Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Savunma Hakkinin Kisitlanmasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-10-2010, 13:30   #1
AV.MAHİROĞLU

 
Varsayılan Savunma Hakkinin Kisitlanmasi

merhaba sayın meslektaşlar,
müvekkil markette yaşanan hırsızlık olayı nedeniyle asliye ceza mahkemesinde yargılanmış ve 10 ay hapis cezası almıştır. ancak müvekkil yabancı uyrukludur. tercüman eşliğinde yapılan duruşmada, müvekkilce verilen adreste ki numara yanlış yazılmış(142/5 yerine 45). yapılan yargılama sonunda gerekçeli karar verilmiş ama karar müvekkile tebliğ edilememiştir. yapılan tebligatlarda ise mazbataya "adreste belirtilen apartmanın olmadığı" notu düşülmüştür.ancak mahkemece, olmadığı önceki tebligat parçalarında açıkça yer alan adrese, TK.m.35'e göre tebligat yaptırmış ve müvekkilin için temyiz süresi işlemeye başlamıştır. gerekçeli kararın verildiğinden habersiz müvekkil, kolluk görevlilerince yakalanarak cezaevine konulmuştur. başka bir meslektaşımın mahkemeye yaptığı müracaat reddedilmiş. daha sonra vekaletini aldığımız müvekkil hakkında mahkemeye yaptığımız başvuru ise daha önce karar verildiği gerekçesiyle reddedildi ancak yargıtay kararlarında da açıkça belirtilen hukuka aykırılık bulunmaktadır. sizce bu durumda nasıl hareket edilmelidir?
saygılar
Old 01-10-2010, 20:45   #2
av.esengül çördük

 
Varsayılan

T.C.

ADALET BAKANLIĞI

HUKUK İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ



SAYI : B030HİG0000003-17-2004 ANKARA

KONU : Kanun yararına temyiz ..../..../2004






ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA




İLGİ :22.01.2004 tarih ve 2003/117 Yaz. em. sayılı yazınız.





Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.09.2002 tarih ve 2001/593 Esas, 2002/271 Karar sayılı tavzih kararının kanun yararına temyiz edilmesi istemini içeren ilgi yazınız ekinde alınan Çubuk Nüfus Müdürü Songül Demir imzalı 19.02.2003 tarihli dilekçe ile dosya incelenmiştir.



Anılan tavzih kararının davacı vekiline kalemde tebliğ edildiği, ancak tebliğ mazbatasında tebligatı yapan memurun adı ve soyadının bulunmadığı; Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.05.2002 tarih ve 2001/593 Esas, 2002/271 Karar sayılı hükmü ve tavzih kararının davalı Kadir Özatıcı adına davacı Soner Karabacak’a tebliğ edildiği; yine davalı Seyit Karabacak’a Tebligat Kanununun 16. maddesine göre yapılan tebliğlere ilişkin mazbatalarda tebligatların muhatabına yapılamamasının sebebinin belirtilmediği görülmüştür.



7021 sayılı Tebligat Kanununun 27.03.2003 tarihinde yayımlanan 4829 sayılı Kanunla değiştirilen 23. maddesinin 8. bendine göre tebliğ mazbatasında tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasının bulunması zorunludur.



Aynı Kanunun 16. maddesine göre, tebligat yapılırken öncelikle tebliğ memurunun, muhatabın neden adreste bulunmadığını tahkik ve tevsik etmesi gerekir. Bu maddeye göre tebligat yapılması durumunda, tebligatın muhatabına yapılamamasının nedeni ve tebligat yapılan kimsenin kimliği tebliğ mazbatasında belirtilmelidir. Mazbatada gerekli açıklamaların bulunmaması tebligatı usulsüz hale getirir.



Sözü edilen Kanunun 39. maddesinde “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alâkaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.” hükmü mevcuttur.



Açılanan hüküm gereğince davalı Kadir Özatıcı’ya yapılan tebligatın da usulüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır.



Diğer taraftan; davacı tarafından açılan dava ve verilen hüküm, sonuç itibariyle nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasını gerektirdiğinden davanın görülmesinde 1587 sayılı Nüfus Kanununun 46.maddesinin de dikkate alınması gerektiği düşünülmüştür.



Anılan maddenin 1.fıkrasında “yaş, ad, soyadı ve diğer kayıt düzeltme davaları ilgilinin oturduğu yer asliye hukuk mahkemesinde Cumhuriyet Savcısı ve nüfus başmemuru veya nüfus memuru huzuruyla görülür ve karara bağlanır.” denilmekte olup, bu hükme göre Nüfus Müdürlüğü temsilcisi ve Cumhuriyet Savcısının huzurunda davanın görülmesi zorunludur.



İncelenen dosyadan, Cumhuriyet Savcısının 30.01.2002 tarihinde yapılan duruşmaya katıldığı, diğer duruşmalara katılmadığı anlaşılmış, sözü edilen kararların Cumhuriyet Savcılığına tebliğ edildiğini gösteren bir belgeye veya “görüldü” şerhine dosyada rastlanılamamıştır.



Kamu düzeni ile ilgili olarak getirilen hüküm uyarınca yasal hasım durumunda bulunan Cumhuriyet Savcılığına tebliğ olunmayan hükmün kesinleşmesinin mümkün olmadığı gibi, hukuki menfaatleri nedeniyle Yargıtaya başvurma hakkının da bulunması gerekmektedir.



Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesine göre, Asliye Hukuk Mahkemesi kararları aleyhine temyiz süresi onbeş gün olup, ilamın usulüne uygun olarak taraflara tebliği ile işlemeye başlar.



Mahkemece hükmün taraflara usulüne uygun olarak tebliğ olunması yasa gereği olup, Tebligat Kanununa uygun olarak tebliğ olunmayan kararın kesinleşmiş olduğundan söz edilemez.



HUMK’nun 427/6. maddesi uyarınca, kanun yararına temyiz yoluna ancak kesin olarak verilen veya temyiz edilmeksizin kesinleşen hükümler aleyhine başvurulabileceğinden öncelikle hükmün kesinleşmesini teminen Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak davacı vekiline, davalılar Kadir Özatıcı ve Seyit Karabacak ile yasal hasım durumunda bulunan Cumhuriyet Savcılığına tebliğinin sağlanması, yasal temyiz süresi içerisinde temyiz yoluna başvurulduğu takdirde sonucundan bilgi verilmesi, temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde dosyanın yeniden kanun yararına temyiz incelemesine esas olmak üzere Bakanlığımıza gönderilmesi gerekmektedir.



Bilgi edinilmesini, gereğinin ifası için dosyanın mahkemesine tevdiinin teminini rica ederim.





Abdulvahap DARENDELİ
Bakan a.

Hakim

Genel Müdür Yrd.

EKosya
Old 01-10-2010, 20:48   #3
av.esengül çördük

 
Varsayılan

Sayın Av.Mahiroğlu,

Yukarıda paylaştığım yazı yol gösterici olabilir.

Sulh Hukuk Mahkemesinde bir dosyada tebligatın iptali ve kesinleşme şerhinin kaldırılması yönünde talepte bulunduk.Mahkeme kabul etti ancak ek karar karşı tarafça temyiz edildi.Dosya Yargıtay da.Temyiz başvurusu henüz sonuçlanmadı.

İyi çalışmalar dilerim.
Old 01-10-2010, 22:20   #4
BALDIRAN

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarımın görüşlerine katılıyorum.Dosya Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşmişse Kanun Yararına Bozma talep edin ve inceleme sonuçlanana kadar infazın durdurulmasını talep etmenizi Dosya Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmişse,CMK md.308 uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına olağanüstü itiraz başvurusu yapması için talepte bulunmanızı öneririm. Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kİralayanin Hapİs Hakkinin İcrasi Av.Nuri YENİÇERİ Meslektaşların Soruları 7 22-12-2014 15:06
İsİm Hakkinin Kullandirilmasi wellan Meslektaşların Soruları 0 02-08-2010 21:19
Dilekce Hakkinin Engellenmesi! umutlaw Meslektaşların Soruları 1 16-01-2010 11:05
İntİfa Hakkinin Kaldirilmasi av.sukrupancar Meslektaşların Soruları 0 03-12-2009 17:02
kisisel iliskinin kisitlanmasi Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 4 17-06-2007 09:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03963304 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.