28-10-2009, 01:28 | #121 |
|
Tevafuk
İstanbul adliyesinde bir sahte fatura düzenleme suçundan yargılanan bir bayan müvekkilim gelmişti. Neyse , ücrette vs. anlaştıktan sonra , dosyadan fotokopi falan aldık , dosyayı inceledik. Müvekkil şirket yetkilisi olduğu için yargılanıyor. Ancak müvekkil sahte fatura düzenlenmeden önce şirketteki hisselerini devretmiş ve şirkete hisseleri devralan kişi yetkili olmuş . Ancak müvekkilin yetkisi ortadan kaldırılmamış . Daha sonra şirket yetkilisi olarak müvekkile vergi dairesinden tebliğler gelmiş , müvekkil de vergi mahkemesinden tahakkukların iptalini istemiş , dava usulden redolmuş. Ceza davası bu olaylardan yaklaşık 2 yıl sonra açılmış. Hasılı bu minval üzere , yargıtay kararı falan ararken vergi suç ve cezalarıyla ilgili olmayan ancak şirket yetkilisinin cezai sorumluluğunu kaldıran ve etkileyen birkaç örnek karar bulduk. O arada İST. BAROSU dergisinin bir sayısı yeni çıkmış , dosyadan suret alırken baro odasından almıştım, gelirken otobüste dergiyi okuyorum baktım vergi suç ve cezalarıyla ilgili bir makale . Makalede bizim davanın çözümü için çok güzel bir CGK kararı var ama alıntı yapılmış tamamı yok. Neyse dedim , diğer kararlara bu makaleyi de eklerim , beraat çıkmasa da indirim falan isterim dedim. Ha bu arada ben vekaleti karar duruşmasından önce koymuşum dosyaya, yani karar duruşmasından esas savunmayı yapacağız karar verilecek. Duruşmadan bir gün önce makaleden alıntı yapıp esas savunmayı hazırlıyorum , dedim yazarı kimmiş acaba , çok güzel yazmış diye. Bir baktım , duruşmanın olduğu mahkemenin hakimi yazmış. Ne ? dedim , bir de deim hakime bakayım belki eski hakimdir, yok bizim davaya bakan hakim. Makaleyi neredeyse aynen yazdım esas savunmaya . Girdim mahkemeye , içimden öyle bir gülmek geliyor anlatamam. Sonra hakim savunmamızı sordu , sözlü kısa ve jet gibi bir savunma yapıp özetledim. O kadar hızlıyım , zira hakimin önünde makalenin olduğu baro dergisi . Bir bana bakıyor , bir savunmaya bakıyor , dergiyi gösterip savcıya birşeyler söylüyor . Hasılı yıkılmamak için kendimi zor tuttum. Allah var , hakim de hiç bozuntuya vermedi. Bastı beraat kararını , diğer sanığa verdi 6 yıl hapis. O an hep şeyi düşündüm, acaba hakim benim makalemi kararımı kullanıyorsunuz bizim telif nerde diye soracak, zira savunma dilekçesinde dergiye atıf bile yapmamışım. . Allah razı olsun hakimden . Baya para kazanmıştım o işten.
|
03-11-2009, 17:24 | #122 |
|
1986 yılından beri bir bankanın hukuk servisinde takip memuru olarak çalıştığım için İstanbul Sultanahmet Adliyesindeki hakimleri tanıyordum.
O zamanlar bir bayan icra hakimi vardı ve duruşmalarda çok sert sözler söylerdi. Bu yüzden, herkes ondan çekinirdi. 1992 yılında staja başladığımda, aynı hakimin gördüğü bir davaya stajyer avukat olarak katıldım, benden kimlik sorduğunda, bende "Baro o kadar yoğun ki, değil kimlik almak, staj işlemlerini ancak yapabiliyoruz" dedim. Stajım bittikten sonra, aynı hakime tekrar dosyam düştü. Dosyanın duruşmasına girdiğimde, hakim beni görünce mübaşire, "herkesi dışarı çıkarmasını ve kapıyı kapatmasını" söyledi. Ben, staj yaparken girdiğim duruşmada, söylediğim laflardan dolayı azar işiteceğimi zannediyordum. Mahkeme salonunda hakim ve zabıt katibi ile başbaşa kalmıştım. Hakim bana döndü, "Sen, çok iyi bir avukat olacaksın, dosyalarını çok iyi takip et, hukuk kurallarından ayrılmadan işlerini yürüt." şeklinde nasihatlarda bulundu. Herkesin çekindiği bir hakimden azar yerine, bu sözleri duymak çok hoştu ve aradan geçen 15 yıla yakın bir zamana rağmen halen o anı, o sözleri ve o hakimi unutamıyorum. Gerçekten de, iyi bir avukat olduğuma da inanıyorum, o hakimi yalancı çıkarmadım. |
04-11-2009, 14:06 | #123 |
|
Hakime hanımı o dönemden tanımayan herhalde yoktur.
Kendisi ile benim de ilginç diyalog ve hatıralarım vardır. O dönem tüm tartışma ve anlaşmazlıklarımıza rağmen kendisini severdim. Ama asıl söylemek istediğim başka. Geçen gün kendisi ile ilgili arkadaşlıklarla konuşuyorduk. Bir arkadaşım hakime hanımın emekli olduktan sonra evlendiğini söyledi. Eğer doğru ise kendisi için sevindim. Umarım hayırlısı olur. |
11-11-2009, 17:49 | #124 |
|
Hakİkaten Çok İlgİnÇ Şeyler Herkese Benİ GÜldÜrdÜklerİ İÇİn TeŞekkÜr Ederİm
|
12-11-2009, 15:26 | #125 |
|
PRENSİP SAHİBİ SANIK
Asliye Ceza Mahkemesinde 8 sanıklı dosyada sanıkardan birine hakim bey sordu -Ahmet,Veli,Sami....ile birlikte 8 kişi müştekinin evinden hırsızlık yapmışsınız doğru mu? -Hakim bey biz en fazla 3 kişi hırsızlığa gideriz 8 kişi hiç gitmedik.Suçlamaları kabul etmiyorum |
30-11-2009, 12:06 | #126 |
|
Şüpheli,eter şişesi,mendil, motorsiklet......
Şüpheli, apartman bekçisidir, yalnız yaşayan bayanın evine girmiş, bayanı karanlık mutfakta beklemiş, bayan eve gelince, elindeki eterli mendili bayanın burnuna ağzına kapatmış ancak bayanın şüpheliyi tanıyıp ismini söylemesiyle eylemine son vererek polisi beklemiş ve teslim olmuş.
Müdafisi olarak cmk den görevlendirildim,,, Savcı: Ne işin vardı evde? Şüpheli: Evin bekçisiyim, kontrol etmeye girdim! Savcı: Mutfakta, karanlıkta bekliyormuşsun,niye ışıkları açmadın? Şüpheli: Işık gözlerimi alıyor!! Savcı: Kadın eve geldiğinde arkasından boynuna atlamışsın? Şüpheli: Yok! ben korkmaması için elimle omzuna dokundum!! Savcı: Ama elinde eter şişesi varmış? Şüpheli: Motorsikletim var.Soğukta motoru çalışmıyor, eteri o yüzden yanımda taşıyorum Savcı: Motosikletin eterle mi çalışıyor? Şüpheli: Yok ben eteri karbüratöre sürüyorum çalışsın diye!!! Savcı: Peki mendil? Şüpheli: Nezle olmuşum, burnum akıyordu, burnumu silmek için!! Savcı: Eterli mendil ile burnunu mu siliyorsun??? Şüpheli:Yok! kadın bağırınca panikledim elimdeki eteri mendile dökmüşüm Savcı, şüpheliye sessiz sessiz bi kaç dakika baktı, tutuklamaya sevk edeceğini düşünürken adli kontrol talebi ile sulh cezaya sevketti şüpheliyi. ……… ……… Hakim: Ama elinde eter şişesi varmış? Şüpheli: Motorsikletim var.Soğukta motoru çalışmıyor, eteri o yüzden yanımda taşıyorum Hakim: Motosikletin eterle mi çalışıyor? Şüpheli: Yok ben eteri karbüratöre sürüyorum, çalışsın diye!!! Hakim: Peki mendil? Şüpheli: Nezle olmuşum, burnum akıyordu, burnumu silmek için!! Hakim: Eterli mendil ile burnunu mu siliyorsun??? ……………. J |
24-12-2009, 17:53 | #127 |
|
Bir müvekkilim, tahsil etmek üzere yüklü bir çek verdi. Ben de icra takibi yaptım fakat keşideci şirket adresten ayrılmış olduğundan ve şirket adına hiçbir şey bulamadığım için tahsilat yapamadım. Geçenlerde barodan müdafi olarak görevlendirildiğim ve gece 2.00'ye kadar ifadesine girdiğim, piyasadan çek senet tahsilatı yapan bir çetenin üyesiydi. İfade sırasında müvekkilimin aynı çeki kendisine verdiğini ve onun aracılığıyla tahsilat yapacağını, telefon kayıtları ve şüphelinin ikrarıyla öğrenmiş oldum. Ama ikimizin de ortak yanı tahsilat yapamamış olmamızdı.
Yine geçenlerde bir davayla ilgili bir müvekkilime amcasının ölüm tarihini sorduğumda aldığım cevap: -Yarın mezarına gider bakarım, oldu... |
31-12-2009, 08:45 | #128 |
|
İzmir Kemal Paşada duruşma bekliyorum Adam yeğenini dava etmiş Eniştesini şahit olarak göstermiş Davalının ismi AYŞE
H: Tarafları tanıyormusun T: biri kayınım diğeri eşimin yeğeni H: hangisi kayının olur |
31-12-2009, 15:48 | #129 |
|
stajda döneminde büroda yalnız olduğum bir günde yaşlı bir kadın geldi.Aynen söylediği şekilde "benim oğlanın saburgası çıktı,reisicumhura mektup yazacaz" dedi.
Allah dedim bu ne diyor.Kaburgası çıkanın cumhurbaşkanıyla ne işi olur doktora gitsin.Teyze doktora git diyorum.Anlamıyor.Büronun önünde bekliyor on dakikada bir gelip aynı şeyi tekrarlıyor. Nihayet sonunda avukat abimiz geldi de derdini anladık. Oğlanın sabıkası çıktı demekmiş.Cumhurbaşkanına af dilekçesi yazdırmak istiyormuş. |
07-01-2010, 17:13 | #130 |
|
Güler misiniz ağlar mısınız bir anı.
Duruşma sıram gelene kadar salonda benden önceki duruşmaları izliyorum. Stajdan kalma bir alışkanlık olsa gerek. Cinsel istismar dosyası ve sanık suçlamaları reddediyor, kendini iyi bir aile babası ve dini bütün biri olarak tarif ediyor.. Sonunda hakim dayanamayıp, ''sabıka kaydın da çarşaf gibi maşallah '' deyince sanık cevap veriyor; ''hakim bey iyi bak o kağıtlara, benim suçum hırsızlıktır, gapstır , benim uzmanlık alanım gapstır, gaps! Böyle şeyler yazmaz benim kitabımda.'' Hakim şaşkın ama esprili ''madem uzmanlık alanın, bari yaptığın işin adını doğru öğren be adam, gaps değil o gasp'' |
05-02-2010, 17:43 | #131 | |||||||||||||||||||||||
|
İşte ben buna avukatın başarısı derim |
05-02-2010, 17:48 | #132 | |||||||||||||||||||||||
|
çok çok güzel, en güldüğüm bu oldu |
07-02-2010, 00:11 | #133 |
|
Asliye Ceza Mahkemesi' nde stajımı yapmakta olduğum 2. gün. Hakim beni kürsüye çağırdı
"Orada oturarak staj yapılmaz. Dün orada oturdun, dün gelmedin olarak saydım, yanımda oturup işi öğreneceksin, her gün sabah 8 de burada olacak akşam 5 te benle birlikte çıkacaksın" dedi. O ana kadar böyle bir şeyle hiç karşılaşmamış ben hem sevindim hem de korktum. Sevindiğimi anlayan hakim "kızım sana mazeretsiz olarak staja gelmemenin yaptırımı anlatılmadı mı?" diye sordu. Ben de "biliyorum Hakim Bey" dedim saf saf. Hakim de " e kızım sana seni dün yok saydım diyorum keyifleniyorsun " deyince daha çok gülümsedim. Hakim iyice çileden çıktı. "E senin arkadaşlarını ben bu şekilde ağlatmıştım sen gülüyorsun, neyse seni de ağlatırız illa ki" dedi. Gel hadi buraya diye ekleyince gidip hakimin yanındaki boş yere oturdum. Duruşmaya başladık. Sanık geldi. İlk duruşması savunmaya geçildi. Hakim bana baktı. Hadi ifadesini sen al ben gidip biraz dinleneyim öğrendin zaten 2 gündür" dedi ve gitti. Kalabalık bir duruşma salonunda sanık bana bakar ben savcıya ve duruşma salonunda duruşma sırasını bekleyen avukatlara, yüzümde çaresiz bir ifade. Duruşma salonu sağır edici bir sessizliğe bürünür ben iddianameyi bulup suçun ne olduğunu anlamaya çalışırken. Kıkırdama başlar. Ve artık dayanamayıp " avazım çıktığı kadar bağırırım "Hakim Beeeeyy yapamıyorum ne olur gelin" diye. Hakim gelir bıyık altından gülerek ama sert bir şekilde bir ifade almayı beceremedin, diyerek yerine oturur. Hakim sanığa " şundan şundan suçlanıyorsun ne diyorsun anlat" diye sorar. Sanık " şimdi bakın sayın avukatım diye söze girer. Hakim " bana sırayla veriyorlar sizi" der. Ben avukat değil hakimim adam gibi anlat hadi diye sert bir ses tonuyla sanığa söz verir. Sanık anlatır olayı. Tanık da dinlenecektir. Tanık alınır içeriye bu kez tanık, sanığa tanık, hakime savcı, soru soran avukata da hakimim deyince hakim çıldırır. Ve inanılmaz bir şekilde bağırır. Bu nasıl bir cahillik bu nasıl bir kepazelik diye. Aklına o anda gelmesini istediğim en son şey benim varlığımdır ama işte o an bana döner ve bakar ters ters! "Avukat stajyeri bir ifade alamazsa, halkım ne dese yeridir." diyerek tüm salonu kahkahaya boğar ben de salondakilerle birlikte hiç utanmam gülerim |
07-02-2010, 22:46 | #134 |
|
Duruşma başlar. Avukat "sayın hakim, davaya cevabımızı arz etmek isteriz" der ve anlatmaya başlar. aceleci hakim bir kaç cümleden sonra "tamam avukat hanım, bunları biliyoruz dosyadan okudum cevabınızı". Avukat hanım "henüz dosyaya sunmamıştım ama". hakim:
|
26-04-2010, 15:35 | #135 |
|
Az önce yaşadığımız iki anektod (Hiç abartmıyorum ardarda 5 dk.ya sığdı ikisi) :
-Bir kurum borçlusu gelir, borcu kabul etmiyoruz, itiraz ettik der. Biz de eh öyle takdir etmişsiniz gördük, biz de itirazın iptali davası açtık deriz. Borçlu devam eder, bir kaç avukata sordum kazanırmışız biz bu davayı, size vekalet çıkarsam siz bakar mısınız? . -Bir kadın gelir, girerken danışma ücretlidir yazısını görür ve sorar: Şimdi ben bir şey sorsam hemen para mı ödeyeceğim? Evet denir. Terslenerek, "Ben hiç sormayayım o zaman" der ve gider. Biz de içimizden "E tabi hiç sorma zaten o zaman" deriz |
26-04-2010, 16:09 | #136 | |||||||||||||||||||||||
|
|
25-08-2010, 10:28 | #137 |
|
Geçen gün telefon çaldı,
- Avukat .. 'la görüşecektim - Evet, buyrun benim. - Ben adımı değiştirmek istiyorum, babama dava mı açmam gerekir? - Neden babanıza dava açacaksınız hanımefendi? - Ee babam koymuş ya adımı... (Babanın çok tuhaf bir ad koyduğu için kızının ona kızgın olduğunu düşündüğümden) - Adınız nedir? - Ayşe - ?! Hanımefendi nüfus memurluğuna açılacak dava... (derken) - Ama onların suçu ne? Adımı babam koymuş... (iyi ki adını ölen babaannesi falan vermemiş diye bir düşünce geçti kafamdan) - Adınız gayet güzel hanımefendi neden değiştirmek istiyorsunuz? - Sürekli icra geliyor... - !? İyi günler hanımefendi. |
27-09-2010, 16:31 | #138 |
|
bende geçen hafta yaşadığım bir olayı paylaşmak istedim
dosyada ilk celse için sanık avukatı olarak duruşmada yerime geçtim müşteki ve mağdur olarak duruşmanın karşı tarfı oldukça kalabalık mübaşir yerlerini göstermeye çalışırken bir yoklama karışıklığı ortaya çıktı ve hakim dosyayı eline alarak tek tek isimleri okuyarak mübaşirle konuşmaya başladı H:- mağdur A ve B burda mı ? M:- burda efendim H: - müştekiler C Ve D burda mı? M: - hayır dışardalar efendim H: - neden dışardalar M :- efendim tanık olduklarını beyan ettiler bende dışarıya çıkarttım onları hakim öfkelenerek: - oğlum adamlar astronotuz biz deseler uzaya mı çıkartacaksın adamları dosya ya baksana. çağır gelsinler ) cümleyi duymamla gülmem bir oldu zaten inanılmazdı |
16-10-2010, 22:48 | #139 |
|
Mesleğin ilk yıllarında, ilçemizde tek katlı eski bir bina adliye olarak kullanılıyordu. Binanın ortasında kare şeklinde geniş bir hol vardı, hole bakan mahkeme salonları daha alçaktı ve yüksek bir basamaktan inilerek salonlara girilirdi.
Bir gün duruşma sırası bekliyoruz. Yetmiş yaşın üzerinde bir çiftin boşanma davası var. Elli yılı aşkın bir evliliğin ardından birbirlerini görmeye dahi tahammüllerinin kalmadığı hemen anlaşılıyor.Davacı amca öfkeyle söylenip duruyor. Bir ara- holü göstererek- ağzından şu sözcükler döküldü: -Yaa Hakim Bey, bununla evleniyorum diye zamanında şuracıkta iki saat oynadıydım salak gibi, en çok ona yanarım. Meğer adliye binası uzun yıllar önce düğün salonuymuş... hol de pist... Hayatın cilvesi... Amcamın yazgısında, evlendiği salonda boşanmak varmış. |
16-10-2010, 22:58 | #140 |
|
hırsızlık suçundan dolayı sanık hakim karşısındadır.
Hakim : Sen mi yaptın bu hırsızlığı? Sanık : yok efendim ben suçsuzum Hakim : ama o mıntıka senden sorulur senin haberin olmadan kimse birşey çalamaz yalan mı? Sanık : efendim haklısınız bende mağdur oldum benim mıntıkamda benden habersiz hırsızlık yapmaya başladıkları için der. çıkınca bulacağım kendi ellerimle size teslim edeceğim ekmeğimi çalan adamı der tabi herkes sanığın pişkinliğine kopar)) |
18-10-2010, 03:14 | #141 |
|
Bir avukat arkadaşımızın, uzaktan da akrabası olan bir müvekkilinden bir miktar avukatlık ücreti alacağı kalıyor. Onca aramaya, uyarıya rağmen aylarca ödeme yapmıyor müvekkil. Sonuçta avukat arkadaş çaresiz kalıyor ve avukatlık sözleşmesini takibe koyması için avukat X'e veriyor. Avukat X, olayın geçmişini de bildiğinden hiç zaman kaybetmeden ve tolerans tanımadan tüm işlemleri yapıyor; haciz, muhafaza, satış istemi... Borçlu müvekkil- biraz da asıl alacaklı avukatın akrabası olmasına güvenerek- direniyor, dikleniyor; tehditler... isyanlar... Ama bakıyor ki avukat X çok kararlı, sonuç değişmeyecek, yana yakıla asıl alacaklı avukat arkadaşımıza koşuyor. Ve bilin bakalım ne diyor :
-Avukat hanım, gözünü seveyim şu Avukat X'e olan borcumu sen ödeyiver, elime geçince ben sana veririm. Yeter ki beni ondan kurtar. |
18-10-2010, 04:37 | #142 |
|
Bir beyefendinin anlaşmalı boşanma davasında vekilliğini üstlendim. Duruşma günü, saati geldi.
Boşanmak konusunda anlaşmışlar Ama az sonra artık bir yabancı olacak olan yirmi yıllık eşi koridorun tenha bir köşesindeki bankta olabildiğince sessiz hıçkırıklarlarla ağlarken müvekkilim yanıbaşına diz çökmüş, paramparça yüz ifadesiyle, artık işe yaramayacağını herkesin bildiği birşeyler fısıldıyor hala. Ben hepinizin anlayacağı bir huzursuzlukla onları izliyor/izlememeye çalışıyorum uzaktan . Sıra çabuk geldi neyse ki, duruşma salonuna girdik. Biz davacıyız.Eşi salonun karşı tarafına gidecek, biz bu tarafta kalacağız. Bayan hıçkırıklarını dizginlemeye çalışarak, gözyaşlarını silerek karşıya giderken , baktım müvekilim de tin tin peşinde... Hızlı bir iki adım atıp koluna girdim. Siz benim yanımda duracaksınız, dedim. ...................................... Yarım saat sonra büromda müvekkilimle çay içiyoruz. Boşanmışlar. Çok mahzun; oysa boşanmayı isteyen, eşini ikna eden o. Sessiz geçen dakikaların ardından: -Siz duruşma salonunda koluma girip burada benim yanımda kalacaksınız dediniz ya, ben o zaman anladım durumu. Yirmi yıl hep onun yanında oldum, hep peşinden gittim.Yirmi yıldır ilk kez onun yanında değil karşısında oldum, öyle zoruma gitti ki, az kalsın vazgeçecektim, dedi.. -Ayrılmayı isteyen sizdiniz, bunun da bir başlangıcı olması gerekmez miydi? dedim. -Haklısınız, dedi. Birşeyler daha söyledi ama ben pek dinlemedim. Şunu düşünüyordum. Evlilik bir törenle gerçekleşir.. Onun karşılığında da bir tören gerekir. Bu yüzden bu tür davalarda duruşmalar da bir törendir bence. İnsanları hayatının o andan sonrasına hazırlayan ilk adım... |
21-10-2010, 09:35 | #143 |
|
anılarımız
Hakim tanığa soruyor,aldattığını gözünle gördün mü?
evet hakim bey,meyhanede içki içiyorlardı. senin ne işin vardı,sen de mi aldatıyorsun? ufak tefek olmaz mı hakim bey o zaman seni de görürüz burada benim eşim öyle şeyler yapmaz??? |
04-11-2010, 17:44 | #144 |
|
BoşanMAma Vekâletnamesi
Adlî yardım kanalıyla gelen ve kocası tarafından açılmış olan boşanma davasından "boşanmadan" çıkmayı umut eden bir müvekkile adayı ile büroda görüşüldü, boşanmak istemediği anlaşıldı; bu isteğini yargılama sırasında mahkemeye iletip dileğini mümkün mertebe yerine getirebilmek için kendisinden alınması gereken resimli vekâletname ona kısaca izah edildi ve ertesi gün için yeniden randevulaşıldı.
Ertesi gün adlî yardımdan yararlananın teşrifinin beklendiği saatlerde bir telefon geldi. Noterlikten. Sabah programlarında "kocam beni haberim olmadan boşamış seneler önce, ben yeni öğrendim" diye yakınan mağdur kadınlar gibi yaygarayla gitmiş oraya. Boşanmak istemiyorum da istemiyorum diye tutturmuş işkillendirmiş herkesi bir güzel. Kâtibe anlattım durumu ama hanımın sesi çıkmadı bir daha... İçinde "insan" unsurunu barındıran işler Karadeniz'de kesinlikle daha bir zevkli. |
05-11-2010, 12:32 | #145 |
|
Nevşehir adliyesinde anlatılan bir olay: x şahsı adli sicil kaydı almaya gelir, kaydın alınacağı yer Ağır Ceza Mahkeme salonunun karşısında. tam o sırada mübaşir sanık adını seslenir, şahsın ismi ile aynı, adam zanneder kaydı ordan verecekler.. kapıdan kafasını uzatır. bizim ( hala aynı abi..) mübaşir arkadaş çevik hareketlerle "geç geç " der..şahıs kürsüye yönelir, mübaşir "şuraya gel "der sanık sandalyesine oturtur. kyıtlar okunur, mütaala alınır..şahıs şaşkın bakar durur, arada bir elini kaldırıp söz ister ama mübaşir! "sus sıran gelince konuş" der.. derken 4 yıl 11 ay ceza çıkar ve esas hakkında son savunman ne der hakim, şahıs şaşkın"adli sicil kaydımı ne zaman alacağım " der hakim anlamaz sonrasında kimlik kontrolü yapılır bakılırki adam başka isim aynı ...bütün salon kopar tabii.. celseye büyükçe bir ara verilir....
|
16-02-2011, 13:56 | #146 |
|
Bu anlatılanlar olanların milyonda biri değil. Çok komik insanlar yaşıyor ülkemizde ))
|
16-02-2011, 14:10 | #147 |
|
Geçtiğimiz hafta sulh ceza mahkemesinde sıramın gelmesini duruşmaları izleyerek bekliyordum.
Yurtdışında ikamet ettiğini ve buradaki işleri için X'e vekalet verdiğini, olayların gelişiminden bilgisi olmadığını ve suçsuz olduğunu uzun uzun anlatan sanığa hakim hanım "Bakın, 50 dosyam daha var, avukatlarım bekliyor. Anladım ben sizi." diyor. Sanık, hakime: Anladınız mı? |
22-02-2011, 16:33 | #148 | |||||||||||||||||||||||
|
Kimden öğrenmiş
Bu tam bombaymış hani
|
22-02-2011, 17:45 | #149 |
|
Mesleğe başladığım ilk yıllarda bir şirkete hacze gitmiştim... bu ilk ve son haczim oldu sonraki yıllarda hiç icra işi yapmadım.. neyse, borçlu şirket kaçıyordu hacze gittiğmiz yer nişantaşının göbeği adreste başka bir şirket varmış gibi görünüyor ama esas bizim borçlu şirket var şirket yetkilisi hanım da son derece kaba, tehditkar davranan biri.. derken haciz sırasında epey tartışma çıktı polis çağırdım vs derken borçlu şirketin de avukatları geldi borçlu şirket yetkilisinin derdi o adreste olduklarına dair tutunak tutulmaması.. dolayısıyla haricen ben size ödeme yapayım gidin dedi.. olur neden olmasın dedik... bu arada karşı taraf vekilleriyle de gerginlik yaşadık.. bu arada haczi Cuma akşam saatinde yapıyoruz.. haciz memuru parayı kasaya almak istemiyor ki iş çıkmasın.. derken borçlu şirket vekilleri bize zorluk çıkarmak adına ödemenin tarafımıza değil dosyaya yatırılması gerektiğini söyleyip şirket yetkilisini de ikna ettiler.. buna hiç itiraz etmedik zira onların da altına imza koydukları tutanak ile kaçtıkları adreste faaliyet gösterdikleri sabit oldu tam biz çıkarken ne yaptıklarını fark ettiler ve tutanağı iptal etmek istediler ama nafileydi siz misiniz bana zorluk çıkarmak isteyen.. biz kapıdan çıkarken avukatlar müvekkilleri ile ciddi bir tartışmanın içine girmişlerdi... onlar adına üzülmüştüm aslında ama yapacak bir şey yoktu....
|
26-02-2011, 20:44 | #150 | |||||||||||||||||||||||
|
Süper
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Adli Tıp Anıları | PINAR YILMAZ | Hukuk Sohbetleri | 43 | 14-09-2011 22:11 |
Ankara Hukuk belgeleri ve Anıları | Av. Adil Giray ÇELİK | Hukuk Sohbetleri | 42 | 16-10-2009 10:17 |
Bir Memurun Anıları | ertanhukukprogramlari | Site Lokali | 3 | 08-12-2007 03:42 |
Avukatlık mesleğini öğrenebileceğim avukatlık bürosu aramaktayım!!!!!(İstanbul) | Kivana | Adliye Duvarı | 1 | 25-10-2007 08:33 |
Avukatlık Kanunu 165'e göre Avukatlık ücretinden müteselsil sorumluluk | Av.Ertan Uzunoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-12-2006 10:02 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |