29-07-2009, 22:05 | #61 |
|
Bir kadın neden feminist olmaz?
Çünkü eğer kadın başkalarını toplumun "kadınlığın zayıflığı ve acizliği" genel kanısına yaslanarak sömürüyorsa bu kadın elbette feminist olmayacaktır. |
30-07-2009, 11:08 | #62 | |||||||||||||||||||||||
|
Feminizme "İhtiyacı yoksa" olmaz. |
30-07-2009, 17:13 | #63 | |||||||||||||||||||
|
Nasıl bir "ihtiyaç"? |
30-07-2009, 18:45 | #64 |
|
İhtiyaç kavramı sonsuz çeşitlilikte ve göreceliliktedir.
Sandalında balık tutup satarak yaşamını idame ettirmekten memnun balıkçıya "Neye ihtiyacın var" diye sorsanız, belki şaşıracak ve uzun uzun düşündükten sonra ihtimal; yalnızca "Biraz daha balığa" diyecek , belki de demeyecektir. Görkemli plazadan ferrarisine binerek ayrılmakta olan işadamına sorsanız, belki de Lamborghini yanıtını verecektir. Kimi kadının ihtiyacı yaşamını edilgen sürdürerek sorumluluk almamaktır. Kendisini seven iyiniyetli bir eşi, dostları olan, hanesi içinde mutlu yaşayan ve dış dünyaya fazlaca açılmayan bir ev kadınına sen neden feminist olmuyorsun diye sorsanız, sizi anlamakta güçlük çekecektir. Yahut yaşamını erkek üzerinden sürdürmeyi bilinçli ve sistemli olarak uygulayan bir başka kadına sorsanız, boşversene yanıtını verecektir. Ama şu veya bu nedenle, baskı gören, kendini ifade etmekte güçlük çeken, keza sorunları aşmak için çaba sarfetmek gücünü de kendinde gören (Ya da görmek isteyen) bir kadına sorsanız, bence de, nasıl olur da mevcut dünyanın gerçeklerini bile bile, göre göre, bir kadın nasıl feminist olmaz diyecektir. Yani yanıtımda feminizme olumsuz bir gönderme yok. Forum sorusunu özet biçimde yanıtladım. Bir kadın ihtiyaç duymuyorsa, feminist olmaz. Saygılarımla... |
31-07-2009, 09:40 | #65 |
|
Ülkemizde yaşayan kadınların sorunlarının farkında olan bir kadın avukata; kadınlarımızın neye ihtiyacı var, diye sorulduğunda nasıl bir yanıt verilir acaba?
|
31-07-2009, 09:41 | #66 |
|
Sayın Demirel,
Konu sadece "ihtiyaç" ışığında değerlendirilemez, görüşündeyim. Benim daha fazla yemeğe ihtiyacım yok, ama açlık sorunu beni ilgilendirir. Birinin kendisini "kurtulmuş" kadın sayması, en az açın halinden anlamayan tok kadar çarpıcıdır. Birinin bu açlıktan prim yapması ve boşverebilmesi diğergamlığın ne kadar gerekli olduğunun sağlamasının alınmasıdır. Feminizm, kadınlara yöneltilmiş temel bir haksızlığa, ataerkiye karşı bir duruş olduğundan ihtiyaç sahibi olduğunu hissetmeyenin de feminist olması ya da feminizme sempati ile yaklaşması mümkündür. Bu nedenle ihtiyaç kavramı, bu sorunun yanıtını tam karşılamıyor gibi duruyor. Saygılar. |
31-07-2009, 10:40 | #67 |
|
Maddi durumu ve toplum içindeki konumu hakkında ne koşulda olursa olsun, iyi ya da olumsuz değerlendirmesi yapmayacak kadar, karakter olrak güçlü bir kadın "Feminizme "İhtiyacı yoksa" olmaz" kavramında olabilir diye düşünüyorum.
|
31-07-2009, 11:12 | #68 |
|
Dünyada pekçok haksızlık, eşitsizlik ve düzeltilmesi gereken yanlış olduğu için, herkesin kişisel öncelikleri de farklı olabilir, dolayısıyla pekçok kişi hemen her haksızlığa karşı olsa bile, o haksızlığı düzeltmeyi kendine bayrak edinmiş bir akımın aktif bir üyesi olmayabilir, kendini o akımın bir parçası görmeyebilir ve hatta dünyada daha öncelik verilmesi gereken başka konular olduğunu düşünebilir. National Geographic'te şiddete uğrayan hayvanları kurtaran bir organizasyonun hikayelerini anlatan bir belgesel var. Eminim bu kişiler de dünyadaki diğer sorunlarla ilgilidir, ancak onların önceliği zor durumdaki hayvanlar ve kendilerini bu hedefe adamayı tercih ediyorlar. Öte yandan bu programı seyreden bir kadın hakları akımı savunucusu, "burada bir kadın fiziksel şiddete uğrarken siz maymunları kurtarmaya mesai harcıyorsunuz" diye düşünebilir. Onu eleştiren bir başkası, "dünyada çocuklar tecavüze uğrarken siz kadınlara zaman harcıyorsunuz, hangisi öncelikli" diyebilir, bir başkası "bütün haksızlıkların anası yanlış hukuk sistemidir, onu düzeltsek zaten sizin uğraştığınız sorunlar da bitecek, yan yollarda zaman geçiriyorsunuz" diyebilir, ona bir başkası, "dünyada bu kadar hastalık ve ölüm varken adalet nasıl öncelikli olabilir, yaşam hakkı herşeyin üstündedir" diyebilir, ona da bir başkası "önce 1 milyar açı doyuralım, sonra 60 yaşındakilerin ömrünü 2 yıl daha uzatmayı deneriz" derken, bir diğeri "nükleer silahları engellemezseniz zaten 3-5 yıla kurtaracağınız insanlık kalmayacak" diye cevap verebilir.
Dolayısıyla görüldüğü üzere olay sadece bir "öncelikler ve bakış açısı" sorunudur. Dünyada yanlışlıklara, haksızlıklara, eşitsizliklere aklı başındaki insanların tamamı karşıdır, ancak hangi haksızlığın ve eşitsizliğin daha önce düzeltilmesi gerektiği, bu düzeltilirken hangi metodun seçileceği konusunda herkes aynı fikirde olmayabilir veya bu metodu seçenlerin kendilerine biçtikleri kıyafetler herkese göre olmayabilir. Bu açıdan kadın erkek eşitliğine inanan insan sayısı %99 olsa bile, kendini "feminizm" olarak adlandıran akıma inanan ve kendini bu akımın yılmaz bir savunucusu olarak niteleyen kişi sayısı bunun onda birini bile bulmayabilir. Bu sadece feminizmin sorunu değildir, esasında her türlü -izm'in sorunudur. Kendilerini değil, toplumu daha fazla kucaklayan, katılaşmayan, esnekleşen, yargılamayan, anlamaya çalışan, soruna değil, çözüme odaklanan, intikam değil, sonuç arayan, geçmişle değil, gelecekle takıntılı, marjinallere değil, topluma hitap eden her "-izm", daha çok taraftar bulma konusunda ve böylece de çözüme yaklaşma konusunda diğerlerinin biraz daha önüne geçecektir diye düşünüyorum. |
31-07-2009, 15:02 | #69 |
|
Geçen gün bir belgesel seyrediyordum, Dünyada karbon miktarının arttığını arabadan tutun da elektrikli aletlere kadar herşeyin karbon yaydığını bunun 70-80 yıl içinde dünyanın ısısının %5 artıracağını bunun ise kuraklığı getireceğini, ormanları yok edeceğini, ormanlarının yok edilmesi karbon oranı daha da artracağını, ve türlerin yok olacağını ve ekosistemimdeki dengenin bozacağını iddia etmekteydi.
70 yıl sonra sanırım herkesin sorunu aynı olacak... |
31-07-2009, 15:46 | #70 | |||||||||||||||||||||||
|
O zaman herkes ayda 5 fidan dikse bir soun olmayacak demek ki! |
31-07-2009, 15:56 | #71 |
|
Sanırım 5 fidanla çözülemeyecek bir sorun. Bilim adamları başka çözümler arıyor. Ama insanlar bu doğanın dengesi her şartta bozacak yapıya sahip, maalesef. Bütün sorunların temelinde de bu var.
|
31-07-2009, 16:48 | #72 | |||||||||||||||||||||||
|
Yürekten katılıyorum. Saygılarımla... |
31-07-2009, 19:31 | #73 | |||||||||||||||||||||||
|
ve hatta Saygılarımla... |
01-08-2009, 16:37 | #74 |
|
Güzel noktalara temas edilmiş. Konuyu "- izmlerin" gölgesinde tartışmak daha çok tepki mi oluşturuyor ve refleksleri güçlendiriyor diye düşündüm.
Bir kadın neden feminist olmaz? sorusunu bir kadın neden kadın haklarına duyarlı ve onların savunucusu olmaz? diye sorarsak farklı bir yanıt alır mıydık acaba? Saygılar |
01-08-2009, 17:07 | #75 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben olsaydım, kadın ve erkek birlikte olup neden insan haklarını savunmuyor? Diye sorardım. Böylece Sayın Adnan Koray'ın işaret ettiği çevre felaketleri de olmazdı. Bir yanda Yeşiller vb; diğer yanda Feminist Parti vb; öte yanda Eşcinsel Partileri vb. Neden bu yabancılaşma? |
01-08-2009, 17:21 | #76 | |||||||||||||||||||||||
|
(Toplumumuzda yaygın kabul gören tanımıyla: ) "Femin-izm'e" yanıtını vermezdim. Neden kocana itaat ediyorsun, neden feminist olmuyorsun, hiç demezdim. Nasıl mutlu olabilir ve mutluluk verebilirsin? Başkalarına ve kendine nasıl yardım edebilirsin? Yaşadığın dünyada kendini nasıl keşfedebilir, önceliklerinin ne olduğunu nasıl keşfedebilirsin? diye sorardım. Kadın önce birey olmalıdır. Ancak kimi kadın birey kimliğini kazanmayı bilinçli olarak istemez, kimisi herhangi bir seçmenin mevcudiyetini yaşamı boyunca farketmez, mutluysa sorun yoktur. Bu kadına sen neden feminist olmuyorsun demenin, hele yargılamanın anlamı var mı? Ama kimisi bu seçmeyle karşılaşır, bilincine varır ya da varmaz. Varır o gücü kendinde bulur ya da bulmaz. İnsanlar ve yaşamlar çeşit çeşittir ve her insanın gerçeği kendine aittir, kişiseldir ama gerçektir. Feminizm bu tür bir seçmenin, zorunluluk olarak dayattığı anlarda, kadının iradesini özgür kılacak önce kişisel, devamla toplumsal desteği sunmaksa, yaşamı bu tür bir değer yargısıyla yaşamak ve kriz anlarda yanyana gelerek ihtiyacı olanlara destek çıkmaksa; ben feministim, ancak bizatihi feminizm, bir kadını -izm'in kendine özgü değer yargıları potasında eritmek ve bir anlayışı, bir sözlüğü dikte etmekten geçiyorsa, kadınlık vurgusunu insanlık vurgusunun önüne koyuyorsa, asla feminist değilim. Saygılarımla... |
01-08-2009, 18:15 | #77 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben ise bu sorunun yanıtını kısmen biliyorum. İnsan hakları savunusu şemsiye kavramdır. İnsan haklarını kadın ve erkekler elbette el ele savunabilir ve savunmalıdır da ancak kadın hakları insan haklarına göre daha spesifik bir alandır ve odaklanmayı gerektirir. Kadınlar erkekler ile birlikte insan hakları konusunda gerekli mücadeleyi verirler ve vermektedirler ancak hak savunusu özelden genele doğrudur.Erkekler için yaratılmış bir düzen içinde kadının cinsiyetinin belli sınırlara hapsedilmesine karşı konulan ve düzeltilmesini içeren bir mücadelede kadın yine geri plana itilir ve hatta kendi kaderini tayin için gereken sorumluluğu üstlenmek yerine kenara çekilerek kendisi için erkeklerin mücadele etmesini bekleyebilir. Büyük risk..! Kadın kendi var oluş mücadelesini vermek için artık sorumluluk almak zorundadır. Onun için biz yine erkekler ile birlikte insan hakları mücadelesi verelim ama kadın olmanın gerektirdiği sorumluluklardan gerekli olanları üstlenip üstümüze yüklenmiş safralardan da arınalım. Aksi bir yaşam kimi kadına göre rahattır çünkü erkek tarafından yaşam planlanır ve kendi küçük dünyasında yaşanılır,ama bağımlıdır. Ya da kimi kadına göre gereğinden fazla ağırdır çünkü toplumun yüklemeleri kadının sırtına gereğinden fazla yük yükler.. Onun için sorumu tekrarlamak isterim.. Bir kadın neden feminist olmaz? sorusunu bir kadın neden kadın haklarına duyarlı ve onların savunucusu olmaz? diye sorarsak farklı bir yanıt alır mıydık acaba? |
01-08-2009, 19:59 | #78 | |||||||||||||||||||||||
|
Sizce Feminizm kadını feminist olmadığı için yargılıyor mu? Feminizm adı altında değil de kadın hakları savunuculuğu adı altında yapılan bir organizasyonda kadının cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkabilmesi adına farkındalık düzeyinin artırılması için yapılan bilgilendirmeler ve harekete geçirme çabaları kadınları sizce rahatsız mı ediyor? Marketing de artık talebe göre üretim değil talebin yapılandırılması söz konusu iken, biz kadına hakkına sahip çık mesajını verebilmek ve bunu ihtiyaç hissettirmek için nasıl bir strateji uygulamalıyız? Madem ihtiyaç hissetmiyor ama ekonomide bunca şeyi ihtiyacımız olmadığı halde alıyorsak bir yol olmalı kadına bunu ihtiyaç hissettirmek ve harekete geçirmek için. Saygılar. |
02-08-2009, 02:07 | #79 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Kesinlikle.
Kadın, farkındalık düzeyinin arttırılmasına "İhtiyaç duyuyorsa" rahatsızlık duymaz. Duymuyorsa, evet.
Marketing kelimesi feminizmle yan yana düşebiliyorsa, feminizmin gerekliliğinden de şüphe duymak gerekir Bence iki kelimenin yanyanalığı yalnızca talihsizlik.
Aksine, ihtiyaç hissetmediği "lüzumsuz" şeyleri (Marketingin ana hedefi) aldırmak gibi bir çabaya, belki de hiç girişmemeliyiz. Yazdığım "İhtiyaç" kelimesi, korkarım yanlış anlaşılıyor. Ben demek istiyorum ki: Eğitimsiz, dünyadan bihaber alt kat komşunuz Ayşe teyze, evinde huzurlu mutlu bir yaşam sürüyor, kocasını iş dönüşü kapıda karşılamaktan haz duyuyorsa; Ayşe teyzeye feminizmin sloganlarını dikteye yahut bildirmeye kalkışmak beyhudedir. Ama bir alt kattaki Fatma Teyze dayak yiyor, yahut çalışmak istediği halde eve kapatılıyor, yahut eşine herhangi bir karşı düşünce bildiriminde şiddetle karşılaşıyor ise (maddi veya manevi), dahası bu durumdan yakınıcı ise; Fatma teyzeye feminizmin şemsiyesi iyi gelebilir. Her -izm kendince doğrudur. Her -izm kendi doğrularını dayatır. Her -izm biraz zorbadır. Her -izm; -zorbalıktan kurtulmak adına-, seslenilmeye, kendisine duyulan "İHTİYACA" muhtaçtır. Saygılarımla... |
02-08-2009, 09:07 | #80 |
|
Bugün evinde huzurlu mutlu yaşayan Ayşe Teyzenin yarın şiddet görmeyeceği, aldatılmayacağı ne malum? Şiddet veya ihtiyaç somutlaştıktan sonra ona bazı şeyleri öğretmek yardımdır sadece, ama her bireyin kadın-erkek eşitliği ve kadının uğradığı ayrımcılık konusunda yapabilecekleri konusunda önceden bilinçlendirilmesi yardım değil eğitimdir. Biz hep yardıma başvuruyoruz, eğitime neden gereksinim duymuyoruz?
|
02-08-2009, 14:39 | #81 |
|
Bir kadın neden feminist olur?
Bir kadın neden feminist olmaz? Bir kadın neden feminist olur? Bir kadın neden feminist olmaz? Üzerinde düşünülmesi gereken konu bir kadının neden feminist olduğu veya neden feminist olmadığı değil aslında. Üzerinde düşünülmesi gereken asıl konu, bir insanın(kadına indirgemiyorum, konu genel olarak insanla ve insanlıkla ilgili çünkü) neden olduğu gibi olduğu ve başka türlü veya başkaları gibi olmadığı. Bir insanın olduğu gibi olmasının etkenleri nelerdir acaba? Şimdiye kadarki mesajlarda edindiğim intiba femninizmin ne olduğu ve feminizmin türlü çeşitli şekilleri. Bir kadın neden feminist olur konusunda doğru dürüst bir cevap göremedeim, yahutta gözümden kaçtı. Nedir bir kadını feminist yapan veya yapabilecek olgular? İhtiyaç mı? İhtiyaçsa eğer, neden birisi için ihtiyaçtır da diğeri için değil? Sorun aslında bir kadının feminist olması ve diğerinin olmaması ile sınırlı değil elbette. Bir kişinin neden belirli bir şey olduğu ve başka bir şey olmadığı konusundaki örnekleri çoğaltabilirsiniz. Anne ve babalarına baş kaldırıp onları horlayan ve nazilerin safında çarpışan meşhur 'Hitler Jugend'(Hitler gençliği) var örneğin. Neden Hitler'i anne ve babalarına tercih etti dersiniz bu çocuk yaştaki gençler? Bir diğeri neden vatan uğruna canını feda eder? Daha başka birisi neden beline bombayı sarıp bile bile ölüme gider? Bir avukat neden müvekilleri için ölüm orucuna başlar? Bir kimse hangi nedenle sevdikleri için ölümü göze alır? Bir diğeri neden en çok sevdiği varlık olan kızını veya kızkardeşini öldürür? Kişilerin,belirli ruhsal bozuklukların dışında, doğuştan iyi veya kötü olduklarına inanmadığım için yukarıdaki sorulara vereceğim cavap, eğitim ve kişilik olacak. Eğitim kişiliğin harcı ve mayasıdır. Bir toplumun fertlerinin çoğunluğunun aynı veya benzer davranış örnekleri ortaya koymaları, aldıkları ortak eğitimden kaynaklanır. Aynı eğitimi almalarına rağmen, neden bir toplumun tüm bireyleri aynı davranış örnekleri göstermez ve az veya çok sayıda toplum bireyi çoğunluğunkinden değişik bir davranış ve düşünce yapısı ortaya koyar? Bu son soruya vereceğimiz cevap, bizi ‘Bir kadın neden feminist olur? Ve Bir kadın neden feminist olmaz?’ konusunda veya konularında bir adım ileriye götürür diye düşünüyorum. Nedir peki bu sorunun cevabı veya cevapları: Çoğunluğun fikrinden ayrı olan değişik bir fikir sahibi olmak arzusu olabilir, Geleneksel düşünce yapısına baş kaldırma arzusu olabilir, Araştırmacı bir düşüncenin ürünü olabilir, Mevcut sistemden bir zarar görmüş olmak olabilir, Toplumun ezilenleri ile dayanışma arzusu olabilir, Toplumun bahşettiği olanaklardan pay alabilme düşüncesi olabilir, Adaletsizliğe ve haksızlığa baş kaldırma düşüncesi olabilir, İnsanın üzerinde iyi veya kötü etkileri olabilen bir olayla karşılaşmış olmak olabilir, Kadının erkekten üstün olduğuna inanmak olabilir, Basın yayın organlarını dolduran kadına karşı işlenen şiddet olayları olabilir, Basın ve yayın organlarının, bu arada internetin, eğitici etkisi olabilir, Dışarıdan gelen etkiler olabilir, Toplumun ilerici veya tutucu kesimleri olabilir, Kişinin içinde beliren neden ve niçin soruları olabilir, Kişinin yakın çevresi olabilir, Ailenin etkisi olabilir, Eğitim öğretim kurumları olabilir, Belirli bir moda akımı olabilir, Bir ideolojinin taraftarı olmak olabilir, Gomonist parmağı ve toplum ve aile yapımızı dejenere etmek isteyen dış çevreler konusunda kesin bir fikrim yok daha. Saygılarımla |
02-08-2009, 15:28 | #82 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Demirel, İhtiyaç konusunda aslında genel doğrular noktasında haklısınız. Statünün temelinde ihtiyaç vardır. Yani ihtiyacınız olan şey daha anlamlıdır ve daha değerlidir. Bu noktada size katılıyorum ve aslında Feminismden öte kadının haklarına duyarlılık noktasında farklı düşünmediğimizden eminim. Yöntemlerde ayrışıyoruz Sanırım Marketing ve Feminizm kavramlarını yan yana kullanmak konusunda bir açıklama getirmeliyim. Eğer konuyu "ihtiyaç" noktasına bağlarsak o zaman ihtiyacı yapılandırmada ne gibi bir strateji izleyebilir babında kullanmıştım bu iki kavramı yanyana. Bence burada yerindedir.Hoş görünmüyor farkındayım ama bence yerine oturmuştur. Kadın Haklarına dair çalışmalarda genellikle "yangın söndürme" yaklaşımları "önleyici" yaklaşımın önüne geçmektedir. Aslında bu sadece bu konuya da özgü değil. Uzun vadeli düşünmeme ve günü kurtarma yaklaşımı bu konuda da hüküm sürüyor. Feminizmi sadece yardıma ihtiyacı olan kadınlara endekslersek bu konuda bir şeyler yapmaya çalışanlar hep "verici" , yardım için kendisini zaten çaresiz hisseden kadınlar da "alıcı" konumunda olacak. Siyasete değinmek burada yasak ancak bizim toplumumuzda bir dilenci kültürünün giderek yaygınlaştırıldığının farkında olmalıyız ve kadını da hiç bir şey yapmadan alma noktasında itiyoruz bu şekilde.Kadının esas sorunu: duyarsız kalmak..bir ve öğrenilmiş çaresizlik.. iki. Kadın aslında erkek toplumunda gereğinden çok verici ve sömürülen olmasına rağmen kendi hak ve sorumluluklarını üstlenme konusunda pasif yaklaşımıyla sadece yardıma ihtiyaç duyduğunda bu konulara ilgi gösteriyor maalesef. Hayır bence yardıma gereksinimi olmasını beklemeden eğiterek ve belki de arkasından iterek , cesaretlendirip yüreklendirerek , bilinçlendirerek haklarının sorumluluğunu alması ve gereklerini yerine getirmesi için biraz harekete geçirmeliyiz artık kadınları ( kendileri harekete geçmiyorsa)... Gelecekte ne olacağı belli olmaz diyerek değil.. Gelecekte belki benim de başıma gelir diye de değil.. Sadece bunun onların doğal olarak hakkı ve sorumluluğu olduğu için. Cinsiyetinden ötürü ikinci sınıf olmak bir kader olmadığı için. Ve gelecek nesilleri kadınlar yetiştiriyor unutmayalım. Çocuklarına yeterince güçlü modeller oluşturmaları gerektiği için .. Çok ülküsel belki ama böyle olduğuna inanıyorum.. Ve kadını bu marketting ile mi olur yoksa başka bir strateji ile mi ben bu yolda atılacak adımlar konusunda yöntemi meşru olduğu sürece hiç bir yaklaşımı yadırgamıyorum. Bugüne kadar denenmemiş ne varsa denenmeli..Fakat şunun da bilincindeyim. Bu demokrasi kültürü ile ayrıştırılamaz. Bizim ülkemizde Avrupa'nın 600 senede aştığı noktalar altı okla 60 senede aşılmaya çalışılmıştır dolayısıyla bir takım şeylerin tam olarak oturmaması doğaldır. Demokrasi bilinci, STK lar vs bunlar elbet zamanla yerine oturacaktır. Kadın hakları da bu sistem içinde mücadelesi verilen bir alandır ve bu sınırlılıklardan elbette nasibini almıştır. Saygılarımla. |
02-08-2009, 16:36 | #83 |
|
Feminizm; kadının yaşam içerisinde ve kanunlar önünde insan olarak erkekle eşit haklara sahip olması ise, bütün kadınlar aslında feministtir.
Fakat kadın hem ataerkil aile sisteminin kendisi için oluşturduğu rol gereği, hem de kanunlar önünde erkeğin kendi üzerinde olan konumu nedeni ile uzun yıllar kimlik sorunu yaşadı. Kanunlar düzenlendi, fakat kadının toplumda erkeğin arkasında oluşan ikincil karakterden sıyrılması hem kadının , hem de erkeğin bilinçlenmesine bağlı olduğundan ; bu önce eğitim sonra da doğal olarak zaman demekti. Kolay değil erkek, de kadın da senelerce kadını tacize tecavüze açık, sesini çıkartmaya korkan , asli görevi erkeğe hizmet olan dolayısı ile erkeğin kontrolünde yaşamak zorunda olan aciz bir varlık olarak gördü. Bir kadın neden feminist olmaz? Sanırım, baskı gören, umutları, kişiliği ezilen, korkutulan kadın feminist olmaz. Feminizm kadının hem erkeğe, hem de kendi cinsine karşı verdiği; kazanılması ise bireylerin bilinçlenmesine bağlı olan büyük bir hürriyet savaşı. Kadının insan olduğunu, erkekten farklılıkları olsa da eksik bir tarafının olmadığını, eşit haklara sahip olduğunu toplumun kabullenmesi eğitime bağlıyken ve bunu en basit şekliyle ortaya koymak varken feminizmin türlü alt grupları, farklı uç noktaları nedeniyle pek çok kişi (kadın/erkek) kafası karıştığı feminizmi erkek düşmanlığı olarak gördüğü için feminist olmayabilir. |
02-08-2009, 19:11 | #84 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Özge Yücel, Mesajımda önleyici tedbirleri almak olarak adlandırdığınız bölümü de özet bir cümleyle geçmiştim. Bir kadının seçme anında iradesini özgür kılabilecek ilk ve öncelikli yegane gerçek; "Özgür irade" ve bu iradeye malik, daha doğrusu farkında olma gerçeğidir. Bunun olabilmesi de ancak eğitimle mümkündür. Toplumsal destek bilahare konu-komşudan, feminizm yahut sair başka yardımcı alt bilinç ve devamında toplumsal destek birimlerinden gelebilir. Ama kadının iradesini özgür kılacak kişisel ve harekete geçirme yeteneğini haiz TEK GÜÇ; öncelikle kendinden (eğitilmiş kendinden) geçer. Toplum eğitimle değişip,dönüştükçe bu gizil kalmış gücü kadın zaten farkeder. Eğer eğitimle kazanılamamışsa, yani kadın özgür iradesini harekete geçirecek bilgiye ya da güce sahip değilse (ekonomik ya da psikolojik temelli), bu kadına dilediğiniz desteği sunun, zaten yararlanmayı reddeder. İhtiyaç kavramı tam da bu noktada anlamını buluyor. Bu noktada ne eğitim, ne toplumsal ve hukuksal destek. Kadın şu ya da bu nedenle, eşitlikçi yahut öncelikli yahut kendisine biçilen "mağdur" etiketlerini tümden reddedebilir. Tüm desteğe rağmen karşı çıkabilir ve statükocu davranabilir. Bu noktada bu kadına "Neden feminist davranmıyor, olmuyor, tüm destekli üstelik, nasıl olmaz" sorusunu yönelttiğinizde verilebilecek tegane yanıt "İhtiyaçtır". O kadının şu ya da bu nedenle, yaşamı tümüyle kişisel kavrayışında feminizme "ihtiyacı yoktur". Bu noktada kadını-insanı yargılama şansınız var mı? Forum sorusuna bir cümle ile verdiğim yanıtı açma ve kendimi yeterince ifade etme şansı bulduğuma inanarak forumdan ayrılıyorum. Tüm kadınlara selam olsun! Saygılarımla... |
03-08-2009, 19:37 | #85 | |||||||||||||||||||||||
|
Bütün seçenekleri saydınız mı diye baktım. Fakat bunlar sanki gereğinden fazla genellenmiş gibi geldi bana Sayın Gemici. Bu şıklar hiç kimseyi dışarda bırakmayacak cinsten. Sadece feminist olmak için değil soruyu değiştirip başka bir şey sorsak bu seçenekler yine geçerli sayılabilir. Gerçi gomonist parmağı ve toplum ve aile yapımızı dejenere yapmak isteyen dış güçler konusunda biraz daha düşünmeliyim ama Fazla genel olduğu için hedef şaşırtabilecek özellikte.. Saygılar.. |
03-08-2009, 22:05 | #86 | |||||||||||||||||||||||
|
Haklısınız, ama maksadım zaten bir kişiyi feminist yapacak veya yapabilecek seçenekleri saymak değildi; Kişiliği ve dünya görüşünü etkiliyebilecek etkenlerden bazılarını saymaktı. Feminist olmanın kişilik ve dünya görüşü ile alakası yok derseniz durum değişir elbette Sayın Academic. Saygılarımla |
03-08-2009, 23:28 | #87 | |||||||||||||||||||||||
|
Yok dersem Sayın Gemici? Yanıtınızı merak ettiğim için "yok" demeyi tercih ediyorum. Saygılarımla.. (Sizden öğreneceğim bir şeyler var, eminim). |
13-08-2009, 22:27 | #88 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Academic, 'Feminist olmanın kişilik ve dünya görüşü ile alakası yok derseniz durum değişir elbette Sayın Academic.' cümlesini, sizin benim genellemelerimi özele indirgeyip hedefi şaşırtmaya yol açmayacak bir şekilde belirliyeceğiniz ve bir kimseyi feminist yapacak özel sebepleri yazacağınız ümidi ile yazmıştım. Cümleyi şu şekilde de kurabiliriz: Benim genellemelerime verdiğiniz cevaptan, bir kişinin hangi nedenlerle feminist olacağı konusunda özel sebepler bildiğiniz sonucunu çıkarıyorum. Vardığım bu sonuç doğru ise, özel sebeplerinizi yazarsanız memnun olurum. Saygılarımla |
13-08-2009, 22:38 | #89 |
|
Bir kadın ekonomik özgürlüğünü kazanamamışsa; feminist olmaz.
Bir kadın eğitim alamamışsa; ekonomik özgürlüğünü (kolay kolay) kazanamaz. Bir kadın ekonomik özgürlüğünü kazanıp, yine de feminist olmamışsa; hemcinslerince suçlanır. Nihayetinde kadın olmak da zordur, feminist olmak da... Forum sorusuna bakılırsa; olmamak da |
13-08-2009, 23:18 | #90 | |||||||||||||||||||
|
Çok doğru ve özet bir söz.Evet feminist olmak zor. Feminizmi anlamak için okumak gerekiyor,öğrenmek gerekiyor,zaman ayırmak gerekiyor. Okumakla kalsa iyi,alışıldık davranış ve düşünceleri şöyle bir elden geçirip ayıklamak gerekiyor. Alışıldığın savunmasında arkada duran ve onaylayan kalabalıktan ayrılmayı göze alma,yeni bir tutum arayışı ,alışılmışlığın konforundan uzak olma ihtimali ,birey olma yolunda yaşanan zorlu süreç. Feminizmden beslenen düşüncenin zenginliği ve hayatı yeniden farklı bir bakışla keşfetmenin şaşkın sevincini daha çok zaman beklememek dileği ile.. Devam edelim... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Türkiye'de Feminist Parti | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 16 | 21-07-2009 22:34 |
Feminist Darbe | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 3 | 15-07-2009 21:15 |
bir kadın neden feminist olur? size göre feministlik nedir? | hakimm | Site Lokali | 131 | 13-07-2009 23:20 |
Polonya'da Feminist Parti | Ayşegül Kanat | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 4 | 15-12-2006 20:51 |
Bir Sene Neden 12 Aydır Ve Şubat Ayı Neden Cüce Kalmıştır? | Gemici | Site Lokali | 3 | 30-03-2004 08:26 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |