Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Trafik Ceza Tutanağını İptal Ettirdik

Yanıt
Konu Notu: 28 oy, 4,93 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-09-2007, 04:04   #91
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan Boşuna sevinmeyin.....

Ben de sitede daha önce yayınlanmış emsallere dayanarak itiraz ettim. Sonra kalemden öğrendiğim kadarı ile hakim itirazları biriktirip tek bir kararla tümünü red ediyormuş, Daha doğrusu bilgisayarında bir red kararı örneği var. O örnekten şaşmıyor, tek tek itiraz dilekçelerine bakmıyormuş bile. Benim de itirazımı bu şekilde red etti. Karar kesin olduğu için maalesef yapılacak bir şey yok.
Old 20-09-2007, 16:15   #92
denipre

 
Varsayılan ACİL A Bölgesi Trafik Şube hangi sulh cezanın yetkisinde

Selamlar
Arkadaşlar daha öncede ilgili forumda sıormuştum ancak cevap alamamıştım.süreyi kaçırmamız açısından İstanbul A Bölgesi Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nün tanzim ettiği ceza tutanağına itiraz da yetkili Sulh Ceza Mahkemesi hangisidir?
Trafik Şube bizim işlemlere Bakırköy bakıyor diyor.Forumda yayaınlanan iptal kararı örneğinde A bölgesi işlemini iptal edenin İstanbul 3 Sulh Ceza olduğu gözüküyor,ceza ise Haliç köprü girişinde yani tam Beyoğlu Adliyesi üstünde gıyapta kamera ile kesilmiş.Yardımcı olacak arkadaşlara teşekkürler
Old 20-09-2007, 17:12   #93
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denipre
Selamlar
Arkadaşlar daha öncede ilgili forumda sıormuştum ancak cevap alamamıştım.süreyi kaçırmamız açısından İstanbul A Bölgesi Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nün tanzim ettiği ceza tutanağına itiraz da yetkili Sulh Ceza Mahkemesi hangisidir?
Trafik Şube bizim işlemlere Bakırköy bakıyor diyor.Forumda yayaınlanan iptal kararı örneğinde A bölgesi işlemini iptal edenin İstanbul 3 Sulh Ceza olduğu gözüküyor,ceza ise Haliç köprü girişinde yani tam Beyoğlu Adliyesi üstünde gıyapta kamera ile kesilmiş.Yardımcı olacak arkadaşlara teşekkürler

A Bölgesi Bakırköy'e ait. Ancak Bakırköy 3. Sulh Ceza Mahkemesi bu tür başvuruları red etmektedir.İstanbul veya Beyoğlu Sulh Ceza Mahkemesi'ne açarsanız, yetkisizlik kararı verse bile hak kaybınız olmaz. Yetkili mahkemeye re'sen göndermektedir.

Saygılarımla
Old 23-09-2007, 01:47   #94
alperyildirim

 
Varsayılan

suat bey.eğer tebligat işlemi süresinde başlamış ve tebliğedilmiş ise ve trafik cezası gıyabında kesilmiş ise ve herhangi bir imzdan imtina ibaresi yoksa.savunmayı neye dayandırabiliriz.

ikincisi sucun meydana geldiği tarihi 13.09.2007 saat 20,00 tebligatın düzenlendiği tarih 13.09.2007 bunlar cezayı hemen kesip aynı günmü düzenliyorlar tabiki hayır.burda evrak üzerinde basitçe oynama yapılıyor tarihlerde oynama yapıyorlar bununda yolunu bulmuşlar
Old 14-10-2007, 15:05   #95
Suç ve Ceza

 
Varsayılan

Benim kafam karıştı sayın ragıp'ın sunduğu yargıtay kararında işlemin idari ceza kapsamında olduğu ve itirazın idari yargıya yapılacağı yazıyor. Peki sulh cezaya hangi işlemler için itiraz edilecektir?
Old 14-10-2007, 19:13   #96
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Lütfen önce 99 nolu mesajı okuyunuz:

Sayın Suç ve Ceza

Ceza yüze karşı mı verildi; yoksa gıyabınızda plakaya mı kesildi? Bu ayrıma göre, eğer yüze karşı verildiyse idare mahkemesine iptal davası açmanız, gıyabınızda plakaya kesildiyse sulh ceza mahkemesine itiraz etmeniz gerekir.

Saygılarımla
Old 14-10-2007, 21:26   #97
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Trafik Ceza Tutanağını İptal Ettirdik

Bence tartışma yanlış boyuta kayıyor.

İdari para cezası verildi ise itiraz merci sulh ceza, ehliyetin alınması vb. gibi idari işlem niteliğinde bir ceza verildi ise görevli merci idare mahkemesidir.

Saygılar.
Old 15-10-2007, 08:38   #98
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Lütfen önce 99 nolu mesajı okunuyuz:

Sayın muzaffererdoğan

Karayolları Trafik Kanunu'nun 116.maddesine göre ancak "tescil plakasına göre tutanak düzenlenmesi" halinde 7 gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz etme hakkı tanınmıştır. Yüze karşı verilen ceza tutanakları için böyle bir itiraz yolu yoktur. Dolayısıyla, "yüze karşı verilen" idari para cezaları için sulh ceza mahkemesine itiraz yolu kapalıdır; aslında birer idari işlem olan yüze karşı verilen trafik cezaları hakkında sadece idari yargıda iptal davası açılabilir.

Karayolları Trafik Kanunu'nun ilgili 116.maddesi aşağıda sunulmuştur:

Tescil Plakasına Göre Tutanak Düzenlenmesi
Madde 116 - (Değişik 1. fıkra: 3692 - 31.10.1990) Trafiği tehlikeye düşü- recek, engel olacak şekilde veya yasaklanmış yerlerde park etmiş araçlara veya trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenmiş bulunan, kara- yolları ağırlık kontrol mahallerinde işaret, ışık, ses veya görevlilerin ikazına rağmen tartı sistemine girmeden seyrine devam eden ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre ceza veya suç tutanağı düzenlenir.
Para cezasının ödenmesi gerektiği hallerde trafik kaydında araç sahibi olarak görülen kişiye cezayı (Değişik ibare: 5228 - 16.7.2004 / m.59/8-c) "ödemesi için posta yoluyla tebligat yapılır, bu şekilde tebliğ edilemeyen tutanaklar ilgili tahsil dairesinin ilan asmaya mahsus yerinde liste halinde ilan edilir, ilan tarihini takip eden otuzuncu gün tebligat yapılmış sayılır ve bu cezalar 114 ve 115 inci maddelerde belirtilen şekilde takip ve tahsil olunur.
Bu şekilde uygulanan cezalar için araç sahipleri cezanın tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde yetkili mahkemeye itiraz edebilirler.
İtiraz ödemeyi ve ödeme ile ilgili süreyi durdurur.
İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
(...) (Madde 116 nın son fıkrası, 3.11.1988 tarih ve 3493 sayılı Kanunun 53. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)

Saygılarımla
Old 15-10-2007, 09:14   #99
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın muzaffererdoğan'ın uyarıcı mesajı üzerine yaptığım araştırmada aşağıdaki Uyuşmazlık Mahkemesi kararını buldum. Uyuşmazlık Mahkemesi görüş değiştirmiş. 2007 tarihli karanını incelemenize sunuyorum. Ben eğer yanlış anlamıyorsam artık "plakaya göre- yüze karşı" gibi bir ayırım yapılmaksızın Kabahatler Kanunu hükümlerine uygun olarak her trafik para cezası için sulh ceza mahkemesi görevli kılınmış:

T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

E. 2007/202

K. 2007/148

T. 2.7.2007

• KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU'NUN 47. MADDESİNİN İHLALİ ( Verilen İdari Para Cezasına Karşı Yapılan İtirazın Adli Yargı Yerinde Çözümlenmesi Gerektiği )

• İDARİ PARA CEZASI ( 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 47. Maddesine Aykırılık Nedeniyle Verilen İdari Para Cezasına Karşı Yapılan İtirazın Adli Yargı Yerinde Çözümlenmesi Gerektiği )

2918/m.47,116

5326/m.1,2,16,19,27

ÖZET : 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 47. maddesine aykırılık nedeniyle verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
OLAY : 22.11.2006 gün ve 166199 sayılı trafik ceza tutanağı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 47. maddesinin birinci fıkrasının ( b ) bendinin ihlal edildiğinden bahisle davacı adına idari para cezası verilmiştir.
Davacı, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.
ÇORUM 1. SULH CEZA MAHKEMESİ; 15.1.2007 gün ve Müteferrik:2006/1205 sayı ile, Çorum Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'nün 22.11.2006 tarih ve 166199 sayılı ceza tutanağı ile verilmiş 101,00 YTL idari para cezasına itiraz edildiği, itiraz eden her ne kadar davalı idarece 2918 sayılı Yasa'nın 47/1-b maddesi gereğince tahakkuk ettirilen 101.00 YTL tutarındaki idari para cezasının kaldırılmasını talep etmiş ise de; 19.12.2006 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 31. maddesi gereğince 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde yapılan değişiklik ile, idari yaptırım kararına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağının düzenlendiği, oysa, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu incelendiğinde, bu Yasadan kaynaklanan idari para cezalarına karşı Mahkemelerinin görevli ve yetkili olmadığı, genel yetkili ve görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu, tebliğ tarihinden itibaren itiraz edenin yetkili idare mahkemesine itiraz edebileceği, ayrıca Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında da yapılan eylemin idari işlem olması bakımından meselenin çözümünün idari yargının görev alanı kapsamında olduğunun belirtildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, kesinleşmiştir.
Davacı, bu kez, idari para cezası verilmesine ilişkin söz konusu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ÇORUM İDARE MAHKEMESİ; 14.3.2007 gün ve E:2007/57 sayı ile, Selahattin Uğurlu tarafından, kendisine kırmızı ışık ihlali nedeniyle 101.00 YTL para cezası verilmesine ilişkin Çorum Bölge Trafik Müdürlüğü'nün 22.11.2006 tarih ve 166199 seri no'lu trafik ceza tutanağının iptali istemiyle hasım gösterilmeden dava açıldığı, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinden söz ederek, incelenen davada; davacının Ankara istikametinden Merzifon istikametine aracıyla seyahat ederken kırmızı ışık ihlali yaptığından bahisle Çorum Bölge Trafik Müdürlüğü trafik ekiplerince durdurularak 101.00 YTL para cezası verilmesi üzerine söz konusu ceza tutanağının iptali istemiyle adli yargıda açılan dava sonucunda, Çorum 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 15.1.2007 tarih ve 2006/1205 Müteferrik sayılı görev ret kararı üzerine işlemin iptali istemiyle Mahkemelerinde bu davanın açıldığının anlaşıldığı, olayda, davacıya 101.00 YTL para cezası verilmesine ilişkin trafik ceza tutanağının iptali istemiyle adli yargıda açılan davada; adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında uyuşmazlığın idari nitelikte olduğu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda bu Kanundan kaynaklanan idari para cezalarına sulh ceza mahkemelerinin bakacağına ilişkin bir hüküm olmadığı belirtilmekte ise de; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 3. maddesinden ve 27. maddesinin 1 no'lu bendi ile aynı maddenin 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 8 no'lu bendinden bahisle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda, bu kanuna göre verilecek para cezalarına karşı idari yargıda dava açılabileceğine ilişkin açık bir düzenleme olmadığı gibi, mezkur Kanunun "Bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri" başlıklı 112. maddesinin birinci fıkrasında, "Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır" hükmünün yer aldığı, yukarıda bahsi geçen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; idari para cezalarına karşı açılacak davalarda eğer para cezasına dayanak alınan kanunda özel olarak idari yargı yeri görevli sayılmamış ise, para cezasına karşı sulh ceza mahkemesinde dava açılması gerektiği ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca düzenlenen, davacıya 101.00 YTL para cezası verilmesine ilişkin trafik ceza tutanağının iptali istemiyle açılan davanın çözümünde mezkur Kanunda açık olarak idari yargı görevli olarak gösterilmediğinden, adli yargının görevli olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Z. Nurhan YÜCEL, Esen EROL, Levent ÖZÇELİK ve Celal IŞIKLAR'ın katılımlarıyla yapılan 02.07.2007 günlü toplantısında;
I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..." açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
İdare Mahkemesince anılan Yasanın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşılmakla, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : Dava, 2918 sayılı Yasa'nın 47. maddesine aykırılık nedeniyle, trafik zabıtasınca düzenlenen para cezasına ilişkin ceza tutanağının iptali istemiyle açılmıştır.
13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir" denilmiş; 47. maddesinde, trafik işaretlerine uyma zorunluluğu ve bu zorunluluğa uymamanın müeyyidesi düzenlenmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi, 2918 sayılı Yasa'nın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları; bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda ( 116. maddedeki itiraz yolu hariç ) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüştür.
1.6.2005 tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun yürürlüğe girmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nce, sözü edilen Kanunun diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi sonucunda: diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımın, dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak; Kabahatler Kanunu'nun 1., 2., 16. ve 19. maddelerinde belirtilen koşulları taşıması, 27. maddenin ( 1 ) numaralı bendinde belirtilen idari yaptırımlardan olması halinde, idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olanlarına karşı 1.6.2005 tarihinden sonra yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin genel görevli kılındığına ve bu nedenle doğan görev uyuşmazlıklarında adli yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.
Daha sonra, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Genel kanun niteliği" başlıklı 3. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 1.3.2006 gün ve E:2005/108, K:2006/35 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve gerekçeli kararı 22.7.2006 gün ve 26236 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış ve iptal hükmünün, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş; yasama organı tarafından iptal hükmü doğrultusunda yasal düzenleme yapılmaması sürecinde, anılan madde hükmünün yürürlükte bulunduğu düşüncesiyle, aynı doğrultuda karar verilmeye devam edilmiş; yasama organı tarafından, Anayasa Mahkemesi'nce verilen altı aylık süre içinde iptal hükmü doğrultusunda yasal düzenleme yapılması halinde ise, işaret edilen yargı yerinin yeni düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren görevli olacağı belirtilmiştir.
Son olarak, 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa'nın 31. maddesinde " ( 1 ) Bu Kanunun;
a ) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b ) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,
uygulanır." denilmiştir.
19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu'nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.
Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, ( davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen ) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip ( yeni kanuna göre görevli hale geldiği için ) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.
İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen trafik para cezasının 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Kabahatler Kanunu'nun 5560 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin ( 1 ) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Çorum İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ İLE Çorum 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 15.1.2007 gün ve Müteferrik:2006/1205 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.07.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

(alıntı: Kazancı İçtihat Bankası)
Old 15-10-2007, 09:30   #100
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Trafik para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesine başvurulacağına ilişkin ikinci bir karar daha aşağıda sunulmuştur:
T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

HUKUK BÖLÜMÜ

E. 2006/40

K. 2007/57

T. 7.5.2007

• KABAHATLER KANUNU KAPSAMINA GİREN CEZA ( İdari Yargı Yerinde Dava Açılmayan İdari Para Cezasına Karşı Yapılan İtirazın Adli Yargı Yerinde Çözümleneceği )

• İDARİ PARA CEZASINA KARŞI YAPILAN İTİRAZ ( Kabahatler Kanunu Kapsamına Giren ve Bu Kanunun Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle İdari Yargı Yerinde Dava Açılmayan İdari Para Cezasına Karşı Yapılan İtirazın Adli Yargı Yerinde Çözümleneceği )

• TRAFİK KANUNU'NUN 65/5. MADDESİ UYARINCA VERİLEN PARA CEZASI ( Kabahatler Kanunu Kapsamına Girmesi - İdari Yargı Yerinde Dava Açılmayan İdari Para Cezasına Karşı Yapılan İtirazın Adli Yargı Yerinde Çözümleneceği )

• İDARİ YARGIDA DAVA AÇILMAMASI ( Kabahatler Kanunun Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle İdari Yargı Yerinde Dava Açılmayan İdari Para Cezasına Karşı Yapılan İtirazın Adli Yargı Yerinde Çözümleneceği )

2918/m.65/5,112,116

5326 /m.16

ÖZET : 5326 sayılı Kabahatler Kanunu kapsamına giren ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle idari yargı yerinde dava açılmayan idari para cezasına karşı yapılan itirazın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.
OLAY : Adana Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nün 13.04.2005 günlü, 992636 sıra no'lu trafik ceza tutanağı ile, araca istihap haddinden fazla yükleme yaptığından bahisle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 65/5. maddesi uyarınca para cezası verilmesi üzerine davacı vekili söz konusu para cezasına karşı 5.5.2005 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.
ADANA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 9.5.2005 gün ve 2005/ 38 Müt. sayı ile, muteriz vekilinin dilekçesi ile, müvekkili şirkete 2918 sayılı Kanun'un 65/5. maddesi uyarınca 1.904.40 YTL para cezası verildiğini, aracın şirket üzerine olmadığını, tutanağın şirketin haberi olmadan gıyapta tutulduğunu, bu nedenle cezanın iptalini talep ettiği, 13.04.2005 tarihli ceza tutanağı incelendiğinde, gereğinden fazla yük tutmaktan dolayı 01 PY 948 plakalı araca ceza yazıldığının, tartma işlemi yapıldığının, tartma işlemi yapılması nedeniyle işlemin şoförün yüzüne karşı yapıldığının anlaşıldığı, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 6.12.1999 tarih ve 1999/44-45 sayılı kararında, görevlilerce yapılan işlemler ilgilinin huzuru ile yapıldığı takdirde itiraz makamının idare mahkemesi, gıyapta yapılan işlemlerde görevli mahkemenin sulh ceza mahkemeleri olduğunun belirtildiği, ceza kurum adına kesilmiş ise de, işlemin sürücü yüzüne karşı yapılmış olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, kesinleşmiştir.
Davacı vekili, bu kez, para cezası verilmesine ilişkin söz konusu işlemin iptali istemiyle 23.6.2005 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.
ADANA 2. İDARE MAHKEMESİ; 11.11.2005 gün ve E:2005/1220, K:2005/1730 sayı ile, davanın, davacı şirketin yük nakli yaptığı araca istihap haddinden fazla yükleme yaptığından bahisle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 65/5. maddesi uyarınca 1.904,40 YTL para cezası verilmesine ilişkin Adana Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'nün 13.04.2005 günlü, DT seri no'lu, 992636 sıra no'lu trafik ceza tutanağının iptali istemiyle açıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3-a ve 15/1-a maddelerinden ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası'nın 4262 sayılı Yasa'yla değişik 65. maddesinin 5. fıkrasından söz ederek, Türk hukuk sisteminde son yıllarda görülen yeniden yapılanmanın bir sonucu olarak 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlükten kaldırılarak yerine 5237 sayılı Yasa'nın 01.06.2005 tarihinden itibaren yürürlüğe konulduğu ve bu kapsamda da Ceza Kanunu'nda yer alan suçlar konusunda esaslı değişikliklere gidilerek önceki Yasada yer alan suç tiplerinden cürümlerin anılan Yasa kapsamında düzenlendiği, kabahatlere yer verilmediği, kabahatlerin ise, 31.03.2005 gün ve 25772 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nda düzenlendiğinin görüldüğü, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 1, 2, 3, 16, 27, geçici 2 ve geçici 3. maddelerinden söz ederek, yukarıda yer verilen Kabahatler Kanunu hükümleri incelendiğinde, ceza hukukunun genel prensipleriyle yakın ilişki içinde bulunan ve bu ilişki nedeniyle Kabahatler Kanunu kapsamında değerlendirilen bütün kanunlardaki idari para cezaları için artık Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği sonucuna ulaşıldığı, keza Kanunun geçici 2 ve geçici 3. maddeleri ile getirilen düzenleme ile de, Kanunun yürürlük tarihi olan 01.06.2005 tarihinden sonra açılacak tüm idari para cezalarına ilişkin davalarda Kabahatler Kanunu'nun uygulanacağının açıkça hüküm altına alındığı, diğer yandan, Kabahatler Kanunu'nun tasarıdaki gerekçesinden ve TBMM Adalet Komisyonu Raporundan söz ederek, Yasanın geçici 2. ve 3. maddelerinin tasarıya eklendiğinin görülmesi karşısında, Yasa koyucunun asıl amacının idari yaptırım kararlarına karşı ceza mahkemesine başvurulabilmesine olanak tanıma olduğu kanaatine ulaşıldığı, bu durumda, 2918 sayılı Yasa uyarınca verilen idari para cezalarına idare mahkemesince bakılmakta iken, davanın açıldığı 23.6.2005 tarihi itibariyle Kabahatler Kanunu kapsamında olan uyuşmazlık konusu idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümü, yukarıda yer verilen hükümler uyarınca adli yargı yeri olan sulh ceza mahkemesinin görev alanına girdiğinden, işin esasının Mahkemelerince incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, karara itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Dr.Atalay ÖZDEMİR, M.Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z.Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Celal IŞIKLAR'ın katılımlarıyla yapılan 07.05.2007 günlü toplantısında;
I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..." açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
KARAR : Dava, 2918 sayılı Yasa'nın 65. maddesine aykırılık nedeniyle, trafik zabıtasınca düzenlenen para cezasına ilişkin ceza tutanağının iptali istemiyle açılmıştır.
13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, "Bu kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güve nliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir" denilmiş; 65. maddesinde, araçların yüklenmesi ile ilgili kurallar ile bu kurallara uymamanın müeyyidesi düzenlenmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi, 2918 sayılı Yasa'nın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları; bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda ( 116. maddedeki itiraz yolu hariç ) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüştür.
1.6.2005 tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun yürürlüğe girmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nce, sözü edilen Kanunun diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi sonucunda: diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımın, dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak; Kabahatler Kanunu'nun 1., 2., 16. ve 19. maddelerinde belirtilen koşulları taşıması, 27. maddenin ( 1 ) numaralı bendinde belirtilen idari yaptırımlardan olması halinde, idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olanlarına karşı 1.6.2005 tarihinden sonra yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin genel görevli kılındığına ve bu nedenle doğan görev uyuşmazlıklarında adli yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.
Daha sonra, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Genel kanun niteliği" başlıklı 3. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 1.3.2006 gün ve E:2005/108, K:2006/35 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve gerekçeli kararı 22.7.2006 gün ve 26236 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış ve iptal hükmünün, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş; yasama organı tarafından iptal hükmü doğrultusunda yasal düzenleme yapılmaması sürecinde, anılan madde hükmünün yürürlükte bulunduğu düşüncesiyle, aynı doğrultuda karar verilmeye devam edilmiş; yasama organı tarafından, Anayasa Mahkemesi'nce verilen altı aylık süre içinde iptal hükmü doğrultusunda yasal düzenleme yapılması halinde ise, işaret edilen yargı yerinin yeni düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren görevli olacağı belirtilmiştir.
Son olarak, 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa'nın 31. maddesinde " ( 1 ) Bu Kanunun;
a ) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b ) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır." denilmiştir.
19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu'nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.
Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, ( davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen ) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip ( yeni kanuna göre görevli hale geldiği için ) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.
İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen trafik para cezasının 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu'nun 5560 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından ve ayrıca Kanunun Geçici 2. maddesine göre, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği 1.6.2005 tarihi itibariyle idare mahkemesinde açılmış bir dava olmadığından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin ( 1 ) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Adana 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen 9.5.2005 gün ve 2005/38 Müt. sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 07.05.2007 gününde görev uyuşmazlığının ESASI YÖNÜNDEN OYBİRLİĞİ; 5326 sayılı Yasa'nın Geçici 2.maddesinin UYGULAMASI YÖNÜNDEN Üyelerden Serap AKSOYLU ve Z.Nurhan YÜCEL'in KARŞIOYLARI ve OYÇOKLUĞU İLE, KESİN OLARAK karar verildi.
KARŞI OY :
Trafik para cezası, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun kapsamına giren idari yaptırımlar kapsamında yer almaktadır.
Ancak, uyuşmazlığa konu edilen cezaya yönelik davayı çözümlemekle görevli yargı yerinin belirlenmesinde Kabahatler Kanunu'nun Geçici 2. maddesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 9. maddesi bir arada incelenmelidir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun Geçici 2. maddesinde "Bu Kanun hükümleri, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle idare mahkemelerinde dava açılarak iptali istenen idari yaptırım kararları hakkında uygulanmaz." denilmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 9. maddesinin değişik ( 1 ) numaralı bendinde, çözümlenmesi Danıştay'ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği ve görevsiz yargı merciine başvurma tarihinin, Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu dosyada, uyuşmazlık konusu idari para cezasının iptali isteğiyle idare mahkemesinde 23.6.2005 tarihinde dava açılmış ise de, daha önce, trafik para cezasına karşı 5.5.2005 gününde sulh ceza mahkemesinde itirazda bulunulmuş olduğundan, açılan bu ilk dava tarihi itibariyle 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun yürürlüğe girmediği ve idari yargının görevli olduğu dikkate alındığında, idare mahkemesinde 5.5.2005 tarihinde dava açılmış olduğunun kabulü gerekir.
Buna göre, trafik para cezasına karşı açılan davanın, ilk dava tarihi itibariyle 5326 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesi kapsamına girmesi nedeniyle, idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerekeceği oyuyla karara katılmıyoruz.

(Alıntı: Kazancı İçtihat Bankası)
Old 16-11-2007, 19:18   #101
av. naz bilgin

 
Varsayılan

müvekkilim motor ehliyeti almak amacıyla sınava girip sınavı gecerek motorlu taşıt sürücü sertifikası almıştır. Fakat sürücü belgesinde herhahngi bir değişiklik yapmamştır. Ağustos ayının başında yetersiz ehliyetle araç kullanmak nedeniyle trafik idari para cezası kesilmiştir.imzadan imtina etmiştir. Bu tutanak kendisine kasım ayını başında tebliğ edilmiştir. Bu durumda da 7 günlük sürenin geçtiği nedeniyle tutanağın iptaline karar verilmesi gerekir mi? zira sürücü belgesi üzerinde değişiklik yapmaması onun motorlu taşıt kullanmasını illaki engeller mi?şimdiden teşekkürler.
Old 16-11-2007, 19:39   #102
av. naz bilgin

 
Varsayılan

Av. Suat Bey ve diğer arkadaşlar öncelikle verdiğiniz tüm bu bilgiler için teşekkürler.Okudukça yeni yeni sorular ve bu soruların cevaplarını buluyorum.

Ayrıca Kabahatler Kanunundan bir alıntı yapmam gerektiğini hissettim. İzmir de gönderilen idari para cezası kararlarının en altında da dipnot olarak bu madde düşülüyor bildiğim kadarıyla... Tutanak "trafik idari para cezası karar tutanağı" olduğuna göre bu maddenin uygulanması gerektiğini düşünüyorum hal böyle olunca itiraz süresi de 15 gün oluyor kanısındayım.


Kanun No: 5326
Kabahatler Kanunu

Kabul Tarihi: 30.03.2005
R.G. Tarihi: 31.03.2005
R.G. No: 25772



Başvuru yolu

MADDE 27 - (1) İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir.


saygılarımla,
Old 16-11-2007, 20:10   #103
echokosmos

 
Varsayılan Trafik Mahkemeleri YÜkÜ Artti...

sevgili meslektaşım sizleri kutlarım..ama..bu trafik yasası uygulama sı karmaşaşası malesef..ülkemizde kanayan bir yara..benim bir yakınımın başına gelen bir olay da..bir düğünden dönerken..trafık ekıplerının.. bır yamaç çıkışında pusu kurması ve kontrol noktası olusturması nedenıyle..ehlıyet-ruhsat-ve alkol kontrolünden geçer..alkol kontrolünde 3 kere kontrol edılır..1 cısınde..o.50..2.cısınde..o.75 ve
3 cüsünde..1.50 promıl alkollu teshisi konur...trafık polısı görevlı ile..tartışma netıcesınde..ZORLA ehlıyetı
alınır ve PLAKAYA KESİLMİŞ CEZA MAKBUZUDA PTT marıfetıyle gönderılır....birsuçtan..2.ceza verilemez prensibine dayanarak..hem ehlıyetın alınması..hemde..para cezasının uygulanmasına ıtıraz edılerek dava acılır..SİZCE BU DAVANIN NETİCESİ NE OLUR ACABA...???
ECHO KOSMOS(hukukcu)
Old 04-12-2007, 15:53   #104
denipre

 
Varsayılan iş cezanın tahsili aşamasında ise gecikmiş itiraz vergi mahkemesi boyutu

arkadaşlar forumu daha önce incelemiştim.ama sanırım benim sorumla ilgili olabilecek bir örnek yok.
Müvekkil adına kayıtlı olmayan 54 plkalı bir minibüs için müvekkilin İstanbuldaki iş yerine ,daha önce gönderilmiş bir ceza tutanağı olmaksızın direk sakarya vergi dairesinden ödeme emri gönderiliyor.
müvekkil hayatında sakaryada bulunmuş değil.araç adına kayıtlı değil.daha önce adresine gönderilmiş bir ceza tutanağı yok.direk gönderilmiş bir ödeme emri var.
Ne yapmamızı önerirsiniz.Yasal süreç vergi mahkemesine itiraz ederek mi işletmeliyiz ? saygılar
Old 05-12-2007, 14:50   #105
Emin GÜNEŞ

 
Varsayılan Biz sitedeki tüm emsalleri ekledik olmadı.

Aynı şekilde plakaya kesilen şahsıma ait araç için itiraz ettim. tüm içtihatları ve karar örneklerini ekledim. itirazım red edildi.
Sonradan öğrendim. Hakim kaleme talimat vermiş trafik cezasına itirazların hepsine ret yazın bana getirin. yani itraz gerekçelerim hiç okunmamış. karar kesin olduğu için yapacağım bir şey yok. Herhalde ödeyeceğim.
Old 11-12-2007, 19:37   #106
echokosmos

 
Dikkat Kurumlar arasınsaki kopukluk ve vatandaş maduriyeti

İşte tipik bir vakıa daha, burası türkiye..kurumlar tam oturuşmamışsa ve kendi aralarında irtibat kopukluğu varsa olacağı bu zaten...
ÖNERİLER..=
sevgili meslektaşım..senin yapman gerek acilen vergi mahkemesine,süresi içinde ,TEDBİR İSTEMLİ ,ÖDEMEYE İTİRAZ İPTAL DAVASI AÇMANLISIN...ve ekinede..vukuatlı nufuzcuzdan örneğini..ikametkahı..eklemelisiniz.davanın kabulü ile..ilk duruşmada..hakimden..ceza tutanağı ile ilgili..bir trafik araştırması talep etmelisiniz..sonra..aracın müvekkilinizin üzerine kayıtlı olmadığını ispatladıktan sonra..gönderilen..tahakkuk fişi..NAKŞEDİP..YERİNDE DURACAK ve hakim kararıylada iptal edilecektir..sonrada devlet aleyhine manevi.tazminat talep edebilirsiniz....Benim kanımca..bu..olayda...1)isim..ad..soy ad benzerliği mevcut..2..)müvekkiliniz..bu aracı daha önce..kendı üzerine kayıtlı olupta..helvacı kağıdı ile birilerine satıp..daha sonra..el değiştirerek..en son noter satışı ile..üzerinden alınması gibi bir durumda olabilir..müvekkilini..bir sikıştır gerçeği..söylemesi..faydalı olur..seninde işin kolaylaşır...kolay gelsin...ECHOKOSMOS(Hukukcu)
Alıntı:
Yazan denipre
arkadaşlar forumu daha önce incelemiştim.ama sanırım benim sorumla ilgili olabilecek bir örnek yok.
Müvekkil adına kayıtlı olmayan 54 plkalı bir minibüs için müvekkilin İstanbuldaki iş yerine ,daha önce gönderilmiş bir ceza tutanağı olmaksızın direk sakarya vergi dairesinden ödeme emri gönderiliyor.
müvekkil hayatında sakaryada bulunmuş değil.araç adına kayıtlı değil.daha önce adresine gönderilmiş bir ceza tutanağı yok.direk gönderilmiş bir ödeme emri var.
Ne yapmamızı önerirsiniz.Yasal süreç vergi mahkemesine itiraz ederek mi işletmeliyiz ? saygılar
Old 09-01-2008, 11:19   #107
serpil

 
Varsayılan

Evet arkadaşlar bu sabah muhtardan aldığım tebligatla yaklaşık 2 yıl öncesine ait bir trafik para cezası tutanağım oldu, kesinlikle itiraz edeceğim ancak hatırladığım kadarıyla sözkonusu olayda aracım ekiplerce çekilmiş ve ben de aynı gün aracımın çekildiği otoparktan cezasını ödeyerek aracımı teslim almıştım.
Ancak kesilen makbuzu şu an bulmam mümkün değil .
Bana kesilen ceza doğru ancak o cezayı ödedim acaba ödemiş olduğum para cezası çekilme masraflarını karşılamak için mi verilmişti? ayrıca yeniden ceza ödemem gerekir mi? bu konuda mevzuatta bir hüküm bulamadım
Yazacağım itiraz dilekçesine bu beyanlarımı eklemeli miyim yoksa hiç bahsetmemek daha mı iyi olur?
Ayrıca yetkili mahkeme Bakırköy yani red edilme ihtimali yüksek Hiç uğraşmasam mı
Old 09-01-2008, 12:10   #108
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan serpil
Evet arkadaşlar bu sabah muhtardan aldığım tebligatla yaklaşık 2 yıl öncesine ait bir trafik para cezası tutanağım oldu, kesinlikle itiraz edeceğim ancak hatırladığım kadarıyla sözkonusu olayda aracım ekiplerce çekilmiş ve ben de aynı gün aracımın çekildiği otoparktan cezasını ödeyerek aracımı teslim almıştım.
Ancak kesilen makbuzu şu an bulmam mümkün değil .
Bana kesilen ceza doğru ancak o cezayı ödedim acaba ödemiş olduğum para cezası çekilme masraflarını karşılamak için mi verilmişti? ayrıca yeniden ceza ödemem gerekir mi? bu konuda mevzuatta bir hüküm bulamadım
Yazacağım itiraz dilekçesine bu beyanlarımı eklemeli miyim yoksa hiç bahsetmemek daha mı iyi olur?
Ayrıca yetkili mahkeme Bakırköy yani red edilme ihtimali yüksek Hiç uğraşmasam mı

Sizin olayınız forum konusundan biraz farklı...Trafik ceza tutanağını gönderdiklerine göre, önceden ödediğiniz rakam çekici parası ve otopark parasıdır(Muhtemelen 35-40 YTL). Ancak bazen, polisler trafik ceza tutanağının bir nüshasını otoparka bırakıp, ödendikten sonra aracın teslim edilmesini söylerler(Tabii ki yasal değil). Aracı teslim almak için kuzu kuzu ödemek zorunda kalırsınız. Çünkü hem araca acilen ihtiyacınız vardır hem de uğraşmak istemezsiniz.

Bence, aracı teslim aldığınızdan itibaren tutanaktan haberiniz olması gerektiğinden süre(savunma hakkının kısıtlanması) bakımından yapacağınız başvuru red olur. Ancak cezanın kesilme gerekçesi nedeniyle başvuru yapılabilir.

Konu açılmışken, Trafik Vakfının araç çekme işlemine de dava açılabileğini( Araç maliki haklıysa) savunmaktayım. Benim başımdan geçen olayı anlatayım. Aracımı park yasağı olmayan yere(Her zamanki gibi) park etmiştim. Ancak o zaman yeni açılmış olan devasa alışveriş merkezinin çıkışını rahatlatmak için geceden park yasağı ilan etmişler(Park yasağı levhası koymadan). Sabah geldiğimde aracın yerinde olmadığını gördüm. Soruşturduk, aracı trafik ekipleri çekmişti. Dava açmayı düşündüm. Ancak önce durumu tespit ettirmek gerekecekti. Mahkemelerin iş yükünü düşününce hemen olması imkansızdı. Bu arada araba bağlı kalacaktı. Lanet olsun deyip ödemek zorunda kaldım.

Saygılarımla
Old 09-01-2008, 21:13   #109
akaliny

 
Varsayılan

Arkadaşlar forumda bulamadığım bir trafik cezası olayı hakkında yardım edebilir misiniz?

Bildiğiniz üzere,
Tescil Plakasına Göre Tutanak Düzenlenmesi
Madde 116 - (Değişik 1. fıkra: 3692 - 31.10.1990) Trafiği tehlikeye düşü- recek, engel olacak şekilde veya yasaklanmış yerlerde park etmiş araçlara veya trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenmiş bulunan, kara- yolları ağırlık kontrol mahallerinde işaret, ışık, ses veya görevlilerin ikazına rağmen tartı sistemine girmeden seyrine devam eden ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre ceza veya suç tutanağı düzenlenir.

Bana da gıyabımda ceza tutanağı düzenlenmiş olup, süresinde tebliğe çıkarılmış. Olay kısaca şu şekildedir;

İstanbul Havalimanına annemi almaya gitmiştim, lakin trafik çok sıkışık olduğu için Görevli Polis, aslında girmemem gereken Havaş otobüslerinin olduğu yola girmemi zorladı ve orada annemi almak için 30 saniye kadar duraklarken, başka bir Polis devam etmemi söyledi. Kısaca Polis ile atıştık ve suratıma baka baka arabamın Plakasını not etti ve ceza yazıyorum görürsün dedi. Cezalar, 1- yaya geçidinde duraklamak, (md. 74) 2- Görevli memurun uyarılana uymammak (md. 47/1-a)

Bu cezalara şu gerekçelerle itiraz etmek istiyorum; ilk olarak yukarıda kopyaladığım gibi aracın plakasına ancak sürücüsü tespit edilememesi durumunda ceza yazabilir (benim olayım için) ancak benim olayımda beni çok rahat tespit edebilmesine rağmen cezayı plakaya yazmıştır. İkinci olarak da, tutanağı tutan memurların tutanakta ne isimleri ne de sicil numaraları okunabilmektedir. Buna ilişkin olarak da usulsüz tutanak tutulduğunu iddia edeceğim.

Sonuç olarak, yukarıda açıkladığım olaya benzer bir durum yaşayan arkadaşımız var mı? Ya da yukarıda belirttiğim gerekçeler ile itiraz etsem ne kadar şansım olur? (özellikle bana imza ettirilebilecek bir ortam rahatlıkla var iken, cezanın plakaya yazılmasının usulsüz tutanak arz etmesi nedeni ile)

Yardımcı olursanız çok mutlu olurum...
Old 24-01-2008, 15:53   #110
denipre

 
Varsayılan

arkadaşlar sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacağım bir karar çıkarttık.Gıyapta ve hatta kamera ile tespiti yapılmış ceza tutanağının iptaline yönelik başvurumuz kabul edildi.Karar metnini göremedim.Tebliğe çıkmış ,ulaşınca aktarırım.saygılar
Old 24-01-2008, 20:57   #111
echokosmos

 
Rahatsiz TRAFIK MAHKEMELERI YÜKÜ ARTTI..(Trafık polislerının keyfi davranış ve tutumları)

arkadaşlar...günden güne çığ gibi büyüyen karayolları-trafik kontrollarında görevli kurum ve kuruluşlarda çalişan personelin keyfe keder davranış ve tutum içersinde davranılarda bulunduğunu her geçen gün görmekteyiz..madurıyetler artmaktadır..CUMHURİYET ile yönetilen ANAYASAYA bağlı laik-demokratik sosyal bir hukuk devletinde ....vatandaşların kanun uygulayıciları tarafından kanun maddeleri çarpıtılarak keyfe keder yorumlarla......KARAYOLLARINDA-sürücüler..trafık polıslerınce keyfii cezalandırılmaktadır..........hiçbir kamu görevlisi..görevini..kafasına göre kanunları yorumlıyarak..keyfe keder..devletin teslim ettiği trafik ceza makbuzunu doldurup vatandaşı madur edemez....ARABA PLAKASINA..dururp dururken ceza kesıp..adresine gönderemez..bu..anayasal haklara aykırıdır..görevii suistmaldir....göreviniii götüye kullanmakdir...bu yoldan yola cıkarak..direk görevli polis memuruna husumet yönetilerek davalar acılabilir kanısını taşımaktayım......
Tescil Plakasına Göre Tutanak Düzenlenmesi
Madde 116 - (Değişik 1. fıkra: 3692 - 31.10.1990) Trafiği tehlikeye düşü- recek, engel olacak şekilde veya yasaklanmış yerlerde park etmiş araçlara veya trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenmiş bulunan, kara- yolları ağırlık kontrol mahallerinde işaret, ışık, ses veya görevlilerin ikazına rağmen tartı sistemine girmeden seyrine devam eden ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre ceza veya suç tutanağı düzenlenir.

Bana da gıyabımda ceza tutanağı düzenlenmiş olup, süresinde tebliğe çıkarılmış. Olay kısaca şu şekildedir;

İstanbul Havalimanına annemi almaya gitmiştim, lakin trafik çok sıkışık olduğu için Görevli Polis, aslında girmemem gereken Havaş otobüslerinin olduğu yola girmemi zorladı ve orada annemi almak için 30 saniye kadar duraklarken, başka bir Polis devam etmemi söyledi. Kısaca Polis ile atıştık ve suratıma baka baka arabamın Plakasını not etti ve ceza yazıyorum görürsün dedi. Cezalar, 1- yaya geçidinde duraklamak, (md. 74) 2- Görevli memurun uyarılana uymammak (md. 47/1-a)

Bu cezalara şu gerekçelerle itiraz etmek istiyorum; ilk olarak yukarıda kopyaladığım gibi aracın plakasına ancak sürücüsü tespit edilememesi durumunda ceza yazabilir (benim olayım için) ancak benim olayımda beni çok rahat tespit edebilmesine rağmen cezayı plakaya yazmıştır. İkinci olarak da, tutanağı tutan memurların tutanakta ne isimleri ne de sicil numaraları okunabilmektedir. Buna ilişkin olarak da usulsüz tutanak tutulduğunu iddia edeceğim.

Sonuç olarak, yukarıda açıkladığım olaya benzer bir durum yaşayan arkadaşımız var mı? Ya da yukarıda belirttiğim gerekçeler ile itiraz etsem ne kadar şansım olur? (özellikle bana imza ettirilebilecek bir ortam rahatlıkla var iken, cezanın plakaya yazılmasının usulsüz tutanak arz etmesi nedeni ile)

Yardımcı olursanız çok mutlu olurum...[/quote]
Old 16-02-2008, 18:59   #112
Av. Gülşen Arlı

 
Varsayılan

arkadaşlar forumla alakalı ve kafamı hayli karıştıran bir konuda fikirlerinizi bekliyorum...Acil...
Müvekkilime taşıma sınırını aştığı gerekçesiyle idari para cezası verilmiş. Polis memurlarının dur ihtarına uyulması ve araçla ilgili yük ölçümlerinin memurlarla birlikte yaptırılmasına rağmen tutanak, Karayolları Trafik Kanunu madde 116'ya göre düzenlenmiş. Oysa madde 116 ya dayanmayı gerektiren bir durum yok bana göre. Polis memurları tutanağı olay sırasında düzenleyebilecekken gerekli belgeleri alıp emniyette tutanağı düzenleyip tebliğ edeceklerini belirtmişler. Bu hususu asıl önemli kılan şu: ilgili tutanağın tebliğinin üzerinden 11 gün geçmiş. 116. maddedeki 7 günlük süre geçmiş ancak bu tutanağın 116. maddedeki durum haricinde düzenlendiği kabul edilirse; uyuşmazlık mahkekesince de kabul gördüğü üzere diğer idari para cezaları için KTK da özel bir düzenleme olmadığından kabahatler kanunundaki genel hükümler uygulanacağına göre, 15 günlük başvuru süresi geçmediğinden sulh ceza mahkemesine hala başvuru yapılabilir. Birlikte yükün ölçtürülmesi ile tutanağın düzenlenmesi arasında 2-3 dakika var ve bu belgelerden açıkça anlaşılıyor. Şu halde ben bu tutanağın aslında tescil plakasına göre düzenlenmediğini ve bu durumda tutanağa ilişkin başvurunun bu madde dışında kalan idari para cezalarına ilişkin sürelere tabi olması gerektiğini savunarak başvurumu yapamaz mıyım sizce ( ayrıca tebliğ zarfında da değişiklikten önceki düzenlemeye göre açıklama yapılmış ve ilgili kararnameye göre el yazısı ile bile düzeltme yapılmamış, bu işe yarar mı sizce? )
Old 27-02-2008, 13:11   #113
MeRReM

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlarım, benim de başlıkla ilgili bir sorum olacak ama öncelikle sayın Suat Ergin'e paylaşımları için çok teşekkür ederim, başlıktan takip ettiğim kadarı ile hernekadar uygulamada tekdüzelik olmasa da pek çok meslektaşımın olumlu netice aldığı da ortada..

benim sorunum şöyle; benim müvekkilim bir nakliyeciyle anlaşarak mal yüklemiş, akabinde trafik kontrolünde taşıma sınırı üzerinde yük alındığından bahisle ceza kesilmiş, hazırlanan tutanak 16.01.2008 tarihli, ceza maddesi olarak 65/1-6 yazılmiş, fakat ne irsaliye numarası nede tonaj yazılmış.. 24.01.2008 tarihli Ulaştırma Bakanlığının bir üst yazısı ile ceza tutanağı eklenip tebliğ edilmiş.

şimdi başlıkta okuduğuma göre "TRAFİK PARA CEZALARININ TAHSİLİNDE VE TAKİBİNDE UYGULANACAK ESAS VE USULLER İLE KULLANILACAK BELGELER HAKKINDA YÖNETMELİK" 10/a-b maddelerine göre 7 gün içinde cezanın tebliğe verilmesi gerekiyor, (benim olayımda ceza tutanağı 16.01.2008 tarihli, gelen evrak ise 24.01.2008 tarihli ve 14.02.2008 tarihinde tebliğ edilmiş.) dolayısıyla 1-2 günlük gecikme var, şimdi kafamdaki sorunlar,

1-öncelikle müvekkil 14.02.2008 de tebliğ almiş, başlığı takip etmeme rağmen süre konusunda, kimi arkadaşlar 15 gün derken sayın Suat Ergin 7 gün diyor, netekim gelen yazı içinde de 15 günlük süre den bahsediyor. ?

2- müvekkil elindeki kantariye ve irsaliyeye göre fazla yük yüklemediğini söylüyor, ceza tutanağında da irsaliye ve tonaj kısımları boş. bu hususları belirterek de itiraz edilse, kaldıki nakliyeci müvekilin yükünün haricinde başka yük almış dahi olabilir..

cevap ve yorumlarınızı bekliyorum, saygılar..
Old 28-02-2008, 12:22   #114
MeRReM

 
Varsayılan

başlık eski kaldığı için takip eden olmuyor sanırım..
Old 28-02-2008, 14:34   #115
denipre

 
Varsayılan

Meslaktaşım siz her halükarda itirazınızı yapın.İrsaliye ve tonay kısımlarınınboş olmasından bahisleidari işlemin açıklığı ilkesine aykırı davranıldığını belirtin.Ayrıca mutlak suretle tebliğ süresi anlamında yönetmelik ihlalini belirtin.saygılar..
Old 28-02-2008, 16:14   #116
Adnan KEYSAN

 
Varsayılan Kabahatlerde kanun yolu ne demektir?

Kabahatler Kanunu 3 ncü maddesi "İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümleri bütün ..........fiiller hakkında uygulanır" kuralını getirmiştir. Kanun yolu kavramı usul esaslarının tamamını kapsamına alıyormu? Ya da itiraz olduğu için kabahatler hakkındaki yargılamaların tamamını kanun yolu olarak mı görüyor? Veya Kanun yoluna ilişkin hükümler idari yaptırımlara ilişkin bütün usul hükümleri olarak mı anlaşılmalıdır? Anlayamadım ki anlatabileyim
Old 28-02-2008, 18:07   #117
MeRReM

 
Varsayılan


itirazı yaptık bakalım, hem cezadaki bazı kısımların boş olmasınından bahsettim, hem 7 günlük süreden, hemde nakliyecinin haricen başkasının yükünü almış olabilceğinden bahisle eldeki mevcut irsaliye fatura ve kantariyeleri ekledim, neticeden bilgi veririm artik kaç ay sonraya gelirse
tek endişem süre konusunda itirazı 15. gun yaptık, kabahatler kanununa göre değerlendiriliyorsa sorun yok, ama "TRAFİK PARA CEZALARININ TAHSİLİNDE VE TAKİBİNDE UYGULANACAK ESAS VE USULLER İLE KULLANILACAK BELGELER HAKKINDA YÖNETMELİK" 10/a-b maddelerine göre itirazın da 7 günde yapılması gerektiği yazıyor..
Old 19-03-2008, 11:41   #118
tiyerianri

 
Varsayılan

Biz de ititraz ettik ve bugünkü son duruşmada reddedildi.itirazımız mücbir sebepten dolayı park ettiğimiz yönündeydi.Tıp merkezinin önüne trafiği de kapatmayacak şekilde aracı bırakmak zorunda kaldım ve babamı acile yetiştirmek zorundaydım.O saatlerde hastanede olduğumu,babama yapılan müdahaleleri tüm raporları sundum.Hakimden aldığım cevap otopark vardı yakında oraya park etseydin oldu.Yazılı emir yoluna gideceğim gerekirse AİHM'ye kadar sürdüreceğim davayı.Mücbir sebep cezasızlık hali omaz mı bizim pozitif hukukumuzda anlayamıyorum
Old 19-03-2008, 13:52   #119
M. Emre Bulut

 
Varsayılan

Yaklaşık 3-4 ay önce, gıyapta kesilen cezaların revaçta olduğu günlerde bu konu ile ilgili derin araştırmalara girişmiştim. Olayınızda koşulları oluşmuşsa birkaç iptal sebebi yazmak istiyorum ;

- Oldukça fazlaca bahsedildiği üzere "Trafik Para Cezalarının Tahsilinde ve Takibinde Uygulanılacak Usuller İle Kullanılacak Belgeler Hakkında Yönetmelik” 10/a-b maddesi ceza işlemlerine 7 gün içerisinde başlamayı gerektirir. Kullanılabilecek ilk ve en sık iptale sebebiyet veren done budur.

- Yine "Trafik Para Cezalarının Tahsilinde ve Takibinde Uygulanılacak Usuller İle Kullanılacak Belgeler Hakkında Yönetmelik” 7/b maddesi gereğince tutanak "en az iki görevli" tarafından düzenlenmiş olmalıdır. Bu eksiklik de tutanağın iptali sebebidir. Her iki sebepten iptal edilen kararlar elimde mevcut idi. İhtiyacı olan meslektaşlarıma ufak bir araştırmadan sonra temin edebileceğimi belirtmek isterim.

- Tutanaklarda sıkça adına ceza düzenlenen kişinin bilgilerinin eksik olduğuna rastlanmaktadır. Kabahatler Kanununun 25. maddesinin a ve c bentleri incelendiğinde "Hakkında idari yaptırım kararı verilen kişinin kimliği ve adresi, idari yaptırım kararı verilmesini gerektiren fiilinin işlendiğini ispata yarayacak deliller"in tutanakta yer alması gerektiği, aksi durumun tutanağın iptali sebebi oluşturacağı da belirtilebilir.

- Gıyapta kesilen cezalara ilişkin olarak da şu söylenebilir ki "Cezaların Şahsiliği" ilkesi gereği idari yaptırıma esas tarihte cezaya sebebiyet veren şahsın kimliği tam olarak tespit edilememiş olması da bir sebep oluşturmaktadır kanımca. (Şartları oluşmuşsa cümlesini kullanmayı tekrar gerek görüyorum)
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ; İçişleri Bakanlığı 14.02.2007 tarihinde bir Genelge yayınlayarak, gıyapta düzenlenen ceza tutanaklarının, ilgili görevlilerin haksız eylemleri neticesinde vatandaşların mağduriyetine yol açtığı, cezaların iptallerinin sıkça yaşandığı ve görevlilerin daha dikkatli davranması gerektiğini, aksaklıkların tekrar yaşanmamasını istemiştir. Bu genelgenin bir sureti de mevcut olup kısa bir araştırma ile bulabileceğimi sanıyorum.


Tüm bunların yanısıra ne yazık ki Mahkemelerimiz bunca sebebe, usulsüzlüğe rağmen farklı kararlar vermektedir. Bu hususun da dikkate alınarak, mesleğin ilk kuralı olan müvekkillerimize garanti konuşmaktan kaçınmayı da ayrıca siz Sayın Meslektaşlarıma tavsiye ediyor ve saygılarımı sunuyorum.
Old 27-03-2008, 12:07   #120
Av.bozkara

 
Varsayılan

Sayın Ergin öncelikle geç de olsa bize de ışık tutan bu karar için sizi tebrik ederim. Benim de OGS den gelen bir cezaya ilişkin sorunum varç Bundan 3 yıl önce ist.a gittiğimde aracımla cihazım olmadığı halde ogs den geçmiştim. ne de olsa 3-YTL cezayı öder kurtulurum demiştim. Ama bana buna ilişkin tebligat gelmesini bekledim gelmedi. Hatta söz konusu aracı sattım. Satış aşamasında da herhangi bir ceza ile karşılaşmadım. Şimdi geçen gün 330-YTL lik bir ceza geldi iş adresime. Araçtırma yaptım. ogs den kaçak geçişlerde durum tespit edilir edilmez ceza miktarını ödemeniz için tebligat yapılıyor ve siz bu tebligata rağmen 3 gün içerisinde cezayı ödemezseniz 11 katı ve işlemiş faizleri ile beraber tahliye için maliye bakanlığına gönderiliyormuş.Maliye Bakanlığı ilgili vergi dairesinde cezayı ilan ediyormuş. Ancak ne hikmetse benim 3 yıl önce gerçekleşen bir olayın cezası 3 sene sonra ve beklediğimden çok daha fazla bir meblağ ile karşıma çıkıyor. Bana ceza dün tebliğ edildi. Bununla ilgili sulh ceza mahkemesine başvursam netice alabilirmiyim? Ya da böyle bir durumla karşılaştınız mı daha önce?

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Trafik ceza tutanağını imza etmeme halinde tebliğ tarihi ne olur? ares139 Meslektaşların Soruları 21 06-06-2010 17:32
Trafik Ceza Tutanağı ve Savunma Hakkı Av.Suat Ergin Hukuk Haberleri 10 25-08-2009 15:13
trafik kazası ceza zamanaşımı ozlm Meslektaşların Soruları 1 04-05-2007 14:11
Trafik kazalarında uzamış ceza zamanaşımı Noyan Yiğit Meslektaşların Soruları 5 20-03-2007 18:40
4 Yıllık Fakülte Mezunlarına Tanınan Öğretmen Olma Hakkı İptal Kararı İptal Davası hacım Hukuk Soruları Arşivi 0 25-02-2003 11:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,14176893 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.