28-08-2008, 08:26 | #91 |
|
Hazır lise anıları söz konusu iken (Sınava bir şekilde çalışıyoruz.Lise 3); bende x hocanın y dersinde bildiğim konulara baka yazıp sınava girdim.
Nee mi oldu: hazırlık nedeniyle eksikliklerde yardımcı olun teklifim nasıl olmuşsa zayıf gelmecek şekilde (sözde iyilik yapılmışta) not verilmiş tabi acısını kıvranarak çektik. |
28-08-2008, 17:24 | #92 |
|
Sınavları sevmezken artık sınav yapan ve sınav kağıtları okuyan biri olmak başlarda komik ardından da kanıksadığım bir olay haline geldi...
Geçen dönemde çocukların finallerine gözetmen olarak girdiğimde, cevaplayamadıkları bir soru olduğunu fark ettim. Biliyorum hocaların yüz karasıyım ama ne yapayım kendi tutamayarak çocukların hepsine teker teker gidip sorunun doğru cevabını söyledim... Sonuç mu? Talebelerin hemen hepsi büyük inatla soruyu yanlış yazmayı başardılar. Sadece bir tanesi sorunun doğru cevabını yazdı, o da zaten kopya almamıştı... Olan bana oldu, kopya veren bir hoca oldum... |
05-09-2008, 22:27 | #93 |
|
Birçok kere yaşamısızdır aynı şeyi ama hep inahmak istemişizidir. Fakültedeyken sınava yarım saat kala bir asparagas haber atardık ortaya "sınav test olacakmış arkadaşlar" diye "yada şu konudan olay soracakmış hoca" diye haber öyle bir hızla yayılırdı ki inanamazsınız ve o zaman cep telefonu falan da yok denecek kadar azdı. Hemen herkes oturma planı yapardı yada numaraya göre oturacaksak kopyanın nasıl verileceğinin hatta grup olması halinde strateji planını yapardı. Haberi ortaya atan bizler gülerdik. Tabi ordan biri atılırdı hemen
- "Ne gülüyon olum asistan demiş arkadaşa" yada -" Abi bizimkiler sınav kağıtları çoğaltılırken fotokopicide görmüş hoca anlamamış hukuk fakültesinden olduğunu" Sonuç: Vallahi biz bile inanacak olurduk haberin kaynağını bilmesek. |
05-09-2008, 22:33 | #94 |
|
Yine çoktan seçmeli test usulü yapılacak bir final sınavındayız. Biz yine tabi gırgır modundayız. Ön tarafta oturan az çalışmış ve çok kaygılı görünen bir arakadaş
- Abi gurup mu yapacakmış hoca Tabi bizim cevap akıllara zarar - Valla kardeş adam sıkılmış guruptan bu sefer değişik bi fantazi deneyecekmiş hadi hayırlısı |
12-09-2008, 12:40 | #95 |
|
Her zaman yaptığım gibi öğrencilerimden, kısa metrajlı film senaryosu yazmalarını istedim...
Sınıfta ödev olarak istesemde istemesem de her ders senaryo yazıp getiren öğrencim, bu sefer yazdığı senaryosunu vermekte bayağı çekingen ve ürkek davrandı... Onun bu tavrı dikkatimi çektiğinden, dersten çıkar çıkmaz onun senaryosuna göz attım... Senaryo sokak çocuklarıyla ilgiydi ve bazı yerlerinde çocuklar olay gereği küfür edip, işaretle hakaret ediyordu ve benim sevgili talebem tüm bunların yanına parantez açıp, hocam özür dilerim ya da çok affedersiniz, lütfen siz üzerinizi alınmayın, notları düşümüştü... Gül gül bir hal oldum... |
15-05-2009, 17:36 | #96 |
|
Dersini düzenli çalışıp, her imtahandan muhakkak pekiyi alan öğrenciler vardır ya, hani iyi alıpta neden pekiyi almadım diye dünyası kararanlardan... İşte öyle iki arkadaşım nasıl olduysa lise sonda aynı sınıfa düştüler. Onlar farkında mı bilmem ama biz diğer geçer ile idare eden orta notun önünde sevinçten tavanda yüreyen öğrenciler, onların hallerine bakıp bakıp gülerdik. Özellikle aralarında ki gizli rekabet inanılmaz zevk veren seyirliklerden bir tanesiydi. Gerçekten arkadaşlarımız 50 üzerinden 50 notlar alıyor bazen biri 49,5 ile geride kalıyordu.
Ama kimya sınavında bu yarışma farklı bir hal aldı. Babası Türkiye'nin belli başlı kimya profsörü olan arkadaşım devreye girip "Hayır bu sınavda beni kimse geçemiyecek"demişti... Evet arkadaşımızın kimyası iyiydi ama hiç bir zaman tam not alamamıştı. Ama her zaman sözünü güvendiğim arkadaşlarımdan biri olduğu için onun arkasında olmaya karar verdim. Herkez sınıfın dahilerini tutarken biz iki arkadaş azınlıkta kaldık. Fakat arkadaşım kolasına, gazozuna, kalemine gibi iddia kuvvetlendiren anlaşmalar koydukça yavaş yavaş pişman olmaya, arkadaşımı susturmaya çalıştım. Arkadaşımın açıklaması gayet basitti. "Sen merak etme son sınavda bizim hoca doğum iznine çıkıyor, diğer kimya hocası sınava girecek" dedi. Bunun ne anlamı vardı ki... Sonuçta ikiside bana göre H20 öğretiyordu. Sonuç olarak bizim dahiler ile benim zıpır arkadaş sınava girdiler ama doğum iznine çıktığı için okulun diğer hocası sınava girdi ve dahiler 49,5, benim arkadaşım da 50 aldı. Tüm sınıf birbirine karıştı özellikle dahi arkadaşlarım 50 alacaklarından öyle emindiler ki. Bizim arkadaşa kuşkulu gözlerle baktılar... Arkadaşımın cevabı ise basitti. "Sizin cevaplarının hepsi doğruydu ama bir yer vardı ki hoca onu yanlış bildiği için sizin notunuzu kırdı. Ben onun doğru bildiği hatayı yaptığım için benim notum tam oldu"... Tabi dahi arkadaşlar hemen hocaya gidip itiraz hakkını kullandılar. Hocaya inatla hatasının nerede olduğunu göstermeye çalıştılar. Sonunda hoca dönüp onların notuna baktı "49,5 de 50 pekiyi, 0,5 puan için mi başımı şişiriyorsunuz" ve kovalıdı... Arkadaşlarımız o kadar bozuldu ki bize verdikleri sözü unuttular. Ama ben arkadaşımın "Unutmayın bazen hatayı bilerek yerinde yapmakta bir kazançtır" dediğini hiç unutmadım. |
15-05-2009, 18:49 | #97 |
|
Fakültenin en zorlu,en dişli ve en heybetli hocası,adını duyduğunda titrersin resmen.Çünkü son sınıf öğrencilerini tek dersten bırakarak okulu uzatmalarına neden olmuştur.Ama yine de gücenmezsin çok da bilgilidir.Bu yüzden saygı duyulası bir eğitimci ve hukukçudur.
Geçen haftalarda okuldayken kapının önünde sigaramı içiyorum,sonra birden diğer tarafa bakma ihtiyacı duyuyorum ve tabi o anda sigaranın dumanını üflüyorum.Bilin bakalım kimin yüzüne denk geliyor?Evet,doğru bildinizBen o saniyede dumanı geri içime çekmeyi ya da zamanı geriye sarmayı istedimEllerimle fermanımı yazdım ben arkadaş. |
18-05-2009, 17:12 | #98 |
|
Hatalı kopya...
Geçen sene sınav kağıdı okuyan öğretmen arkadaşım okuduğu sınav kağıdı gösterince kendimi gülmemek için zor tuttum.
Soru: Tennessee Williams bilinen üç eserini yazınız... Cevap; Arzu Tramvayı, Sırça Kümes, Damdaki kızgın Kedi... Öğrencinin cevabı: Arzu Kümes Sırça Tramvayı Damdaki Kemancı... |
19-05-2009, 21:19 | #99 |
|
Bizim de son sene 'hızlı okuma teknikleri' diye son derece gereksiz bir dersimiz vardı lisede.Sınavda hoca hatırladığım kadarıyla hızlı okuma tekniklerini kimin geliştirdiğini, bilim haline getirdiğini gibi bir soru sormuştu.Bizde tabi o zaman öss'ye çalışmaktan bu dersin var olduğunu bile unutmuştuk.Hatta sınavını bile...Kağıt boş kalmasın diye arkadaşlarla anlaşarak(tabi sınav esnasında) 'cilalı ibo' yazmıştık.Hoca o soruya kaç puan verdi bilinmez ama hepimiz o dersten sözlü notlarıyla yırtmştık.
|
19-05-2009, 21:35 | #100 |
|
Öğrencilik yıllarımın tamamında sabahçıydım. Bir sabah her zamanki saatte kalkıp hazırlanıp liseye gittim. Sanki güneş o zaman geç mi çıkacaktı ne, hala karanlıktı ortalık. Okula vardığımda, okulun demir kapısının kilitli olduğunu gördüm. Okul hala açılmamıştı . Eve döndüm. Meğer saat: 3.30 olduğu halde bana 6.15 gelmiş.... Gülerek cup yatağa yine.... Gece okula giden kız diye anılırım halen...
|
19-05-2009, 21:38 | #101 |
|
:)
O da bir şey mi bende bir pazar gayet güzel önlüğümü giydim, çantamı koluma taktım, annem beni uyarmasaydı "Pazar günü bile okula giden kız" olacaktı adım.
|
19-05-2009, 21:47 | #102 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-05-2009, 22:06 | #103 |
|
Keşke ilettiğiniz mesajı buraya yazsaydınız.Okudukça gülüyorum
|
20-05-2009, 02:59 | #104 |
|
Temel Sanat Eğitimi dersindeyiz Natürmort çalışması var. Masalarımızı daire şekline getirdik ortaya da kahvaltı masası hazırladık.Peynir, zeytin,tadı hala damağımda yediğim en güzel incir reçeli, ekmek v.s. evden bu ders için getirdiklerimiz masanın üzerinde
Bütün gün Temel Sanat dersi var, gün boyu çizip bitirmemiz gerekiyor.Amaaa biz ilk iki ders çizdikten sonra tenefüste oturup masadakileri bir güzel yedik. Ders zili çaldı bir süre sonra da öğretmen sınıfa girdi ki ne görsün, ilk ders hazırlanan kahvaltı masasından kalanlar; koparılmış ufacık bir ekmek parçası (Allahtan çoğumuz simitle yedik yoksa o da kalmayacaktı.) tabağın içinde zavallı bir iki zeytin, peynir ve reçelden eser yok. Bir de vazonun içinde iki adet çiçek allahtan onlar yenmiyor. Hoca şokta - Açgözlüler!...Ne yaptınız siz!....Dekoru mu yediniz?....Ne çizeceksiniz şimdi?.. Vallahi işin o kısmını yerken hiç düşünmedik. Ama bugün bir araya gelince hâlâ konuşuyoruz hiç o kadar keyifli kahvaltı etmemiştik. |
01-07-2009, 21:23 | #105 |
|
Konservatuarda geleceğin dahi oyun yazlarından biri olarak gördüğümüz abimiz (gerçi yaşı benden küçüktü ama sınıf olarak büyük olduğu için ona abi demek zorundaydık) topladığınız tüm şiirlerin mısralarını bir araya getirerek oyun yazdı.
Hepimiz mısralarımızı ezberledik değişik çağdaş bir yorumla sahneye koyduk. Bizi izleyen Türkçe öğretmeniz bir sonra yaptığı derste yanına çağırıp, oyunumuzu övdü... Hepimizin tebrik ettikten sonra, "Hangi şairlerin şiirlerini kullandınız. Ben bir tek Nazım Hikmet'in şiirlerini seçebildim de " dedi. Arkadaşlarım gülmemek için sağa sola kaçışırken, ben uzun şair listesini saydım... İşin doğrusu ben halen gülemiyorum, çünki her dönemin şairlerini içeren bu şiir gösterisinde Nazım Hikmet'ten tek bir mısra bile kullanmamıştık, sadece gösterinin sonundaki "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim" demiştik o kadar. O da Nazım Hikmet'in romanın ismiydi... |
12-09-2009, 23:41 | #106 |
|
Geçen hafta sınav günüydü. İmtahan son sorusu "İçinde ... .... .... kelimeleri geçen bir deneme yazınız" dı.
Öğrencilerden bir beni yanına çağırıp soruyu gösterdi; "Hocam bunu denemesem olmaz mı?" |
21-09-2009, 21:40 | #107 |
|
Yıl 2006,İdare Hukuku dersindeyiz.Dersin hocası yerine başka bir hocayı gönderiyor.Tabi ki ben de okula fazla gitmeyen bir insan olduğum için bu kişinin yardımcı doçent değil de asistan olduğunu sanıyorum.Cevabı çok çabuk bulunabilecek bir soru yöneltiyor.Ben derse fazla iştirak etmeyen biri olduğum halde artık konu sakız gibi uzamasın da şu cevabı vereyim,düşüncesiyle elimi kaldırıp söz hakkı alıyorum.Tam aklımda cümleleri toparlamış,şatafatlı ve hukuki ibareler seçmişken söz hakkı vermesiyle hocanın adımı sorması bir oluyor.'ya şimdi boşver ismi falan.' diye bir çıkıştıktan sonra sınıfta ani bir sessizlik.Hocanın kırmızıdan mor ve yeşile çalan yüzü.Cevabı verdim evet rahatladım.Konu bitti,herkes selamete erdi.Ama o hoca beni hiç unutmadı,ben de onu..
Ve sene 2007,hocalar derslere o sene geç başlamışlardı.Sımsıcak bir Diyarbakır gününde bahçeli bir kafede oturuyoruz arkadaşlarımla.Derken karşı masada bahsettiğim hocayı görüyorum.Geçen sene bu hocayı sınıfta mat ettim ben var ya,deyip duruyorum,serde asilik var tabi o zamanlarDerken bir anda o yaz sıcağında nasıl peyda olduğunu anlayamadığımız bir rüzgar çıkıp da koca güneşlik şemsiyesini 2 metre sürükleyip hocanın kafasına düşürüyor.Ben yerlere yatana kadar gülüyor,gülüyor ve gülüyorum.Sonra ertesi gün okula gidip İdari Yargı dersine gelen hocayı görünce,donuyor,donuyor ve donuyorum.Sen kalk dün adamı yerin dibine geçir öyle parmakla göstere göstere kahkaha at,rezil olunca artık adam orayı terk etsin,ertesi gün zebellah gibi karşında belirsin.Yer de yarılmadı ki içine gireyim.Zaten şu küçücük burnumu her şeye sokmasam olmuyor Ve yıllar oldu,halen de İdari Yargı dersimi geçemedim,hoca değişene kadar geçeceğimi de sanmıyorum. |
23-09-2009, 14:42 | #108 | |||||||||||||||||||||||
|
Gülerek anlatmışsınız ama ben mesajınızı okuyunca suratım asıldı! |
23-09-2009, 14:56 | #109 |
|
:)
Bayramda okuldan "eh sevdiğim" bir arkadaşımla karşılaştık.
Bir sürü şeyden bahsettik. Hocalardan bahsettik. Voleybol takımımızdan… O benim kürdan bacaklarımdan utandığım için hoca şort giymeyi şart koştuğunda takımdan ayrılışımı hatırlattı ve “hâla kürdan bacaklısın” diye düşündü. Ben de “hâla kıskançsın” diye düşündüm… Her zaman olduğu gibi konu aşk hikayelerine geldi... "Ben Erol Evgin e aşıkken sen David Hasselhoff' a, (KAra Şimşek in Michael Knight' i )aşık oldun. Ben Zekai Tunca ya aşıkken sen Ediz Hun' a,aşık oldun. Ben eşime aşık olunca sen Ege Aydan a aşık oldun dedi. Doğru... Gülüştük... Sanırım o içinden " sen şuurunu çok geç kazandın" diye düşündü. Ben de" Her zaman zevksizdin zaten!!!!!!!! |
25-09-2009, 22:22 | #110 | |||||||||||||||||||||||
|
Buna benzer bir anı bakın Deprem bölgesinde öğretmenlere deprem sırasında okulun nasıl boşaltılacağı ve sınıfta nasıl davranılacağına dair kurs verilmişti.Bu kurslar seminerler öyle yoğundu ki artık herkesin nasıl davranacağını bildiğini farzediyorduk. Bu süreçte öğrencilerle de öğretmenlerle de psikoeğitim normalleştirme çalışmaları yapılıyordu ki gerçekten çok yoğun bir çalışma dönemiydi. Deprem sonrası bir süre çadırlarda eğitim verildikten sonra güvenli, güçlendirildi denilerek okula geçilen ilk gün bir artçı oldu. Yaklaşık 4 belki 4,5 şiddetinde. Sınıflarda herkes tabii. Eh bu kadar eğitimden sonra herşey yolunda gitmeli değil mi? Nooldu? Bir öğretmen ardına bakmadan çocukları bırakıp kaçtı..Bir diğeri sınıfta bayıldı çocuklar ayıltmaya çalışırken pozisyon almışlardı ( çocuklar iyi öğreniyor) Müdür okuldaki düzeni sağlamak yerine masanın altına saklanayım derken kafasını çarptı bir kaç gün bandajlı kafayla gezdi)) Zaten masanın altı da yanlış konumdu. Çocuklardan bazıları merdivenlere koştu ki yanlıştı. Sorulunca öğretmenlerinin "kaçın çocuklar haydin" diye bağırdığını söylediler)Tam bir rezalet.. Oysa ki en son tatbikatta her şey yolundaydı Çünkü deprem değil dışardan zil sesiyle birlikte deprem olmuş gibi yapın çocuklarrrr diye bağırılıyordu))) |
26-09-2009, 14:21 | #111 | |||||||||||||||||||||||
|
Yahu bu hocalardan nedir sizin istediğiniz bakıyım))) Hayır derse giren asistan olsa ne olacak sonuçta her halükarda öğrenciden daha yetkin Bu okul anılarını daha ayrıntılı inceleyip iyice bir analiz edeyim bari Çok öğretici oluyor))))) |
26-09-2009, 14:24 | #112 | |||||||||||||||||||||||
|
Fıkra gibi Zeki ve hazır cevap öğrenciler var ya, tabii saygısızlık olmadığı sürece , her zaman bu tür öğrencilere ayrı bir değer veririm. Okulda başarı ve hayatta başarı her zaman örtüşmüyor..Çok başarısız çünkü ders çalışmayan bu öğrenciler biraz destekle çalışmaya alıştıklarında harikalar yaratıyorlar gerçek dünyada |
26-09-2009, 14:30 | #113 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence buradaki okul anıları fıkra yarışmasındaki fıkraların çoğundan daha komik))))) |
26-09-2009, 14:39 | #114 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Buraya anılarını yazanlar, onları fıkra biçimine dönüştürerek yarışmaya katılsalar, son derece başarılı olurlardı. |
26-09-2009, 15:57 | #115 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir sonraki fıkra yarışması için altın madeninin yerini artık biliyoruz sanırım Sayın Aladağ |
26-09-2009, 16:39 | #116 | |||||||||||||||||||||||
|
Aman aman... Bir daha yarışma düzenlersem iki olsun. |
26-09-2009, 16:46 | #117 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-09-2009, 18:08 | #118 | |||||||||||||||||||||||
|
Gereksiz yere güzel yüzünüzü asmışsınız Syn Dilge.Herkesin bir serseri dönemi vardır,18 yaşın bir anısıydı,şimdiki aklım ve tavrım olsa yapmazdım ki? |
27-09-2009, 00:38 | #119 | |||||||||||||||||||||||
|
Eğer katıldıysanız ,kazanamayacağınızı anladınız anlaşılan oyları görünce.... |
28-09-2009, 10:39 | #120 | |||||||||||||||||||||||
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hayalimdeki Okul | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 8 | 25-09-2009 22:07 |
Yalancı tanığa 3 ay okul temizleme cezası | Av.Yüksel Eren | Hukuk Haberleri | 2 | 15-11-2007 23:34 |
Kızların okul isyanı | Y£LİZ | Hukuk Haberleri | 0 | 06-01-2007 12:30 |
Güncel Haber / Okul Masrafları | Av.Ceylan Pala Karadağ | Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 13-09-2006 11:16 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |