Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

SSK İdari Para Cezası - Adli-İdari Yargı Görev Uyuşmazlığı

 
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-02-2007, 09:05   #1
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan SSK İdari Para Cezası - Adli-İdari Yargı Görev Uyuşmazlığı

Değerli forumdaşlarımız,


Bugün bir Sulh Ceza Mahkemesi kararı daha elime ulaştı.


Kararın nedeni olayı pek çoğumuzun başına gelebileceği için kısaca paylaşmak istedim.


Bir SMMM meslektaşımızın hizmet verdiği şirketlerden birisinin taşeronu olan alt firmalardan birisinin pazarlamacısı firmayı “2002–2003 yıllarıyla ilgili olarak sigortalılık iddiasıyla” SSK’ya şikayet etmiş.


Müfettiş yaptığı inceleme sonucunda kayıt geçersizliğine karar vermiş. Kurum da 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 140/d. maddesine göre kayıt geçersizliği fiili nedeniyle, idari para cezası salmış.


Meslektaşımızın yaptığı itiraz reddedilmiş. Olaya baktığımda;



Ücret bordrolarında işçilerin bazılarının imzasının, SSK sicil nosunun, işveren işyeri sicil nosunun eksikliği, yevmiye maddelerindeki “eksiklikler” vb. nedenler ile,

her bir işlem eksikliği ve her bir ay için ayrı ayrı ceza tayin edilmiştir.


Ayrıca, gerek tutanakta, gerek tebligatta ve de gerek ise, komisyon kararında, hangi fiiller için, kanunda değil ama yönetmelikteki cezaların karşılığıdır olduğu ve geçersiz sayılan 6 fiil tam olarak açıklanmamıştır. Fakat ceza tebliğinin arkasındaki hesaplamada, her asgari ücret değiştiği dönemler esas alınarak 6 adet geçersizlik sayılmıştır. Bunların tek tek tanımlanması yapılmamış.


Üstelik idari para cezasının hesaplanmasında maddi hata yapılmıştır. Ceza tebligatının arka yüzündeki aşağıdaki tabloda 3. satırdaki brüt asgari ücretin yarısı hesaplanmamıştır?

İşyeri kayıtlarının geçersizliği halinde:
Fiil tarihindeki asgari Geçersizlik Toplam
ücretin yarısı adedi ceza tutarı
222,00/2--------------- X 6----------= --666,00--------------
250,87/2--------------- X 6----------=-- -752,58--------------
306,00----------------- X 6-----------= 1.836,00-------------
306,00/2--------------- X 6-----------=---918,00-------------
Genel Toplam 4.172,58



İşveren de meslektaşımızı suçlamış ve cezayı indirime bile götürmeden meslektaşımızın ücretinden kesme kararını bildirmiştir. Meslektaşımız da ne yapayım diye sordu?


Ben de Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmalıdır
dedik.


( “itiraz dilekçemiz de belirttiğim üzere, tespit edildiği iddia edilen tutanağın dayanağı ücret bordrolarında eksik olduğu ifade edilen işlemlerin çoğunun varlığı daha dikkatli bir yaklaşımla tespit edilebilirdi. Bunun tespiti için en az iki kişilik bilirkişi heyetinin oluşturularak, hazırlanacak rapora göre karar verilmesini istiyorum. Asıl olan, yukarıdaki fiillerin karşılığında uygulanan cezaların Kanunun 1. maddesindeki “ekonomik düzeni korumak” amacına ve kapsamına ne kadar uyup uymadığıdır.


Bize göre, yukarıda açıkladığımız nedenlerle Kabahatler Kanunun 4. maddesindeki Kanunilik İlkesine aykırılık vardır. Daha da önemlisi, fiillerimizin gerçekleşmesinden sonraki yılda 16.01.2004 tarihli, 25348 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan SOSYAL SİGORTALAR KURUMU SOSYAL SİGORTA İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİ’nin bizim olayımızda uygulanması yasanın 4. ve 5. maddelerine aykırılık oluşturmaktadır.)
İddiasıyla dava açıldı.

Mahkeme kısa sürede verdiği arar kararla defter ve belgelerimizi istedi. Sevindik, mahkeme işi bilirkişiye havale edecek sandık.

Gelen karar da,
“Buna göre 506 Sayılı Yasanın 4959 Sayılı Yasanın 51 maddesi ile değişik 140. maddesindeki düzenlemeye göre bu maddeye dayanılarak verilen para cezalarına ilişkin uyuşmazlıkların çözüm yeri idare mahkemesidir.

“HÜKÜM
Başvuru konusu idari yaptırım kararına itirazın 4958 Sayılı Yasanın 51. maddesi ile değişik 506 Sayılı Yasanın 140. maddesi gereğince İdari Yargı mercilerince inceleneceğine dair düzenlemeye göre Sulh Ceza Mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığından 5560 Sayılı Yasa ile değişik 5326 Sayılı 506 Sayılı Kabahatler Yasasının 3/a ve 28/1-b maddeleri gereğince GÖREV nedeniyle BAŞVURUNUN REDDİNE,


İtiraz edenin kararın kesinleşmesinden itibaren İdare Mahkemesinde 2577 Sayılı Yasanın 9/1–2 ve Özel Yasasında belirtilen sürelerde dava açmakta muhtariyetine,

Karara karşı 5326 Sayılı Yasanın 29/1 madde gereğince tebliğden itibaren yedi gün içinde İzmir Ağır Ceza Mahkemesine itiraz olunabileceğine dair, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 23.01.2007

Ne yapacağız? Acilen kararı incelemeye aldık. Önce SSK’nın web sitesinden 140. maddeye baktık.

Karardaki gibi, idari yargıya gidileceğine hükmedilmiş. Görevli mahkeme konusunda acaba kim yanıldı. Bir an kafamız karışır gibi oldu. Sonra Başbakanlığın web sitesinden aynı maddeye baktık ki, yanılmamışız.


(Değişik dördüncü fıkra: 8/2/2006-5454/5 md.) İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kararı kesinleşir. Sulh ceza mahkemesinin verdiği son karara karşı, yargı çevresinde yer alan ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yapılır. 2.000 Yeni Türk Lirası dahil idarî para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesine başvuru üzerine verilen kararlar kesindir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmüne göre tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezasına karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.


Fiilin işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilemeyen idarî para cezaları zamanaşımına uğrar. “


Tabii ki birilerini itham etmek sorunu çözmüyor. Bu kadar yoğun yasa karmaşası yaşanırsa, e-devletin resmi kurumlarının web sitelerinde bile aynı yasanın aynı maddesi güncellenmediğinden, iki farklı düzenlemeden hangisine göre karar vereceğine hâkimin de kafasının karışmış olmasına şaşmamak gerekiyor.


İyi de, işveren cezayı meslektaşımıza zaten dolaylı olarak ödettiğinden, gelen kararın tebliğ tarihini hatırlamıyor?

Postaya veriliş tarihi, 06.02.2007 ertesi gün tebliğ aldı ise, 7 günlük süre kaçmış olacak. İyi ki de ceza ikibin ytl’nin altında değil, çünkü küçük rakamlarda mahkemenin verdiği kararlar kesin itiraz bile edilemiyor? Boşuna uğraşmış olacak idik.

Eee, ne olacak şimdi?


Arkası yarın…


Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

YALÇIN ÖNDER
Old 16-02-2007, 15:01   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Not:
Madde 140 ın 4. fıkrasında yer alan "Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler." şeklindeki tümcesi, Anayasa Mahkemesinin 26.2.2003 tarih ve 25032 sayılı R.G.'de yayımlanan, 8.10.2002 gün ve E.2001/225 - K.2002/88 sayılı kararı ile R.G.'de yayım tarihinden bir yıl sonra yürürlüğe girecek şekilde iptal edilmiştir.

Daha sonra:
KANUN NO : 4958
SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU
Kabul Tarihi: 29 Temmuz 2003
R.G: 6 Ağustos 2003 -tarihinde yürürlüğe giren hükümde:
"...dari para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemesine başvurabilirler...." hükmü getirilmiş...

Daha daha sonra:140.maddenin
(Değişik 4. fıkra: 5454 - 8.2.2006 / m.5) İdari para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler.
hükmü getirilmiş.

Mahkemeler ve Yargıtay hala 4958 sayılı kanunda kalmışlar, 5454 (şayet iptal edilmedi ise) henüz uygulanmaya başlanmamış görünüyor. Son düzenlemeye göre Sulh Ceza M. yetkili. Enteresan bir karar...
Saygılar...
Old 16-02-2007, 18:57   #3
NURHANOKURÖZCAN

 
Varsayılan

Bizde benzer bir olay için idare mahkemesine başvurduk.Görevsizlik kararı verdi.Sulh Ceza Mahkemesi kendini görevli gördü ve cezayı kaldırdı.Bence ağır cezaya itiraz edin.
Old 18-02-2007, 19:25   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Süre geçtiyse yapılacak iş kesinleşmeden sonraki süreyi kaçırmadan İdare Mahkemesine dava açmaktır. İdare Mahkemesi de görevsizlik kararı verecek ve çıkan yargı yolu uyuşmazlığı Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından çözülecektir. Uyuşmazlık Mahkemesi hangi yargı yolundaki hangi mahkemenin görevli olduğunu söyleyecek son mercidir. Telaş edecek bir durum yok. Ancak süreç biraz uzayacaktır.
Old 19-02-2007, 18:00   #5
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Çok özür dilerim.

Ayrıca gelen karardaki önemli bir noktayı yazmayı atlamışım.

"... kurumca itirazı reddedilenler kararın kendilerine tebliğ tarihinden on beş gün içinde yetkili Sulh Ceza Mahkemesine başvurabilirler"tümcesi Anayasa Mahkemesinin 04.10.2006 tarih ve 2006/75 Esas, 2006/99 sayılı kararıyla iptal edilmiştir."

dedikten sonra "506 Sayılı Yasanın 4959 Sayılı Yasanın 51 maddesi ile değişik 140. maddesindeki düzenlemeye göre bu maddeye dayanılarak verilen para cezalarına ilişkin uyuşmazlıkların çözüm yeri idare mahkemesidir." demiştir.

Ancak tüm aramalarıma rağmen henüz Anayasa Mahkemesinin 04.10.2006 tarih ve 2006/75 Esas, 2006/99 sayılı kararına bir türlü ulaşamadım.

Acilen bulmama yardımcı olabilir iseniz, çok sevineceğim.
Old 19-02-2007, 19:38   #6
nfb

 
Varsayılan

Anayasa Mahkemesinin sitesinde görünmüyor, muhtemelen kısa karar olarakk açıklanmış ancak gerekçeli kararın yazımı henüz tamamlanmamıştır.
Old 27-02-2007, 18:04   #7
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Sayın Bayındır,

Kusurumuza bakmayın, cahilliğimize bağışlayın. Aradık ama bulamadık.

Anayasa Mahkemesinin gerekçesiz, "kısa karar" açıklayabilmesinin yasal dayanakları nelerdir?
Old 27-02-2007, 20:21   #8
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Pekala, birlikte bir adım daha atabilir miyiz?

Sulh cezanın görevsizlik kararı üzerine itiraz süresi kaçtığından, idare mahkemesinden şöyle bir şey istemek yanlış olur mu ?

"5326 sayılı Kabahatler Kanunun 27 maddesinin (Ek: 6/12/2006-5560/34 md.) ile eklenen 7. fıkrasınca açtığımız davamızın kabulüne, yine 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 28 maddesinin 8. fıkrasının b) bendince, Hukuka aykırı olması nedeniyle, “idarî yaptırım kararının ve idari para cezasının kaldırılmasına” karar verilmesi istemimizdir."

//////////

Sanırız, çözüm burada. Yasa değişikliği öne sürülerek Anayasa Mahkemesinin kararının yayımlanmasına gerek kalmamış olabilir mi?

/////////////

Kusura bakmayın aynı soruyu yine bu forum sayfasının Anayasa Çalışma Grubuna da yöneltmiştik. Bazılarınızın, Özellikle Av. Can Doğanel'in yaklaşımlarına teşekürlerimizi sunarız.
Old 01-03-2007, 00:00   #9
Turkmen

 
Varsayılan

2001 yılında 506 sayılı kanuna göre verilen idari para cezalarına karşı itirazlara bakmaya yetkili yer sulh ceza mahkemesi idi. 2002 yılında anayasa mahkemesi düzenlemeyi iptal etti.

Resmi Gazete tarih/sayı:26.02.2003-25032
Esas Sayısı : 2001/225
Karar Sayısı : 2002/88
Karar Günü : 8.10.2002
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 17.7.1964 günlü, 506 sayılı “Sosyal Sigortalar Kanunu”nun 6.5.1993 günlü, 3910 sayılı Yasa ile değişik 140. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler.” tümcesinin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 8., 9., 125., 140., 142. ve 155. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
.............
VI- SONUÇ
17.7.1964 günlü, 506 sayılı “Sosyal Sigortalar Kanunu”nun 3910 sayılı Yasa ile değiştirilen 140. maddesinin;
A- Dördüncü fıkrasında yer alan “Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler” tümcesinin, Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
B- İptal edilen kuralın doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa’nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adli Yargı Mı, İdari Yargı Mı? mehmet sirn Meslektaşların Soruları 4 04-10-2006 12:21
Ağır Para Cezası- Adli Para Cezası Kılıç Mest Meslektaşların Soruları 1 14-01-2006 22:03
İdari Para Cezaları nfb Hukuk Sohbetleri 7 27-01-2005 14:01
Ssk İdari Para Cezası HERITAGE Hukuk Soruları Arşivi 1 03-10-2003 12:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06473804 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.