mal rejimi davası öncesinde devredilmiş muvazaalı mallar sorunu

Arkadaşlar soru şu; boşanma davası açan eş, davayı açtıktan sonra öğreniyor ki; davalı eş davadan bir buçuk yıl önce, evlendikten sonra edindiği malları kaçırmak amacıyla malların bir kısmını ağabeyine ve bir kısmını da ortağı olduğu ltd şirkete devrediyor, bir ay içerisinde tüm devirler gerçekleşiyor. Bu durumda mal rejimi davasında kaçırılmış bu malları çözümlemek için nasıl bir yol izlemek daha doğru olur sizce?

İşlemlerin muvazaalı olduğunu ispat ederseniz her zaman iptal ettirmeniz mümkün fakat boşanma davasının açılmasından 1,5 yıl önce işlemler yapılmış diyorsunuz bu durumda muvazaa iddianızı ispatlamanız zorlaşacaktır.

Öncelikle tapu iptali ve tescil davasında bu durumu açıklığa kavuşturmak, muvazaayı ispatlamak gerekir diye düşünüyorum. Muvazaa her türlü delille ispatlanabilir mi yoksa yazılı belge şart mıdır? tanık veya taraflara yemin teklifi mümkün müdür?

Sayın lawyer schen;
Tapu iptal tescil davası yerine açacağınız katılma alacağı davasında edinilmiş malların yerine "eklenecek değerler" ve üçüncü kişiye davanın ihbarı ile ilgili TMK m.229 f.1 ve 2 hükümlerinden yararlanma yoluna gitmeniz gerekir diye düşünmekteyim.

sayın Keskinsoy,
boşanma davasının reddolma ihtimalini düşünürsek, bu durumda muvazaalı devirler için nasıl bir önlem alınabilir? bu açıdan tapu iptali ve tescil mantıklı olmaz mı?

229/2 gereği zamanaşımı söz konusu değil.

Ancak bahsi geçen katılma alacağı hakkı yani mülkiyet değil değer hakkı. Eklenecek olan, değerdir. Dolayısıyla tapu iptal düşünülemez.

Alıntı: Yazan Mezopotamyalı 229/2 gereği zamanaşımı söz konusu değil. Ancak bahsi geçen katılma alacağı hakkı yani mülkiyet değil değer hakkı. Eklenecek olan, değerdir. Dolayısıyla tapu iptal düşünülemez.

peki boşanmaktan vazgeçilip mal ayrılığı rejimine dönüştürülmesi davası açılsa, davalı koca
malları zaten şirkete ve kardeşine muvazaa aşikar bir şekilde devrettiyse asliye hukuk mhkde genel hükümlere göre tapu iptal ve tescil davası açılıp da malların borçlu eşe dönmesi sağlanarak hak kaybının önüne geçilmesi de mümkün değil mi sizce...