|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
16-01-2012, 11:41 | #1 |
|
Yabancı mahkemeler tarafından verilen boşanma kararının Türkiye'de tenfiz ettirilmesi için zaman aşımı var mıdır
Slm
Arkadaşlar.Yabancı mahkemeler tarafından verilen boşanma kararının Türkiye'de tenfiz ettirilmesi için zaman aşımı varmıdır.Üzerinden 10 yıl geçmiş yabancı mahkeme kararı tenfiz ettiilebilirmi.Syg. |
16-01-2012, 11:58 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Boşanma davalarının tenfizi talepleri 10 yıllık zamanaşımı vardır. Ancak , karşı tarafın bu yönde bir itirazı olmadığı takdirde zamanaşımı süresinin dolduğunu hakim kendiliğinden gözetemez, diye biliyorum. |
16-01-2012, 12:01 | #3 |
|
Aşağıda verdiğim linkteki makalede 10 yıllık zamanaşımı olduğunu doğrulamaktadır.
http://www.armagand.av.tr/icerik_205...iz-davasi.html Teşekkürler... |
16-01-2012, 12:05 | #4 |
|
Tanıma, Tenfiz Davalarında Zamanaşımı Süresi 10 Yıldır
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi Esas: 1998/383 Karar: 1998/3945 Karar Tarihi: 28.05.1998 TENFİZ DAVASI - YABANCI HUKUKTA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN TÜRK HUKUKUNDAN FARKLI DÜZENLENMİŞ OLMASININ KAMU DÜZENİNE AYKIRILIK TEŞKİL ETMEMESİ - UYUŞMAZLIĞIN ALMAN YASALARINDAN KAYNAKLANIYOR OLMASI - DAVANIN REDDEDİLMEMESİ GEREĞİ ÖZET: Yabancı hukukta zamanaşımı süresinin Türk Hukukundan farklı düzenlenmiş olması kamu düzenine aykırılık teşkil etmemektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Alman yasalarından kaynaklanmakta olup, buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (2675 S. K. m. 7) (2004 S. K. m. 39) (818 S. K. m. 135) Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye Yedinci Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16.10.1997 tarih ve 204-539 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Davacı vekili, müvekkili bankadan kredi kullanan davalının borcunu ödememesi üzerine Almanya - Münih 3. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açtıkları alacak davasının uzlaşma ile sonuçlandığını ve verilen kararın 8.8.1978 tarihinde kesinleştiğini, davalının Almanya'daki adresinde bulunması nedeniyle kararın infaz edilemediğini, daha sonra davalının Türkiye'de yerleştiğinin belirlendiğini ileri sürerek yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, ilamın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçmekle istemin zamanaşımına uğradığını kaldı ki ilamda adı bulunan kişinin müvekkili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddiaya, savunmaya, toplanan delillere göre, davacının tenfiz istemi 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun uyarınca incelenerek, usule yönelik bir itiraz tenfiz mahalli olan Türk Hukuk kurallarına göre değerlendirilmesi gerektiğinden, İİK. nun 39/I ve BK.nun 135/2 maddeleri uyarınca alacağa yönelik kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçtiğinden böylece ilanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava; Alman Hukuk Mahkemesince verilen kararın tenfizine ilişkindir. 2675 sayılı MÖHUK. nun 7. maddesi zamanaşımı konusunu düzenlemiştir. Anılan maddeye göre <zamanaşımı hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir>. Zamanaşımının kendisi kamu düzenini ilgilendiren bir konu değildir. Dairemizin 15.9.1989 tarih ve 1989/5912-4324 sayılı kararında da belirtildiği gibi, yabancı hukukta zamanaşımı süresinin Türk Hukukundan farklı düzenlenmiş olmasının kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyeceği belirtilmiştir (Bakınız Aysel Çelikel Milletlerarası Özel Hukuk 4. bası sayfa 276 ve Gülören Tekinalp'ın Milletlerarası Özel Hukuk 5. bası sayfa 100). Taraflar arasındaki uyuşmazlık Alman yasalarından kaynaklanmakta olup, buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 30.000.000.TL. ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.05.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |
18-01-2012, 20:26 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar zamanaşımına uğramazlar. Saygılar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
bosanma tanıma tenfız.. | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 28-05-2011 15:38 |
Vasİyetname-tenfİz | Deniz Karakaş | Meslektaşların Soruları | 1 | 17-09-2010 11:05 |
Vasİyetname-tenfİz Ve Tenkİs | Av. Eugen Huber | Meslektaşların Soruları | 0 | 28-04-2010 23:48 |
Vesayet-tenfİz | av.medinealtintaş | Meslektaşların Soruları | 2 | 13-01-2009 14:45 |
Acil-TENFİZ | Av.Doğuhan | Meslektaşların Soruları | 10 | 14-11-2008 15:27 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |