09-10-2010, 11:15 | #61 |
|
Avrupa Parlamentosu dini inancı gereği kürtaj yapmayı kabul etmeyen hastane ve doktorların, gelecekte hastaların sağlıkları ile ilgili yaşadığı problemlerden sorumlu olmayacakları kararını aldı...
Avrupalı Hristiyan Demokratların verdiği destekle alınan karar tartışmaları da beraberinde getirdi. Karara göre hiçbir hastane, kurum veya birey kürtaj yapmadığı için sorumlu tutulmayacak. Ancak bu karar sağlık problemleri nedeniyle kürtaj yapmak zorunda kalan kadınları zor durumda bırakacak. 51’e karşı 56 oyla alınan tartışmalı kararı Acıbadem Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör değerlendirdi. Doktorlar için annenin sağlığının ön planda olduğunu söyleyen Güngör, dolayısıyla annenin sağlığına zarar verecek hiçbir uygulama yapmayacaklarını belirterek, “Hekim dini inancım gereği durumu ciddi olan hastaya kürtaj yapmam diyemez” dedi. ‘Kürtaj kadın hakkıdır’ Prof. Dr. Mete Güngör, şöyle konuştu: “Düzenlemenin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması gerekir. Biz de bu kurallara uyarız. Kişisel düşünce ve dini fikirlere göre hareket edip sağlıkta yapılması gereken işlemleri sınırlandıramayız. Kürtaj yapan doktorların bir kısmı ben kürtajı uygun görmüyorum ve yapmıyorum diyebilir. Dini olsun olmasın başka duygusal nedenlerle de bunu yapmak istemeyebilir. Hastanın kanaması varsa ve hamileliğin devamı anneye zarar veriyorsa hekim ‘Dini bir nedenle yapmak istemiyorum’ diyemez. İnsanların dini görüşleri her ülkede olduğu gibi farklılık gösterebilir. Bunlar kurallar çerçevesinde sınırlı kalmalıdır.” Doktorların büyük kısmının kürtaja karşı çıkacağını düşünmediğini belirten Prof. Güngör: “Kürtaj sağlığın yanında aynı zamanda bir kadın hakkıdır. Plastik cerrahide kaşınızı gözünüzü değiştirmek isteyebilirsiniz ama doktor bunu yapmak istemeyebilir. Bunun dini ya da başka sebebi olması gerekmiyor. Doktor hastanın sağlık durumuna göre karar verir. Annenin sağlığı gereği kürtaj yapılması gerekiyor da doktor ‘Benim dini inancım gereği kürtaj yapmıyorum’ derse bu çok yanlış bir yorum olur” dedi http://haber.gazetevatan.com/avrupan...33575/30/Dunya |
05-06-2012, 08:58 | #63 |
|
Demokrasi insanların üzerinde konsensusa varamadıkları hususlarda serbestiyi esas alır. Şu anki hukuksal düzenlemede kürtaj yaptuırmak istemeyen bir insanın kürtaja zorlanması söz konusu olmadığına göre, bu kıyamet neden kopuyor anlayabilmiş değilim. Bebeği özürlü doğacak olan ve buna rağmen doğum yapmayı göze alan veya tecavüze uğramış(bu konuda artı parantez olarak evlilik birliği içinde eşinin tecavüzüne uğrayan kadınların kürtaj istemi kimsenin aklına gelmiyor nedense) olmasına rağmen bebeğini dünyaya getirmek isteyen birine kimse hayır doğuramazsın demiyor ki. İnançları ve dünya görüşü gereği, ne olursa olsun doğumunu gerçekleştirmek isteyenler gerçekleştirebilirler. Ama gerçekleştirmek istemeyen insanlara da engel olmaya hakları yok.
Otuz yıl önce Türkiye'nin görüşüp tartışıp kanunlaştırdığı bir düzenlemenin şimdi tekrar gündeme gelmesi geriye gitmek midir, ileriye mi? |
05-06-2012, 12:28 | #64 |
|
Vallahi eylem çok güzeldi. Harikaydı. KAtılım da güzeldi fakat daha fazla olmasını beklerdim.
Taraf gazetesi de sağolsun benim saçma bir fotoğrafımı haberine koymuş http://www.taraf.com.tr/haber/yuru-ya-erdogan.htm |
09-06-2012, 11:46 | #65 |
|
Kürtaj yasağını sıkılaştırma girişimini protesto eden kadınlar 15 ilde eşzamanlı eylemler gerçekleştirdi. Oturma eylemlerinde iller arasında internet üzerinden görüntülü bağlantı gerçekleştirilirken ilginç sloganlar atıldı.
İstanbul’da akşam 8 sularında Taksim’de Galatasaray meydanında toplanan yüzlerce kadın “Kürtaj haktır, Uludere katliam”, “Kuluçka değilim, bedenim benim” sloganlarının yanı sıra “Bana bak Başbakan, Tepemizi Attırma, Kendin Yat Kuluçkaya Bir Türkçük İki Türkçük Üç Türkçük doğurmaya!” diye bağırdı. Başbakan’a seslenen bir başka slogan da “Tayyip kaç kaç kaç kadınlar geliyor” oldu. Eylem İstanbul’la birlikte Bodrum, Denizli, Antalya, Sakarya, Sinop, İzmir, Hatay, Bursa, Adana, Ankara, Çanakkale, Mersin, Diyarbakır, Eskişehir’de gerçekleşti. Taksim’deki meydanda, başka illerdeki eylemlerin görüntüleri beyazperdeye yansıtılırken, ülkenin farklı yerlerindeki kadınlar eşzamanlı şarkı söyleyip slogan attı. http://www.taraf.com.tr/haber/basbak...-kuluckaya.htm |
09-06-2012, 11:52 | #66 |
|
Kürtaj Yasağına Karşı Erkekler
Basın açıklaması ve yürüyüş çağrısı 5 Haziran Salı akşamı geniş katılımlı bir toplantıyla bir araya gelen, farklı politik çevrelerden muhalif erkekler, Kürtaj Yasağına Karşı Erkekler adıyla yapılacak bir eylemin çağrıcılığını üstlenme kararı aldı. Tarih: 10 Haziran 2012 Pazar günü saat: 14.00 Toplanma yeri: Beyoğlu Tünel Meydanı http://rahatsizerkekler.blogspot.com/ |
09-06-2012, 23:47 | #67 |
|
Ne yazık!
Benim yönettiğim ülkede tecavüz en ağır şekilde cezalandırılır. Tecavüz cinayetle aynı oranda cezalandırılmalıdır diyen, ben kadınlarımızı kollar, tedbir alır, afişe etmem diyen bir liderimiz yok ama, tecavüze uğrayan doğursun, devlet bakar diyen bir yönetimim var... Sussak mı, konuşsak mı? |
12-06-2012, 15:03 | #68 |
|
Avrupa Konseyi Genel Sekreter Yardımcılığı'nı iki dönemdir yürüten Maud de Boer-Buquicchio, kadına karşı şiddet toplantıları için Türkiye'deydi.
Aile içi şiddetle mücadele konusundaki Avrupa Sözleşmesi'nin mimarı olan Boer-Buquicchio, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüştü. "Kürtaj yasaklanıp nüfus artırılmaz" diyen Boer-Buquicchio, Hürriyet gazetesine konuştu. "Kadına karşı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele ve çocuk istismarı konularını Avrupa Konseyi gündeminin ana başlıkları arasına nasıl soktunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı: "İlk göreve geldiğimde bu konular 'pembe' olarak görülüyordu. Erkek meslektaşlarımın fazla ilgilenmek istemediği alanlardı. Hükümetlerde çoğunluk hâlâ erkeklerde olsa da bu alanlarda yasal düzenleme yapmaları yönünde dikkatlerini çekmeyi başardık. Aslında kadın meseleleri ile çocuk meselelerini de karıştırmak istemiyorum. Çünkü ikisini bir arada ele almak demek o tuzağa düşmek demek. Yani sanki çocukların konuları kadınların işidir. Hayır çocukların konuları herkesi, herkesten önce kendilerini ilgilendirir. Çocuklar mini insan hakları olan mini insanlar değildir. Eminim ki Avrupa Konseyi bu konularda benim mirasımı devam ettirecek." Türkiye ziyaretini de değerlendiren Boer-Buquicchio, "Bakan Şahin'in erkek bakanları teşvik etme konusunda ne kadar yoğun çaba sarf ettiğini biliyorum" dedi. "Bakan Ergin de toplumsal farkındalığın artırılmasına yönelik bütün önerilerimize sıcak yaklaştı. Cinsiyetler arasındaki ayrımcılığın ve aile için şiddetin kötü bir şey olduğu çocuklar çok küçükken öğretilmeye başlamalı. Bakan Ergin de, bu eğitimin ilkokulda verilmesi konusunda olumlu. Beklediğimiz doğrultuda siyasi irade var ve bunu önemsiyorum. "Kadın, kendi bedeninin hakimidir" Boer-Buquicchio, kürtaj tartışmasıyla ilgili de şunları söyledi: "Avrupa Konseyi'nin kürtaj konusunda bir tutumu yok. Bu iş ulusal yasaların inisiyatifine bırakılmıştır. Ancak benim şahsi fikrime göre bir kadın olarak kendi bedenimin hakimi benim. Bir kadının bedenine ne yapılacağı, kendisinden başka hiç kimsenin karar verebileceği bir konu değildir." "Elbette bir noktadan sonra iki candan bahsediyoruz ve bu her yerde etik bir tartışma. Kürtajın yasal süresi Avrupa ülkelerinde 10-12 hafta arasındadır. Türkiye'deki tartışma henüz yasalaşma noktasında değil ama tartışılan şey mevcut yasal pozisyondan geriye gitmek demek. Milyonlarca kadını etkileyecek bir karardan söz ediyoruz ve doğal olarak kadınların söz hakkı olmalı. Bu konuda sivil toplumun görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini görüştüğüm bakanlara da söyledim." "Parası olmayan merdiven altına" "Hiçbir kadın kürtaj olmaktan mutlu olmaz ve kürtajdan yana değildir. Kürtaj bir travmadır ve son çaredir. O nedenle de zaten zor olan bu konuda hükümetin baskıcı önlemler almasını istemeyiz. Eğer hükümet kadınları çocuk yapma yönünde teşvik etmek istiyorsa bunun önlemlerini almalı. Kadınların çocuk yapmak isteyeceği ekonomik ve fiziki şartları iyileştirmeli. Yani 'Kürtajı yasaklıyorum' demek yerine 'Size çocuk yapmanızı teşvik edecek ortam yaratacağım' mesajı vermeli. Bu mesaj negatif değil pozitif yollarla verilirse sonuç daha iyi olur." "Çünkü kürtajı yasaklarsanız daha az kadın kürtaj olmayacak. Sadece şu olacak; parası olanlar yurtdışına gidip kürtaj olacak, olmayanlar merdiven altlarında. Sonuçta annelerin ve gelecekteki bebeklerin hayatlarını riske atmış olacaksınız. Kürtajı yasaklayarak nüfusunuzu arttıramazsınız." "Kadınlar ses çıkarmaya devam etsin" Ceninin taşıdığı sürece anneye ait olduğunu söyleyen Boer-Buquicchio, "Belli bir noktadan sonra kendisine ait bir yaşamı var elbette. Ama bunun ne zaman olduğuna kim karar verebilir ki? Bir kadın olarak bedenime ne yapacağıma hiçbir politikacı, dini otorite ya da yasa yapıcı karar veremez" diye konuştu. "Kadınlar, seslerinin duyulduğundan emin olana kadar ses çıkartmaya devam etsinler. Ama bir yandan da siyasetin kenarında kalmak yerine karar vericiler arasına girmek için hırslansınlar. Ne yazık ki ülkenizde çok az kadın siyasetin parçası. Türkiye'deki kadınlar aktif siyasetin içinde daha büyük roller almak için mücadele etmeli. Bianet :: "Söz Hakkı Kadınındır" - Bianetbianet.org 11 Haziran 2012 |
18-06-2012, 23:37 | #69 | |||||||||||||||||||
|
TIBBİ OLMAYAN NEDENLERLE İSTEMLE DÜŞÜĞÜN ETİK YÖNLERİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM HEKİMLİĞİ AÇISINDAN TIBBİ ETİK KONULARI ve ilgili diğer kapsamlı bilgiler için: http://www.medikalakademi.com.tr/ind...k-ismali-dolen |
22-06-2012, 11:54 | #70 |
|
ANKARA- Kadınların tepkileri, AKP Hükümetinin kürtajı yasaklama girişimlerini engelledi.
25 Haziran Pazartesi günü Bakanlar Kurulu'na sunulacak yasal düzenlemede yer alması beklenen maddelerden bazıları belli oldu. Kamuoyunda en çok tartışma konusu olan zaman sınırlamasında mevcut düzenleme korunacak. Böylece kürtaj yasağı 10 haftadan sonra uygulanacak. Ayrıca kürtajı, uzman doktorlar yapabilecek pratisyen hekimlere yasak olacak. Yapılacak mekanlarla ilgili noktalar da yeniden düzenleniyor. Operasyonlar sadece hastanelerde yapılabilecek. Muayenehaneler ve kliniklere de yasak geliyor. Bu sınırları ve kısıtlamaları dikkate almayanlara ise ceza getiriliyor. Etkin Haber Ajansı / 21 Haziran 2012 Perşembe, 18:00 |
02-07-2012, 23:14 | #71 |
|
SAĞLIK HİZMETİ SUNANLARININ GÜVENLİ DÜŞÜK VE TIBBİ DÜŞÜK KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ , ALGILARI VE UYGULAMALARIARAŞTIRMASI SUNUM TOPLANTISI
KAPANIŞ / SONUÇ BİLDİRİSİ Halen sağlık hizmeti sunan personelin ve tıp ve hemşirelik fakültesi öğrencilerinin güvenli düşük ve tıbbi düşük konusundaki görüşleri, algıları ve uygulamalarına ilişkin Başkent ve Hacettepe Üniversitelerinin, Dünya Sağlık Örgütü işbirliğinde, Ankara, İzmir, Manisa ve Van illerinde yürüttükleri araştırmanın bulgularının sunulduğu bir toplantı 6 Haziran 2012 tarihinde Ankara’da düzenlenmiştir. Uluslararası kuruluşlar, Türkiye’nin çeşitli illerinden katılan Üniversiteler, Sağlık Bakanlığı çalışanları ve yöneticileri, STK’lar ve diğer sektörlerden oluşan, çoğunluğu kadın hastalıkları ve doğum, halk sağlığı, aile hekimliği uzmanları, pratisyen hekimler ebe ve hemşirelerden oluşan toplam 150 katılımcı tarafından toplantı sonunda aşağıdaki görüşler oluşmuştur; Güvenli olmayan düşüğün önlenmesi konusunda ¨ Toplantıda sunulan bilimsel kanıtlar, dünya ve Türkiye istatistikleri, “güvenli koşullarda yapılmayan düşüğün” kadın sağlığı yönünden son derece tehlikeli ve de anne ölümlerinin en önemli nedenlerinden olduğunu ortaya koymuştur. ¨ Doğurganlığa karar verme hakkının, uluslararası belgelerde de vurgulandığı gibi “bireylerin, ailelerin özellikle de kadınların özgürce kullanacakları bir insan hakkı olduğu, bu karara kimsenin müdahale etmemesi gerektiği” vurgulanmıştır. ¨ Türkiye’nin geçmişte izlediği üreme sağlığı politikaları pek çok ülkeye örnek olacak özellikte olup, kadın anne ve çocuk sağlığına olan olumlu etki ve katkısı yıllar içinde yapılan bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuştur. ¨ Türkiye’de sağlıksız koşullarda yapılan düşüklerin anne ölümlerine neden olmasının önüne geçmek amacı ile düşükler, 10 haftaya dek yasallaştırılmıştır. Bu yasa ile getirilen diğer önlemlerle, etkili gebeliği önleyici yöntem kullanımı da hızla artmıştır. Ayrıca bu yasanın uygulanması, isteyerek düşüklerin anne ölümlerinin içindeki payının % 2 lere kadar düşmesini sağlamıştır. ¨ İsteyerek düşüklerin yasa ile yasaklanması düşük yapmayı azaltmamakta aksine sağlıksız koşullarda yapılan düşükleri arttırarak anne ölümlerinin artmasına yol açmaktadır. Bunun yaşandığı pek çok ülke örneği bulunmaktadır. ¨ İsteğe bağlı düşüğe olan ihtiyacı azaltmanın en etkili yolu, danışmanlık dahil aile planlaması hizmetlerinin tümünün herkesçe erişilebilir şekilde genel sağlık sigortası kapsamı altına alınmasıdır ¨ Türkiye’de daha önce yapılmış olan “Faz 3 klinik araştırmaların ve sunulan araştırmanın sonuçları” göz önüne alındığında, cerrahi düşük yönteminin risklerini taşımayan, gebeliğin erken dönemde sonlandırılmasında çoğu Avrupa Ülkeleri olmak üzere halen dünyada 50 den fazla ülkede uygulanmakta olan “tıbbi düşük - cerrahi müdahale olmaksızın ilaçla yapılan düşük yönteminin” de Türkiye’de , kadınlara standart üreme sağlığı hizmetleri içinde bir seçenek olarak sunulması uygun olacaktır. ¨ Tıbbi düşük yönteminde kullanılan mifepriston ve misoprostol’ün Türkiye’de de tıbbi düşük yönteminde kullanılması için ruhsatlandırılma işlemi gecikilmeden tamamlanmalı |
07-07-2012, 18:23 | #72 |
|
Kürtajda Fiili Durum
Yasaya göre isteğe bağlı kürtaj 10 haftaya kadar serbest. Ancak HABERTÜRK’ün yaptığı araştırma, devlet hastanelerinde bu sürenin 6 ila 8 hafta arasında olduğunu ortaya koydu. Gebelik 9.5 hafta ise “Bize gelmeyin” diyorlar. Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerinde uzun süredir tartışılan kürtajla ilgili birbirinden farklı sonuçlar ortaya çıktı. Mevcut yasaya göre isteğe bağlı kürtaj, 10 haftaya kadar olan gebeliklerde yapılabiliyor. Üstelik annenin evli olması şartı da aranmıyor. Ancak HABERTÜRK’ün yaptığı araştırmaya göre İstanbul’da kürtaj yapan hastane sayısı yok denecek kadar az. Aynı şey diğer iller için de geçerli. Aile Planlaması Merkezi olan hastanelerde ise kürtaj için gebeliğin 6 ile 8 hafta olması şartı aranıyor. HABERTÜRK muhabirinin hastanelerle yaptığı telefon görüşmelerinde ortaya çıkan tablo şöyle: İSTANBUL KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ - Kürtaj prosedürü nedir acaba? Yasal sınır 9-10 haftaya kadar, randevunuz varsa veriyoruz. - Bizimkisi 9.5 hafta, olur mu acaba? 9.5 hafta mı? 9.5 haftaysa hiç gelmesin bize. HASEKİ HASTANESİ - Kürtaj yaptırmak istiyoruz, 9 haftalık mümkün mü? Yok almıyoruz. İZMİR DR. EKREM HAYRİ ÜSTÜNDAĞ KADIN HASTALIKLARI HASTANESİ - Kaç haftaya kadar kürtaj yapıyorsunuz? Biz 8 haftaya kadar alıyoruz. - Bu yeni bir uygulama mı? Hayır, yıllardan beri böyle. KONYA DR. FARUK SÜKAN DOĞUM VE ÇOCUK HASTANESİ - Prosedür nedir acaba? Resmi nikâhı varsa 6 haftayı geçmemek şartıyla eşiyle gelip imza veriyor. - Eşiyle mi? Evet resmi nikâh diyoruz ya, eşiyle beraber gelecek. Eşi imza verecek. ALANYA DEVLET HASTANESİ - Kürtaj yaptırmak istiyoruz, prosedürü nedir? Sağlık nedeniyle mi yoksa isteğe bağlı mı? -İsteğe bağlı İsteğe bağlı kürtaj yapılmıyor. - Neden? Devlet hastanesinde yapılmıyor. Özel hastanelere sorun. ERZURUM NENEHATUN HASTANESİ - Kürtaj yapılıyor mu? Aile planlamasında yapılıyor, 8 haftaya kadar. - 10 hafta değil mi? Hayır 8, yıllardır böyle. VAN DEVLET HASTANESİ - Kürtaj yapılıyor mu? Yapılıyor - Prosedür nedir? Ultrasonla kalp atışlarına bakılıyor. Kalp atışları yoksa kürtaj oluyor, bebek yaşıyorsa olmuyor. - Siz hemşire misiniz? Hayır ben ebeyim. - Ama devlet hastanelerinde 10 haftaya kadar yapılıyor yasaya göre? Kesinlikle yasak, kanunen öyle bir şey yok. RİZE İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ ANA ÇOCUK SAĞLIĞI BİRİMİ - Kürtaj yapılabiliyor mu? Kürtaj yasaklandı. - Nasıl olur, serbest? Bakanlık genelgesine göre haftası uyumluysa alınır. Yani gebelik 10 haftaya kadarsa bütün hastanelerde yapılıyor http://www.haberturk.com/saglik/habe...urtaj-haritasi |
14-07-2012, 09:03 | #73 |
|
Ve kürtajda ilk baskın...
Antalya'da, polis ekipleri 4 aylık hamile kadına kürtaj yapmak istediği öne sürülen jinekolog operatör doktoru gözaltına aldı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı jinekolog operatör doktor A.A'nın Güllük Caddesi'ndeki muayenehanesine İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileriyle baskın düzenledi. Baskın sırasında muayenehanede bulunan ve 4 aylık hamile olduğu öne sürülen S.U'ya (25) kürtaj yapma hazırlığında olduğu iddia edilen A.A, "çocuk düşürme" suçundan gözaltına alındı. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan kontrolde 4 aylık hamile olduğu tespit edilen S.U'nun da ifadesi alınmak üzere Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenildi. http://gundem.milliyet.com.tr/ve-kur...05/default.htm |
19-07-2012, 16:46 | #74 |
|
Doktor istemezse kürtaj yapmayacak
Meltem ÖZGENÇ / ANKARA 18 Temmuz 2012 Bakanlar Kuruluna sunulan kürtaj taslağının ayrıntıları ortaya çıktı. Buna göre, sağlık personeline kürtaj yapmama hakkı tanınacak, anne ve baba adayını kürtajdan vazgeçirmek için çalışma yapılacak, 4 gün düşünme süresi verilecek. -Sağlık personeline kürtaj yapmama hakkı tanınacak -Anne ve baba adayına ikna çalışması yapılacak -Kürtajdan vazgeçmeleri için 4 gün düşünmesi istenecek -Kürtajda 10 hafta sınırı korunacak, sınırı geçenin cezası artacak -“Ertesi gün hapları” ücretsiz verilecek En büyük tartışma konusu olan kürtaj süresinde ise bir değişiklik öngörülmüyor. Kürtajın azaltılması için bu tedbirleri düşünen iktidar, doğumu özendirmek için de ücretli iznin 6 aya çıkarılması gibi yeni haklar getirilmesini planlıyor. Yeni döneme kaldı Kamuoyunda büyük tartışma yaratan düzenlemenin TBMM tatile girmeden önce çıkarılacağı da bildirilmişti. Ancak gerek kamuoyundan yükselen tepki, gerekse hazırlık çalışmalarının uzaması ile konu, yeni döneme kaldı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, önceki gün Bakanlar Kurulu’na yasa taslağına ilişkin sunum yaptı. Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu sunumun tasarı haline getirilmesini tavsiye ettiğini açıkladı. Bakanlar Kurulu’na yapılan sunuma göre, taslak özetle şu hükümleri içeriyor: Ücretsiz ertesi gün hapları Sağlık personeline istemli kürtaj konusunda görevden çekilme hakkı tanınacak. Üreme sağlığındaki gelişmeleri takip ederek politika oluşturulmasına katkı sağlayacak “Üreme Sağlığı Yüksek Kurulu” kurulacak, “ertesi gün hapları” ücretsiz verilecek. 10 hafta sınırı korunacak Güvenli gebelik sürecini oluşturmak için bütün aile sağlığı merkezlerinde gebeliğin erken tespitine yönelik hassas testler yapılacak. Kadının hamileliği daha erken fark etme ihtimalinin az olması nedeniyle kürtajda 10 hafta sınırı korunacak. İstek üzerine gebelik sonlandırılmadan önce anne adayı veya çiftlere bir heyet tarafından danışmanlık hizmeti verilecek. Anne adayının ve çiftlerin kararlarını gözden geçirme süreleri gebeliğin 10’uncu haftasını geçmemek kaydıyla 2 ila 4 gün olacak. İlaçlar denetlenecek İstemli düşük amacıyla kullanılan ilaçlar kontrol altına alınacak ve güvenli kullanımı sağlanacak. Kürtajı sadece kadın doğum uzmanları yapabilecek. 10 hafta üzerindeki gebeliklerin sonlandırılmasında eğitim hastaneleri ve sağlık kurullarına yetki verilecek. Kürtajda tıbbi zorunluluk halleri somutlaştıracak. 3 yıla kadar hapis Tıbbi zorunluluk olmadan 10 haftanın üzerinde kürtaja izin veren kadına 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek (Bu, mevcut durumda 1 yıla kadar hapis ve adli para cezası). SGK yardımı Nüfus planlaması kanunu ve tüzüğü kaldırılacak, bunun yerine Üreme Sağlığı Hizmetleri Kanunu çıkarılacak. Ağrısız doğum hizmeti yaygınlaştırılacak. Bu hizmet için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yeterli ödeme yapması sağlanacak. Üreme sağlığı ile ilgili etkin bir danışma hattı oluşturulacak. Doğum ve süt izni artacak Çalışan annelere doğum sonrası verilen 8 haftalık ücretli izin 6 aya çıkarılacak ve süt izninin 2’nci 6 aylık döneminde verilen süt izni süresi 1.5 saatten 2 saate çıkarılacak. Çalışan ve çocuk sahibi olan annelere kreş yardımı yapılacak, çocuk yardımı artırılacak. Kadının iş ve aileye uyumunun sağlanması için evden çalışması da önerilecek. Anne Dostu Hastane Programı yaygınlaştırılarak mahremiyet beklentileri karşılanacak, hijyen ve konfor standartları yükseltilecek. Ensestte söz hâkimde Ensest sonucu oluşan gebeliklerin sonlandırılmasında veli veya vasi izni aranmayıp hâkim kararına göre işlem yapılacak. Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi 6 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak (Mevcut yasada ceza, üç yıldan 8 yıla kadar hapis öngörüyor). Meltem ÖZGENÇ / ANKARA 18 Temmuz 2012 |
18-01-2013, 16:47 | #75 | |||||||||||||||||||
|
. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Herkesin Hakkını Savunmayı Meslek Edinen Avukat Kendi Hakkını Yeterince Savunuyor mu? | Oğuzhan Er | Hukuk Sohbetleri | 4 | 18-02-2010 23:08 |
Ön alım hakkını engellemek için yapılan hukuki işlemler | Esinc | Meslektaşların Soruları | 1 | 18-09-2009 12:08 |
savunma hakkını savunmak için yardıma ihtiyacım var | Av.Ali Çelik | Meslektaşların Soruları | 5 | 21-01-2009 16:55 |
kadın erkek eşit mi ?yoksa kadın erkek kanun önünde eşit mi?hangisi? | iustinianus | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 30 | 24-04-2008 14:28 |
Yaşama Hakkı ve Kürtaj ... | jurist27 | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 6 | 08-05-2007 19:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |