07-11-2007, 08:59 | #1441 |
|
Futboldan hiç anlamadığımı o yüzden kaybedilen maç sonraları insaların yüzlerinin neden asıldığını kavrayamadığımı i.e :-)
|
07-11-2007, 10:01 | #1442 | |||||||||||||||||||||||
|
8-0 ı anladığınıza eminim...anlaşılmayacak gibi değil...bunca önemli sıkıntısı ve derdi olan bir ülkede , bunların bireysel yaşamımıza olan olumsuz katkılarına ve üzüntülerine rağmen futbola da üzülmeyi başarabiliyorum... 8-0.... bir rekor...talihsiz bir rekor...futbol anlamında bizi yerin dibine sokan bir skor...adamlar bizim üzerimizden şov yaptılar... başlıklar şimdi de aynı atılmalı bence... gol olup üzerimize yağdılar... bütün övgüler sadece biz yendiğimizde sahibini bulmamalı değil mi ? Bende futbolu bu kadar kafama takmamın gereksiz ve anlamsız olduğunu bildiğimi İ.E. |
07-11-2007, 10:10 | #1443 |
|
Günümüzde futbolun kitleleri uyutmak için kullanıldığını ; Fakat uyumadan futbol izleyicisi ve takip edicisi olmanın (özellikle sarı lacivertlileri(1907) izlemenin büyük bir keyif olduğunu) kimseye bir zararı olmayacağını itiraf ediyorum.
|
07-11-2007, 11:47 | #1444 |
|
Yeşil sahada yirmi iki kişi...
Bu yirmiiki kişinin vurmak peşinde olduğu zavallı bir top... Doksan dakika süren bu hengameyi yönetmek için ordan oraya koşturan üç hakem... Sahadaki yirmibeş kişinin sakatlanmaları ihtimaline binaen yedekte bekletilen ve galibiyet durumunda "bana ne zaman sıra gelir? mağlubiyet durumunda ise "aman bu işe bulaşmadan paçayı sıyırabilsem" diyen yedekler... Zavallı topun yediği dayağı tirübünlerden yüreği ağzında seyreden binler bazen de onbinler... Bu da yetmiyormuş gibi televizyon ekranının başında yüzbinler... Topa atılan dayağın seyrini radyodan dinleyen onbinler... Benim futboldan anladığım bu... Ne zaman bir futbol karşılaşmasındaki bu hengameye tanık olsam, sahadaki yirmi iki insanın her birine bir top verip o zavallı topun yediği dayağa bir son verme isteğinin içimden geçtiğini itiraf ediyorum. |
07-11-2007, 12:39 | #1445 |
|
Sayın Yaren;
Düşüncelerinize yüzde elli katılyorum yüzde elli katılımıyorum. ilk ellisi yukarıdaki saydığınız hususlar. katılmadığım husus sizin bahsetmediğiniz kısma girer. Çünkü futbol olmasaydı tribünlerdeki binlerce insan üstündeki enerjiyi nereye atacaktı.Belkide o enerjiyi boşaltmak için başka yollar arayacaklardı. Tüm dünyayı bu işin içine katarsak futbol kaçınılmaz olmaktadır. Dünya enerji ve stresini nasıl boşaltacaktı. Sahada koşturanlar bu işin ticaretini yapıyorlar anlayacağınız. Ülkeler arası ilişkileri sadece siyasi yollardan düşünürsek dar bir kapsam olarak kalır. Futbolla ülke insanlarının birbiriyle kaynaşması ve tanışması, birbirinden haberdar olması kaçınılmaz olmaktadır. Gereksiz gibi görünebilir futbol, ama futbol gerçekten çok gerekli sonuçta emek var ancak üretim yok. Sosyal ilişkilerde ve yurtdışında işlevselliği kaçınılmaz olduğu için gerekli bir spor. Taraftar olarak Beşiktaş unutamayacağı bir yenilgi yaşadı. Bu yenilgiyi Ankaragücüyle yaptığı maçta yaşasaydı bu kadar gücüme gitmezdi. İTİRAF EDİYORUM. |
07-11-2007, 13:14 | #1446 |
|
sadece hakimlerin değil savcıların da korkuttuğunu, bunun istisna olduğunu, ama hiç olmaması gerektiğini (iğneyi kendimize batırdığımı) İ.E.
|
07-11-2007, 19:33 | #1447 |
|
Yok dostum daha önceden itiraf ettiğim gibi sadece iğneden ve iğnenin batmasından korkuyorum o kadar..
|
08-11-2007, 10:35 | #1448 |
|
Bu akşam yönetim kurulu toplantısı var.
Yeniden yönetici seçilebilme tehlikesi çanları çalıyor... Eve gitmemenin bir yolunu aradığımı i.e. |
08-11-2007, 18:11 | #1449 |
|
Futbol sevmeyenlere bir kere olsun maça gitmelerini tavsiye ediyorum. Ben 13 yaşımdayken bir kere gittim, birdaha tribünden çıkamadım
|
08-11-2007, 18:16 | #1450 | |||||||||||||||||||||||
|
|
08-11-2007, 18:21 | #1451 | |||||||||||||||||||||||
|
Yok şimdi evimdeyim ama zaten bu sinirle uzun müddet gidebileceğimi sanmıyorum. Hayır giderdim de artık basket maçlarını izlemeye karar verdim. Ne de olsa en azından 8'e kadar saymayı biliyoruz Daha eğlenceli olur |
08-11-2007, 19:14 | #1452 |
|
Bugün öğleden sonra teknik bir arıza nedeniyle THS birkaç saat için kapandığında birikmiş bütün dilekçelerimi yazdığımı, birikmiş bütün dosyalarımı incelediğimi, kişisel bütçemi tanzim ettiğimi, haberleri izlediğimi, müzik dinlediğimi, epeydir aramadığım dostlarımı aradığımı, bir film şeridi gibi geçmişi düşündüğümü, sık sık sitenin açılıp açılmadığını kontrol ettiğimi, bir ara çıkıp alışveriş yaparak kendimi oyaladığımı, canım sıkıldığını, çok canım sıkıldığını, çok çok canım sıkıldığını itiraf ediyorum. |
08-11-2007, 19:22 | #1453 | |||||||||||||||||||||||
|
Çok güldüğümü itiraf ediyorum |
08-11-2007, 19:23 | #1454 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Konyalı' ya aynen katıldığımı İ.E. |
08-11-2007, 19:36 | #1455 |
|
Bu gün THS'ye hiç giremediğimi, işlerden fırsat bulamadığımı ve esasen arıza nedeniyle ilk defa sevindiğimi İ.E.
|
08-11-2007, 20:01 | #1456 |
|
Müvekkiller görmesin, ne kadar işim olursa olsun THS' yi mutkala ziyaret ettiğimi, gezindiğimi, dolaştığımı, bir sürü zaman geçirdiğimi İ.E.
Bu arada Sayın Saim' in , eski kısa isminin çok daha şatafatlı durduğunu düşündüğümü İ.E. |
08-11-2007, 20:04 | #1457 | |||||||||||||||||||
|
katılıyorum. |
08-11-2007, 21:24 | #1458 |
|
Ben de katılıyorum valla. Bir eksiklik var bu isimde ama hala bulamadım...
|
09-11-2007, 00:43 | #1459 | |||||||||||||||||||||||
|
Eksik olan
Paşası eksik Paşam. Paşası! En paşasından saygılarımla |
09-11-2007, 02:12 | #1460 |
|
Sayın paşam sanki bıyıklarını yeni kesmiş biri gibisiniz
|
09-11-2007, 11:12 | #1461 |
|
4-5 yaşlarında maç öncesinde trafiğin tıkanmasına sinirlenen anneme stadyumu gösterip burasının neresi olduğunu sormuştum, annemde bana o yuvarlak binanın akıl hastanesi olduğunu söylemişti.. 10 yaşında aynı stadyumda 23 Nisan gösterileri yapılıncaya kadar orasının akıl hastanesi olduğuna inanmış, sadece tepelerde oturan onca insanın akıl hastası mı yoksa, hastaları ziyaret eden yakınlarımı bir türlü karar veremiştim..
Not: Bu i.e la sonlandırılmayan bir itiraf olduğunun farkında olduğumu i.e |
09-11-2007, 11:19 | #1462 |
|
Maç seyrederken büyük keyif alıyorum
Ne güzel ya, birileri koşuyor,düşüyor, fiziksel kapasitesini sonuna kadar kullanıyor, amaç belli, kuralları net.. Dünyada bundan daha hareketli ve bir anlamda çıkarsız şey var mı.. Katıksız insan işte... Bir yerlere de i.e. eklemeliyim En sportif saygılarımla... |
09-11-2007, 11:32 | #1463 |
|
Hukukcu olmadığım halde Hukuk formlarını okuduğumu ve anlamadığım şeyleri bazı dostlara sorduğumu i.e
|
09-11-2007, 11:35 | #1464 | |||||||||||||||||||||||
|
Turan paşam, Ustaya* beni eski halime getirin demeye korkuyorum... *Eskiler, işin ehline usta derlerdi ya ondna işte. Ürkek paşa |
09-11-2007, 11:41 | #1465 |
|
Hepimiz sıyrık olduğumuzu ispatladık gerçekten, hemen kimliğimizi değiştirmemiz gerekmektedir
Acilen, ivedilikle yetmez hızla gereğini sayın Admin'den dilemekteyim En gizil kimlik saygılarımla.. |
09-11-2007, 14:01 | #1466 |
|
Bıktım...! Bu bir itiraftır , itiraf ediyorum.
|
09-11-2007, 16:12 | #1467 |
|
"...Soyadından kurtulup tek isimle anılmak,tarih boyu asaletin ve büyüklüğün işareti olmuştur hep...
Mr.Churchill,asalet ünvanı alınca Sir Winston oldu bir günde.. Alex Ferguson da,Sir olunca,soyadından kurtuldu.. Sir Alex oldu. Ama soyadını atmak için ille de bir asalet ünvanı alması gerekmiyor insanın.. Yaptığın işte devleşirsen,büyük kitlelere,halka malolursan,seni sadece ilk ismin,ya da lakabınla anıyorlar.Pele,Muhammed Ali... 101 Yıllık bisiklet turnuvaları tarihi içinde,üstüste 6 kez turu kazanarak ayrı bir tarih yazan Lance Armstrong"a en büyük ünvanı The New York Times gazetesi verdi : Gazete manşeti : O ARTIK TEK İSİMLİLER KULÜBÜNDE ! Uluslararası piyasada tek isimli olmak dünyanın en zor işlerinden biridir..." (4 Yıl önce Sabah Gazetesi'nde yayınlanan biir haberden.) ----------------------------------------------------------------------- Tek isimle anılabilenlerin dışında kalanların tümü yabancı kültür ve geleneklerine göre sadece soyismi ile çağrılırlar. Oysa bizim kültürümüzde soyisimle anılmak yoktur. Bu hitap tarzı ,yabancısı olduğumuz kültürlerden ve alışkanlıklardan taklittir. Türk kültüründe insanlar birbirine yukarıdaki ayrım nedeniyle değil,toplumsal kültür ve geleneksel tarzımız nedeniyle,sadece ilk ad ile hitap ederler. Ahmet Bey,Ayşe Hanım, gibi... Resmi yazışmalarda tabii ki,isim ve soyisim birlikte yazılır. Sözlü iletişim,forum sohbetleri,özel alanlarda birbirimize sadece ön isim ile hitap etme gerçeğimizi,taklit soyisimle hitap alışkanlığı ile değiştirme çabamız gereksiz gibi... |
09-11-2007, 19:57 | #1468 |
|
Yani ne?
|
09-11-2007, 21:55 | #1469 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sizin de, benim de, pek şansımız yok demek galiba, sayın -M.S.- Dikici ... İmza: -Ş.F.- Demirel ) |
09-11-2007, 22:04 | #1470 |
|
itiraf ediyorum ben bu sitenin bu kadar içten olduğunu tahmin etmiyordum.geçenlerde sitede yayınlanan öykü yarışmasını yazısı dikkatimi çekmişti.bi kaç kafama takılan şeyi sordugumda hemen armagan beyden bi yanıt geldi çoookkkk içten.ve o günden sonra dahada sık girmeye başladım.ben stajyer avukatım armagan bey keşke adliyededki çalışanlarda sizler gibi yardımsever ve içten olsa .sizlere çok teşekkürler
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |