Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Avukatın Haciz Sırasındaki Görevinin <Yargı Faaliyetine> İlişkin Bulunmadığı!!

Yanıt
Old 13-05-2011, 18:27   #1
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan Avukatın Haciz Sırasındaki Görevinin <Yargı Faaliyetine> İlişkin Bulunmadığı!!


Hakim ve savcı meslektaşlarımız keşifte iken yargı görevini icra ediyorlar mı sizce? O zaman menkul haczinde avukatın görevi bu kapsamda değil midir?! Yorum yapamıyorum.


Alıntı:
T.C. YARGITAY

4.Ceza Dairesi
Esas: 2009/3133
Karar: 2011/3082
Karar Tarihi: 14.03.2011


TEHDİT VE HAKARET SUÇLARI - SANIKLARIN HACZİ ENGELLEMEYE YÖNELİK KATILAN AVUKATA TEHDİTLE DİRENME EYLEMLERİ - AVUKATIN HACİZ SIRASINDAKİ GÖREVİNİN YARGI FAALİYETİNE İLİŞKİN BULUNMADIĞI - FAZLA CEZA BELİRLENMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Sanıkların haczi engellemeye yönelik katılan avukata tehditle direnme eylemleri nedeniyle, alacaklı vekili olan avukatın haciz sırasındaki görevinin <yargı faaliyetine> ilişkin bulunmadığı gözetilmeden fazla ceza belirlenmesi isabetsizdir.


(2709 S. K. m. 141) (5271 S. K. m. 34, 230) (5237 S. K. m. 61, 265)

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

1- Sanık M. A. hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;

Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılan Y. K.'ın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

2- Sanıklar M. A. ve İ. A. hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;

Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

a- Anayasanın 141/3, 5271 saydı CYY. nın 34, 230/1. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının davanın tarafları ile herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtay’ın gerekçelerde denetimi sağlaması ve disiplin işlemini yerine getirmesi için, kararın dayandığı tüm veriler ile bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, bu bağlamda iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler, kanıtların tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtların belirtilmesi, yargılama sonucunda oluşan vicdani kanıya göre, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen eylem ve bunun nitelendirilmesine ilişkin değerlendirmelerin açıkça gerekçeye yansıtılması gerektiği, buna göre sanıkların hangi söz ve eylemlerle, nerede hakaret ve tehdit suçlarını işledikleri, hakaret suçlarında aleniyet unsurunun ne şekilde oluştuğu, sanıkların tehdit eylemlerinin olayın gelişimine, eylemler arasındaki zaman aralığına göre ne şekilde fikir ve irade birliği içinde gerçekleştirildiği kanıtlara dayalı olarak gösterilmeden, yetersiz gerekçe karar verilmesi,

b- Sanıkların haczi engellemeye yönelik katılan avukata tehditle direnme eylemleri nedeniyle, alacaklı vekili olan avukatın haciz sırasındaki görevinin <yargı faaliyetine> ilişkin bulunmadığı gözetilmeden, TCY. nın 265/2 madde ve fıkrası uygulanarak fazla ceza belirlenmesi,

c- TCY. nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı yasanın 3. maddesindeki <fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilmesi ilkesi> çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek temel cezaların saptanılması gerektiği gözetilmeden, yalnızca soyut yasal ifadeler tekrar edilerek temel cezaların alt sınırlardan uzaklaşılarak belirlenmesi ve seçenek yaptırım olarak adli para cezası öngörülen suçlarda hapis cezalarının tercih edilmesi,

d- Sanıklara yaralama suçundan hükmolunan cezadan teşebbüs nedeniyle TCY. nın 35/2. maddesi ile indirim yapılırken gerekçe gösterilmeden üst sınırın altında indirim oranı uygulanması,

Sonuç: Yasaya aykırı ve sanıklar M. A., İ. A. müdafii ve katılan Y. K.'ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı


Old 13-05-2011, 18:52   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar
Hakim ve savcı meslektaşlarımız keşifte iken yargı görevini icra ediyorlar mı sizce? O zaman menkul haczinde avukatın görevi bu kapsamda değil midir?! Yorum yapamıyorum.


Aslında yorum yapamamakla bence iyi yapıyorsunuz. Bu tespitin neyine yorum yapacağız ki?
Old 14-05-2011, 10:13   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Olmamış. Şöyle daha net bir içtihat bekliyoruz Yargıtay'dan: "Haciz sırasında avukatı dövmeyi açıkça yasaklayan bir yasa maddesi bulunmadığından sanıkların beraati yerine, sanki hukuk devletiymişiz gibi mahkumiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirir..."
Old 14-05-2011, 11:15   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin (01.10.2002 T., 2002/11758-13949 E-K):

"...Ancak; sanığın, haciz işlemi için evine gelen katılan olan avukata silah yöneltip "buradan mal kaldıramazsınız" biçiminde tehdit etmekten ibaret eyleminin TCY.ının 191/2, 273. maddelerine uyacağının gözetilmemesi,

Yasaya aykırı ve sanık N____ G____ müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 1.10.2002 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞIOY:Sanığın haciz sırasında yakınan avukatı silahla tehdit ederek haczi engelleme eyleminin, TCY.nın 258/2. maddesine uyduğundan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum."

kararını kaldıran;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 26.11.2002 T., Esas: 2002/4-279, Karar: 2002/406: "...1136 sayılı Avukatlık Yasasının Avukatlığın Mahiyeti başlıklı 1’inci maddesinde; "Avukatık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.” hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı Yasanın 57. maddesinde;”Görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında bu suçların hâkimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır.” kuralı yer almaktadır. Bu düzenlemelere göre avukatların, TCY’nın 279. maddesinde açıklanan “memur” kavramına dahil olduğu açıktır. Öğretideki görüşler de bu doğrultudadır. Nitekim Prof. Erman ve Prof. Özek ortak yapıtlarında konuya ilişkin olarak düşüncelerini avukatlar, kamu hukuku alanını düzenleyen Avukatlık, Hukuk, Ceza, İdari ve Askeri Usul Yasalarının öngördüğü esaslar dairesinde, adli bir tasarrufun oluşmasına katılırlar. Çünkü avukat talepleri, iddia ve savunmaları, hatta bilirkişi ve tanıklara yönelttiği sorularla adli mekanizmanın karar vermesinde büyük rol oynamaktadır şeklinde bildirmektedirler. (ERMAN-ÖZEK Ceza Hukuku Özel Bölüm, Kamu İdaresine Karşı İşlenen Suçlar, sh. 494)

Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınıp değerlendirildiğinde;
Olay tarihinde evine haciz işlemi için gelen katılan avukat ile yanındakilere silah çeken sanığın, “ben buradan mal kaldırtmam” şeklinde tehditle haciz işleminin, dolayısıyla kamu görevinin yapılmasına engel olduğu sabittir. Katılan avukatın, yukarıda da açıklandığı üzere TCY’nın 279. maddesi uyarınca”memur” sayıldığı ve yine haciz işlemi nedeniyle kamu görevi yaptığı sırada sanığın etkin direnmesi ile karşılaştığı nazara alındığında, sanığın 1136 Sayılı Yasa’nın 57’nci maddesi gereğince, hâkimlere karşı suç işlediğinin kabulüyle buna göre cezalandırılması gerekmektedir. Kaldı ki, sanığın eylemi yalnızca katılan avukata yönelik olmayıp haczin yapılmasını engellemekle aynı zamanda Devletle istihdam bağı bulunan icra memuruna da yönelmiştir. Bu nedenle sanığın sabit olan eylemi bir bütün halinde, memura silahla etkin direnme suçunu oluşturmaktadır.

Bu itibarla yerel mahkemenin uygulaması isabetli olduğundan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri ise, “İcra işlemlerinde kamu otoritesini kullanan, bu işle görevli olan kimse icra memuru olup, avukat değildir. Bu nedenle özel daire kararı yerinde olduğundan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.” görüşüyle karşı oy kullanmışlardır..."

CGK'nun yukarıdaki karar ve açıklaması 4. Ceza Dairesini ikna etmemiş halen; gerçi (mavi renkte işaretlediğim cümle) Ceza Genel Kurulu'nun karara katılan üyelerinin dahi "hukuki ve yerinde olana" ikna olmakta zorlandığını gösteriyor maalesef... Yazık, gerçekten çok yazık...

Oysa ki aynı Ceza Dairesi, yukarıdaki CGK kararından sonra:

Yargıtay 4. CD, 23.11.2004 T., Esas: 2003/11512, Karar: 2004/11292: "...Ancak;
Sanığın, çocuk teslimine ilişkin mahkeme ilamının icrası için evine gelen davalı vekili katılan avukata karşı "hangi hakla çocukları almaya geldin, kalkın buradan gidin, buradan kan çıkar, çocukları vermem" diyerek tehdit etmesi eyleminin, kamu görevini engelleme amacıyla işlenmesi, Avukatlık Yasasının 2,57.maddeleri ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 26.11.2002-279/406 sayılı kararı karşısında, TCY.nın 258/1.maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Yasanın 191/1,273.maddeleriyle hüküm kurulması,
...Bozmayı gerektirmiş..."

Yargıtay 4. CD, 24.03.2003 T., Esas: 2002/20854, Karar: 2003/1152: "... Ancak;
Sanığın, evine hacze gelen alacaklı vekili katılan avukata, haciz yapıldığı sırada, önce sövüp, silah sayılan kırık bardakla ( ben burada haciz yaptırmam, eşya da götürtmem, seni öldürürüm ) diyerek tehdit etmesi ve daha sonra bıçakla yaralamaya kalkışması, bu kez duruma müdahale eden icra müdürüne de silahla saldırması üzerine anılanların haczi gerçekleştiremeden kaçmaları eyleminde, katılanın Avukatlık Yasanın 57. maddesi uyarınca kendisine karşı işlenen suçlardan memur sayılması ve aynı Yasanın 2. maddesine göre avukatın esasen yargı kurumlarının yardımcısı olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2002- 279/406 sayılı kararı karşısında, avukata yönelik hareketlerin ayrı bir suç oluşturmadığı, eylemin kamu yönetimine karşı ve Kamu görevini engelleme amacıyla işlenmesi nedeniyle bütünüyle TCY.nın 258/2, maddesine uyan tek suç oluşturduğu gözetilmeden, aynı Yasanın 266/3, 269, 258/2. maddeleriyle hükümler kurulması,
...Yasaya aykırı..."

Yargıtayın bu istikrarı gözlerimi yaşartıyor gerçekten; gelecek yıl da başka bir şey derler Sayın Akpunar; onlar istedikleri gibi yorum yapar merak buyurmayınız...

P.S: Son kararda avukatın görevine yüklenen bu anlamın amaç ve sonucuna da ayrıca dikkatinizi çekerim

Saygılar...
Old 14-05-2011, 20:29   #6
Av.Barış

 
Varsayılan

birkaç yıl önce de duruşmada hakarete uğrayan bir avukat arkadaşın kararı benzer şekilde verilmişti.

Avukat duruşmada görev ifa etmez, haciz sırasında etmez. Tamam ama avukatın görev ifa ettiği yerleri yargıtay bir sıralasın o zaman...!
Old 14-05-2011, 22:28   #7
wellan

 
Varsayılan

Avukatlık Kanunu madde-1'i o zaman yeniden düzenlesinler.Avukat kamu hizmeti yürütmüyorsa o zaman yapılan faaliyetin niteliği nedir?Bence yorum yapmamak verilecek en iyi cevaptır diye düşünüyorum.SAYGILARIMLA.
Old 16-05-2011, 07:51   #9
Av.Hukuki

 
Varsayılan

Barolar ve Barolar birliğinden etkili bir tepki ve gerekirse yasa değişikliği için T.B.M.M.den talepte bulunmasını bekliyoruz.
Old 20-05-2011, 17:48   #10
av.metinmso

 
Varsayılan

Yaşanmış bir hikaye var.

Trabzon'dan İStanbul'a ilk kez gelen ve azıcık da saflık ile şirinlik arasında gidip gelen bir kişi McDonalds'a oturur.. Gelen yemeğini yiyip gidiyor, gelen içeceğini içip gidiyor, buna bakan yok..

3 dakika geçer, 5 dakika geçer, 10 dakika geçer.. En sonunda genç dayanamaz ve bir görevliyi kolundan tutup çekerek şu sözleri sarf eder:

-" Bize niye bakmaysunuz, borcumuz mi var, bilmem ne uşaği miyuz?

Hukuk alanında da, hakim-savcı-avukat üçlemesinde, teşbihte hata olmaz, maalesef durum bu..
Old 21-05-2011, 15:15   #11
avmhy

 
Varsayılan

bu kararı eylemli şekilde protesto etmeden hiçbir yere varamayız.
Old 21-05-2011, 21:52   #12
Av.Muhammet Aydın

 
Varsayılan

Avukat mı dediniz? Avukat alacaklı gerçek şahsın alacaksız sahte ortağıdır,sanık vatandaşın vatansız koruyucusu,davacı asilin avam işçisidir,avukat davalı asılında geçmeyen fotokopisidir,adaletin yavaşlama sebebi ve en kötüsü adaletten nemalananıdır,olmasaydı adaletin daha iyi işleyeceği bir asalaktır,elden geldiğince görmezden gelinmesi gereken ancak kanunların zorlaması ile adamdan sayılıyormuş gibi yapılandır.Ceza dosyalarında hakimlerden müvekkilden para alabilmek için tahliye diye yakaran, icra dosyalarında gariban borçluyu devletin gücünü kullanarak sıkıştırıp borcunu ödemekten aciz borçludan birde ücret alandır. Avukat işçi dosyalarında vergi sorumlusu işverenleri iflasa sürükleyen bir de o gariban işçinin aldığı üç kuruşu kırpıp biçendir. Avukat bir kaza olsada dava açsak birileri ölsede para kazansak diyen o büyük ve saygın hakim ve savcılarla aynı sıralarda okumuş ve nasıl olmşsa bu bedbahlığa düşüp kalmış bir meslek gurubudur.Dimi??? di değilse birilerinin bana bu ve benzer kararları sindirebilmem için iyi bir açıklama borcu var.Birilerin avukatın sonsuz güçteki kamu erki karşısında sanığın tek koruyucusu,hakkını arayan zayıfın,güçlünün,köylünün kentlinin biricik hak savunucusu olduğunu,adaletin etkin, hızlı ve doğru sağlanmasındaki tek ve bağımsız sigortası olduğunu,söz söyleyecek gücü kalmayanlarının sözü,mülkün temelindeki hakkını çıkartamayanların eli,işçinin tırnağı,mağdurun ahı,haklının en gür sesi olduğunu biryerlerde söylemeli...Avukatı itibarsızlaşmış bir toplumun sanığıda mağduruda haklısıda itibarsızdır...Gücünü haktan alan kaç tane meslek sayabilirsiniz...Kalkın yere daha bir sağlam basın sizin emeğinize bilginize ve dirayetinize ihtiyaç duyan koskoca bir toplum vereceğiniz-vereceğimiz hizmeti bekliyor...hadi vekaleten talep edelim takii herkese hakkını verene kadar...
Old 22-05-2011, 10:19   #13
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;
Kaleminize,aklınıza sağlık.Çok güzel bir şekilde durumu özetlemişsiniz.SAYGILARIMLA.
Old 25-05-2011, 21:25   #15
urla

 
Varsayılan

''Herkes hakettiği muameleyi görür'' diye bir söz vardır. Hakiminden, savcısına,kolluğundan, kalem memuruna değin koskoca bir kamu çalışanları skalasının istisnalar hariç avukatlara karşı olumsuz, yeri geldiğinde küçümseyici genel tutum ve davranışlarını, bazı kurumlarda avukat olduğumu söylemekten çekinir noktaya gelmemi gözümün önüne getiriyorum ki, gerçekten avukat olduğumu söyleyince çoğu vakit işler daha bir zor hale getiriliyor. Avukatların hakettiği muamele bu değil tabii ama reva görülen muamele maalesef bu. Avukat kimliğini ibraz ettikten sonra ''bu kimlik geçerli değil'' sözünü hangimiz işitmemiş ve işim olsunda gideyim diye başka kimlik çıkarmamıştır? İcralarda; ''gidin şikayet edin avukat bey/hanım'', kollukta ''Avukatsan avukatsın bana ne'' tavrı, duruşmalarda sözlü savunma yapmak suç, süre istemek kabahat, müvekkilden para istemek günah... Maalesef Molierac sözlerini tekrarlamak kendimizi kandırmaktan ötesi değil (Bu arada kim bu Molierac?). Hukuk camiasının tepe noktası olan yüksek mahkemenin Avukatlara bakışı zaten herşeyin özeti...
Old 26-05-2011, 09:13   #16
ORATOR

 
Varsayılan

Hukuk sisteminin avukatı dışlayıcı bir şekilde geliştiğinin yargı kararı ile ispatıdır.
Old 27-05-2011, 12:10   #17
Av.Nur Hayat BURAN

 
Varsayılan



Sanırım yukarıdaki ifadeler hayretimi anlatmaya yetiyordur. Yorumda bulunan tüm meslektaşlara katılıyorum.
Old 28-05-2011, 15:10   #18
Metel

 
Varsayılan

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin meslek gurubu oranına bakıldığı zaman meslektaşlarımızın bariz bir yoğunluğu var. Milletvekili olan meslektaşlarımızın bu konuda çok hassas davranması gerektiğine inanıyorum. Ancak öncelikle çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Son dönemde doktorların, eczacıların, öğretmenlerin topluca hareket ettiklerini gördük. Sonuç alındı ya da alınmadı. Ancak mesleki dayanışma örneğini göstermeleri kendileri adına onurlu ve başarılı bir çalışmaydı. Ben dahil; bizler sadece konuşuyoruz, paylaşıyoruz ama fiili bir girişimimiz yok. Bize tanınan yasal hakları kullanmıyoruz, gücümüzü göstermiyoruz. Barolar ve TBB çok ilgisiz. Birçok kamu kurumunda sorun yaşıyoruz. Kendi adıma konuşmam gerekirse sadece stajımın ilk 6 ayında bana zorluk çıkaran, yersiz söz ve davranışlarda bulunan 3'ü adliye 2'si diğer kamu kurumlarında çalışmakta olan 5 kişiye tavırlarının yanlış olduğunu kırmadan anlatmaya çalıştım faydası olmayanlarla tartıştım, daha sonra uyardım değişen bir şey olmayınca şikayet ettim. Tabi ki somut bir sonuç yok. Şimdi ise bir kaçı bakışlarını benden kaçırarak ta olsa işimi yapıyorlar. Bunlara şahit olanlar ise sohbet ederek nazikçe işleri yürütüyorlar. Bu olanları ben değil onlar istemişti. Hak eden vatandaş için ceketimi iliklerim, hak etmeyen makam sahibine yasaların kendisinden üstün olduğunu göstermeye çalışırım. Bizim işimiz insanların inisiyatifiyle değil, yasanın gücüyle, desteğiyle yürür. Polise abi, hakime efendim dediğimiz sürece bu fiili ve psikolojik sürtüşmeyi kazanamayız diye düşünüyorum. Üstatlarımdan bazıları idealizmin zamanla kaybolacağını söyleseler de ben nasıl başlarsa böyle gideceği inancındayım.
Selamlar, Saygılar.
Old 09-08-2011, 13:45   #19
yılmazkan

 
Varsayılan Haciz sırasında avukatın görevinin yargısal faaliyet sayılmaması

Bu kış ben de benzer bir olay yaşamıştım. Yargılama devam ediyor. Bu karardan sonra şikayetimi geri mi alsam acaba?? Yüksek mahkememiz hukuka inancımı kaybettirdi açıkcası. Hepimiz daha dikkatli olup, kendimizi korumak zorunda kalacağız.
Old 18-12-2011, 15:53   #20
Av.MB

 
Varsayılan

Baroların avukatlara yaptığına bakacak olursak yargının avukatları korumaması bana çok normal geliyor. Örneğin disiplin suçlarına ilişkin 2 defa af çıktı. Her seferinde barolar karar alarak, biz kamu görevlisi değiliz bize uygulanmaz diye karar almadılar mı ? Bütün devlet memurlarının sicilleri silindi, avukatlar hariç. Daha ne bekliyorsunuz ki.....
Old 13-01-2012, 13:07   #21
MURAT ACER

 
Varsayılan İstanbul-Çekmeköy ilçesinde haciz mahallinde meslektaşa bıçaklı saldırı

12/01/2012 tarihinde Çekmeköy ilçesi - Taşdelen mevkiinde haciz mahallinde borçlunun bıçaklı saldırısına maruz kalan, defalarca meslektaşın göğüs hizasına bıçakla saldıran ve akabinde meslektaşı hem koltuk altından he de sol diz üstünden yaralayan ve bıçakladıktan sonra icra memuru ve meslektaşı 150 metre peşlerinden bıçakla kovalayan borçlu şüphelinin yaptığı hareketin yanına kar kalmaması için tüm meslektaşları dayanışmaya ve destek olmaya çağırıyoruz.Şüpheli şahıs yakalandığında mevcutlu olarak Ümraniye Adliyesine sevk edilecektir.Meslektaşımız Av. Semih Yörük'e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.Menfur saldırıyı kınıyoruz.Adaletin nasıl tecelli edeceğini merakla bekliyoruz.
Old 13-01-2012, 23:34   #22
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Meslektaşımıza Acil Şifalar diliyorum.

Hep yakınıyoruz... Peki neden toplanmıyoruz? Neden yürümüyoruz? Neden sesimizi çıkarmıyoruz? Siyaset yapmadan, muhalefet etmeden, iktidara yaranmaya çalışmadan sorunlarımızı anlatmıyoruz?... Neden mesela meclise gitmiyoruz?

Neden susuyoruz...? Hani en çok avukat konuşmalıydı?

Ben avukatların bir şeylerden şikayetçi olduklarını görmedim, siz gördünüz mü?

Öğrenciler gördüm sokaklarda, öğretmenler, doktorlar, işçiler, anneler, kadınlar... ama hiç avukat görmedim.. siz gördünüz mü?

siyaset için değil, iktidarla didişmek için değil, baro başkanı, birlik başkanı olmak için değil, reklam olsun diye değil, kendimiz için bir araya gelelim ve kendi kanunumuz için çalışalım, konuşalım... çok konuşalım..

bizim çok sorunlarımız var, bizim çok derdimiz var... bizim bir davamız var... ve bu dava için gerçek avukatlara ihtiyacımız var...

birlik olalım, bir olalım...
Old 14-01-2012, 14:57   #24
MURAT ACER

 
Varsayılan Adalet tecelli etti.... ?

Avukat meslektaşı iki yerinden bıçaklayan şüpheli mahkemeye dahi sevkedilmeden serbest kaldı.
Old 14-01-2012, 15:41   #25
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan MURAT ACER
Avukat meslektaşı iki yerinden bıçaklayan şüpheli mahkemeye dahi sevkedilmeden serbest kaldı.

Avukat meslektaşa geçmiş olsun diyor ve olayı nefretle tel'in ediyorum,
ne var ki, yukarıdaki görüşlerin yanı sıra, olaya muttali olan sayın c. savcısı ve mahkemenin de yapabilecekleri ile, bu konudaki yasal düzenlemelerin de ne olduğuna bakmak gerekir. "HAGB"' yi," tutuklulukla ilgili yasal mevzuatı" (tutukluluğun istisna olması görüşüne, asla katılmıyorum; ancak, tutukluluğun çok uzun olmasına karşıyım)."

Her gün medyada "tutukluluk" karşıtlığı yapanları" dikkat çekici buluyorum.
... Yok efendim, katalok suçlar diye bir bölüm ne gerekirmiş! yok, o suçlardan olsa da; tutuklanır değil de tutuklanabilir diyormuş!; suç, hata, işleyende değil de, sorun tutuklayandaymış?!.. !....! falan filan!!


Bu gün, nitelikli yaralamadan yıllarca mahkûmiyet kararı alıp da serbestçe dolaşanlara dikkat çekiyorum. Bu insanlar, bir de aynı köyde, beldede yaşıyorlar. Mağdur da ağır haksiz tahrike kapılsa,(endeterminizm) bir daha günah değilmi o insana?

Kendisini tanıttığı halde, kaymakam, savcı ve benzeri değerli mensup ya da kişilerin maruz kalabilecekleri müessir fiil vak'alarında ne yapılacaktır ki?
Salıveriliceklerdir.

Yaşasın masumiyet karinesi; vah masumlarımız vah! Bilememişiz.

Avrupa Birliği nedeniyle, alelacele, noksan düzenleme ile getirilen ve hattâ yürürlüğe girmeden de değiştirilen ceza ve usul ve diğer kanunları ve bunlar dolayısiyle, en az, biri Başsavcılıktan ve diğeri de de özel dairesinden, mahkemesine " önceki ve yeni mevzuat karşılaştırılması yapılmak üzere incelenmeden geri gönderilen ceza dosyalarını ve bunların dönüşünde Yüksek Yargıtay'ın tıkanmasını, (milyonlarca dosya) serbest dolaşanları, düşme kararlarını hatıra getiriyorum. Yazacak çok şey var. Heyhat!
Old 25-01-2012, 18:01   #27
Avukat66066

 
Varsayılan

Ben 12 ocak tarihinde haciz mahallinde bıçaklanan avukat arkadaşınız.Biliyomusunuz şuan canımı sıkan sadece SAVCI.Nasıl olur da bir Avukatı öldürmeye tam teşebbüs etmiş biri tutuklamaya dahi sevkedilmeden bırakılabilir???Yazacak çok şeyim var ama sizleri önce dinlemek isterim......
Old 25-01-2012, 20:01   #28
SerbestRadikal

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım öncelikle çok geçmiş olsun. Anlatılan olay tüyler ürpertici. Benim asıl merak ettiğim Baro'nun tavrıdır. Acaba Baro davaya müdahil oldumu? Siz bu yönde bir davette bulundunuzmu?
Old 25-01-2012, 21:51   #29
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat66066
Ben 12 ocak tarihinde haciz mahallinde bıçaklanan avukat arkadaşınız.Biliyomusunuz şuan canımı sıkan sadece SAVCI.Nasıl olur da bir Avukatı öldürmeye tam teşebbüs etmiş biri tutuklamaya dahi sevkedilmeden bırakılabilir???Yazacak çok şeyim var ama sizleri önce dinlemek isterim......

Tekrar geçmiş olsun sayın meslektaşım... Yaralanmanızı bildiren mesajı saymaz isek sizin mesajınızdan önce 5 mesaj yayınlanmış... Yani kocaman sitede 5 kişi...

Savcı neden sizin hakkınızı korusun, sizi meslektaşı gibi görsün ki...

Sizin saldırıya uğramanızın, eylemi gerçekleştirenin tutuklanma istemiyle sevk edilmeden serbest bırakılmış olmasının meslektaşlarınız için bile bir önemi yok iken, savcı için ne öneminiz olabilir ki?

Siz en iyisi ölmediğinize dua edin ve kimseden özellikle de meslektaşlarınızdan bir şey beklemeyin.

Canınız sıkıldığında, kendi kendinize, biz savunmayı temsil ediyoruz, biz bağımsızız, biz aslında çok önemliyiz, bizim üzerimizi de arayamazlar diye söylenin ve kendinizi teselli edin...

tekrar geçmiş olsun. Allah bir daha böyle birşey yaşatmasın. Yaşatmasın ki mesleğinizle ilgili gereksiz (?) karamsarlıklar yaşamayasınız.
Old 26-01-2012, 16:44   #30
av.medine

 
Varsayılan

Sayın meslekdaşım konuyu yeni gördüm çok çok geçmiş olsun.Haciz mahallinde saldırıya uğramak pek çok arkadaşımızın başına gelmiştir ama bu hususta nedense hiçbir zaman gerçek bir mesleki dayanışma olmaz. Küçük bir ilçede bile meslekdaşına saldıran kişinin avukatlığını yapanları gördüm. Halbuki her gün yüzyüze baktığın arkadaşına saldıran kişi yarın sen hacze gitsen sana da aynı muameleyi yapmaktan çekinmeyecektir. Bu hususta öncelikle baroların kesinlikle saldırıya uğrayan meslekdaşın savcılık soruşturması ile doğrudan ilgilenmesi ve dahi sayın savcıya nezaket ziyaretinde bulunması şattır Onun dışında benim fikrim avukata karşı saldırının yapılmasının akabinde ilgili adliyede avukatlar bu olayı telin edici ve duyurucu şekilde bir eylem yapmalıdırlar. Bakın bakalım sonrasında birşeyler değişiyor mu ? Benim başıma da gelmişti. Biz sayın savcıya saldırıya uğradığımızı söylüyoruz sayın savcı hiç istifini bozmadan ifade almaya devam ediyor .( Bu arada biz özel muamele beklemiyoruz sadece saldırıya uğrayan bir yargı mensubuna ne yapılıyor ise o şekilde hızlı neticeler bekliyoruz )
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcra Dosyasına Vekaletini Sunmayan Alacaklı Vekili Engin YILMAZ Meslektaşların Soruları 1 22-12-2010 17:01
haciz sırasındaki beyan ve haczedilmezlik itirazı Av.Şevval Meslektaşların Soruları 3 08-01-2010 22:59
Asıl alacaklı - kağıt üzerindeki alacaklı - Avukatın karşı müvekkiline sorumluluğu seyitsonmez Meslektaşların Soruları 6 07-10-2009 15:32
Alacaklı yada vekilinin bulunmadığı ihtiyati hacizde istihkak iddiası ve İİK. 99.mad. apple pie Meslektaşların Soruları 2 07-03-2008 17:38
Alacaklı Vekili geldi. Dosyadaki paranın kendisine ödenmesini talep etti. Admin Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 20 08-03-2007 16:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09001589 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.