|
Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için. |
Anket Sonucu: Ölüm cezasını onaylıyor musunuz? | |||
Evet | 379 | 44,64% | |
Hayır | 430 | 50,65% | |
Kararsız | 40 | 4,71% | |
Oy Verenler: 849. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 102) | |||
|
26-11-2008, 16:30 | #211 |
|
günümüz türkiye'sinde idama evet....
İdam cezasi her ne kadar insanın doğumundan bu yana sahip olduğu YAŞAM HAKKINI ortadan kaldırsa da, cezaların caydırıcılığı(!) konusunda yetersizliği, sık sık gündeme gelen aflar, cezaevinde geçirilen sürede kişilerin ıslah edilmesinde, topluma kazandırılmasındaki yetersizlik , hukukun sağlamaya çalıştığı sözde adaletin verilen cezalarla sağlanamaması sonucunda ihkakı hakka dayalı adaletin sağlanmaya çalışılması ve bozulan kamu düzeni nedeniyle idam bu dönemde gerekli..
|
21-12-2008, 02:03 | #212 |
|
İdam,ceza DeĞİldİr
İdam,ceza değildir,caydırıcı olsun diye konmamalıdır.İdam,hakedenin,insani duygular taşımayan,aslında insan bile diyemeyeceğimiz bir canlının,bir daha böyle bir suç işlemesini engelleyecek kesin bir yoldur.Evet.
|
02-02-2009, 00:50 | #213 |
|
İdama kesinlikle karşıyım.Bunun için objektif olabilmek çok önemli ama maalesef çoğumuz duygularımıza yeniliyoruz.Güvenlik tedbirlerinin alınmasının idamdan çok daha medeni bir yol olduğunu düşünüyorum.
|
10-02-2009, 16:28 | #214 |
|
Evet
İnsanların yaşam haklarının elinden alınmasının doğru bir yaptırım olmadığı düşünülebilir. Ancak 33 Mehmetçiğimizi gözünü kıprmadan kurşuna dizen bir kişi halen hapishanede keyif sürmektedir. Diğerinden bahsetmeye gerek duymuyorum. Şimdi soruyorum. Şehit edilen Askerlerimizin yaşam hakları elinden alınmamışmıdır? Cezanın caydırıcılığı yönünden keyfi olarak tahammüden adam öldürenler idam edilmelidir.
|
10-02-2009, 17:21 | #215 |
|
Ceza sistemlerinin amacı suç işleyeni ıslah edip tekrar topluma kazandırmanın yanında ayrıca işlediği suç nedeniyle suçluyu cezalandırmaktır. Ve idam cezasındaki amaç ise suçlunun ıslahı ve topluma kazandırılması değil, direkt olarak suçlunun cezalandırılmasıdır. Caydırıcılık unsurunuda düşündüğümüzde, kasten adam öldürenin infaz kanunumuz sayesinde 10-15 yıl civarında yatıp çıktığını düşündüğümüzde gayet caydırıcı olacağı şüphesizdir. Bazı suçlarda idam cezasının uygulanması taraftarıyım.
|
19-02-2009, 18:13 | #216 |
|
ÖlÜm Bİr Ceza Midir?
Cezaların birincil amacı suçlunun ıslahı ikincil amacı da suç işlemeyi önlemedir.İdam kararıyla suçlu ıslah edilmiş veya cezalandırılmış olmuyor,öldürülmüş oluyor.Bu nedenle bir insanın ceza olarak idam edilmesini,doğru bulmuyorum.
|
04-03-2009, 15:02 | #217 |
|
İdam cezasına tam destek...
idam cezasını sonuna kadar savunuyorum. Karşısındaki insanı, onun ailesini, arkadaşlarını düşünmeden bir insanı hunharca öldürebilen bir insanın yaşama hakkı olmadığını düşünüyorum. Toplumdaki ölüm vakalarını bir araştıralım lütfen katiller neden maktüllerini öldürmüştür. Görülecektir ki ölenler öldürenden çok az bir şey götürmüş)hakaret etmiş, küfretmiş, yan gözle bakmış, kız arkadaşına laf atmış vs) ama katiller buna karşılık o insanların canını almışlardır. Yani kendilerinden 1 alınmış bazen oda alınmamış buna karşılık karşısındakinden 100 almaktan çekinmemişlerdir. Bu insanların mı yaşama hakları vardır. Kendileri adaleti dağıtırken en küçük bir olayda başkasının canını almayı göze alanları savunan vicdanlara sormak lazım ' Ölen sizin evladınız olsa' eminim 100 kere o kişiyi öldürmek istersiniz. Buyrun sevgili meslektaşlarım; cesaretiniz varsa almış olduğunuz eğitim ve tecrübelerinize güveniyorsanız aflarla çıkan Katillerle arkadaşlık kurup topluma siz kazandırın onları çocuklarınızla ailelerinizle tanıştırıp kaynaştırın... Tribünden konuşmak çok kolaydır önemli olan sahaya inebilmektir...
|
04-03-2009, 18:24 | #218 |
|
Ölümü ve ölüm sonrasını beyninde tasavvur edebilen tek canlı insanoğludur.
Ölüm karşısındaki tavır alışlarımızda da bir “standart davranış” sergileyemeyiz. Beynimiz berrak değildir. Örneğin, güzeller güzeli biricik kedimizin vahşi bir köpek tarafından öldürülmesini asla içimize sindiremez ve asla unutmazken, hamam böceklerinin yüzlercesinin öldürülmesini hiç umursamaz ve ertesi gün hatırlamayız bile. (Hamam böceği gibi gördüğü insanlar için de aynısını düşünen ve hissedenler mutlak vardır her toplumda.) Süpürgenin topuzu ile köşeye kıstırdığı bir fareyi öldürmeye çalışan bir ev hanımının yüzündeki katletme arzu ve ifadesini gözünüzde canlandırınız. Katlettikten sonraki mağrur yüz ifadesi de cabası... Bir kasap ile bir şairin masum bir sesle meleyen bir kuzuya bakışını tahayyül ediniz. O kasap olmasa, ekşi tuzlu bir ayran ve taze ekmekle salyalar akıtarak yediğimiz o nefis kuzu pirzolaları kim hazır edecekti? O şair olmasa, bir bahar kuzusunun masumiyetini kim tasvir edecek ve gönlümüzü kim zenginleştirecekti? O halde, ölüm deyince, önüne eklemek gerek; insan ölümü... Evet, konumuz sadece ölüm değil, bir insanın ölümü. Yani, ölümü beyninde tasavvur ve tahayyül edebilen yegane canlının ölümünden söz ediyoruz. Ölümden korkarız veya korkmayız. Ama, söz konusu olan kendi ölümümüz ise, genellikle en son düşünmek istediğimiz bir ihtimaldir. Halbuki, hayatımızdaki tek yüzde yüz ihtimaldir. Hayatta hesap yaparken, ilk hesaba katmamız gereken ve zamanını bilemesek de “yüzde yüz” gerçekleşeceğini tartışmasız bildiğimiz yegane unsur olan, “ölüm”ü, hiç hesaba katmadığımız olur. Bu kadar korktuğumuz, başımıza gelmesini hiç istemediğimiz ve müsebbibini de bu kadar "aşağıladığımız" bir fiili, cezai müeyyide olarak neden yüceltiyoruz acaba? Yoksa subjektif miyiz? Eğer ölüm söz konusu ise, subjektiflik bir hak mıdır? Binlerce insanı keserek hayatlarını kurtarmış ve cana can katmış olan bir cerrah, eve dönüp kendi yatağında kendi karısını en yakın arkadaşı ile sarmaş dolaş görünce bu kez öldürmek için, hem de kendi karısını, kesebiliyor. Haklı yere öldürmek veya haksız yere öldürmek. Yoksa sorun bu mu? Her gün yüzbinlerce hayvanı öldürmesek, kendimiz açlıktan öleceğiz. Ölüm ve öldürmek bir realitedir. Hayatın ta kendisidir. Bence, sorun zaten ölüm (idam) cezasının kendisi değildir. Hak, hukuk, adalet kavramlarını yüzümüze gözümüze bulaştırmamak ve yargılamayı sulandırmamak kaydıyla, en azından “daha fazla ölüm olmasını engelleyebilmek amacıyla” ve “TOPLUMSAL MEŞRU MÜDAFAA” anlamında öldürebiliriz ve ölüm cezasını onaylayabiliriz. |
04-03-2009, 20:03 | #219 |
|
Ceza evine giren mahkumların kaçta kaçı ıslah oluyor, kaçta kaçı suç makinesine dönüşüyor öncelikle bunları düşünmek lazım. Bu suç makinelerini ya ceza evinden çıkarmasınlar ya da idam etsinler. Yoksa 5-10 sene ceza evinde yatıp afla çıkacaklarsa adalet bunun neresinde.
|
10-03-2009, 18:03 | #220 |
|
cezanın amacı
ilk öncelikle hukukumuzda kişiye ceza verilmesinin nedeni öc duygusu değil kişiyi ıslah amacıdır.Bu sebeple idam edilerek öldürülen bir insanı ıslah etmiş olmuyorsunuz ve bence bunun yanında kişiyi idam ettiğinizde cezayı o kişiye değil onun ailesi,akrabası vb. etrafındaki kişilere çektirmiş oluyorsunuz çünkü ölümün o kişiye bir acı vermediğini sadece etrafındakilere acı verdiğini düşünüyorum.Fakat idama karşı olmam şu anki cezalandırma sistemini beğendiğim anlamına gelmez.Bence günümüzdeki cezalandırma sistemi alabildiğine yanlışlarla ve boşluklarla dolu.
|
04-02-2010, 12:37 | #221 |
|
İdam cezasına sonuna kadar evet
İdam bir ıslah türü değildir bir ceza biçimidir. Bence caydırıcılık açısından en güçlü ceza şekli de idam cezasıdır. İdam cezasının yerine getirebilecek bir ceza türünüz yoksa idam cezasını kaldıramazsınız. İdam cezasının olmayışı ceza kanunumuzda bir eksiklik midir? Bana kalırsa evet.
Otobüs durağıda bekleyenlere ya da otobüsün içindeki vatandaşlara molotof kokteyli atarak onları yakarak öldüren birinin neresini ıslah edeceksiniz? Ya da tek suçu köydeki çocuklara birşeyler öğretmeye çabalamak olan bir öğretmeni ellerini arkadan bağlayarak kurşuna dizen birinin neresini doğrultmaya çalışacaksınız? Veya belindeki ruhsatlı ya da ruhsatsız silahını "vay sen bana neden yan baktın?" diyerek karşısındaki gencecik insanın üzerine boşaltan yaratığa ne ceza vereceksiniz ki bundan sonra belinden silahını çıkartacak yaratıkları caydırasınız? Arkadaşlık teklifini kabul etmedi diye sınıf arkadaşının boğazını keserek öldüren birini nasıl cezalandıracaksınız ki sırf onunla sevgili olmadı diye canına kıyılan kızının acısını hafifleteceksiniz yüreğine ateş düşmüş bir annenin. Evinin önünde oynayan komşusunun kızına önce tecavüz edip sonra öldüren bir sapığı ne yapacaksınız ki o sapık bir daha kimse için tehlike teşkil etmeyecek. İlköğretim okulları önünde küçük çocuklara uyuşturucu satan hayvandan bile daha aşağılık yaratıkları nasıl cezalandıracaksınız? 3 yıl mı? 10 yıl mı? Çıkınca yeniden topluma bela olmayacağı ne malum? Ya da ıslah olsun diye koyduğunuz ceza evinden stajyer suçlu olarak girip master yaparak çıkan bu kadar suçluyu topluma tehdit olmamaları için bir adaya mı kapatacaksınız? Olaya bir de mağdur yakınları tarafından bakalım. Evladını toprağa veren bir babayı katil 5 sene sonra cezaevinden çıkınca onu öldürdüğünde kim suçlayabilir? Bu insanların adalete olan güvenleri sarsılınca bu güveni nasıl tekrar yerine getireceksiniz? İdam cezası geri getirilmeli getirilemiyorsa indirimsiz, afsız, vesairesiz hücrede müebbet hem de gerekirse 2 metrekarelik bir hücrede müebbet hapis cezası verilmeli. Ama bana kalırsa en temizi idam cezası geri gelmeli. Belki o zaman suçlular bu derece pervasız olmazlar. |
04-02-2010, 16:12 | #222 |
|
asılması gereken asıldıktan sonra her hangi bir itirazım olamaz.
|
04-02-2010, 18:08 | #223 |
|
Hayır.
yazılı ve görsel basında öyle haberler okuyorum ve izliyorum ki bir kaç gün etkisinden kurtulamıyorum.bir çok evde bu haberler tartışma konusu oluyor.mağdurun geride bıraktıkları ise sanırım hiçkimsenin yaşamak istemiyeceği bir acıya ömür boyu esir oluyorlar.idam bir çözüm mü,geride kalanların acısını bir anda bir bıçak gibi kesip atacak mı diye soruyorum kendime.suçlu idam olsa bile o acı yaşanmaya devam edecek ve sönüp giden bir hayat birdaha geri gelmeyecek.hiçkimseye yaşam hakkı veremiyoruz ne kadar kötü olursa da olsun onun yaşam hakkını elinden almamalıyız.idam yerine onu birdaha dışarı çıkıp benzeri suçlar işlemesine ömür boyunca engel olacak başka bir alternatife yönelmeliyiz.idamı bir çözüm olarak görmediğim için hayır diyorum.
|
29-03-2011, 14:28 | #224 |
|
Onaylıyorum
Geri dönülmez bir sonuç yaratarak bir başkasının yaşam hakkını hukuka aykırı biçimde elinden alan kimse aynı yaptırımla cezalandırılmadıkça adalet tecelli etmiş sayılmaz.
|
29-03-2011, 14:54 | #225 |
|
Toplumsal sözleşme teorisine göre;
DEVLETİN CEZALANDIRMAK HAKKI, CAN ALMA/YAŞAMA SON VERME HAKKINI KAPSAMAZ. ÇÜNKÜ, BU BİR "CEZA" DEĞİLDİR. Prof.Dr.Faruk EREM: "Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar." Suçlu bireyi ortadan kaldırmak toplumsal ve yargısal acziyettir. Ceza hukukunun tarihsel ve düşünsel ilerleyişinin ulaştığı veche, tam tersine olarak, "suçluluğun" toplumsal, ekonomik ve hukuksal temellerine inmeye ve onları "yok etmeye" yönelmiştir. Saygılarımla. |
29-03-2011, 16:28 | #226 |
|
Evet
İdam bence de uygulanmalıdır.Vahşice tecavüz eden,cinayet işleyenlerin topluma kazandırılmasında bir fayda görmüyorum.Onlara ayıracağımız zamanı,ödeneği vs. yi başka alanlara aktarmalıyız.Canileri topluma kazandırmanın bir faydası olacağını düşünmüyorum. Hatta mevcut toplumumuzun ruh sağlığını korumak adına idamlar yerinde olur.Sadece belli başlı suçlar için fikrimi söylüyorum tabi ki.Suistimale açık siyasi amaçlar vs amaçlar için kullanılacak bir ceza sözkonusu olmamalı.Açık ve net bir şekilde misal tecavüzler ve cinayetlerden bahisle idam düzenlenmeli. Bir hukukçu gibi yazmadım belki de farkındayım.Çeşitli sözleşmeler vs ler insanın yaşama hakkı kutsaldır vs idam ceza değildir başka bir şeydir vs şeklindeki düşüncelere de saygım sonsuz tabi ki ama gerçekten insan düşünmeden edemiyor.Taze örnekler var.Kayserideki 3 çocuk vahşeti,Aydında tecavüz girişimi ve sonucunda başı taşla ezilerek öldürülen üniversitel genç kız.Bu suçların faillerinin bundan sonra kime ne faydası olacak neden topluma geri döndürülsenler ki bir süre sonra? ya da neden müebbet alıp yeme içme dinlenme spor vs banyo gibi hazları yaşama fırsatına sahip olsunlar.Bu bahsettiklerim ihtiyaç tabi ki ama kasten haz dedim.Çünkü insanoğlu herşeye alışır.Müebbete de alışır ve bu asgari ihtiyaçlar ona haz gibi gelir.Buna hakları yok diye düşünüyorum. Hatta bir süre kobay olarak tıbbın hizmetine de sunulabilirler.İdamdan evvel son bir işe yarasınlar.
|
29-03-2011, 17:24 | #227 |
|
Hayır
İdam olmamalıdır. Son günlerde yine gündemimizi meşgul eden, işin içinde "yaşam hakkı" olduğu için de hiçbir zaman ölümün soğukluğuna rağmen sıcaklığını kaybetmeyecek güncel bir konu.
Çeşitli kavramsal yaklaşımlar, insan hakları bağlamında bakış açıları yansıtılmış değerli üyelerce. Ancak geri dönüşü (telafisi)olamaması yönü dahi "hayır" denmesi için yeterlidir diye düşünüyorum. Saygılarımla.. |
29-03-2011, 20:08 | #228 |
|
İnsanın insanı öldürmesi ne kadar yanlış ise devlet otoritesininde bireyi bir suçtan dolayı yaşama hakkına son vermesi o derece yanlıştır. hele ki ülkede yargının bu kadar yanlış karar verebilme oranları olduğunu düşününce.
İşin hukuksal boyutu böyle olmakla vicdani kanaat tam tersini söyleyebilmektedir. Siz Kayseride çocukları katledilerek öldürülen ailelere bu soruyu soracak olursanız elbette ki idam cezasının gelmesini isteyecektir. Duygularımız bizi bu sonuca götürür, ancak devlet erkinin daha doğrusu yargı organının dolayısı ile buna bağlı bir kişinin vicdani kanaatine bağlı olan bu kadar hassas bir konu asla ihmale gelmeyeceğini belirtmek isterim. |
29-03-2011, 20:36 | #229 |
|
evet
Ülkemizde suçların oranı bir hayli yüksek buna af müessesesi sebeb oluyor. Öyle insanlar çıkıyor ki insan demek istenmiyor artık o müsveddelere.Bir kişi bir çok insanı öldürmüş,birçok kıza tecavüz etmiş oluyor hatta bilindiği üzere tecavüz ederek öldürenler bile mevcut.İşte bunlar için idam cezası olmalı.İslam hukukunun da onayladığı bu idam cezası hiç kaldırılmasaydı insanlara daha çok ibret olabilirdi.Böylece suç işleyenler bir kere değil de yüz kere düşünebilirdi bu ağır müeyyide ile karşılaşacağını bildiği için.
|
29-03-2011, 21:48 | #230 |
|
Ölüm cezasına kesinlikle katılmıyorum. Doğrular zamandan zamana, kişiden kişiye ve vuku bulma şekillerine göre değişmektedirler. Dünün doğrusunun bugünün yanlışı, bugünün yanlışının da dünün doğrusu olduğunu tarih tecrübemizle bence sabitlemiş durumdayız. Sokrates ölüm cezasını ne kadar hak etmişti... Bugünün yanlışının da yarının doğrusu olmayacağını kim bilebilir ki. Bilinen tek bir şey var ki sonlanan hayat bir daha geri gelmeyecektir. (tabi reenkarnasyona inanmıyorsanız ) Geri gelmeyecek bir şeyi yarın ne olacağını bilmeden bugün yanlış diye ortadan kaldırmak ne kadar doğru olabilir ki? Bu işin sadece zaman boyutu yer boyutu, bir de işleniş boyutu, kişi boyutu vs. var. O yerde yanlış olan burada yanlış olmayabilir: bugünün bazı devletlerinde suç olan düşünce özgürlüğü bazı devletlerde mozaik ve çeşni oluşturuyor diye ceza olmaktan çıkmış dahası alkışlanır bir duruma bürünmüş. Yani uzun lafın kısası bu konuda benim şahsi fikrim idam dediniz mi bana, orada ben önce bir kez durur, bin kez düşünür düşünür ve idamı hiç bir şartta onaylamam efendim...
|
01-04-2011, 19:30 | #231 |
|
Devletin bir insanın ölümüne karar verme hakkı olmamalı, ancak verdiği karardan asla geri dönmemesi, dönememesi, zamanaşımı gibi sebeplerle suçlunun cezasız kalmasına izin vermemesi gerekir.Yani İdam cezasını geri getirmek yerine, af müessesini tartışmalıyız.Affa uğramayacağı, sonuna kadar çekileceği güvence altında olan bir hapis cezasının idamdan daha etkili, adalet duygusunu daha tatmin edici nitelikte olduğu kanaatindeyim.
|
01-04-2011, 22:46 | #232 |
|
Öyle suçlar işleniyor ki, ben o kişilerin bu dünyada yaşama hakları olduğuna inanmıyorum. Cezanın mutlaka ıslah amacı vardır. Ancak bu her suçlu için geçerli değildir. Cezanın bir de ibret yönü olmalıdır. Yani cezalandırılan kişinin başına gelenin diğer kişiler için bir caydırıcılık fonksiyonu olması gerekir. Sonuç olarak kanaatim mutlaka cezalandırma faaliyeti, ıslah etme temeli üzerine kurulmalı ancak belli başlı, insanlık dışı suçlar içinse idam cezası uygulanmalı...
|
04-04-2011, 17:19 | #233 |
|
Cezaların caydırıcı nitelikte olmasını savunduğum için,
Cezalar belirlenirken suçlunun hakkından ziyade mağdurun mağduriyetini gözönünde bulundurduğum için, Ölüm Cezasını Onaylıyorum. Tabi ki ölüm cezası verilecek suçlar iyi tahlil edilmelidir. Not: Ölüm cezasının ilkel bir uygulama olduğundan bahisle kaldırılmasını savunan meslektaşlarıma küçücük bir cevabım var, Unutmayınız ki suç neticesinde meydana gelen netice hala güncelliğini korumaktadır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yeni Forum Özelliği : "Görüş Arşivi" | Admin | Site Haberleri | 13 | 15-10-2009 21:26 |
Çocuklara HIV bulaştıran doktor ve 5 hemşireye ölüm cezası | mutlakadalet | Hukuk Haberleri | 0 | 19-12-2006 23:06 |
Elektriği kesen cezasını ödeyecek | ahmetsacit | Hukuk Haberleri | 0 | 27-08-2006 18:53 |
İdam Cezasını Artık Kaldırmalıyız | aristo | Hukuk Sohbetleri | 9 | 12-08-2005 09:55 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |