Ölen BorÇlu, İcraya İtİraz, Terkenİn Taksİmİ?

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldı, borçluya gönderilen tebligatla ölmüş olduğu beyan edildi, nüfus kayıt örneği istendi ve borçlunun takipten önce ölmüş olduğu anlaşıldı. İcra dairesinden alınan yetki belgesine istinaden veraset ilamı alınarak mirasçıya ilamsız icra ödeme emri gönderildi. Mirasçı borca senetlerde keşide yeri ve tarihi bulunmadığından(bulunduğu halde)itiraz etti. Bu aşamada aklıma takılan şu ki bildiğim kadarıyla borçlu takipten önce ölmüşse o takip yok sayılıyor, ancak mirasçının itirazı bu yönde değil. Bu durumda itirazın kaldırılmasını talep ettiğimizde mahkeme bu durumu resen gözetirmi?Yapılması gereken itirazın kaldırılması yolula boşa vakit kaybetmeyerek terekenin taksimi yoluna mı gitmektir?Usulü nedir?Saygılar.

Merhabalar;

Evet, ölü kişiye takip yapılamayacağından (ve taraf ehliyeti de dava/takip şartı olduğundan) bu hususun re'sen gözetilmesi gerekir. Zaten itiraz edenler de dava sırasında bunu dile getireceklerdir. Mirasçılar aleyhine yeni bir takip başlatabilirsiniz:

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/1474
Karar: 2004/6110
Karar Tarihi: 16.03.2004

(2004 S. K. m. 68)

Ölü kişi hakkında takip yapılamaz. Somut olayda, borçlunun takip tarihinden önce
öldüğü veraset ilamından anlaşılmaktadır. İcra mahkemesince bu hususun re'sen nazara alınarak itirazın kaldırılması istemini reddetmesi gerekir. Ayrıca borçlu H.S.G. mirasçıları hakkında başlatılmış bir takip olmadığı gibi örnek 49 ödeme emri de tebliğ edilmediğinden bu kişilerin takibe itiraz etmeleri sonuç doğurmaz.

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu S.G. vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Alacaklı tarafından rücu belgesine dayalı olarak 07.08.2003 tarihinde borçlu H.S.G. hakkında icra takibine başlanılmış, örnek 49 ödeme emri 12.08.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir. 04.05.1978 tarih ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince ölü kişi hakkında takip yapılamaz. Somut olayda, borçlunun 15.03.2002 tarihinde ve takip tarihinden önce öldüğü İzmir .. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2002/418-274 sayılı 15.03.2002 tarihli veraset ilamından anlaşılmaktadır. İcra mahkemesince bu hususun re'sen nazara alınarak itirazın kaldırılması istemini reddetmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca borçlu H.S.G. mirasçıları S.G. ve Ş.G. hakkında başlatılmış bir takip olmadığı gibi örnek 49 ödeme emri de tebliğ edilmediğinden bu kişilerin takibe itiraz etmeleri sonuç doğurmayacağından fuzuli başvurudan ibaret olan alacaklının itirazının kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü de doğru değildir.

Sonuç: Borçlu S.G. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.03.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Teşekkürler. Peki alacağın tahsili için ne yapmalıyım?

"... Mirasçıları
1 - ...
2 - ..."

Şeklinde mirasçılar aleyhine yeni bir takip başlatabilirsiniz...

Peki itiraz halinde asıl muhatap ölmüş kimse olduğuna göre ispat açısından nasıl bir yol izlenmeli?Birde tam emin olamadım terekenin taksimi mi yoksa yeni bir takip yoluna mı gidilmeli?

Değerli meslektaşlarım yapılması gereken yeni bir icra takibi mi başlatnmak mirasçılar aleyhine?

Yardımcı olacağı umuduyla:

Alıntı: T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2007/2701 Karar: 2007/5159 Karar Tarihi: 19.03.2007 Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: İtiraz eden borçluların murisi M. Coşkun'a ölümünden önce 14.08.1998 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği ve adı geçenin yetki itirazında bulunmadığı anlaşılmaktadır. İcra takibi sırasında borçlu M. Coşkun'un ölmesinden ve mirasçılarının belirlenmesinden sonra alacaklı vekilinin 01.08.2006 tarihinde mirasçılara ödeme emri tebliğ edilmesini istediği ve icra dairesince bu istemin kabul edildiği tespit edilmiştir. İİK. nun 53. maddesi gereğince borçlunun ölümü halinde alacaklının takip edebileceği iki yol vardır. Ancak, şu hususu öncelikle vurgulamak gerekir ki aşağıda açıklanacak iki yol da yeni bir takip olmayıp eski takibin devamıdır. 1- Takibi tereke hakkında devam ettirmek; Bu yolun seçilebilmesi için terekenin henüz taksim edilmemiş veya resmi tasfiyeye tabii tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi tesis edilmemiş olması gerekir. Tereke hakkındaki takipte borçlu hayatta olsaydı hangi usul uygulanacak idi ise o usul uygulanır. Dolayısıyla borçlu hakkında iflas, haciz, rehnin paraya çevrilmesi yollarından hangisi ile takip yapılmışsa takibe o yolla devam edilir. 2- Takibi mirasçılar hakkında devam ettirmek; Takibin mirasçılar hakkında devamı, haciz ya da rehnin paraya çevrilmesi yollarıyla olur. Muris hakkındaki takip iflas yolu ile başlamış ise mirasçılar hakkında iflas yolu ile takibe devam edilemez. Somut olayda, muris hakları da haciz yoluyla takibe başlanmış ve mirasçılar hakları da takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki takibin devamıdır. Bu husus İİK. nun 53/son maddesinde (bu takibin mirasçıya karşı devam edebilmesi) denmek suretiyle açıkça belirtilmiştir. Kural olarak bir takipte tek ödeme emri çıkarılır. Mirasçılar hakkındaki takip ilk takibin devamı olduğundan mirasçılar adına ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Adı geçenlere muhtıra gönderilerek takibin kendilerine karşı da sürdürüleceği dileğinin bildirilmesi ile yetinilmelidir. Ancak, fazladan ödeme emri çıkarılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmez. Bu nedenle de mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK. 71) benzer itirazlar olabilir. Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden yetki itirazında bulunması mümkün değildir. O halde, mahkemece mirasçıların yetki itirazı ile imzaya itirazlarının reddi ile sair itirazlarının İİK. nun 71. maddesi kapsamında nicelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.