Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

HMK 'nın yürülüğünden önce yapılan yetki sözleşmesi- IIK 68'de sayılan belgeler

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-01-2015, 21:51   #1
QuestionMark

 
Varsayılan HMK 'nın yürülüğünden önce yapılan yetki sözleşmesi- IIK 68'de sayılan belgeler

Müvekkil bir tacir ile tacirin alacağın temliki sözleşmesine eklediği bir madde ile yetki sözleşmesi de yapıyor. Maddeye göre İstanbul Mahkemeleri ve İstanbul İcra Daireleri yetkili kılınıyor. Aynı zamanda eski borçlunun ibra edildiğine dair madde de mevcut.
Sözleşmede tacirin temlik aldığı ve ödemesi gereken borç miktarı 13 taksite bölünüp vade tarihleri tek tek yaızlmıştır.

HMK yürürlüğe girdikten sonra uyuşmazlık ortaya çıkıyor.

Sözleşmeye dayanarak direkt icra takibine başlandı ve karşı ödeme emrine itiraz etti.

Bahsettiğim HMK'nın yürürlük tarihinden önce yapılan sözleşmedeki yetki maddesine dayanarak yetki itirazında bulundu

Aynı zamanda borca itiraz etti

Ancak imzaya itiraz mevcut değil.


Sorum şu, yetki itirazı hakkında ne düşünüyorsunuz? Müvekkilimizin tacir olmadığından bahisle yetkiye ilişkin maddenin geçersiz olacağı savunmamız yerinde midir?

İmzaya itiraz edilmemiş olması, sözleşmeyi İİK md 68'de sayılan belgelerden biri haline getirir mi? Bu yolla itirazın kesin kaldırılması yoluna gitmek mümkün müdür?
Old 13-01-2015, 00:39   #2
Avukat034

 
Varsayılan

1- "MADDE 17- (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler." Usule ilişkin hükümler derhal uygulandığından ve müvekkiliniz tacir olmadığından yetki sözleşmesi geçersizdir.

2-Sözleşmeyi açıkça inkar etmemiş olması yani imzayı kabul etmiş sayılması sözleşmeyi İİK 68'de sayılan belgelerden biri haline getirir.
"T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/6275
Karar: 2004/10892
Karar Tarihi: 30.04.2004

İTİRAZIN KALDIRILMASI - İMZAYA İTİRAZ EDİLMEYEN PROTOKOL - BORÇ İKRARINI İHTİVA EDEN BELGE
ÖZET : Protokol altındaki imzayı borçlu inkar etmemiştir. O halde borçlunun bu protokol uyarınca alacaklıya 17.472 DM.'lik borcunun varlığı sabit olduğundan anılan belge İİK.nun 68. maddesinde öngörülen kesin borç ikrarını ihtiva eden belgelerdendir."
Old 13-01-2015, 08:58   #3
QuestionMark

 
Varsayılan

Merhaba. Cevabınız için teşekkürler.

Yetki ile alakalı yetki sözleşmesinin hüküm ifade edeceği yönünde; 12. HD 2012/4672E. 2012/20024K

Verdiğiniz tarih ve sayıda öyle bir yargıtay kararı bulunmamaktadır. Daha doğrusu ben bulamadım.
Old 13-01-2015, 09:53   #4
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/6275
Karar: 2004/10892
Karar Tarihi: 30.04.2004


İTİRAZIN KALDIRILMASI - İMZAYA İTİRAZ EDİLMEYEN PROTOKOL - BORÇ İKRARINI İHTİVA EDEN BELGE

ÖZET : Protokol altındaki imzayı borçlu inkar etmemiştir. O halde borçlunun bu protokol uyarınca alacaklıya 17.472 DM.'lik borcunun varlığı sabit olduğundan anılan belge İİK.nun 68. maddesinde öngörülen kesin borç ikrarını ihtiva eden belgelerdendir. Alacaklının anılan belgeye dayanarak genel haciz yolu ile takip yapmasında bir usulsüzlük yoktur. Borçlu, borcu ödediği yolunda bir makbuzda ibraz edemediğinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden bahisle alacaklı isteminin reddi yolunda hüküm tesisi isabetsizdir.



(2004 S. K. m. 68)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Taraflar arasında tanzim edilen 30.08.2001 tarihli protokolün 2. maddesinde aynen "taraflarca yukarıda belirtilen faturalar toplamı olan borcun tamamı 17.472 DM. olarak kabul edilmiş ve borç tutarı bu miktar üzerinden sabitlenmiştir. Alacaklı borçludan bu tutar dışında faiz, vade farkı, harç, gider, ücret, ... v.b. konularda başkaca bir ödeme talebinde bulunmayacaktır. " hükmü kararlaştırılmıştır. Protokol altındaki imzayı borçlu inkar etmemiştir. O halde borçlunun bu protokol uyarınca alacaklıya 17.472 DM.'lik borcunun varlığı sabit olduğundan anılan belge İİK.nun 68. maddesinde öngörülen kesin borç ikrarını ihtiva eden belgelerdendir. Alacaklının anılan belgeye dayanarak genel haciz yolu ile takip yapmasında bir usulsüzlük yoktur. Borçlu, borcu ödediği yolunda bir makbuzda ibraz edemediğinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden bahisle alacaklı isteminin reddi yolunda hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 30.04.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 13-01-2015, 13:01   #5
Avukat034

 
Varsayılan

Sayın QuestionMark;

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/4672

K. 2012/20024

T. 11.6.2012

• YETKİ İTİRAZI (Bonoların 1086 S.K. Yürürlükte İken Keşide Edildiği/Gerçek Şahıslar İle Tacirler Arasında Yetki Sözleşmesi İle Belirlenen Özel Yetkili Yerde Takip Yapılabileceği - 6100 S.K'nın Yetki Sözleşmesine İlişkin Md.17'nin Uygulanamayacağı )

• GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH (Hükmün “Türk Milleti Adına” Verilmesi ve Hükümde “Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihin” Yer Almasının Zorunlu Olduğu ve Kanunun Bu Emredici Hükmüne Aykırı Davranılamayacağı )

• BONONUN 1086 S.K. YÜRÜRLÜKTE İKEN KEŞİDE EDİLMESİ (6100 S.K Md.17'nin Uygulanamayacağı - Gerçek Şahıslar İle Tacirler Arasında Yetki Sözleşmesi İle Belirlenen Özel Yetkili Yerde Takip Yapılabileceğinden Yetki İtirazının Reddi Gerektiği )

6100/m.17, 297, 448, 451, Geçici m.2

1086/m.22

2004/m.67

ÖZET : Takibe konu bonolar, 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken keşide edilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nın yetki sözleşmesine ilişkin 17. maddesi uygulanamayacaktır. Gerçek şahıslar ile tacirler arasında yetki sözleşmesi ile belirlenen özel yetkili yerde de takip yapılabileceğine göre, yetki itirazının reddi ile borçluların sair itiraz ve şikayet nedenlerinin incelenerek karar verilmesi gerekir.

Hükmün “Türk Milleti Adına” verilmesi ve hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması hukuka aykırıdır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nezihe Deniz Etral tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Borçlu, aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı yetki itirazı ile birlikte diğer itiraz ve şikayetlerini 25.11.2011 tarihinde ikame ettiği dava ile icra mahkemesine bildirilmiş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, 6100 Sayılı HMK hükümleri gereğince yetki anlaşmalarının geçersiz olduğundan bahisle yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir.

6100 Sayılı HMK'nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup bu hükme göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Buna göre, HMK ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirtilmiştir. Aynı kanunun 451. maddesinde HMK'nın 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe gireceği belirlenmiş, yine zaman bakımından kanunun uygulanmasını düzenleyen 448. maddesinde de, kanun hükümlerinin tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir.

6100 Sayılı HMK ile yürürlükten kalkan 1086 Sayılı HUMK'nun 22. maddesinde, tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmişti. Buna göre tarafların hükmi şahsiyetlerinin önemi olmadan, tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerinin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri tabii idi.

Somut olayda takibe konu on iki adet bonoda lehdarın gerçek kişi olduğu, keşideci ve kefil sıfatları olan borçlular tarafından imzalanan bonolarda Samsun mahkemelerinin yetkili kılındığı, tüm bonolarda keşide tarihlerinin 16.04.2007 olduğu görülmektedir. HMK'nın geçici 2 maddesinde “1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulunan senetler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini korur.” hükmü yer almaktadır. Bu durumda söz konusu takibe konu bonolar 16.04.2007 tarihinde, 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken keşide edilmiştir. HMK'nın 448 ve 451. maddeleri gereğince, HMK tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla senetlerin keşide ve vade tarihlerinden sonra 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğundan takibe konu bonolarda HMK'nın 17. maddesi uygulanamayacaktır.

Takibe dayanak bonolarda Samsun Mahkemeleri yetkili kılınmış olmakla, yetki sözleşmesi gerçekleştirilmiştir. O halde, HUMK.nun 22. maddesine göre gerçek şahıslar ile tacirler arasında yetki sözleşmesi ile belirlenen özel yetkili yerde de takip yapılabileceğine göre, yetki itirazının reddi ile borçluların sair itiraz ve şikayet nedenlerinin incelenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir.

Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK'nun 297. maddesinin (1 ). fıkrası gereği hükmün “Türk Milleti Adına” verilmesi ve aynı fıkranın (e )bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA ), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu hususa dikkat edin.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tapuda cins tashihinden önce yapılan kira sözleşmesi tugcetetik Meslektaşların Soruları 1 02-11-2009 19:47
evlenmeden önce üzerime yapılan mal konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 5 21-10-2009 09:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07158494 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.