12-11-2011, 12:57 | #241 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Aynen de bu gerekçelerle:
demiştim. Sevgili üstadıma katılıyorum. |
12-11-2011, 19:31 | #242 |
|
Aranılma konusunda Görüş ve Öneri
Arkadaşlar,
Kimse kişisel olarak üzerine alınmasın.Lütfen! 1.Avukatın acemisi,davasını mübaşire anlatırmış. 2.Yasa hükmü açık,ancak uygulamadan doğan sorun varsa: 2.1.Sulh yoluyla = Avukat>>Baro(lar)>>TBB >>> Bakanlık. 2.2.Yargı yoluyla: "Aranma" işlemine dayanak düzenlemenin iptali. 2.3.Yargı'nın görüş ve gerekçesi: İDDGK.E.2002/1026,K.2003/924, Tarih:18.12.2003: "…gözetim ve denetim görevinin en etkin biçimde yapılabilmesi ve avukatlık görevinin her türlü isnat ve iftiralardan da korunmasını sağlamak amacıyla getirilen düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği, 1136 sayılı Kanunun 4667 sayılı Kanun ile değişik 58. maddesinde, ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzerinin aranamayacağı hükmü getirilmiş ise de, … aranma amacının, nitelik ve kapsamı yukarıda açıklandığı üzere savunma hakkının kullanımıyla ve 4667 sayılı Kanun ile öngörülen esaslarla ilgisinin bulunmadığı, bu durumda kamu yararı ve güvenliği ile hizmet gereği olarak…" 3.Yasaya öncelikle ve özellikle avukat uyar 3.1.Yasaya aykırılık varsa,avukat yine yasal yolu izler. 3.2.Her bir avukatın her gün güvenlik görevlileriyle tartışması; sonuç almaya uygun bir yöntem değildir! Öneri: Baromuz bu konuda girişimde bulunmalı. Bulunmuşsa,sonucu beklenmeli. Hepinize sevgiler |
12-11-2011, 20:02 | #243 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Metin, Siz gerçekten buna inanıyor musunuz? Yani "her gün", "her bir" avukatın güvenlik görevlileriyle (ÖGG) tartıştığına...Yok böyle birşey! Bu adliyeye tabir-i caizse mitil atmış birisi olarak ifade ediyorum ki böyle bir hal ve gelişme katiyyen hilaf-ı hakikattir. Ne avukatlar böyle bir şeye tenezzül ve tevessül ediyorlar ne de ÖGG.'lerin her bir avukatı adliyeye girişte alıkoyup, tartışma tutuşturmaya haddi var... Hal böyleyken, görevli arkadaşlar hiçbir avukata sözle vs. ısrar ve 2. bir cümleyi de kurmuş değil. Nezaket ve saygıda kusur etmiş de değiller, doğruya doğru. Sadece monitöre yansıyan isminizi not alıyorlar, bu kadar. Ha, çantanızı koyun dahi demeyen veya koymadığınızda isminizi not etmeyen de var. Bunları ifade etmem gerekirdi burada. Zira olmayan bir şeyden-olgudan-vakıadan hareketle yazılmış oluyor mesajınızdan alıntıladığım bölüm... Saygılarımla. |
12-11-2011, 22:18 | #244 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstad, sözü çok tuttum. Allah da sizi güldürsün. |
14-11-2011, 08:42 | #245 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, size teşekkür etmek istedim... |
14-11-2011, 09:22 | #246 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Hulusi METİN;
Kısaca ve net olarak, bir sonuç alınana kadar avukatlar, yasaya aykırı olan çantaların x-ray cihazından geçirilmesi uygulamasına uyma noktasında direngen davranmasınlar diyorsunuz anladığım kadarıyla.. |
14-11-2011, 11:02 | #247 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukat elbette yasaya uyar ama yasaya aykırılık karşısında da sessiz kalmaz. Burada avukatın koruduğu hak, savunma dokunulmazlığıdır. Savunma dokunulmazlığına saldırı karşısında avukatın sadece beklemesi düşünülemez. Aksi, avukatlık mesleğinin varlık nedeninin inkarıdır. |
14-11-2011, 13:09 | #248 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Metin, Baronun girişimi (varsa) sonuçlanıncaya kadar hukuka aykırı bir uygulamaya itaat etmemiz beklenemez. Bizler, mesleğe başlarken "hukuka uygun davranmaya" yemin ettik; kanuna değil. Önce hukuk, illaki hukuk, ama sadece hukuk... Kendi adıma, gerekirse (-ki bugüne kadar gerekmedi) güvenlik görevlileri ile tartışmayı da kendime zul saymam. O kadar acemilik yapma hakkım var. Saygılarımla... |
14-11-2011, 14:58 | #249 |
|
Avukatın Üstünün aranması-Savunmanın dokunulmazlığı
Sayın meslektaşlarım,
Adliye binasına girişlerde yaşanılan "güvenlik - arama sorunu" bağlamında: 1.İşimiz sorun çözmek! Avukat hukuka ve yasaya aykırılıkları; fiili durum yaratarak değil! Yine yasal yollardan, “mesleğin onuruna ve kurallarına uygun olarak” çözmeye çalışır. 2.Yasa maddesi: 2.1.Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz (AvK.m.58). 2.2.Maddede değişiklik yapan ve 4667 sayıyla yasalaşan tasarının 21. Maddesinde bu hüküm yoktu! 2.3.Meclis tutanaklarında avukatın üzerinin neden aranamaması gerektiğine ilişkin bir gerekçe de göremedim. 2.4.Kavram: “Üzerini aramak”! 3.İddia ve savunma dokunulmazlığı: 5237 s. TCK. MADDE 128 - (1) Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir. 4.Yüksek mahkeme:Savunma Dokunulmazlığı 4.1.Yargıtay: CGK.E. 2007/4-105,K. 2007/174,T. 17.7.2007: “Savunma dokunulmazlığından söz edilebilmesi için eylemin iddia veya savunma niteliğindeki evrak ile ilgili olarak yapılması gerekir (Şekil koşulu). Eylem, yargı organlarına verilen dilekçelerde veya bu organlar huzurunda yapılmış olmalıdır (Yer koşulu). Hak kullanılırken sınırın aşılmaması gerekir (Ölçülülük koşulu). … …ölçülülük koşulunda önemli olanın, eylemin yargılama konusu ile ilgili olması hususu olduğu, yani eylemin, iddia veya savunmaya katkıda bulunmasının gerektiği, Bu katkı ile ilgili olarak; eylemle savunma veya iddia arasında mantıksal bir bağlantının arandığı, iddia ve savunma ile ilgili olmayan veya iddia ve savunma açısından zorunlu bulunmadığı halde sarf edilen hakaret ve sövme içerikli yazı veya sözlerin savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilemeyeceği,” 4.2. İDDGK.E.2002/1026,K.2003/924, Tarih:18.12.2003 “…aranma amacının, nitelik ve kapsamı yukarıda açıklandığı üzere savunma hakkının kullanımıyla ve 4667 sayılı Kanun ile öngörülen esaslarla ilgisinin bulunmadığı, bu durumda kamu yararı ve güvenliği ile hizmet gereği olarak…" 5.Hassasiyet – alınganlık: Mesleğimiz konusundaki hassasiyetimiz ile alınganlığımız arasındaki çizgi irdelenmelidir. 6.Soru: 6.1.Konu bağlamında yapılan uygulamanın dayanağı? 6.2.Dayanılan düzenlemenin hukuksallığı? 6.3.Düzenleme aleyhinde örneğin İst.Barosu’nun girişimde bulunup bulunmadığı? 7.Sonuç: Yasama dokunulmazlığının, “kürsü dokunulmazlığı” ile sınırlandırılmasını savunduğum gibi, avukatın dokunulmazlığının da “ İddia ve savunma dokunulmazlığı” ilkesi ile sınırlı olduğu görüşündeyim. Hepinize sevgiler. |
14-11-2011, 15:09 | #250 | |||||||||||||||||||
|
Patagonya' da da Çağıldayan adliyesi varmış İyi mi ?!!
Arkadaşlar bizim Çağlayan Adliyesi'nde yaşadığımız sorunun bir benzerini Patagonya'da da yaşamışlar.O dönemde Patagonya Barosu Başkanlığı'nın üyelerine yönelik duyurusunu internet sayfalarından alıp aşağıya alıntıladım.Beğenir yada beğenmezsiniz ama en azından bir tavır takınıp müdahil olmuşlar.Belki bizim İstanbul Barosu'na da örnek olurlar kim bilir.
|
14-11-2011, 15:15 | #251 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Metin, Bu mesajınızla asıl görüşünüze vakıf olduğumu ifade etmeliyim. Zira önceki mesajınızda;
Görüşünü savunmuştunuz. Şimdi anlıyorum ki siz, böyle bir hak arayışına dahi gerek ve mahal yoktur. Zira, avukata tanınan böyle bir hak yoktur diyorsunuz. 1136 sayılı yasa m.58 hükmünün bu şekilde yorumlanamayacağını, avukatların çalışma ve faaliyet alanlarının duruşma salonunda kendilerine ayrılan yerden ibaret olduğunu düşünüyorsunuz...
Bu, savunma-savunman dokunulmazlığının sadece bir vechesidir. Teşekkürler... |
14-11-2011, 15:16 | #252 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkürler. |
14-11-2011, 15:23 | #253 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sevgilerimle.. |
14-11-2011, 15:24 | #254 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence öncelikle "sizin" acemlik yapmaya hakkınız yoktur. |
14-11-2011, 15:26 | #255 | |||||||||||||||||||||||
|
|
14-11-2011, 15:33 | #256 |
|
Yani, Bakırköy, K.Çekmece, GOP., B.Çekmece, Kadıköy, Üsküdar, Ümraniye, Silivri ve tüm Türkiye Adliyelerindeki kimlik ibrazı ile avukat girişleri yasaya aykırı ve bu adliye idarecileri (Başsavcılık) hukuki bilgiden yoksun ve fakat;
Yeni adliye, yeni uygulama, eski köy yeni adet kabilinden bu adliyede, bu adliye için "yaratılan" ve "dayatılan" giriş uygulaması yasal ve doğru öyle mi? Bu, "1'e karşı 5.000...=> 1 galiptir." demek gibi birşey... Nasıl bir iklime sürüklenmeye çalışıldığımız sezilmeli ve görülmelidir... |
14-11-2011, 15:48 | #257 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli Meslektaşım Engin EKİCİ, belki size ilginç gelecek ama bu konuda bende büyük oranda Patagonya Barosu üyeleri gibi düşünüyorum. Bende duyuru da yazıldığı üzre,kamunun genel güvenliği gerekçesiyle avukatların çantalarının hakim ve savcılarla birlikte X-ray cihazından geçirilmesinin savunmayı sindirmeye yönelik avukatın üzerinin aranması niteliğinde olmadığını düşünüyorum. Gerçi itiraf etmeliyim ki ben bu X-ray teknolojisinden çok anlamam.Acaba savunma dilekçelerimizin olduğu evrak çantalarımızı X-ray cihazına bıraktığımızda ,patlayıcı madde arıyoruz numarasıyla bizim bu savunma dilekçelerimizin şipşak birer suretini çıkartıp Adalet bakanlığının karanlık mahfillerinde dosyalıyorlar mı yoksa ?!!! Bakın şimdi benim de içime bir kurt düşürdünüz. Ayrıca Patagonya Barosu'nun duyurusunun etliye sütlüye karışmadığı yönündeki yorumunuza,bunun Patagonyalı meslektaşlarımıza yapılmış bir haksızlık olarak gördüğümü, size bu konuda katılmadığımı belirmek isterim. |
14-11-2011, 15:58 | #258 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım Erol GÖKMEN; Patagonya Barosu'nun, genel itibariyle avukatların somut hakları bağlamında aktif olup olmadığı, avukatların yaşadığı mağduriyetlerde ciddi ve reaksiyoner bir tavır takınıp takınmadığı noktasında takdir tüm değerli üyelerindir. Bu başlık altında ele aldığımız "çanta arama" konusunda İstanbul Barosu'nun sadece uzlaşma iradesi gösterirken taviz verici bir tavrı olduğu kanaatindeyim. Az önce de ifade ettiğim gibi "genel olarak etliye sütlüye dokunmuyorlar" şeklinde bir değerlendirmem -şimdilik mevcut konu bağlamıyla sınırlıdır- söz konusu değildir, meslek odamın avukatların temel sorunlarıyla ilgili girişimleri hakkında eleştiride bulunma hakkım saklıdır. Saygılarımla.. |
14-11-2011, 16:24 | #259 |
|
Bu arada, medet umduğumuz Baro, Adliye Sarayı'nın açılışının üzerinden 4-5 ay geçmiş olmasına rağmen avukat masalarına ekran koydurtamamış bir baro...
Aslan barom benim. Dünyanın en kalabal... pardon, en büyük barosunun hali ortada. Avukatlarla özel güvenlik görevlileri birbirine girer aslan baro, "Tamam kavga etmeyin bak, turnike koydurttum" der, Anadolu'nun küçük adliyelerinde olan avukat ekranları Çağlayan'da "hala" yoktur vs.vs. Canım barom... |
14-11-2011, 16:51 | #260 |
|
1- Ortada bir yasa var ve buna herkes uymak zorundadır.
2- Yasa "aranamaz" dediğine göre aranamaz. Aramanın elle, x-ray cihazı ile, robotla vb. yapılması sonucu değiştirmez; yasada her tür arama yasaklanmıştır. 3- Yasada "üzeri aranamaz" denmektedir, "üzeri" kavramına avukatın çantası, dosyaları, şemsiyesi, elindeki yarım litrelik su şişesi vb. de dahildir. 4- Yasanın gerekçesini tartışmanın somut sorun karşısında bir anlamı yoktur. Olması gereken hukuk bağlamındaki tartışma bu forumun konusu değildir. 5- Adliyeye girişte hakim ve savcıların aranması bile, avukatların aranmasını meşru kılmaz. 6- Avukat, savunma hakkına yönelen her müdahaleyi meslek kuralları çerçevesinde engellemeli, karşı çıkmalıdır. Avukat; CMK 153 ve 154. maddelerdeki savunma görevi çerçevesindeki hakları engellenmeye çalışıldığında ne yapıyorsa, bu durumda da aynısını yapmalı, yasaya uyulmasını istemeli, yasaya aykırı işleme izin vermemelidir. Ayrıca; Bir adliyenin emniyet güçlerince korunması mümkünken, hiç gereği olmadığı halde özel güvenlik tarafından korunmasına karar verilmesi konusunda yargı yoluna başvurulmalıdır. (Başvurulmuş mudur?) Özel güvenlik tarafından yapılan korumanın amacına ulaşmadığı ve ulaşamayacağı, adliyede yakın zamanda yaşanılan yaralama olaylarından da açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 120 saatlik kursla eğitilmiş özel güvenlik görevlilerinin, bilgi ve deneyim bakımından polis ile karşılaştırıldığında, adliyeyi korurken yetersiz kalması son derece doğaldır. |
15-11-2011, 09:23 | #261 |
|
genel güvenlik gerekçesiyle avukatların çantalarının aranması bizleri nelere götürecek bir bakalım.
çantanın aranması ile başlayan süreç üst aramasına kadar gider. diyelim ki çantanızı x-ray cihazından geçirdiniz peki kendinizi nereden geçireceksiniz. avukat olarak sizin üzerinizde bazuka taşımadığınızdan nasıl emin olabilirim. çantanız arandı ama üzeriniz aranmadı ve bazukayı da paltonuzun altına sakladınız. eyvah bütün emek boşa gitti. en kısa zamanda üst aramasına da geçilmeli ki bazuka atlanmasın. ama zeki bir avukat olduğunuz ve bazuka sokmanın risklerini bildiğiniz için bu defa küçük hacimli kimyasal bir silah sokmaya çalıştınız. örneğin havayla temas edince etkili hale gelen bir gazı küçük bir tüp içinde kaleminizin arkasına sakladınız. bu tür bir olaydan sonra kalemler de dahil herkes aransın tehlike var diyerek aramalara hak mı vereceksiniz. ama bu riskleri almadınız ve en iyisi bomba yüklü arabamı alayım da daha fazla ses getiren bir eyleme imza atayım, can kaybı da fazla olur dediniz. bunu nasıl önleyeceğiz? o zaman arabalar da aransın. problem avukatın konumunun devletçe halen sindirilememiş olmasından çıkıyor. bu tür uygulamaların hiçbiri masum değildir. bilinçlidir. yıldırma ve iktidarı hatırlatma amaçlıdır. başsavcılık baro odalarındaki sebiller olayında yaşadığımız gibi -ki halen sorun çözülmemiştir- kısaca burada benim borum öter demektedir. avukatların mücadelesi özgürlük alanını genişletmek devletin mücadelesi ise o alanı daraltmak içindir. adliyede devlet başsavcılıktır. güvenlik gerekçesiyle hak ihlallerinin olmasının hiçbir mantıklı tarafı yoktur, olamaz. |
15-11-2011, 17:17 | #262 | |||||||||||||||||||||||
|
Bugün oldukça sakin bu forum başlığı; sanırım daha fazla güvenlik istemiyoruz. |
16-11-2011, 12:23 | #263 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın ALADAĞ; Beni bağışlayın ama çantanızın bir cihazın içerisinden geçirilmiş olması ile savunma dokunulmazlığının ihlali arasında uygun bir illiyet bağı kuramıyorum. Ben İstanbul'a sadece duruşma için geldiğimde uçakla gelip uçakla dönerim. Yanımda da sadece evrak çantam olur. Havaalanına ve uçuş kapısına giderken iki kere çantamı o cihazdan geçirmek zorundayım. Sizi temin ederim çantamın içerisinde dava dosyamla ilgili belgelerden başka birşey de bulunmaz. Yani tıpkı adliyeye gider gibi gidiyorum. Avukatın savunma dokunulmazlığının mekanla sınırlı olmadığını da düşünüyorum ben. Eğer yanlış düşündüğümü bir mekan sınırlaması olması gerektiğini söylemez iseniz, benim uçak seyehatim sırasında toplam 4 kez üzerimin araması( hatta elle başka bir cihaz marifetiyle arama da dahil )ve çantamın cihazdan geçirilmesi işlemi ile savunma dokunulmazlığım ihlal edilmiş mi olmaktadır? Cevabınız hayır ise Adliye kapısından içeri girmekle Havaalanı kapısından içeri girmek arasındaki fark nedir? Soru sormaktaki maksadımın bilginizi ölçmek veya sizi incitmek olmadığını, üstadım olarak bu iki durumla ilgili düşüncelerinizi merak ettiğimi önemle belirtmek isterim. "Aranma", bireysel ve toplumsal "güvenlik" gerekçesiyle yapıldığından, avukatların aranmasına rağmen hakim ve savcıların aranmaması Türk Ceza Yasasında hakim ve savcılarla birlikte yargı görevlisi olarak tanımlanan ( TCK m.6: Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler ve adlî, idari ve askeri mahkemeler üye ve hakimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar, ... Anlaşılır) avukatın, farklı bir muameleye tabi tutulduğu anlamına gelmektedir. Benim naçizane tek itirazım da bu yöndedir. |
16-11-2011, 12:27 | #264 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Adalet Bakanı, Siz ceza davası alıyor musunuz? Alıyorsanız ne sıklıkla alıyorsunuz? Özel ağır ceza mahkemelerinde davaya girdiniz mi? |
16-11-2011, 12:28 | #265 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın janveljan, Siz ceza davası alıyor musunuz? Alıyorsanız ne sıklıkla alıyorsunuz? Özel ağır ceza mahkemelerinde davaya girdiniz mi? |
16-11-2011, 12:38 | #266 | |||||||||||||||||||||||
|
Konuya bakışım da şudur; Çantasını cihazdan geçiren meslektaşımız için, avukatlara bu muamele ile baskı yaptıklarını düşünenlere güç veriyor deniliyorsa bu statü sorunu değil, bir retoriktir. Olumsuzluk halinde kuşku, varsın; aranan vatandaşla birlikte çantasını cihaza koymayan avukata yöneleceğine ; aranmayan başka meslek mensubuna yönelsin. Savunma dokunulmazlığı duvarı, çantanın cihaza konulmaması ile korunuyorsa, zaten duvar yıkıldı yıkılacak demektir. Selam ve saygı ile. |
16-11-2011, 13:17 | #267 | |||||||||||||||||||||||
|
Biz bir kısım avukatlar ziyadesiyle alıngan davranıyor ve yasa hükmünün uygulanmasının bir yana bırakılarak çantamızın cihazdan geçirilmesinde ısrar edilmesi karşısında tepki gösteriyoruz. O kadar alınganız ki, üzerini/çantasını aratan vatandaş bizim gibileri yüzünden "avukatların bize göre ne üstünlüğü var ki" diyerek mesleğimiz hakkında olumsuz bir yargıya varıyor. Mesleğimiz hakkında vardıkları en olumsuz yargı da bu zaten. Yoksa bütün avukatlar yılmaz birer hak savunucusu/dürüstlük abidesi vb. olduğundan bu konularla ilgili vatandaşın gözünde en ufak bir tereddütlü yerimiz yok. Sadece ne üstünlüğümüzün olduğunu sorup yanıt aramaya çalışıyorlar. Aslında alınganlığı bir yana bırakıp söz konusu vatandaşlara savunmayı, yani bizzat halkı/vatandaşı temsil etmekten başka hiçbir üstünlüğümüzün olmadığını ayrıntılı şekilde anlatmalıyız ki vatandaşı bizim -sanki en büyük sorunumuz buymuş gibi- "ufak tefek kapı önü takıntılarımıza" tanık edip de mazallah itibarımızı sarsmayalım. Çok alınganız vesselam.. |
16-11-2011, 14:07 | #268 |
|
Sorunu bir retorik (belagat-söz oyunu-mügalata) ve alınganlık sorunu olarak nitelemek doğru bir yaklaşım değil...
Niye? 1. Ortada yasa var, bunca yıllık ve hala devam eden yasaya uygun uygulama var. 2. Neden bundan vazgeçelim?.. Somut bu adliye idari sorumlularının avukata yönelik ve yerinde olmayan güvenlik takıntısı ve talimatı olmasa, değişen ne olacaktı? Hiçbir şey. 3. Yasaya aykırı bir durum vardır ortada. Retorik yapmaya da hacet yoktur; yasal durum izaha gerek kalmayacak kadar açıktır. Ne vatandaşla ne de hakim-savcıyla mukayeseyi kabul ediyoruz. Bu mantık, son günlerin "tutuklama" çılgınlığı gibi adeta. Herkes yargılansın, herkes tutuklansın; falanca niye tutuklanmadı, falanca niye salıverildi diye üzülenler var ya... Bu da, herkes aransın, avukatlar da aransın, hakim-savcılar da aransın... Aynı mantık... Hayır efendim! Avukatlar mesleki mekanlarda ve görev icra ederken A-RA-NA-MAZ. Kimi mesajlarda aramak isteyenin saiki tartışılıyor ve zemin aranıyor burada. Ne kadar yanlış... Sonra, biz avukatlar kime, niye alınalım ki... Konunun, alınganlık gibi öznel ve meselenin adli, kurumsal özüne uygun olmayan kavramlarla ele alınmasını da doğru görmüyorum. Konu yasal ve hukuksal boyutlar içinde ele alınmalıdır. Avukatın önce kendi yasal haklarına sahip çıkmasının önemi yadsınamaz... Ne olur aransak, dünyanın sonu mu kabilinden saiklerle bu görevden sarfınazar edilemez. Saygılarımla. |
16-11-2011, 14:48 | #269 | |||||||||||||||||||||||
|
Sorunuzun konu ile ne ilgisi var Sayın ERGİN? |
16-11-2011, 15:53 | #270 | |||||||||||||||||||||||
|
"Dinleyicilerin- okuyucuların- manipüle edilmesi"nden çok, "güzel konuşma sanatı"na yakın gözükse de; konu başlığı ile bağdaşacağını düşündüğüm anlamı ile (kastım buydu, emin olun) daha çok "ikna etmesi gereken ya da ikna etmeyi amaçlayan argüman ve söylemlerin sergilenmesi" anlamında kullanmıştım. Bazı meslektaşlarım gibi ben de -sadece- çantanın cihazdan geçirilmemesi savaşını "hassasiyet-alınganlık ekseninde" görüyorum. Selam ve saygı ile. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İstanbul Tuzla Adliyesi | Av.Selim Balku | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 16 | 22-11-2012 16:35 |
İstanbul-Bakırköy Adliyesi | Ayşe BİLGİÇ TAHTACI | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 2 | 17-05-2007 21:51 |
İstanbul Barosu : 23 Şubat 2007 İstanbul Adliyesi Önünde Buluşalım... | aqua | Hukuk Haberleri | 7 | 26-02-2007 14:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |