Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

İstanbul Barosu : 23 Şubat 2007 İstanbul Adliyesi Önünde Buluşalım...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-02-2007, 20:56   #1
aqua

 
Varsayılan İstanbul Barosu : 23 Şubat 2007 İstanbul Adliyesi Önünde Buluşalım

Değerli Meslektaşım;

Uzun bir süreden bu yana, genel olarak CMK bağlamında mevcut olan sorunlarımızla ile
ilgili olarak yaptığımız girişimler ve içinde bulunduğumuz koşullar konusunda son
durumu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yaklaşık 1 yıl önce tartışmasına başlanan ve 19.Aralık.2006 tarihinde yürürlüğe
giren 5560 Sayılı Yasa ile CMK sisteminin işleyişine ciddi darbeler vurulduğunu
belirtmiştik. Bu değişikliğin, pek çok alanda taşıdığı sakıncalar ve özellikle de
zorunlu müdafilik sisteminde, ciddi bir “geriye dönüş” sürecini yaşatmakta
bulunduğuna tanık olmaktan üzüntü duyuyoruz. Bu sürece ilişkin İstanbul Barosu
olarak yazılı/sözlü olarak ilettiğimiz ve TBMM Komisyonlarında temsilci
bulundurmaya varan müdahalelerimize karşın, tasarının yasalaşması karşısında şimdi,
ülkemizin ve demokrasimizin ciddi sorunlarla karşılaşacağı kaygısı taşımaktayız.

Bir yandan sistemin daraltılması nedeniyle, yaklaşık 15 yıldır konuşmadığımız
işkencenin ve kötü muamelenin yeniden hortladığına, adil yargılamanın olanaklarının
kalmadığına tanık olacağımız bir düzleme doğru yöneldiğimiz kaygısını taşıyoruz. Bir
yandan da, savunma hakkının kısıtlanması ve giderek bu kısıtlamanın bir uzantısı
olarak doğrudan avukatlığa yönelik bir kampanyanın izlerini sezmekteyiz.

Bu süreci kabullenemeyiz.

Diğer yandan. bilindiği üzere CMK hizmetlerinin angaryaya dönüştüğü bir aşamadayız.
Hakedilen vekalet ücretleri ödenmemekte ve ne zaman ödeneceği de bilinmemektedir.

Hükümet; 5560 Sayılı Yasa ile getirdiği yeni hükümlerle, CMK vekalet ücretlerinin
ödemesindeki önceki uygulamayı değiştirerek, ödemenin “Adalet Bakanlığı
Bütçesinden” yapılmasına karar verdi. Bununla birlikte de “vekalet ücretlerinin
yargı giderinden sayılması” hükmünü getirdi. Başlangıçta Bütçeden ödeme
yapılabileceği belirtilirken, daha sonra 5560 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği
tarihte Bütçe Kanununun yasalaşmış olduğundan bahisle, ödemeler için ayrı bir yasa
çıkarılması gerektiği belirtildi. Gider Vergisi Kanununa eklenen bir madde ile 5560
Sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 19.12.2006 tarihine kadar olan vekalet ücreti
alacaklarının bu yasal düzenleme bağlamında ödenmesinin mümkün olabileceği
belirtildi. Anılan değişiklik geçtiğimiz hafta içinde TBMM Bütçe Plan Komisyonundan
geçerek Meclis Gündemine taşındı.

Bu arada Bakanlığın istemi üzerine, “herbir avukatın 19.12.2006 tarihi itibariyle
alacaklarını içeren liste” Baromuzca düzenlenerek ulaştırıldı.

Buraya kadar yaşadığımız aşamanın her dönemi içinde, Hükümetin “islimi arkadan
bekleyen” bir tavır içinde bulunduğunu gözlemledik. Önce alacaklarımızın ödenmesi
için 5560 Sayılı Yasanın yürürlüğünü hedef gösteren Hükümet, bir süre sonra da
ödenek bulunmadığını öne sürerek, yasal düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.
Komisyondan geçmiş olsa bile, bu ülkede Meclisten yasa çıkmasının güçlüğünü bilenler
olarak bu sürece müdahale edilmesi gerektiği kanısındayız. Çünkü süreç son derecede
yavaş işliyor ve sonuç alınabilmesini bir takvime bağlayabilmenin olası bulunmadığı
da açıkca ifade ediliyor.



İstanbul Barosu olarak, zaman zaman tek başımıza zaman zaman da başka barolarla ve
TBB ile yaptığımız ortak girişimler sonucunda, vekalet ücreti alacaklarımızın
tahsiline ilişkin gösterdiğimiz çabalarla “sözün bittiği noktaya” geldiğimizi
düşünüyoruz.

Değerli Meslektaşlarımız;

Yukarıda sözkonusu ettiğimiz ve ödenmemesi angaryaya dönüşen vekalet ücreti
alacaklarımız kadar önemli, bir başka temel sorunla daha karşı karşıya
bulunmaktayız.

Bu sorunu, zorunlu müdafiiliğin geleceği ve mesleğimiz açısından başka bütün
sorunların üzerinde ve başka bütün sorunlardan önemli gördüğümüzü belirtmek
istiyoruz.

Yukarıda değindiğimiz 5560 Sayılı Yasa ile çıkarılması öngörülen Yönetmeliğin
tartışılması için, bir süre önce bir taslak metin hazırlanarak gönderilmişti. Bu
taslakta, vekalet ücreti ödemelerinin Hakim ve Savcılar tarafından düzenlenecek
“sarf belgesi” karşılığı yapılacağı hükmü getirilmekte idi. Ülkemizdeki tüm
Baroların temsilcileri ile birlikte ortak bir yazılı metni bizzat Adalet Bakanlığına
ileterek bu düzenlemeye karşı çıktık. Böyle bir düzenlemenin “Avukatın Bağımsızlığı”
ilkesini ciddi biçimde zedeleyeceğini, yargının sujeleri arasında mevcudiyetinden
yakındığımız hiyerarşinin pekişmesine neden olacağını açıkca belirtmiş olmamıza
karşın, Hükümet tarafından ikinci kez düzenlenen taslak metinde bu hükmün korunmuş
olduğuna tanık olduk. Halbuki, ödemelerin artık Barolara yapılamayacağı hususunda
ısrar etmeleri üzerine, Barolar tarafından düzenlenecek “ödeme emrine” istinaden
yine kendileri tarafından ödeme yapılmasına ilişkin öneri sunarak bir uzlaşmanın
mümkün bulunduğunu anlatmıştık.

CMK görevi yapan bir avukatın “adil yargının” oluşumu, “savunma hakkı”nın
sağlanması gibi temel yaklaşımları sergilerken, doğal biçimde tartışmaya girebildiği
savcı ve hakimi, avukatın ita amiri durumuna getiren, onun ücretinin “takdir mercii”
gibi hareket etmesini sağlayan bir düzenlemenin, CMK avukatlığını devlet
avukatlığına indirgeyen bir çarpıklığın uzantısı olduğunu düşünüyoruz. Yargının tek
bağımsız gücü olan avukatların bağımsızlığını da alarak, tümüyle siyasal iktidara
tabi kılan bir düzenlemeye girişilmektedir.

Bu düzenlemeye asla razı olamayız.

Bahse konu ettiğimiz Yönetmelik taslağı, çok ciddi bir dizi sakıncaları da
taşımaktadır. Yönetmelik bu şekliyle yürürlüğe girerse, masraf tümüyle
kaldırılmaktadır. Ücret bölüşümü öngören düzenlemeler ile sistem çökertilmekte ve
avukatlar mağdur edilmektedir.

Bu tartışmaların arasında, aslında ayrıntı olarak nitelendirilmemesi gereken pek çok
konu ile ilgili olarak “geriye dönüş” ifade eden düzenlemelerin de muhalefetimize
rağmen şekillendirildiğine tanık olduk.

Bu koşullar altında ve sözün bittiği yerde yeni bir sürecin başlaması gerektiğini
düşünüyoruz. Bu yeni süreç eylemlilik sergilemektir.




Bir haftadan bu yana, CMK ile ilgili sorumlu meslektaşlarımızla birlikte yaptığımız
tartışmalar sonucunda, sürekliliği olan bir eylemsellik içinde bulunmayı
kararlaştırdık. Önümüzdeki günden başlayarak, e-mail ve SMS'ler ile süreci kendi
içimizde bilgilenme ve bilinçlenme evresi olarak tanımlayıp, sadece CMK görevi yapan
avukatların değil, tüm avukatların sorunu olmaya taşıyan bir anlayışa
dönüştürmeliyiz. 23 Şubat Cuma günü saat 12.00'de Sultanahmet Adliyesi Önünde
İstanbul Barosu Avukatları olarak yapılacak basın açıklaması ile bu iç süreci
tamamlayarak bu kez dışa açılmalıyız. Son kez, Baro Başkanlarının 15.02.2007
tarihinde Aydın'da yaptıkları toplantıda Türkiye'deki CMK görevi yapan tüm
avukatların katılacağı bir genel eylemin de yapılması planlanmaktadır. Bu süreçlerle
ilgili bilgiler verilmeye devam edilecektir.

Avukatlar olarak bu sorunun aşılmasına ilişkin olarak sergileyeceğimiz kararlılık,
sadece angaryaya dönüşen vekalet ücretlerimizin tahsilini değil, ondan da önemli
olarak mesleğimizin bağımsızlığını savunmak anlamına gelecektir. Bu anlamda bütün
olanaklarımızın kullanılmasından çekinmeyeceğimizi anlatmalıyız.

Bugünden itibaren sorunlarımızla ilgili olarak CMK görevi alan meslektaşlarımızın
öncülüğünde genel bir bilgilendirme süreci başlatıyoruz. Bu süreç devam edecektir.

Eylemlerimize destek olmanızı bekliyor, saygılar sunuyorum.

Av.Kazım KOLCUOĞLU
İstanbul Barosu Başkanı
Old 22-02-2007, 09:58   #2
üye8180

 
Varsayılan

Haydi bütün CMK avukatları, tüm müdafiler, vekiller. Baromuzun bu eyleminde tek yürek beraber olalım. Gücümüzü herkese gösterelim. Angaryaya son.
Old 22-02-2007, 14:52   #3
Av.G.K.

 
Varsayılan

Bağımsız savunma için 23 Şubat Cuma günü saat 12.00'de Sultanahmet Adliyesi önünde olmalıyız.Ne kadar yoğun katılım olursa bu eylem o kadar ses getirir arkadaşlar.
Old 22-02-2007, 21:08   #4
aqua

 
Varsayılan

BAĞIMSIZ CMK,BAĞIMSIZ YARGI İÇİN 23.02.2007 SAAT 12:00'DE Sultanahmet Adliyesinde Buluşuşalım.Sesimizi 5560 Sayılı Yasayı Getiren Hükümete,T.B.B'ne ve Barolara duyuralım.
Old 23-02-2007, 13:57   #5
Av.G.K.

 
Mesaj Basın Açıklaması Gerçekleşti

Saat 12:00 da Sayın Av.Mehmet DURAKOĞLU tarafından yapılan ve 140-150 avukatın katılımı ile gerçekleşen basın açıklaması kısa süreli bir alkış eylemi ile sona erdi.
Öncelikle mesleğime karşı duyduğum saygı sebebi ile başka adliyedeki duruşmama mazeret dilekçesi vererek katılmış olduğum basın açıklamasına daha çok genç meslektaşımzın katılımını bekliyordum ancak buna rağmen gerçekleşen basın açıklamasının başarılı olduğunu belirtmek isterim.
Baro yönetimlerinin sorunlarımıza karşı duyarlı olabilmesi için bu tür eylemlere kesinlikle katılmamız gerek aksi halde birileri avukatlığı,arzuhalcilik boyutuna indirgemeye yönelik düzenleme yaparken bizlerin hiç bir söz hakkı olmaz diye düşünüyorum.

Av.Gökhan Karakaş.
Old 24-02-2007, 14:47   #6
Av.G.K.

 
Mesaj Avukatlar eylem kararı aldı

Avukatlar eylem kararı aldı

23/02/2007

İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Mehmet Durakoğlu, yeni yasal düzenlemelerle zorunlu avukatlık hizmetlerine ciddi darbeler vurulduğunu söyleyerek, eylem kararı aldıklarını belirtti. Zorunlu avukatlık hizmeti veren avukatların 9 aydır vekalet ücretlerini alamamasının yanı sıra sistemin kapsamının daraltılmasının da sorunlar yaratacağını ifade eden Durakoğlu, "İşkencenin ve kötü muamelenin hortladığına, adil yargılamanın olanaklarının kalmadığına tanık olacağımız bir düzleme doğru yöneldiğimiz kaygısını tarihe not düşüyoruz" dedi.

İstanbul Barosu'na üye avukatlar dün Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesi önünde zorunlu avukatlık hizmetlerini düzenleyen 5560 sayılı yasayı ve vekalet ücretleri konusunda oyalama taktiği uyguladığını savundukları hükümeti protesto etti. Haber:Volkan Şahin

kaynakhttp://www.birgun.net/bolum-56-haber-36127.html#haber_basi
Old 24-02-2007, 18:39   #7
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Örgüt çağırdı, gittik.

Arkadaşlar,

Örgütümüz bir çok etkinlik için çağrı yapar ve durumu, koşulları uygun olanlar katılır. Ancak bu toplanma biraz daha yakıcı, etkileyici bir konuya ilişkindi. Bu niteliğiyle ÖRGÜT ÇAĞIRDI, GİTTİK, KATILDIK.

Katılanların daha yoğun olmasını isterdim.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu
Old 26-02-2007, 14:24   #8
uye8490

 
Mutlu İstanbul Barosu : 23 Şubat 2007 İstanbul Adliyesi Önünde Buluşalım...

İstanbul Barosu Başkanlığı, zorunlu avukatlık sistemine ciddi darbelerin vurulması üzerine 23 Şubat 2007 Cuma günü saat 12.00’da Sultanahmet Adliyesi önünde yapılan bir basın açıklamasıyla konuyu kamuoyunun bilgisine sundu.

5560 sayılı yasa ile çıkarılması öngörülen yönetmeliğin getireceği düzenlemelerin “avukatın bağımsızlığı” ilkesini ciddi biçimde zedeleyeceği vurgulanan açıklamayı İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu okudu.

Pek çok avukatın da hazır bulunduğu basın toplantısında yapılan açıklama şöyle:

“Yaklaşık 1 yıl önce tartışmasına başlanan ve 19 Aralık 2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 Sayılı Yasa ile zorunlu avukatlık sisteminin işleyişine ciddi darbeler vurulduğunu belirtmiştik. Bu değişikliğin, pek çok alanda taşıdığı sakıncalar ve özellikle de zorunlu müdafilik sisteminde, ciddi bir “geriye dönüş” sürecini yaşatmakta bulunduğuna tanık olmaktan üzüntü duyuyoruz.

Sistemin kapsamının daraltılması nedeniyle, yaklaşık 15 yıldır konuşmadığımız işkencenin ve kötü muamelenin yeniden hortladığına, adil yargılamanın olanaklarının kalmadığına tanık olacağımız bir düzleme doğru yöneldiğimiz kaygısını tarihe not düşüyoruz.

Bu süreci kabullenmeyeceğiz.

Diğer yandan 5560 Sayılı Yasa ile çıkarılması öngörülen Yönetmeliğin tartışılması için, bir süre önce hazırlanan taslakta, vekâlet ücreti ödemelerinin hâkim ve savcılar tarafından düzenlenecek “sarf belgesi” karşılığı yapılacağı hükmü getirilmektedir. Böyle bir düzenlemenin “Avukatın Bağımsızlığı” ilkesini ciddi biçimde zedeleyeceğini, yargının süjeleri arasında mevcudiyetinden yakındığımız hiyerarşinin pekişmesine neden olacağını açıkça belirtmiş olmamıza karşın, hükümet tarafından ikinci kez düzenlenen taslak metinde bu hükmün korunmuş olduğuna tanık olduk.

Zorunlu avukatlık görevi yapan bir avukatın “adil yargının” oluşumu, “savunma hakkı”nın sağlanması gibi temel yaklaşımları sergilerken, zaman zaman doğal biçimde tartışmaya girebildiği savcı ve hâkimi, avukatın ita amiri durumuna getiren, onun ücretinin “takdir mercii” gibi hareket etmesini sağlayan bir düzenlemenin, zorunlu avukatlığı devlet avukatlığına indirgeyen bir çarpıklığın uzantısı olduğunu düşünüyoruz. Yargının tek bağımsız gücü olan avukatların bağımsızlığını da alarak, tümüyle siyasal iktidara tabi kılan bir düzenlemeye girişilmektedir.

Bu düzenlemeye asla razı olmayacağız.

Diğer yandan, bilindiği üzere zorunlu avukatlık hizmetlerinin angaryaya dönüştüğü bir aşamadayız. 9 ay önce hak edilen vekâlet ücretleri ödenmemekte ve ne zaman ödeneceği de bilinmemektedir. Şu anda ödemeler için yasal değişiklik yapılması aşamasındayız. Hükümetin oyalama taktiğini sürdürmekte olduğu kaygısı içindeyiz.

İstanbul Barosu olarak, vekâlet ücreti alacaklarımızın tahsiline ilişkin gösterdiğimiz çabalarla “sözün bittiği noktaya” geldiğimizi düşünüyoruz.

Bahse konu ettiğimiz yönetmelik taslağı, çok ciddi başka sakıncaları da taşımaktadır. Yönetmelik bu şekliyle yürürlüğe girerse, müdafilikte masraf tümüyle kaldırılmakta ve şüpheli/sanık görüşmesi yapılmadan verilecek şekli bir hizmeti öngören düzenlemeler ile sistem çökertilmekte, birey ve bağımsız savunmayı temsil eden avukatlar mağdur edilmektedir.

Bu koşullar altında ve sözün bittiği yerde yeni bir sürecin başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yeni süreç eylemlilik sergilemektir.

Avukatlar olarak bu sorunun aşılmasına ilişkin olarak sergilemekte olduğumuz tavır, bireyin hak arama özgürlüğünü ve mesleğimizin bağımsızlığını savunmak anlamına gelecektir. Bağımsızlığımızdan vazgeçmeyeceğiz ve bu uğurda bütün olanaklarımızı kullanacağız.

Bugün başlattığımız eylem, yapacaklarımızın ilkidir. Hükümeti, savunmanın gerekliliğine inanmaya çağırıyoruz. Bunu kanıtlamak adına girişeceğimiz mücadelenin her aşaması, hükümetin sorumluluğunda olacaktır.”
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Savcının görevi "suç isnat etmek" mi, yoksa "suç ispat etmek" mi olmalı? sibelniko Hukuk Sohbetleri 21 30-09-2013 08:43
Stj. Av. ne "ofisboy"dur, ne de adliyedeki caycinin "ciragi..." metin karadag Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 26 28-07-2007 20:47
FSEK anlamında"eser"; "Mezdeke"oryantal grup adı ve oluşturdukları karakter eser mi? Aslı Hukuk Soruları Arşivi 6 27-12-2006 01:32
İstanbul Barosu "internet Ve Hukuk Etkinlikleri" Admin Adliye Duvarı 0 29-04-2002 22:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03646302 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.