|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
27-02-2009, 22:47 | #91 | |||||||||||||||||||||||
|
Dosyada itiraz yok şu an |
27-02-2009, 22:53 | #92 |
|
benım cekte takas bank aracılığla yazdırılmıstır bu bankalar arası bır antlasma kendı ıç ilişkileridir sorun arz etmez...
Ben çekin verildiği şubeye takip yaptım yetkide sorun yok |
01-03-2009, 22:55 | #93 | |||||||||||||||||||||||
|
Cevaplarınız için teşekkürler. Belki ben de yanlış anlamış olmamdan dolayı, yanlış anlatıyor olabilirim ama çeklerin hepsinde dediğiniz üzere muhatap dışındaki bankanın ibraz kaşesi olduğu gibi muhatap bankanın karşılıkısz kaşesi de bulunuyor. Ben bunu şu şekilde anlıyorum, ibraz süresini on gün olarak düşünürsek, ibrazı yapan banka keşide günü karşılığı olup olmadığını öğrendikten sonra ibraz süresi içinde çek, ayrıca bankaya fiziken de ibraz edilip muhatap bankadan karşılıkısz kaşesi alınıyor galiba. Tabi uygulamanın bu şekilde olduğuna dair bir teyit almak iyi olacak... |
02-03-2009, 13:04 | #94 | |||||||||||||||||||||||
|
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2004/6909 K. 2005/1234 T. 15.2.2005 • İTİRAZIN İPTALİ ( Karşılığı Olmayan Çek Yönünden Her Çek Yaprağı Nedeniyle Bankanın Sorumlu Olduğu Bedelin Ödenme Amacıyla Yapılan İcra Takibine Vaki İtiraz Nedeniyle ) • KARŞILILSIZ ÇEK ( Çekin Süresinde Bankaya İbrazının Karşılığı Olmayan Çekler Yönünden Bankanın Sorumlu Olduğu Miktarın Ödenmesi Talebini de İçermesi ) • BANKANIN ÇEK YAPRAĞINDAN SORUMLULUĞU ( Her Çek Yaprağından Dolayı Üç Yüz Milyon TL ile Sorumlu Olduğu-Çekin Süresinde Bankaya İbrazının Karşılığı Olmayan Çek Yönünden Bankanın Sorumlu Olduğu Miktarın Ödenmesi Talebini de İçermesi ) 2004/m.67 3167-1/m.10 6762/m.713,724,727 .....Çekin süresinde bankaya ibrazı karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir..... Talep konusunda Yargıtayın karar açık.Bu sebeple faiz konusunda tekrar talep şartının gerçekleşmesi gibi bir yorum bence biraz zorlama gibi... |
04-03-2009, 13:21 | #95 | |||||||||||||||||||
|
Görüşünüze katılmakla beraber uygulamada bu yönde bir çok karar mevcut. Hatta, bankaya başvurulmadığı için tümden talebi reddeden kararlar da mevcut. Bu sebeple biz öncelikle yazılı olarak bankaya başvuruyoruz. Şu aralar hemen hemen hepsi ödüyor. Sadece değişik hususlarda problem çıkarmaya çalışıyorlar. Örneğin, siz son ciranta değilsiniz, vekaletnamenizde açıkça yetki yok, vs diye. Bunlar konuşularak çözülemiyorsa yazılı başvuru ile büyük oranda çözülüyor. Bir diğer sorun da kimi bankalar 20-30 TL arasında değişen komisyon alıyorlar (bir başka şubeye başvuru halinde). İnsan bu kadar düşük meblağlar için de uğraşmak istemiyor, ancak bu kesintilerin de haksız olduğu şüphe götürmez. |
10-03-2009, 19:10 | #96 |
|
Bankaya karşı yaptığım takipteki gelişmeler şöyledir;
Banka sadece 435 TL yi yatırdı ve itiraz etti borca vekalet ücretinide ödemiyor bankanın vekili meslektaşımla dosthane bir görüşmede bana şunları aktardı; Bankayı fazla sorumluluk altına sokmaya yönelik işlemdir sadece sorumluluk miktarı 435 i ödedik dedi... Şimdi benim kanaatim olan kısımsa borca ve ferilerine itiraz var ancak dosyaya yatan bir bedel var bu bedel kabul hükmü içerir ve kabul oranında olan vekalet ücreti doğurur yanlışmıdır...? İtirazın iptaline gidiyor bu dosya SAYGILARIMLA |
12-03-2009, 19:29 | #97 | |||||||||||||||||||
|
Yargıtay'ın herhangi bir kararından cımbızla bir cümle alarak hukuki mesnedi bulunmayan bir çok hususu kolaylıkla savunabilirsiniz. Bu yapılan şeyi doğru kılmadığı gibi, dayanak gösterdiğiniz Yargıtay kararının hakikaten savunduğunuz şeyleri doğruladığı anlamına da gelmez. Yargıtay kararlarını değerlendirirken mutlaka somut ihtilafı ve yerel mahkemenin kararını dikkate almanız gerekir. Aksi halde kararı yanlış değerlendirebilirsiniz. Yukarıdaki kararın baş kısımlarına dikkat edin: "Mahkemece, bankanın sorumlu olduğu miktarı ödememesi, ilişkin talebin çekin ibraz edildiği anda yapılması gerektiği, ibraz tarihi olan 8.9.2003 tarihinde çek bedelleri müsait olmadığından ödemenin yapılamayacağı ve çek asıllarının hamili olan davacıya iade edildiği, ayrıca TTK.nun 724. maddesi gereğince çekler sahte olduğu için takibe itiraz eden davalının ödeme yapmamasının yasaya uygun bulunduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir." Yani yerel mahkeme red kararında şunu ileri sürüyor: Bir çekin kanuni sorumluluk talebi mutlaka çekin ibraz edildiği anda yapılmalıdır, sonra yapılması geçerli değildir. Buna karşılık Yargıtay ne diyor: "Çekin süresinde bankaya ibrazı, karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir. Bu nedenle mahkemenin ibraz sırasında ayrıca böyle bir talepte bulunmadığına ilişkin red gerekçesi yerinde değildir" Yani burada Yargıtay aslında şunu söylüyor: Yerel mahkemenin kararı yanlıştır, kanuni sorumluluk tutarının talep edilmesi için böyle bir şart aranmaz. Ama bunu ifade ederken farklı anlamlara kapı aralayacak şekilde yapıyor. İşin özü bu... Yorumu öyle de yapsanız böyle de yapsanız, sonuçta bu sadece bir karar. Tersini düşünsek bile, herhalde kimse içtihat yoluyla açık kanun hükümlerinin değiştirilebileceğini ileri sürmeyecek. Mesela takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için ortada gayet açık 3167 sayılı Kanun’un 6/son maddesi dururken bu Yargıtay kararını uygulayabilmek mümkün müdür? Elbette ve gayet de doğal olarak "değildir". Olay bundan ibarettir. |
13-03-2009, 10:34 | #98 | |||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle üzerinde durduğumuz konu üzerinde herhangi bir kanun maddesi ve düzenleme olmadığı için ( temerrüdün ne zaman gerçekleşeceği, sorumlu olunan mikatın istenmesi için banakaya başvurmanın gerekli olup olmayacağı yönünde ) ve de bu yöndeki kararların birçoğu temyiz edilemediği için sınırlı sayıdaki yargıtay karaları olayın nasıl çözümleneceği gösteriyor. bahsettiğim yargıtay kararını birkez daha inceledim bu mesaj üzerine =) "Mahkemece bankanın sorumlu olduğu miktarı ödememesi ilişkin talebin çekin ibraz edildiği anda yapılması gerektiği ibraz tarihi olan 8.9.2003 tarihinde çek bedelleri müsait olmadığından ödemenin yapılamayacağı ve çek asıllarının hamili olan davacıya iade edildiği ayrıca TTK.nun 724. maddesi gereğince çekler sahte olduğu için takibe itiraz eden davalının ödeme yapmamasının yasaya uygun bulunduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Çekin süresinde bankaya ibrazı karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir. Bu nedenle mahkemenin ibraz sırasında ayrıca böyle bir talepte bulunmadığına ilişkin red gerekçesi yerinde değildir. " olayı çözümlememizde kendi fikirlerimizden ve bu yargıtay kararından başka herhangi bir kanun maddesi ve değişik yargıtay kararı var mıdır ? |
17-03-2009, 16:54 | #99 |
|
sayın avukat ayşe hanım,aynı şekilde arkası yazılmış vede bankadan sorumluluk miktarını almadığımız bir çekimiz var,davanızın sonucu ile ilgili bilgi verirseniz sevinirim.şimdiden teşekkürler.
|
17-03-2009, 18:13 | #100 | |||||||||||||||||||
|
3.HD'nin E. 2004/13912, K. 2004/13781, T. 13.12.2004 şeklinde emsal bir kararı var. Yukarıda alıntılamıştım. Aslında Kanundaki hükümler de çok açık. Kanunda bu kadar açık hüküm varken konunun bu denli karmaşık hale dönüşmesinin sebepleri kanaatimce şunlar: 1) Bazı bankalar kanuni sorumluluk bedelini ödememek için kırk dereden su getiriyor, olmadık sebepler icat ediyor, gözünün üstünde kaşın var der gibi saçma ve mesnetsiz sebeplerle haklı talepleri reddediyorlar. Ki bankaların genel olarak ödeme yapma hususunda pek istekli olmadıklarını görmek için de kahin olmaya lüzum yok. Bazı mahkemeler itirazın iptali ve hatta icra inkar tazminatı yönünde kararlar verirken bu genel görünümden etkileniyorlar. 2) Biz avukatlar da son dönemlerde bu işi bir kazanç kapısı haline dönüştürmüş durumdayız Elimize geçen çekleri evvela bankaya götürmektense doğrudan icra takibine konu etmek bize de ekonomik fayda sağlıyor. 3) Bazı mahkemelerin, konuyla ilgili ayrıntılı incelemelerde bulunmadan ve özellikle de derinlerde yatan bankalar aleyhindeki kimi olumsuz düşüncelerin de tesiriyle içlerinden geçtiğini düşündüğüm "ödesin hain bankalar" gibi tepkilerin gölgesinde yanlış kararlar verdiklerini düşünüyorum. Bu şekilde karar veren hakimler maddeten de rahatlar, zira bu kararlar -istisnalar hariç- temyiz sınırının altında kaldığından Yargıtay denetimine açık değil (manen/vicdanen ne yapıyorlardır, onu bilemiyorum). 4) Ortalıkta gezinen iki adet Yargıtay kararında yer alan "çekin süresinde bankaya ibrazı karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir" cümlesi ortalığı karıştıran bir başka etkendir! Benim kanaatim, bu cümlenin, karara konu somut ihtilafı çözümlemek adına, somut ihtilafla bağlantılı bir şekilde ve farklı bir maksatla kurulduğu yönündedir. Diğer türlü bu cümleyle Yargıtay'ın, Kanundaki açık hükümleri "ilga" ettiğini kabul etmek gerekecektir ki, böyle bir şeyin ihtimal dahilinde olamayacağı izahtan varestedir. |
18-03-2009, 12:22 | #101 | |||||||||||||||||||||||
|
öncelikle çekin bankaya ibrazının zorunlu olduğu konusunda sunmuş olduğunuz yargıtay kararı ( 1 adet ), çekin bankaya ibrazının zorunlu olmadığı yönündeki yargıtay kararlarından ( 2 adet ) daha eskidir. ayrıca kanun maddesi sizce çok açıkken, sonraki 2 kararı veren yargıtay hakimleri açık kanunu görmedimi, yoksa ordaki hakimlerinde mi içten içe bankaya duymuş oldukları vicdani hesaplaşmalar var. bankaya çek aslını ibraz edip sözkonusu miktarı isteyen ve bu konuda ilgili bankaya dilekçe veren ve bu dilekçeye ilişkin cevap isteyen ancak buna rağmen cevap vermeyen bankaya karşı ne yapılmalıdır.Dilekçeme cevap vermediler diye savcılığamı başvuralım. Hadi biz avukatlar işin kolayına kaçtıkta işin zoruna kaçan bankayı ne yapacağız |
18-03-2009, 15:16 | #102 | |||||||||||||||||||
|
Kararlar hemen hemen aynı dönemde verilmiştir. Durumu foto-finişle belirlercesine kararları kategorize etmenin ve dahası kanun hükümlerini görmezden gelerek bir kararın farklı yorumlanabilecek bir tek cümlesinden hareketle uygulama devşirmenin doğru olduğunu düşünüyorsanız, diyecek bir şeyim yok. Günümüzde çeklerin önemli bir bölümü takas odaları aracılığıyla bankalara ibraz ediliyor. 3167 sayılı Kanun’un 6/son maddesi ne diyor: "Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 10 uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılmaz. Ancak, takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekin, hesapta yeterli karşılığının olmadığının belirlenmesi halinde muhatap banka tarafından, hesapta bulunan kısmi karşılık tutarı, çeki ibraz eden hamil lehine onbeş gün süreyle bloke edilir." Bu hükmün ne anlama geldiğini yorumlamak için hukukçu olmaya bile lüzum yok; normal bir Türkçe bilgisi yeter de artar bile. Özetle Kanun ne diyor: Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş bir çekin yasal sorumluluk tutarı, kısmi karşılıkta olduğu gibi ödenmez. Ne zamana kadar? Kısmi karşılık söz konusu ise, 15 günlük bloke süresince; yasal sorumluluk tutarı söz konusu ise, 10 yıllık zamanaşımı süresince çek hamili muhatap bankaya çek aslıyla birlikte müracaat ederek ödeme talep edinceye kadar. Burada anlaşılmayan yahut insanı tereddüte sokacak bir şey var mı? Yok. Var diyorsanız, sebebini açıklayın, benim gibi düşünenler de size hak versinler. Buyrun, söz hakkı sizde |
19-03-2009, 09:35 | #103 | |||||||||||||||||||||||
|
ben mesajlarımda takas odaları aracılığla bankalara ibrazdan bahsetmedim. oradaki uygulama kanunda da belirtti üzere farklı olabilir. bir önceki msjımda nedemek istediğim çok açıktı aslında |
19-03-2009, 11:43 | #104 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ben sizin dediklerinizi gayet iyi anladım. Lakin kendi dediklerimi anlatamadım galiba. Aslında benim söylediklerim de çok açık: İki adet Yargıtay kararında yer alan "çekin süresinde bankaya ibrazı, karşılığı bulunmaması halinde yasa gereğince bankanın sorumlu olduğu asgari miktarın ödenmesi talebini de içerir" cümlesinin yanlış anlaşıldığını, esasen Yargıtay'ın bu cümlede somut ihtilafla ilgili başka hususları kastettiğini düşündüğümü belirttim ve sebeplerini de izah etmeye çalıştım. Bunun bir başka delili de takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çeklerle ilgili 3167 sayılı Kanun’un 6/son maddesinde yer alan açık hükümdür. Dikkat edin, Yargıtay kararında geçen tartışmaya konu cümlede takastan ibraz edilen ve edilmeyen şeklinde bir ayrıma gidilmeksizin genel bir beyanda bulunulmuştur. Halbuki kanun maddesi çok açık. Ben buradan hareketle şunu söylüyorum: Kanunu bir tarafa koyup sadece bu tartışmalı cümleyi kararlardan cımbızla çekip ihtilafları çözümleme yoluna gitmek ve mesela, takas odalarından ibraz edilen çekler için de bu karara atıfta bulunarak çek aslının muhatap bankaya götürülmesinin gerekmediği sonucuna varmak son derece yanlış olacaktır.
Siz başvuruda bulunduğunuzu bir dilekçe ile belgeledikten sonra, bu dilekçeye bankacılık işlemlerinin süratiyle uyumlu şekilde makul bir süre içinde cevap verilmemesi halinde, bu durum, Bankanın ödeme yapmak istemediği/ödeme talebini reddettiği şeklinde değerlendirilecektir; bu açıdan, ispat sadedinde ciddi bir zorlukla karşılaşmanız bence pek olası değildir. |
19-03-2009, 14:30 | #105 |
|
zamanaşımı
Ben elimdeki bir çek için bankaya karşı takip başlattım.Banka zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu, 1 yıllık süre içerisinde çek bedelinin talep edilmediği gerekçesiyle itiraz etti.Elinizde zamanaşımı süresine ait yargıtay kararı varsa ve paylaşırsanız sevinirim.
|
19-03-2009, 14:39 | #106 | |||||||||||||||||||||||
|
Bankaya başvuruda bulunmak en azından benim için zor olmuyor ama 10 bankanın 9 u sizin dilekçenizi işleme alamayız diyor bırakın cevap vermeyi.hani sadece alındı yapsalar cevap vermeseler anlayacağım. geçen hafta 5 bankaya gittim dilekçemle ve dilekçemin ekinde zamanaşımın 10 yıl olduğunu gösteren emsal karar ve yargıtay kararı ile, ahzu kabz yetkisinin sözkonusu parayı isteme içinde yeterli olduğu husundaki yargıtay kararı ile, paranın ibraz anında istenmemesinin daha sonradan istemeyeceğine engel olmayacağı hususndaki yargıtay kararı ile. önce diyorlar biz bi hukuk servisimize soralım daha sonra verdikleri cevap yetki ve zamanaşımı yönünden veremeyiz. bende diyorum o zaman dilekçeme cevap verin yada dilekçeme alındı yapın.cevap onuda yapamayız.Bu zorluğu çıkaran bankaya karşı neyapacağız ? |
19-03-2009, 15:03 | #107 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bu konuda henüz bir Yargıtay kararı yok diye biliyorum. Bununla birlikte, doktrinde Prof. Dr. Seza Reisoğlu'nun 2003 baskılı "Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Çek" adlı kitabının 254. sayfasında şu açıklama bulunuyor: "Bankanın yasal yükümlülüğü, borcunun muaccel olduğu tarihten itibaren on yıllık genel zamanaşımına tabi olacaktır." Bu bölümde zamanaşımı süresinin niçin on yıl olması gerektiğini belirten yeterli açıklamalar bulunuyor, bu açıklamalardan da istifade edebilirsiniz.
Siz dilekçenizi işleme almayan bankaya, "beni buraya noterle gelmeye mecbur etmeyin, sonra noter masrafını da siz ödemek zorunda kalırsınız; burası dağ başımı kardeşim, bu ne keyfiliktir!" diye şöyle sert bir tepki verin, sonra bakın bakalım nasıl tıpış tıpış işleminiz hallediliyor İşin esprisi bir yana, hakikaten böyle maganda usulüyle iş gören kişilerle muhatap olmak şöyle dursun, icraatlarını dinlemek bile insanın sinirlerini zıplatmaya yetiyor. |
19-03-2009, 17:30 | #108 |
|
talep halinde bankaların yarattığı zorluklar ve çözümler;
1-İbraz anında istemediğiniz için sonra isteyemessiniz cevabı: Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Tarih: 03.03.2005 Esas :2004/9172 Karar:2005/2222 Karşılıksız Çekte Bankanın Sorumlu Olduğu Miktarın İbraz Sırasında İstenmemiş Olması Sonradan İstenmesine Engel Değildir. ÖZET : Karşılıksız çıkan her çek yaprağından dolayı muhatap banka 300.000.000 TL ile sorumludur. Bu miktarın ibraz sırasında istenmemiş olması daha sonradan istenmesine engel teşkil etmez. Kısmi ödemenin kabul edilmediğine dair davacı tarafça imzalanmış belge de bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı Vekili, 3167 sayılı yasanın 10. maddesi uyarınca karşılıksız çıkan çeklerden dolayı,bankaların çek başına 300.000.000 TL sorumlu olduklarını, davalı finans kurumuna ibraz edilen çekin karşılıksız çıkması üzerine davalı aleyhine sorumlu oldukları bu miktarın tahsili için takibe geçtiklerini, davalının haksız itirazı sonucu takibin duruduğunu belirterek itirazın iptaline ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili öncelikle davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğini, ayrıca davacının çekin ibrazı anında kendisine önerilen kısmi ödemeyi kabul etmeyerek çek aslını istediği, çek arkasında "kısmi ödeme kabul edilmemiştir" kaşesi bulunduğunu bunun müvekkilini ibra anlamına geldiğini bildirerek davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre 3167 sayılı yasanın 10. maddesi uyarınca süresinde ibraz edilip de karşılıksız çıkan her çek yaprağından dolayı muhatap bankaların 300.000.000 TL ile sorumlu olduğu, bu miktarın ibraz sırasında istenmemiş olmasının daha sonra istenemeyeceği anlamına gelmediği, kısmi ödemenin kabul edilmediğine dair davacı tarafça imzalanmış bir belge olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulü ile 300.000.000 TL alacak için itirazın iptaline, inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görünmeyen bütün temyiz itirazlarının reedi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 03.03.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 2-ibraz tarihinden itibaren 6 ay geçti artık veremeyiz Cevabı: T.C. YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2007/6492 Karar: 2008/365 Karar Tarihi: 24.01.2008 ÖZET: Davalı bankanın her bir çek yaprağı nedeniyle üç yüz YTL den sorumlu bulunduğundan davanın kabulü gerekir. (2004 S. K. 67) (6762 S. K. m. 726) (3167 S. K. m. 10) Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Karar: Davacı vekili, davalı bankanın Adana Çarşı Şubesine ait bir hesaptan keşide edilen 4 adet çekten dolayı müvekkilinin alacaklı olduğunu, ancak çeklerin karşılıksız çıktığını davalı bankanın 3167 sayılı kanunun 10.maddesi uyarınca çeklerden sorumluluğu olduğunu müvekkilinin bu nedenle takibe geçtiğini, ancak davalının itirazı nedeni ile takibin durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davacının talebinin TTK.nun 726/1 maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, davacının çeklerin karşılıksız çıktığını öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde müvekkili bankaya başvurmadığını bu nedenle müracaat hakkını yitirdiğini öne sürerek davanın reddi gerektiğini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı bankanın 3167 sayılı kanunun 10. maddesi uyarınca her bir çek yaprağı nedeni ile 300 YTL. miktardan sorumlu bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne davacı yararına %40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir. Sonuç: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 24.01.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. ( kararda TTK 726/1.maddesinden bahsedilmiş yani 6 aylık zamanaşımı süresinden ) ( Birde Bursa 4. Sulh Hukuk Mah. " genel zamanaşımına tabidir şeklinde bir karar var ama word değil o yüzden koyamadım ) 3- vekaletnamenizde bankanın zorunlu olduğu miktarın istenmesi için ahzu kabz yetkisi yeterli değildir ( Bunu kesin derler ) Cevap T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ ESAS NO:2006/2283 KARAR NO:2007/5748 Taraflar arasında görülen davada Üsküdar 3.Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 19.01.2006 tarih ve 2005/877-2006/11 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesini süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi Deyiş Cesur tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü. Davacı vekili, davalı bankanın Bakırköy şubesinde çek hesabı bulunan dava dışı E..A.Ş. 8 adet çek keşide ederek borcuna karşılık müvekkiline verdiğini çeklerin süresinde ibraz edilmesine karşın karşılıksız çıktığını 3167 sayılı kanunun 10.maddesi gereğince her bir çek yaprağı için davalının 350,00 YTL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili müvekkilinin çek bedellerini ödemekten kaçınmadığını usulüne uygun vekaletname ile başvurulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre çeklerin davalıya teslim edilmediğini genel dava vekaletinin bankalarda bu vekaletle ile ilişkisi olmayan alacakların tahsili ve banka hesabında para çekme hususunda davacı vekilinin yetkili kılmayacağı davanın bu işleme muvafakat vermesinin de davacı vekilini yetkili hale getirmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava 3167 sayılı kanunun 10 maddesinde kaynaklanan teminat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, davacı vekilinin bankadan para çekme husussunda yetkili kılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak dava hakkı o hakkın sahibi olan kimseye aittir. HUMK'nun 59 maddesi gereğince dava açmaya ehil olan kişi davasını bizzat yahut vekil aracılığıyla ikame ve takip edebilir. Alınan hüküm uyarınca hak sahibi davayı bizzat açabileceği gibi vekil aracılığıyla da açabilir. Avukatlık Kanun'un 35.maddesi gereğince kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak adli işlemleri takip etmek bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler. Somut olayda davacı şirket usulüne uygun vekaletname ile vekili(avukatı) aracılığıyla karşılıksız çıkan çek bedellerinin teminat altına alınan miktarının tahsilini istemiştir. Bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde genel dava vekaletinin banka hesabında para çekmek yetkisi vermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ,ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istediği halinde temyiz edene iadesine 12.04.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 4- Dilekçeniz Nerede ? =) Cevap ………………ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ’NE KONU : Bankanızın ekteki çekler için kanunen ödemekle yükümlü olduğu çek başına 435,00 TL nin ödenmesi talebidir. Çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkında kanunun 10. maddesi uyarınca her muhatap banka, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için 435,00 TL kanunen hamile ödeme yapmakla yükümlüdür. Ekte sunulan ve süresinde ibraz edildiği çek arkasındaki şerhten anlaşılan çek için söz konusu miktar ibraz anında müvekkile ödenmemiş olup , 3167 S.K. md 4 , 10 ve BK md 125 gereğince bu miktarın ödenmesini talep müvekkilin haklarını temin bakımından zorunlu hale gelmiştir. İşbu izah olunan nedenlerle ekte sunulan çek için bankanızın, 3167 s.k. md 4 gereği alacaklı lehine gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olup genel zamanaşımı süresine tabi bulunan 435,00 TL ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesini ve ekte sunulan çekin arkalı önlü bir suretinin bankanızca onaylanarak yapılacak hukuki başvurularda kullanılmak üzere tarafımıza verilmesini; talebimizin reddi halinde red sebebinin bu işleme karşı yapılacak hukuki başvurularda kullanılmak üzere dilekçemiz altına dercedilmesini bilvekale talep ederiz. Vekili Çek Bilgileri : 1-………….. / İst. Şb.ait, …………… keşide tarihli, …………. Çek Nolu………… TL bedelli Ek : • Yargıtay Kararları • Çek Aslı • Vekâletname • Kimlik Fotokopisi |
19-03-2009, 17:37 | #109 |
|
Teşekkür ederim paylaşımınız için Alper bey fakat benim için çok aciliyeti olan zamanaşımına ilişkin yargıtay kararı bulamadım.Zamanaşımıyla ilgili elinizde yargıtay kararı var mıdır?Varsa paylaşırsanız sevinirim.Saygılarımla..
|
19-03-2009, 17:58 | #110 | |||||||||||||||||||||||
|
yukarıdaki T.C. YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2007/6492 Karar: 2008/365 Karar Tarihi: 24.01.2008 kararı incelerseniz, TTK 726/1 ( YANİ 6 AYLIK ZAMANAŞIMI ) yönünden kararın bozulması istenmiş ancak yargıtay onamış |
27-03-2009, 17:22 | #111 |
|
Takas Odasına İbraz EDilen çeklerde ,bankanı sorunlu olduğu miktarı ilgilinin başvurusu üzerine ödemesi gerektiği hususunda yargıtay kararı var mı?
|
27-03-2009, 17:35 | #112 |
|
Benim de merak ettiğim bir husus var. Bankanın sorumlu olduğu bu miktarın alacaklısı sadece son ciranta mıdır? Örneğin; çek hamilinin karşılıksız kaşesi vurulmuş bir çeki kendinden önceki cirantadan tahsil etmesi halinde , hamile ödeme yapan bu cirantanın da bankaya başvurup 470 TL'yi talep etme hakkı var mıdır? Saygılar...
|
27-03-2009, 17:36 | #113 |
|
Çek hagi cirantanın elinde ise onun talep hakkı vardır diye düşünüyorum.Kendinden sonraki cirantaya ödeme yapıp çeki almıştır ve çek de hak sahibidir.
|
27-03-2009, 18:20 | #114 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bu konuda niçin tereddüt ediyorsunuz? Bence konu gayet açık. Yani Yargıtay Kararı aramanıza lüzum yok bence. Bildiğim kadarıyla bu konuyla ilgili bir Yargıtay kararı da henüz yok.
Karşılıksız çıkan çek sebebiyle bankanın sorumlu olduğu tutarı cirantalardan herhangi biri on yıllık zamanaşımı süresi içinde muhatap bankaya müracaat ederek talep edebilir. Bu konu da bence çok açık. Bakmayın siz bir kısım bankaların, "ancak son ciranta başvurabilir" şeklindeki itirazlarına. İş bankalara kalsa, ödeme yapmamak için her zaman bir gerekçe üretebileceklerinden hiç kuşkunuz olmasın Bu hususta sadece bir konu tartışılabilir, o da son cirantanın, yani çeki bankaya ibraz eden şahsın, kanuni sorumluluk tutarını talepten feragat ettiğine dair bir beyanı imzalamış olması halidir. Bence feragat halinde bile diğer cirantalar bankadan talepte bulunabilirler, zira bankanın sorumluluğu karşılıksız çıkan çek yaprağından doğmaktadır; bu sorumluluğun sona erebilmesi için, tüm cirantaların bankayı ibra etmesi yahut haklarından feragat etmesi gerekmektedir diye düşünüyorum. Ancak çek lehdar tarafından muhatap bankaya ibraz edilmişse, yani çekte lehdarın ibraz cirosu dışında hiç ciro bulunmuyorsa ve lehdar feragat beyanını imzalamışsa... Veya çeki bankaya ibraz eden şahıs feragat beyanını imzalayıp çeki temlik cirosuyla bir başka şahsa devretmişse... Bu durumda hiç kimse sahip olduğu haklardan fazlasını devredemeyeceği için doğal olarak çeki eline geçiren (cirantaların dışındaki) yeni çek hamilleri muhatap bankadan talepte bulunamayacaklardır. |
28-03-2009, 15:28 | #115 |
|
Ben de dün yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak ve yorumlarınızı almak istiyorum.Bankanın sorumlu olduğu miktarı talep etmek için dün çek aslını bankaya ibraz ettim ancak banka ödeme yapmadı gerekçesi ise vekaletnamade buna ilişkin bir özel yetkinin olmadığı, oysa ahzu kabz yetkisi var.Ancak ahzu kabzın bunu kapsamadığı açıkça "çeklerde bankanın sorumlu olduğu miktarın tahsili" diye yetkinin olması gerektiği ileri sürüldü banka tarafından.Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyorum daha önce hiç bir banka tarafından böyle bir gerekçe ile ödeme yapmaktan kaçınılmadı.Bankadaki görevlilerden buna ilişkin bir yasal dayanak göstermelerini istedim.Cevapları ise ilginç "Bunu biz bilemeyiz,hukuk müşavirlerimizin talimatı bu" dendi.Orada hemen bir dilekçe yazdım ve ödememe gerekçesinin yazılı olarak tarafıma bildirilmesini istedim.Ayrıca daha sonra baroyu arayıp böyle bir sorun yaşadığımı aktardım baronun verdiği cevap ise "Bu bankaların keyfi uygulamaları,ahzu kabz yetkisinin varlığı yeterli,ödeme yapmadıkları takdirde takip yoluna başvurun,ısrarcı olun " oldu.Şimdi bankaya karşı takip başlatacağım.Bakalım 470 tl yi ödemeyen banka ne kadar ödemek zorunda kalacak
|
30-03-2009, 17:30 | #116 |
|
Bankaların uydurduğu saçma bahanelerden biri buda. Bence de takip başlatın. Aynı gerekçeyle İtiraz edeceklerdir muhtemelen. İtirazın iptali davası açtığınızda bence hakim böyle itiraz sebebi mi olur diye gülerek lehinize karar verecektir. Kolay gelsin. Saygılar...
|
30-03-2009, 23:31 | #117 |
|
Sayın Meslektaşlar sorum şu.
Bu şekilde birçok çekin asgari tutarını bankalardan müvekkillerime aldırdım veya kendim çektim. Ancak: Direnen bazı bankalar var. icra takibi yaparken ÇEK HESABININ bulunduğu şubeye mi? takip açacağız yoksa bankanın herhangi bir şubesine ödeme emrini gönderebilir miyiz? Banka A.Ş olarak tüzel kişiliğe sahip. Şubeler de bulundukları yerde T.siciline kaydediliyor. Çek hesabının bulunduğu yer farklı bir yer olabilir ve takip açarsak yetki itirazı olabilir. Bu hususta tecrübesi olan meslektaşım varsa paylaşırsa memnun olurum. |
31-03-2009, 18:59 | #118 | |||||||||||||||||||||||
|
T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ ESAS NO:2006/2283 KARAR NO:2007/5748 Taraflar arasında görülen davada Üsküdar 3.Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 19.01.2006 tarih ve 2005/877-2006/11 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesini süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için tetkik hakimi Deyiş Cesur tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü. Davacı vekili, davalı bankanın Bakırköy şubesinde çek hesabı bulunan dava dışı E..A.Ş. 8 adet çek keşide ederek borcuna karşılık müvekkiline verdiğini çeklerin süresinde ibraz edilmesine karşın karşılıksız çıktığını 3167 sayılı kanunun 10.maddesi gereğince her bir çek yaprağı için davalının 350,00 YTL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili müvekkilinin çek bedellerini ödemekten kaçınmadığını usulüne uygun vekaletname ile başvurulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre çeklerin davalıya teslim edilmediğini genel dava vekaletinin bankalarda bu vekaletle ile ilişkisi olmayan alacakların tahsili ve banka hesabında para çekme hususunda davacı vekilinin yetkili kılmayacağı davanın bu işleme muvafakat vermesinin de davacı vekilini yetkili hale getirmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava 3167 sayılı kanunun 10 maddesinde kaynaklanan teminat bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, davacı vekilinin bankadan para çekme husussunda yetkili kılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak dava hakkı o hakkın sahibi olan kimseye aittir. HUMK'nun 59 maddesi gereğince dava açmaya ehil olan kişi davasını bizzat yahut vekil aracılığıyla ikame ve takip edebilir. Alınan hüküm uyarınca hak sahibi davayı bizzat açabileceği gibi vekil aracılığıyla da açabilir. Avukatlık Kanun'un 35.maddesi gereğince kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak adli işlemleri takip etmek bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler. Somut olayda davacı şirket usulüne uygun vekaletname ile vekili(avukatı) aracılığıyla karşılıksız çıkan çek bedellerinin teminat altına alınan miktarının tahsilini istemiştir. Bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde genel dava vekaletinin banka hesabında para çekmek yetkisi vermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ,ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istediği halinde temyiz edene iadesine 12.04.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
01-04-2009, 10:46 | #119 |
|
Sayın alperyldrm paylaşımınız için çok teşekkür ederim.
|
15-04-2009, 15:36 | #120 | |||||||||||||||||||||||
|
Y.19. Hukuk Dairesi 2007/6259 E.N , 2008/1565 K.N. Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, muhatabı davalı banka olan 12 adet çekin ciro yolu ile hamili bulunan müvekkili şirketin söz konusu çekleri şirket çalışanı Hamdi'ye tahsil için ciro ettiğini ve çeklerin bankanın Avcılar Şubesine ibraz edildiğini, çeklerin müsait olmadığı bildirilerek karşılıksız şerhi yazıldığını, 3167 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereği her bir çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu meblağ bankadan talep edilmesine rağmen ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı firma çalışanı tarafından müvekkili bankanın şubesine ibraz olunan çeklerin, karşılığı bulunmaması ve ibraz edenin bankalarının ödemekle mükellef olduğu kısmi karşılığı talep etmemesi nedeni ile arkaları yazılarak iade olunduğunu, çek asıllarının yasa gereği bankaya teslim edilmesi halinde kısmi ödeme yapmakla mükellef olduklarını, davacı tarafın çek asıllarını teslim etmediğini savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece, dava konusu olayda davacı tarafından ibraz anında bankanın sorumlu olduğu miktar kabul edilmediğinden daha sonra icra takibine konu edemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu çeklerin arkasında bulunan şerh, davacının yasadan doğan alacağını talep etmesine engel değildir. Çekin süresinde bankaya İbraz edildiği ve karşılıksız çıktığı anlaşıldığına göre davanın kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçelerle reddi bozmayı gerektirir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle karann davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın İstek halinde iadesine, 22.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. davalı bankanın " çek asıllarının yasa gereği bankaya teslim edilmesi halinde kısmi ödeme yapmakla mükellef olduklarını, davacı tarafın çek asıllarını teslim etmediği " yönündeki savunmasına karşı yrgtyın kararı bozması sorunun cevabı olabilir mi acaba |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
çekte bankanın ödemekle sorumlu olduğu miktar ödemeden men talimatı | ADVOCATEHAKAN | Meslektaşların Soruları | 13 | 18-12-2009 16:10 |
Çekte Bankaların Sorumlu Olduğu Miktar | Av.Engin Özoğul | Hukuk Soruları Arşivi | 50 | 01-03-2008 12:19 |
çekin aslının bankaya verilmesi | advocat63 | Meslektaşların Soruları | 3 | 03-10-2007 13:04 |
Çekte Bankanın Sorumlu Olduğu Tutar | Av.Selim HARTAVİ | Meslektaşların Soruları | 3 | 05-09-2007 11:02 |
bankanın sorumlu olduğu miktar | Av.Ufuk | Meslektaşların Soruları | 10 | 30-03-2007 14:35 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |