|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
01-02-2010, 11:30 | #1 |
|
alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek
Merhabalar,
Müvekkil sahibi olduğu gayrimenkulu 3. şahsa satıyor. Müvekkil ile 3. şahıs arasında akrabalık, ortaklık, alacak borç ilişkisi bulunmamakta. Ayrıca gayrimenkul gerçek değerinden satılmış olup, satış parası banka yoluyla gerçekleşmiştir. Müvekkilin diğer bir alacaklısı "alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek" suçundan icra mahkemesine şikayette bulundu. Şikayette bulunurken de yukarıda anlattığım satışın muvazalı olduğundan bahsetti. Madde metninden de anlaşılacağı üzere suçun oluşabilmesinin en önemli şartlarından biri "kast" tır. sormak istediğim soru; 1-yukarıda bahsettiğim satışta hiçbir şekilde muvazaa olmaması bu suçun oluşmamasına etkenmidir.Yani ben satışın muvazalı olmadığını ispat edersem şuç oluşmaz mı ? 2-Diğer soru, müvekkil, gayrimenkul satışı sonrası elde ettiği para ile başka borçları kapatması ve bunu yazılı şekilde ispat etmesi yine suçun oluşmamasına etkenmidir ? |
01-02-2010, 12:12 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhabalar; Belirttiğiniz gibi bu suçta temel etken "kast"tır. Borcun doğumundan sonra gerçeklemiş bir tasarrufun -kural olarak- alacaklıyı zarara sokmak kastıyla hareket edildiğine karinedir. Muvazaanın olmadığının ispatı, bence suşun oluşmadığının ispatına tek başına yeterli değildir. Borçlunun, "alacaklısını zarara sokmak maksadıyla" veya "asıl olmayan borçlar ikrar ederek" kendisine ait bir malı "hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek" elinden çıkarması hususu tartışılacaktır. Ve muhtemelen İİK 277 vd. uyarınca tasarrufun iptali davası ile birlikte yürütüleceğinden bu hususların yargılama aşamasında ispat edilmesi gerekir. Özetle, (1) numaralı sorunuza; satışın muvazaalı olmadığının ispatının gerekli ama yeterli olmadığı, (2) numaralı sorunuza ise, şikayetçi tarafın iddia etmesi halinde kapatılan borçların "asıl olmayan borçlar ikrar etmek" olmadığını ispat etmenizin gerekeceği, yanıtını vereceğim. Saygılarımla... |
01-02-2010, 12:23 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim 1.Soruma vermiş olduğunuz yanıta bende katılıyorum. Ama konuyla ilgili yargıtay kararlarını incelediğimde hep muvazanın ispatlanması yönünde görüşler bildirilmiş. 2. sorumda ek bilgi vermem gerekirse, satış sonrası elde edilen para ile vergi borçları ile ticari defterlerde görünen bir borç kapatılmış. Ayrıca satıştan elde edilen gelir ile gerçek bir borcun ödenmesi neticesinde kastın oluşmayacağına ilişkin bir karar da bulamadım. |
01-02-2010, 12:28 | #4 |
|
Merhabalar,
Muvazaanın olması için gerekli şartlardan biri kast olmakla birlikte, üçüncü şahıslarında mal kaçırma amacında olduğu veya olduğunu bilmesi gerektiği hususlarının birlikte değerlendirilemsi gerek, satıcı ile alıcı arasında her hangi bir illiyet ilişkisinin ( ör. akrabalık vs. ) olmaması durumu da muvazaada değerlendirlir, bilindiği üzere muvazaa iddiasının ispat zor olmakla birlikte, ispatlanamaması suç unsurusunu ortadan kaldırır, zira suçun oluşmasına karine muvazaa işlemidir. muvazaanın oluşmadığının ispat edimesi durumunda suç da oluşmamış olacaktır. |
02-02-2010, 21:28 | #5 |
|
aslolan sanığın masumiyetidir.
Somut olay, ceza yargılamasına ilişkindir.Bilindiği üzere, ceza yargılamasında, asıl olan, hüküm kesinleşinceye kadar sanığın masum olduğudur.Sanık, masumiyetini değil, iddiacı sanığın suçlu olduğunu kanıtlamalıdır.Öte yandan: 5237 s.TCK.nun 5. maddesi delaletiyle, ceza hükmü düzenleyen özel kanunlarda da,TCK.nun Genel Hükümleri uygulanacaktır.Bu durumda, suçun manevi unsurunun gerçekleşmiş olduğu, savcı tarafından kanıtlanmalıdır. Sonuç itibarı ile kanaatım, yapılan satışın yasal ögeleri taşımakla,suç niteliğinde olmadığıdır.Saygılarımla
|
18-03-2020, 15:32 | #6 |
|
İİK 331. maddesine tabi suçlarda denetimli serbestlik hükümleri uygulanıyor mu acaba ?
|
22-03-2020, 13:45 | #7 |
|
Merhaba
İİK 331.maddede 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Bu ceza İİK 340 daki taahhüdü ihlal cezasındaki gibi tazyik hapsi değildir bu nedenle diğer cezalar gibi denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanacağını düşünüyorum. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
şirketlerin alacaklıyı zarara uğratmak amacıyla isim değiştirmesi | brawo | Meslektaşların Soruları | 7 | 28-03-2012 09:44 |
Vasiyet Etme Kastıyla Çek Keşidesi | Av.Rıdvan Ergün | Meslektaşların Soruları | 7 | 26-10-2009 14:29 |
Alacaklısını zarara sokmak kasdıyla mevcudunu eksiltmek | ABUKAT | Meslektaşların Soruları | 6 | 04-09-2009 13:32 |
alacaklısını zarara uğratmak suçu | yer-sub | Meslektaşların Soruları | 4 | 20-07-2007 15:14 |
alacaklısını zarara sokmak için mevcudunu eksilten borçlular suçunda şikayet ?? | Av. Oğuz YILMAZ | Meslektaşların Soruları | 8 | 19-04-2007 15:11 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |