|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
15-09-2011, 13:41 | #1 |
|
Bakım Alacaklısının Ölümü Halinde Sözleşmenin Durumu
Müvekkilim, 30 yıldır baktığı ve 80 yaşında olan üvey annesiyle, sağlık raporu aldıktan sonra noterde "ölünceye kadar bakmasözleşmesi" yapmışlardır. Ancak bu sözleşmeyi tapuya bildirmeden bu sözleşmenin imzalanmasından 1 hafta sonra bakım alacaklısı üvey anne vefat etmiştir. Tapuya başvurduğumuzda noter sözleşmesinde intikalin ancak "sağlığımda" yapılacağına dair bir kelime konulmuş ve bu sebeple intikal tapu tarafından yapılmamıştır.
Bu durumda ne yapılmalıdır? Fikirlerinizi bekliyorum: Teşekkür ederim |
15-09-2011, 17:50 | #2 |
|
BAKIM ALACAKLISININ ÖLÜMÜNDEN SONRA MİRASÇILARI BAKIM BORÇLUSUNA MÜLKİYETİ GEÇİRMEKLE YÜKÜMLÜDÜR. MİRASÇILARCA YERİNE GETİRİLMEMESİ DURUMUNDA MAHKEMEDEN TALEPTE BULUNULABİLİR...
"Yarg. 14. H.D. 2008/14670 E - 2008/15604 K - 22.12.2008 Dava: Davacı B.V. vekili tarafından, B.P. ve arkadaşları aleyhine 21.10.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, davacı B.N.P. vekili tarafından davalı B.V. aleyhine 16.04.2003 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, esas davanın ve karşı davanın reddine dair verilen 04.06.2008 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı B.V. vekili davalı ve karşı davacı B.N.P. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Karar: Dava biçimine uygun düzenlenen ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılardan B. (B.N.P.) birleşen davasında ehliyetsizlik nedeniyle dayanılan 28.01.2002 günlü sözleşmenin iptalini istemiştir. Mahkemece dava dilekçesinde isimleri yazılı kişilere husumet düşmeyeceğinden dava ancak gerçek hasımlara karşı açılabileceğinden, asıl davanın, murisin ehliyetinin varlığı adli tıp kurumu tarafından saptandığından birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ile birleşen davanın davacısı temyiz etmiştir. 1- Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemeleri halinde sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescili hususunda dava açılabilir. Yine ölünceye kadar bakım sözleşmesinin taraflarından birinin ehliyetsizliğine dayanılarak iptali dava konusu yapılabilir. Somut uyuşmazlıkta; asıl ve birleşen davanın dayanağını oluşturan 28.01.2002 günlü sözleşme biçimine uygun düzenlenmiştir. Davacı B.V. sözleşmenin bakım borçlusu, davalıların miras bırakanı B.P. sözleşmenin bakım alacaklısıdır. Dosyada yer alan mirasçılık belgesinden bakım alacaklısının 12.09.2002 tarihinde öldüğü mirasçı olarak B.N.P., M.A.P., A.Ö. ve A.Ö.'in kaldıkları görülmektedir. Asıl dava, B.P. mirasçıları hasım gösterilmek kaydıyla dava dilekçesinde davalı olarak A., M., A. ve B. isimleri yazılmak suretiyle açılmıştır. Davacı bu isimlerin B.P. mirasçılarının halk arasında anılan isimleri olduğunu izah etmiş ve tavzih suretiyle isimlerde düzeltme yapmıştır. Gerçekten HUMK'un 80. maddesi hükmü gereğince iki tarafın açık olan hataları daima tashih olunabilir. Ancak, bu tashih neticesinde bir münazaa mahiyetini değiştirir veya halledilmiş bulunursa yargılama gideri tayininde bu cihetin dikkate alınması gerekir. Görülüyor ki asıl davanın davacısının dava dilekçesinde yazılı isimleri mirasçılık belgesine göre düzeltme istemesi bir tavzih işlemi değil, bir tashih işlemidir. Az önce sözü edildiği üzere açık olan hatanın tavzih değil, tashih yoluyla giderilmesi usul açısından olanaklı olduğu gibi usul ekonomisi kuralı da bunu gerektirir. Mahkemece yapılan düzeltmeye uygun taraf teşkili sağlandığından, asıl davanın esasının incelenmesi yerine husumet noktasından reddi açıklanan nedenle doğru olmamıştır. Karar bu nedenle bozulmalıdır. 2- Yukarıdaki bozma nedenine göre karşı davacı B. (B.N.P.)'in temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesi gerekmemiştir. Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 2. bent uyarınca karşı davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.12.2008 gününde oybirliği ile karar verildi." (Sinerji Mevzuat ve İçtihat) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
Konu Araçları | Konu İçinde Arama |
Konuyu Değerlendirin | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
babalık davası ile soybağının kurulması halinde reşit olan çocuğa bakım nafakası ödenmeli midir? | haksız_tahrik | Meslektaşların Soruları | 1 | 29-06-2011 17:16 |
Davalının ölümü halinde davacının izleyebileceği yollar | gag | Meslektaşların Soruları | 4 | 01-10-2009 10:53 |
Tanığın ölümü halinde başka tanık gösterilmesi | av.gzm | Meslektaşların Soruları | 7 | 28-10-2007 17:48 |
Bağ-Kur Hizmet Tesbiti, sigortalının ölümü, mirasçılarının durumu | philomelion | Meslektaşların Soruları | 0 | 03-07-2007 11:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |