|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
28-03-2013, 10:51 | #121 | |||||||||||||||||||||||
|
maxxim kararı buraya nasıl ekleyeceğimi açıkcası bilemiyorum, ayrıca kararda katsayılara ilişkin farklı bir hüküm yok, emeklilik tarihindeki katsayılar üzerinden hesaplanmasına dair hüküm kurulmuş. Benim sizlerle paylaşmak istediğim müvekkilin memuriyet süresi 15 yıldan azdı buna dikkat çekmek istemiştim. Bizim kararımızda idare mahkemesi Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 2012/12566 E. 2012/12140 K. ve 2012/12512E. 2012/12135 K. sayılı kararlarına atıfta bulunmuş, şerhe eklenen karar daha yeni ancak ben kararın tamamını yükleyemedim. mail adresinizi bildirirseniz kararı gönderebilirim. |
28-03-2013, 10:53 | #122 | |||||||||||||||||||||||
|
eksik görüntülemeden kastım buydu, esasen ilgilendiğim kararın devamında emekli ikramiyesinin güncel katsayılar üzerinden hesaplanmasına ilişkin hüküm bulunup bulunmadığı idi merakım bu yüzden |
28-03-2013, 10:59 | #123 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Asıl sizin kararınız bu noktada açıklık getirici olabilir diye düşünüyorum. Saygılarımla |
28-03-2013, 11:17 | #124 |
|
Arkadaşlar aradığınız gibi bir karar yok maalesef. Kavram kargaşası olmasın diye açıklayayım. Bizler davaları ikramiyenin ödendiği tarihteki güncel katsayılar üzerinden talep ettik.
Mahkemeler ilk emekli aylığının ödendiği tarihteki katsayılar üzerinden ödenmesini kabul etti. Bir de idareye dava açmadan önceki başvuru tarihimiz itibariyle yasal faize hükmetti. Dolayısıyla özellikle eski emekliler için tam bir hüsran oldu. 1 TL civarında ikramiye alanları biliyorum. |
28-03-2013, 11:51 | #125 | |||||||||||||||||||||||
|
Yüklemeden olmayacak sanırım,ancak taranmış evrakı nasıl ekleyeceğiz bilemiyorum doğrusu. Arzu ederseniz size gönderebilirim, forumda paylaşılabilir. |
28-03-2013, 11:56 | #126 | |||||||||||||||||||||||
|
Sizin kararınız; yukarıda Evran Bey'in işarettiği "ikramiyenin ödendiği tarihteki güncel katsayılar üzerinden" ödenmesine mi yoksa ilk emekli aylığının ödendiği tarihteki katsayılar üzerinden ödenmesine mi karar verildi? Eğer 1. gibiyse karara karşı kanun yolunu karşı taraf kullanmalı eğer diğeri ise siz kararı temyiz etmeli veya tek hakimle verildi ise itiraz etmelisiniz. Kararınız kesinleşsin ekleriz. Saygılarımla, |
28-03-2013, 12:05 | #127 |
|
benim kararım tabiki de emekli olunduğu tarihteki katsayılar üzerinden ödenmesi yönünde. Herkesin kafasını karıştırdım sanırım, bizim dosyamızda ilgi çekebilecek tek husus memuriyette geçen sürenin 12 yıl olması, davanın 6270 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra dava açılmış olması, idareye başvuru yürürlükten önce idi, dava yürürlükten sonra açıldı. Hepsi bu
|
30-03-2013, 17:31 | #128 |
|
emeklı ıkramıyesı ıcın ıdarı davalar,..,.,.,
s e l a m ,.emeklı ıkramıyesının ödetılmesıne daır 7,-- ıdare maHkemesınde acılan davanın reddınden sunra suresınde,bölğe ıdare maHkemesınde ıtıraZ uZerıne görulen dava ,.leHımıZe netıcelenmış olup-- ıo S E N E L I K emeklı ıkramıyesının taZmınatıyla bırlıkte ödetılmesıne kararı kesın olarak alınmıştır ve bır mıktar emeklı ıkramıyesı de davalı ıdaRe4Ce4 sgk"ca hesa8BlanıB tarafımıZa ödenmış oluB şu anda ıo S E N E lık gecıkmesı de taleBedılmış bulun u l m a k t a d ı R,..,ıyı gunler
|
01-04-2013, 15:20 | #129 |
|
Hüseyin Bey, bölge idare mahkemesinin kararında ikramiye hesabı nasıl kabul eidlmiş? Güncel katsayılar üzerinden mi emeklilik tarihindeki katsayılar üzerinden mi? Daha açıklayıcı yazabilir misiniz acaba?
|
01-04-2013, 23:41 | #130 |
|
ıstıfa eden memurlar için emeklı ıkramıyesı
s e l a m merhabalar,..,ılk dava dılekcesınde tabii olarak bugünkü ödeme günündeki rakkam ve sayılar üZerinden bir hesaBlama yapılmasını dılekce netıce ve taleB kısmında ayrıntılı olarak ıstenmıştı VELAKIN.,ıo sene evVelkı tarıh olan S E NE 2oo3 tarıHi ıtıbarıyle o gunku hesaBlamalara göre emeklı ıkramıyesının ödenmesıne daır bölge ıdare maHkememıZ ITIRAZımıZ uZerıne kendısı kesın olarak K A N U N na uygun K A N U N da acıklandıgı uZe4re esastan kendısı ,.bir karar verdi ve son olarak bıZler,son kararda sadece bir cumlenın DUZELTILMESINI DE ISTEMIŞTIK ve buna daır kararı beklemekteyızZ,..,.,.,tekrar selam.,
|
02-04-2013, 10:04 | #131 |
|
Merhabalar, benim Ankara 4. İdare Mahkemesinde açmış olduğum davanın kabulüne karar verildi. Fakat bu karar "emekli aylığının bağlandığı tarihte yürürlükte bulunan katsayılar dikkate alınarak hesaplanacak emekli ikramiyesi tutarının davalı idarece davacıya ödenmesine" şeklindedir. Bu şekilde karar itiraz edip, "ikramiyenin ödendiği tarihteki güncel katsayılar üzerinden ödenmesi" şeklinde itirazı kabul olan BİM kararı var mı?
İkramiye miktarını idare kendisi mi hesaplıyor, yoksa bizler bilirkişiye mi hesaplattırıp talep etmeliyiz. Herkese iyi çalışmalar dilerim... |
02-04-2013, 10:16 | #132 | |||||||||||||||||||||||
|
Sizden bir önceki mesajda Hüseyin bey BİM'e itirazda bulunmuş anladığım kadarıyla ama sonucun ne olduğunu ben anlayamadım İdare mahkeme kararı üzerine eski katsayılar üzerinden hesaplayıp, banka hesabına yatırıp, bilgi notunu da kişiye gönderiyor. En azından şimdiye kadarki uygulama bu yönde. |
03-04-2013, 09:53 | #133 |
|
Hüseyin Bey bölge idare mahkemesi talebinizi kabul etti mi? Kanuna uygun karardan kastınız nedir acaba? Güncel katsayılar mı? Cevabınız ve bölge idare mahkemesinin kararı bizim için yol gösterici olabilir, kararı ekleyebilir misiniz acaba?
|
04-04-2013, 11:38 | #134 |
|
Ahir kelam...
Davalı kurum SGK karar düzeltme yoluna gitti.
|
19-04-2013, 11:50 | #135 |
|
Herkese merhaba, bu konu ile ilgili Ali Tezel, bir okurunun güncel tutarlar üzerinden ikramiye ödenmesine ilişkin itirazının bölge idare mahkemesi tarafından kabul edildiğini yazmış, ayrıntıları pazartesi günü köşemde yazacağım demiş.
Bu konu ile ilgili bilgisi olan var mı acaba? |
19-04-2013, 14:28 | #136 |
|
Benim davam bölge idareden döndü.Sonuç kısmını kısaca yazıyorum:"...Emekli ikramiyesi ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve söz konusu ikramiye tutarınınidari başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine;davacının ikramiyetutarının güncellenerek ödenmesi isteminin ise reddine karar verildiği tespit edilmiş olup, anılan kararın iptal ve kabule ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu ve bozulmasını gerektirir bir neden bulunmadığı anlaşılmıştır.BUna karşılık ...ikramiyenin güncellenerek ödenmesi yönündeki istemin reddi yönünde ayrıca hüküm kurulduğu görülmekte ise de ...bu konuda ayrıca hüküm kurulmasında usul hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı itirazının kabulü ile ......kararın ,davacının ikramiye tutarının güncellenerek ödenmesi yönündeki talebine ilişkin kısmının ve buna dayalı olarak davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin bölümün kaldırılmasına,kararın iptal ve kabule ilişkin kısmının ise usul ve hukuka uygun olduğu ve bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığı anlaşıldığından davalı itirazının reddine..."
Karar aynen bu şekilde ben hem güncel ödeme yönünden kararın bozulmasını,hem de davalı idareye kısmi redden dolayı vekalet ücreti takdir edilmesinin haksız olduğu yönünden bozulmasını istemiştim. Kararın başı ile sonunda biraz çelişki var gibi.Sonunda hem güncel tutar hem de vekalet ücretinin ilişkin olduğu kısmın kaldırılmasına denmiş; ayrıca davalı itirazının reddine dediği halde davacı itirazının reddine denmemiş sanki her iki talebimiz de kabul edilmiş gibi.Okuyup bişey anlayan varsa yorumlasın lütfen |
19-04-2013, 15:11 | #137 | |||||||||||||||||||||||
|
Sizin talebiniz sadece vekalet ücreti yönünden kabul edilmiş. İdare mahkemesi kararında; ikramiye tutarının güncellenerek ödenmesi talebiniZİN ayrıca reddine karar vermemeli. Ve bu hatalı red cümlesine vekalet ücreti taktir etmemelidir diyor. Çoğun içinde azı da vardır.. Ödeme kararının verildiği esaslar, kat sayılar, güncellemeler yani özetle mahkameye hesap yöntemin doğrudur diyor. Diye anladım..Saygılarımla.. |
19-04-2013, 15:13 | #138 |
|
Aşağıdaki Anayasa Mahkemesi Kararının yararlı olacağı düşüncesindeyim.
Anayasa Mahkemesi Kararı Anayasa Mahkemesi Başkanlığından Esas No 2010/81 Karar No 2011/78 Karar Günü 12.05.2011 İptal Davasını Açan Anamuhalefet (Cumhuriyet Halk) Partisi adına Grup Başkanvekilleri M. Akif HAMZAÇEBİ ve Muharrem İNCE (Esas Sayısı: 2010/81) İtiraz Yoluna Başvuran Ankara 14. İdare Mahkemesi (Esas Sayısı: 2010/98) Dava ve İtirazın Konusu 16.06.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14. maddesiyle, 08.06.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ?" bölümünün, Anayasa'nın 2., 10., 138. ve 153. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir. I. İPTAL DAVASI İLE İTİRAZ BAŞVURUSUNUN GEREKÇELERİ İptal davası dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:"II. GEREKÇE16.06.2010 Tarihli ve 5997 Sayılı Kanunun 14 üncü Maddesi ile Değiştirilen 5434 Sayılı Kanunun 89 uncu Maddesinin Birinci Fıkrasının İkinci Tümcesinde Yer Alan "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ?" Sözcüklerinin Anayasaya Aykırılığı5434 sayılı T. C. Emekli Sandığı Kanunun 89 uncu maddesinin 5997 sayılı Yasayla değişik birinci fıkrasının birinci tümcesinde, "Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak" verileceği belirtilmiştir.Fıkranın ikinci tümcesinde ise "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi" ödenir denilmiştir.Söz konusu ikinci tümcenin, 2829 sayılı Yasanın 12 nci maddesinin birinci tümcesinde yer alan, "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılanlara ve ?" sözcüklerinin Anayasa Mahkemesi tarafından (05.02.2009 günlü, E. 2005/40, K. 2009/17 sayılı kararla) iptal edilmesi üzerine getirildiği ifade edilmektedir. Anayasa Mahkemesinin kararı 05.06.2010 günlü Resmi Gazetede yayımlanmış ve 1 yıl sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır. Kural, 19.06.2010 günlü Resmi Gazetede yayımlanmış, boşluk doğmaması için de 5997 sayılı Yasanın 19 uncu maddesiyle 01.06.2010 günüde yürürlüğe girmesi kabul edilmiştir.5434 sayılı Yasanın 89 uncu maddesinin değişik birinci fıkrasının ikinci tümcesi, 2829 sayılı Yasanın 12 nci maddesinin birinci tümcesinde yer alan ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılanlara ve ?" sözcüklerinin yer aldığı kuralla, aşağıdaki karşılaştırmalı tabloda görüldüğü gibi aynı niteliktedir.Mülga 2829 sayılı Yasa'nın Anayasa Mahkemesince iptal edilen "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ?" ibaresini de içeren 12 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir."5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin, 5997 sayılı Yasayla değiştirilen birinci fıkrasının ikinci tümcesi şöyledir: "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir."İki tümce arasındaki farklılıklar, yer aldıkları yasaların tanımlanmasından kaynaklanmaktadır.İptal edilen düzenleme, 2829 sayılı Yasada yer almakta iken bu kez 5434 sayılı Yasaya yerleştirilmiştir. Bu nedenle de iptal edilen düzenleme "son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılanlar" şeklinde tanımlama yaparken, 5434 sayılı Yasada yer alan yeni düzenleme doğal olarak, "son defa bu kanun" şeklinde tanımlama yapmıştır.Yeni düzenlemede 5434 sayılı Yasayla birlikte, yine doğal olarak, 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışanlar sözcükleri kullanılmıştır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, bu Yasaya gönderme gerekli hale gelmiştir ve 5510 sayılı Yasanın 5434 sayılı Yasaya ilişkin geçiş hükümlerini içeren geçici 4 üncü maddesine gönderme yapılmıştır. Geçici 4 üncü madde hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılanlar ile 5434 sayılı hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde iken emekliye ayrılanlar aynı statüdedir.Bu teknik farklar dışında, her iki kuralın da anlam ve kapsamı aynıdır. 2829 sayılı Yasa'nın 12 nci maddesinin birinci fıkrasına göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılma ve kendilerine 2829 sayılı Yasa'nın 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanma koşullarını taşımak gerekmektedir. Bu koşulları taşıyanlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden 5434 sayılı Yasa hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenecektir. Bu koşullarla birlikte 5434 sayılı Yasa'nın 89 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki "? her tam fiili hizmet yılı için, ? hesaplanacak tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir" hükmü gereğince emekli ikramiyesi alabilmek için, T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerde en az bir yıl çalışmış olmak da gerekmektedir.5997 sayılı Yasayla değiştirilen yeni kuralda da aynı şekilde son defa 5434 sayılı Yasa veya 5510 sayılı Yasanın geçici 4 üncü maddesine tabi görevlerden emekliye ayrılma söz konusudur.2829 sayılı Yasa'nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacaktır.Sonuç olarak yeni düzenlemede de, bir yıldan fazla 5434 sayılı Yasa kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Yasa'nın 8 inci maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara, son defa 5434 sayılı Yasaya veya 5510 sayılı Yasanın geçici 4 üncü maddesine tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak yaptıkları çalışma süreleri için emekli ikramiyesi yine ödenmeyecektir.Anayasanın 2 nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.Anayasanın 10 uncu maddesindeki "kanun önünde eşitlik ilkesi" hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır.2829 sayılı Yasa'da benimsenen sistemle, farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emekli olanlara yaşlılık aylığı bağlandığı halde, itiraz konusu ibareyle son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım yapılarak Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmayanlara, 5434 sayılı Yasaya ve 5510 sayılı Yasanın geçici 4 üncü maddesine tabi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesini öngören kuralın, daha önce iptal edilen kuralda olduğu gibi, Anayasanın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine ve adil sonuçlar doğurmadığından 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırılığı devam etmektedir.Ancak, Anayasanın 153 üncü maddesinin son fıkrasında, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları ile yönetim makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı öngörülmüştür. Bu kural gereğince, yasama organı yapacağı düzenlemelerle daha önce aynı konuda verilen Anayasa Mahkemesi kararlarını gözönünde bulundurmak, bu kararları etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak, Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen kuralları tekrar yasalaştırmamak yükümlülüğündedir. Başta yasama organı olmak üzere yargı ve yürütme, kararların yalnız sonuçları ile değil, bir bütünlük içinde gerekçeleri ile de bağlıdır. Gerekçeleriyle birlikte kararlar, yasama işlemlerini değerlendirme ölçütlerini içerirler ve yasama etkinliklerini yönlendirme işlevi de görürler. Bu nedenle, yasama organı düzenlemelerde bulunurken, iptal edilen yasaya ilişkin kararların sonuçları ile birlikte gerekçelerini de gözönünde bulundurmak zorundadır. İptal edilen yasalarla, sözcükleri ayrı da olsa aynı doğrultu, içerik ya da nitelikte yeni yasa çıkarılması, Anayasanın 153 üncü maddesine aykırılık oluşturur.Hukuk devletinde, yasama organını da kapsayacak biçimde devletin bütün organları üzerinde hukukun ve Anayasanın mutlak egemenliği vardır. Yasakoyucu her zaman hukukun ve Anayasanın üstün kuralları ile bağlıdır. Anayasal denetimde bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Bu nedenle de Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ilkesine yer verilmiştir. Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen kuralın yeniden yasalaştırılmasına Anayasanın 153 üncü maddesinin son fıkrasındaki bağlayıcılık ilkesi engeldir. Yasama organının iptal edilen kuralın aynını veya benzerini yasalaştırması durumunda Anayasa Mahkemesi kararlarının etkinliği ortadan kaldırılarak yasaların yargısal denetimi anlamını yitirir.Bir yasa kuralının, Anayasanın 153 üncü maddesine aykırılığından söz edilebilmesi için, iptal edilen önceki kural ile "aynı" ya da "benzer nitelikte" olması gerekir. Bunların saptanabilmesi ise öncelikle, aralarında "özdeşlik", başka bir deyişle, amaç, anlam ve kapsam yönlerinden "benzerlik" olup olmadığının incelenmesine bağlıdır.Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ve Anayasanın üstünlüğü ilkesi karşısında, iptal edilen bir kurala yeni bir yasa ile geçerlilik sağlanamaz. Anayasa Mahkemesi'nin önceki kararının etkisini ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme olduğu duraksamaya yer vermeyecek kadar açık olan dava konusu sözcükler, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen daha önceki kuralla aynı içerikte olduğundan Anayasanın 153 üncü maddesine aykırıdır.Açıklanan nedenlerle, 16.06.2010 tarihli ve 5997 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile değiştirilen 5434 Sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ?" sözcükleri Anayasanın 153 üncü maddesine aykırı olup, iptali gerekmektedir.III. SONUÇ VE İSTEMYukarıda açıklanan gerekçelerle, 16.06.2010 tarihli ve 5997 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile değiştirilen 5434 Sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ?" sözcükleri Anayasanın 153 üncü maddesine aykırı olduğundan iptaline karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı ile arz ederiz."İtiraz başvurusu kararının gerekçe bölümü şöyledir:"Dava dosyasının incelenmesinden; 5434 sayılı Kanun'a tabi hizmetleri bulunmakta iken 14.11.2000 tarihinde görevine son verilen, SSK'ya tabi olarak görev yaptıktan sonra 2829 sayılı Kanun'un 8'inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden 01.06.2008 tarihinden itibaren SSK'ca yaşlılık aylığı bağlanan davacı tarafından, 5434 sayılı Kanun kapsamında Emekli Sandığı'na tabi olarak geçen hizmet sürelerine tekabül eden emekli ikramiyesinin ödenmesi talebiyle idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.24.05.1983 gün ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 12'nci maddesinin birinci fıkrasında "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T. C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir" hükmü bulunmakta iken, anılan hükmün "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ?" şeklindeki ibaresi, 05.06.2009 gün ve 27249 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 05.02.2009 gün ve E: 2005/40, K: 2009/17 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal hükmünün kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra (05.06.2010 tarihinde) yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.Anayasa Mahkemesi'nin bahsi geçen iptal kararının gerekçesinde;"2829 sayılı Yasa'nın 12. maddesinin birinci fıkrasına göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılma ve kendilerine 2829 sayılı Yasa'nın 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanma koşullarını taşımak gerekmektedir. Bu koşulları taşıyanlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden 5434 sayılı Yasa hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenecektir. Bu koşullarla birlikte 5434 sayılı Yasa'nın 89. maddesinin birinci fıkrasındaki'? her tam fiili hizmet yılı için, ? hesaplanacak tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.' hükmü gereğince emekli ikramiyesi alabilmek için, T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerde en az bir yıl çalışmış olmak da gerekmektedir.2829 sayılı Yasa'nın 8. maddesinin birinci fıkrasına göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacaktır.1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinin dördüncü fıkrasında 'T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir.' hükmüne yer verilmiştir.Yukarıdaki düzenlemelere göre, farklı sosyal güvenlik kurumlarındaki hizmet, sürelerinin birleştirilmesiyle 2829 sayılı Yasa'nın 8. maddesi gereğince son yedi yıllık hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olması nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumunca aylık bağlanması halinde, aynı veya farklı kamu kuruluşlarında, gerek Emekli Sandığına, gerekse Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi olarak geçmiş olsun, anılan kamu kuruluşlarında geçen toplam hizmet süreleri üzerinden son kamu kuruluşu işveren tarafından ilgiliye kıdem tazminatı ödendiği; son yedi yıllık hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan Emekli Sandığınca aylık bağlanması halinde ise son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılmayan ilgiliye, emekli ikramiyesi ödenmediği, yalnızca kamuda işçi olarak geçen süreye karşılık kıdem tazminatı ödendiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, bir yıldan fazla 5434 sayılı Yasa kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Yasa'nın 8. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara da, son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak yaptıkları çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemektedir.Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.Anayasa'nın 10. maddesindeki 'kanun önünde eşitlik ilkesi' hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. 2829 sayılı Yasa'da benimsenen sistemle, farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emekli olanlara yaşlılık aylığı bağlandığı halde, itiraz konusu ibareyle son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım yapılarak Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmayanlara, 5434 sayılı Yasaya tabi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesi, Anayasa'nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, adil sonuçlar doğurmadığından 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle itiraz konusu ibare Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir."ifadelerine yer verilmiştir.Bu gerekçeye göre; farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emekli olanlara yaşlılık aylığı bağlandığı halde, son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım yapılarak Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmayanlara, 5434 sayılı Yasa'ya tabi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesi, Anayasa'nın 10'uncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, adil sonuçlar doğurmadığından 2'nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine de aykırıdır.2829 sayılı Kanun'un 12'nci maddesinin ilgili ibaresinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi nedeniyle doğan hukuki boşluğun doldurulması amacıyla çıkarılan ve 01.06.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe konulan 5997 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi ile 5434 sayılı Kanun'un 89'uncu maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek "Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.Görüldüğü üzere; 2829 sayılı Kanun'un 12'nci maddesinin ilgili ibaresinin iptali nedeniyle 5434 sayılı Kanun'un 89'uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılan yeni düzenlemede de, birleştirilen hizmet sürelerinden Emekli Sandığı'na tabi hizmet süreleri için emekli ikramiyesinin ödenebilmesi için "son defa 5434 sayılı Kanun veya (5434 sayılı Kanun'a ilişkin geçiş hükümlerini içeren) 5510 sayılı Kanun'un geçici 4'üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılma" koşulu aranmıştır.Dolayısıyla; eşitlik ve hukuk devleti ilkelerini zedelediği için Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen 2829 sayılı Kanun'un 12'nci maddesi ile 5434 sayılı Kanun'un 89'uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılan yeni düzenlemenin doğurduğu hukuki sonuçlar aynıdır.Bu durum; Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının gerekçesinde belirtilen eşitlik ve hukuk devleti ilkeleri açısından Anayasa'ya aykırılığı devam ettirdiği gibi, iptal hükmünün hukuksal sonuçlarını ortadan kaldıran yeni bir yasal düzenleme yapılmasının, aynı zamanda Anayasa'nın 138'inci maddesinin son fıkrasında yer verilen "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." hükmüne de aykırı düşmektedir.Bu durumda; (19.06.2010 gün ve 27616 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5997 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi ile değişik) 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun halen yürürlükte bulunan 89'uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinin "? Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ?" şeklindeki ibaresinin, Anayasa'nın 2'nci maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesi ile 10'uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine ve 138'inci maddesinin son fıkrası hükmüne aykırı olduğu kanaatine varıldığından, anılan Kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle; Anayasa'nın 152'nci maddesi uyarınca bakılmakta olan davada uygulanacak olan (19.06.2010 gün ve 27616 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5997 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi ile değişik) 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun halen yürürlükte bulunan 89'uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinin "? Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ?" şeklindeki ibaresinin Anayasa'nın 2, 10 ve 138'inci maddelerine aykırı olduğu kanaatiyle, anılan ibarenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına, Anayasa Mahkemesi'nin konu hakkında vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına, beş ay içinde bir karar verilmezse davanın yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırılmasına, kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, işbu kararla birlikte dava dosyası ve içeriği evrakın çıkarılacak birer onaylı örneğinin Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesine, 21.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. "II. YASA METİNLERİ Dava ve İtiraz Konusu Yasa Kuralı16.06.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14. maddesiyle değiştirilen, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun iptali istenilen bölümü içeren 89. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:"Madde 89- (Değişik: 21.04.2005 - 5335/3 md.) (Değişik birinci fıkra: 16.06.2010-5997/14 md.) Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz."Dayanılan Anayasa KurallarıDava dilekçesinde Anayasa'nın 153. maddesine, başvuru kararında Anayasa'nın 2., 10. ve 138. maddelerine dayanılmıştır. III. İLK İNCELEME Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN ve Celal Mümtaz AKINCI'nın katılımlarıyla 07.12.2010 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında; dosyalarda eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, oybirliğiyle karar verilmiştir. IV. BİRLEŞTİRME KARARI 08.06.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 89. maddesinin, 16.06.2010 günlü, 5997 sayılı Yasa'nın 14. maddesiyle değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ?" bölümünün iptaline karar verilmesi istemiyle yapılan E. 2010/98 sayılı itiraz başvurusuna ilişkin davanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2010/81 esas sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2010/81 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 07.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir. V. ESASIN İNCELENMESİ Dava dilekçesi, başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, dava konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:Kuralın Anlam ve Kapsamı5434 sayılı Kanun'un 89. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesine göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, son defa 5434 sayılı Kanun veya 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerden (T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden) emekliye ayrılma ve kendilerine 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanma koşullarını taşımak gerekmektedir. Bu koşulları taşıyanlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenecektir. Bu koşullarla birlikte 5434 sayılı Kanun'un 89. maddesinin birinci fıkrasındaki "? her tam fiili hizmet yılı için, ? hesaplanacak tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir." hükmü gereğince emekli ikramiyesi alabilmek için, T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerde en az bir yıl çalışmış olmak da gerekmektedir.2829 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasına göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacaktır.Bir yıldan fazla 5434 sayılı Kanun kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara da son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak geçirdikleri çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemektedir.Anayasa'ya Aykırılık SorunuDava dilekçesinde; 2829 sayılı Kanun'un 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılanlara ve ?" ibaresinin Anayasa Mahkemesi'nin 05.02.2009 günlü, E. 2005/40, K. 2009/17 sayılı kararıyla iptal edildiği, iptal hükmüyle oluşacak hukuki boşluğun giderilmesi amacıyla yapılan 5434 sayılı Kanun'un 89. maddesindeki 5997 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hükümle aynı olduğu, bu nedenle kuralın Anayasa'nın 153. maddesine; başvuru kararında da; Anayasa Mahkemesi'nin K. 2009/17 sayılı kararıyla eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırılığı nedeniyle iptal edilen hükümle aynı hukuki sonuçlar doğurduğundan yeni düzenlemenin Anayasa'nın 2., 10. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.Anayasa'nın 153. maddesinin son fıkrasında, "Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete'de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar" denilmektedir. Buna göre, Anayasa Mahkemesi kararları yayımlanmakla bağlayıcılık özelliği kazandığından, yasama organı aynı konuda farklı bir yasada düzenleme yapsa bile bu kararları etkisiz veya sonuçsuz bırakacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve iptal edilen kuralları yeniden yasalaştırmamak zorundadır. Anayasa Mahkemesi kararlarının sonuçları kadar gerekçeleri de bağlayıcıdır. Çünkü kararlar gerekçeleri ile bir bütünlük oluştururlar ve bu doğrultuda yasamanın da içinde yer aldığı devletin ve kişilerin etkinliklerinde yönlendirici ve belirleyici olurlar. Bu nedenle yasama organı iptal edilen yasaların yerine yeni düzenleme yaparken kararların gerekçelerini de gözönünde bulundurmakla yükümlüdür.Bir yasa kuralının Anayasa'nın 153. maddesinin son fıkrasına aykırılığından söz edilebilmesi için, kurallar farklı yasalarda yer almış olsa bile iptal edilen önceki kuralla içeriği yönünden "aynı" ya da "benzeri" olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Burada iki kuralın özdeş olması yetmeyecek, kurallar arasında "teknik, içerik ve kapsam" bakımından da benzerlik aranacaktır.Teknik içerik ve kapsam bakımından benzerlik, iptal edilen yasa ile yeniden çıkarılan yasanın sözcüğü sözcüğüne aynı olması anlamına gelmez. Çünkü, böyle bir anlayış 153. maddenin son fıkrasındaki kuralı anlamsız ve uygulanmaz kılar. Konu ve kapsam bakımından sözcüklerde farklılıklar olsa bile ikinci yasanın aynı amaç doğrultusunda Anayasa Mahkemesi kararına karşın onu etkisiz kılmak amacıyla çıkarıldığının saptanması aranan koşulun gerçekleşmiş sayılması için yeterlidir.İptali istenilen kuralın gerekçesinde, düzenlemenin 2829 sayılı Kanun'un 12. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden ayrılan ve ?" ibaresinin Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesi sonucunda oluşan hukuki boşluğun doldurulması amacıyla yapıldığı belirtilmiştir.2829 sayılı Kanun'un 12. maddesinin birinci fıkrasına göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için; son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmış olmak ve kendilerine 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanmış olmak koşullarını taşımak gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin 05.02.2009 günlü, E. 2005/40, K. 2009/17 sayılı kararıyla; söz konusu kuralla, bir yıldan fazla 5434 sayılı Kanun kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara, son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak yaptıkları çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesi, Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin "iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine" karar vermesi ve kararın 05.06.2009 günlü, 27249 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanması nedeniyle iptal hükmü 05.06.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hükümle eldeki davada iptali istenilen hükümler arasında ilk bakışta farklılık varmış gibi görünse de, farklılık 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden kaynaklanan mevzuat değişikliğine dayanmaktadır. 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesinde 5434 sayılı Kanun'a ilişkin geçiş hükümleri yer almaktadır. Her iki kural kapsamına giren kimseler son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlardır. İptali istenilen kuralda 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerin de eklenmiş olması kapsamı değiştirmemektedir. Her iki kural gereğince kapsamdaki kişilere 5434 sayılı Kanun'un 89. maddesi gereğince Emekli Sandığı Kanunu'na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak ödenmektedir.Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi'nin K. 2009/17 sayılı kararıyla iptal ettiği kural ile eldeki davada iptali istenilen kural kapsam ve içerik yönünden aynı niteliktedir. Bu nedenle iptali istenilen kural Anayasa'nın 153. maddesine aykırı olarak yasalaşmıştır. İptali gerekir.Kuralın Anayasa'nın 2., 10. ve 138. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir. VI. SONUÇ 16.06.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14. maddesiyle, 08.06.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ?" bölümünün Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 12.05.2011 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. |
19-04-2013, 15:15 | #139 | |||||||||||||||||||||||
|
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...945#post644945 Belirtmiş olduğum linkte 78 no.lu mesajımda yazdığım hususları tekrarlıyorum meslektaşım |
22-04-2013, 10:54 | #140 |
|
Okudum o yazınızı haklısınız bence de kastedilen sadece vekalet ücretinin reddi,ayrı bir hüküm olarak yazılması gerekmediğinden o hükmün kaldırılmasıdır.
|
03-05-2013, 14:28 | #141 |
|
güncel tutar
emekli ikramiyesinin ödenmesi konusunda, güncel tutar üzerinden ödenmesine ilişkin bölge idare mahkemesi 1. kurulun 2013/5310 E. sayılı bir kararı var. kararın tam metnini arıyorum. yardımcı olabilecek var mıdır acaba)
|
09-05-2013, 15:34 | #142 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu kararı bulabildiyseniz bizimle de paylaşabilir misiniz acaba? Herkes böyle bir kararı bekliyor. Ayrıca benim bu davalarla ilgili sormak istediğim bir başka husus daha var: idare mahkemesi kararında basvuru harcı davalı sgkdan alınıp davacıya denmiş, davalı sgk itiraz sebepleri arasında harçtan muaf olduklarını idare mahkemesi kararında basvuru harcının davacıya iadesine karar verilmesi gerektiğini ifade etmiş. Burada yüklenen bölge idare mahkemesi kararlarında bu harç meselesine dair bir düzeltme/bozma göremedim ben. Yanlış mı anlıyorum acaba? |
11-05-2013, 10:56 | #143 |
|
Sayın Pandekt,
ne yazıkki kararın tam metnine ben de ulaşamadım. yalnızca emekli ikramiyesinin güncel tutarlar üzerinden ödenebileceğine ilişkin olduğunu biliyorum. ve yalnızca mahkeme ve dosya no bilgileri var, gerekçesi ve içeriğine ulaşamadım Harç mevzuunda ise danıştay'ın kararları var, sgk'nın harçtan muaf olmasına rağmen dava neticesinde yüklenen yargılama giderleri içerisinde bulunan harçtan sorumlu olabileceğine ilişkin. |
28-05-2013, 16:36 | #144 |
|
Bu güne kadar katkılarını sunan herkese teşekkür ederim.Çok faydası oldu. Çok yol gösterdi.
Benim de bu hususta takip ettiğim dosyada İdare mahkemesi davayı reddetti. Tek hakimli olduğu için Bölge idare Mahkemesine itiraz ettik. Bölge idare mahkemesi emekli maaşının bağlandığı tarihlerdeki kat sayılar üzerinden ikramiye ödenmesine hükmetti. Elbette çok cüzi bir miktar. Ancak karar kesin. Kararın kesin olduğu gerekçe kısmında yazmıyor ama Danıştay yolu açık da demiyor. Şu aşamada karar düzeltme yolundan başka çare yok. Ancak İYUK. tan bu kararın aksine bir hüküm var ise Danıştay'a temyiz için başvurabileceğimi anlıyorum. Ama güncel katsayılardan ödenmesine ilişkin bir mahkeme kararına ulaşamadım. Bu yönde karar alanlar var ise buraya ekleyebilir mi? Karar düzeltme için 15 günlük süre var ve bizim süremiz bitmek üzere. |
29-05-2013, 11:29 | #145 | |||||||||||||||||||||||
|
Bölge idare mahkemesi 1. Kurulun 2013/5310 E. sayılı kararında güncel katsayılar üzerinden karar verildiğinden bahsediliyor ancka bu karara henüz ulaşamadık |
29-05-2013, 20:26 | #146 |
|
1. kurul'un sonuç kısmına ulaşabildim. ancak, kararın emekli ikramiyesinin güncel tutarlar üzerinden ödeneceğine ilişkin bir karar olmadığını anladım. burada yalnızca, dava dilekçesinde emekli ikramiyesinin güncel tutar üzerinden ödenmesini talep eden davacının, bu talebiyle ilgili red kararı verilmemesi ve dolayısıyla da sgk lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği ifade ediliyor. dolayısıyla da emekli ikramiyesinin güncel tutar üzerinden ödenmesiyle ilgili bir karar değilmiş malesef. ben yanlış anlamadıysam eğer) kararın netice kısmını sizinle de paylaşıyorum.
“Açıklanan nedenlerle davacı itirazının KABULÜ ile Ankara 17. İdare Mahkemesi’nce verilen 02.11.2012 gün ve E:2011/759; K:2012/1806 sayılı kararının davacının ikramiye tutarının güncellenerek ödenmesi yönündeki isteminin reddine ilişkin kısmının ve buna dayalı olarak dayalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin bölümünün KALDIRILMASINA; kararın iptal ve kabule ilişkin kısmının ise usul ve hukuka uygun olduğu ve bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığı anlaşıldığından dayalı itirazının REDDİ ile kararın bu bölümünün ONANMASINA; davanın ilk safhasına ilişkin 80,80 TL yargılama gideri ile davacı itirazı nedeniyle doğan 90,40 TL yargılama giderinin dayalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesine; dayalı idarenin itiraz giderlerinin ise kendi üzerinde bırakılmasına; posta gideri avansından artan miktarın istenilmesi halinde itiraz eden taraflara iadesine, 27.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." |
20-02-2014, 11:03 | #147 |
|
Gelinen son nokta.
Az evvel SGK'nın yaptığı karar düzeltme isteminin reddini tebilğ aldım.Özet geçecek olursak;1972-1986 yılları arasında emekli sandığına tabi olarak çalışan ve istifa ederek isteğe bağlı sigortalılığa geçiş yapan davacının 72-86 arası çalışmışlığının karşılığı olan emekli ikrameyisenin tarafımıza ödenmesi talepli başvurumuza davalı kurumca verilen red kararı üzerine Ankara 2.İdare mahkemesinde açtığımız davamız bugün nihayete ulaşmıştır.İdare mahkemesi davamızı reddetmişti.İtiraz üzerine karar bozuldu ve Bölge İdare Mahkemesince lehe karar verildi.Bu karara karşı Davalı SGK karar düzeltme yoluna gitti lakin talebi reddedildi.İsteyen meslektaşlarımıza kararları gönderebilirim.İrtibat tel:506-302 30 09
|
24-02-2014, 12:14 | #148 |
|
Kararlar hemen hemen aynı yönde. Dosyası Danıştay'a giden ve güncel katsayı üzerinden olumlu karar alan varsa paylaşabilir mi?
Bir de aynı konuda açılan davalardan bazısının tek hakimli ve itiraza tabi bazılarının ise üç hakimli ve Danıştay'da temyize tabi olmasının nasıl bir gerekçesi olabilir bileniniz var mı? |
26-06-2014, 17:10 | #149 |
|
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...t=67048&page=4
bu linkte idare mahkmesince güncel tutarlar üzerinden emekli ikramiyesi hesaplanması yönünde verilen karar ve bu kararı bozan bölge idare mahkemesi kararını paylaştım. Karar düzeltme yolundan da bir sonuç alamadık ne yazıkki Ankara 17. idare mahkemesi gayte güzel bir gerekçe ile güncel tutar üzerinden ikramiye hesaplanmasına hükmetmişti oysa. şimdi davayı anayasa mahkemesine götürmeye hazırlanıyorum. |
13-03-2015, 18:28 | #150 |
|
meslektaşlarım bir hususu soracam, benmim müvekkilin istifası keyfi sebeple ve emekli olduğu tarih 2012 nisan ayıdır.böyle olması sebebiyle son düzenlenen 6270 sayılı yasaya takılır mı? bu sebeple davamız red olur mu? bilgi verirseniz sevinirim,şimdiden teşekkürler.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 3 (0 Site Üyesi ve 3 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
menfi tespit davası açıp tanık dinletebilirmiyiz? | asyadan | Meslektaşların Soruları | 7 | 25-03-2010 22:13 |
Boşanma Davası Açıp Başka Kadınla Beraber Yaşama | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 3 | 30-10-2009 15:00 |
Vekaleten Çek Ciro Eden avukat Hakkında Dava | Avrasya | Meslektaşların Soruları | 2 | 01-09-2009 16:56 |
İstifa eden kooperatif üyesinin açtığı davada yetki | meltem2007 | Meslektaşların Soruları | 1 | 13-02-2008 11:16 |
istifa eden memur başka kurumda göreve başlayabilirmi | Av.HakanANDI | Meslektaşların Soruları | 2 | 07-12-2007 15:02 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |