Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hastanenin hizmet kusuru

Yanıt
Old 07-06-2008, 11:41   #1
avslh

 
Varsayılan hastanenin hizmet kusuru

Sayın meslektaşlar, öncelikle değerleri fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Olay özetle şöyledir; hamile olan vatandaş hastaneye gidiyor. Doğumu yaptırmak için ebe, hemşire ve hastabakıcıdan oluşan ekip müdahaleye başlıyor. Fakat gebe kadının feryadına rağmen, kiloca fazlasıyla ağır olan hastabakıcının hastanın karnına defalarca bastırması neticesinde -tam adını bilmiyorum- bebeğin ana rahmindeyken içinde bulunduğu sıvı boşalıyor ve bebek susuz kalıyor doğum bu şekilde gerçekleştiriliyor. Sonuç olarak ana ölümden dönmüştür. Bebek ise başka hastaneye sevediliyor. Ordaki hastanede bebeğin doğum hatasına uğradığı belirtiliyor. En nihayetinde kadının bir daha çocuk yapma yetisi kayboluyor bu olaydan dolayı.
Mağdurun eşi dava açmak istiyor. Tabi ben araştırmadan önce buraya yazıp sizin değerli fikirlerinizi de almak istedim. Talep edebileceğimiz zarar, davalı olarak gösterilebilcek taraf vs. hakkında fikirlerinizi öğrenmek isterim. Teşekkürler...
Old 07-06-2008, 11:55   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan Tazminat Hakkında..

Türkiye'de hekimlerin kusurlarından dolayı sorumluluklarına ilişkin aşağıda belirttiğim yasa ve yönetmelikler mevcut.Bu verileri inceleyerek bir sonuca varabileceğinizi düşünüyorum:

*1219 sayılı "Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun"
*6023 sayılı TTB(Türk Tabipler Birliği) Yasası
*Tıbbi Deontoloji Tüzüğü
*Özel Hastaneler Yasası
*Sağlık Hizmetleri Temel Yasası
*Adli Tıp Müessesesi Kanunu
*TTB Meslek Etiği Kuralları Yönetmeliği
*TTB Soruşturma ve Sorgulama Yönetmeliği
*657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, TCK (Türk Ceza Kanunu), Medeni Kanun ve Borçlar Kanununun ilgili maddeleridir.


Buna ilaveten aşağıdaki haber linklerini tıklayarak tazminat miktarı konusunda bir fikir sahibi olabilirsiniz:

http://www.haberler.com/danistaydan-...zminat-haberi/ ve ayrıca http://www.akdenizforum.com/saglik/5...-tazminat.html

Aşağıdaki bilgilerinde size faydalı olacağına inanıyorum:

Hekimlik uygulamalarında kusur çeşitleri
Dikkatsizlik: Bir tıbbi girişim sırasında yapılmaması gerekeni yapmaktır.Örneğin O2 yerine CO2 vermek, kan grubunu kontrol etmeden transfüzyon yapmak gibi
Tedbirsizlik: Önlenebilir bir tehlikeyi önlemede yetersiz kalmak, geç kalmak, unutmak olarak tanımlanır. Örneğin allerjisi olduğu bilinen bir hastaya o ilacı kullanmak veya test dozunda da olsa anaflaktik reaksiyon beklenen hasta için gerekli araç ve gereci hazır bulundurmamak.
Meslekte acemilik-yetersizlik: Meslek ve sanatın esaslarını ve optimal klasik bilgilerini bilmemek, temel beceriden yoksun olmak.Bilinmesi gerekeni bilmemek sorumluluk getirir. Örneğin, hatalı entübasyon, ventil pnömotoraksta ensüflasyon.
Özen eksikliği: Dikkatsizlik ve tedbirsizlik dışında evrensel tıp değerlerini uygulamamak. Örneğin, kanamalı, hipovolemik şoka eğilimli hastayı bekletmek, yakın izlem gerektiren hastayı gerekli zaman aralıklarında görmemek, eksik araştırma sonucu tanı hatasına neden olmak.
Emir ve yönetmeliklere uymamak: Kanun, tüzük ve yönetmelikler ile yetkili idari ve mülki amirin verdiği emirlere uymamak. Örneğin acil hastaya bakmamak, bilimsel tedavi dışındaki bir tedaviyi uygulamak (şarlatanlık), işkenceye göz yummak veya yardım etmek, icap nöbete çağrıldığında gelmemek gibi.
Taksirli suçlar
Yukarıdaki kusurlar taksirli suç kapsamına girer. Taksir: bir işi eksik yapma anlamına gelir.
· Taksirli suç: Kişi eyleminden doğacak sonucu bilmekte, bu sonucu istememekte ancak gerekli önlemleri almamakta veya yetersiz kalmaktadır.
· Kasıtlı suç: Kişi eyleminin sonuçlarını bilmekte buna rağmen bilerek ve planlayarak eylemini uygulamaktadır.Örneğin, pasif veya aktif ötenazi
Hekimlikte taksirli suçlar hatalı hekimlik uygulaması olarak karşımıza çıkar. Buna hekimliğin kötü uygulaması veya yaygın deyişle 'malpraktis' denir. Taksirli suçlar kapsamındaki tedbirsizlik, dikkatsizlik ve özen eksikliği malpraktis olarak nitelendirilir. TTB Etik İlkeleri bilgisizlik, deneyimsizlik yada ilgisizlik nedeni ile bir hastanın zarar görmesi hekimliğin kötü uygulanması anlamına gelir demektedir.
Old 07-06-2008, 11:55   #3
ilastepe

 
Varsayılan

Umarım bu karar işinize yarar ,iyi çalışalar.


T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/5518
Karar: 2006/11185
Karar Tarihi: 06.07.2006

ÖZET: Taraflar arasındaki uyuşmazlık vekalet aktinden kaynaklandığına, her türlü özen gösterme borcu olup en hafif kusurundan bile sorumlu bulunduğuna göre zararın tamamından sorumlu tutulmaları gerekirken maddi zarar hesabında kusur oranına göre, indirim yapılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.


(818 S. K. m. 321, 386, 390, 394)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı, davalı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Yakup ile davalı vekili gelmiş diğer davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, üst solunum yolları rahatsızlığı nedeniyle 3.9.2002 tarihinde davalı hastaneye başvurduğunu, muayene eden doktorun yazdığı pronopen adlı iğnenin diğer davalı sağlık memuru tarafından kalçadan yapılmasının hemen ardından bacağında dizden itibaren bir uyuşma başladığını, yapılan kontrol ve tedaviye rağmen iğne sırasında siyatik sinirinin delinmesi nedeniyle felç kaldığını, iğneyi yapan davalı ile hastanenin sorumlu olduğunu, çalışma gücünü kaybettiğini ileri sürerek fazlası saklı 3.000.000.000 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen davası ile de fazlası saklı 10.000.000.000 TL maddi tazminat ile 30.000.000.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.

Davalı Hakkı, davaya cevap vermemiş, diğer davalı hastane davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davacının % 28,2 oranında çalışma gücünü kaybettiği, davalı sağlık memuru ve hastanenin, haksız fiili ve adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre sorumlu oldukları, Adli Tıp raporuna göre davalı Hakkı'nın 4/8 kusurlu olduğu kabul edilerek belirlenen maddi zarardan, çalışma kaybı, davacıya ödenen miktar ve kusur oranında indirim yapılmak suretiyle 25.921.720.714 TL maddi tazminat ve 15.000.000.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı N.H. Sağlık Hizmetleri A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Bir davada dayanılan maddi olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini bulmak ve uygulamak HUMK 76. Maddesi gereği doğrudan hakimin görevidir. Dava, davacının tedavisini üstlenen davalı hastane ve çalıştırdığı elemanın tedavi sırasındaki kusurları temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır, (bk. 386-390)

Vekil vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurdan bile sorumludur, (bk. 321/1 md.) O nedenle sağlık memuru ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.

Vekil, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartlan yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlar da, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da, koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınılmak ve en emin yol seçilmelidir. Gerçekten de müvekkil (hasta), mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemek hakkına sahiptir. Gereken özeni göstermeyen vekil, BK'nın 391/1 maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.

Somut olayda, hükme esas alman Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 15.10.2004 ve 16.1.2005 tarihli raporunda davalı sağlık memuru Hakkı'nın, davacıya yaptığı iğne sırasında özensiz ve dikkatsiz davrandığı, bu nedenle olayda 4/8 oranında kusurlu bulunduğu açıklanmıştır. Davalı hastane ise, çalıştırdığı personelin seçiminde gerekli özeni göstermediğinden personel ile aynı oranda kusurlu olduğu kabul edilmelidir. Dosya içindeki raporlarda davacının bir kusurundan bahsedilmemektedir.

Tüm bu açıklamalar ışığında, taraflar arasındaki uyuşmazlık vekalet aktinden kaynaklandığına, her türlü özen gösterme borcu olup en hafif kusurundan bile sorumlu bulunduğuna göre zararın tamamından sorumlu tutulmaları gerekirken maddi zarar hesabında kusur oranına göre, indirim yapılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Sonuç: 1. Bent gereğince davalıların tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. Bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 450 YTL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde taraflara iadesine, 06.07.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 17-06-2008, 20:26   #4
bilenkişi

 
Varsayılan

Bebek anne karnında su dolu bir torba içersindrdir.Doğumun olması için bu torbanın yırtılıp suyun akması gerekir.Bebek bu suyu içmez bebek gereksinimlerini anneye bağlı göbek kordonundan kan yoluyla sağlar doğumdan sonra kordon bağlanarak kesilir.Bebek susuz değil oksijensiz kalabilir .Normal doğumda ne olmuşta tekrar çoçuk sabibi olamıyor onuda kadın doğum uzmanıyla görüşmek lazım.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yanlış Olarak Yapılan Ameliyatta Hizmet Kusuru-Kişisel Kusur Ayrımı uye8490 Meslektaşların Soruları 12 29-07-2013 16:53
Hİzmet Kusuru Ve Tazmİnat PINAR YILMAZ Meslektaşların Soruları 7 23-04-2008 21:51
Trafik kazası-Yaya kusuru mu? Araç sürücüsü kusuru mu? DerinlikSarhoşu Meslektaşların Soruları 3 08-01-2008 23:14
Hizmet Kusuru Mu Kişisel Kusur Mu attorneytalay Meslektaşların Soruları 3 26-07-2007 13:10
hastanenin sorumluluğu avturgay Meslektaşların Soruları 9 05-01-2007 01:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04854107 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.