mirasın reddi

Sevgili meslektaşlarım;

Müvekkil babasından kalan mirası reddediyor. Bunun üzerine miras başka bir şahsa kalıyor. Bu şahıs öldükten sonra ilk ölümde babasının mirasını reddeden müvekkil mirastan pay alabilir mi? (Müvekkil ölen kişinin de mirasçısı)

Sizlerden ricam bu konu hakkında açık hüküm veya Yargıtay kararı paylaşabilir misiniz? Herkese iyi çalışmalar dilerim.

Saygılarımla.

Alıntı: Yazan Av.M.Duman Sizlerden ricam bu konu hakkında açık hüküm veya Yargıtay kararı paylaşabilir misiniz? Herkese iyi çalışmalar dilerim.

Medeni Kanunun 3. kitabına baktım, pay alamaz diye açık hüküm yok ve dolayısıyla yargıtay kararı da bulamadım.

Olmaz diyen kararla hükmü bulsun...

Alıntı: Yazan Av.M.Duman Sevgili meslektaşlarım; Müvekkil babasından kalan mirası reddediyor. Bunun üzerine miras başka bir şahsa kalıyor. Bu şahıs öldükten sonra ilk ölümde babasının mirasını reddeden müvekkil mirastan pay alabilir mi? (Müvekkil ölen kişinin de mirasçısı) Sizlerden ricam bu konu hakkında açık hüküm veya Yargıtay kararı paylaşabilir misiniz? Herkese iyi çalışmalar dilerim. Saygılarımla.

Üstadım Merhaba;

Sizin de mutlaka bildiğiniz üzere murisin malvarlığı (hak ve borçları) külliyen mirasçısının malvarlığına karışır. Artık o malvarlığı tamamen mirasçınındır.

Sizin olayınızda babanın ölümü üzerine ret ile birlikte mirasın kaydığı kişi artık o malvarlığının tam sahibi olduğuna göre, müvekkilinizin o kişiden mirasçı olmasının önünde bir engel yoktur. Çünkü o kişinin tüm malvarlığı "babadan" kalan malvarlığı değildir, o kişi borçları ödemiş olabilir, yahut o malvarlığının üzerine malvarlığı koyabilir.

Miras hukukunun genel prensipleri bakımından müvekkilinizin mirasçı olması önünde bir engel yoktur. Mirasçılık iki kişi arasındaki şahsi bir bağdır ve bir başka kişi ile yapılan miras tasarrufu yeni ilişkiyi bağlamaz.

Örneğin babasının mirasını reddeden oğul nedeniyle babanın tek mirasçısı anne olur, annenin vefatı ile oğul annenin mirasçısı olur, babanın mirasını reddetmesi bu bakımından sonuca etkili değildir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 06/02/1951 tarihli 7527/989 nolu bir kararının bu konuyla ilgili olduğunu biliyorum ama kararının tam metnine içtihat programlarından ulaşamadım.

Bu karara ulaşabilen ya da aynı konuda daha güncel bir Yargıtay kararına ulaşabilen meslektaşlarımın paylaşmasını rica ediyorum.

Saygılarımla.