Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İstihkak iddiası zamanaşımına uğramış mıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-11-2012, 19:27   #1
etez

 
Varsayılan İstihkak iddiası zamanaşımına uğramış mıdır?

Merhabalar

İstihkak davasına konu makinanın haciz tarihi 08/05/2012 tir. Borçlu taahhüt vermeyi kabul ettiğinden mahcuz muhafaza altına alınmamıştır.

Taahhüt yerine getirilmediğinden 26/07/2012 tarihinde mahcuz muhafaza altına alınmıştır. Muhafaza işlemi esnasında borçlu bir finansal kiralama firmasıyla yapılmış ödeme planını sunarak mahcuzun finansal kiralama yoluyla kiralandığını beyan etmiş hatta finansal kiralama şirketinin vekili ile haciz memurunu telefonda görüştürmüştür. Ancak icra memuru yeterli belge sunulmaması ve daha önceki hacze itiraz edilmemiş olması nedeniyle muhafaza işlemini gerçekleştirmiştir.

Finansal kiralam şirketi haczi 03/09/2012 tarihinde öğrendiğini beyan erek 05/09/2012 de istihkak iddiasıyla dosyanın icra mahkemesine gönderilmesini talep etmiş. İstihkak iddiası yargılamayı gerektirdiğinden Mahkemece istihkak davası açılması için 7 gün süre verilmiştir. Ve dava açılmıştır.

Çok uzun oldu ama muhafaza esnasında muhafazadan haberdar olan finansal kiralama şirketi durumu aylar sonra öğrendiğini beyan etmekte hak düşürücü süreyi kaçırmadığını beyan etmektedir. Ben aksi kanaatteyim. Fikirlerinizi ve yargıtay kararlarınızı bekliyorum.

İyi çalışmalar.
Old 02-11-2012, 13:18   #2
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

17. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/3024
K. 2011/7487
T. 14.7.2011
• İSTİHKAK DAVASI ( Üçüncü Kişinin Haczi Öğendiği Tarihten İtibaren Yedi Gün İçinde İstihkak Davası Açması Gereği - Yedi Günlük Dava Açma Süresinin Hak Düşürücü Süre Olduğu Re'sen Gözetilmesi Gereği )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( İstihkak Davası - Haczin Öğrenildiği Tarihten İtibaren Yedi Günülük Hak Düşürücü Sürede Açılması Aksi Takdirde Bu İddiayı İleri Sürme Hakkının Kaybedileceği )
2004/m. 96, 97/9
ÖZET : üçüncü kişinin haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde istihkak davası açması gerekir, aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybeder. 7 günlük dava açma süresi hak düşürücü süredir..
.....
Finansal kiralama şirketi haciz mahallinde değil ise haciz tarihinden haberdar olduğunu ispatlamanız zor olacaktır. Zira Finansal kiralama sözleşmelerinde de söz konusu malların haczi vs. halinde borçlusuna bildirim yükümlülüğü getirilmektedir. Borçlunuz bu konuda resmi bildirimde bulunmamaş ise beyan edilen öğrenme tarihine itibar edilecektir...
Old 02-11-2012, 16:38   #3
etez

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GÜLSÜM ÖNAL
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/3024
K. 2011/7487
T. 14.7.2011
• İSTİHKAK DAVASI ( Üçüncü Kişinin Haczi Öğendiği Tarihten İtibaren Yedi Gün İçinde İstihkak Davası Açması Gereği - Yedi Günlük Dava Açma Süresinin Hak Düşürücü Süre Olduğu Re'sen Gözetilmesi Gereği )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( İstihkak Davası - Haczin Öğrenildiği Tarihten İtibaren Yedi Günülük Hak Düşürücü Sürede Açılması Aksi Takdirde Bu İddiayı İleri Sürme Hakkının Kaybedileceği )
2004/m. 96, 97/9
ÖZET : üçüncü kişinin haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde istihkak davası açması gerekir, aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybeder. 7 günlük dava açma süresi hak düşürücü süredir..
.....
Finansal kiralama şirketi haciz mahallinde değil ise haciz tarihinden haberdar olduğunu ispatlamanız zor olacaktır. Zira Finansal kiralama sözleşmelerinde de söz konusu malların haczi vs. halinde borçlusuna bildirim yükümlülüğü getirilmektedir. Borçlunuz bu konuda resmi bildirimde bulunmamaş ise beyan edilen öğrenme tarihine itibar edilecektir...


Çok teşekkürler

İcra mahkemesinden telefon firması kayıtlarını istesek olabilir gibi geldi ama bilemiyorum. İcra Mahkemesinden böyle bir talepte olmaz gibi geliyor.
Old 06-11-2012, 13:31   #4
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Telefon kayıtları iddianız için yeterli olmaz. Yazılı belge, noter ihtarı vs. ile ihbarın yapılması önemli. telefon konuşmalarının içeriği bilinemeyeceğinden bu konuda bir araştırma yaptırmanızda anlamsız olur.....
Old 06-11-2012, 14:50   #5
yılmazkan

 
Varsayılan

Sayın Önal'a katılmakla birlikte finansal kiralamanın şartları ve geçerliliği konusunda şu kararı incelemenizde fayda olabilir.

Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu

Esas : 2008/21-535
Karar : 2008/586
Tarih : 22.10.2008

*FİNANSAL KİRALAMA

(3226 s. FKK. m. 8, 19) (4721 s. MK. m. 2)

Özet : Finansal kiralama sözleşmesinin noterce düzenleme şeklinde yapılıp yapılmadığı ve taşınır mala dair sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde bu iş için tutulan özel sicile tescil edilip edilmediği resen araştırılmalıdır.

Taraflar arasındaki "istihkak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İstanbul Dokuzuncu İcra Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen 06.10.2005 gün ve 2005/367 E.- 2005/8422 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Yirmibirinci Hukuk Dairesi'nin 19.09.2006 gün ve 2006/186-8422 sayılı ilamı ile; (...Uyuşmazlık 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir.

3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 8/1. maddesi gereğince Finansal Kiralama Sözleşmesi düzenleme şeklinde noterlikçe yapılır. Taşınır mala dair sözleşme kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edilir. Bu husus sözleşmenin kurucu unsurlarından olup geçerlilik şartıdır. Tescil edilmezse kiralama keyfiyeti 3. kişilerin haklarını etkilemez.

Somut olayda, dava konusu Aiburg screvv injection mourding machine model allrounder 570 c 200-675, 1776 seri nolu plastik enjeksiyon makinesi İzmir Yirmiüçüncü Noterliği'nin 29.09.2003 tarihli finansal kiralama sözleşmesiyle davacı 3. kişi tarafından borçlu şirkete kiralanmış olmasına rağmen, bu sözleşmenin kiracının ikametgahı özel siciline tescil edilip edilmediği yönünde bir araştırma yapılmamıştır. Öncelikle bu konu üzerinde durularak kira akdinin kiracının ikametgahı özel siciline tescil edilip edilmediği saptanması gerekirken, eksik araştırmaya dayalı varılan sonuç doğru değildir.

O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, finansal kiralamaya konu malların haczedilemeyeceği iddiasına dayalı istihkak ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir.

Davacı H... Finansal Kiralama A.Ş. vekili; müvekkili şirket tarafından kiracı E... Plast. ve Kal. San. Dış Tic. Ltd. Şti. 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümlerine uygun olarak kiralanan plastik enjeksiyon makinesinin ve sair aksamının; alacaklı D... B... B.V. şirketinin, borçlu L... Plast Elektromek. Plast. ve Amb. Dış Tic. ve Ltd. Şti.'den alacağı nedeniyle kiracı elinde haczedildiğini, finansal kiralamaya konu malların haczedilmesinin, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, makinenin mülkiyetinin bu Kanun'un 90. maddesi gereğince müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, İcra Müdürlüğünce yapılan haciz işleminin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı-alacaklı D... B... B.V. Şirketi vekili; L... Plast. Ltd. Şti.'nin muvazaalı ve hileli olarak işyerini E... Plast. ve Kal. San. Dış Tic. Ltd. Şti.'ye devrettiğini, davacı H... Finansal Kiralama A.Ş.'nin de bu durumdan haberdar olduğunu, bu nedenle sözleşmenin mutlak butlanla batıl bulunduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini cevaben bildirmiştir.

Yerel mahkemece; takip borçlusu ile diğer davalı E... Plast'ın başlangıçtan bu yana, takip alacağını karşılıksız bırakmaya yönelik etkinliklere girişerek; borçları ödememeyi ve aynı zamanda ticari faaliyetlerine devam etmeyi planlayarak öncelikle, dava konusu mahcuzun satış kararından sonra ve satış gününden önce, sistemli ve bilinçli olarak L... Plast'ı kurup, faaliyete başladıkları gibi, makul gerekçelerle ortaya konulamayan nedenlerle, borçluya ait işyerini kiralayıp, ayrı alanda üretimde bulundukları, ayrıca, davacı 3. kişinin de bilgisi olsun ya da olmasın bu tasarının bir parçası olarak olayın içine alındığı, bu bağlamda TTK.nun 20. maddesine aykırı davranarak, örtülü işlemle alacaklının malen tatminine engel olduklarından kötüniyetli oldukları gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Dairece; "Finansal kiralama sözleşmesinin, borçlu-kiracının ikametgahı noterliğinde bulunan özel sicile tescil edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece önceki hükümde direnilmiştir.

Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; Finansal Kiralama Sözleşmesinin kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edilip edilmediğinin araştırılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 1. maddesi ile finansal kiralama münasebetinin "finans sağlamaya" yönelik bir tip sözleşme olduğu amaçlanmıştır. Bu tür sözleşmede; finansman şirketi sözleşmeye konu malın hukuki mülkiyetini muhafaza ederken, ekonomik mülkiyet ve zilyetlik, malı teslim alan kiracıya geçmektedir.

Bu sistemde, iyiniyetli üçüncü kişilerin finansal kiralama konusu malın mülkiyetini kiracıdan kazanmalarını önlemek ve bu kurumun sağlıklı işleyebilmesini temin amacı ile sicile tescil sistemi kabul edilmiştir.

3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 8. maddesinde; "Finansal kiralama sözleşmesinin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılacağı" emredici bir kural olarak konulmuştur.

Diğer bir deyişle, sözleşme noterlikçe yapılmamış ya da noter sadece imza tasdiki yapmış ise, BK.nun 20. maddesi karşısında bir butlan nedenidir ve mahkemece de resen nazara alınır (Reisoğlu, Özsunay İTO, S. 14 Semineri-Nisan 1986).

Bundan ayrı, Finansal Kiralama Kanunu'nun 8. maddesinin 1. paragrafının 2. cümlesi, "taşınır mala ilişkin finansal kiralama sözleşmesinin, kiracının ikametgahı noterliğinde bu iş için tutulan özel sicile tescili gerektiği" hükmünü amirdir.

Bu düzenleme ilk planda, iyiniyetli üçüncü kişilerin, emin sıfatı ile zilyet olan kiracıdan finansal kiralama konusu mal üzerinde bir ayni hak kazanmalarını engellemek amacıyla getirilmiş olup, finansal kiralama işlemlerine aleniyet kazandırılarak finansal kiralama kurumunun sağlıklı işlemesi ve gelişmesi amaçlanmıştır (Atilla Altop, Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi, Ankara-1990, s: 96).

O halde, kanunda özel sicile tescil ve şerh bir ön şart olup, kiralayanın mülkiyet hakkını, iyiniyetle kiralama konusu malı ve mal üzerindeki ayni bir hakkı iktisap edenlere karşı ileri sürebilmesi, sözleşmenin şerh ve tescili ile mümkündür.

Diğer taraftan, taşınır mallara ilişkin finansal kiralama sözleşmelerinde tescilin yapılmamasının Finansal Kiralama Kanunu'nun 18., 19. ve 20. maddeleriyle ilgili bazı sonuçlarının bulunduğu açıktır.

Bu bağlamda, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 19. maddesinde; kiracının iflası veya icra takibine uğraması halinde, finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına veya iflasta tefrikine ilgili memurca karar verileceği, bu karara karşı yedi gün içinde icra tetkik mercii hakimliği nezdinde şikayette bulunulabileceği öngörülmüştür.

Bu açık hüküm karşısında, icra memurunun finansal kiralama konusu malların takip dışında tutulmasına karar verebilmesi için, noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmış geçerli bir finansal kiralama sözleşmesinin varlığı ve özel sicile tescil edilmiş olması gerektiği konusunda duraksama bulunmamaktadır.

Şu hale göre, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun gerek finansal kiralama sözleşmesinin şekli ve sözleşmeye aleniyet kazandırılması amacına yönelik özel sicile tescile dair 8. maddesi ve gerekse 19. maddede yer alan emredici nitelikteki koruma hükümleri kamu düzenine ilişkin olup, finansal kiralama sözleşmesinin noterce düzenleme şeklinde yapılıp yapılmadığı ve taşınır mala dair sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde özel sicile tescil edilip edilmediği resen araştırılacak konulardandır.

Bu itibarla; yargılamanın her safhasında taraflar finansal kiralama sözleşmesinin geçerliliği ve özel sicile tescili konusunda gerekli tüm delilleri ibraz edebileceği gibi, bu konuda tarafların ileri sürmediği deliller de mahkemece kendiliğinden araştırılabilecektir.

Somut olayda; davacı haczedilemezlik şikayetini 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'na dayandırmıştır. Davacı H... Finansal Kiralama A.Ş. tarafından, E... Plast. ve Kal. San. Dış Tic. Ltd. Şti. arasında İzmir Yirmiüçüncü Noterliği'nce düzenlenen 29.09.2003 gün ve 22445 yevmiye numaralı sözleşme, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 8. maddesi birinci paragrafının 1. cümlesinde ifadesini bulan düzenleme şeklindeki sözleşmedir. Anılan sözleşmenin, kiracının ikametgahı noterliğinde bulunan özel sicile tescil edilip edilmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Her ne kadar, İzmir Yirmiüçüncü Noterliği'nin 28.11.2004 gün ve 2004/485 sayılı yazısında noterliklerinin mahsus defterlerinin 2003/34. sırasına kaydedildiği bildirilmişse de, kiracının yerleşim yeri Ege Serbest Bölgesi A... Caddesi, Numara 144/1, Gaziemir olup, İzmir/Gaziemir'de müstakil bir noter bulunmaktadır.

Hal böyle olunca mahkeme tarafından; kiracının yerleşim yeri noterinin neresi olduğu tam olarak tespit edilip, sözleşmenin yetkili noter tarafından yapılıp yapılmadığı ve sözü edilen finansal kiralama sözleşmesinin buradaki özel sicile tescil edilip edilmediğinin saptanarak, buna göre davacının 3226 sayılı Yasa'nın getirdiği koruyucu hükümlerden yararlanıp yararlanmayacağının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu arada Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan iyiniyet kuralı itiraz niteliğinde olduğundan, şartları varsa yargılamanın her aşamasında gözönüne alınabileceği hususu da bilinmelidir. Öyle ise; açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.10.2003 gün ve 2003/12-560 E. 2003/605 K. sayılı ilamında da bu hususlar aynen benimsenmektedir.

Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak:YKD Ocak-2009 Sf : 15
Old 07-11-2012, 12:30   #6
etez

 
Varsayılan

Sayın yılmazkan gözümüzden kaçan önemli bir ayrıntıya ilişkin içtihat için çok teşekkürler. İçtihadı okuduktan sonra davacının delil listesini inceledim ve şu ilginç durumla karşılaştım. Borçlunun ikametgahı A kentinde. Sözleşme 20/12/2010 da B kenti noterinde yapılmış ancak sözleşmenin tescili A kentinde 24/10/2010'da yapılmış gibi gözüküyor. Yani daha sözleşme yapılmadan tescil edilmiş gibi bir durum var. Dosyayı inceleyip bu hususun üzerinde duracağım.

Peki haciz esnasında yapılan telefon görüşmesinde hacizden haberdar olunmadığı iddiası hayatın olağan akışına ters değil mi?İyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırı değil mi? Ben bu kanaatteyim açıkçası.
Old 07-11-2012, 13:09   #7
yılmazkan

 
Varsayılan

Evet, karardaki ayrıntılar nedeniyle işinize yarayabileceğini düşünmüştüm. Telefon konusunda ise sizin gibi düşünmüyorum. Nitekim finansal kiralama kanununun 19.maddesinde kiraya konu malın memur tarafından haciz dışında tutulacağı,bu karara karşı da 7 gün içinde itiraz edileceği düzenlenmiştir. Bu hakkın kullanılabilmesi için de tebliğ veya tefhim gereklidir. Tebliğ ve tefhim yoksa kiraya verenin öğrenme tarihi esas alınmalıdır. Aynı durum istihkak davası açma süresi içinde geçerlidir. Aşağıdaki karar da aynı yöndedir:

Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu

Esas : 2000/12-724
Karar : 2000/736
Tarih : 05.04.2000

*HAKSIZ ŞİKAYET
*KİRACININ İFLASI VEYA İCRA TAKİBİNE UĞRAMASI

(3226 s. FKK. m. 19) (2004 s. İİK. m. 16)

Özet : Kiracı aleyhine icra yoluyla takip yapılması halinde, icra memuru, finansal kiralama konusu malların takibin dışında tutulmasına karar verir. İcra memurunun kararına karşı yedi gün içinde itiraz edilebilir.

Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar İcra Tetkik Merciince davanın reddine dair verilen 10.6.1999 gün ve 992-627 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19.10.1999 gün ve 1999/10772-12511 sayılı ilamı ile; (...3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunun 19/son maddesine göre icra memurunun kararına karşı bu kararın taraflara tebliğ veya tefhiminden itibaren 7 gün içersinde itiraz edileceği hüküm altına alınmıştır. Olayımızda şikayete konu olan memurluk kararı şikayet edene tebliğ veya tefhim edilmemiştir. Zira dosya içersinde bu konuda hiçbir kayıt yoktur. Ayrıca merci kararında belirtildiği gibi şikayet edenin kararı öğrendiğine dair de bir kayıta da rastlanmamıştır. Asıl olan kararın tebliğ veya tefhim edilmiş olmasıdır, "dosyanın mahiyetine göre öğrenildiğinin" yasal bir dayanağı mevcut değildir. Bu durumda İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca şikayetçinin şikayeti öğrenme tarihine göre süresinde yapmış olduğunun kabulü ile işin esasına girilip neticeye göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin süreden reddi doğru görülmemiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda: mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu´nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu´nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 5.4.2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.

Kaynak:{Corpus Arşiv No: HG-461}
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Zamanaşımına uğramış bonoda faiz avukat1980 Meslektaşların Soruları 3 16-05-2013 09:19
zamanaşımına uğramış çek av.ta Meslektaşların Soruları 8 16-10-2012 13:30
Zamanaşımına uğramış senet avukatahmet1 Meslektaşların Soruları 4 11-04-2009 17:06
Zamanaşımına Uğramış Çek hbelgin Meslektaşların Soruları 3 26-05-2008 10:39
zamanaşımına uğramış mıdır? hırs Meslektaşların Soruları 4 28-04-2008 20:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04267812 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.