27-07-2009, 19:10 | #181 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben tıkandım dostum, beni burda bir yerde bırakın ve siz devam edin.. Ben buralarda bir beyaz atlı prens bulurum belkim.. Gerçi bu saatten sonra atın haricinde başka beyazlar bulma olasılığımda çok yüksek amma hadi neyse. |
27-07-2009, 19:10 | #182 |
|
Bakalım Erkeği Kurcaladıkça altından neler çıkacak
|
29-07-2009, 09:56 | #183 | |||||||||||||||||||||||
|
|
29-07-2009, 11:52 | #184 | |||||||||||||||||||||||
|
Kadınlar akıllıdır zaten,boşanmıyorlarsa kendilerince haklı bir sebepleri vardır. Boşanmayan aptal olamaz... |
29-07-2009, 16:21 | #185 | |||||||||||||||||||||||
|
"Boşanmayan kadın aptaldır" diyen yok ki. |
29-07-2009, 16:26 | #186 | |||||||||||||||||||||||
|
|
29-07-2009, 16:28 | #187 | |||||||||||||||||||||||
|
Bazen de kendi dize gelmiştir. Yani yine akıllıdır. |
29-07-2009, 16:32 | #188 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Buyrun, çekinmeyin.
Akıllı ve kültürlü kadınlar nedense hep şöyle derler: "Akıllı ve kültürlü kadını, erkek kaldıramaz/taşıyamaz." Çokça duyduğum bu laf doğru ise, o kadını taşıyamayan erkek ne yapar? Bırakır, tabii. |
29-07-2009, 16:33 | #189 | |||||||||||||||||||||||
|
|
29-07-2009, 16:40 | #190 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet bu nedenle de akıllı kadınlar 2 kere çok şanslıdır |
29-07-2009, 16:41 | #191 |
|
Sıra kadını kurcalamaya mı geldi?
|
29-07-2009, 16:41 | #192 | |||||||||||||||||||||||
|
Kendi dize gelmemiştir, erkeğin anladığı dilde konuşmayı öğrenmiş ama kafasına esmeyi yapmaya devam etmiştir, sadece erkekler bunun farkında değildir |
29-07-2009, 21:12 | #193 | |||||||||||||||||||||||
|
Bırakanlar gücü yet(e)meyenler olmalı Fakat akıllı ve kültürlü kadın işi o noktaya getirmez, taşıyamadığını farkettiğinde çoktaannnn uzaklaşmıştır bile |
29-07-2009, 21:21 | #194 | |||||||||||||||||||||||
|
yani yine biraz uzak kalıp, dönüşte bulduğum konuları okuyup evde tek başıma kahkaha atma keyfine vardım Başlık hileli açılmış bence, Sevgili Suat kadınları çok ustaca kurcalamış sayfaları okudukça, kadın kimliğini görüyorum. ben de bir kimlik sergileyim hazır kadın tarafı kurcalanıyorken amerikan başkanlarından birinin sevgilisi tespit edilmiş. malum basın olayı hemen sorguluyor ve başkanın eşine şöyle bir soru: "ne hissediyorsunuz ?" cevap bana göre gerçekten müthiş, "beni deli eden onunla sevişmiş olması değil, ona şiirler yazıyor olması..." bu cevapta ki ince noktayı yorumlayabilir misiniz?? (sevgili suskun juliet arkadaşımız, bulabilirsem sizin için küçük bir yazı ekleyeceğim. "birliktelikler".. hakkında.) |
29-07-2009, 21:23 | #195 | |||||||||||||||||||||||
|
Fiziksel aldatma o kadar önemli değil önemli olan bir başkasını sevmiş ve de emek vermiş olması mı yoksa? |
30-07-2009, 10:36 | #196 | |||||||||||||||||||||||
|
|
30-07-2009, 10:58 | #197 | |||||||||||||||||||||||
|
Suat Bey, iyi misiniz her hangi bir sorun yok değil mi? Bu bakış da ne bakışı böyle? |
30-07-2009, 11:16 | #198 | |||||||||||||||||||||||
|
Fikirlerinize katılıyorum bakışıdır. |
30-07-2009, 15:30 | #199 | |||||||||||||||||||||||
|
sevgi taşıyan her insanın içindeki en ölümsüz tanrısal duygu bu bence.. kıskanmak! ama şunu hiç anlamıyorum mesela, "ben onun niçin neler yaptım, (saçımı süpürge eyledim),ben bunu haketmedim, bana bunu nasıl yapar, ben, ben...." o zaman buradaki "karşılıklığı" nakit alışverişler gibi hissediyorum. "Parasını ödedim ama kullanma klavuzunu eklememişler, bende bildiğim gibi kullanmak istiyorum:P" poligam genlere sahip insanların doğasındaki varoluşu sorgulamak anlamsız bence.. sevgiyi sorgulamak lazım. imza atıp, mülkiyetime geçirdim öğretilmişliklerinden kurtularak.O zaman erkek ya da kadın farketmez, sevgiye hesap vermeye başlayınca kendi içinde , hiç kimseyi kurcalamaya da gerek kalmaz. tabi bir de,(sadece erkeklere özgü bir yapılanmadır) hani kalbe giden yol mideden geçer denince bunu yemek yapmakla yorumlamamak lazım genelde kadınlar kendi pişirdikleri yemeği tercih etse de , erkekler vitrindeki her güzel yemeğin tadına bakmak istiyor .. netekim |
02-08-2009, 10:33 | #200 | |||||||||||||||||||||||
|
Zorla mı yaptırdı bunu size bu erkek diye soru sorulunca , hiç kimse de bozulmamalı bence? |
05-08-2009, 12:08 | #201 |
|
|
05-08-2009, 12:17 | #202 | |||||||||||||||||||
|
Katılırız veya katılmayız, doğrudur veya değildir ama sanırım gerçek budur:
|
05-08-2009, 12:28 | #203 |
|
Bu alıntıdaki erkek modeli, kişiliği henüz oturmamış bir erkek modelidir bence. Aynı şey, otoriter, gelenekçi ailelerde de geçerli. Erkek, anne babasından, büyüklerden nasıl gördüyse öyle yaşıyor, doğrusu o oluyor.
Yaşamı seçilen kadınla tarif etmek çok sıkıcı olsa gerek. Ayrıca yapmacık ve yüzeysel buldum. Bir kişi yönlendirmesin, sürüklemesin de paylaşım olsun, anlaşma olsun, bilgi, duygu alış verişi olsun. İç dünyalar da, ruhsal gel-gitler de atlanmış... |
05-08-2009, 12:32 | #204 |
|
Ahmet Altan'ın "gece yarısı şarkıları" ve devamı "kristal denizaltı" yayınlandığı zaman,
40 yaş kadın grubu içinde büyük sükse yapmıştı. kandini ifade etme arayışı içinde bulunan kadınların duymak istedikleri sözcükleri sıralıyordu. Nihal Bengisu , Ahmet Altan romanları için şöyle bir yorumda bulunmuştu. "kur yapan edebiyat" o zamanlar da düşünmüştüm, "kadın olmanın dayanılmaz ağırlığını" bu kitabı keyifle okumuştum, teşekkürler hatırlattığınız için. |
05-08-2009, 12:43 | #205 | |||||||||||||||||||||||
|
tecrübelerimle de tespit ettiğim gibi; birliktelikler , eğer uzun sürebilirse ,her iki tarafın da birbirini yetiştirmesi, eğitmesi, alışkanlıkların değişmesi sonucunu doğurur. hayatın "seçtiğiniz kadın " olarak nitelendirilmesi kısmen doğrudur.(seçtiğiniz erkek için de böyledir) Çünkü seçme kararı verdiğiniz ilk kısımda aslında mutlaka siz varsınız. hani ortak paydayı tespit ettiğiniz alanlarda biraraya gelirsiniz, sinema mıdır, yemek yapmak mıdır, bir olaya aynı pencereden bakmak mıdır nasıl bir şeyse. ikinci kısımda ise, uyum adına ve belki de farkına bile varmadığınız "vazgeçtikleriniz" vardır. bu yüzden pek gerçek dışı değildir, seçtiğiniz insanın durduğu hayat katının sizinki olması. atasözümüz gibi yani "üzüm üzüme baka baka kararır" |
05-08-2009, 13:02 | #206 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Merhabalar; Bir konuyu gözden kaçırmamakta fayda var; ana rahminden itibaren başlayan erkeğin kadına tabiyeti ve bağımlılığı ile kadında hiç bir zaman tükenmeden var olan erkek üzerinde tahakküm kurma arzusu ve tabi kabiliyeti birleştiğinde (ki bu durumda erkeğin kişiliği değil, kadının arzusu ve kabiliyetinin derecesi ağırlıklı rolü oynuyor), kadının erkeği her daim hayatın içerisinde bir yerlere gönderme ya da getirme şansına ve iktidarına sahip olduğunu gösteriyor. Ne kadar ataerkil, ne kadar gelenekçi olursa olsun hakim olan erkeğin kararlarında (kapalı kapılar ardındaki etkilerle) kadının istek ve düşüncelerinin önemli bir etkisi olduğunu gözardı etmemek gerekir diye düşünüyorum. Aksi durumlar daha çok, kadının erkeği yönetmedeki kabiliyetsizliğinden doğuyor gibi geliyor bana... Hürrem Sultanlar, Hanımağalar ve tabii ki annem ( ) erkeğin üzerinde iktidar sahibi olabilmiş ve bunun için erkeğin kişiliği oturmamış bir erkek olmasına ihtiyaç duymadan yapabilmiş kadınlardan bazıları:
Yorumsuz... |
05-08-2009, 14:56 | #207 |
|
Kimse, başkasının üzerinde baskı, hakimiyet kurmasın. Gerek yok.
Kimse, lüzumlu lüzumsuz, onu bunu kurcalamasın. Gerek yok. |
05-08-2009, 15:03 | #208 | |||||||||||||||||||||||
|
İlham gelmiş gibi sanki... |
05-08-2009, 15:11 | #209 | |||||||||||||||||||||||
|
İddialı bir cümle sevgili meslektaşım. Herkes mi vazgeçiyor, ya da ne zamana kadar vazgeçiyor ? Vazgeçmemesi gerektiğini hatırlatan birisi karşısına çıkıncaya kadar mı mesela ? İnsanlar değişir. Aslolan şu; hayat hiçbir kural, ön kabul, son kabul vs. vs. kabul etmeyen bir süreç. Sadece yaşamalı öyleyse. Huzurla, kimseye zarar vermeden, sevgiyle... Aslolan hiçbir şeyden emin olamadığımızdır. Hatta kendimizden bile... |
05-08-2009, 15:29 | #210 | |||||||||||||||||||||||
|
O zaman, nasıl geçecek zaman |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |