Satış avansının yatırılması İİK' nun 71.maddesine göre icranın geri bırakılması için gerekli zamanaşımını keser mi ?

Merhaba, Sayın meslektaşlarım ile ilginç bir hukuki sorunu tartışmaya açmak istiyorum.
Çeke dayalı bir kambiyo takibi yapılmış. Alacaklı vekili borçlunun menkul mallarını haczederek muhafaza altına almış. Ve Çekler için uygulanan 6 aylık zamanaşımı süresi dolmak üzere iken son gün muhabere yolu ile talepte bulunarak, mahcuz mallara dair 103 davetiyesinin borçluya tebliğini ve tebligat yapıldıktan sonra da mahcuz malların satışını talep ederek satış masrafı olarak da avansını dosyaya göndermiş . Alacaklı muhabere yolu ile süresinde dosyaya işlem yaparak zamanaşımını kesmiş ve satış avansını da yatırmış. İcra müdürlüğü de 103 davetiyesi tebliği yapıldıktan sonra satışa karar verileceğine dair karar vermiş. Ve icra müdürününün ve alacaklı vekillerinin bu taleplerinden sonra 1 yıl 4 ay geçmiş ve her hangi bir talepte bulunulmadığı gibi satış da yapılmamış ve dosya da satış avansı da durmaktadır. Şimdi tartışma konusu olan sorumuza gelelim arkadaşlar ;
Alacaklı vekilinin aslında amacı mahcuz menkullerin satışını istemek değil.Kambiyo takiplerinde çekler için geçerli olan 6 aylık zamanaşımı süresi geçtikten sonra borçlu tarafından İİK 71 e göre icranın geri bırakılması davasının açılmasını önlemek. Ancak mahcuz menkuller için satış avansı yatırılmış olmasına karşın 1,5 yıl boyunca icra dosyasında başkaca bir işlem ya da talep de bulunulmamıştır. Satış avansının yatırılmış olması mahcuz mallarda ki haczin düşmesini engeller gibi görünmesine karşın takip hukukuna ilişkin zamanaşımını kesmez kanaatindeyim. Ve borçlu satış avansının yatırılmasından sonra alacaklı vekilince 1,5 ıl boyunca icra dosyasına bir işlemde bulunmadığından takip hukuku açısından çekler için öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi geçmiş olduğundan İİK nun 71. madddesine göre İcranın geri bırakılması davasını açma imkanı mevcuttur. Farklı görüşe sahip olan ya da aynı görüşü savunan ve örnek olabilecek Yargıtay kararı olan meslektaşlarımın görüşlerini ve önerilerini paylaşmalarını rica ediyorum. Şimdiden teşekkürler. av.Turgay

Sayın TurgayK,nasıl icra dosyasında menkul haczi veya gayrımenkul haczi bulunması halinde 1 yıl ve 2 yıllık satış isteme süreleri 6 aylık zamanaşımı süresini etkilemiyor ve alacaklının 6 ay içinde işlem yapmaması halinde borçlunun zamanaşımı nedeniyle İİK 71 hükmüne göre icra mahkemesine başvurma ve sonuç alma imkanı doğuyorsa,yatırılan satış avansı da haczi korumak dışında bir sonuç doğurmayacak ve en geç avansın yatırılmasından itibaren 6 ay dolmadan yeni bir talep yoksa,borçlu zamanaşımı defini ileri sürebilecektir diye düşünüyorum.
Bu konuda THS şerhinde İİK 71,33 ve TTK 726.maddeleri altındaki açıklama ve kararlara da göz atınız.Örnekse:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=953

Zamanaşımı sadece maddi hukuka ilişkin bir kurumdur. Bu terim sadece alacaklar için kullanılmalıdır.
Takip hukuku şekli hukuk dalıdır. Bu hukukta düzenlenen süreler nitelik olarak zamanaşımı değildir. Sadece takip hukukuna ilişkin sonuçları olan sürelerdir. Özellikle keyfi uygulamaların önüne geçilsin, alacaklılar dosyalarını takip etsin, borçlular süresiz olarak takip altında olmasın diye konulmuştur. Haczi koydurdurysan öyle bırakıp gidemezsin, ya satış istersin ya da haciz kalkar.
Bu sebeple maddi hukuk süreleri olan zamanaşımı ile takip hukuku süreleri birbirinden bağımsız işler.
Çeke dayanan takiplerde bu yüzden altı aylık zamanaşımı süresine dikkat edilmeldir. Haciz süresi 1 ve 2 yıldır ama, alacağa bağlı olan 6 aylık süre içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmalıdır. Aksi halde borçlunun zamanaşımı defini kullanma hakkı doğar. Ama elbette borçlu bu hakkını kullanmadıça takip ve hacizler devam edecektir.