Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sözleşmede tahrifat yapılarak bilirkişi incelemesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-01-2013, 12:47   #1
avukat1980

 
Varsayılan Sözleşmede tahrifat yapılarak bilirkişi incelemesi

Değerli meslektaşlarım;sözleşmeye dayalı alacak davasında davalı taraf sözleşme metninin sonradan doldurulduğundan bahisle sözleşmede yazı ve imza yaşı tayini için bilirkişi incelemesi istedi.Adli tıp yazı yaşı tayininin mümkün olmadığını belirtmesine rağmen davalı taraf istanbul adli tıp enst. de prof salih cengiz in yazı yaşı tayini konusunda işlem yapabildiğini mahkemeye bildirdi..mahkeme salih cengiz'den bu hususu sorduğunda salih cengi iki yıllık süre için bu tespitin yapılabildiğini ancak sözleşmedeki imzalar üzerinde 1 mm lik parçaların kopartılarak kendilerine gönderilmesini talep etti.burda sormak isteğidiğim husus sözleşmede kısmi tahrifata rağmen böyle bir incelemeyi mahkeme kabul edebilirmi..bizim muvafakatimizin olmaması sonucu değiştirirmi?
Old 29-01-2013, 12:57   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

19.Hukuk Dairesi
Esas: 1992/11886
Karar: 1993/8720
Karar Tarihi: 17.12.1993


İSTİRDAT DAVASI - AÇIK SENEDİN ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULDUĞUNUN İSPATI - SENEDİN HÜKÜM VE GÜCÜNÜ ORTADAN KALDIRACAK YA DA AZALTACAK HUKUKSAL İŞLEMLERİN ŞAHİTLE KANITLANAMAYACAĞI

ÖZET: Açığa imza atılmak suretiyle tanzim edilen senetlerin, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu kanıtlanmadıkça geçerlidir. Senedin hüküm ve gücünü ortadan kaldıracak ya da azaltacak nitelikte bulunan hukuksal işlemler HUMK.nun 290 gereğince şahitle kanıtlanamaz.

(6762 S. K. m. 592) (818 S. K. m. 17) (1086 S. K. m. 288, 290)

Dava: Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalılardan Alibey Çavuşoğlu'nun teminat senedi olarak düzenlenen açık senetleri ele geçirip, oğlu Cengiz Çavuşoğlu'na ciro ettiğini ve bu davalı tarafından takibe konulduğunu ileri sürmüştür. Davalılar vekili, senetlerin teminat senedi olduğunu davacının yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ibraz edilen 10 adet senedin kağıtlarının aynı olduğu, aynı tarihte tanzim edildiği, takibe konu senetlerde keşidecinin adresi, tanzim ve tediye tarihlerinin yazıldığı, ispat yükünün davalıda olduğu, davalının yemin teklif etmeyeceğini bildirdiği gerekçesiyle, ödenen senetlerin bedelinin davalılardan istirdatına karar verilmiştir.

Açığa imza atılmak suretiyle düzenlenen senetlerin, anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu kanıtlanmadıkça geçerlidir. Senedin hüküm ve gücünü ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler H.U.M.K.nun 290. maddesi hükmünce şahitle kanıtlanamaz. Yazılı delille ispatı gereken hususlarda diğer tarafın açık muvafakatı ile tanık dinlenebilir. Mahkemece ölen tanığın yerine başka tanığın dinlenmesinde usule aykırılık yoksa da, davalılar tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerinden tanığın dinlenmemesi, dinlenen tanığın beyanına itibar edilmemesi gerekir. Mahkemece, davacıdan H.U.M.K.nun 288. maddesi hükmünce iddiasını ispatlayacak delilleri sorulup, yazılı delil ibraz etmediği takdirde yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulü isabetsizdir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.12.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 29-01-2013, 12:58   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

15.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/5376
Karar: 2012/138
Karar Tarihi: 19.01.2012


ALACAK DAVASI - BELGEDEKİ İMZANIN DAVALILARA AİT OLDUĞU - DAVALILARIN BOŞA İMZALADIKLARI BELGENİN ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULDUĞUNU İSPAT EDEMEDİKLERİ - DAVANIN REDDİNİN İSABETSİZLİĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Adli Tıp raporuna göre, belgedeki imzanın davalılara ait olduğu saptanmış, davalılar boşa imzaladıkları belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat edememişlerdir. Ancak cevap dilekçelerinde sair delil demek suretiyle yemin deliline dayanmış sayılacaklarından mahkemece bu konuda davacıya yemin teklifine hakkı olduğu davalılara hatırlatılıp sonucuna göre işlem yapılmalı, yemin kabul edildiği ve eda edildiği takdirde davalılar davacıya doğrama işi yaptıklarını ve alacakları olduğunu iddia edip davacı da … tarihli celsede bir kısım işlerin yapıldığını ve bedelin ödendiğini kabul ettiğinden … tarihli belgenin imzalanmasından sonra yapılan bir imalat varsa davalılara, ödeme külfeti ise davacıya yükletilerek yapılan bir imalat saptandığında bedeli kanun uyarınca yapıldığı tarihteki rayiçlerden rapor alınıp saptanarak davalıların yaptıkları imalattan dolayı alacakları varsa, davacı alacağından düşülerek sonuca varılmalıdır. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.

(818 S. K. m. 133, 366)

Dava: Hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat E. D. geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kâğıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava, 23.283 DM'nin davalıdan tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar tarafların temyizi üzerine dairemizce alacağın zamanaşımına uğradığı, davanın reddi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece verilen bir kararın Yargıtay ilgili dairesince bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyulduğu takdirde lehine bozma yapılan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluştuğundan bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmesi kural olarak yerinde bulunmakta ise de, öğreti ve Yargıtay İçtihatlarında maddi hata sonucu verilen üst derece mahkemelerinin bozma kararına uyulması halinde usulü müktesep hak oluşmayacağı, bu durumda yapılan maddi hata dikkate alınarak yeniden inceleme yapılabileceği kabul edilmektedir.

Dava konusu olayda davacı alacağını 22.04.1991 tarihli borç ikrarını havi belgeye dayandırmış olup belgeyle ikrar edilen borç nedeniyle dava konusu uyuşmazlıkta 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Her ne kadar 27.09.2004 dava tarihine kadar olayda 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ise de davacının söz konusu belgeye müsteniden İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 1994/11912 sayılı dosyasıyla davalılar aleyhine 28.09.1994 tarihinde icra takibi yaptığından ve BK'nun 133/11. maddesi uyarınca zamanaşımı kesilmiş olduğundan bu tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Esasen icra takibinin işlemsiz bırakıldığı 11.11.1994 tarihi nazara alındığında da zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce zamanaşımını kesen icra takip dosyası nazara alınmadan yapılan maddi hata sonucu kararın bozulması, bu nedenle yerinde görülmediğinden ve davalılar yararına usulü kazanılmış hakkın oluşmadığı anlaşıldığından dairemizin 26.05.2009 gün ve 2008/3393 Esas, 2009/3102 Karar sayılı maddi hataya dayalı bozma kararının kaldırılmasına karar verilip, dosya yeni baştan incelendi.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle 02.04.1991 tarihli borç ikrarına havi belgenin anlaşma hilafına doldurulduğunun ispat edilememiş olmasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2- Adli Tıp raporuna göre, belgedeki imzanın davalılara ait olduğu saptanmış, davalılar boşa imzaladıkları belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat edememişlerdir. Ancak cevap dilekçelerinde sair delil demek suretiyle yemin deliline dayanmış sayılacaklarından mahkemece bu konuda davacıya yemin teklifine hakkı olduğu davalılara hatırlatılıp sonucuna göre işlem yapılmalı, yemin kabul edildiği ve eda edildiği takdirde davalılar davacıya doğrama işi yaptıklarını ve alacakları olduğunu iddia edip davacı da 02.12.2004 tarihli celsede bir kısım işlerin yapıldığını ve bedelin ödendiğini kabul ettiğinden 12.04.1991 tarihli belgenin imzalanmasından sonra yapılan bir imalat varsa davalılara, ödeme külfeti ise davacıya yükletilerek yapılan bir imalat saptandığında bedeli BK'nun 366. maddesi uyarınca yapıldığı tarihteki rayiçlerden rapor alınıp saptanarak davalıların yaptıkları imalattan dolayı alacakları varsa, davacı alacağından düşülerek sonuca varılmalıdır. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle dairemizin bozma kararının maddi hata sebebiyle kaldırılarak davanın reddine dair verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 825,00.-TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 29-01-2013, 13:01   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1993/13-131
Karar: 1993/479
Karar Tarihi: 23.06.1993


KİRA SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ DAVASI - BOŞ SÖZLEŞMENİN HİLE İLE ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİASI - HİLE İDDİASININ YOKLUĞU - YAZILI DELİLLE İSPAT ZORUNLULUĞU - YEMİN

ÖZET: Davacılar güven altında verilen imzalı boş sözleşmenin hile ile anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia etmişlerdir. Burada, hileden değil, güvenilerek verilen beyaza imzalı kağıdın sözleşmeye aykırı doldurulduğundan söz edilebilir. Davacı belgenin elinden hile ile alındığını iddia etmediğine göre belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delil ile ispat edebilir. Davacılar iddialarını yasal delillerle isbat edemedikleri açıktır. Ne var ki davacılara dava dilekçelerindeki vs. delil sözleriyle yemin deliline de dayanmış olduklarından yemin hakları hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

(818 S. K. m. 1) (1086 S. K. m. 344, 347)

Taraflar arasındaki "kira sözleşmesinin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Afyon 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.3.1992 gün ve 1991/99 E-1992/204 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.6.1992 gün ve 1992/4710-5438 sayılı ilamı:

(.. Davacılar güven altında verilen imzalı boş sözleşmenin hile ile anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia etmişlerdir. Burada, hileden değil, güvenilerek verilen beyaza imzalı kağıdın sözleşmeye aykırı doldurulduğundan söz edilebilir. Davacı belgenin elinden hile ile alındığını iddia etmediğine göre belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delil ile ispat edebilir. Davacılar iddialarını yasal delillerle isbat edemedikleri açıktır. Ne var ki davacılara dava dilekçelerindeki vs. delil sözleriyle yemin deliline de dayanmış olduklarından yemin hakları hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden sözleşmenin iptaline karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır.

Öte yandan, davacı Mustafa Dura ile olan sözleşmenin feshedildiği ve 1990-1991 dönemi kirasının ödendiği de aynı şekilde yazılı delille kanıtlanamamıştır. Bu iddialar yönünden de az yukarıda açıklanan gerekçe altında davacıların yemin haklarına göre işlem yapılması gerekir. Mahkemece hukuki nitelendirmede ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi yanlıştır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 23.,6.1993 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Delil tespiti, bilirkişi incelemesi Av. Gnc Meslektaşların Soruları 9 15-03-2012 17:44
Ziynet alacağı -ikrar-bilirkişi incelemesi Av.Özlem PEKSÜSLÜ Meslektaşların Soruları 1 09-02-2012 00:11
ilamlı icra takibinde bilirkişi incelemesi turbo Meslektaşların Soruları 10 18-06-2008 09:40
bilirkişi incelemesi av.duyguf Meslektaşların Soruları 7 07-02-2008 19:12
Fotokopi Üzerinde Bilirkişi Incelemesi yapılır mı? averman Meslektaşların Soruları 5 16-06-2007 00:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05256200 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.