|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-01-2012, 17:53 | #1 |
|
Mirasçılık belgesinin iptalinde görevli mahkeme
HUMK 8madde gereğince mirasçılık belgesinin iptali davalarında Sulh Hukuk Mahkemesi görevli idi.
Yeni HMK.383 madde gereğince çekişmesiz yargı işlerinde Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli. Ancak mirasçılık belgesinin iptali çekişmesiz yargı değil hasımlı olarak açılıyor.HMK.2 madde gereğince Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli diye düşünüyorum.Ancak bu konuda hakimler net bir görüş birliğine varmış değil. Site üyesi meslekdaşlarımdan mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin olarak açılacak davalarda görevli mahkeme konusunda görüşleri veya yeni açılan davaları varsa bizlerle paylaşmalarını rica ediyorum. Ayrıca bu konu hakkında 6217 sayılı kanun 14 madde : MADDE 71/C- Noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilenler tarafından sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunulabilir. Sulh hukuk mahkemesi, itiraz üzerinde verdiği kararın bir örneğini ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildirir.” dikkate alındığında noterleğin düzenlediği mirasçılık belgesine itirazlarda sulh hukuk mahkemesi yetkili ve bu madde ile HMK aynı gün yürürlüğe girmiş mirasçılık belgesinin iptalinde sulh hukuk mu görevli asliye hukuk mahkemeleri mi? görüşlerinizi bekliyorum saygılar.... |
06-01-2012, 18:33 | #2 |
|
Mirasçılık belgesinin alındığı mahkemedir. Yani kanımca sulh hukuk mahkemesi..
|
07-01-2012, 11:59 | #3 |
|
Mirasçılık belgesini veren Mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Noterlerin düzenlediği mirasçılk belgelerine itirazlarda da görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Hâl böyle olunca, mirasçılık belgesinin iptalinde de aynı mahkemeye müracaat gerekecektir. Belge karşı tarafın almış olduğu ve iptali de gereken bir hususu içeriyor sa, siz de kısa yoldan doğrusunu içeren bir mirasçılık belgesi alın, onu kullanın, iptal ile başkası uğraşşın diye düşünürüm. Kolay gelsin. |
07-01-2012, 13:03 | #4 |
|
Sayın C- OKYAY cevabına aynen katılıyorum.Riske girecek kadar vaktiniz yoksa ve de belge karşı tarafın aldığı bir belgeyse bırakın iptali ile onlar uğraşsın.Siz yeni bir belge alın derim.
|
07-01-2012, 21:16 | #5 |
|
Tartışmasız Sulh Hukuk Mahkemesi dir.Görüş yada tereddütte kalınacak bir durum da yoktur aslında.HMK 11/3 sadece mirasçılık belgesi verilmesinde alternatif yetki durumunu getirmiştir.Yani mirasçılık belgesi verilmesinde görev değişikliği olmamıştır.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
|
07-01-2012, 21:20 | #6 |
|
Sulh Hukuk Mahkemesidir.
|
07-01-2012, 21:27 | #7 |
|
Yargıtay İlamı
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ ESAS:2010/22381 KARAR:2011/12718 TARİH:20.07.2011
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1 - Çocuk İnesa 19.08.2001 doğumlu olup, kayden babası olarak görünen Mikran ile annesi Nona'nın 05.09.2001 tarihinde evlenmelerinden sonra nüfusa bunların çocuğu olarak tescil edilmiştir. Bu hukuki duruma göre, Mikran'ın mirasçısı tarafından açılan dava, sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz niteliğindedir.(TMK. md. 282) Dava, Türk Medeni Kanununun 2. kitabından kaynaklanmaktadır. 4787 sayılı Kanunun 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununu üçüncü kısmı hariç olmak üzere ikinci kitabında kaynaklanan davalara aile mahkemesinde bakılır. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunludur. Yetki hususu da ancak görevli mahkemede incelenir. Gerekleşen bu durum karşısında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. 2 - Mirasçılık belgesinin iptali davasında, görev Sulh Hukuk Mahkemesine aittir.(HUMK. md. 8) Mirasçılık belgesinin iptali davası yönünden dosyanın tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda 1. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 20.07.2011 (Çar.) |
10-01-2012, 12:11 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım
HUMK8 maddede görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunda şüphe yok ancak yeni yasada HMKda bu konu açıkta eski 8.maddenin karşılığı bir madde yok sulh hukuk mahkemesinin görev alanı çekişmesiz yargı olarak belirtilmiş ve verasetin iptali çekişmeli yargı değil tereddütüm bundan kaynaklı teşekkürler iyi çalışmalar...
|
10-01-2012, 13:13 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Belirttiğiniz madde Sulh Hukuk Mahkemesinin mirasçılık belgesine ilişkin itirazlarda görevli olduğuna ilişkin bir nevi yol gösterici olmaktadır. Öte yandan HMK madde 382/c-6 mirasçılık belgesi verilmesini çekişmesiz yargı olarak belirlemiş ve 383. madde Sulh Hukuk Mahkemesini çekişmesiz yargı işlerinde görevli olarak göstermiştir. Hali ile bir evrakı düzenleyen makam aynı zamanda iptaline de yetkili olan makamdır. Mirasçılık belgesine ilişkin kararların kesin hüküm teşkil etmemesi noktasında da aslında tam olarak bir iptalden ziyade itirazların incelenmesi neticesinde YENİ BİR MİRASÇILIK BELGESİ verilmesi söz konusudur. Dolayısı ile olayınız da yine görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olacaktır. Diğer bir bakışla HMK'da Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi madde 2 ile "malvarlığı ve şahıs varlığı" ile sınırlı tutulduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı işlerde haliyle Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Tereddütsüz Sulh Hukuk Mahkemesinde Davanızı Açabilirsiniz Diye Düşünüyorum |
10-01-2012, 22:15 | #10 |
|
Belirtmiş olduğunuz konuda haklısınız meslektaşım.HUMK 8.madddenin karşılığı yeni HMK da düzenlenmemiş sadece HMK 11/3 de veraset ilamı ile ilgili yetki kuralına yer verilmiştir.Doktrin ve uygulamada halen geçerliliğini koruması sebebiyle Sulh Hukuk Mahkemesiin görevi tereddütsüzdür.Ancak artık noterlerin de veraset ilamı çıkartabilmeleri mümkündür.Mahkeme prosedürü ile uğraşmak yerine alternatif olarak bu yol da mümkündür.SAYGILARIMLA.
|
18-02-2012, 13:06 | #11 |
|
Dava açan oldı mu?
|
20-02-2012, 08:52 | #12 |
|
Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığım davada görevsizlik kararı verildi.
|
21-02-2012, 15:07 | #13 |
|
Hımm ilginç ben dahil hepimizin tezine karşı bir görevsizlik kararı çıkmış, görevli mahkemeyi Asliye Hukuk olarak mı gösterdi?
|
21-02-2012, 15:40 | #14 |
|
Konu ile alakalı bugün benim bir duruşmam vardı,3.duruşmaya girdik ancak mahkeme henüz görevsizlik ile ilgili bir karar vermedi.. Ancak 12 nolu mesajı okuyunca tereddüte düştüm..
|
21-02-2012, 17:41 | #15 |
|
Mirasçılık belgesi aksi ispat olunana kadar hukuken geçerlidir ve tüm sonuçlarını doğurur. Gerçeği yansıtmasa da bu belge dururken noterden yeni bir mirasçılık belgesi çıkarmak sorunu çözmez. Bilakis daha da karıştırır. Her iki belgeyi de gören bir tapu memuru nasıl hareket edecek sanıyorsunuz. Ya da mahkemece verilen mirasçılık belgesine göre intikali yapan tapu memuru daha sonra noterden alınan belgeyi görünce ne yapacak. Tabiiki noterden alınan belge ile işlem yapmayacak ve ilk mirasçılık belgesinin iptaline dair karar isteyecek. Ayrıca ilk mirasçılık belgesi henüz iptal edilmediğine göre noterden alınan mirasçılık belgesi zaten geçersizdir.
|
05-06-2012, 13:54 | #16 |
|
Sevgili meslektaşlarım. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Mirasçılık Belgesinin İptali Davasında görevli mahkemeyi açıkça belirtmemiştir.
O halde 6100 sy. HMK. Madde 2- (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. şeklinde düzenlenmiştir. O halde Kanun açıkça mirasçılık belgesinin iptali davasında görevli mahkemeyi düzenlemediğinden, HMK m2'ye göre ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE GÖREVLİ MAHKEME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDİR. Bir bilgiyi daha paylaşmak istiyorum: 6100 sayılı HMK m. Madde 4'te Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevlerini tahdidi olarak saymıştır. Madde 4 te sayılanlar arasında "MİRASÇILIK BELGESİ" sayılmamıştır. O halde neden mirasçılık belgesi istemlerimizi Sulh Hukuk Mahkemesinde açıyoruz? Cevap: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesi Çekişmesiz yargı işlerini tahdidi olarak saymıştır. HMK'NIN 382. maddesinin 19. fıkrası Vesayet işlerini düzenlemektedir. 6. bentte "Mirasçılık belgesi verilmesi." sayılmıştır. Demek ki Mirasçılık Belgesi verilmesi kanunda çekişmesiz yargı olarak anlatılmış. Mirasçılık belgesinin iptali sayılmış mıdır? Kanunda açıkça sayımadığı için görevli mahkeme 4. maddeye göre Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Peki çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme neresidir? HMK'nın Madde 383- (1) Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir. Not: Yukarıda meslektaşlarımın paylaşımlarını üzüntüyle karşılıyorum. birazcık araştırmak yerine kanunları kendilerince yorumlayarak "acaba" "ihtimal üzerine" "olabilir" vs. diğer kelimeleri kullanarak kendilerince yorumlamaktadırlar. Bir meslektaşımız bu yorumlara dayanarak sanıyorum davasını sulh hukuk mahkemesinde açmış ve davasında görevsizlik kararı verilmiş... |
13-06-2012, 09:53 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Uslubunuzdan dolayı sizi kınıyorum. Ayrıca daha önce Mirasçılık belgesinin iptali hususunda görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemesi olduğunu düşündüğümü belirtmiştim. Demekki KENDİMCE yorumlamışım. Bu KENDİMCE yorumuma devam edeyim. HUMK madde 8/6 "Mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarını," sulh hukuk mahkemesinin görevleri arasında görmek mümkündür. HMK 382/c-6 "Mirasçılık belgesi verilmesi" çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır. HMK 383 çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme sulh hukuk gösterilmiştir. HMK 388 "Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, çekişmesiz yargı kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. (Bu maddenin HUMK'da karşılığı yoktur.) Şimdi şunu demek te mümkündür; ilk alınan veraset ilamı iptal edilmeksizin, yeni bir veraset belgesi alınacak, sonraki tarihli olanı geçerli kabul edilecektir. Bu önceki mirasçılık belgesi(lerini)nin iptal edilmiş gibi aynı sonuç doğurmasına sebep olacaktır. Bu sonuca KENDİMCE HMK'da "miraçılık belgesinin iptali hükmü" olmayışından çıkartıyorum. Saygılarımla. |
13-06-2012, 10:36 | #18 |
|
Benim de bu konuda Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış ve devam etmekte olan bir davam bulunmakta, geçenlerde ilk duruşması yapıldı. Görevsizlik kararı verilmedi.
|
11-07-2012, 20:35 | #19 |
|
Sevgili meslektaşlarım. Önce belirteyim ki bu sitenin en önemli özelliği kişilerin mesleki bilgi ve birikimleriyle düşüncelerini belirttikleri "düşünce tankı" gibi olması. O nedenle "bence", "kanaatimce" demek koşuluyla bırakın yerleşik görüşe kanuna bile karşı görüş bildirilmelidir. Özellikle bildirilmelidir diye düşünüyorum. Burayı kıymetli kılan da budur. Örneğin işe iade davasında yargıtay boşta geçen 4 aylık süreye ait ücretin ödenmesi hususunda 1997 de işçi işe başlamasa da hak edeceği görüşündeyken 1999 de tam tersinde görüşle karar oluşturdu. 1997 bu kararı eleştiren birçok kişi oldu ve bu eleştiriler doğrultusunda görüş değişti. İşte yaşayan hukuk bu. Bu nedenle kanaat açıklanmalı. Kaldı ki 12 mesajda görevsizlik kararı verilmişken örneğin 18 mesajda bu en azından hali hazırda olmadığı belli.
Şimdi konuyla ilgili ben de bir soru sorayım. Müvekkil 2 kardeş ve başkaca mirasçı yok. Veraset ilamına başvuruyorlar. Nüfusta aslında olmayan bir kardeşleri çıkıyor ve 3 kişi mirascı olacak şekilde veraset ilamı veriliyor. Bu veraset ilamıyla bankadaki parayı 2 kişi çekiyor 3. kişinin hakkı bankada bloke ediliyor. Mirascılar nüfus tashihi davası açıp nüfustan aslında olmayan kardeşlerini terkin ettiriyorlar. Şimdi önceki veraset ilamının iptali davasını her iki mirasçı da davacı olacağından ve diğer mirascı da "kişi" olmadığından. Davanın fiilen hasımsız açılması zorunluluğu var. 1.-Bu dava hasımlı tanımlandığından sizce bu durumda da görevli mahkeme asliye mi olmalıdır? 2.-Bu aynı nitelikte davaların görev alanında çelişki yaratır mı? İyi çalışmalar. |
11-07-2012, 20:49 | #20 |
|
Sayın meslektaşım,aldığınız veraset ilamı o zamanki nüfus kayıtlarına göre yanlış değil.Bu nedenle verasetin iptali yerine yeniden veraset ilamı alsanız ve nüfus kaydı ile birlikte bankaya ibraz etseniz daha iyi olmaz mı?
|
05-12-2012, 16:20 | #21 |
|
Müvekkilin iş adresinin bulunduğu sulh hukuk mahkemesine veraset ilamı için açılan dava HMK 384 md gereğinde yetkisizlik kararı verildi. Mahkeme resen yetki incelemesine girdi. Zira veraset belgesi çekişmesiz yargı işi olması nedeniyle yetki kamu düzenindendir ' şeklinde gerekçelendirdi. Yetkiyi bizzat mahkeme davacının mernis adresini araştırarak bulmuş. Mernis adresi de ev adresiymiş.
|
05-12-2012, 16:58 | #22 |
|
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu Esas: 2011/6-738 Karar: 2011/702 Karar Tarihi: 23.11.2011 ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI - KARAR DÜZELTME İSTEMİ - ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASININ MADDEDE SINIRLI OLARAK SAYILAN VE KARAR DÜZELTME YOLU AÇIK OLAN İSTİSNALAR ARASINDA YER ALMADIĞI - KARAR DÜZELTME İSTEMLİ DİLEKÇENİN REDDİ GEREĞİ ÖZET: Maddede sayılan ve yukarıda açıklanan istisnalar dışında Sulh Mahkemesi Kararları hakkındaki Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulamaz (Md.440/III-2). Ortaklığın giderilmesi davası maddede sınırlı olarak sayılan ve karar düzeltme yolu açık olan istisnalar arasında yer almamaktadır. Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurulu Kararı da ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin olmakla, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-2 maddesi uyarınca bu tür kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğinden karar düzeltme istemli dilekçenin reddi gerekir. (6100 S. K. Geç. m. 3) (1086 S. K. m. 193, 409, 440, 519) (5521 S. K. m. 8) Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02.11.2010 gün ve 2010/836 E. 2010/1074 K. sayılı direnme kararının uygun bulunması nedeniyle daireye gönderilmesini kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`ndan çıkan 27.04.2011 gün, 2011/6-55 Esas, 2011/222 Karar sayılı ilamın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI: Karar düzeltme istemine konu Hukuk Genel Kurulu kararı <ortaklığın giderilmesi>ne ilişkindir. Karar düzeltme istemli dilekçenin incelenebilmesi için öncelikle Yargıtay’ca verilen hangi kararlar aleyhine karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğinin açıklanmasında yarar vardır: 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen <Geçici madde 3> atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III. maddesi gereğince: Miktar veya değeri altı milyar lira (2006 yılında 6.580,00 YTL.; 2007 yılında 7.090,00 YTL.; 2008 yılında 7.600,00 YTL.; 2009 yılında 8.510,00 YTL.) den (m.427, V) az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin Yargıtay Kararları hakkında karar düzeltme yoluna gidilemez (Md.440/III-1). Kural olarak Sulh Mahkemesi Kararları hakkındaki Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulamaz(Md.440/III-2). Ancak bunun istisnaları da aynı hükümde gösterilmiştir. Buna göre; a) Mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davaları hakkındaki Sulh Hukuk Mahkemesi kararları hakkındaki Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilebilir b) Kira sözleşmesi ile ilgili, aa- kira sözleşmesine dayanan tahliye (ve akdin feshi) davalarına ilişkin olmak üzere Sulh Hukuk Mahkemesi kararları hakkındaki Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilebilir(ne var ki, bunun için gayrimenkulün bir yıllık kira bedeli toplamının karar düzeltme sınırından az olmaması gerekir.) bb- Tahliye veya kira akdinin feshi davaları ile birlikte açılmış kira alacağı veya tazminat davalarına ilişkin olmak üzere Sulh Hukuk Mahkemesi kararları hakkındaki Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilebilir (ne var ki, bunun için istenen kira alacağının veya tazminat tutarının karar düzeltme sınırından az olmaması gerekir). cc- Tahliye veya kira akdinin feshi davalarına veya bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı veya tazminat davalarına karşılık olarak açılan karşılık davalara ilişkin olmak üzere Sulh Hukuk Mahkemesi kararları hakkındaki Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilebilir(ne var ki, bunun için karşılık davanın miktar veya değerinin karar düzeltme sınırından az olmaması gerekir). c) Kat Mülkiyeti Kanunundan doğan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi kararları hakkındaki Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilebilir (ne var ki, bunun için davanın miktar veya değerinin karar düzeltme sınırından az olmaması gerekir). Diğer taraftan, usule ilişkin nihai kararlar hakkındaki Yargıtay Kararları için karar düzeltme istenemez (Md.440/III-3). Buna göre; a) Görevsizlik kararlarının temyizi üzerine verilen, b) Yetkisizlik kararlarının temyizi üzerine verilen, c) Hâkimin reddi hakkındaki merci kararlarının temyizi üzerine verilen, d) Davanın açılmamış sayılması kararlarının (Md.193/IV; md.194; md.409/V) temyizi üzerine verilen, e) Karşılık davanın açılmamış sayılması kararının temyizi üzerine verilen, f) Başka mahkemelerde açılmış olan davaların birleştirilmesi kararının temyizi üzerine verilen, g) Yargı yeri belirlemesine (merci tayinine) ilişkin, Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez. Hakemlerin verdikleri hükümlerin ve HUMK.’un tahkim hükümlerine göre mahkemece verilecek kararların (örneğin md.519) onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez. İş Mahkemesi Kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme istenemez (İş Mahkemeleri Kanunun md.8/III). Görüldüğü üzere, maddede sayılan ve yukarıda açıklanan istisnalar dışında Sulh Mahkemesi Kararları hakkındaki Yargıtay Kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulamaz (Md.440/III-2). Ortaklığın giderilmesi davası maddede sınırlı olarak sayılan ve karar düzeltme yolu açık olan istisnalar arasında yer almamaktadır. Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurulu Kararı da ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin olmakla, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-2 maddesi uyarınca bu tür kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceğinden karar düzeltme istemli dilekçenin reddi gerekir. Sonuç: Yukarıda yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen <Geçici madde 3> atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/III-2 maddesi gereğince taraf vekillerinin karar düzeltme dilekçelerinin REDDİNE, oybirliği ile karar verildi. (¤¤) |
05-12-2012, 17:41 | #23 |
|
Acaba bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin olduğu tezi dava hasımsız olduğundan yetkisizliği iddia edecek makamın olmamasına mı dayanıyor? 384. madde aksine hüküm olmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunu belirtmiş. Yani mirasçı bu davayı Türkiye' nin her yerinde açabilir. Mahkeme davacının ikametgahını araştırarak yetkisizlik kararı vermiş. Peki ya dava 384. maddenin ikinci cümlesinde belirtilen ilgililerden birinin oturduğu yerde ise? Bence verilen yetkisizlik kararı külliyen hatalı. Ayrıca asil sıfatıyla dedemin mirasçılık belgesi için açtığım davada yetki hususu araştırılmadı ve davam devam etmekte. Sanırım hakim işgüzarlık yapmış.
|
06-12-2012, 12:11 | #24 |
|
Mirasçılık belgesi alınmasında yetki hususu kamu düzenine ilişkin (yeni yasada kesin yetki) değildir.Bu nedenle bazı mahkemelerin yetkisizlik kararı vermesi tamamen kendi iş yükünü azaltmaya yöneliktir.Üsküdar'da 1.Sulh Hukuk Mahkemesi davacı adresine bakmaksızın müspet karar verirken, 2.Sulh Hukuk Mahkemesi re'sen yetkisizlik kararı vermekte.Zamanı olan meslektaşlarımızdan biri yetkisizlik kararını temyiz edecek sonucunu hep beraber göreceğiz.
|
06-12-2012, 12:21 | #25 |
|
Sayın Av. Adnan Koray^a teşekkürler.
Dava, mirascılık belgesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının murisine ait veraset belgesinin verilmesi için açtığı mirasçılık belgesi davası olduğu, İstanbul 4.Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından mirasçılık belegesi verilmesi davasının çekişmesiz yargı işi olup 6100 Sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi gereğince sayılı HMK.nun 384. maddesine göre Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işi ;. için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkili olduğunun belirtildiği nulas kaydında davacının beylikdüzü İstanbul adresinde oturduğundan Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş, Büyükçekmece 2.Sulh Hukuk Mahkemesi ise çekişmesiz yargı işlerinde yetki kuralının kesin yetki olmadığı resen dikkate almamayar- arnis kaydına göre yetkisilik kararı verilemeyeceği belirtilerek İstanbul 4.Sulh Hukuk Mahkemesi yetkili olduğu belirtilmiştir. Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin dava 6100 Sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi gereğince sayılı HMK.nun 382. maddesinin çekşmesiz yargı işlerinden sayılmış 384.maddesinde ise Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkili olduğuHMK.nun 11/3. maddesinde ise (3) Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda, mirasçıların her birinin oturduğu ..yer mahkemesi de yetkili olduğu belirtilmiştir. Bu hale göre mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı olmayıp tarafların yetki itirazı da olmadığına göre davanın açıldığı ilk mahkeme olan istanbul 4.Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekir.(17.HD, 2012/5175 E 2012/8661K) ------------------ |
13-12-2012, 18:08 | #26 |
|
Yetki konusunda yukarıdaki gibi karar vermişti.
Verasetin ilamının iptali davasında GÖREV konusunda da şu şekilde karar verdi: 17. Hukuk Dairesinin 19.10.2012 tarih ve 13315/11441 sayılı kararı - KARAR- Dava mirasçılık belgesinin iptali ve yenisinin verilmesine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince; söz konusu davanın 6100 sayılı HMK'nun 382/6 maddesinde sayılan Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine giren davalardan olmadığı gibi, aynı kanunun 382. Maddesinde de sayılan çekişmesiz yargı işi sayılmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi de, 6100 sayılı HMK'nun 382/6 maddesi gereğince çekişmesiz yargı işi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yöünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, davacı İstanbul 14. Sulh Hukuk Mhakemesinin 03.11.2011 tarih 2010/243 esas, 2011/1150 karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi isteminde bulunmuştur. 6100 sayılı HMK'nun 382/6 Maddesinde "mirasçılık belgesi verilmesi" çekişmesiz yargı işi niteliğinde sayılmıştır.Bu durumda, mirasçılık belgesinin iptali ve yenisinin verilmesi istemine ilişkin uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK'nın 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra açılan çekişmesiz yargı işi niteliğinde olup Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. |
17-01-2013, 19:25 | #27 |
|
7. Hukuk Dairesi ise farklı bir karar verdi
T.C. YARGITAY 7. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2012/8699 KARAR NO : 2012/9564 Mahkemesi : Selçuk Sulh Hukuk Mahkemesi Tarihi : 05/10/2012 Numarası : 2012/425-2012/582 . YARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı Beste Demir tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 1.maddesinde mahkemelerin görevinin kanunla belirleneceği, 2. maddesinde ise dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 4/1-ç maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Hakiminin bu kanun ile diğer kanunların Sulh Hukuk Mahkemesini görevlendirdiği davaları göreceği açıklanmıştır. Öte yandan; aynı Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme olmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiş, 382/2-c maddesi hükmünde ise miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri belirtilirken mirasçılık belgesinin verilmesi istemine ilişkin davalar da bu kapsamda sayılmış ne var ki; mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılan davalar hakkında düzenleme yapılmamıştır. O halde; mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece açıklanan bu hukusal olgular gözönüne alınarak davanın görev nedeniyle reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yasal düzenlemelere aykırı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi isabetsiz, davacı Beste Demir'in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacı , 19.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi |
21-01-2013, 12:51 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
Gerekçe gayet mantıklı |
27-05-2013, 17:29 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
bu kararı eklememe rağmen hakim bence Sulh Hukuk görevli olmalı diyerek görevsizlik kararı verdi. kararı temyiz mi edeyim yoksa sulh hukuka gönderilmesini talep edeyim bilemedim. sizce en kısa yol nedir? |
28-05-2013, 08:20 | #30 |
|
T.C.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2012/14417 K. 2012/14849 T. 26.12.2012 * HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU MD. 4 VE 382/2`DE SAYILMAYAN İŞLER (Çekişmeli Yargı İşi Niteliğinde Olduğu - Uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde Görülüp Sonuçlandırılması Gerektiği) * ÇEKİŞMELİ / ÇEKİŞMESİZ YARGI İŞİ (HMK. Md. 4 ve 382/2`de Sayılmayan İşlerin Çekişmeli Yargı İşi Niteliğinde Olduğu/Mirasçılık Belgesinin İptali ve Yeniden Mirasçılık Belgesi Verilmesi İstemi - Uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde Görülüleceği) * MİRASÇILIK BELGESİNİN İPTALİ VE YENİDEN MİRASÇILIK BELGESİ VERİLMESİ İSTEMİ (HMK. Md. 4 ve 382/2`de Sayılmayan İşlerden Olduğu - Uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemesinin Görevli Olduğu) * GÖREVLİ MAHKEME (Mirasçılık Belgesinin İptali ve Yeniden Mirasçılık Belgesi Verilmesi İstemi - Uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde Görüleceği/HMK. Md. 4 ve 382/2`de Sayılmayan İşler İçinde Bulunduğu) 6100/m. 4, 382/2 ÖZET : Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeniden mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Dava iptali istenen mirasçılık belgesinde mirascı olarak gösterilen kişiler aleyhinde açılmış olup, yargılama sonucunda verilecek kararla miras paylarının değişmesi söz konusu olabileceğinden, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK.nun 4, 382/2 maddesinde de sayılmayan mirasçılık belgesinin iptali davası çekişmeli yargı işi niteliğindedir. Bu halde uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. 10:09 25.02.2013 DAVA : Taraflar arasındaki mirasçılık, tereke hukukuna ilişkin davada Kayseri 1.Sulh Hukuk ve Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: KARAR : Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeniden mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Kayseri 1.Sulh Hukuk Mahkemesince;Davanın çekişmeli yargı işi olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kayseri 7.Asliye Hukuk Mahkemesi ise; Davanın çekişmesiz yargı işi olduğu, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; davacılar vekili, Kayseri 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.02.2001 tarih, 2001/23 esas, 2001/117 karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi isteminde bulunmuştur. Dava iptali istenen mirasçılık belgesinde mirascı olarak gösterilen kişiler aleyhinde açılmış olup, yargılama sonucunda verilecek kararla miras paylarının değişmesi söz konusu olabileceğinden, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK.nun 4, 382/2 maddesinde de sayılmayan mirasçılık belgesinin iptali davası çekişmeli yargı işi niteliğindedir. Bu halde uyuşmazlığın Kayseri 7.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nun 21., 22. ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE , 26.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Mirasçılık belgesinin iptali ve kesinleşme | Av.Özlem PEKSÜSLÜ | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-03-2011 14:08 |
Kredi kartından haksız yere çekilen paranın iptalinde görevli mahkeme | turkishrock | Meslektaşların Soruları | 1 | 26-08-2010 11:55 |
Mirasçılık Belgesinin İptali | Av.Özlem PEKSÜSLÜ | Meslektaşların Soruları | 4 | 17-11-2009 13:57 |
Çek iptalinde yetkili mahkeme | Yerleşik Yabancı | Meslektaşların Soruları | 3 | 12-06-2009 15:12 |
itirazın iptalinde görevli mahkeme | Av.Zeynep | Meslektaşların Soruları | 5 | 07-11-2008 14:10 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |