Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kamulaştırmasız El Atmada Faiz Sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-02-2012, 10:14   #1
tbztrk

 
Varsayılan Kamulaştırmasız El Atmada Faiz Sorunu

''Yargıtay 12. Hukuk Dairesi,Türkiye genelinde kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimlerin, kamulaştırmasız el atma uygulamalarını etkileyecek bir karar verdi. İzmir'de Karayolları Gnl Müd. aleyhine açılan bir kamulaştırmasız el atma davasında, hak sahibine bugüne kadar uygulanan yüzde 9 faiz yerine, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizle (yüzde 25) ödeme yapılmasını kararlaştırıldı''
Bu karara ulaşabilen ve bu şekilde takip yapan arkadaşlarımız varsa yardımcı olabilirler mi??? Şimdiden teşekkürler...
Old 06-02-2012, 10:43   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/5396
Karar: 2011/22096
Karar Tarihi: 15.11.2011


KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA DAVASI - İLAMIN KESİNLEŞTİĞİ TARİHE KADAR YASAL FAİZ UYGULANMASI - KESİNLEŞMEDEN SONRA KAMU ALACAKLARI İÇİN ÖNGÖRÜLEN EN YÜKSEK FAİZ ORANININ UYGULANMASI - İLAMIN KESİNLEŞİP KESİNLEŞMEDİĞİ - BİLİRKİŞİDEN EK RAPOR ALINMASI GEREĞİ

ÖZET: Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız el atma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir. O halde mahkemece, takip dayanağı ilamın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekir.

(2709 S. K. m. 35, 46) (2942 S. K. m. 38) (3095 S. K. m. 1) (ANY. MAH. 10.04.2003 T. 2002/112 E. 2003/33 K.)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Kamulaştırmasız el atma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 E. 2003/33 K.sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız el atma davaları; İBK., HGK ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun Dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira kamulaştırma yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, HGK. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihadlarında; <Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C Anayasasının 4709 Sayılı Yasanın 18.maddesi ile değişik 46/son maddesinde yer alan kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan arttırma bedellerine, son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı> hükmünden farklı olarak, <Kamulaştırmasız el atmanın hukuksal niteliği itibariyle bir haksız eylem olduğu, haksız eylemden doğan borçların, tazmini nitelikte olmaları nedeniyle uygulanacak faizin 3095 Sayılı Yasada belirlenen yasal faiz olduğu belirtilerek, uygulama bu güne kadar yasal faizin uygulanması şeklinde sürdürüle gelmiştir. Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır.

Bu bağlamda mülkiyete saygı hakkının ihlalinin, mahkemelerin, kamulaştırmasız el atmaya maruz kalan kişiler lehine hükmettikleri tazminat tutarının tayininde, yargılama süresi ile enflasyon arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkan değer kaybını dikkate almalarına imkan sağlayan yasal bir düzenlemenin olmayışından da kaynaklandığı, bu nedenle adil tatmin taleplerinin karşılanması gerektiği hususu benimsenmeye başlanmıştır.

Tüm bu açıklamalar ışığında idare, kendisine Anayasa tarafından tanınan olanak ve yetkileri yasaya uygun bir biçimde kullanmaksızın taşınmaza el atarak kamulaştırma ilkelerine aykırı davranamaz. Anayasa'nın 46. maddesinde öngörülen kamulaştırma, Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına getirilmiş anayasal bir sınırlama olmakla, Dairemizce içtihat değişikliğine gidilerek, özü ve vardığı hukuki sonuç itibariyle aynı nitelikler taşıyan kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara da Anayasanın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu açıklamadan sonra somut olayın incelenmesinde;

Takip dayanağı İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.12.2009 tarih ve 2009/140-478 sayılı kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat ilamının hüküm fıkrasında; 424.565,57 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline> hükmedilmiş, bu ilama dayalı olarak, 10.06.2010 tarihinde borçlu Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında ilamlı takip yapılmıştır.

Takip talepnamesinde ve icra emrinde, asıl alacak olan 424.565,57 TL'sına 139.199,34 TL işlemiş faiz istenmiş, talepnamede bu faizin, 25.03.2009-18.11.2009 tarihine kadar yıllık %30 faiz, 19.11.2009-12.06.2010 tarihine kadar yıllık %23.4 faiz, takip tarihinden itibaren ise tahsil tarihine kadar aylık %1.95 faiz oranı üzerinden işleyecek faiz talebinde bulunulmuştur.

Borçlunun, uygulanması gereken faiz oranının %9 faiz olması gerektiğini belirterek işlemiş faize ve uranlarına itirazı üzerine, mahkemece, 3095 Sayılı Yasa'nın 1. maddesi kapsamında yasal faiz oranlan üzerinden inceleme yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur.

Bilirkişi raporunda ise, takip tarihinin 16.06.2010 olmasına rağmen 12.06.2010 olarak gösterildiği ve bu hatalı değerlendirmeye göre faiz hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız el atma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 Sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir. O halde mahkemece, takip dayanağı ilamın kesinleşip kesinleşmediği İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden araştırılarak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle bu aşamada yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmasına, 15.11.2011 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 06-02-2012, 10:44   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/5698
Karar: 2011/20397
Karar Tarihi: 26.10.2011


ŞİKAYET DAVASI - KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA - ADİL TATMİN TALEPLERİNİN KARŞILANMASI - İLAMIN KESİNLEŞTİĞİ TARİHE KADAR GEÇEN DÖNEM İÇİN HANGİ FAİZİN UYGULANACAĞI - HATALI HESAPLAMANIN DÜZELTİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız el atma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmasını ve hatalı hesaplamanın düzeltilmesini teminen kararın bozulması gerekir.

(2709 S. K. m. 35, 46) (2942 S. K. m. 38) (ANY. MAH. 10.04.2003 T. 2002/112 E. 2003/33 K.)

Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Kamulaştırmasız elatma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 E. 2003/33 K.sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız elatma davaları; İBK., HGK. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun Dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira kamulaştırma yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, HGK. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihadlarında; <Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C. Anayasasının 4709 Sayılı Yasanın 18.maddesi ile değişik 46/son maddesinde yer alan kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan arttırma bedellerine, son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı> hükmünden farklı olarak, Kamulaştırmasız el atmanın hukuksal niteliği itibariyle bir haksız eylem olduğu, haksız eylemden doğan borçların, tazmini nitelikte olmaları nedeniyle uygulanacak faizin 3095 Sayılı Yasada belirlenen yasal faiz olduğu belirtilerek, uygulama bu güne kadar yasal faizin uygulanması şeklinde sürdürüle gelmiştir. Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşın bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır.

Bu bağlamda mülkiyete saygı hakkının ihlalinin, mahkemelerin, kamulaştırmasız el atmaya maruz kalan kişiler lehine hükmettikleri tazminat tutarının tayininde, yargılama süresi ile enflasyon arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkan değer kaybını dikkate almalarına imkan sağlayan yasal bir düzenlemenin olmayışından da kaynaklandığı, bu nedenle adil tatmin taleplerinin karşılanması gerektiği hususu benimsenmeye başlanmıştır.

Tüm bu açıklamalar ışığında idare, kendisine Anayasa tarafından tanınan olanak ve yetkileri yasaya uygun bir biçimde kullanmaksızın taşınmaza el atarak kamulaştırma ilkelerine aykırı davranamaz. Anayasa'nın 46. maddesinde öngörülen kamulaştırma, Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına getirilmiş anayasal bir sınırlama olmakla, Dairemizce içtihat değişikliğine gidilerek, özü ve vardığı hukuki sonuç itibariyle aynı nitelikler taşıyan kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara da Anayasanın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız el atma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 Sayılı Kanunla değişik Anayasanın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmasını ve hatalı hesaplamanın düzeltilmesini teminen kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 26.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

(KAYNAK: Av. Erdem DEMİR)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 06-02-2012, 11:36   #4
tbztrk

 
Varsayılan

O halde bu karar uyarınca, takip talebine kesinleşmeye kadar ilam uyarınca %9 yasal faiz, kesinleşmeden itibaren ise mevduata uygulanacak olan en yüksek faizin işletilmesi hususu ayrıca belirtilecektir umarım doğru anlamışımdır??
Old 06-02-2012, 22:48   #5
armegedon23

 
Varsayılan

Görüş değişikliği nedeniyle;
1- Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu infaz edilen dosyarda faiz farkı talep edilebilirmi.

2- Görüş değişikliğinden önce any.46/3 göre faiz talep edilen ancak icra hukuk mahkemesi tarafından RED edilen ve yargitay incelemesinden geçerek kesinleşen dosyalardada işlem yapılabilirmi. Tşkler
Old 16-11-2012, 11:26   #6
zizou21

 
Varsayılan

değerli arkadaşlar kamulaştırmasız el atma dosyama onama tarihinden sonra mı tashih-i karar tarihinden sonra mı anayasal faiz uygulayabilirim. cevaplar için şimdiden teşekkürler...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kamulaştırmasız el atmada kesinleşme akgnc Meslektaşların Soruları 14 05-10-2016 16:45
kamulaştırmasız el atmada davalı sorunu! av.r.uğurlu Meslektaşların Soruları 8 10-01-2012 15:15
kamulaştırmasız el atmada husumet Av. Nehir Meslektaşların Soruları 5 15-12-2010 16:53
Kamulaştırmasız El Atmada Zamanaşımı Necati ÇEVİRCİ Meslektaşların Soruları 5 17-12-2009 08:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04510593 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.