|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
27-05-2013, 15:44 | #211 |
|
Yanlıştan az da olsa dönülmüş bu son tarih değişikliği ile..
Ama şimdi daha önemli sıkıntılar su yüzüne çıkıyor. Anlaşıldığı üzere, bu maddenin uygulaması 09/10/1956 ile 04/11/1983 tarihleri arasını kapsamaktadır. Peki, yine bu maddede düzenlenen ve imar planlarından kaynaklanan anlaşmazlıkların (hukuki el atma) idari yargıda çözümleneceğine ilişkin düzenleme de mi bu tarih dönemlerini kapsayacak? Ya da maktu vekalet ücreti uygulaması da mı belirtilen döneme ilişkin olarak açılan davalarda uygulanacak? Sanırım artık söz sırası Yargıtay'ın..Yine bu anlaşılmaz madde metninin tüm tahlili Yargıtay tarafından yapılacak ve bizler de önümüzü görebileceğiz. |
27-05-2013, 22:31 | #212 |
|
Maddi hukuka ilişkin düzenleme nasıl geriye yürütülebilir
Yasa bu haliyle uygulanamaz.. Anlatıcaz, yazıcaz... Aleyhe karar verilmemesi lazım. Türkiye belediyeler birliği web sitelerinde teklif genel kuruldan Geçtikten sonra "başbakana" special thanks notu düşmüş. Ne kadar vahim. |
28-05-2013, 12:14 | #213 |
|
18 hukuk dairesi 1983 tarihinden sonraki el atmalar için açılan davalarda da ANAYASA MAHKEMESİNCE İPTAL EDİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN uzlaşmayı ön şart olarak kabul etmiş ve bu doğrultuda bozma ilamları vermiş.
Anayasa Mahkemesinin 1983 sonrası el atmalara ilişkin 6111 sayılı yasanın ilgili maddesini iptal etmesine rağmen Henüz yürürlüğe girmediği için yürürlük tarihi olan 22Ağustosa kadar böyle karar vereceklerini düşünüyorum. Ancak 22 Ağustostan sonra dava şartı ortadan kalkmış olacağından hmk 115/3 gereğince işlem yapılarak davaya devam olunması gerekecektir. Baki Kuru hocanın kitaplarında bu husus şu şekilde işlenmiştir. "Dava şartı dava açılması için değil davanın esasına girlmesi için mevcut olan bir şarttır. Yani dava şartı yerine getirilmeden açılan davada derdesttir. Hakim herhangi bir nedenle dava şartının noksan olmasına rağmen esasa girmiş ve dava sırasında o DAVA ŞARTI NOKSANLIĞI ORTADAN KALKMIŞ İSE hüküm anında bütün dava şartları tamam olduğundan davanın esası hakkında karar verilir yani DAVA ŞARTLARI BAŞLANGIÇTA NOKSAN OLDUĞU GEREKÇESİYLE USULDEN REDDEDİLEMEZ." tabiki bu durum karar kesinleşinceye kadar geçerlidir. Ayrıca Anayada mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümezliği düşüncesine ilişkin olarak ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir çok kararında ANASAYA MAHKEMESİ İPTAL KARARLARININ HENÜZ KESİNLEŞMEMİŞ MAHKEME KARARLARINA UYGULANACAĞINI AÇIKÇA İÇTİHAT ETMİŞTİR. Kısacası 1983 sonrası fiili el atmalar için uzlaşmaya başvurulmadan açılan davaların iptal kararının yürürlüğe gireceği 22/8/2013 tarihinden itibaren 18. HD. içinde HUKUKEN bozma nedeni sayılamayacağı ortadadır. |
28-05-2013, 12:31 | #214 |
|
Öyle bir ihtimal yok üstad. Ama başka bir sürü problem var. Bilinçli bir yargıç bu yasayı uygulamaz, Anayasa Mahkemesinin sonucunu bekler ( iptal için başvurulduğunu varsayıyorum )
|
28-05-2013, 12:38 | #215 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstat öyle bir ihtimal yok diyorsunuz ama ben Kayseri'de görev yapıyorum ve bir çok dava bu nedenden ötürü (yani uzlaşma başvurusunun yapılmamasından ötürü) reddediliyor. Mahkemelerimiz, 18. Hukuk Dairesi'nin görüşünün bu yönde olduğunu ve uzlaşmaya başvurunun dava şartı olduğunu belirtiyorlar. Gerekçe olarak Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 6111 sayılı yasanın geçici 2. maddesinin halen yürürlükte olması gösteriliyor. Bilgilerinize sunmak istedi. İyi günler.. |
28-05-2013, 14:10 | #216 |
|
çetin bey konu başlığında 18 HD nin bir kararı mevcuttu aynı mahiyette başka karar varsa eklemeniz mümkün müdür? teşekkürler
|
28-05-2013, 14:14 | #217 |
|
yarın birgün benim bir kararım çıkacak sonuç çıkmış ama kararı alamadım 2010 kamulaştırmasız el atması ve 18 hd davaşartı(uzlaşma) yoktur diye bozmuş. ve bir yığın aynı mahiyette karar vardı masanın üzerinde . Tabi Karar kesinleşinceye kadar anayasa mahkemesi kararı yürürlüğe girincektir ve dava şartı ortadan kalkmıştır denilmesi gerekecektir. Bu nedenle ben karar düzeltmeye başvuracağım tabiki.
|
29-05-2013, 11:52 | #218 |
|
18 hd ızlaşma dava şartıdır görüşünde ve fakat 5 hd dairesi uzlaşma dava şartı değildir hatta dava açılması uzlaşma iradesinin olmadığı anlamına gelir, davanın esasına girilmelidir görüşünde.
Benim ihtimal vermediğim konu şu; Yeni düzenleme ile uzlaşma dava şartı olursa eski tarihli derdest davaların uzlaşma dava şartı eksikliğinden reddedilmesi ihtimali yok. (Yada isimli üyenin sorusuna istinaden) Hukuki güvenlik ve geriye yürümezlik ilkeleri gereği. |
29-05-2013, 12:40 | #219 |
|
|
29-05-2013, 14:48 | #220 |
|
veto etmesi için Cumhurbaşkanlığına mesaj atma hakkında.
Lütfen tüm meslektaşlarımızın 6487 sayılı Kanunun 2942 sayılı kanunun geçici 6.ve 7.maddelerini veto etmesi için Sayın Cumhurbaşkanına cumhurbaskanligi@tccb.gov.tr mesaj atalım.
|
29-05-2013, 16:53 | #221 | |||||||||||||||||||||||
|
Geçici 7.madde açılmış olan davalara dahi kanunun uygulanacağını söylüyor .Davayı açarken hukuka uygun olan davamız ,artık reddedilecek bir dava oluyor.Müvekkile nasıl vereceğiz hesabını? Hukuktaki geriye yürümezlik ilkesi gereği açılan davalara tesir etmemesi ,geçici 7nin davamızda uygulanmaması gerekir.Ama zaten görülmekte olan davalarda da uygulanır diyerek olmayacak bir madde örneği görmüş oluyoruz. |
30-05-2013, 07:42 | #222 |
|
Evet üstad sanki usul hükmü gibi öevcut davalara da uygulamaya kalkışılması tam bir rezalet. Ama bu yasayı bu haliyle uygulaymamamız lazım. Ana muhalefet Anayasa Mahkemesine başvuracak YD talepli. Bizde bekletici mesele yapacağız veya YD kararını dosyalara sunucağız.
Ayrıca geçici 6 da da geriye yürüyen hüküm var. İmar uygulamalarj sonucu bedele dönüştürmelerle ilgili. Bedele itiraz edilme olanağını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. |
30-05-2013, 07:46 | #223 | |||||||||||||||||||||||
|
|
30-05-2013, 08:39 | #224 |
|
Birinci ağızdan gideceklerini duydum.
Anamuhalefet gitmese dahi mahkemler muhakkak gideceklerdir. Anayasa Mahkemesi YD kararı verebiliyor mu? Son zamanlarda verdiği kararlar var mı? Bilen meslektaşlarımız yanıtlarsa sevinirim. |
30-05-2013, 11:02 | #225 |
|
önşarta ilişkin fikirlerim biraz araştırınca tamamen değişmiş bulunduğundan yukarıdaki mesajlarımda düzeltmeler yaptım.
Öte yandan anayasa mahkemesi Yürülüğün Durdurulası kararı verebilir ancak önceki iptal talebinde aynı hususlar için YD vermediği gibi kararı 2 yıl gibi bir sürede verdiği verdiği kararı da 3 ay sonra yayınlayıp 6 ay ertelediğini düşündüğünüzde takribi 3 gibi bir sürede iptal kararı gelebilir ozmanada kadar da davalar kesinleşmiş olur zaten. |
30-05-2013, 11:02 | #226 |
|
Yeni düzenlenen geçici 6. Md., ne dediği belli olmayan, hukuk mantığına ve kutsal bir kavram olan "hak" kavramına aykırı bir düzenlemedir. Fikir paylaşımı açısından ben şahsen aşağıda değindiğim noktaları ileri sürerek savunmalarımı yapacağım. Tüm bu bakış açısını tamamen maddenin lafz-ı'na göre şekillendirdim. Zira "maddenin ruhunda" hak kavramını bulmak mümkün değil. Bu yazıyı yazarken bir yandan da sürekli "bizlere neler düşündürtüyorlar" diye söylendiğimi bilmenizi isterim.
1. Fıkra : Burada, bu maddenin 1956 ve 1983 tarihleri arasındaki taşınmazların kamulaştırılması ve el atılması hususunun düzenlendiği belirtilmiş. Aksi belirtilmediği sürece, bu hususu geçerli kabul etmek gerekir. Yine bu fıkrada "bedel talep edilmesi halinde" denilerek, sadece tazminat taleplerini konu eden davalar düzeyinde bir düzenleme getirilmiş. Yani müdahalenin men'i durumunda bu madde ile bağlı kalındığını söylemek mümkün değil. 7. Fıkra : Bu madde kapsamında açılan her türlü davalarda mahkeme ve icra vekalet ücretlerinin maktu olduğunu beyan etmiş ki, bu yine 1956 ve 1983 arasındaki el atmalar için geçerli olduğu anlamına gelir. Yani 1983'ten sonraki bir el atma için idare vekilleri bu madde ve bu fıkrayı ileri süremez. 10. Fıkra : Uzlaşma hususuna ilişkin, devam eden davalarla ilgili bir düzenleme yapılmış. Uzlaşma isteğini "bildirilebilir" diyerek açılmış davalarda uzlaşmayı şart koşmamış. 13 Fıkra : 4.11.1983 tarihinden , bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar el atılıp kamulaştırılması yapılmayıp, idare tarafından kamulaştırılması yapılmaya başlanan taşınmazlardan, kısaca açılmış olan "tespit ve tescil" davalarından bahsediyor. İşte madde metni ; "4/11/1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde...
Bu hususa ilişkin vekalet ücretlerinin 7. fıkra hükümlerine göre maktu olacağından bahsetmiş -ki zaten öyle.. Yani olanı söylemişler. Ayrıca ödeme hususuna bir düzenleme getirmiş ve bedel tespit ve tescil davalarında ödeme şartını 8 fıkraya bağlamış. Oysa şu an yürürlükteki Kamulaştırma Kanunu'nunda "dava bitmeden evvel idare tespit edilen taşınmaz değerini depo etmek" durumundadır. Bu kanun metnini hazırlayan "meslektaşlar" keşke önce kamulaştırma kanununu açıp bir okusalarmış. Yine aynı fıkra içinde "bu fıkra kapsamında kalan her türlü taşınmaz için ise 7. fıkra hükümleri uygulanır" diyerek maktu vekalet ücretine işaret etmiş. Oysa bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar zaten 1983'ten sonra kamulaştırılmadan el atılmış olup, idare tarafından tespit ve tescil davası açılmış taşınmazlardır. Yani daha önce söylediğini bir daha söylemiş, yeni bir şey eklememiş. Bu fıkranın kapsamına giren taşınmazların hangisi olduğunu, fıkradan alıntı yaparak tekrar işaret edelim ; "4/11/1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde.. Ayrıca yine bu maddenin 10. fıkrasında, imar uygulamasından dolayı el atılmış taşınmazların davalarının idare mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden bahsedilmiş. Oysa madde en baştan kendisini 19856 ve 1983 arasında fiilen el atılıp, kamulaştırılması yapılmamış taşınmazların durumunu düzenlemekle mükellef tutmuş. Yani 1. fıkraya baktığınızda, 10 fıkra bu maddenin düzenlediği alana girmemektedir!!! Tüm bu hususlara ek olarak bir çok kanunumuzda "makable şamil" kavramı, " kazanılmış hak" kavramı vardır ama sanıyorum bu maddeyi hazırlayanların bu gibi kavramlardan pek haberi yok. Son olarak böyle bir yazı yazmak zorunda kalmamız bir yana, bana kalırsa böyle bir madde hazırlayıp komik duruma düşmek çok daha kötü bir şey olsa gerek.. |
30-05-2013, 11:22 | #227 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, söylediklerinize ek olarak bu maddenin uygulanma dönemine ilişkin olarak, geçici 6. maddenin gerekçesi de bizlere yol gösterecektir. Gerekçede, "...4/11/1983 yılından evvel kamulaştırmasız elkonulan taşınmazlar sebebiyle tazmin talebinde bulunulacak ise.. " denilerek bu maddenin uygulanma tarihleri açıkça belli edilmiştir. Umarım, bu şekilde yorum yapacak cesaretli yargıçlara sahibizdir. Aksi takdirde bu madde,o kadar saçma düzenlenmiş ki, nereye çekersen oraya gelir. Saygılar.. |
30-05-2013, 11:27 | #228 |
|
yakın zamanda Elazığ yerel mahkemesi tarafından verilmiş olan kararın Yargıtay 18.HD. tarafından uzlaşma şartı gerçekleşmediği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, bu nedenle de bu karara dayanarak açmış olduğumuz davalar birer birer usulden reddedilmekte. ne yapacağımızı bilemez bir haldeyiz, diyelimki uzlaşma başvurusu var bu sefer ne eksiklik bulacaklar merak ediyorum doğrusu.
|
30-05-2013, 11:39 | #229 |
|
Sayın meslektaşlarım ,uzlaşma ile ilgili konuşup tartışırken geçici 7.maddedeki bedel artırım davalarındaki "tebligatların yapılmış sayılması " talihsizliğini gözden kaçırmıyoruz değil mi?
|
30-05-2013, 11:50 | #230 | |||||||||||||||||||||||
|
Sezer beye sonuna kadar katılıyorum.1983 yılından sonra fiilen el atılmış ancak kamulaştırma kararı verilmemiş yerlerle ilgili herhangi bir düzenleme yok.Dolayısıyla yeni bir düzenleme yapılmadıkça bu husus eskiden olduğu gibi olmalı. |
30-05-2013, 12:40 | #231 | |||||||||||||||||||||||
|
Daha önceki mesajlarda konuşuldu ve en vahimi/en çok üstünde durulması gerekeni geçici 7 ile önü açılan yolsuz tescil ve geçici 6 daki İmar uygulamsından doğan bedel davalarını düzenleyen hükümler (2981 sayılı yasadan kaynaklanan) Yolsuz tescilde tazminat/bedel artırım davası, yeni düzenlemeye göre açılamıyor hatta açılıp derdest olan davaların reddi gerekyiği yorumuna varılıyor. 2981 den kaynaklanan bedel davalarında da uygulama tamamen değiştirilmeye çalışılıyor Eskiden bedele itiraz halinde taşınmazın dava tarihindeki değerini, emsal taşınmaz değerleri kıyaslayarak alabiliyorduk. Yasa mevcut haliyle geçerse konu çok tartışmalı olacak. Şu anda ise ipotek değerine itiraz mümkün değil, bu bedele yasal faiz isteme hakkı tanınmış Yasanın ilk teklifinde imar uygulamaleından doğan bedel artırım davalrında BK daki 10 senelik genel zamanaşımını uygulanmasını öngörüyordu. Herelde birileri Yargıtayın 10 senelik zamanaşımını tebligattan sonra başlattığını söyledi ve genel kurulda metni değiştirdiler. Zamanaşımına ilişkin düzenleme gitti onun yerine ipotek bedeline yasal faiz uygulanır düzenlemesi geldi. İşin özünde idareleri ne kadar daha koruma altına alabilir düşüncesi var |
30-05-2013, 22:06 | #232 | |||||||||||||||||||||||
|
|
31-05-2013, 00:27 | #233 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne demek Yasin Bey.. Böyle saçma sapan düzenlemeler karşısında, mesleki dayanışmaya her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz fikrindeyim. En ufak bir katkımız olursa ne mutlu bize.. |
31-05-2013, 09:22 | #234 |
|
Barosu ile yasa ile ilgili görüşen var mi?İSTANBUL Barosu ndan hiç tepki goremedim ben
. Maillerime dahi cevap vermediler. |
31-05-2013, 10:41 | #235 |
|
Aklıma takılan bir hususu da sizinle paylaşmak istiyorum.Ben imar uygulaması sonrası bedel artırım davası açmış idim.Müvekkile tebligat yapılmadığından ötürü HGK kararına dayanarak zamanaşımı engeline takılmıyordum. Geçici 7 ile mahkeme tarafından kamulaştırma kararı verilmiş ve tapuya tescil var ise tebligatlar yapılmış sayılır diyor.
İmar uygulaması ile encümen kararı sonucu bedele dönüştürülen ve tapuya tescil olan taşınmazlar için de acaba tebligat yapılmış sayılır manasını mı çıkarmalıyız?Umarım çıkarmayız çıkarmayız değil mi? |
31-05-2013, 11:47 | #236 | |||||||||||||||||||||||
|
Çıkarmayız geçici 7 sadece 2942 mülga 16 ve 17 ye tescili yapılanlarla ilgili 2981 ile ilgili değil ama yeni düzenleme yasalaşırsa tebligat ve ödeme yapılmayan bedele dönüştürmelerde dava tarihindeki taşınmaz değerini isteyip isteyemeyeceğimiz konusu tartışmalı hale gelicek. Düzenleme ipotek bedeline yasal faiz uygulanmasını öngörüyor. |
31-05-2013, 13:22 | #237 |
|
0 312 470 13 20
0 312 470 13 21 Cumhurbaşkanlığı Kanunlar, kararları ve hukuk işleri daire başkanlığının faksıdır Çekincelerimizi yazılı şekilde ivedilikle ulaştırmalıyız |
31-05-2013, 14:55 | #238 | |||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle, bu kanun 1956 ile 1983 arasını kapsadığı için, 1. fıkrada da bu açıkca belirtildiği için, ayrıyetten gerekçesinde de bu husus zikredildiği için, 24.02.1984 tarih ve 2981 sayılı yasa bu kanunun otomatik olarak kapsamı dışında kalmaktadır. Bir kanun, "ben 1 ve 10 arasını düzenliyorum" dedikten sonra "11'de böyle olmalı" diyerek kendini çiğneyemez. Bu açıdan büyle bir ilke imza atıp tarihe geçen hukukçuları alkışlıyorum. Bu arada yine bir hatırlatma yapalım, 2981 sayılı yasa "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" dur. Bu ayrınıtıya dikkat etmenizi tavsiye ederim. Cengiz Bey kanunun zaman aralığı düzenlemesini yok sayarsak bile, o zaman en güzeli müdahalenin önlenmesi davası açmak. Hem böylece "tazminata" ilişkin olmayan konuları düzenlemediği için bu kanun hükümlerinden kurtulur ve böylelikle, vekalet ücretine de hak kazanabilir, ayrıca Belediye'lere de, mülkiyet hakkına aykırı olarak yaptıklarını yıktırma zevkine kavuşmuş oluruz. Tabii bu son yazdığım paragraf tamamen kanunun saçmalığına değinmek içindir -ki yine de uygulanabilir. Yoksa ben dediğiniz tarzda bir uygulanmanın mümkün olmayacağını düşünüyorum. Neredeyse hükmedilen hiç bir şeyin uygulanması mümkün değil çünkü kamulaştırma kanununun ilgili maddesi "açılan bedel tespit ve tescil davasında bedel tayin edildikten sonra bankaya 15 gün içinde depo edilir" derken bir diğer maddesi "bedel tespit ve tescil davasında tayin edilen değeri 8. fıkraya göre yıllara yayarak öderim" diyor. İkiside yürürlükte.. İkisi de geçerli.. Umarım bu komedinin farkına varırlar hakimlerimiz.. |
31-05-2013, 20:38 | #239 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne açıdan dikkat edeceğiz üstad? |
31-05-2013, 23:08 | #240 |
|
3194'ten bahsetmemiş manasında söyledim. Yani sadece 2981'e göre yapılan işlemleri kapsıyor madde..
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kamulaştırmasız El Atma Davasında Müstakbel El atma Olur Mu? | avukat.derviş.yıldızoğlu | Meslektaşların Soruları | 4 | 19-08-2011 15:04 |
6111 sayılı ( TORBA ) kanun kapsamında yapılandırılması öngörülen kamu alacakları | Muhsin KOÇAK | Mali Hukuk Çalışma Grubu | 3 | 21-03-2011 10:29 |
6111 sayılı kanun kapsamında yapılandırma yapılırken dikkat ! | Muhsin KOÇAK | Mali Hukuk Çalışma Grubu | 0 | 16-03-2011 00:35 |
İdari para cezası -6111 sayılı yasa | ekinheval | Meslektaşların Soruları | 1 | 02-03-2011 18:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |