Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kasten öldürmeye teşebbüs-kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-03-2012, 18:55   #1
yeditepelişehir

 
Varsayılan Kasten öldürmeye teşebbüs-kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle

Müvekkilim beyanlarında olaydan iki gün önce tarım kredi kooperatifine kredi almak için gittiğini ve ekranda borçlu görülmesi üzerine müdürün'' s.tir git önce borcunu öde'' dediğini ve kendisine tükürdüğünü iddia etmektedir. Olay günü müvekkil alkollü olduğunu ve müdürün eylemlerini de hazmedemediğini belirterek odun kesmekte kullandığı baltayı alarak müdürün odasına girdiğini ve hiçbirşey demeden baltayı savurduğunu iddia etmektedir.Müdür ve odadaki tanık ise müvekkilimin '' benim dediğimi (dediğim işi) yapmadın'' diyerek baltayı savurduğunu iddia etmektedir. Müdür omuz hizasından bir balta darbesiyle yaralanmıştır.Olayın devamında baltanın ikinci kez müvekkilimce sallandığı ve koltuğa isabet ettiği söylenmektedir.Müvekkilim ise böyle birşey olmadığını iddia etmektedir. Neticesinde TCK 82/1-g den yargılama yapılacak.İddianame henüz kabul olmadı ama durum şu an bu şekilde.Müdürün ve tanığın beyanı çok net.Müvekkil ise müdürün o günkü tavrını hazmedemediğinden bahisle eylemini gerçekleştirdiğini iddia ediyor.'' Benim dediğimi yapmadın ya da dediğim işi yapmadın '' ifadesi kullanılmış bile olsa bu TCK 82-1-g için yeterli midir? Olaydan önceki kredi isteme mevzuunda tanık yoktur.Müdürün beyanı ve müvekkilin beyanı elde olan deliller.Müvekkil küfredildiğini müdür edilmediğini söylüyor.Her şartta müdürün beyanına mı itibar edilir? Sonuçta o gün olanları ne kendisi ne de müvekkil ispatlayacak durumda değil.
Old 13-03-2012, 19:50   #2
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeditepelişehir
Müvekkilim beyanlarında olaydan iki gün önce tarım kredi kooperatifine kredi almak için gittiğini ve ekranda borçlu görülmesi üzerine müdürün'' s.tir git önce borcunu öde'' dediğini ve kendisine tükürdüğünü iddia etmektedir. Olay günü müvekkil alkollü olduğunu ve müdürün eylemlerini de hazmedemediğini belirterek odun kesmekte kullandığı baltayı alarak müdürün odasına girdiğini ve hiçbirşey demeden baltayı savurduğunu iddia etmektedir.Müdür ve odadaki tanık ise müvekkilimin '' benim dediğimi (dediğim işi) yapmadın'' diyerek baltayı savurduğunu iddia etmektedir. Müdür omuz hizasından bir balta darbesiyle yaralanmıştır.Olayın devamında baltanın ikinci kez müvekkilimce sallandığı ve koltuğa isabet ettiği söylenmektedir.Müvekkilim ise böyle birşey olmadığını iddia etmektedir. Neticesinde TCK 82/1-g den yargılama yapılacak.İddianame henüz kabul olmadı ama durum şu an bu şekilde.Müdürün ve tanığın beyanı çok net.Müvekkil ise müdürün o günkü tavrını hazmedemediğinden bahisle eylemini gerçekleştirdiğini iddia ediyor.'' Benim dediğimi yapmadın ya da dediğim işi yapmadın '' ifadesi kullanılmış bile olsa bu TCK 82-1-g için yeterli midir? Olaydan önceki kredi isteme mevzuunda tanık yoktur.Müdürün beyanı ve müvekkilin beyanı elde olan deliller.

Sayın meslektaşım, insan öldürme suçunun tasarlamak suretiyle işlendiğinin kabulü için;
* sanıkta suç işleme kastının oluşmasıyla, tasarladığı eylemi icra arasında bir sürenin geçmesi,
* iradenin sebatlı ve ısrarlı bulunması ve soğukkanlı hareket etmiş olması şarttır. Yani bu iki hususun kanıtlanması büyük önem arz etmektedir.

Ağır bir tahrikin etkisiyle suç işlediği kabul edilen ve özellikle Yargıtayca ''öldürme kararını ne zaman verildiği''nin kesin olarak belirlenemediği hallerde tasarlama oluşmamış kabul ediliyor.

Tanığın anlatımı ile birden fazla darbe söz konusu olduğuna göre müvekkiliniz eylemine ısrarla ve sebatla devam etmiş kabul edilecektir. Müdürün küfür etmesi ve tükürmesi de olaydan birkaç gün önce vuku bulduğuna göre sanığın hareket tarzı yaşananlar karşısında anlık öfkeyle verilmiş bir tepki değildir. Sanık daha sonradan olayları beyninde kurgulayarak bu eyleme kalkışmıştır. Küfür işittiği anda örneğin elindeki silahla bu eyleme kalkışsaydı durum farklı olurdu elbette ancak arada geçen zaman söz konusu. Hal böyle iken durumun tasarlama olarak niteleneceği açık.

Alıntı:
Müvekkil küfredildiğini müdür edilmediğini söylüyor.Her şartta müdürün beyanına mı itibar edilir? Sonuçta o gün olanları ne kendisi ne de müvekkil ispatlayacak durumda değil.

Hangisinin beyanına itibar edileceği elbette hazırlık ifadeleri de dahil olmak üzere olay örgüsüne, akla, mantığa, hayatın olağan akışına uygun gelen ve tutarlık arz eden anlatımlara göre belirlenecektir. Buradan fikir belirtmek bence bu açıdan zor.
Old 14-03-2012, 09:56   #3
yılmazkan

 
Varsayılan

Tahrike neden olan eylem karşısında hemen anında tepki vermek gerektiğini düşünmüyorum. Bu nedenle tahrike, olayınızda hakarete, maruz kalan sanığın bu tahrikin etkisi ile sonradan suç işlemesi halinde hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanabilir. Eylemin acısı kişi üzerinde devam edebilir, hemen ortadan kalkacak diyemeyiz. Bunun ispatı zor olmakla birlikte yaşanan olayları sanık başkalarına anlatmışsa onların bilgisine başvurulabilir.
Old 14-03-2012, 17:23   #4
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım cevaplarınız için çok teşekkür ederim.Haksız tahrik konusunda sayın yılmazkan'a katılıyorum.Yargıtay kararlarında ve kanunda haksız tahrik-zaman ilişkisi nedir bilmiyorum ama bir araştırma görevlisinin makalesinde ya da benzer birşeyde haksız tahrikin haksız eyleme karşı anında tepki olarak verilmesi gerekmediği,o eylemden duyulan elemin üzüntünün daha uzun sürebileceği hatta önce sakinleşip daha sonra yeniden hiddetlenebileceğinin de mümkün olduğundan bahsediliyordu.
Yasemin hanım tasarlamaya yönelik cevabınız için ayrıca teşekkür ederim.Mahkeme tasarlamaya değinirse bu cevaptan yararlanacağım ama iddianamede suç 82-1-g olarak belirtilmiş.Yani kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmiş olduğu iddia ediliyor.Müvekkil olay öncesi kredi istediğini bunun kabul görmediğini kabul ediyor ama reddediliş biçiminin küfürlü olmasını ve kendisine tükürülmesini hazmedemediği için eylemi gerçekleştirdiğini söylüyor.Şikayetçi ve tanık ise müvekkilin odaya girip selam verdikten sonra ''benim işimi yapmadın(dediğimi yapmadın) ' dedikten sonra baltayı savurduğunu iddia ediyor.Müvekkilin ağzından bu beyan çıkmış olsa bile 82-1-g için yeterli midir? Buna dair de fikrinizi öğrenmek isterim.
Old 14-03-2012, 20:44   #5
Av.Yasemin AKYOL BAŞYAYLA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeditepelişehir
Yasemin hanım tasarlamaya yönelik cevabınız için ayrıca teşekkür ederim.Mahkeme tasarlamaya değinirse bu cevaptan yararlanacağım ama iddianamede suç 82-1-g olarak belirtilmiş.Yani kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmiş olduğu iddia ediliyor.Müvekkil olay öncesi kredi istediğini bunun kabul görmediğini kabul ediyor ama reddediliş biçiminin küfürlü olmasını ve kendisine tükürülmesini hazmedemediği için eylemi gerçekleştirdiğini söylüyor.Şikayetçi ve tanık ise müvekkilin odaya girip selam verdikten sonra ''benim işimi yapmadın(dediğimi yapmadın) ' dedikten sonra baltayı savurduğunu iddia ediyor.Müvekkilin ağzından bu beyan çıkmış olsa bile 82-1-g için yeterli midir? Buna dair de fikrinizi öğrenmek isterim.

Sayın meslektaşım bildiğiniz gibi TCK. m. 82/1-g
özel kasıt gerektiren bir suçtur ve öldürmeye teşebbüs eyleminin kamu görevinin yerine getirilmesi sebebiyle gerçekleştirilmiş olması yeterlidir. ''benim işimi yapmadın(dediğimi yapmadın)'' cümlesini müvekkiliniz eyleme başlamadan önce sarf etmişse ya da gerçekte sarf etmemiş olup dosyada aksini kanıtlayamazsanız bu cümle müdüre karşı gerçekleştirilen eylemin şahsi, ailevi vs nedenlerle değil görevinden dolayı işlendiğini ortaya koyacağından (g) bendinin uygulanacağı kanısındayım.

Tabi bu cümle şahsi bir mevzu olarak da algılanabilir ancak müştekinin avukatı kredi başvurularını ortaya koyarak cümlede geçen ''iş''ten kastın müdürün görevi nedeniyle olduğunu belirgin hale getirecektir. İşiniz zor görünüyor kolaylıklar dilerim.
Old 15-03-2012, 09:13   #6
yılmazkan

 
Varsayılan

Sayın Akyol'a 82/1-g'ye, işinizin zor olduğuna ilişkin yorumuna katılıyorum.
Ancak, olayın öldürmeye teşebbüs sayılıp sayılmayacağı, sanığın kastının öldürmeye yönelik değil, yaralamaya yönelik olup olmadığını değerlendirmekte fayda var. Her ne kadar eylem öldürmeye elverişli balta ile gerçekleştirilmişse de sanığın eylemi bir kere ise, fazlasını yapabilecekken yapmamışsa, kendi isteği ile eyleme son vermişse, yaranın yeri ve niteliği göz önüne alınarak kastın öldürmek değil yaralamaya yönelik olduğu düşünülebilir. Belki zorlama bir düşünce ama olayınıza uygulanabilir.
Old 15-03-2012, 11:14   #7
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım tekrar teşekkür ederim cevaplarınız için.TCK m.82/1-g bakımından Sayın Akyol' a katılıyorum ben de.Farklı bakış açıları var mıdır diye sordum ama mağdurun beyanı ve tanığın beyanı varken ve tanık durup dururken yalan söylemeyeceğinden işimiz zor gibi.Yine tanık baltanın ikinci kez de sallandığını söylüyor ama koltuğa isabet ettiğini belirtiyor.Müdür o sırada yere düşmüş vaziyette.Müvekkil ısrarla reddediyor lakin olay anında sarhoş olduğu için beyanlarına güvenemiyorum tam olarak.Güvenebilsem keşif talebinde bulunabilirim.O koltukta en azından kesik vs vardır.Dosyada koltuğun akıbeti nedir ona dair bilgi yok.Jandarma tutanağında odanın boyutu masanın dağınık olduğu vs. yazıyor.Sayın Yılmazkan yaralama bence de zorlama olacak gibi ama olası kasttan hareket etmeyi düşünüyorum.Müvekkilin tavrını o şekilde algıladım.Acı vermek yaralamak istemiş bu açık,ölüm gerçekleşse de umurunda olmayacak gibi idi. Tabi ikinci hamle de bunu sıkıntıya sokuyor.Bir diğer husus da işime yarar mı bilmem ama müvekkilin tarım krediye yürürken görüldüğünde kamera kaydına göre saat 09.33 ordan çıkıp kahvehaneye giderkenki görüntürü iki dakika sonra diye jandarma tutanaklarında yazıyor.Olay gerçekten de kısa sürmüş.Müdürün arka odaya kaçması müvekkilin kapıyı bir kez tekmelemesi de tanık beyanında var.Sonrasında müdürün ''benden ne istiyorsun seni tanımıyorum'' dediği,müvekkilin içeri girmeye çalıştığı tanığın engellediği vs.Hepsi için iki dakika az gibi.Bir işe yarar mı bilmem ama tüm bunları kafamda bir yere oturtup haksız tahrik ve olası kasta değinerek savunma yapmayı düşünüyorum.
Old 15-03-2012, 12:08   #8
aykutyigit

 
Varsayılan

Bir olayda eşini öldüren kişinin "17 yıl önce beni aldattı ,ben de bu yüzden öldürdüm " demesinde Yargıtay haksız tahrik indirimi uygulanması yönünde karar vermiştir.
Siz savunmanızı sövme eylemine karşı oluşan tahrik nedeniyle eylemi gerçekleştirdiği yönünde yaparsanız 82-1/g oluşmaz.Çünkü kamu görevlisinin hakaret etme gibi bir görevi yok.
Old 09-07-2012, 11:12   #9
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Merhaba değerli meslektaşlarım.Bu başlıktaki sorum için artık ilk randevu gerçekleşiyor.Perşembe günü duruşması var.Tanığın ilk beyanıyla müştekinin beyanlarının tutarlı olması-ki müvekkilimin ''benim dediğim işi yapmadın'' diyerek eylemine başladığını ifade etmişlerdi- durumu zora sokuyor.Önceleri sormadığım ve yakın zamanda kafamı karıştıran bir hususu şimdi sormak istiyorum.Tarım kredi kooperatifi müdürü ya da yardımcısının yerine getirdiği iş eylem,kamu görevi midir? Bu kooperatifin niteliği nedir? Müşteki beyanında tarım kredi koop. müdür yardımcısı olduğunu ve statüsünün sözleşmeli işçi olduğunu beyan etmiştir.Belki işe yarayacak belki de tutunacak son dal diye müştekinin yerine getirdiği görevin kamu görevi olmadığına da değinmeyi düşünüyorum.Sizler ne düşünürsünüz acaba?
Old 09-07-2012, 11:58   #10
Av.Kanbalı

 
Varsayılan

Tarım kredi kooperatifi müdürünün ve çalışanlarının yaptığı iş kamu görevidir.
Bu dosyada işinizi zorlaştıran ; tanık beyanıdır.
Her ne kadar adam öldürmeye teşebbüsten yargılama yapılsa da , savunmanızı yaralama ekseninde yapınız.
Ayrıca, sanığın kooperatife kredi başvurusu var mı?sanığın kooperatife borcu var mı?sanığın krediye ihtiyacını ve varsa başvurusunun savsaklandığına dair bilginiz var mı?sanıktan evvel krediye başvuran ve talebi sonuçlanan kişiler var mı?Bu soruların cevapları sanığın eylemini meşrulaştırmaz ve fakat sanıktaki suç kastının tayininde belirleyici olur.Ayrıca tanığın kim olduğu da dosyada işlenebilir, şöyle ki; tanık kurum çalışanı mı?tanık kredi başvurusu olan bir kişi mi? beyanlarına inanılırlık derecesi nedir? Ne zaman beyanına başvurulmuş?.Ve ayrıca koltuktaki tahribatı incelemenizi, zabıt mümzisinin onun beyanları duruşmada alınabilir.Son tahlilde, sanığın tahrik etkisiyle , aralarında geçmişe dayalı bir husumet olmamasından dolayı bu tahrik neticesinde hareket ettiğini beyan edip sanığın öldürme kastının olmadığına dair beyanda bulunabilirsiniz.Dosyanın görülmeden, varsayımsal savunma ekseni bu parametreler ışığında ancak bu kadar olabilir. iyi çalışmalar...
Old 09-07-2012, 14:11   #11
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Teşekkürler sayın Kanbalı.Sanığın yazılı bir başvurusu yok.Söylediğine göre olaydan iki gün önce başvuruda bulunuyor şu kadar paraya ihtiyacım var diye.Müdür de zaten borcun var ödeyince alırsın şimdi s.tir git diyor.(hayatan olağan akışına aykırı tabi bu husus ama müvekkilin beyanı bu yönde) Bu sözlü başvurusuna ve karşılındaki hakaret iddiasına tanık olan yok.Müdür ise böyle bir başvuru hiç yok,sanığı hiç görmedim,kamera kaydı bakılsın diyecek kadar da iddialı.Lakin kamera o gün kayıtta değilmiş.Durum böyle olunca kredi başvurumuzu ve karşılığında müdürün söylediklerini ispatlama şansımız ve dolayısıyla haksız tahrik hususu zor.Müvekkil ısrarla ikinci kez baltayı savurmadığını söylüyor bu durumda ben de koltuktaki tahribatın incelenmesini talep etmeyi düşünüyorum.Hoş aradan 6 7 ay geçti.O koltuk duruyor mudur,ne haldedir bilmiyorum.
Old 10-07-2012, 17:51   #12
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım parça parça yazıyorum ama bazı evraklar dosyaya yeni girmiş veya bazı şeyleri ben geç fark etmişim.Maddeler halinde bu bilgileri aktarmaya ve daha çok usuli yönden sorular sormaya çalışacağım.
1- Müşteki sanığı ilk kez gördüğünü,orada çalıştığı esnada sanığın kredi başvurusunda bulunmadığını,kaldı ki sanığın başvurduğunu iddia ettiği günde orada olmadığını,ilgili kurumun başka bir şubesinde çalıştığını belirtmiş ve o gün yaptığı işlemleri gösterir on onbeş sayfa evrak sunmuş.Evraklarda düzenleyen : müşteki şeklinde mesela. Bu şekilde evrak çıktısı almak mümkün.Sonuçta müştekinin şifresiyle bir mesai arkadaşı da o işlemleri yapmış olabilir.Siz ne dersiniz?
2- Kamera kayıtları incelensin o gün sanık yanıma gelmedi diye belirtmiş,o güne ilişkin kayıt bulunamamış. Müvekkilim de çok iddialıydı kamera kayıtları hususunda.Kayıt yok fakat müvekkilimin kredi almaya gidiyorum ve dönüşte de kredi vermedi alamadım şeklinde beyanda bulunduğu biri var. Bu şahsın tanıklığı mümkün olur mu şu saatten sonra? Kredi başvurusuna ve müvekkilin hakaretli reddediliş biçimine şahit değil fakat yukardaki diyalog aralarında geçmiş.En azından kuruma gittiğini göstermesi bakımından bu kişinin dinlenmesi mümkün olabilir mi? ciddiye alınır mı?
3- Müşteki müvekkilimin aslında önceki müdürle sorunu olduğunu esas derdinin onunla olduğunu sağdan soldan duyduğunu ifade etmiş şikayet dilekçesinde.Müvekkilim ise önceki her müdürle arasının iyi olduğunu ifade ediyor.Çağrılsın onlar da dinlensin diyor.Sonuçta kred, başvurusu dışında bir husumet yok.Ne müvekkil ne müşteki başka bir husumetten bahsetmiyor.Bu saldırı için bir husumet lazım.Sonuçta müvekkil akıl sağlığı yerinde biri.Bu bağlamda diğer müdürler dinlensin talebimiz olsa kabul görür mü?
4- olay yerinde keşif yapılmasını istemek için uygun bir zaman mıdır yoksa geç mi kalınmıştır? Müvekkil baltayı ikinci kez sallamadığını söylüyor.Tanık ikini darbe koltuğa geldi diyor.En azından bir iz bir tahribat olmalı değil mi? aradan 5-6 ay geçmiş. Buna rağmen koltuk incelensin desem nasıl olur? Müdür arşiv odasına kaçınca müvekkilin peşinden gittiği kapıyı tekmeleyip kilidini kırdığı söyleniyor.Bunu da olay yerinde görmek gerekmez mi? İstesem elimle bile kapıyı kırarım çünkü çok eski.Tekme atsam kapı açılırdı müdüre saldırırdım.böyle bir şey yok diyor müvekkilim. Yani uzun lafın kısası keşif talep etmek farz oldu müvekkil bu derece iddialı konuşurken.Kabul edilmeme ihtimali var mı bu talebimin? Değerli görüşlerinizi bekliyorum.Şimdiden teşekkür ederim herkese.
Old 11-07-2012, 09:19   #13
yılmazkan

 
Varsayılan

Müvekkilinizin baltayı alıp gitmesi (kendisi de kabul etmiş), baltanın öldürmeye elverişli olması, yara omuz hizasında bile olsa baltanın boyuna isabet etme ihtimali (hatta mağdur kendisini koruduğu için balta omuza gelmişse,) bu hususlar eylemin öldürmeye teşebbüs olduğuna işaret etmektedir. Müvekkiliniz kendisine küfür edilmesi nedeniyle bu eylemi gerçekleştirdiğini iddia etmektedir. Onun bu savunmasına itibar edilecektir. Bu nedenle hakkında haksız tahrik hükümleri de uygulanacaktır.
Ancak yine de siz savunmalarınızı müvekkilinizin yaralama kastıyla hareket ettiği üzerine kurun. Taraflar arasında öldürmeye yönlendirebilecek geçmişe dayalı bir husumet olmadığı, eylemin tek olduğu,sanığın fazlasını yapabilecekken yapmamış olması, eyleme kendi isteği son vermesi de kastının yaralama olduğuna işaret eder. Koltukta ikinci darbenin izi olsaydı koltuk delil olarak emanete alınmalıydı. Bu nedenle koltukta herhangi bir delil izi olmadığını düşünüyorum. Koltuk yoksa ikinci darbe de yok demektir. Bu noktada tanığın beyanına itibar edilmemelidir. Mağdurun kaçtığı, sanığın da onu kovaladığına, kapının kırıldığına dair tanık anlatımları olduğunu söylemişsiniz. Bu kötü, aleyhinize bir husustur. Ancak böyle bir olay yaşanmışsa odalardaki dağınıklık, kırılan kapı vs hususlar olay yeri inceleme tutanağında yer almalıydı. Olay yeri inceleme tutanağında bu hususlar yoksa tanık beyanlarına çok itibar edilmemelidir. Ayrıca kollukta ilk verilen ifadelerde kimse bu kovalama, kapı kırma olayından bahsetmemişse tanıkların mağdur müdürle olan ilişkileri nedeniyle sonradan olayı bu şekilde çarpıttıklarını ileri sürebilirsiniz.
Keşif talep ediniz vu yukarıda saydığım hususlara değininiz.
Old 11-07-2012, 10:11   #14
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Tanık Jandarma karakolundaki ilk ifadesinde müdürün arşiv odasına kaçmasından sonra sanığın da o odaya yöneldiğini,kapıyı kırma amaçlı bir kez tekme attığını kapının yarılmasına rağmen açılmadığını beyan etmiştir.Tanık Bir gün sonra savcılıktaki ifadesinde ise sanığın yine bir kez tekme attığını,baltanın elinde olduğunu fakat baltayı kullanmadığını ifade etmiştir.(Müşteki baltayla kırmaya çalıştığını söylemiş ki görmesine imkan yok)Olay yeri tespit tutanağında odanın dağınık olduğu,koltuğun devrilmiş olduğu,masanın üzerindeki kırtasiye malzemelerinin yerde olduğu,arşiv odasının kilidinin kırık olduğu belirtilmiş ama koltuğua dair ayrıca başka bir bilgi yok.
Old 11-07-2012, 11:20   #15
yılmazkan

 
Varsayılan

Moralinizi bozmak istemem ancak olay öldürmeye teşebbüs sayılacaktır diye düşünüyorum.
Old 11-07-2012, 12:11   #16
yeditepelişehir

 
Varsayılan

%99 öldürmeye teşebbüs sayılacak hatta kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle olması da ağırlaştıracak.Elimden geleni yapacağım her ihtimali değerlendirmek istiyorum.Müvekkil yakınlarına da açıkça anlatıyorum şu maddeden yargılanacak,en az şu kadar en kötü ihtimal bu kadar hapiz cezası çıkabilir diye.Ve gerçekten merak ettiğim bir husus aydınlanacak mı onu bekliyorum sabırsızlıkla.Müdür müvekkili hiç tanımadığını,ilk kez olay günü gördüğünü,iki gün önce de orada görev yapmadığını dolayısıyla kendisine bir kredi başvurusu ve haliyle sanığın talebini reddetmesi,küfür etmesi vs. gerçekleşmediğini söylüyor.Müvekkil ise yukarda diğer maddelerde belirttiğim gibi kredi başvurusunu ve reddedilişini bunun da o müdür olduğunu iddia ediyor.Hatta ilk ifadesinde'' adını bilmediğim orada yeni işe başlayan kişi (müdür geçici görevle gelmiştir)senin borcun var,ödeyince çekersin,şimdi .s.tir git'' dedi şeklinde konuşuyor.Müvekkilin başka bir husumet iddiası yok,müdürün hiç husumet iddiası yok.Göreceğiz bakalım yarın neler olacak Katkıda bulunan herkese çok teşekkür ediyorum. Saygılar,başarılar..
Old 06-03-2013, 15:19   #17
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Bu başlıkta belirttiğim davanın yarın karar duruşması olacak.Sorular cevabını bulacak.Sonucu burada da yazarım. Savcının mütalaasını açıkladığı duruşmaya başka bir meslektaşım girdi benim yerime ve savcı mütalaasında husumet konusuna hiç değinmemiş. Müvekkilin hiçbir diyalog olmaksızın öylece girip baltayla saldırdığından bahsetmiş.Burda bir gariplik yok mu? Bir husumetin ortaya konması gerekmez mi müvekkilin neden böyle birşeye kalkıştığına dair?
Old 07-03-2013, 09:06   #18
yılmazkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeditepelişehir
Bu başlıkta belirttiğim davanın yarın karar duruşması olacak.Sorular cevabını bulacak.Sonucu burada da yazarım. Savcının mütalaasını açıkladığı duruşmaya başka bir meslektaşım girdi benim yerime ve savcı mütalaasında husumet konusuna hiç değinmemiş. Müvekkilin hiçbir diyalog olmaksızın öylece girip baltayla saldırdığından bahsetmiş.Burda bir gariplik yok mu? Bir husumetin ortaya konması gerekmez mi müvekkilin neden böyle birşeye kalkıştığına dair?
Dilerim, müvekkiliniz yönünden adalet yerini bulur. Savcının mütaalasında husumete değinmesi uygun olmakla birlikte tamamen sonuca odaklı bir şekilde fikir yürütmüş. Başarılar dilerim.
Old 11-03-2013, 16:05   #19
yeditepelişehir

 
Varsayılan

Merhaba değerli meslektaşlarım. Mahkeme müvekkilim hakkında 86/1 den dolayı 2 yıl 6 ay, 86/3-e gereğince silah sayılan balta ile işlendiği ve kamu görevlisine karşı işlendiği için yarı oranında arttırdı ve 3 yıl 9 aya hükmetti ve müvekkili tahliye etti. Tabi en önemlisi TCK. 36. maddeyi uyguladığı için böyle bir karar çıktı. Benim açımdan ve müvekkilim açısından olumlu bir karar ama katılan yahut savcı muhtemelen temyiz edecektir. Kesinleşmemesi için benim de temyiz etmem gerekiyor.Bu başlıkta fikirlerini paylaşan herkese çok teşekkür ederim. Yalnız bir soru daha var şimdi kafamda. Hem balta kullanılması hem kamu görevlisine karşı işlenmiş olması iki ağırlaştırıcı nedenin olduğunu gösteriyor ama tek bir artırım yapılmıştır.Bunda bir isabetsizlik var mı?
Old 12-03-2013, 10:22   #20
yılmazkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeditepelişehir
Merhaba değerli meslektaşlarım. Mahkeme müvekkilim hakkında 86/1 den dolayı 2 yıl 6 ay, 86/3-e gereğince silah sayılan balta ile işlendiği ve kamu görevlisine karşı işlendiği için yarı oranında arttırdı ve 3 yıl 9 aya hükmetti ve müvekkili tahliye etti. Tabi en önemlisi TCK. 36. maddeyi uyguladığı için böyle bir karar çıktı. Benim açımdan ve müvekkilim açısından olumlu bir karar ama katılan yahut savcı muhtemelen temyiz edecektir. Kesinleşmemesi için benim de temyiz etmem gerekiyor.Bu başlıkta fikirlerini paylaşan herkese çok teşekkür ederim. Yalnız bir soru daha var şimdi kafamda. Hem balta kullanılması hem kamu görevlisine karşı işlenmiş olması iki ağırlaştırıcı nedenin olduğunu gösteriyor ama tek bir artırım yapılmıştır.Bunda bir isabetsizlik var mı?

Öncelikle tebrik ederim başarılı bir savunma yapmışsınız. Birden fazla nitelikli halin gerçekleşmesi, ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak kabul edilebilir. Aynı maddede düzenlenmiş olan nitelikli haller söz konusu olduğu için arttırımın tek bir kez yapılmış olması doğrudur. Nitelikli haller farklı maddelerde düzenlenmiş olsaydı farklı maddelere dayanılarak ayrı ayrı arttırım yapılırdı.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kasten Öldürmeye Teşebbüs ve Haksız Tahrik Kemal Yıldırım Ceza Hukuku Çalışma Grubu 16 04-08-2011 22:14
kasten öldürmeye teşebbüs-kasten yaralama yeditepelişehir Meslektaşların Soruları 4 31-08-2010 13:48
Kasten yaralama-Öldürmeye teşebbüs(içtihat) denizözcan Meslektaşların Soruları 2 08-08-2010 12:40
Kasten adam öldürmeye teşebbüs Av.Fatih KAYA Meslektaşların Soruları 7 03-07-2007 11:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07895088 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.