davası açılmamışsa,ikinci takibin mükerrer sayılmayacağı yorumunun yapıldığı sonucuna ulaşıyoruz. Bu kararda da 12. HD,,temyiz incelemesi sonucunda,önce mükerrerlik itirazını kabul etmemiş,kararı onamış,ancak tashihi karar talebi üzerine yukarıda yazılı kararı vermiştir. Bu karardan anladığımız kadarıyla,itirazın iptali davası açılmış ve yürüyor olması halinde ilk takibin varlığı,aynı konudaki ikinci takip için mükerrer takip sayılmaktadır. Kararlardaki ifadelerden,iki takip arasında derdestlik kavramının değil,mükerrerlik kavramının geçerli olduğu,aynı konuda açılan ikinci takip talebinde ilk takibe atıf yapılarak, " tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile " ikinci takibin açıldığı ifade edildiğinde artık ikinci takibin mükerrerlik itirazı ile karşılaşmaması gerektiği sonucuna ulaşabiliriz. Bo yorumun takip hukukunun genel karakteristiğine daha uygun bir düşünce ve uygulamaya uyduğunu düşünüyorum. |
17-06-2014, 18:28 | #10 |
|
icra hukukunda takip düşmez, işlemden kaldırılır, derdestlik itirazı mümkündür.
HMK' ya göre müracaata kalan dava bu haliyle kesinlesirse dava duser ve dava açılmamış sayılır ve sonradan yeniden aynı konuda tarafları aynı olan dava açılabilir. Oysa IIK m 78 icra takibinde buna izin vermez. Acmis oldugunuz takibi suruncemede biraktiysaniz, koşullarına göre harclı ya da harcsiz yenileyerek takibi sürdürmek zorundasınız. Itiraz varsa ya kaldırma ya da iptal seçeneği kullanabilirsiniz. Ancak sırf bu madde nedeniyle yeniden taraflari ve yolu ayni olan yeni bir takip baslatamazsiniz.Çunkü derdestlik itiraziyla karşılaşırsanız. Mükerrer takibiniz iptal edilir. Tek istisnası aynı konuda farklı takip hakkınız vardır. Ayni alacak icin kambiyo evraki, ipotek vb. Varsa tahsilde tekerrür olmamak üzere ayrı bir takip yapabilirsiniz. Demekki takipte mükerrerlige izin yok.Saygilarimla!
|
14-04-2023, 13:49 | #11 |
|
aynı alacak için farklı bir alacaklının takip yapması
Alacaklı sıfatı olmayan biri tarafından yapılan icra takibi itiraz edilmek suretiyle durdurulmuş ise alacaklı sıfatını haiz olan başka bir alacaklı, esasen aynı alacağa dayanarak yeni bir takip başlatırsa derdestlikten bahsedilebilir mi?
|
14-04-2023, 13:54 | #12 |
|
alacağın devri suretiyle alacak devralınırsa yeni alacaklı ne yapacak?
bir alacaklının başlattığı icra takibi itiraz ile durmuş ve bu alacaklı işbu alacağını devretmişse, alacağı devralan alacaklı duran takibin devamı için itirazın iptali davası mı açmak zorunda? yoksa aynı alacak için yeni bir takip başlatabilir mi?
|
05-12-2023, 23:42 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Süreler geçmişse itirazin iptali davası açamaz.Uygulamada yeni takip başlatılıyor ama ben aynı alacak ile ilgili yeni takip başlatılmasını da hukuka uygun bulmuyorum. |
05-12-2023, 23:54 | #14 |
|
Arkadaşlar merhaba , İtiraz ile durmuş bir takip ve süresi içerisinde itirazin iptali ve kaldırılması davası açılmamış ise ve alacak , varlık yönetim şirketine devredilmişse, uygulamada durmuş bir takip varken yeni bir takip açıldığı durumlar ile hiç karşılaştınız mı ?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Aynı alacak için yapılan iki ayrı takipte vekalet ücreti sorunu… | yefe | Meslektaşların Soruları | 2 | 01-03-2008 16:00 |
aynı alacak için 2 tazminat | buketoz | Meslektaşların Soruları | 1 | 27-11-2007 12:07 |
çifte vatandaşlığı olan hakkında ilamlı icra takibi yapılması? | yer-sub | Meslektaşların Soruları | 2 | 10-07-2007 16:58 |
sobalı apartmana kalorifer yapılması durumunda yakıt borcu nedeniyle icra takibi | parçalı bulutlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 03-04-2007 12:38 |
Alacak Davaları,icra Takibi | feyza | Hukuk Soruları Arşivi | 3 | 30-07-2002 14:11 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |